İdare HukukuYENİ SOKAK HAYVANLARI YASASI

2024’te kabul edilen “Sokak Hayvanları Yasası”, halk arasındaki adıyla “köpek yasası”, sahipsiz hayvanlara yönelik yeni düzenlemeler getirdi.

Türkiye’de sokak hayvanları konusunda uzun süredir devam eden tartışmalar, 2024 yılında kapsamlı bir yasal düzenlemeyle sonuçlandı. Yeni Sokak Hayvanları Yasası, 30 Temmuz 2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilip 2 Ağustos 2024’te Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yasa, kamuoyunda “köpek yasası” olarak anılsa da yalnızca köpekleri değil, tüm sahipsiz hayvanları ilgilendiren hükümler içermektedir. Getirilen düzenlemelerle, sokakta yaşayan hayvanların korunması, kontrol altına alınması ve toplumla daha uyumlu şekilde bir arada yaşamaları amaçlanmaktadır. Ancak özellikle ötanazi (uyutma) konusundaki maddeleri sebebiyle yasa, hayvanseverler ve bazı sivil toplum kuruluşları tarafından yoğun eleştirilere de maruz kalmıştır.

Bu yazıda yeni sokak hayvanları yasasının ne olduğu, getirdiği değişiklikler, belediyelerin sorumlulukları, hayvan sahiplerine yeni yükümlülükler, ötanazi tartışmaları ve yasaya gelen tepkiler ele alınmaktadır. Ayrıca, konuya ilişkin sıkça sorulan sorular ve yanıtlarını da bulabilirsiniz.

SOKAK HAYVANLARI YASASI NEDİR?

Sokak Hayvanları Yasası, mevcut 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişiklik yapan 17 maddelik yeni bir kanundur. Halk arasında “başıboş sokak hayvanları yasası” veya “köpek yasası” adıyla anılan bu düzenleme, sahipsiz hayvanların yaşam koşullarını iyileştirmeyi ve aynı zamanda toplum güvenliğini sağlamayı hedefleyen kapsamlı kurallar getirmiştir. Yasa, sokak hayvanlarının beslenmesi, korunması, tedavisi, kısırlaştırılması ve sahiplendirilmesi konularında yenilikler içerirken; belirli durumlarda agresif veya hasta hayvanların uyutulmasına (ötanazi) da izin vererek kamuoyunda tartışmalara yol açmıştır.

Bu yasa ile birlikte ilk defa hayvanlar, sahipli ve sahipsiz olarak iki net kategoriye ayrılmıştır. Sahipli hayvanlar, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın veri tabanına kayıtlı evcil hayvanları ifade eder. Sahipsiz hayvanlar ise herhangi bir insanın mülkiyetinde veya sorumluluğunda olmayan, sokakta veya barınakta yaşayan evcil hayvanları tanımlar. Yasanın temel amacı, sahipsiz hayvanların sistematik bir şekilde kontrol altına alınması, bakım ve gözetimlerinin sağlanması, mümkün olduğunca barınaklarda rehabilite edilerek sahiplendirilmeleri ve böylece hem hayvan refahının korunması hem de toplumda oluşan güvenlik endişelerinin giderilmesidir. Bu amaç doğrultusunda getirilen yeni kurallar ve yaptırımlar, yerel yönetimlerden vatandaşlara kadar geniş bir kesimi yakından ilgilendirmektedir.

YENİ SOKAK HAYVANLARI YASASI

YENİ SOKAK HAYVANLARI YASASI

YASANIN GETİRDİĞİ TEMEL DÜZENLEMELER

Yeni sokak hayvanları yasası, hem mevcut kanunda önemli değişiklikler yapmış hem de uygulamada bazı yenilikler getirmiştir. Başlıca düzenlemeler şu şekilde özetlenebilir:

  • Sahipli ve Sahipsiz Hayvan Tanımları: Yasa, hayvanların sahipli veya sahipsiz olduğunu netleştirmiştir. Sahipli hayvanlar artık mikroçip ile dijital kimliklendirme yöntemiyle resmi kayıt altına alınacaktır. Kedi ve köpek sahiplerinin 31 Aralık 2025 tarihine kadar evcil hayvanlarını kayıt ettirmeleri zorunlu hale getirilmiştir. Bu tarihe kadar çip taktırıp kaydettirilmeyen evcil hayvanlar için cezai yaptırımlar uygulanabilecektir.
  • Hayvan Bakımevleri ve Barınaklar: Hayvan bakımevlerinin tanımı ve işlevi yeniden belirlendi. Bakımevleri, “hayvanların sahiplendirilinceye kadar barındırıldığı ve rehabilite edildiği tesisler” olarak tanımlandı. Yeni yasa uyarınca sahipsiz hayvanların kural olarak bu barınaklara alınması ve burada tutulması öngörülüyor. Bakımevinde bulunan hayvanların tamamının Bakanlık veri sistemine kaydı zorunlu hale getirildi. Rehabilite edilen (tedavi ve kısırlaştırması yapılan) köpekler, bir yuva bulununcaya kadar barınakta kalacak. Burada önemli bir değişiklik olarak sokak kedileri kapsam dışı bırakılmıştır; yani kısırlaştırılan ve sağlığı yerinde olan kediler sokaklara geri bırakılabilecektir. Kanun teklifinin görüşmeleri sırasında “rehabilite edilenler” ifadesi “rehabilite edilen köpekler” şeklinde değiştirilerek kedilerin barınakta alıkonma zorunluluğu kaldırılmıştır. Bu sayede yalnızca sokak köpekleri için sürekli barınakta kalma şartı getirilmiş, kediler için mevcut uygulama (kısırlaştırıp, aşılayıp alındığı yere bırakma) devam ettirilmiştir.
  • Sahipsiz Hayvanların Tekrar Sokağa Bırakılması: Yeni yasayla birlikte sokak hayvanlarının bakımevi dışında bir yere bırakılması veya terk edilmesi kesin olarak yasaklanmıştır. Özellikle rehabilite edilen köpeklerin tekrar sokaklara salıverilmesi kanunen suç kapsamına alınmıştır. Yani bir sokak köpeği belediye tarafından toplanıp barınağa götürüldükten sonra, sahiplenilmedikçe yeniden sokak ortamına bırakılması yasaktır. Bu madde, hayvanların özgürlüğünün kısıtlanması gerekçesiyle eleştirilse de yasa koyucular, insanların can güvenliği ve halk sağlığını gözetme amacıyla bu düzenlemeyi savunmaktadır.
  • Ötanazi (Uyutma) Düzenlemesi: Yasanın en tartışmalı yönü, belirli koşullar altında sahipsiz hayvanlara ötanazi uygulanabilmesi olmuştur. Normalde mevcut kanunlar gereği sokak hayvanlarını öldürmek yasaktır ve suçtur. Ancak yeni düzenleme, Veterinerlik Hizmetleri Kanunu’nun 9. maddesindeki esaslara atıf yaparak bazı istisnai durumlarda veteriner hekim kararıyla hayvanların uyutulabilmesinin yolunu açmıştır. Bu şartlar, aşağıda “Ötenazi Tartışması” başlığında detaylı olarak ele alınacaktır. Önemle vurgulamak gerekir ki; kanun metninde “ötanazi” kelimesi doğrudan geçmemektedir. Bu ifade, teklif görüşmeleri sırasında gelen tepkiler üzerine metinden çıkarılmıştır. Ancak ilgili koşullar sağlandığında uyutma işleminin yapılabileceği hükmü dolaylı olarak korunmuştur.
  • Belediyelere Yeni Yükümlülükler: Kanun, yerel yönetimlere (belediyelere) sahipsiz hayvanlarla ilgili ciddi sorumluluklar yüklemektedir. Her belediye, sorumluluk bölgesindeki sokak hayvanlarının toplanması, barındırılması, beslenmesi, tedavisi ve sahiplendirilmesi için gerekli altyapıyı oluşturmak zorundadır. Büyükşehir belediyelerinin yıllık bütçelerinin binde 3’ü, diğer belediyelerin bütçelerinin binde 5’i hayvan bakımevlerinin kurulması ve işletilmesi için ayrılacaktır. Ayrıca belediyeler, yıllık, 5 yıllık ve 10 yıllık süreleri kapsayan sokak hayvanları ile ilgili eylem planları hazırlamakla yükümlüdür. Kanun, belediyelerin yalnızca kağıt üzerinde plan yapmasını değil, aktif ve şeffaf bir şekilde uygulamaya geçmesini amaçlamıştır.
  • Cezai Yaptırımların Artırılması: Yasa ile hayvan haklarına aykırı fiillerin cezaları da ağırlaştırılmıştır. Sokak hayvanlarına kötü muamelede bulunanlara uygulanan idari para cezaları yükseltilmiştir. Örneğin, 16 yaşından küçüklere evcil hayvan satışı yapmak yasak olup, bu yasağa uymayanlara verilecek ceza 60.000 TL’ye çıkarılmıştır. Buna ek olarak, sahipsiz bir hayvana kasıtlı olarak zarar vermek veya öldürmek fiili, mevcut kanun kapsamında suç sayılmaktadır. 5199 sayılı kanunda yapılan değişikliklerle, evcil bir hayvanı öldüren kişiye 6 aydan 4 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Bu kapsamda, sokakta yaşayan kedi veya köpek gibi hayvanlar da “evcil hayvan” tanımına dahil edildiği için, onları öldürmek de aynı cezai yaptırıma tabidir. Ayrıca sokak hayvanlarına işkence eden, kötü davranan kişilere de 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası getirilmiştir. Yasanın öngördüğü bu cezalar, hayvanlara yönelik suçların önlenmesi ve caydırıcılığın artırılması amacını taşımaktadır.
  • Gönüllüler ve STK İşbirliği: Önceki mevzuatta yer alan “hayvan koruma gönüllüsü” kavramı metinden çıkarılmış ve sokak hayvanlarının bakımı ve beslenmesi konusundaki ana sorumluluk doğrudan belediyelere verilmiştir. Ancak bu, gönüllülerin ve sivil toplum kuruluşlarının devre dışı bırakılması anlamına gelmemektedir. Aksine yasa, STK’lar ve gönüllü hayvan severlerle belediyelerin iş birliği yaparak sahiplendirme kampanyaları düzenlemesini, eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarına destek vermelerini teşvik etmektedir. Toplumda hayvan hakları bilincini artırmaya yönelik eğitim programları da yasanın öngördüğü önemli adımlardandır.

Yukarıdaki maddeler, 7527 sayılı Kanun olarak da bilinen yeni düzenlemenin ana hatlarını oluşturmaktadır. Özetle yasa; sokak hayvanlarının kayıt altına alınması, güvenli barınaklara yerleştirilmesi, uygun koşullarda bakılması ve sahiplendirilmesi süreçlerini sistemleştirmekte; hayvanlara yönelik ihlalleri cezalandırarak hem hayvan refahını korumayı hem de toplum sağlığını ve güvenliğini sağlamayı amaçlamaktadır.

ÖTENAZİ TARTIŞMASI: SOKAK KÖPEKLERİ UYUTULACAK MI?

Yasanın kamuoyunda en çok tepki çeken yönü, 5. maddede düzenlenen ötanazi (uyutma) uygulamasıdır. Özellikle sokak köpeklerinin toplu halde öldürüleceği yönünde bir endişe doğduğu için, bu maddeye dair birçok soru işareti gündeme gelmiştir. Peki, sokak köpekleri gerçekten uyutulacak mı? Bu soruyu yanıtlamak için kanunun ilgili hükmüne ve getirilen sınırlamalara bakmak gerekiyor.

Ötanazi nedir? Ötanazi, bir hayvanın (veya insanın) yaşamına katlanılmaz acılar çektiği durumda, veteriner hekim tarafından acısız ve hızlı bir yöntemle son verilmesi anlamına gelir. Türkiye’de normal şartlar altında hayvanlar üzerinde ötanazi yapılması yasaktır. Ancak Veterinerlik Hizmetleri Kanunu’nun 9. maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen istisnai haller, yeni yasa ile sahipsiz sokak hayvanları için de uygulanabilir hale getirilmiştir. Bu kapsamda uyutulması (ötanazi yapılması) mümkün olan durumlar şunlardır:

  • İyileşmez Sağlık Durumu: Sahipsiz bir hayvanın acı veya ıstırap çekmesine neden olan ve iyileşme imkanı bulunmayan bir hastalığı varsa veteriner hekim kararıyla uyutulabilir. Bu, hayvanın çektiği sürekli acıyı dindirmek için son çare olarak düşünülmüştür.
  • Bulaşıcı ve Salgın Hastalıklar: Hayvanda, akut bulaşıcı bir hastalık varsa ve bu hastalık insan sağlığı için risk oluşturuyor ya da hastalığın yayılmasını önlemek için eradikasyon (köktan yok etme) gerekliyse, hayvan uyutulabilir. Özellikle kuduz gibi ölümcül ve hızlı yayılan hastalıklarda, başka canlıların hayatını korumak amacıyla bu yolun açık tutulduğu belirtilmektedir.
  • Tehlikeli ve Saldırgan Davranışlar: Davranışları kontrol edilemeyen, insan hayatı veya diğer hayvanların sağlığı için ciddi tehlike oluşturan sahipsiz hayvanlar da ötanazi kapsamına girebilir. Bu madde, özellikle birden fazla ciddi saldırı vakasına karışmış, rehabilitasyonla davranışları düzeltilemeyen agresif sokak köpeklerini hedef almaktadır. Örneğin, defalarca insanlara saldırıp ağır yaralanmalara yol açan bir köpeğin, başka çare kalmadığında uyutulabilmesi söz konusu olabilecektir.
  • Genel Salgın ve Olağanüstü Durumlar: Ülke genelinde hayvanları etkileyen akut ve yaygın salgın hastalık durumlarında (örneğin kuş gribinin tavuk ve kuş popülasyonunda yayılması gibi) veya olağanüstü hallerde, ilgili otoritelerin kararıyla bazı hayvanlara ötanazi uygulanabilir. Bu, kamu sağlığını korumak için istisnai bir tedbirdir.

Karar ve Uygulama Yetkisi: Ötanazi kararı yalnızca veteriner hekimler tarafından verilebilir ve uygulama da sadece bir veteriner hekim tarafından veya onun gözetiminde yapılabilir. Yani her durumda bilimsel ve etik değerlendirmeyi yapacak olan, hayvanın durumunu en iyi bilecek olan veteriner hekimlerdir. Bu noktada, en çok tartışma yaratan konu, veterinerlerin karar kriterlerinin kanunda net tanımlanmamış olmasıdır. Hayvanseverler, “hangi hayvanların tehlikeli sayılıp uyutulacağı belirsiz” diyerek bu duruma tepki göstermektedir. Eleştiriler, uygulamada keyfi kararlar alınabileceği yönündedir.

Kanun metninde “ötanazi” ifadesinin çıkarılmış olması birçok kişi tarafından olumlu bir adım olarak görülse de, özünde yukarıdaki istisnalar yoluyla uyutma imkanı açık bırakılmıştır. Yanlış anlaşılmayı önlemek adına altını çizmek gerekir: Yasa, tüm sokak köpeklerinin toplanıp topluca öldürülmesini öngörmemektedir. Sadece belirlenen sınırlı durumlarda veteriner onayıyla uyutma yapılabilir; bunun dışındaki tüm hallerde hayvanların barınaklarda tutulması ve ömür boyu dahi olsa yaşatılması esastır. Nitekim Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri de, yasanın “katliam yasası” olmadığını, yalnızca çaresiz durumdaki veya aşırı tehlikeli bireysel vakalar için ötanazi opsiyonu tanıdığını belirtmektedir.

Sonuç olarak, ötanazi konusu toplum vicdanını ikiye bölen bir mesele haline gelmiştir. Bir yanda, sokaklarda özellikle saldırgan köpeklerin oluşturduğu tehlikeden endişe eden ve bu nedenle uyutma seçeneğini savunan bir kesim vardır. Diğer yanda ise, her koşulda yaşam hakkını savunan hayvanseverler ve aktivistler bulunmaktadır. Yasanın uygulamasında bu dengenin nasıl sağlanacağı, veteriner hekimlerin ve belediyelerin bu yetkiyi ne şekilde kullanacağı yakından takip edilecektir.

YENİ SOKAK HAYVANLARI YASASI

YENİ SOKAK HAYVANLARI YASASI

BELEDİYELERİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ VE CEZALAR

Yeni sokak hayvanları yasası, en çok da belediyelerin sorumluluklarını artıran bir düzenleme olarak dikkat çekiyor. Ülke genelindeki bütün yerel yönetimler, sahipsiz hayvanlarla ilgili görevlerini ihmal etmeleri halinde ciddi yaptırımlarla karşılaşabilirler. Bu bölümde, belediyelere yüklenen yükümlülükler ve olası cezalar ele alınmıştır.

Barınak Kurma ve İşletme Zorunluluğu: 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ve ilgili mevzuata göre zaten belediyelerin sokak hayvanları için barınak kurma ve işletme görevi bulunmaktaydı. Yeni yasa bu görevi daha da netleştirmiş ve ülke genelindeki tüm belediyelere fiilen barınak sağlama sorumluluğu getirmiştir. Türkiye’de mevcut durumda 1393 belediyeden yalnızca 237’sinin hayvan bakımevi olduğu düşünüldüğünde, birçok belediyenin sıfırdan barınak kurması gerekecektir. Her belediye, kendi bütçesinden yasanın belirttiği oranlarda pay ayırarak yeterli kapasitede barınak açmak ve bu barınakları standartlara uygun şekilde işletmek durumundadır.

Bütçe Ayırma ve Kaynak Kullanımı: Yasa, belediyelerin son onaylanan bütçelerinin belli bir kısmını hayvan bakımevleri için tahsis etmelerini şart koşuyor. Büyükşehir belediyeleri bütçelerinin ‰3’ünü (binde 3), diğer belediyeler ise bütçelerinin ‰5’ini (binde 5) hayvan barınaklarının yapımı, bakımı ve işletilmesi için kullanmak zorunda. Bu oranlar kanunen belirlenmiş asgari limitlerdir; isteyen belediye elbette daha fazla kaynak ayırabilir. Ayrılan ödeneğin gerçekten bu amaca uygun kullanılıp kullanılmadığı ise Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından denetlenecektir. Belediyelerin, hayvan bakımevlerine ayırdıkları bütçeyi başka amaçlar için kullanmaları yasaklanmıştır.

Veterinerlik ve Kısırlaştırma Hizmetleri: Her belediyenin bünyesinde veteriner işleri birimi kurması veya mevcut birimini güçlendirmesi gerekmektedir. Sahipsiz hayvanların düzenli sağlık kontrolleri, aşılama ve kısırlaştırma işlemleri belediyelerin sorumluluğundadır. Yeni yasa, özellikle kısırlaştırma konusunda seferberlik düzeyinde bir çaba öngörmektedir; zira kontrolsüz üremenin engellenmesi, sokak hayvanı popülasyonunun uzun vadede insani yöntemlerle azaltılmasının temel yoludur.

Beslenme Noktaları ve Genel Bakım: Yasanın getirdiği bir başka yenilik, sokak hayvanları için beslenme noktaları oluşturma yükümlülüğüdür. Belediyeler, mama ve su odakları gibi düzenekleri parklar, bahçeler gibi uygun alanlara kurarak sokaktaki canların düzenli beslenmesini sağlamakla yükümlü olacaklar. Ayrıca, sahipsiz hayvanların barınma, barınak dışı doğal yaşam alanları oluşturma gibi konularda da belediyelere görevler verilmiştir. Örneğin, kış aylarında hayvanların soğuktan korunabileceği mekanizmalar geliştirilmesi, yazın su kapları konulması gibi uygulamalar teşvik edilmektedir.

İhmal Edene Hapis Cezası: Belki de en çarpıcı madde, yükümlülüklerini yerine getirmeyen belediye yönetimlerine yönelik cezai yaptırımlardır. Yeni yasaya göre, sahipsiz hayvanların barınaklara alınmaması, gerekli bakım ve rehabilitasyonun sağlanmaması veya sahiplendirme görevlerinin ihmal edilmesi gibi durumlarda ilgili belediye başkanı ve sorumlu diğer yetkililer hakkında 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilebilecektir. Bu hüküm, kamu görevini ihmal etmenin yaptırımı olarak getirilmiştir ve uygulamada yerel yöneticiler üzerinde ciddi bir baskı oluşturmuştur. Örneğin, bir belediyenin yeterli bütçesi olmasına rağmen barınak kurmaması veya mevcut barınağında hayvanlara kötü muameleye göz yumması tespit edilirse, belediye başkanı şahsen ceza riskiyle karşı karşıya kalacaktır. Bunun yanı sıra idari para cezaları ve bakanlık tarafından geçici görevden uzaklaştırma gibi yaptırımlar da söz konusudur.

Denetim ve Şeffaflık: Kanun, Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı denetim birimlerine, belediyelerin sokak hayvanlarıyla ilgili faaliyetlerini düzenli olarak denetleme görevi vermektedir. Bakanlık, gereken durumlarda uyarı, idari ceza veya savcılığa suç duyurusu mekanizmalarını işletecektir. Ayrıca, vatandaşlar da bu süreçte aktif rol alabilir; örneğin, bir bölgede sokak hayvanlarına dair şikayetler veya ihlaller olduğunda bunu ilgili mercilere bildirebilir ve yasal süreç başlatılmasını sağlayabilirler.

Özetlemek gerekirse, yeni yasa ile belediyeler artık sokak hayvanları konusunda daha aktif, sorumlu ve hesap verebilir bir konuma getirilmiştir. Bu durum, bazı belediyeler tarafından bütçe yetersizliği ve personel eksikliği nedeniyle eleştirilse de, kanun koyucular Türkiye genelinde standart bir uygulama birliği sağlanması gerektiğini vurgulamaktadır. Başarılı bir uygulama için, merkezi idarenin de belediyelere mali ve teknik destek sunması beklenmektedir. Yasanın uzun vadeli başarısı, büyük ölçüde yerel yönetimlerin bu yükümlülükleri ne derece benimsediğine ve hayata geçirdiğine bağlı olacaktır.

EVCİL HAYVAN SAHİPLERİNE GETİRİLEN YÜKÜMLÜLÜKLER

Yeni sokak hayvanları yasası, sadece sahipsiz hayvanlarla ilgilenen bir düzenleme değildir; aynı zamanda evcil hayvan sahiplerine de bazı önemli sorumluluklar yüklemektedir. Çünkü sokaklarda sahipsiz olarak dolaşan birçok hayvan aslında bir zamanlar evcil hayvan olup sonradan terk edilmiş bireylerdir. Bu sorunun önüne geçmek için yasa, pet sahiplerini de kapsayan bazı hükümler içermektedir.

Mecburi Kayıt ve Mikroçip: Yasanın en dikkat çekici maddelerinden biri, kedi ve köpek sahiplerine dijital kimliklendirme zorunluluğu getirmesidir. Evinde kedi veya köpek besleyen herkes, hayvanına bir mikroçip taktırarak Tarım ve Orman Bakanlığı’nın PETVET adı verilen veri tabanına kayıt ettirmek zorundadır. Daha önceki düzenlemelerde de mikroçip uygulaması vardı ancak yeni yasa bu konuda son tarihi netleştirdi: 31 Aralık 2025. Bu tarihe kadar evcil hayvanını kayıt altına almayan kişilere idari para cezası verilecektir. Kayıt işlemi, hayvanın sokağa terk edilmesi durumunda eski sahibinin tespitini de kolaylaştıracağı için caydırıcı bir önlem olarak görülmektedir.

Sahiplendirilen Hayvanların Takibi: Barınaklardan hayvan sahiplenen vatandaşlar, sahiplendirdikleri hayvanı belirli süreler boyunca kontrol ettirmek ve durumunu bildirmekle yükümlü tutulabilir. Henüz uygulamada detayları netleşmemiş olsa da, amaç sahiplendirilen hayvanın yeniden sokağa terk edilmesini önlemektir. Örneğin, belediyeler sahiplendirdikleri her hayvan için bir kayıt tutacak ve gerektiğinde ev ziyareti veya telefonla takip yapabilecektir. Eğer hayvanın terk edildiği anlaşılırsa, eski sahibi hakkında yasal işlem başlatılacaktır.

Terk Etmeye Ağır Ceza: Evcil hayvanını sokağa terk etmek, zaten mevcut kanunlarda yasak ve cezai bir fiildi. Yeni düzenleme ile birlikte bu fiile yönelik cezaların artırılması gündeme gelmiştir. Bir ev hayvanını (kedi, köpek vb.) bilinçli olarak sokağa bırakan kişiler hem idari para cezası hem de tekrarı halinde hapis cezası ile karşılaşabilirler. Özellikle bir hayvanın terk edilmesi sonucunda üçüncü kişilerin zarar görmesi durumunda (örneğin terk edilen köpeğin saldırıya karışması gibi) pet sahibinin sorumluluğu doğacaktır.

Kısırlaştırma ve Eğitim: Yasa, evcil hayvan sahiplerini kısırlaştırma konusunda da teşvik edici adımlar içeriyor. Özellikle bir evcil hayvanın yavrusunu sahiplendirme süreçleri düzenleniyor. Kontrolsüz üremenin önüne geçmek için, pet shop’lar yerine barınaklardan sahiplenmenin özendirilmesi, hayvan sahiplerine eğitimler verilmesi gibi politikalar da uygulamaya konulacak. Bazı belediyeler, evcil hayvan sahiplerine ücretsiz veya indirimli kısırlaştırma hizmeti sunmaya başlamış durumda; bu tür uygulamaların yaygınlaşması bekleniyor.

Tehlikeli Irkların Kontrolü: Daha önceki mevzuatta da yer alan tehlikeli ırk köpekler (örneğin pitbull, dogo argentino gibi) konusunda mevcut yasak ve kayıt uygulamaları devam etmektedir. Bu ırklara sahip kişilerin, hayvanlarını ağızlık ve tasma olmadan dolaştırması, çocuk parkı gibi yerlere sokması yasaktır. Yeni yasa, bu kurallara uyulmaması halinde uygulanacak cezaları da artırmıştır. Tehlikeli ırk olarak tanımlanan bir köpeği kayıt dışı olarak besleyen veya üretmeye çalışanlara yüksek para cezaları ve hayvana el koyma yaptırımı uygulanacaktır.

Genel anlamda, yasa sorumlu hayvan sahipliği kavramını güçlendirmeyi hedeflemektedir. Evcil hayvan beslemek yalnızca bir hobi veya keyif değil, aynı zamanda topluma karşı da bir sorumluluktur. Kayıtsız, aşısız ve kontrolsüz evcil hayvanların zamanla sokak hayvanı popülasyonunu artırdığı düşünüldüğünde, her pet sahibinin üzerine düşeni yapması önem kazanıyor. Bu nedenle yeni düzenlemelerle, sahiplendiğimiz can dostlarımızı terk etmememiz, sağlıklarını takip etmemiz ve topluma zarar vermeyecek şekilde yetiştirmemiz için hukuki zemin güçlendirilmiştir.

YASAYA YÖNELİK TOPLUMSAL TEPKİLER VE ELEŞTİRİLER

Yeni sokak hayvanları yasası, çıkmadan önce de çıktıktan sonra da kamuoyunda hararetli tartışmalara neden oldu. Yasanın hedefinde hem hayvan haklarını korumak hem de toplumda yaşanan sorunlara çözüm bulmak vardı. Ancak uygulamadaki bazı hükümler, farklı kesimlerce eleştirildi ve protestolara yol açtı.

Hayvanseverlerin Tepkileri: Hayvan hakları savunucuları, özellikle ötanazi düzenlemesine en başından beri karşı çıktılar. Birçok sivil toplum kuruluşu ve aktivist, bu yasa teklifine “katliam yasası” adını vererek ülke genelinde imza kampanyaları başlattı, sosyal medyada seslerini duyurmaya çalıştı. Aktivistler, “yaşam hakkı pazarlık konusu olamaz” diyerek hiçbir sokak hayvanının öldürülmemesi gerektiğini savundular. Yasanın ötanaziyle ilgili maddelerinin muğlak olduğunu, veterinerlerin keyfi biçimde hayvanları tehlikeli ilan edip uyutma yoluna gidebileceğini iddia ettiler. Ayrıca, kedilerin kapsam dışı bırakılmasının sevindirici fakat yetersiz olduğunu, köpekler için de benzer bir serbestliğin tanınması gerektiğini dile getirdiler. Hayvanseverlere göre asıl çözüm, kısırlaştır-bırak yönteminin bilimsel ve geniş çaplı uygulanması, sokak hayvanlarının doğal yaşam alanlarında kontrollü şekilde yaşamasına imkan tanınması olmalıydı.

Muhalefet Partileri ve Hukuki Girişimler: Siyaset cephesinde de yasa yoğun eleştiri aldı. Muhalefet partileri, özellikle Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), yasanın birçok maddesinin kamu yararına ve hayvan haklarına aykırı olduğunu savunarak konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. CHP, Ağustos 2024’te yasanın 17 maddesinden 16’sının iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle AYM’ye başvuruda bulundu. Bu başvuru, hayvan hakları örgütleri tarafından da desteklendi. AYM önünde toplanan kalabalıklar, “yaşam hakkını savunmak vicdani bir görevdir” sloganlarıyla nöbet tuttular. Yasa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına ve uluslararası sözleşmelere aykırı olmakla eleştirildi; “telafisi mümkün olmayacak sonuçlara yol açacağı” gerekçesiyle iptali istendi. Ancak Anayasa Mahkemesi, Mayıs 2025’te bu başvuruyu reddetti ve yasanın anayasaya aykırı olmadığına hükmetti. Karar, bazı maddelerde oy birliği, bazılarında ise oy çokluğuyla alındı. AYM’nin gerekçeli kararı henüz açıklanmamış olmakla birlikte, yürürlükteki kanun hüküm ifade etmeye devam etmektedir.

Toplum Güvenliği Endişesi Olanlar: Öte yandan, sokak hayvanları sorununa farklı yaklaşan bir kesim de bulunmaktadır. Özellikle son yıllarda artan sokak köpeği saldırıları, bazı vatandaşlarda korku ve öfkeye yol açmıştı. Özellikle çocukların zarar gördüğü üzücü olaylar sonrasında, sokaklarda başıboş köpek istemeyen gruplar da seslerini duyurdular. Bu kesimler, öngörülen ötanazi düzenlemesini desteklediklerini açıktan dile getirdiler. Onlara göre aşırı saldırgan ve toplum için tehlikeli köpeklerin uyutulması, daha fazla can yanmadan alınması gereken bir önlemdi. Yeni yasa, bu grubun taleplerine kısmen cevap verir nitelikte olduğundan, mahallelerde başıboş gezen köpeklerin toplanarak barınaklara götürülmesini olumlu karşılayanlar oldu. Ancak hayvanseverler ile bu grubun söylemleri arasında derin bir uçurum oluştu ve konu toplumsal bir tartışmaya dönüştü.

Uygulama Konusundaki Şüpheler: Eleştirilerin bir kısmı da yasanın kağıt üzerinde çok şey vaat edip pratikte uygulanamayacağı yönündedir. Özellikle belediyelerin bütçe ve altyapı sorunları varken, ülke genelinde on binlerce hayvanın barınaklarda tutulması ve bakılmasının gerçekçi olmadığı savunuluyor. Mevcutta zaten pek çok barınak kapasitesinin yetersiz ve koşullarının kötü olduğu bilinmekteyken, hayvanların ömür boyu kapalı alanlarda kalmasının hayvan refahına aykırı olduğu vurgulanıyor. Ayrıca toplumda hayvan sevgisi ve bilinci artırılmadan sadece cezalarla sorunun çözülemeyeceği de dile getirilen bir diğer husus. Yasa, eğitim ve bilinçlendirme kampanyalarını öngörüyor olsa da, eleştirenler “halkı sürece dahil eden mekanizmalar yeterli değil” demektedir.

Uluslararası Dikkat: Türkiye’deki bu düzenleme, uluslararası alanda da yankı buldu. Bazı yabancı basın organları ve ünlü isimler (örneğin, hayvan hakları savunucusu aktris Brigitte Bardot), Türk yetkililere çağrıda bulunarak bu yasanın geri çekilmesini talep etti. Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü standartlarına aykırılıklar olup olmadığı tartışıldı. Bu uluslararası baskılar, Türkiye’deki hayvan hakları hareketine moral desteği sağlarken, hükümet kanadı yasanın “dış baskılarla değil, ülke gerçeklerine göre” yapıldığını savundu.

Sonuç olarak, yeni sokak hayvanları yasası toplumun farklı kesimlerinden karışık tepkiler almıştır. Yasanın niyetinin iyi olduğunu düşünenler de, uygulamada dikkatli olunması gereken noktalar konusunda hemfikirdir. Önümüzdeki dönemde, bu yasal düzenlemenin hayata geçirilmesi sırasında ortaya çıkacak başarılar veya aksaklıklar, eleştiri ve övgüleri somut hale getirecektir. Gerek hayvan hakları savunucuları gerekse sokaklarda güvenlik isteyen vatandaşlar, gelişmeleri yakından izlemeye devam edeceklerdir.

SONUÇ

Yeni Sokak Hayvanları Yasası, Türkiye’nin uzun yıllardır gündeminde olan sokak hayvanları meselesine yönelik kapsamlı bir yaklaşım sunmaktadır. Yasa, bir yandan hayvanların yaşam hakkını ve refahını koruma hedefini güderken diğer yandan toplum huzurunu ve insan güvenliğini sağlama amacını taşımaktadır. Sahipsiz hayvanların kayıt altına alınması, bakımevlerinde rehabilite edilmesi, kısırlaştırılıp sahiplendirilmesi gibi yapısal çözümler öngörülmesi, sorunun kökten ele alınması yönünde önemli adımlardır. Ayrıca belediyelere somut görevler ve yaptırımlar tanımlanması, bu konuda hesap verebilirlik mekanizması oluşturmuştur.

Elbette, her yeni politika gibi bu yasanın başarısı da uygulamadaki titizliğe bağlı olacaktır. Yasanın getirdiği yenilikler kağıt üzerinde kalmayıp gerçek hayatta karşılık bulduğunda, hem insanlar hem de sokaklarda yaşayan dostlarımız için daha uyumlu bir yaşam mümkün olabilecektir. Örneğin, yeterli sayıda ve nitelikte barınakların kurulması, tüm sahipsiz hayvanların aşılanması ve kısırlaştırılması, sorumlu hayvan sahipliği kültürünün yaygınlaşması halinde, bir süre sonra sokakta sahipsiz ve kontrolsüz hayvan görmek de nadirleşecektir.

Ancak bu geçiş süreci kolay olmayacaktır. Kaynak yetersizliği çeken belediyeler, kalabalık barınaklarda yaşanabilecek problemler, toplumdaki bilinç düzeyinin istenen seviyede olmaması gibi engeller mevcuttur. Bu yüzden merkezi hükümet, yerel yönetimler, STK’lar ve vatandaşlar el ele vererek bu yasanın ruhuna uygun şekilde hayata geçmesine katkı sunmalıdır. Hayvanseverlerin endişelerini gidermek için şeffaf bir uygulama, düzenli denetimler ve gerektiğinde yasal düzenlemelerde iyileştirmeler yapmak da önemlidir.

Sonuç itibariyle, yeni sokak hayvanları yasası Türkiye genelindeki vatandaşları doğrudan ilgilendiren önemli bir düzenlemedir. Bu yasa, sokak hayvanlarının daha iyi koşullarda yaşamasını ve insan-hayvan ilişkisinin daha sağlıklı bir zemine oturmasını hedeflemektedir. Başarıya ulaşıp ulaşmayacağı ise zamanla belli olacak; ancak bu süreçte hepimize düşen görev, yasa hükümlerine uymak, bilinçli davranmak ve can dostlarımızın yaşam hakkına saygı duyarak ortak yaşam alanlarımızı paylaşmaktır.

YENİ SOKAK HAYVANLARI YASASI

YENİ SOKAK HAYVANLARI YASASI

SIKÇA SORULAN SORULAR

Sokak Hayvanları Yasası nedir?

Sokak Hayvanları Yasası, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılan ve 2024 yılında yürürlüğe giren yeni düzenlemeleri ifade eder. Bu yasa ile sahipsiz sokak hayvanlarının korunması, bakımı, kısırlaştırılması, barınaklara alınması ve sahiplendirilmesi gibi konularda kapsamlı kurallar getirilmiştir. Halk arasında “köpek yasası” olarak da anılan bu düzenleme, hayvan haklarını koruma amacıyla çıkarılmıştır.

Yeni sokak hayvanları yasası ne zaman yürürlüğe girdi?

Yasa, TBMM’de 30 Temmuz 2024 tarihinde kabul edilmiş ve 7527 sayılı Kanun olarak 2 Ağustos 2024 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yasanın çıkışı, son yıllarda artan sokak hayvanlarıyla ilgili sorunlar ve kamuoyu tartışmalarının bir sonucudur.

Yasa kedileri de kapsıyor mu?

Evet, yasa genel olarak tüm sahipsiz hayvanları kapsar, ancak uygulamada sokak kedileri için önemli bir istisna tanınmıştır. Kanun görüşmeleri sırasında yapılan değişiklikle kediler barınakta alıkonma ve uyutma düzenlemelerinin kapsamı dışında bırakılmıştır. Bu da demektir ki rehabilite edilen (kısırlaştırılıp aşılanan) kediler, doğal yaşam alanları olan sokaklarına geri bırakılabilecek. Köpekler ise kısırlaştırıldıktan sonra barınakta kalmaya devam edecek ve ancak sahiplendirilirlerse kalıcı bir yuvaya kavuşabilecekler.

Sokak köpekleri toplatılıp öldürülecek mi?

Hayır, yasa sokak köpeklerinin topluca öldürülmesini öngörmemektedir. Sokak köpekleri belediyeler tarafından toplanarak bakımevlerine götürülecek, burada kısırlaştırılıp bakım altında tutulacaktır. Yasa sadece belirli istisnai durumlarda (örneğin tedavi edilemez derecede hasta olması, çok agresif olup insan hayatını tehdit etmesi gibi) veteriner kararıyla uyutma (ötanazi) yapılabileceğini belirtir. Genel durumda ise her sokak hayvanının barınakta veya doğal yaşam parklarında güvenli bir şekilde yaşaması ve mümkünse sahiplendirilmesi amaçlanır.

Yasanın getirdiği en önemli değişiklikler nelerdir?

En önemli değişiklikler arasında hayvanların sahipli-sahipsiz diye ayrılarak kayıt altına alınması, sahipsiz hayvanların barınaklara alınması, ötanazi şartlarının tanımlanması, belediyelere barınak kurma ve bütçe ayırma zorunluluğu, ihmal halinde belediye yöneticilerine hapis cezası getirilmesi, pet sahiplerine mikroçip taktırma zorunluluğu ve hayvanlara karşı suçların cezalarının artırılması sayılabilir. Bu değişiklikler, hem hayvan hakları hem de kamu güvenliği açısından önemli yeniliklerdir.

Belediyelerin sokak hayvanlarıyla ilgili görevleri neler?

Belediyeler, sahipsiz hayvanları toplamak, kısırlaştırmak, aşılamak, barınaklarda bakmak ve sahiplendirmek ile yükümlüdür. Yeni yasa ile her belediye bütçesinin belirli bir oranını bu amaçlara ayırmak zorundadır. Ayrıca beslenme odakları kurmak, acil veterinerlik hizmetleri sunmak, tehlikeli durumları yönetmek gibi görevleri de vardır. Eğer bir belediye bu görevlerini yapmaz veya ihmal ederse, belediye başkanı ve ilgili yetkililer hakkında cezai işlem uygulanabilir (6 ay – 2 yıl hapis cezası dahil).

Sokak hayvanına zarar vermenin cezası nedir?

Yürürlükteki kanuna göre bir evcil hayvanı (sahipli ya da sahipsiz) öldürmek suçtur ve faile 6 aydan 4 yıla kadar hapis cezası verilebilir. Sokak hayvanları da evcil hayvan kategorisinde değerlendirildiği için, bir sokak köpeğine ya da kedisine bilerek zarar vermek veya öldürmek ceza kanunu kapsamında suç sayılır. Ayrıca hayvanlara işkence eden, acımasız muamelede bulunan kişiler de hapis cezasıyla yargılanabilir. Bunun dışında, hayvana kasıtlı kötü davranış, aç bırakma, dövme gibi fiiller için idari para cezaları uygulanmaktadır.

Yeni yasa evcil hayvan sahiplerini nasıl etkiliyor?

Yasa, evcil hayvan sahiplerine bazı yeni yükümlülükler getiriyor. Kedi ve köpek sahipleri, 2025 sonuna kadar hayvanlarına mikroçip taktırıp kayıt ettirmek zorundalar. Bu sayede kayıp olan ya da sokağa terk edilen hayvanların eski sahipleri tespit edilebilecek. Ayrıca evcil hayvanını sokağa terk edenlere yönelik cezalar artırılıyor. Tehlikeli ırk köpek sahiplerinin uyması gereken kurallar da devam ediyor. Kısacası, yeni düzenleme pet sahiplerinin daha sorumlu davranmasını teşvik ediyor ve aksi halde yaptırım uygulamayı hedefliyor.

Yasaya neden “köpek yasası” deniyor?

Toplumda bu yasanın “köpek yasası” olarak anılmasının sebebi, getirilen düzenlemelerin özellikle sokak köpeklerini hedef almasıdır. Son dönemde yaşanan köpek saldırıları, kuduz vakaları gibi olaylar bu yasanın çıkmasında itici güç oldu. Yasa metni her ne kadar tüm sahipsiz hayvanları kapsasa da, kediler için istisnalar konulması ve ötanazi tartışmasının merkezinde köpeklerin olması nedeniyle halk arasında böyle bir isimlendirme yaygınlık kazandı. Yine de yasanın resmiyetteki karşılığı, Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun şeklindedir.

Sokak hayvanları sorunu bu yasa ile tamamen çözülecek mi?

Bu yasa, sorunu çözmek için atılmış önemli bir adım olsa da tek başına mucizevi bir çözüm anlamına gelmiyor. Sorunun çözümü için zaman, kaynak ve toplumsal duyarlılık gerekiyor. Yasanın başarılı olması için belediyelerin etkin çalışması, merkezi hükümetin destek sağlaması, vatandaşların da kurallara uyması şart. Kısırlaştırma ve sahiplendirme çalışmaları uzun vadede meyvelerini verecektir. Sokak hayvanları nüfusunun kontrol altına alınması belki birkaç yıl alacaktır, ancak bu yasa ile birlikte artık yasal bir çerçeve ve planlı bir yaklaşım mevcut. Başarı, yasanın uygulanmasındaki kararlılığa bağlı olacaktır.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment