İş HukukuÖlüm İzni (Vefat İzni) Nedir İşçi ve Memur

Ölüm izni, diğer adıyla vefat izni, çalışanların yakın bir akrabalarını kaybettiklerinde yararlandıkları ücretli bir mazeret izni türüdür. İş hukukunda ölüm izni, bir işçinin veya memurun belirli dereceden yakınlarının vefatı halinde işine ara verip cenaze ve yas sürecini yaşayabilmesi için yasal olarak tanınmış bir haktır. Bu süre boyunca çalışan maaşından kesinti yapılmaksızın izinli sayılır ve işverenin bu izni kullandırması yasal bir zorunluluktur. Aşağıda, ölüm izninin ne olduğundan kimlere verildiğine, süresinden kullanım şartlarına kadar en çok merak edilen konular başlıklar halinde açıklanmıştır.

Çalışanın Ölüm İzni, işçinin ana veya babasının, eşinin, kardeşinin, çocuğunun ölümü hâlinde hak kazandığı bir izindir. Ölüm izni süresi:

  • İşçinin ölüm izni süresi 3 gün, 
  • Memurlada 7 gün, 
  • Subay ve astsubaylarda ise 10 gündür. 

Ölüm İzni Nedir?

Ölüm izni, çalışanın anne, baba, eş, kardeş veya çocuğu gibi en yakın akrabalarından birinin vefatı durumunda işe gitmeyerek kullandığı ücretli izin hakkıdır. Bu izin, çalışanların acılı dönemlerinde işlerinden uzaklaşıp cenaze işleri ve yas süreciyle ilgilenebilmeleri için tanınmıştır. Ölüm izni, 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında mazeret izni başlığı altında düzenlenmiş olup, evlilik izni, babalık izni gibi diğer özel durum izinleriyle aynı kategoridedir. İşverenin, bu durumda olan bir çalışandan işe devam etmesini beklememesi gerektiği hayatın olağan akışına uygun olduğundan, ölüm izni kanunen zorunlu tutulan bir mazeret iznidir.

İş Hukuku’nda Ölüm İzni ve Yasal Dayanakları

Türk iş hukukunda ölüm izni hakkı, ilk defa 6645 sayılı Kanun ile 2015 yılında getirilen bir düzenleme ile tanımlanmıştır. 4857 sayılı İş Kanunu’na eklenen Ek Madde 2 uyarınca, özel sektör çalışanı olan işçilere belirli yakınlarının ölümü halinde ücretli mazeret izni verilir. İlgili kanun maddesine göre işçiye; “evlenmesi veya evlat edinmesi ya da ana veya babasının, eşinin, kardeşinin, çocuğunun ölümü hâlinde üç gün… ücretli izin verilir.” Buna paralel olarak, kamu sektörü çalışanları için 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 104. maddesinde memurların ölüm izni düzenlenmiştir.

Ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetleri personeline ilişkin mevzuatta (örneğin 926 sayılı TSK Personel Kanunu ve ilgili yönetmelikler) subay ve astsubaylar için benzer izin hakları tanınmıştır. Bu yasal düzenlemeler ışığında ölüm izni, hem işçiler hem de memurlar için kanunen güvence altına alınmış bir haktır.

Ölüm İzni Kaç Gündür?

Çalışanın ölüm izni süresi, çalıştığı sektöre ve statüye göre değişmektedir. Mevzuata göre farklı statüdeki çalışanlar için ölüm (vefat) izni süreleri şu şekildedir:

  • İşçiler (Özel Sektör, 4857 sayılı İş Kanunu) – İşçinin anne veya babası, eşi, kardeşi ya da çocuğu vefat ederse 3 gün ölüm izni kullanabilir. Bu süre, 4857 sayılı İş Kanunu Ek Madde 2’de belirtilen asgari süredir ve işveren tarafından kanunen sağlanmak zorundadır. Kanunda sayılan bu kişilerin ölümü dışında, işçi için başka bir ölüm izni hakkı bulunmamaktadır (ancak aşağıda belirtileceği gibi, iş sözleşmesiyle kapsam genişletilebilir).
  • Memurlar (657 sayılı Devlet Memurları Kanunu) – Devlet memurları için 7 gün ölüm izni hakkı vardır. Memurun eşi, çocuğu, kardeşi, kendisi veya eşinin anne ya da babasının vefatı halinde 657 sayılı Kanun’un 104/B maddesi uyarınca 7 gün süreyle izin verilir. Görüldüğü üzere memurlar için, işçilere kıyasla daha uzun bir mazeret izni öngörülmüştür.
  • TSK Personeli (Subay ve Astsubaylar) – Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı subay ve astsubaylara, belirli yakınlarının ölümü durumunda 10 gün ölüm izni verilir. Subay/astsubay statüsündeki personel; eşinin, çocuklarının veya kendisi ya da eşinin anne ve babasının vefatı halinde 10 gün süreyle izinli sayılır. Bu süre, diğer çalışan gruplarına göre en uzun ölüm izni süresidir.

696 Sayılı KHK Kapsamında Kadroya Geçirilen İşçiler

Özel bir durum olarak, 2017 tarihinde çıkarılan 696 sayılı KHK ile taşeron statüsünden sürekli işçi kadrosuna geçirilen kamu işçileri için ölüm izni süreleri genel kanunda belirlenmiş olan 3 günden daha uzun olarak düzenlenmiştir. Bu kapsamda 696 sayılı KHK ile kadroya geçen 4/D statüsündeki işçiler için ölüm izni hakları şöyledir:

  • Eşinin veya çocuğunun ölümü halinde: 6 gün izin
  • Ana, baba veya kardeşinin ölümü halinde: 5 gün izin
  • Kayınpeder veya kayınvalidesinin ölümü halinde: 2 gün izin

Görüldüğü üzere, kadroya geçen bu işçiler lehine bazı durumlarda daha uzun mazeret izinleri öngörülmüştür. Bu süreler, söz konusu KHK ve ilgili toplu iş sözleşmeleri ile belirlenmiş olup, genel kanundaki 3 günlük izinden farklı bir uygulamadır.

Ölüm İzni (Vefat İzni) Nedir İşçi ve Memur

Ölüm İzni (Vefat İzni) Nedir İşçi ve Memur

Ölüm İzni Hangi Yakınların Vefatında Kullanılabilir?

Ölüm izni hangi hallerde verilir? Yasa hükümlerine göre ölüm izninin uygulanacağı yakınlar sınırlı olarak sayılmıştır. Çalışanın yalnızca aşağıda belirtilen yakın akrabalarının vefatı durumunda bu izin hakkı doğar:

  • İşçiler için: İş Kanunu’na göre işçinin anne veya babasının, eşinin, kardeşinin ya da çocuğunun ölümü halinde 3 gün ölüm izni kullanılır. Bu sayılanlar dışındaki akrabaların (örneğin büyükanne, büyükbaba, amca, teyze veya kayınvalide, kayınpeder gibi sıhri hısım) ölümü halinde, kanunen işçiye ölüm izni verilmesi zorunlu değildir. Ancak işçi ile işveren arasında imzalanan bireysel veya toplu iş sözleşmeleriyle bu kapsama girmeyen yakınların ölümü için de izin hakkı tanınabilir. Örneğin, bazı işyerleri çalışanlarına büyükanne veya kayınpeder vefatında da gönüllü olarak izin verebilmektedir; bu tamamen işveren inisiyatifi veya sözleşmesel düzenlemeye bağlıdır.
  • Memurlar için: Devlet memurları açısından, 657 sayılı Kanun memurun eşinin, çocuğunun, kardeşinin, kendisi veya eşinin anne ya da babasının ölümü hallerini kapsamaktadır. Dolayısıyla memurlar, hem kendi anne ve babalarının hem de eşinin anne ve babasının vefatı durumunda 7 gün izin alabilirler. (Memurlar için de büyükanne, büyükbaba, torun, kardeş çocuğu gibi ikinci derece akrabaların ölümü mazeret izni kapsamında değildir.)
  • Subay/Astsubay (TSK) için: TSK personelinin ölüm izni hakkı, eşlerinin, çocuklarının, kendi anne ve babalarının veya eşinin anne ve babasının vefatı durumlarıyla sınırlıdır (10 gün). Bu kapsam dışında kalan akrabalar (örneğin kardeşin ölümü) TSK personeli için bu özel izni doğurmayabilir. Belirtilen kapsam, Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin ilgili izin yönetmeliklerine dayanmaktadır.

Yukarıda sayılan durumlar haricinde meydana gelen vefat olayları, kanunen işverenin çalışanına izin vermek zorunda olduğu durumlar değildir. Ancak işverenler, çalışanlarının cenaze ve taziye süreçlerine destek olmak adına yasal zorunluluk olmasa bile diğer akrabaların ölümü halinde idari izin verebilirler veya iş sözleşmeleriyle bu hak genişletilebilir.

Ölüm İzni Ücretli midir? (Ücret Kesintisi Yapılabilir mi?)

Ölüm izni, kanunen ücretli bir izindir. Yani çalışan, ölüm izni kullandığı dönemde normal maaşını almaya devam eder ve bu izin günleri için ücretinden herhangi bir kesinti yapılamaz. 4857 sayılı İş Kanunu Ek 2. maddede sayılan mazeret izinlerinin tümü (ölüm izni, evlilik izni, babalık izni gibi) ücretli izin kapsamında olup, çalışanın bu izin süresince maaşı tam ödenmelidir.

İşveren, kanunda belirtilen veya iş sözleşmesiyle eklenmiş yakınların ölümü üzerine kullanılan ölüm izni boyunca çalışana ücretini ödemek zorundadır. Bu sürede maaştan kesinti yapılamaz. Eğer işveren, işçi ölüm iznindeyken haksız şekilde ücret kesintisi yaparsa, çalışan yasal yollara başvurarak ücret alacağı talep edebilir. Aynı şekilde, memurlar için de ölüm izni döneminde maaş ödemesi aynen devam eder.

İşveren Ölüm İzni Vermek Zorunda mı?

Hem İş Kanunu hem de Devlet Memurları Kanunu’ndaki hükümler uyarınca, sayılan yakınların vefatı durumunda işveren ölüm izni vermek zorundadır. Bu konuda işverenin takdir yetkisi veya inisiyatifi bulunmamaktadır; düzenleme emredici niteliktedir. Yani çalışan, yukarıda saydığımız şartlar oluştuğunda bu izni talep ettiği takdirde, işverenin onaylamama gibi bir hakkı yoktur. İster özel sektör olsun ister kamu kurumu olsun, çalışan özgür iradesiyle bu hakkı kullanmak istediğinde işveren tarafından izin kullandırılmalıdır.

Çalışan, kendi tercihine bağlı olarak bu izni kullanmaktan vazgeçebilir (örneğin çok kısa süreli bir izin ihtiyacı görmezse almamayı tercih edebilir); ancak çalışan talep ettiği müddetçe işverenin ölüm iznini kullandırmama hakkı yoktur. İşverenin bu izni vermeyi reddetmesi, geciktirmesi veya izin kullandırıp bunun için maaştan kesinti yapması gibi durumlar yasaya aykırıdır.

Ölüm izni kullandırılmazsa ne olur? İş hukuku açısından ölüm izni zorunlu bir mazeret izni olduğu için, işveren bu hakkı uygulamazsa çalışan için haklı fesih imkânı doğabilir. Başka bir deyişle, eğer işveren kanunen vermek zorunda olduğu ölüm iznini çalışana kullandırmaz veya kullanmasını engellerse, işçi iş akdini tek taraflı olarak derhal feshedebilir. Üstelik bu fesih, 4857 sayılı Kanun madde 24/II uyarınca haklı nedenle fesih sayılacağından, işçinin en az 1 yıllık kıdemi varsa işveren ona kıdem tazminatı ödemek zorunda kalacaktır.

Nitekim bu tür bir durumda işçinin işverene vereceği fesih dilekçesinde “işverenin ölüm izni hakkımı kullandırmaması nedeniyle iş akdimi haklı nedenle feshediyorum” şeklinde bir ifade yeterli olacaktır.

İş Sözleşmesi ile Ölüm İzni Süresi Uzatılabilir mi?

4857 sayılı İş Kanunu’nda belirlenen 3 günlük ölüm izni süresi asgari (en az) süredir. İşçi ile işveren arasında yapılan bireysel iş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile bu süre işçi lehine olacak şekilde daha uzun olarak belirlenebilir. Örneğin, bir işyerinde sözleşme ile “birinci derece akraba ölümü halinde 5 gün izin verilir” şeklinde bir hüküm konulmuşsa, işçiye 5 gün ölüm izni kullandırılması gerekir.

Ancak sözleşme ile kanunda öngörülen minimum sürenin kısaltılması mümkün değildir. Örneğin kanun 3 gün demişken, sözleşmeye 2 gün yazılamaz; yazılsa bile bu hüküm geçersizdir. Zira ölüm izniyle ilgili kanuni düzenleme emredici niteliktedir ve aleyhe değişiklik yapılamaz. Sonuç olarak, işverenler iş sözleşmeleri veya iç yönetmelikleriyle daha geniş haklar tanıyabilir ancak kanuni alt sınırın altında bir uygulama kararlaştıramazlar.

İşçinin Ölüm İzni

İşçinin Ölüm İzni

Yıllık İzin Sırasında Ölüm İzni Kullanılabilir mi?

Çalışan yıllık ücretli iznini kullanırken yakınını kaybederse, ölüm izni hakkı yıllık izne eklenir. Başka bir deyişle, yıllık izin döneminde gerçekleşen vefat olayları ayrı bir mazeret izni olarak değerlendirilir ve yıllık izin süresinden düşülmez. Bu durumda çalışan, kullanamadığı yıllık izin günlerini daha sonra kullanmak üzere telafi edebilir veya izin dönüş tarihi vefat izni süresi kadar uzatılır.

Örneğin, bir işçi 05.08.2025 tarihinde yıllık izne ayrılmış ve 14.08.2025 tarihine kadar 10 günlük izin planlamıştır. İzne çıktıktan bir gün sonra (06.08.2025) annesinin vefat ettiğini varsayalım. Kanunen annesinin ölümü nedeniyle 3 gün ölüm izni hakkı olduğundan, 06-07-08 Ağustos tarihleri yıllık izinden sayılmayacak, bu günler ölüm izni olarak değerlendirilecektir. Dolayısıyla işçinin yıllık izni kaldığı yerden devam edecek ve işbaşı yapması gereken tarih 3 gün ileriye, yani 17.08.2025 tarihine kayacaktır. Bu şekilde çalışan, yıllık izinde bulunduğu süre zarfında meydana gelen vefat durumunda toplam izin hakkından mahrum olmamış olur.

Not: Ölüm izninin yıllık izinle çakışması konusunda işverenin de bilgilendirilmesi önemlidir. Çalışanın böyle bir durumda derhal işverene durumu bildirip, ölüm izni hakkını kullandığını belgelemesi (örneğin bir dilekçe ve vefat belgesi ile) uygun olacaktır. Bu sayede yıllık izin kayıtları doğru şekilde güncellenebilir. İşveren, mazeret izni sayılan ölüm iznini yıllık izinden düşmemeli; aksi halde çalışan sonradan kullanılmamış yıllık izin günü için talepte bulunabilir.

Yargıtay Kararları Işığında Ölüm İzni

Ölüm iznine ilişkin mevzuat hükümleri, yargı kararlarında da çeşitli kereler değerlendirilmiştir. Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemelerinin bazı kararları, ölüm izninin uygulanmasıyla ilgili önemli noktaları ortaya koymaktadır:

  • Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, 2016 (E.2014/25785 K.2016/1130): Bu kararda Yargıtay, ölüm izni süresinin yıllık izinlerden bağımsız olduğunu vurgulamıştır. Davada, işçinin yıllık izin kullanımına ilişkin belgelerde 7 günlük bir izin süresi ölüm izni olarak yer almasına rağmen, bilirkişi tarafından bunun yıllık izinmiş gibi toplam izne dahil edilmesi hatalı bulunmuştur. Yargıtay, ölüm izni günlerinin yıllık izin hak edişinden düşülemeyeceğini net bir şekilde ortaya koymuştur. Özetle, ölüm izni ayrı bir mazeret izni olup yıllık izin süresinden sayılmamalıdır.
  • İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi, 2020 (E.2017/3278 K.2020/401): Bu karara konu olayda, bir işçi annesinin vefatı üzerine 3 gün ölüm izni kullanmış ancak iznin bittiği gün işe dönmemiş, bir gün sonra iş yerine gelince işten çıkarılmıştır. Mahkeme, işçinin ölüm izninden sonraki ilk iş günü işe gelmemesinin tek başına haklı fesih nedeni olmayacağına hükmetmiştir. Somut olayda işçi, izin bitiminden sonraki gün (1 gün) devamsızlık yapmış, ikinci gün iş yerine gelmiş ve o gün fesih bildirilmiştir. Mahkeme, sadece 1 günlük devamsızlığın işverene derhal fesih hakkı vermeyeceğini, dolayısıyla işten çıkarma işleminin haksız olduğunu belirtmiştir. Sonuç olarak çalışan, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmıştır. Bu karar, ölüm izni dönüşünde yaşanan kısa süreli devamsızlıkların her durumda ağır bir yaptırıma yol açamayacağını göstermektedir.
  • Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi, 2020 (E.2018/3305 K.2020/1852): Bu karar, 4857 sayılı Kanun’a Ek 2. madde eklenmeden önceki döneme ilişkin bir uyuşmazlıkta değerlendirme yapmıştır. Davacı işçi, evlenme, ölüm, doğum gibi mazeret izinlerini kullanamadığını belirterek bu izinlerin ücretini talep etmiştir. Mahkeme ise 4857 sayılı Kanun’da mazeret izinlerinin 04.04.2015 tarihinde yürürlüğe girdiğini, davacının söz konusu mazeret iznine hak doğuran olaylarının bu tarihten önce gerçekleştiğini tespit etmiştir. Dolayısıyla kanuni düzenlemenin yürürlüğe girmesinden önce meydana gelen ölüm olayı için işçinin sonradan ücret talep etmesi hukuken mümkün görülmemiştir.
  • Ayrıca kararda, iş ilişkisinin devamı sırasında işçiden alınan “tüm izinlerimi kullandım, geçmiş döneme ait iznim kalmamıştır” şeklindeki belgelerin ibraname niteliğinde olup geçerli sayılmayacağı (zira yıllık izinlerin kullandırıldığını ispat yükünün işverende olduğu) vurgulanmıştır. Bu kararlar ışığında, ölüm izni gibi mazeret izinlerinin geçmişe yönelik ücrete çevrilmesi gibi bir uygulamanın olmadığı ve bu hakların ancak yürürlükte oldukları dönemde kullanılabileceği anlaşılmaktadır. İstanbul işçi avukatları iletişim.

Yukarıdaki yargı kararları, ölüm izninin kullanımına dair hem işçi hem işveren yükümlülüklerini netleştirmektedir. Sonuç olarak, ölüm izni günlerinin yıllık izinlerden bağımsız değerlendirilmesi, bu iznin bitiminde makul sürede işe dönmeyen işçinin durumunun objektif değerlendirilmesi ve mazeret izinlerinin yasal dayanağı olmadan önceki dönemler için sonradan talep edilemeyeceği gibi hususlar, yargı içtihatlarıyla ortaya konmuştur.

İşçinin Ölüm İzni

İşçinin Ölüm İzni

Ölüm İzni Hakkında Sık Sorulan Sorular

Çalışanın Ölüm İzni Süresi Ne Kadardır?

İşçinin ölüm izni süresi 3 gündür. Devlet memurlarının ölüm izni 7 gün, TSK mensubu subay ve astsubayların ölüm izni ise 10 gündür. (İş sözleşmeleri veya özel durumlar ile bu süreler işçi lehine artırılabilir.)

İşçiler ve Memurlar Hangi Hallerde Ölüm İzni (Vefat İzni) Alabilir?

Çalışan, sadece kanunda sayılan en yakın akrabalarının vefatı halinde bu izni kullanabilir. İşçiler için eş, çocuk, kardeş, anne veya babanın ölümü; memurlar için eş, çocuk, kardeş, kendisinin veya eşinin anne ya da babasının ölümü durumunda ölüm izni verilir. Bu sayılanlar dışındaki akrabalar için kanunen zorunlu ölüm izni yoktur (ancak işyeri uygulaması veya sözleşme ile eklenebilir).

Ölüm İzni Ücretsiz Midir?

Hayır, ölüm izni ücretli bir izin türüdür. Çalışan, ölüm izni süresince maaşını tam alır ve bu günler için ücretinden kesinti yapılamaz.

İşveren ölüm iznini kullandırmak zorunda mıdır?

Evet, ölüm izni hem işçiler hem de memurlar için talep halinde verilmesi zorunlu olan bir izindir. İşveren bu iznin kullandırılması konusunda takdir hakkına sahip değildir. Çalışan kendi isteğiyle bu hakkı kullanmaktan vazgeçmediği sürece, işveren ölüm iznini kullandırmak zorundadır.

İşveren ölüm iznini kullandırmazsa ne olur?

Ölüm izni kanunen zorunlu bir mazeret iznidir. İşveren, işçinin rızası olmaksızın bu izni kullandırmaz veya izin kullandığı için maaşından kesinti yaparsa, işçi iş akdini haklı nedenle feshedebilir. Bu durumda işçinin hizmet süresi 1 yılı aşmışsa, işveren ona kıdem tazminatını ödemek zorunda kalır. İşçinin fesih dilekçesinde “işverenin ölüm izni hakkımı kullandırmaması nedeniyle iş akdimi haklı nedenle feshediyorum” demesi yeterlidir.