Terekenin tespiti davası, miras hukuku alanında ölen kişinin geride bıraktığı malvarlığı ve borçların eksiksiz şekilde belirlenmesi için açılan bir dava türüdür. Bu dava sayesinde mirasın paylaşımı öncesinde terekeye (miras bırakanın malvarlığına) ait tüm değerler resmi bir envanter ile kayıt altına alınır. Amaç, mirasın korunması ve mirasçıların haklarının güvence altına alınmasıdır.
İÇİNDEKİLER
- TEREKE NEDİR?
- TEREKENİN TESPİTİ DAVASI NEDİR?
- NEDEN TEREKENİN TESPİTİ DAVASI AÇILIR?
- KİMLER TEREKENİN TESPİTİ DAVASI AÇABİLİR?
- TEREKENİN TESPİTİ DAVASI NASIL AÇILIR?
- GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
- TEREKENİN TESPİTİ DAVASI NE KADAR SÜRER?
- TEREKENİN TESPİTİ DAVASI MASRAFLARI
- SIKÇA SORULAN SORULAR
- Terekenin tespiti davası ne demek?
- Terekenin tespiti davası mirasın paylaşılması mıdır?
- Terekenin tespiti davasını kimler açabilir?
- Terekenin tespiti davası ne zaman açılır?
- Terekenin tespiti davası hangi mahkemede açılır?,
- Terekenin tespiti davası ne kadar sürer?
- Terekenin tespiti davası masrafları ne kadardır?
- Terekenin tespiti davasında mahkeme ne yapar?
- Terekenin tespiti davası için hangi belgeler gerekiyor?
- Terekenin tespiti davası sonuçlanınca mirasçılar ne yapmalıdır?
TEREKE NEDİR?
Tereke, bir kişinin vefatıyla birlikte geride bıraktığı, mirasçılarına geçebilen tüm malvarlığı değerleri ve borçlar bütünüdür. Başka bir deyişle, miras bırakanın (ölen kişinin) sahip olduğu taşınır-taşınmaz mallar, banka hesapları, alacaklar, işletmeler gibi aktif malvarlığı ile tüm borç ve yükümlülükleri yani pasif malvarlığı terekeyi oluşturur. Hukuk dilinde aktif malvarlığı kısmına “aktif tereke”, borçlardan oluşan kısmına ise “pasif tereke” adı verilir. Miras bırakanın kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları (örneğin manevi haklar) terekeye dahil olmaz; onun dışında ekonomik değeri olan tüm hak ve borçlar terekeye girer.
TEREKENİN TESPİTİ DAVASI NEDİR?
Terekenin tespiti davası, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 589. maddesinde düzenlenmiş bir miras hukuku davasıdır. Bu dava, koruyucu bir önlem niteliğindedir ve miras bırakanın malvarlığının korunarak hak sahiplerine (mirasçılara) geçmesini sağlamak amacıyla açılır. Terekenin tespiti davasında, terekeye dahil tüm malvarlığı unsurlarının (aktifi ve pasifiyle) ölüm anındaki durumlarının tespiti talep edilir. Mahkeme, miras bırakanın bıraktığı tüm mal, hak ve borçları araştırarak bir tereke defteri (resmi envanter) tutar ve gerekli önlemleri alır.
Bu dava bir delil tespiti niteliğindedir, yani mirasın paylaştırılması veya mal paylaşımı konusunda bir hüküm vermez, sadece miras bırakanın bıraktığı değerleri kayıt altına alır. Terekenin tespiti işlemi sırasında mahkeme, terekedeki malvarlığı değerlerini korumak için çeşitli tedbirler alabilir. Örneğin:
- Tespit edilen tüm malvarlığı kalemleri deftere kaydedilir (resmi envanter oluşturulur).
- Muhafazası mümkün olmayan (bozulabilir veya elden çıkarılması gereken) mallar satılarak paraya çevrilebilir.
- Nakit para, altın gibi değerler varsa güvenceye alınır (para banka hesabına yatırılır, ziynet eşyaları mahkeme kasasına alınır).
- Diğer eşya ve haklar varsa, bunların güvenli biçimde saklanması için yediemin (emanet sorumlusu) tayin edilebilir.
Mahkemenin bu işlemleri yapmasındaki gaye, terekeye giren tüm unsurların eksiksiz belirlenmesi ve korunmasıdır. Böylece mirasçılar arasında olası anlaşmazlıklarda ya da miras paylaşımlarında, ölüm anındaki terekeye ilişkin resmi bir kayıt (defter) bulunmuş olur. Ancak tekrar vurgulamak gerekir ki terekenin tespiti davası mirası paylaştırmaz; sadece mirasın kapsamını belirler. Bu davanın sonucunda tutulan tereke defteri, ileride mirasın paylaşımı veya alacak-borç taleplerinde bir delil teşkil eder ancak mirasçıların kim ne alacak sorusunu doğrudan cevaplamaz.
NEDEN TEREKENİN TESPİTİ DAVASI AÇILIR?
Terekenin tespiti davası genellikle miras bırakanın malvarlığının tam olarak bilinmediği veya mirasçılar arasında güvensizlik yaşanan durumlarda tercih edilir. Dava açılmasının başlıca nedenlerini şöyle özetleyebiliriz:
- Mirasın Tam Olarak Belirlenmesi: Mirasçılar, ölen kişinin tüm malvarlığını ve borçlarını bilemeyebilir. Bu dava sayesinde miras bırakanın bıraktığı tüm değerler eksiksiz tespit edilir, böylece mirasçılar hak kaybına uğramaz.
- Mal Kaçırma Şüphesi: Bazı durumlarda miras bırakanın ölmeden önce mal kaçırdığı (örneğin bazı mirasçılardan mal kaçırmak için mallarını başkalarına devrettiği) düşünülebilir. Muris muvazaası olarak bilinen bu tür durumların anlaşılabilmesi için terekenin tespiti davası önemli bir adımdır. Dava ile miras bırakanın ölüm anındaki gerçek malvarlığı ortaya konur, böylece saklanan veya usulsüz devredilen mal olup olmadığı anlaşılır.
- Mirasçılar Arasında Anlaşmazlık: Mirasçıların birbirine güvenmediği, bir kısmının malvarlığını gizlediği iddiaları varsa, tarafsız bir şekilde tüm terekenin ortaya dökülmesi için bu dava açılarak şeffaflık sağlanır.
- Borçların Tespiti: Mirası kabul edip etmeme (reddi miras) konusunda kararsız kalan mirasçılar, terekenin borç durumunu öğrenmek için bu davayı açabilir. Dava sonucunda tüm borçlar ortaya konacağından, mirasçı borçların varlığına göre hareket etme imkanı bulur.
- Vasiyet veya Miras Sözleşmesi Adaletsizliği: Ölüme bağlı tasarruflarda (vasiyetname, miras sözleşmesi vb.) adaletsizlik şüphesi varsa, terekenin tam dökümü yapılarak kimin ne kadar mal bıraktığı görülür. Bu da olası itiraz veya tenkis davaları için zemin hazırlar.
Özetle, terekenin tespiti davası miras bırakanın mirasının tam fotoğrafını çekmek ve mirasçıları olası hak kayıplarına karşı korumak amacıyla açılır. Mirasçılar bu yolla, miras paylaşımına geçmeden önce bilinmezleri ortadan kaldırmış olurlar.
KİMLER TEREKENİN TESPİTİ DAVASI AÇABİLİR?
Terekenin tespiti davasını, miras bırakanın mirasçıları açabilir. Kanunen bu davayı açma hakkı ve hukuki yararı olan kişiler, yasal mirasçılar (kan hısımları, eş gibi) ile atanmış mirasçılardır. Her bir mirasçı tek başına bu davayı açabilir; tüm mirasçıların birlikte dava açması şart değildir. Mirasçılardan biri terekenin tespiti talebiyle dava açtığında, mahkemece yapılacak tespit bütün mirasçılar açısından geçerli olur. Dava, mirasçılar arasında bir çekişme olmadığından hasımsız (davalı gösterilmeksizin) açılır. Yani terekenin tespiti davasında bir davalı taraf bulunmaz; dava çekişmesiz yargı kapsamında görülür.
Mirasçı olmayan kişilerin bu davayı açma hakkı yoktur. Örneğin, miras bırakandan alacaklı olan bir kişi veya sadece vasiyetnameyle belirli bir mal bırakılan (vasiyet lehtarı) kişiler terekenin tespiti davası açamazlar. Bu kişiler alacaklarını talep etmek veya haklarını korumak için farklı yasal yolları kullanmalıdır (örneğin alacak davası, vasiyetnamenin yerine getirilmesi talebi gibi). Sonuç olarak, terekenin tespiti davası sadece mirasçılar tarafından, miras hakkının korunması amacıyla açılan bir davadır.
TEREKENİN TESPİTİ DAVASI NASIL AÇILIR?
Bu davayı açmak için mirasçı konumundaki kişi, miras bırakanın ölümünden sonra görevli mahkemeye bir dilekçe ile başvurur. Dilekçede davanın konusu olarak “miras bırakana ait terekenin tespiti” talebi belirtilir. Terekenin tespiti davası, mirasbırakanın yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılır (görevli mahkeme Sulh Hukuk, yetkili mahkeme ölenin son yerleşim yeridir). Dilekçeye genellikle şu bilgiler ve belgeler eklenir:
- Miras bırakanın bilgileri: Ölen kişinin tam adı, T.C. kimlik numarası, ölüm tarihi ve yeri gibi bilgiler. Ölüm belgesi (defin ruhsatı) veya nüfus kayıt örneği de eklenebilir.
- Mirasçıların bilgileri: Davayı açan mirasçının ve biliniyorsa diğer mirasçıların kimlik ve adres bilgileri. Mirasçı olduğunu gösterir bir belge olarak veraset ilamı (mirasçılık belgesi) varsa dilekçeye eklenir. (Veraset ilamı henüz alınmadıysa, dava esnasında da temin edilebilir.)
- Talep ve gerekçeler: Terekenin tespitinin neden istendiği açıklanır. Örneğin “miras bırakanın bilinmeyen malvarlığının ortaya çıkması için” veya “terekedeki mal ve borçların resmi olarak tespiti için” şeklinde gerekçeler sunulur.
- Deliller: Biliniyorsa, miras bırakanın malvarlığına dair ipuçları, örneğin tapu kayıtları olabileceği düşünülen taşınmazlar, banka hesapları, araç plakaları gibi bilgiler dilekçede yer alabilir. Mahkemeden bu kurumlara yazı yazılarak kayıtların istenmesi talep edilir.
Dava açıldığında mahkeme, ilgili tüm kurum ve kuruluşlara müzekkere yazarak miras bırakanın malvarlığına dair bilgileri talep eder. Örneğin tapu müdürlüklerine, bankalara, vergi dairesine, Trafik Tescil’e, SGK’ya vb. kurumlara yazılar yazılarak, ölen kişinin üzerindeki taşınmazlar, araçlar, banka hesapları, sigorta ve emeklilik hakları, şirket ortaklıkları, vergi borçları gibi bilgiler toplanır. Gerekirse mahkeme keşif yapabilir veya bilirkişi incelemesi isteyebilir (örneğin kasa açılması, değer tespiti gibi durumlarda).
Toplanan bilgiler ışığında mahkeme, miras bırakanın terekesini resmi olarak tespit eder. Tespitin sonunda mahkeme bir karar verir ve bu kararda, ölüm anı itibariyle miras bırakanın aktif ve pasif malvarlığı kalemlerini tek tek listeler. Böylece terekenin envanteri tamamlanmış olur. Eğer dava sırasında korunması gereken malvarlığı unsurları varsa, mahkeme bunlar için gerekli tedbirleri (mühürleme, bankaya yatırma, yediemine teslim etme gibi) almış olacaktır. Dava hasımsız olduğundan, genellikle tek taraflı bir işlem olarak ilerler ve mahkeme kararıyla sonuçlanır.

TEREKENİN TESPİTİ DAVASI NEDİR
GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
Terekenin tespiti davalarında görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi’dir. Bu, mirasla ilgili koruma tedbirleri ve çekişmesiz yargı işleri bakımından özel olarak Sulh Hukuk Mahkemesi’nin yetkili kılındığı anlamına gelir. Yetkili mahkeme ise, miras bırakanın son yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Örneğin miras bırakanın son ikametgâh adresi Ankara Çankaya ilçesindeyse, terekenin tespiti davası Ankara (……) Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılmalıdır. Bu yetki kuralı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.11’de belirtilmiştir.
Görevli ve yetkili mahkeme konusunda şunu vurgulamak gerekir: Terekenin tespiti davası çekişmesiz bir iş olduğu için, sulh hakimi geniş yetkilerle süreci yürütür. Mahkeme, miras bırakanın malvarlığının bulunduğu farklı yerler olsa bile (başka şehirde taşınmaz gibi), diğer illerdeki kayıtlar için de ilgili kurumlara yazışma yaparak tespiti gerçekleştirir. Dolayısıyla davanın tek bir yerde açılması yeterlidir; farklı şehirlerde mal olsa bile tek bir tespit davasıyla tüm tereke belirlenir.
TEREKENİN TESPİTİ DAVASI NE KADAR SÜRER?
Terekenin tespiti davasının süresi, somut olaya ve mahkemenin iş yüküne göre değişebilir. Genellikle bu tür davalar ortalama 6 ay ile 1 yıl arasında sonuçlanır. Ancak bu bir genel ortalamadır; bazı durumlarda daha kısa sürede sonuç almak mümkün olabileceği gibi (örneğin tereke malvarlığı az ve kolay tespit edilebilir ise), bazı durumlarda da daha uzun sürebilir.
Davayı uzatan etkenler arasında, mahkemeye gelecek cevapların beklenmesi, kurumların geç yanıt vermesi, tereke kapsamının çok geniş olması veya ek bilirkişi incelemelerine ihtiyaç duyulması sayılabilir. Örneğin, tapu kayıtlarının gelmesi veya bankalardan bilgi toplanması zaman alabilir. Ayrıca terekeye dair itirazlar veya ek talepler çıkarsa (örneğin bir mirasçı “falanca mal da tespit edilsin” diye sonradan başvurursa), süreç uzayabilir.
Bu davanın daha hızlı sonuçlanabilmesi için, dilekçenin mümkün olduğunca detaylı hazırlanması (bilinen tüm malvarlığı unsurlarının belirtilmesi) ve mahkemenin talep ettiği belgelerin zamanında sunulması önemlidir. Bazı kaynaklar, uzman bir miras avukatı ile bu sürecin daha kısa sürede (hatta birkaç ay içinde) tamamlanabileceğini belirtmektedir. Avukatların süreç takibi ve kurumlardan bilgi toplama konusundaki deneyimi, süreci hızlandırabilir.
Özetle, terekenin tespiti davası için kesin bir süre vermek doğru olmaz ancak bir yıl içinde sonuçlanması yaygın bir durumdur. Sabırlı olmak ve mahkeme ile işbirliği içinde gerekli adımları atmak, süreyi kısaltmada faydalı olacaktır.
TEREKENİN TESPİTİ DAVASI MASRAFLARI
Her hukuk davasında olduğu gibi, terekenin tespiti davasında da belli başlı yargılama masrafları bulunmaktadır. Bu masraflar arasında mahkeme harcı, tebligat giderleri, gerekiyorsa keşif ve bilirkişi ücretleri sayılabilir. Terekenin tespiti davasında ödenecek başvuru ve karar harcı maktu (sabit) tutardadır; yani davadaki malvarlığının büyüklüğüne göre harç artmaz. Bu yönüyle terekenin tespiti davası, değer üzerinden harç alınan davalara göre daha avantajlıdır.
2023 yılı için, terekenin tespiti davasında gereken toplam masraf (harçlar, tebligatlar, olası keşif ve bilirkişi ücretleri dahil) yaklaşık 4.000 TL civarında tutmaktaydı. Bu tutar her yıl yargı harç tarifesine ve giderlere göre güncellenmektedir. 2024 ve 2025 yıllarında masraflarda enflasyon oranında artışlar olmuştur, ancak genele bakıldığında birkaç bin lira düzeyinde bir yargılama gideri söz konusudur.
Eğer davayı açarken bir avukatla çalışılıyorsa, avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak değerlendirilecektir (miras hukuku davalarında avukatlık ücretleri baronun tarifesine veya avukatla yapılan anlaşmaya göre değişir). Bu ücret, belirtilen mahkeme masraflarına dahil değildir. Mirasçılar dava sonunda (terekenin tespiti tamamlandığında) yaptıkları yargılama giderlerini, diğer mirasçılardan eşit oranda talep edebilir. Örneğin bir mirasçı tek başına dava açıp 4.000 TL masraf yapmışsa, diğer mirasçıların payına düşen kısmı onların miras paylarına göre sonradan isteyebilir.
Sonuç olarak terekenin tespiti davası, mirasın büyüklüğüne bakılmaksızın sabit bir harç ile açılır ve toplam masraflar makul seviyededir. Mirasın sağlıklı şekilde tespit edilip korunması için yapılan bu harcamalar, çoğu durumda ileride çıkabilecek anlaşmazlıkların önlenmesi açısından değerli bir yatırım olarak görülebilir.
SIKÇA SORULAN SORULAR
Terekenin tespiti davası ne demek?
Terekenin tespiti davası, vefat eden kişinin geride bıraktığı tüm malvarlığı ve borçların mahkeme aracılığıyla tespit edilmesi için açılan davadır. Bu davada mahkeme, ölüm anı itibariyle miras bırakanın sahip olduğu mal, hak ve borçları belirleyip resmi bir envanter (tereke defteri) oluşturur. Amaç, mirasın korunması ve ileride adil paylaşımını sağlamaktır.
Terekenin tespiti davası mirasın paylaşılması mıdır?
Hayır, terekenin tespiti davası mirasın paylaşılması anlamına gelmez. Bu dava yalnızca miras bırakanın malvarlığının nelerden oluştuğunu tespit eder. Miras paylarının kimlere ne şekilde verileceği, bu dava sonunda kararlaştırılmaz. Mirasın fiilen paylaşımı için mirasçılar kendi aralarında anlaşabilir veya gerekirse ayrı bir ortaklığın giderilmesi (izale-i şüyu) davası açabilirler. Terekenin tespiti davası, paylaşım öncesi bir ön hazırlık ve tespit sürecidir.
Terekenin tespiti davasını kimler açabilir?
Bu davayı, yalnızca miras bırakanın mirasçıları açabilir. Yasal mirasçılar (örneğin çocuklar, eş, anne-baba gibi) veya miras bırakan tarafından atanmış mirasçılar davayı açma hakkına sahiptir. Her bir mirasçı tek başına davayı açabilir; diğer mirasçıların rızasını alması gerekmez. Mirasçı olmayan kişiler (örneğin ölenin alacaklıları veya vasiyetnameyle belirli mal bırakılan kişiler) terekenin tespiti davası açamazlar.
Terekenin tespiti davası ne zaman açılır?
Terekenin tespiti davası, miras bırakanın ölümünden sonra her zaman açılabilir. Bu dava için herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre yoktur; miras paylaşılmadığı ve tespitin bir faydası olduğu sürece istenebilir. Uygulamada genellikle ölümden hemen sonra veya mirasla ilgili belirsizlik fark edildiğinde dava açılması tercih edilir. Miras bırakan hayattayken bu dava açılamaz, çünkü miras hakkı kişinin ölümünde doğar.
Terekenin tespiti davası hangi mahkemede açılır?,
Bu dava, miras bırakanın son yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılır. Sulh Hukuk Mahkemesi, terekenin korunması ve tespiti gibi çekişmesiz yargı işlerinde görevlidir. Örneğin miras bırakanın son ikametgahı İstanbul ise, İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi bu davaya bakmakla yetkilidir.
Terekenin tespiti davası ne kadar sürer?
Dava süresi, mahkemelerin iş yoğunluğuna ve terekenin kapsamına bağlı olarak değişir. Genellikle 6-12 ay civarında tamamlanması beklenir. Ancak bazı durumlarda daha hızlı (birkaç ay içinde), bazen de daha uzun sürebilir. Mahkemeden çeşitli kurum ve kuruluşlara yazılan yazıların cevap süreleri, bilirkişi incelemeleri gibi etkenler sürenin uzamasına neden olabilir. Mirasçılar, gerekli bilgi ve belgeleri hızlıca temin ederek sürecin kısalmasına katkı sağlayabilir.
Terekenin tespiti davası masrafları ne kadardır?
Mahkeme masrafları, davanın açılışında ödenen maktu harçlar ve süreç içinde yapılan giderlerden oluşur. 2023 yılı itibarıyla tüm masraflar yaklaşık 4.000 TL tutmaktaydı. Bu tutar her yıl güncellenebilir. Harç miktarı sabit olup davanın değerine göre artmaz. Ayrıca tebligat ücretleri, gerekirse bilirkişi masrafları da eklenebilir. Avukat tutmak isterseniz, avukatlık ücreti ayrı olarak kararlaştırılır ve bu tutara dahil değildir.
Terekenin tespiti davasında mahkeme ne yapar?
Mahkeme, dava açıldığında ilk olarak mirasçıların beyanlarını alır ve dilekçede belirtilen talepleri inceler. Ardından, resmi kurumlara yazılar yazarak miras bırakanın tüm malvarlığı ve borçlarını araştırır (tapular, banka hesapları, araç kayıtları, sigorta ve vergi borçları vb.). Gelen bilgilere göre, miras bırakanın aktif (mal ve haklar) ve pasiflerinin (borçlar) listesi çıkarılır. Gerektiğinde ev, kasa gibi yerler için keşif yapılabilir. Mahkeme ayrıca malvarlığını korumak için tedbirler alabilir: Örneğin bulunan parayı bankaya yatırmak, kıymetli eşyaları kasaya almak, gerekirse malları mühürlemek veya emanete vermek gibi. Sonuçta tüm tespit edilen kalemler bir karar ile tereke defteri şeklinde kayıt altına alınır.
Terekenin tespiti davası için hangi belgeler gerekiyor?
Dava dilekçesinin ekine genellikle miras bırakanın ölüm belgesi (veya nüfus kayıt örneği) konulur. Mirasçıları gösteren veraset ilamı mevcutsa eklenmesi faydalıdır. Ayrıca miras bırakanın bilinen malvarlığına dair belgeler veya bilgiler (tapu fotokopileri, araç ruhsat bilgileri, banka dekontları gibi) varsa dilekçeye eklenebilir. Kimlik fotokopisi ve adres bilgileri de sunulur. Mahkeme gerekli gördüğü takdirde ek belge isteyebilir, ancak davanın açılışı için temel olarak ölüm ve mirasçı bilgilerini içeren belgeler yeterlidir.
Terekenin tespiti davası sonuçlanınca mirasçılar ne yapmalıdır?
Mahkeme terekenin tespitini tamamlayıp kararını verdikten sonra, mirasçıların öncelikle mirasçılık belgesi (veraset ilamı) almaları gerekir (eğer daha önce almamışlarsa). Veraset ilamı, kimin hangi oranlarda mirasçı olduğunu gösterir. Ardından mirasçılar, tespit edilen tereke malvarlığını aralarında paylaşma aşamasına geçebilir. Bu paylaşım mirasçılar arasında anlaşma ile yapılabileceği gibi, anlaşma olmaması durumunda mirasın taksimi (ortaklığın giderilmesi) davası açılarak mahkeme aracılığıyla da yapılabilir.
Eğer terekede bulunan bir mal üçüncü bir kişi tarafından haksız şekilde tutuluyorsa, mirasçılar o malı geri almak için miras sebebiyle istihkak davası açabilirler. Yine, mirastan mal kaçırma (muris muvazaası) söz konusu ise, bu konuda ayrı bir dava açılması gerekebilir. Özetle, terekenin tespiti tamamlandıktan sonra mirasçılar resmi olarak miraslarını talep edebilir, tapu ve diğer devir işlemlerini yapabilir ve gerekiyorsa haklarını korumak için ilgili davaları açabilirler.