Tazminat HukukuAraç Satışında Dolandırıcılık

Son yıllarda ekonomik açıdan zor günler geçiren ülkemizde bireyler ihtiyaçlarını daha makul bedeller ile karşılama yolunu seçmektedir. Söz konusu yönelim ikinci el araç satış pazarında da geçerli olup enflasyonun da etkisiyle her geçen saat araç fiyatları artmakta, alıcılar bu nedenle hızlı davranmak durumunda kalmaktadır. İşte bu noktada potansiyel alıcıların daha da yükseleceği öngörüsüyle ikinci el araçlara yöneleceğini bilen birtakım dolandırıcılar ikinci el araç satımında alıcıları çeşitli yöntemlerle dolandırabilmektedir.

Söz konusu dolandırıcılık yöntemlerinden en yaygını ve maddi anlamda alıcıları en çok zarara uğratanı normal şartlarda daha önce kaza yapmış ve bu nedenle hasar kaydı bulunması gereken araçların söz konusu hasarları işlenmeden sanki hiçbir hasar almamışçasına satılması şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bilindiği üzere hasar kayıtları TRAMER’e 45 gün içerisinde işlenmektedir. İşte bu süre içerisinde ilgili araçlar dolandırıcılar tarafından kısa sürede onarılıp satılmakta potansiyel alıcılar da henüz hasar kaydı yansımayan aracı hasarsız olduğunu düşünerek satın almaktadır.

ikinci el araç piyasasında karşılaşılan bir başka dolandırıcılık yöntemi ise ikinci el araç ilanlarının verildiği sitelerden araç sahibine olumlu dönüş yapıldıktan sonra araç satışı için notere gidildiğinde alıcının aleyhine icra takibi olduğundan bahisle araç sahibine aracı başkaca bir kişiye devretmesini istemesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. İlgili devir gerçekleşirken aracı asıl almak isteyen kişi anlaşılan bedeli satıcıya banka aracılığıyla göndermekte ve sonrasında da araç kendi üzerine değil de 3. bir şahsın üzerine devredildiğinden satıcının aracı kendisine devretmediğinden bahisle satıcıya ihtar çekmektedir. Gerçek durum her ne kadar farklı olsa da araç gerçekten de resmi olarak üçüncü bir kişiye devredilmiş olmakta ve asıl alıcı sadece banka aracılığıyla para göndermiş bulunmaktadır. Hal böyle olunca banka aracılığıyla para gönderen dolandırıcı ödeme yapmasına karşılık aracın kendisine devredilmediğinden bahisle ihtar çekmek yoluyla parasını satıcıdan istemektedir. Bu durumda satıcı parayı alıcından aldığını ancak devri bir başka kişiye yaptığını kanıtlayamamaktadır. Zira kendisi de bir dolandırıcı olan üçüncü kişi çoğunlukla kendisine devredilen aracın bedelini elden verdiğini iddia etmektedir.

Bir başka dolandırıcılık yöntemi de zorunlu ekspertiz raporunun içeriğinde veya düzenleme tarihinde değişiklik yapmak suretiyle alıcının mağdur edilmesidir.

Bir diğer yaygın dolandırıcılık yöntemi ise dolandırıcının aslında kendine ait olmayan bir aracın fotoğraflarını ilanlara koyarak aracı acil ihtiyaç gibi nedenlerle rayiç bedelinin çok altına satmak istemesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu durumda dolandırıcı aracın devri öncesinde bir miktar kapora istemekte ve aracı rayicinden çok daha düşük bir bedelle alacağından fırsat yakaladığını düşünen mağdurlar söz konusu kaporayı çok da sorgulamadan dolandırıcıya göndermektedir. Dolandırıcı da çoğunlukla aldığı kapora ile ortadan kaybolmaktadır.

Son olarak bazen de kendisini alıcı olarak gösteren dolandırıcının aracı devraldığı sırada internet bankacılığında bir pronşem olduğunu, banka ile iletişime geçtiğini söyleyip mağdura sahte bir dekont da göstererek paranın yarın hesabına geçmiş olacağını bildirebilmektedir. Bu durumda mağdur ertesi gün banka hesabına herhangi bir bedelin yatırılmadığını ve dolandırıcının telefonlarına cevap vermediğini gördüğü anda dolandırıldığını anlamaktadır.