İş Hukukuİşçinin İş Sağlığını Tehlikeye Düşürmesi

İş güvenliği hükümleri, işçi sağlığı ve güvenliğini korumaya yönelik uyulması gereken kurallardır. Bu konuda işverenin alıması gereken tedbirlerin yanında işçinin de yükümlülükleri vardır.

İş ilişkisi karşılıklı güven esasına dayanır. Aynı zamanda işçinin işverene karşı sadakat borcu vardır. İşçinin sadakat borcu, işverenin işi ve işyeri ile ilgili menfaatlerini korumak, zarar veren ve risk altına sokabilecek davranışlardan kaçınmayı gerektirir. Bu durumda, iş sağlığı ve güvenliğini tehlikeye düşürecek hareketlerden de kaçınılmış olur.

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre, işveren iş yeri içerisinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve korunmasına yönelik her türlü tedbiri almak zorundadır. Buna karşılık işçiler ise, alınan bu tedbirlere uymakla yükümlüdür. İşçinin kasıtlı bir davranışı ya da görevini savsaması sonucu işin güvenliği yönünden bir tehlike meydana gelmesi durumunda, işveren açısından fesih hakkı ortaya çıkar.

1. İşçinin İş Sağlığını ve Güvenliğini Tehlikeye Düşürmesi Nedir?

4857 Sayılı İş Kanunu madde 25/2 (ı) bendi kapsamında;

“İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması” halinde işveren işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle derhal fesih hakkına sahiptir. Belirtilen fesih sebepleri de aslında işçinin özen borcuna aykırı davranışının bir sonucudur.

Bu hüküm uyarınca, işçinin kendi isteği (kastı) veya işi savsaması (ihmali) yüzünden işini özenle ifa etme borcuna aykırı davranması sonucunda işverene haklı nedenle derhal fesih hakkını tanıyan “işin güvenliğini tehlikeye düşürülmesi” ile “işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makinelerin, tesisatın veya başka eşya ve maddelerin, otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratılması” halleri birlikte düzenlemiştir. Bu nedenlerin olması halinde hiçbir şart aranmaksızın işveren sözleşmeyi haklı nedenle derhal feshedebilecektir. Ancak işverenin bu derhal fesih hakkını kullanabilmesi için, işçinin kişisel bilgi ve ehliyeti dışında kalan işleri yapmaya zorlamaması gerekir. İşçi bunlara zorlandığı taktir de, işveren derhal fesih hakkını kullanamayacaktır.

İşçinin iş güvenliğini tehlikeye düşürecek davranışlarını, Yargıtay kararları çerçevesinde şu şekilde sıralayabiliriz:

  • ateşin tehlikeli olduğu bir işyerinde sigara içmek,
  • tehlikeli işyeri araç gereçlerini fütursuzca herhangi bir dikkat göstermeden kullanmak,
  • işyeri güvenlik görevlisinin görevini ihmal etmesi, uyuması veya görevini terk etmesi,
  • güvenlik bakımından önemli kısımların denetimi ile görevlendirilen kişilerin görevinde savsaklık göstermesi vb.

Bu davranışlar sadece yukarıda sayılanlarla sınırlı olmamakla birlikte, her somut olayın durumuna ve koşullarına göre değişiklik göstermektedir.

2. Fesih Hakkının Kullanılabilmesi İçin Gerekli Şartlar Nelerdir?

2.1 İşçinin İş Güvenliğini Tehlikeye Düşürmesi Gerekir.

İşçi, yaptığı işini aksatmadan, işyerinde çalışan diğer işçilerin sağlığını, yaşamlarını ve iş güvenliğini tehlikeye düşürecek davranışlarda bulunmaması gerekmektedir. Aslında iş güvenliğini ve işçilerin sağlığını korumak, işverene yüklenmiş bir ödevdir; ancak işçiler de işverenin sağladığı bu ortamı korumakla yükümlüdürler. O halde işçinin iş güvenliğini kusurlu davranışlarıyla tehlikeye düşürmesi halinde, İş Kanunu madde 25/2-ı uyarınca işverenin fesih hakkı doğacaktır. Buna ilişkin somut olarak herhangi bir zararın doğması şart değildir, işçinin iş güvenliğini tehlikeye düşürecek davranışta bulunması yeterlidir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2004/1834 E. , 2004/24692 K. Sayılı Kararında;

“…davacı işçi işverence tahsis edilen sigara içilen bölüm dışında ve yangın tehlikesi taşıyan bir bölgede sigara içmiştir. Bu durumda davacı işçi tarafından bu iş için ayrılmış özel bölüm dışında sigara içilerek işyeri güvenliğinin tehlikeye düşürüldüğü dosya içeriği ile sabit olmuştur. Davalı işverence işçinin iş sözleşmesinin feshi 1475 sayılı İş Kanunu’nun 17/2-h maddesi (şimdi m. 25/II-ı) uyarınca haklı bir nedene dayanmaktadır.” şeklinde bir hüküm kurmuştur.

Yargıtay kararından da görüleceği üzere, zararın doğup doğmaması değil, iş güvenliğini tehlikeye düşüren davranış olup olmadığı dikkate alınmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği önlemlerine aykırılık dolayısıyla gerçekleşen fesihlerde işçinin davranışları önem teşkil eder.

  • Tehlike İşçinin Kusurlu Bir Davranışının Sonucu Doğmalıdır.

İşçinin kendi kastı (isteği) veya ihmali (savsaması) sonucunda iş güvenliğini tehlikeye düşürmüş olması gerekmektedir. Aksi halde işçinin kusuru olmaksızın ortaya çıkan zararlar nedeniyle işverenin fesih hakkı yoktur.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2004/19728 E., 2005/13022 K. Sayılı kararında;

“…Davacının çeki demirini deneyimi olmayan çalışana çıkarttırması eyleminin 1475 sayılı İş Kanunu’nun 17/II.h maddesinde (şimdi m. 25/II-ı) belirtilen işi savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi olarak nitelendirilip mahkemenin davayı reddetmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde karar vermiştir.

İşin güvenliğinin tehlikeye düşürülmesi başlığı altında işverenin fesih hakkının oluşması için bu iki şartın gerçeklemesi gerekmektedir. Bunun dışında, “işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makinelerin, tesisatın veya başka eşya ve maddelerin, otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratılması” hallerine ilişkin şartlar aşağıda belirtilmiştir.

2.3 İşyerinin Malı Olan veya Malı Olmayıp da Eli Altında Bulunan Makine, Tesisat veya Başka Eşya ve Madde Olması Gerekir.

İşçi, işverene ait olan veya işverene ait olmayıp da onun eli altında bulunan makine, tesisat veya başka eşya ve maddeleri kaybetmiş veya hasara uğratmış ise, işverenin fesih hakkı söz konusu olacaktır.

2.4 Bir Zararın Doğmuş Olması Gerekir.

İşverenin bu bent kapsamında iş sözleşmesine son verebilmesi için, işçinin işyerindeki malları otuz günlük ücretiyle ödenemeyecek derecede zarara uğratması gerekir. İşçinin zararı hemen ödemiş ya da ödeyecek durumda olması yahut işveren tarafından zarar tutarının işçiden talep edilip edilmemesi, işverenin fesih hakkını ortadan kaldırmaz.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2007/27255 E., 2008/24526 K. Sayılı Kararında;

“…Zararın 30 günlük ücreti aşması durumunda işverenin fesih hakkı doğar ve işçinin zararı derhal ödemiş ya da ödeyecek olması, işverenin bu hakkını ortadan kaldırmaz.” demiştir.

  • Zarar İşçinin Kusurlu Davranışının Sonucunda Doğmalıdır.

İşçinin kast veya ihmal derecesinde bir kusurunun olması şarttır. Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya da taksirli eyleminden kaynaklanması bakımından ise herhangi bir fark yoktur.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 1991/6724 E., 1991/11946 K. sayılı kararında;

“İşverene ait iş makinesi paletlerine kasten metal cisim sokmak suretiyle zarar veren işçi ile trafik kazası sonucu işvereni zarara uğratan işçinin aynı şekilde iş sözleşmeleri haklı nedenle sona erdirilebilir.”

2.6 Zarar Miktarının İşçinin Otuz Günlük Ücretinden Fazla Olması Gerekir.

İşçinin işyerinde meydana getirdiği zarar tutarının, işçinin otuz günlük ücretinden fazla olması gerekmektedir. Ancak, işyerinde 30 günlük ücretten az zarar meydana gelmiş ise ve bu zarar dolayısıyla işyerinde olumsuzluklar meydana gelmişse, fesih haklı nedenle değil, geçerli nedene dayandırılarak feshedilebilir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2008/28802 E., 2009/13775 K., Sayılı Kararında;

İşçinin otuz günlük ücreti hesap edilirken, “otuz günü” bir ay olarak değerlendirmemek gerekir. O halde işçiye aylık olarak ödenen ücret yerine, günlük yevmiyesi hesap edilerek, bunun otuz katı tutarı dikkate alınmalıdır.

2.7 Zararı İşveren, Kusursuzluğu İşçi İspatlamalıdır.

Bu hükme göre, işyerindeki zararın, işçinin otuz günlük ücreti tutarıyla ödenemeyeceğini işveren ispatlamalıdır. İşçi ise söz konusu zararda bir kusuru olmadığını ispatlamalıdır.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2007/9302 E., 2008/2652 K. Sayılı Kararında,

“…4857 Sayılı İş Kanunu madde 25/II-ı fıkrasında yer alan hükümle de özensiz ifa sonucu işçinin 30 günlük ücreti ile karşılayamayacağı bir zararın meydana gelmesi hali işveren bakımından iş sözleşmesinin haklı feshi sebebi sayılmıştır. Özenle ifa yükümlülüğünün ihlalinden kaynaklanan uyuşmazlıklardan iş sözleşmesinin ifası dolayısıyla bir zararın meydana geldiğini ispat işverene bu zarardan dolayı hiçbir kusurunun bulunmadığını ispat külfeti işçiye yüklenmiştir.” şeklinde hüküm kurmuştur.

3. İşverenin Fesih Hakkını Kullanma Süresi ve Usulü Nelerdir?

Fesih hakkı, fesih nedeni olan eylemden itibaren 6 iş günü içerisinde kullanılmalıdır. Aksi halde fesih geçersiz olur.

İş Kanunu 26’ncı madde de belirtilen derhal fesih hakkını kullanma sürelerinden 6 iş günlük hak düşürücü süre, zarar miktarının belirlenmesinin ardından bu durumun feshe yetkili makama iletilmesiyle, 1 yıllık hak düşürücü süre ise zarara neden olan olayın oluşumundan itibaren işlemeye başlar.

Fesih için herhangi bir şekil şartına gerek yoktur. Ayrıca fesih için işçiye bildirim yapılmasına da gerek yoktur, ancak yazılı yapılması ispat açısından kolaylık sağlar.

Haklı nedenle derhal fesih yapılırken;

  • İleride oluşabilecek hukuki uyuşmazlığa ispat kolaylığı sağlaması için tehlike oluşturan davranışın tutanak altına alınması gerekir.
  • İşçinin savunması alınarak, tehlikenin oluşmasında işçinin kusurunun olup olmadığı tespit edilmelidir. 
  • 6 günlük fesih süresine riayet edilmelidir.

4. Fesih Sonucu İşçinin Hak Kazanabileceği Alacaklar Nelerdir?

İşveren sözleşmeyi haklı feshetmişse işçi kıdem tazminatına hak kazanamaz. İşveren sözleşmeyi haklı feshettiğinden işçi ihbar tazminatına hak kazanamayacağı gibi işveren de ihbar tazminatı isteyemez.

Feshe bağlı haklardan tüm çalışma süresince kullanılmayan yıllık izin süresine göre hesaplanacak yıllık izin alacağına hak kazanılır. Ödenmeyen alacaklar varsa feshe bağlı olmasa da talep edilir.

5. Sonuç

İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili önlemlerin ve buna ilişkin kanun hükümlerinin faydalı olabilmesi için işçilerin bu kurallara uygun olarak davranması gerekmektedir. Her somut olay ayrı ayrı değerlendirilerek, işçinin davranışının işin güvenliğini tehlikeye düşürüp düşürmediği incelenmelidir. Yukarıda da bahsedildiği üzere, işin güvenliğinin tehlikeye düşürülmesinde zarar oluşup oluşmadığına bakılmaz. Örneğin, güvenlikçi, mesai saatleri içerisinde uyuyakalmışsa herhangi bir zarar oluşmasa bile tehlike oluşmuş sayılır ve işçinin bu tehlikeli davranışı sonucunda işveren derhal fesih hakkını kullanabilir. Söz konusu bu tehlikeli davranışın iş hukukuna göre önemli nitelikte olması gerekir. İşverenler için tehlikenin ağır olup olmaması önemsizdir. Örneğin, işyerinde patlamaya sebep olacak savsamalar haklı nedenle derhal fesih sebebi oluştururken, basit ihmaller iş sözleşmesinin feshine haklı sebep oluşturmamaktadır. Dolayısıyla işçiler feshe konu davranışlar sergilemediği sürece hem kendi sağlığını hem de işyerinin güvenliğini korumuş olacaktır.