İş Hukukuİşçinin Ölüm İzni

ÇALIŞANIN ÖLÜM İZNİ NEDİR? (VEFAT İZNİ)

Çalışanın Ölüm İzni, işçinin ana veya babasının, eşinin, kardeşinin, çocuğunun ölümü hâlinde hak kazandığı bir izindir. Ölüm izni süresi:

  • İşçinin ölüm izni süresi 3 gün, 
  • Memurlada 7 gün, 
  • Subay ve astsubaylarda ise 10 gündür. 

Ölüm izni ücretli izin niteliğinde bir izindir. 4857 sayılı İş Kanunu’nda işçiye verilecek ölüm izni “Mazeret İzni” başlığı altında EK Madde 2 de düzenlenmiştir. İşçinin maddede sayılan yakınlarının vefatı halinde kullanabileceği ölüm izni belirtilmiştir.

Memurlar için ölüm izni ile ilgili hükümler 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 104. Maddesinde düzenlenmiştir.

Kural olarak hem işçiye hemde memurlara ölüm izni kullandırılması yasal zorunluluktur. Işçinin bu hakkını kullanması engellenir ise işçi iş akdini taminatına hak kazanarak fesih edebilir.

İŞÇİ VE MEMURLAR İÇİN ÖLÜM İZNİ NE KADARDIR?

Şayet sözleşmede işçi lehine daha uzun süreler belirlenmemiş ise; 4857 sayılı Kanun’a göre işçinin ana veya babasının, eşinin, kardeşinin, çocuğunun ölümü hâlinde ölüm izni üç gündür. Kanunda bu sayılanların ölümü dışında işçi için ölüm izni düzenlenmemiştir. İşçi ile işveren arasında imzalanan bireysel ya da toplu iş sözleşmesi ile maddede sayılanların dışında ölümü halinde de işçi için ölüm izni düzenlenebilecektir.

Devlet Memurları Kanunu’nda düzenlenen ölüm izninin içeriğinde memurun eşi, çocuğu, kardeşi, kendisinin veya eşinin anne babası öldüğünde ölüm izni verilir. Memurlarda ölüm izni 7 gündür.

Türk Silahlı Kuvvetlerine bağılı Subay ve astsubaylara; eşlerinin, çocuklarının, kendisinin veya eşinin anne ve babasının vefatı halinde ölüm izni verilir. TSK ya bağlı subay ve astsubaylarda nu süre 10 gündür.

696 SAYILI KHK İLE SÜREKLİ İŞÇİ KADROSUNA GEÇİRİLENLERİN ÖLÜM İZNİ NE KADARDIR?

4857 sayılı İş Kanunu’nda belirlenen sürelerden ayrı olarak 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçiler için eş ve çocuğunun ölümünde 6 gün; ana, baba ve kardeşin ölümünde 5 gün, kayınpeder veya kayınvalidesinin ölümünde ise 2 gün ölüm izni hakkı vardır.

SÖZLEŞME İLE ÖLÜM İZNİ DÜZENLENEBİLİR Mİ?

4857 sayılı İş Kanunu’nda belirlenen süreler asgari süreler olup, işçi ile işveren arasında imzalanan bireysel ya da toplu iş sözleşmesi ile daha uzun olarak belirlenebilir. Aksi, yani sözleşme ile kanunda belirlenen ölüm izni sürelerinin kısaltılması mümkün değildir, böyle bir düzenleme kanuna aykırı olduğundan yok hükmündedir.

ÖLÜM İZNİ ALAN İŞÇİNİN ÜCRETİNDE KESİNTİ YAPILABİLİR Mİ?

İşçinin ölüm izni, ücretli izinlerdendir. Bu nedenle kanunda sayılan ya da sözleşme ile belirlenen yakınlarının ölümü halinde kullandığı ölüm izni süresince ücretinde herhangi bir kesinti yapılamaz.

İŞVEREN İŞÇİYE ÖLÜM İZNİ VERMEK ZORUNDA MIDIR?

Kanunda ölüm izninin verilmesi konusunda işverene tanınmış bir takdir hakkı bulunmamaktadır. Bu emredici düzenleme nedeniyle işveren, kanunda ya da kanuna aykırı olmamak koşuluyla iş sözleşmesi ile belirlenen yakınlarının ölümü halinde işçiye ölüm izni vermek zorundadır.

YILLIK ÜCRETLİ İZİNDE İKEN ÖLÜM İZNİ KULLANILABİLİR Mİ?

İşçi yıllık ücretli izne ayrıldıktan sonra bu izin süresinde gerçekleşen yakınlarının ölümü halinde kanunda ya da sözleşmede belirlenen ölüm izni bu izne ilave olunur. Örneğin işçi 05/08/2022 tarihinde, 14/08/2022 tarihine kadar yıllık ücretli izne ayrılmıştır. İzne ayrıldıktan bir gün sonra annesi vefat etmiştir. Vefat nedeniyle araya iki günlük ölüm izni girdiğinden işçinin ücretli izin dönüş tarihi iki gün uzamıştır ve 17/08/2015 tarihinde işbaşı yapması gerekir.

ÖLÜM İZNİ İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

Yargıtay Kararı – 22. HD., E. 2014/25785 K. 2016/1130 T. 19.1.2016

“… Bilirkişice yıllık izin belgelerine göre davacının otuziki gün izin kullandığı kabul edilmiş ise de yedi günlük izin belgesi ölüm izni niteliğinde olup hesaplamaya eklenmesi hatalıdır. Yine yirmibeş günlük iznin ise ait olduğu yıl olarak 1. yıl ibaresi belgelerde geçmektedir. Bu nedenle dava dilekçesinde yer alan “ilk yıl iznine mahsuben 22 gün izin kullanılmıştır” ifadesi nazara alınarak belgelere göre hesaplanan süreden 22 gün daha çıkarılması hatalıdır.

3-Taraflar arasında ulusal bayram ve genel tatil alacağı olup olmadığı uyuşmazlık konusudur.

Dini bayram günlerinde çalışan işçilere, Belediyenin taraf bulunduğu toplu iş sözleşmesine göre, üç yevmiye ödendiği anlaşılmaktadır. Davacı tanıklarının, davacı dini bayramlarda çalışmışsa ücretinin ödendiği şeklindeki ifadeleri karşısında, davacı asil duruşmaya çağrılarak, kendi tanıklarının bu beyanına karşı diyecekleri sorulmalı, bayram günü ücreti almış ise kaç lira aldığı belirlenmeli ve ulusal bayram genel tatil alacağı buna göre değerlendirilmelidir.

Sonuç:

Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

Bölge Adliye Mahkemesi Kararı – İstanbul BAM, 32. HD., E. 2017/3278 K. 2020/401 T. 5.3.2020

“… Taraflar arasında davacının annesinin 13/04/2012 Cuma günü vefat ettiğine ilişkin itilaf bulunmamaktadır. 4857 sayılı kanuna tabi olarak çalışan işçilerin ölüm izinlerine ilişkin düzenleme ilgili kanunun ek2 maddesi ile yapılmıştır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun ek2 maddesine göre işçilerin kanununda sayılan yakınlarının vefat etmesi halinde kullanabileceği ölüm izni süresi 3 günüdür. Dosya kapsamına göre davacıya davalı işverenlikçe 3 gün mazeret izni verilmiş olup davacının izin süresi 16/04/2012 Pazartesi günü bitmiş olup bu tarih itibariyle davacının iş başı yapması gerekmektedir. Davacı tanıkları davacının salı günü yani 17/04/2012 tarihinde işe geldiğini, kendilerine cenazeden dolayı işten kovulduğunu söylediğini beyan etmişlerdir. Davalı tanığı K1 davacının mazeret izni kullandıktan sonra 2 gün işe gelmediğini 3. gün geldiğini beyan etmiştir.

Dosya kapsamı deliller ve davacı tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde davacının mazeret izni bittikten sonra 16/04/2012 tarihinde işe gelmediği, 17/04/2012 tarihinde iş yerine geldiği ancak bu tarihte iş akdinin feshedildiği, bu hali ile davacının devamsızlığının 1 gün olduğu, ancak 1 günlük devamsızlıkta davalının haklı fesih hakkı bulunmadığı İlk Derece Mahkemesi’nin davacının kıdem ve ihbar tazminatı almaya hak kazandığı şeklindeki kabulünün yerinde olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.

Ancak, 6100 sayılı HMK “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1 maddesinde hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği hüküm altına alınmıştır. Az yukarıdaki tespitler ışığında davacının iş akdi 17/04/2012 tarihinde feshedilmiş olduğundan ve yine dava dilekçesinde de izin dönüşü iş yerine gittiğinde iş akdinin feshedildiğinin davacıya bildirildiği, 17/04/2012 tarihi ve sonrasına yönelik devamsızlık tutanağı tutulduğu iddialarına yer verilmiş olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda fesih tarihi 19/04/2012 tarihi esas alınarak hesaplama yapıldığı, bu hali ile talebin aşıldığı anlaşıldığından Dairemizce yeniden hesaplama yapılmıştır…”

Bölge Adliye Mahkemesi Kararı – Adana BAM, 7. HD., E. 2018/3305 K. 2020/1852 T. 26.11.2020

“… Dosya içerisinde bulunan yıllık izin belgelerine göre davacının çalıştığı sürede tüm yıllık izinleri kullandırılmış ancak yıllık izinde olduğu bazı günlerde davacının imzası ile makbuz kesildiği görülmüştür. Davalı tarafça, davacı tarafından imzalanan 26.10.2011 tarihli 2011-2012 yılı yıllık ücretli iznimin tamamını kullandım, ve 06.11.2014 tarihli 2014-2015 izin dönemine ait izinlerimi kullandım geçmiş döneme ait iznim kalmamıştır” şeklinde beyanı bulunan belgeler sunulmuş ise de 2011-2012 dönemine ilişkin yıllık izin hakkının 2012 yılında kullanılacağı, davacının belgeyi 2011 yılında imzaladığı, davacının 2011 ve 2012 yılında ve 2014 yılında izne ayrıldığı ancak izinli olduğu dönemde çalıştığı günlerin olduğu, bilirkişi tarafından izinli olduğu dönemde çalıştığı günlere ilişkin hesaplama yapıldığı, davacı 06.11.2014 tarihli belgede geçmiş yıllara ilişkin yıllık izin hakkı bulunmadığını belirtmiş ise de ibraname nitelikli belgenin iş ilişkisinin devamı sırasında alındığından geçerli kabul edilmesi mümkün değildir (Yargıtay 22 HD ESAS NO : 2017/26893 KARAR NO 2020/1756). Kaldı ki yıllık izinlerimi kullandım şeklindeki bir beyan hukuki fiil olup alacağın tamamen ibra edildiği anlamına gelmemektedir.Yıllık ücretli izinlerin kullandırıldığını işveren ücretli izin defteri veya benzeri kayıtlarla kanıtlamak durumundadır. Bu belge çalışırken işçiden alınmış ibraname niteliğinde olup geçerli değildir. Davacı isticvap edilerek yıllık izin konusunda beyanı alınmış, yıllık izinlerini kullanmadığını beyan etmiştir. Davacının yıllık izinde olduğu günlerde çalıştığı imzalı makbuzlar ile ispat edildiğinden bilirkişi tarafından davacının çalıştığı günlere ilişkin yıllık izin ücreti hesaplanması yerindedir. Ancak davacı çalıştığı sürede, evlenme, ölüm ve doğum gibi dönemlere ilişkin izinlerini kullanmadığını belirterek ücret talebinde bulunmuştur. Ancak, 6645 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun’u ile 4857 sayılı Yasa’ya eklenen EK 2 maddesi ile mazeret izni (evlenme,ölüm gibi nedenlerle) verilmesi uygulaması kabul edilmiş ise de bu kanunun yürürlük tarihi 04.04.2015 davacının mazeret izninin doğduğu tarihten sonradır. Bu nedenle bu yöndeki izin ücreti talebi yerinde değildir…”

VEFAT İZNİ İLE İLGİLİ SIK SORULANLAR

Çalışanın Ölüm İzni Süresi Ne Kadardır?

  • İşçinin ölüm izni süresi 3 gündür.
  • Memurların ölüm izni süresi 7 gündür.
  • TSK ya bağlı subay ve astsubaylarda bu süre 10 gündür.

İşçi veya Memurlar Hangi Hallerde Ölüm İzni Alabilir? ( Vefat İzni )

Çalışan, yalnızca ana veya babasının, eşinin, kardeşinin ya da çocuğunun vefatı hâlinde bu izni kullanabilir.

Ölüm İzni Ücretsiz Midir?

Hayır, ölüm izni ücretli bir izin türüdür.

İşveren ölüm iznini kullandırmak zorunda mıdır?

Ölüm izni hem işçiler hemde memurlar için talep halinde verilmesi zorunlu olan bir izin türüdür. İşveren bu iznin kullandırılmasında takdir hakkı kullanamaz. İşçi veya memur kendi özgür iradesiyle bu hakkı kullanmaktan vazgeçmedikten sonra işveren kullandırmak zorundadır.

Ölüm izni kullandırılmazsa ne olur ?

Ölüm izni zorunlu bir mazeret iznidir. İşveren işçinin rızasını almadan bu izni kullandırmaz veya maaşından kesinti yapar ise işçi iş akdini haklı nedenle fesih edebilir. İşçinin çalışma süresi 1 yılı aşmış ise işveren işçiye kıdem tazminatı ödemesi yapmak zorunda kalır. İşçi fesih dilekçesine “işveren tarafıma ölüm izni hakkımı kullandırmaması sonucu iş akdimi haklı nedenle fesih ediyorum” yazması yeterlidir.

İŞ HUKUKU VE İŞ DAVALARI AVUKATI EKİBİMİZİN İŞÇİ HAKLARI HİZMETLERİ

  • Kıdem, ihbar tazminatlarının temini,
  • İşe iade davaları,
  • İş Hukuku arabuluculuk başvurusu ve sürecin takibi,
  • Ödenmeyen veya eksik ödenen Fazla mesai, resmi ve dini tatil ücretlerine ilişkin davalar,
  • İş hukukunda güncel mevzuata uyumlu iş sözleşmelerinin hazırlanması,
  • Mobbing ve kötü niyet tazminatlarına ilişkin davalar,
  • İş hukukundan kaynaklı diğer tüm uyuşmazlıklara ilişkin davalar

İşçi Hakları ve İşveren Hakları konusunda İstanbul İşçi Avukatı ve İş Hukuku Avukatı İçin Hukuk Büromuza Ulaşabilirsiniz. İstanbul’ da faaliyet gösteren Harbiye Hukuk Bürosu alanında uzman kadrosu ile iş hukuku ve işçi hakları ile ilgili tüm uyuşmazlık konularında işçi ve işveren arasında arabuluculuk ve danışmanlık yapmaktadır.