Vergi uyuşmazlıklarında izaha davet, vergi idaresinin mükelleften (vergi yükümlüsünden) vergi beyannamelerinde tespit edilen uyumsuzluklar hakkında açıklama yapmasını talep ettiği idari bir uygulamadır. Bu uygulama, yetkili merciler (Gelir İdaresi veya Vergi Denetim birimleri) tarafından elde edilen vergi kaybına yol açabileceği düşünülen bulgular üzerine, mükellefe durumunu izah etme fırsatı sunar. İzaha davet, bir vergi incelemesi başlatılmadan önce mükellefe hatalarını düzeltme ve olası cezalı işlemleri önleme olanağı sağlar. Bu sayede mükellef, ortaya çıkan anlaşmazlığı mahkemeye taşımadan veya tam bir vergi incelemesine maruz kalmadan önce kendi beyanlarını gözden geçirip açıklama yapabilir.
İzaha davet müessesesi (mekanizması), Türk vergi hukukuna görece yeni girmiş bir idari çözüm yöntemidir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 370. maddesiyle düzenlenmiş ve 1 Eylül 2017 tarihinde yürürlüğe girerek uygulama alanı bulmuştur. Amacı, vergi idaresi ile mükellef arasındaki olası anlaşmazlıkları daha en başta, hızlı ve uzlaşmacı bir şekilde çözmek, böylece yargı sürecine gitmeye gerek kalmadan sorunları halletmektir. Bu mekanizma sayesinde vergiye gönüllü uyum artmakta ve hem idare hem mükellef açısından uzun süren uyuşmazlık süreçleri önlenmektedir.
İÇİNDEKİLER
- İZAHA DAVETİN AMACI VE AVANTAJLARI
- İZAHA DAVETİN ŞARTLARI VE KAPSAMI
- İZAHA DAVET SÜRECİ NASIL İŞLER?
- DİĞER UYUŞMAZLIK ÇÖZÜM YOLLARIYLA KISA KARŞILAŞTIRMA
- SIKÇA SORULAN SORULAR
- İzaha Davet Nedir?
- İzaha Davet Kimlere Uygulanır?
- Mükellef Kendi İsteğiyle İzaha Davet Talep Edebilir mi?
- İzaha Davet Yazısı Gelirse Ne Yapmalıyım?
- İzaha Davete Cevap Vermezsem Ne Olur?
- İzaha Davet Süresi Kaç Gündür?
- İzaha Davet ile Vergi İncelemesi Arasındaki Fark Nedir?
- İzaha Davet ile Pişmanlık Arasında Ne Fark Var?
- İzaha Davet ile Uzlaşma Arasında Ne Fark Var?
- İzaha Davet Gelmesi Kesin Ceza Alacağım Anlamına mı Geliyor?
- İzaha Davet Yazısı Nasıl Tebliğ Edilir ve Cevap Nasıl Verilir?
İZAHA DAVETİN AMACI VE AVANTAJLARI
İzaha davetin temel amacı, vergi ziyaı (vergi kaybı) ihtimali bulunan durumlarda, mükellefe durumu açıklama ve düzeltme şansı tanıyarak daha ağır cezai sonuçların önüne geçmektir. İzaha davet süreci sonunda, yapılan değerlendirme neticesinde:
- Vergi kaybı olmadığı anlaşılırsa: Mükellef hakkında vergi incelemesi veya takdir komisyonu süreci başlatılmaz; yani herhangi bir ceza uygulanmadan süreç kapanır. Bu, mükellefin gereksiz yere uzun ve masraflı bir inceleme sürecine girmesini engeller.
- Vergi kaybı olduğu tespit edilirse: Mükellef, belirli şartlar altında daha düşük oranlı (indirimli) bir vergi cezası ödeyerek sorunu çözebilir. Bu durumda normalde karşılaşılacak daha yüksek cezalar yerine vergi ziyaı cezası ziyaa uğratılan verginin sadece %20’si oranında kesilir. Yani mükellef, eksik ödediği vergiyi gecikme zammı (faizi) ile birlikte öderken, ceza tutarı yüzde 20’ye indirilir. Bu şekilde izaha davet, mükellefi çok daha ağır yaptırımlardan korumuş olur. (Not: İdare tarafından belirlenen süre içinde ödeme yapılmazsa, bu indirimli ceza hakkı kaybedilir ve ceza oranı tekrar yükselir.)
İzaha davetin avantajları özetle şunlardır: Mükellef, hata veya eksiklik kaynaklı vergisel sorunlarını kendi rızasıyla düzeltme imkânı bulur. Uygulama, vergi idaresi ile mükellef arasındaki iletişimi güçlendirir ve olası vergi uyuşmazlıklarını idari aşamada çözüme kavuşturur. Ayrıca, yargı yoluna gitmeden sorun çözülerek hem zaman hem maliyetten tasarruf edilir. Vergi incelemesi süreci ve olası mahkeme masrafları ortadan kalktığı için, izaha davet mükellefler için oldukça avantajlı bir yol olarak değerlendirilmektedir.
İZAHA DAVETİN ŞARTLARI VE KAPSAMI
Her mükellef her durumda izaha davet edilmez. İzaha davet uygulamasının devreye girmesi için bazı şartlar ve kapsam kısıtları bulunmaktadır:
- Ön Tespit Bulunması: Öncelikle vergi idaresinin yetkili birimleri tarafından, mükellefin beyanlarında veya finansal verilerinde vergi kaybına işaret eden ön tespit bulguları saptanmalıdır. Bu bulgular, idarenin farklı veri kaynaklarından (banka kayıtları, faturalar, çapraz kontroller vb.) yaptığı analizlerle ortaya çıkabilir.
- İhbar veya İnceleme Olmaması: İzaha davet, idarenin tamamen kendi tespitine dayalı bir süreçtir. Eğer mükellef hakkında önceden yapılmış bir ihbar (şikâyet) varsa ya da zaten bir vergi incelemesi başlamışsa, izaha davet mekanizması uygulanmaz. Bu durumlarda idare doğrudan yasal inceleme ve tarhiyat süreçlerini yürütür.
- Takdir Komisyonuna Sevk Edilmemiş Olması: Mükellefin durumuyla ilgili daha önceden takdir komisyonuna sevk işlemi yapılmamış olması gerekir. Yani henüz idare, vergi matrahını re’sen takdir yoluna gitmemiş olmalıdır.
- Belirli Konular ve Limitler: İzaha davet, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın belirlediği belirli konular için uygulanır. Örneğin; işletme hesaplarında görülen tutarsız kasa mevcudu, cari hesap uyuşmazlıkları, yüksek tutarlı şüpheli işlemler veya belli bir tutarın altındaki sahte belge kullanımı gibi konular izaha davet kapsamında ele alınabilir. Çok büyük meblağlı vergi kaçakçılığı veya ağır sahtecilik şüphesi içeren durumlar ise izaha davet kapsamı dışındadır – bu gibi ciddi durumlarda mükellef izaha davet edilmeksizin doğrudan incelemeye alınabilir.
Yukarıdaki şartlar sağlanıyorsa, yetkili merciler (Vergi Denetim Kurulu veya Gelir İdaresi içindeki Ön Tespit ve İzah Değerlendirme Komisyonları) mükellef hakkında izaha davet sürecini başlatabilir. Mükellefin bu süreci kendisinin başlatması mümkün değildir; izaha davet, mükellef talebiyle değil, vergi idaresinin kendi tespitleri sonucunda başlatılan bir uygulamadır. Dolayısıyla bir mükellef, “önce beni izaha davet edin, izah yapayım” şeklinde bir talepte bulunamaz.
İZAHA DAVET SÜRECİ NASIL İŞLER?
İzaha davet süreci belirli adımlardan oluşur ve belli süre sınırları içerir. Sürecin işleyişini adım adım açıklayalım:
- Ön Tespit ve Davet Yazısının Gönderilmesi: Yetkili komisyon, mükellefle ilgili elde ettiği bulgular ışığında izaha davet kararı alır. Bu karar doğrultusunda mükellefe resmi bir İzaha Davet Yazısı tebliğ edilir. Bu yazıda, tespit edilen uyumsuzluk veya şüpheli durum somut olarak belirtilir, mükellefin bu konuda açıklama yapması istendiği vurgulanır. Yazıda ayrıca mükellefe tanınan süre ve cevap verilmediği takdirde karşılaşabileceği işlemler de yer alır. Genellikle bu tebligat, mükellefin e-tebligat sistemine (Dijital Vergi Dairesi hesabına) elektronik olarak düşer ve/veya kayıtlı adresine posta yoluyla gönderilir.
- Mükellefin Cevap Vermesi (30 Günlük Süre): İzaha davet yazısı tebliğ edilen mükellefin, tebligat tarihinden itibaren 30 gün içinde yazıda belirtilen konu hakkında izahat vermesi gerekir. Bu izah, mükellefin kendi görüş ve açıklamalarını içerir; varsa hata veya eksikliğin nedenini izah eden bilgi ve belgeler sunulur. Mükellef dilerse bu süre içinde ilgili döneme ait bir düzeltme beyannamesi de vererek hatalı beyanını düzeltebilir. İzahat verme işlemi, bağlı olunan vergi dairesine yazılı dilekçe ile yapılabileceği gibi, Gelir İdaresi’nin online sistemi üzerinden elektronik olarak da yapılabilir. Önemli olan, 30 günlük yasal süreyi kaçırmamaktır; çünkü süre geçtikten sonra yapılan açıklama, izaha davet kapsamında kabul edilmeyebilir.
- Komisyonun Değerlendirmesi (45 Gün): Mükellef açıklamasını yaptıktan sonra, Ön Tespit ve İzah Değerlendirme Komisyonu bu izahatı en geç 45 gün içinde inceler ve bir karara varır. Komisyon, mükellefin verdiği bilgileri ve belgeleri değerlendirerek iki temel sonuca ulaşabilir: ya mükellefin izahını yeterli bulur ya da yetersiz bulur. Karar ne olursa olsun, komisyon sonucu mükellefe yazılı olarak bildirir.
- Sonuç ve Sonraki Adımlar:
- İzah Yeterli Bulunursa: Komisyon, mükellefin açıklamalarını makul ve yeterli görürse, ortada cezayı gerektirecek bir vergi kaybı olmadığı sonucuna varır. Bu durumda mükellefe, yapılan inceleme sonucunda herhangi bir işleme gerek olmadığı bildirilir. Yani ne bir vergi incelemesi başlar ne de ceza kesilir. Süreç burada mükellef lehine sona erer.
- İzah Yetersiz Bulunursa: Komisyon, mükellefin izahatını ikna edici bulamaz veya gerçekten bir vergisel hata/kayıp olduğunu tespit ederse, mükellefe durumu bildirir ve ilgili vergiyi beyan etmesini ister. Bu bildirim sonrası mükellefin, komisyon yazısının tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde gerekli düzeltme beyannamesini vermesi ve eksik vergiyi ödemesi beklenir. Mükellef bu adımları süresinde tamamlarsa, yukarıda belirtildiği gibi vergi ziyaı cezası indirimli olarak (%20 oranında) kesilecektir. Bu indirimden yararlanmak için, komisyonun “beyan ver” dediği konuyla sınırlı olarak beyanname verilmesi ve hesaplanan vergilerin izah zammı (gecikme faizi) ile birlikte ödenmesi şarttır.
- Hiç Cevap Verilmezse: Mükellef 30 günlük süre içinde ne izahat verir ne de beyanname sunarsa, izaha davet konusu olan vergilendirme farkı sanki mükellef tarafından beyan edilmesi zorunlu hale gelmiş gibi işlem görür. Bu durumda idare, artık normal vergi incelemesi sürecine geçebilir veya re’sen tarhiyat yapabilir. İzaha davet imkânı ortadan kalkar ve muhtemelen mükellef hakkında eksik vergiyle ilgili cezalı tarhiyat (genellikle daha yüksek oranlı ceza ile) yapılır.
- İzaha Davet Sonrası İtiraz: İzaha davet süreci bir idari çözüm yolu olduğu için tek başına yargıya taşınabilecek bir işlem değildir (hazırlık aşaması olarak görülür). Ancak, mükellefin yaptığı açıklama idare tarafından reddedilip de mükellef hakkında ceza uygulanmasına karar verilirse, mükellef elbette yargı yoluna başvurabilir. Örneğin, komisyon izahı yetersiz buldu ve mükellef beyanname vermek zorunda kaldıysa ama buna itirazı varsa, yapılan tarhiyat sonrası vergi/ceza ihbarnamesine karşı vergi mahkemesinde dava açabilir. Bu noktada, izaha davet sürecindeki ret kararı da dava dosyasında değerlendirilmek üzere ileri sürülebilir. Mükellef, izahının haksız yere reddedildiğini düşünüyorsa, 30 gün içinde yetkili vergi mahkemesinde iptal davası açma hakkına sahiptir (genel dava süresi kuralları geçerlidir).
DİĞER UYUŞMAZLIK ÇÖZÜM YOLLARIYLA KISA KARŞILAŞTIRMA
İzaha davet, vergi uyuşmazlıklarında idari aşamada çözüm sunan yollardan sadece biridir. Mükelleflerin sorunlarını çözmek veya cezaları azaltmak için başvurabileceği diğer yöntemler de vardır. Kısaca bahsetmek gerekirse:
- Pişmanlık ve Islah: Eğer bir mükellef, beyanlarında hata yaptığını kendisi fark ederse ve henüz idare bunu tespit etmeden önce gönüllü olarak düzeltmek isterse, pişmanlık dilekçesi ile beyanını verip vergi ödemesini yapabilir. Pişmanlık halinde ceza genellikle kesilmez veya çok düşük kalır. Ancak pişmanlık mekanizması, idarenin haberi olmadan önce kullanılabilir. İzaha davet ise idarenin tespitinden sonra devreye girer; pişmanlık hakkı artık mümkün olmadığında mükellefe ikinci bir şans sunar.
- Uzlaşma: Vergi incelemesi sonucunda tarh edilen (hesaplanan) vergi ve cezalarda, mükellefin itiraz etmeden önce idareyle uzlaşma talep etme hakkı vardır. Uzlaşmada, mükellef ile vergi idaresi ceza ve verginin bir kısmı üzerinde pazarlık edip indirimli bir tutarda anlaşabilir. Bu yol, tarhiyat yapıldıktan sonra devreye girer. İzaha davetten farkı, uzlaşmanın bir inceleme sonrasında yapılması ve cezanın idare ile müzakere edilerek azaltılmasıdır. İzaha davet ise daha baştan incelemeye gerek bırakmamayı hedefler.
- Cezalarda İndirim: Mükellef, kesilen vergi cezalarının ihbarname tebliğinden sonra 15 gün içinde ödemeyi kabul ederse, kanun gereği cezalarda %50 indirim alabilir (bu, uzlaşma dışında, tek taraflı bir indirim imkânıdır). İzaha davet yoluyla sağlanan indirim ise bu orandan daha avantajlı olarak %80’e (cezanın %20’sine) varan bir indirimdir ve mükellefin işbirliği sayesinde verilmektedir.
Her yöntemin kendine özgü şartları ve zamanı vardır. İzaha davet, özellikle idarenin tespit yaptığı durumlarda mükellefe sunulan bir avantaj olup, pişmanlık hakkının kullanılamadığı noktada devreye girer. Uzlaşma ve ceza indirimi ise daha sonraki aşamalarda gündeme gelir. Mükellefler, durumlarına göre bu yolların hangisinin uygun olduğunu uzmanlara danışarak belirlemelidir.

VERGİ UYUŞMAZLIKLARINDA İZAHA DAVET NEDİR
SIKÇA SORULAN SORULAR
İzaha Davet Nedir?
İzaha davet, vergi idaresinin, beyanlarda saptadığı şüpheli ya da uyumsuz bir durum için mükellefe gönderdiği “açıklama yapma” davetidir. Bu davet, mükellefe vergi incelemesi başlamadan önce durumunu izah etme fırsatı tanır. Kısaca, idarenin tespit ettiği bir soruna karşı mükellefin kendi açıklamasını sunması sürecidir.
İzaha Davet Kimlere Uygulanır?
İzaha davet, beyanlarında vergi kaybına yol açabilecek bulgular tespit edilen vergi mükelleflerine uygulanır. Her mükellef doğrudan izaha davet almaz; ancak çapraz kontroller, analizler veya vergi denetim birimlerinin çalışmaları sonucu şüpheli durumları olduğu belirlenen mükellefler izaha davet edilebilir. Örneğin, gelir beyanı ile bankalardaki para hareketleri tutarsız görünen ya da sektördeki emsallerine göre anormal düşük kar beyan eden mükelleflere izaha davet yazısı gelebilir. Ancak hakkında halihazırda vergi incelemesi açılan veya bir ihbar nedeniyle soruşturma altında olan mükellefler izaha davet kapsamına girmez.
Mükellef Kendi İsteğiyle İzaha Davet Talep Edebilir mi?
Hayır, izaha davet süreci mükellefin talebiyle başlayan bir süreç değildir. Bu uygulama, mükelleflerin isteğiyle değil, vergi idaresinin ön tespitleri neticesinde idare tarafından başlatılır. Yani mükellef “beni izaha davet edin” diyemez; tespit yapıldığında davet yazısı idare tarafından resen gönderilir. Eğer bir mükellef kendi hatasını fark ettiyse, izaha davet beklemeden “pişmanlık” hükümlerinden yararlanarak beyanını düzeltmesi gerekir.
İzaha Davet Yazısı Gelirse Ne Yapmalıyım?
Öncelikle panik yapmadan, gelen izaha davet yazısını dikkatlice okuyun. Yazıda hangi konuya dair açıklama istendiği ve size tanınan süre belirtilecektir. Bu durumda yapmanız gereken, 30 gün içinde vergi dairesine yazılı veya elektronik ortamda makul ve detaylı bir açıklama sunmaktır. Elinizde konuyla ilgili belgeler veya kayıtlar varsa açıklamanıza ekleyin. Eğer gerçekten bir beyan hatanız olduğunu fark ederseniz, yine bu süre içinde ilgili dönem için düzeltme beyannamesi verip gereken ödemeyi yapabilirsiniz. Özetle, süreyi geçirmeden ya izahat vermeli ya da hatalı beyanınızı düzeltmelisiniz.
İzaha Davete Cevap Vermezsem Ne Olur?
Eğer izaha davet yazısına 30 günlük süre içinde hiçbir yanıt vermez veya beyan da bulunmazsanız, vergi idaresi bunu olumsuz bir durum olarak değerlendirir. Bu durumda izaha davet süreci sonlanır ve idare normal inceleme prosedürlerini işletmeye başlar. Muhtemelen mükellef hakkında bir vergi incelemesi açılacak veya re’sen tarhiyat yapılacaktır. Bu da, bulunacak fark için daha yüksek oranda vergi ziyaı cezası kesilmesi demektir (genellikle verginin %50’si veya %100’ü oranında). Kısacası, cevap vermemek sorunu büyütür ve avantajlı ceza indirim hakkınızı kaybettirir.
İzaha Davet Süresi Kaç Gündür?
İzaha davet yazısı tebliğ edildiği andan itibaren mükellefe 30 gün süre tanınır. Bu 30 günlük süre içinde mükellef izahatını yapmalı veya gerekiyorsa beyannamesini vererek durumu düzeltmelidir. İzahat yapıldıktan sonra komisyon en geç 45 gün içinde cevapları değerlendirip kararını verir. Yani mükellef için 30 gün, komisyon için 45 gün süreç söz konusudur. Ayrıca, eğer komisyon mükelleften beyanname vermesini isterse, komisyon kararının tebliğinden itibaren yeni bir 30 günlük süre daha başlar ki bu sürede mükellef düzeltme beyannamesini verebilir.
İzaha Davet ile Vergi İncelemesi Arasındaki Fark Nedir?
Vergi incelemesi, vergi müfettişlerince detaylı olarak yapılan ve mükellefin tüm hesap ve kayıtlarının incelendiği bir denetim sürecidir. İnceleme sonunda hata veya eksik vergi tespit edilirse cezalı tarhiyat yapılır. İzaha davet ise, inceleme yapılmadan önce mükellefe tanınan bir fırsattır. Burada müfettiş yerine bir komisyon, belirli bir konuda mükellefin açıklamasını değerlendirir. İnceleme uzun sürebilir ve geriye dönük pek çok şeyi kapsayabilir; oysa izaha davet belirli bir tespit konusuyla sınırlıdır ve hızlı sonuçlanır. En önemlisi, izaha davette mükellefin kendi açıklaması esastır ve ceza çıkmaması veya düşük çıkması ihtimali yüksektir. İncelemede ise genelde bir eksik vergi bulunursa doğrudan cezalı işlem yapılır. Özetle, izaha davet incelemeye alternatif bir ön süreç olarak düşünülebilir.
İzaha Davet ile Pişmanlık Arasında Ne Fark Var?
Pişmanlık, mükellefin kendi inisiyatifiyle hatasını itiraf etmesi ve düzeltmesidir. İdare henüz durumu tespit etmeden önce mükellef pişmanlık dilekçesi verip yanlış beyannamesini düzeltir. Pişmanlık halinde vergi ziyaı cezası kesilmez, sadece gecikme faizini ödersiniz. İzaha davet ise idarenin tespiti sonrası, pişmanlık hakkının artık kullanılamadığı bir durumda mükellefe tanınan ikinci bir şanstır. Pişmanlıkta süreci mükellef başlatırken, izaha davette idare başlatır. Ayrıca izaha davette belli şartlarda ceza kesilir ama indirimli olarak kesilir (%20 oranında); pişmanlıkta ise ceza genellikle hiç kesilmez. Her ikisi de mükellefin daha ağır cezalardan kurtulmasını sağlar ancak zamanlamaları farklıdır.
İzaha Davet ile Uzlaşma Arasında Ne Fark Var?
Uzlaşma, vergi incelemesi sonucu ortaya çıkan bir tarhiyat (vergi ve ceza) sonrasında, mükellef ile idarenin masaya oturup cezada indirim için anlaştığı bir yöntemdir. Uzlaşmada mükellef, çıkan vergi ve cezanın belli bir kısmını ödeme konusunda idareyle anlaşır ve kalan ceza silinebilir.
İzaha davet ise inceleme sonrası değil, inceleme öncesi bir süreçtir ve hedefi, hiç tarhiyat yapılmadan meseleyi çözmektir. Uzlaşmada bir ceza zaten kesilmiştir, indirim pazarlığı yapılır; izaha davette ise daha ceza kesilmeden mükellefe düşük ceza ile işin içinden çıkma imkânı verilir. Ayrıca uzlaşma her türlü vergi tarhiyatı için istenebilir, izaha davet ise ancak Bakanlığın belirlediği sınırlı konularda uygulanır. Mükellefler, eğer izaha davet aşamasını kaçırdıysa ve inceleme sonucu ceza yediyse, sonrasında uzlaşma yoluyla zararı azaltmaya çalışabilir.
İzaha Davet Gelmesi Kesin Ceza Alacağım Anlamına mı Geliyor?
Hayır, izaha davet almanız mutlaka ceza yiyeceğiniz anlamına gelmez. Aslında izaha davet, ceza almadan konuyu çözmeniz için bir şanstır. Eğer istenen açıklamayı yapar ve idareyi ikna ederseniz, hiçbir ceza ödemeden iş kapanır. Diyelim ki ufak bir hatanız vardı ve izahınız kabul edildi bu durumda sadece hatalı kısmı düzeltirsiniz, ceza kesilmez. Eğer gerçekten bir eksik vergi ödenmişse, o zaman da izaha davet sayesinde normalde alacağınız cezanın çok altında bir cezayla (yüzde 20 oranında) bu işi çözebilirsiniz.
Örneğin normalde 10.000 TL’lik bir vergi farkına 10.000 TL ceza kesilecekse, izaha davetle bu ceza 2.000 TL’ye düşer. Tabii ki bunun için idarenin belirttiği sürelerde beyannamenizi verip vergiyi ödemeniz gerekir. Özetle, izaha davet bir uyarı ve uzlaşma fırsatı olup, doğru kullanırsanız ceza almadan veya çok düşük cezayla süreci atlatabilirsiniz.
İzaha Davet Yazısı Nasıl Tebliğ Edilir ve Cevap Nasıl Verilir?
Günümüzde izaha davet yazıları genellikle mükelleflere elektronik tebligat olarak iletilir. Yani Gelir İdaresi’nin e-Tebligat sistemi üzerinden size bir bildirim düşer (aynı bildirim tercihen ayrıca kayıtlı e-posta adresinize de gelebilir). Bunun dışında klasik posta yoluyla da tebligat yapılabilir ancak elektronik sistem zorunlu olduğundan çoğu mükellef yazıyı online alır. Yazıyı aldıktan sonra cevabınızı hazırlarken, dilerseniz bağlı bulunduğunuz vergi dairesine fiziken bir dilekçe verebilirsiniz.
Fakat çoğu durumda cevap vermek de online olarak yapılabiliyor. Gelir İdaresi’nin Dijital Vergi Dairesi portalına giriş yapıp “İzaha Davet İşlemleri” bölümünden açıklamanızı elektronik olarak iletebilirsiniz. Sisteme istenen belgeleri de yükleyerek kolayca yanıt vermeniz mümkün. Cevabınızı gönderdiğinizde, komisyon bunu çevrimiçi olarak alıp değerlendirecektir. Sonuç yine aynı şekilde size tebliğ edilir. Yani, izaha davet süreci baştan sona dijital ortamda yönetilebilir, bu da mükellef için kolaylık sağlar.