Bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi örneği, yargılama sürecinde sunulan bilirkişi raporunda hatalı veya eksik değerlendirmeler bulunduğu durumlarda, mahkemeye sunulmak üzere hazırlanabilecek itiraz dilekçelerine yol gösterici niteliktedir. Her ne kadar bu dilekçeler örnek niteliği taşısa da bilirkişi raporuna itiraz sürecinde her somut olayın kendi koşullarına göre değerlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Bu yazımızda bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi nasıl hazırlanır,…
İdari gözetim kararına itiraz, sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıya kalan yabancılar için son derece hayati bir hukuki adımdır. Bu süreçte sunulacak idari gözetim kararına itiraz dava dilekçesi örneği, ilgili karara karşı açılacak iptal davasında yol gösterici nitelik taşımaktadır. Bu yazımızda, idari gözetim kararına itiraz sürecine dair temel bilgiler, dikkat edilmesi gereken hukuki noktalar ve…
Sigorta primlerinin tam ve doğru bildirilmesi işverenin yasal yükümlülüğüdür. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre, hizmet akdiyle çalışan her işçinin sigortası zamanında SGK’ya bildirilmeli ve gerçek ücreti üzerinden primleri yatırılmalıdır. Bir işçi kendi isteğiyle sigortanın asgariden ödenmesini veya hiç ödenmemesini talep edemez; bu haktan feragat edemez. İşçi rıza gösterse dahi işverenin primleri…
Kiranın ödenmemesi nedeniyle tahliye davası, ev sahibinin kira borcunu zamanında ödemeyen kiracıya karşı başvurabileceği en temel yasal yollardan biridir. Bu tür durumlarda mahkemeye sunulan kiranın ödenmemesi nedeniyle tahliye dava dilekçesi, dava sürecinin en önemli belgeleri arasında yer alır. Bu yazımızda, kiranın ödenmemesi nedeniyle tahliye davası dilekçesi örneği üzerinden yola çıkarak, tahliye sürecinde izlenmesi gereken hukuki…
Tazminatsız işten çıkarma, İş Kanunu’nun 25. maddesinde sayılan haklı nedenlere dayalı olarak, işverenin işçiyi ihbar süresi vermeksizin ve kıdem-ihbar tazminatı ödemeksizin derhal işten çıkarmasıdır. Bu uygulama, iş ilişkisinin temelini sarsan ve devamını çekilmez hale getiren ciddi ihlallerde gündeme gelir. Ancak her durum tazminatsız fesih için uygun değildir; işveren bu hakkını kullanırken son derece dikkatli olmalı,…
İdari yargıda süreler (diğer deyişle zaman sınırlamaları), idareyle ilgili işlemlerde ve davalarda uyulması gereken kritik zaman dilimleridir. İdari bir karara karşı dava açmak veya idareye itirazda bulunmak belirli sürelerle sınırlandırılmıştır. Bu sürelerin kaçırılması, haklı olduğunuz bir durumda bile davayı kaybetmenize veya başvurunuzun incelenmemesine yol açabilir. Bu yazımızda idari yargıda sürelerin ne olduğunu, ne zaman başladığını…
Reddi miras, yasal veya atanmış bir mirasçının kendisine intikal eden mirası kabul etmemesi işlemidir. Miras bırakan öldüğünde, Türk Medeni Kanunu’nun küllî halefiyet ilkesi gereği tüm aktif ve pasif varlıkları mirasçılara geçer. Ancak miras borca batıksa ya da mirasçı mirası istemiyorsa üç ay içinde reddi miras başvurusunda bulunabilir. Bu hakkı kullanmak isteyen mirasçılar, Sulh Hukuk Mahkemesi’ne…
Aciz vesikası (bir diğer adıyla borç ödemeden aciz belgesi), icra takibi sonucunda borçlunun haczedilen tüm malvarlığı satılmasına rağmen elde edilen gelirin alacağı tamamen karşılamadığı durumda alacaklılara verilen bir belgedir. İcra hukuku uygulamasında sıkça karşılaşılan bu belge, hem borçlu hem de alacaklı bakımından çeşitli hukuki sonuçlar doğurur. Ayrıca aciz belgesi, kesin aciz vesikası ve geçici aciz…
Tazyik hapsi nedir? sorusu, özellikle icra ve aile hukuku alanlarında sıkça gündeme gelmektedir. Tazyik hapsi, bir kişinin hukuki bir yükümlülüğünü yerine getirmesi için onu geçici süreyle özgürlüğünden mahrum bırakan bir yaptırım türüdür. Bu uygulama, bir ceza niteliğinde değildir; daha çok disiplin hapsi veya zorlama hapsi olarak adlandırılan, kişinin davranışını değiştirmeye yönelik geçici bir önlemdir. Amacı,…
Sanık Nedir? Sanık, ceza yargılamasında kovuşturma aşamasının başlamasından hükmün kesinleşmesine kadar suç şüphesi altında yargılanan kişiye verilen addır. Cumhuriyet savcısının soruşturması sonucunda, şüpheli hakkında kamu davası açılmasını gerektirecek yeterli delil ve şüphe bulunursa bir iddianame düzenlenir. Mahkeme bu iddianameyi kabul edip dava açtığında, soruşturma evresinde “şüpheli” olan kişi artık “sanık” sıfatını alır ve hakkında ceza…