Ceza HukukuTEHDİT SUÇU NEDİR ŞARTLARI VE CEZASI

Tehdit suçu kişinin kendisine, ailesine veya yakınlarına yahut malvarlığına zarar vereceğini veya sair bir kötülük edeceğini söyleyerek kişiyi korkutma ve baskı altına alma suçudur. Tehdit, hem toplumun düzenini hem de bireylerin güvenliğini doğrudan etkileyen önemli bir suçtur ve Türk Ceza Kanunu’nda açıkça tanımlanarak cezalandırılmaktadır. Özellikle sağlık çalışanlarına yönelik tehditlerin artan bir şekilde toplumsal bir sorun haline gelmesi, bu suçun cezai boyutlarının önemini artırmaktadır.

İÇİNDEKİLER

TEHDİT SUÇU NEDİR? HUKUKİ TANIMI (TCK 106)

TEHDİT SUÇU NEDİR?

Tehdit suçu, bir kişiye gelecekte gerçekleşecekmiş izlenimi vererek, failin iradesine bağlı haksız bir zararın meydana geleceğini bildirmektir. Başka bir deyişle, failin gerçekleştirebileceği bir kötülüğü mağdura iletmesiyle tehdit suçu oluşur. Bu iletim sözlü olarak yapılabileceği gibi yazı, resim, işaret veya davranışla da yapılabilir. Önemli olan, gerçekleşeceği söylenen haksız eylemin mağdur tarafından öğrenilmesidir. Örneğin, “Seni mahvedeceğim!” demek sözle basit tehdit suçunu oluşturabilir. Yine failin belindeki silahı göstererek gözdağı vermesi de davranışla silahlı tehdit suçu kapsamına girer.

Tehdit suçunda korunan hukuki değer, bireylerin iç huzuru ile karar verme ve harekete geçme özgürlüğüdür. Fail, bir kişiyi tehdit ederek onun psikolojik bütünlüğünü bozar ve iradesini baskı altına alır. Eğer fail tehdit eylemini gerçekleştirirken aynı zamanda mağdurdan haksız bir menfaat sağlamaya çalışır ya da mağdurun onur ve saygınlığına zarar verme amacı güderse, fiil şantaj suçu olarak değerlendirilebilir. Yani tehdit suçu, failin sadece korkutma amacı taşıdığı; şantaj suçu ise tehdit yoluyla çıkar elde etmeye çalıştığı durumları ifade eder.

“Korkutma, gözdağı verme” anlamındaki tehdit eylemi, mağdurun huzur ve güven duygusunu hedef alır. Tehdidin; mağdurun veya yakınlarının yaşamına, vücut dokunulmazlığına, cinsel dokunulmazlığına, malvarlığına veya diğer herhangi bir hakkına yönelik olması mümkündür. Bu suç, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 106. maddesinde düzenlenmiştir. Aşağıda TCK 106. maddedeki tehdit suçunun kanuni tanımı ve unsurları özetlenmiştir:

  • TCK 106/1: Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut dokunulmazlığına veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suç bir kadına karşı işlendiğinde, verilecek cezanın alt sınırı 9 aydan az olamaz. Eğer tehdit, bir kimsenin malvarlığına büyük bir zarar vereceğinden veya başka bir kötülük yapacağından bahisle gerçekleşirse (yani cana ya da vücuda yönelik değil de ekonomik veya genel bir zarara yönelirse), bu durumda suç mağdurun şikâyetine bağlıdır ve fail hakkında 2 aydan 6 aya kadar hapis veya adlî para cezası verilir.
  • TCK 106/2: Tehdidin,
    • (a) silahla,
    • (b) kişinin kendini tanınmayacak hale koyması, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
    • (c) birden fazla kişi tarafından birlikte,
    • (d) mevcut veya varsayılan suç örgütlerinin korkutucu gücünden yararlanılarak,
      gerçekleştirilmesi hâlinde, 2 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası öngörülür (bu durumlar nitelikli tehdit suçu halleridir).
  • TCK 106/3: Tehdit amacıyla kasten öldürme, yaralama veya mala zarar verme suçu işlenirse, fail ayrıca bu işlenen suçlardan da ayrıca cezalandırılır. Yani fail tehdidini ciddiye alındığını göstermek için gerçekten mağdura veya başkasına zarar verirse, hem tehditten hem de işlediği diğer suçtan ceza alacaktır.

Yukarıdaki kanun hükümleri özetle şunu ifade etmektedir: Bir kişiye yönelik “sana veya yakınlarına zarar vereceğim” şeklinde bir bildirimde bulunmak kural olarak suçtur. Eğer bu bildirim ölüm, yaralama, cinsel saldırı gibi hayati konularda ise cezası daha yüksektir ve şikâyete bağlı olmadan soruşturulur. Bildirim malvarlığına zarar verme veya tam olarak ne olduğu belirtilmemiş genel bir kötülük (sair kötülük) ise, şikâyet üzerine daha hafif bir ceza öngörülmüştür. Ayrıca tehdit silah gösterilerek, kimliği gizleyerek, kalabalık halde veya mafyavari bir güç adı kullanılarak yapılmışsa, bu durumlar suçu ağırlaştırır.

Önemli Not: 7245 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik gereğince, kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan sağlık personeline (doktor, hemşire, ambulans görevlisi vb.) görevleri sebebiyle tehdit suçu işlendiğinde, yukarıdaki cezalara yarı oranında artırım yapılır ve verilen hapis cezası ertelenemez. Bu düzenleme, sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti önlemek amacıyla getirilmiştir.

Aşağıda, tehdit suçunun hangi durumlarda oluşabileceği, unsurları, soruşturma usulleri ve Yargıtay kararları ışığında bazı örneklerine ayrıntılı şekilde yer verilmektedir.

TÜRK CEZA KANUNU’NDA TEHDİT SUÇU

Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesi, tehdit suçunu düzenlemektedir. Maddenin birinci fıkrası, mağdurun hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceği yönünde tehditte bulunmayı suç olarak tanımlamıştır. Tehdit suçunda failin eyleminin suç olarak kabul edilebilmesi için, mağdurun üzerinde ciddi bir korku yaratacak şekilde olması ve bu korkunun objektif olarak algılanabilir nitelikte bulunması gerekmektedir. Suçun temel hali ceza altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. Ancak tehdit suçunun, belirli durumlarda daha ağır cezalandırılması gerektiği kabul edilmiş ve bu durumlar suçun nitelikli halleri olarak düzenlenmiştir.

Tehdit suçunun nitelikli hallerine ilişkin düzenleme maddenin ikinci fıkrasında yer almaktadır. Buna göre, suçun silahla, birden fazla kişiyle birlikte, kişinin kendisini tanınmayacak bir hale sokması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle ya da suç örgütünün korkutucu gücünden yararlanılarak işlenmesi durumunda, fail bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaktadır. Ayrıca, tehdit suçunun mağdur üzerinde oluşturduğu korkunun etkisini artıracak unsurlar, suçun cezasını artırıcı nedenler olarak değerlendirilmektedir.

Malvarlığına yönelik tehditler ise maddenin üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre, bir kimseye malvarlığı itibarıyla zarar verileceği yönünde bir tehditte bulunulması halinde, fail hakkında mağdurun şikâyeti üzerine adli para cezasına veya altı aya kadar hapis cezasına hükmolunacaktır. Burada, mağdurun iradesine yönelik saldırının malvarlığına yönelik olması sebebiyle daha düşük bir ağırlıkta değerlendirilmesi sebebiyle daha hafif yaptırımlar öngörülmüştür.

Tehdit suçu, failin bir başkasını, kendisine veya yakınına yönelik bir saldırı gerçekleştireceği, vücut ve cinsel dokunulmazlığına karşı sair bir kötülük yapacağını konusunda uyarması ile gerçekleşir.  Tehdit suçu Türk Ceza Kanunu’nun 106. Maddesinde düzenlenmiştir.

Tehdit 

Madde 106- (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle:12/5/2022-7406/6 md.) Bu suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. 

(2) Tehdidin; a) Silahla, b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. 

(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir. 

Tehdit Suçu Kimlere Karşı İşlenebilir?

Tehdit suçu yalnızca gerçek kişiler aleyhine işlenebilir. Bir başka deyişle mağdur, insan olmalıdır. Tüzel kişiler (şirket, dernek, vakıf gibi kurumlar) tehdit suçunun mağduru olamaz. Çünkü kanun, tehdit fiiliyle korunan değerin kişinin manevi dünyası olduğunu vurgulamıştır. Örneğin “Bu şirketi yok edeceğim” şeklindeki bir söz, doğrudan şirketi hedef aldığı için TCK 106 kapsamında bir tehdit suçu sayılmaz. Ancak böyle bir durumda, eğer koşulları uygunsa şirketin yetkilileri, ortakları veya çalışanlarına yönelik dolaylı bir tehdit olarak değerlendirilebilir. Bu ayrım önemlidir: Tehdit suçu, ancak bir insanın huzurunu ve güvenliğini hedef aldığında oluşur.

Tehdit Suçunun Hukuki Niteliği

Tehdit suçu, zarar suçu değil bir tehlike suçu olarak kabul edilir. Yani tehdit fiili neticesinde somut bir zarar doğup doğmadığı önemli değildir; önemli olan mağdurun korkutulmasıyla bir tehlike halinin ortaya çıkmış olmasıdır. Bu nedenle tehdit teşkil eden söz veya davranışın ardından ayrıca bir zarar gerçekleşmese bile suç tamamlanmış sayılır. Örneğin bir kişiye “Seni bıçaklayacağım” demek, fail bıçağı hiç kullanmamış olsa dahi tehdit suçunu oluşturur. Failin gerçekten bıçakla saldırıya geçip geçmemesi, tehdidin cezalandırılması açısından gerekmez. Özetle, tehdit suçu mağdurda ciddi bir korku ve endişe yaratmaya elverişli söz veya davranışla oluşur; fiziksel bir zarar gerçekleşmesi şart değildir.

TEHDİT SUÇUNUN UNSURLARI

1. Tehdidin Maddi Unsuru (Fiil): Tehdit suçunun oluşabilmesi için fail, mağdura yönelik ağır ve haksız bir zararın meydana geleceğini bildirmelidir. Bu, failin iradesine bağlı bir kötülüğün gelecekte gerçekleşeceği mesajıdır. Tehdit edilen kötülüğün, mağdurun iç huzurunu bozacak ve karar serbestisini etkileyecek derecede ciddi ve korkutucu olması gerekir. Tehdit, mağdurun gözünde gerçekleşme ihtimali bulunan bir tehlike oluşturmalıdır.

  • Tehdit içerikli bildirim sözle yapılabileceği gibi; yazı, işaret, mimik veya davranışla da yapılabilir. Örneğin parmak işaretiyle boğaz kesme hareketi yapmak da söz söylemeden tehdittir. Önemli olan mağdurun bu mesajı algılaması ve bunun ciddi bir tehdit olduğunu anlamasıdır.
  • Tehdidin muhataba ulaşması gerekir. Failin kapalı kapılar ardında kendi kendine söylediği tehdit sözleri (mağdur duymamışsa) suç oluşturmaz. Ancak fail, tehdidi mağdura iletmek kastıyla üçüncü bir kişiye söyler ve bu kişi de mağdura iletirse, buna “gıyapta tehdit” denir ve suç oluşur (bu kavram aşağıda detaylı açıklanacaktır).
  • Tehdit edilen kötülük failin iradesine bağlı olmalıdır. Yani fail, mağduru kendi yapacağı bir şeyle korkutmalıdır. Gerçekleşmesi failin kontrolünde olmayan bir durumu söylemek tehdit sayılmaz. Örneğin bir memurun polise “Hepinizi sürdürürüm” demesi (sürgün ettiririm demek) tehdit suçu oluşturmaz, çünkü memurun polisleri sürgün etme yetkisi yoktur【Y4CD 2014/26302; Y18CD 2017/11308】. Benzer şekilde, “Sizi depremde göçük altında bıraktırırım” gibi failin gücü dışında bir olaydan bahsetmesi de gerçek anlamda tehdit sayılmaz.
  • Geleceğe yönelik bir zarar bildirilmelidir. Failin sözleri geçmişte kalmış bir şiddet fiiline ilişkinse veya geleceğe dair bir zarar içermiyorsa tehdit suçu oluşmaz. Örneğin fail, kavgadan sonra mağdura “Az önce boğazını sıkmadım, sıksaydım ölürdün” derse, bu söz gelecekte yapacağı bir tehdidi değil geçmişe dair bir koşulu ifade ettiği için tehdit suçunun unsurları oluşmayabilir【Y4CD 2016/9743】.
  • Haksız bir zarar olmalıdır. Failin mağduru, yasal bir hakkını kullanmakla tehdit etmesi genellikle suç değildir. Örneğin “Seni mahkemeye vereceğim, şikâyet edeceğim” demek, bir hak arama niteliğinde olduğu için tehdit suçu sayılmaz. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğü kapsamında, bir kişi hukuki mercilere başvuracağını söyleyebilir. Bu gibi sözler muhatap açısından istenmeyen sonuçlar doğuracak olsa bile, yasal hakkın kullanımı olması nedeniyle cezalandırılmaz.
  • Uyarı niteliğindeki sözler tehdit suçunu oluşturmaz. Örneğin komşusuna “Sana gelen o adamlar mafya, bir dahaki sefere seni vururlar, benden söylemesi” diyen kişi, gerçekleşmesi kendi kontrolünde olmayan bir tehlikeye karşı uyarmaktadır. Burada fail “vururlar” derken kendisini kastetmediği ve olay failin iradesine bağlı olmadığı için bu söz bir uyarı niteliğindedir, tehdit suçu sayılmaz. Ancak bazen uyarı görüntüsü altında üstü kapalı tehdit de yapılabilir. Örneğin “Burayı terk etmezsen, benden günah gitti; birisi gelir bacağını vurur, ben şimdiden uyarıyorum” şeklindeki sözde, fail kendisi yapmayacak gibi konuşsa da aslında mağduru korkutma amacı güder. Böyle durumlarda mahkeme sözlerin kontekstine bakarak gerçekte tehdit suçu işlenip işlenmediğini değerlendirecektir.
  • Şarta bağlı (koşullu) tehditler: Fail, tehdidi bir şarta bağlamışsa, bu durumda o koşulun gerçekleşmesi kısmen failin denetiminde olmalıdır ki suç oluşsun. Özellikle failin etkileyemeyeceği bir şart ileri sürülmüşse genellikle gerçek bir tehdit sayılmaz. Örneğin fail, “İyi ki erkek değilsin, yoksa seni öldürürdüm” derse, mağdurun cinsiyeti asla değişemeyeceği için bu söz objektif olarak bir tehdit oluşturmaz【Y4CD 2018/14600】. Benzer şekilde, “Dua et yanımızda misafir var, yoksa kafanı kırardım” diyen fail de mevcut durumda saldırmayacağını ima etmekte, koşul gerçekleşmeyeceği için fiilen bir tehditte bulunmamaktadır. Bu tip sözler, failin iradesinin etki edemeyeceği şartlara bağlı olduğu için tehdit suçu sayılmaz. Ancak, failin kendi iradesiyle gerçekleştirebileceği bir şarta bağlı tehditleri suç oluşturur. Örneğin “Evi bana kiralamazsan, dükkanını kapattırırım” sözünde fail belediyede yetkili biriyse, dükkanı mühürletme gücüne sahipse bu ciddi bir tehdittir. Ama failin böyle bir gücü yoksa, o söz de ciddiyetten yoksun görülecektir【Y4CD 2019/13619】.
  • Failin amacı ve niyeti: Tehdit suçunda failin saikinin (harekete yönelten nedenin) önemi yoktur; önemli olan korkutma kastıyla hareket edip etmediğidir. Fail, mağduru korkutmak, endişelendirmek amacıyla bu söz veya davranışı bilerek gerçekleştirmelidir. Genel kast yeterlidir; tehdidi gerçekleştirirken ayrıca özel bir gaye aranmamaktadır. Ancak failin sözlerinin şaka mı ciddi mi olduğu, tehdidin ciddiyeti, içinde bulunulan ortam gibi hususlar tehdit kastının varlığını değerlendirmede önem taşır. Tehdit fiili ciddi, ürkütücü ve korkutucu bir nitelikte olmalıdır. Örneğin gayri ciddi, şakayla karışık veya muhatapça ciddiye alınmayacak ifadeler gerçek tehdit olarak değerlendirilmeyebilir.
  • Somut olayın değerlendirilmesi: Tehdit suçunda her olay, kendi somut koşulları içinde değerlendirilmelidir. Fail ile mağdurun o anki ilişkileri, ortam, söylenen sözlerin bağlamı, tarafların kişilikleri ve pozisyonları incelenerek tehdidin oluşup oluşmadığına karar verilir. Bazen aynı söz, bir durumda şaka veya öfke patlaması sayılırken başka bir durumda ciddi tehdit olarak görülebilir. Yargıtay kararları, özellikle taraflar arasındaki husumet, tehdidin söylendiği koşullar ve sonrasında failin tutumu gibi unsurlara dikkat edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

2. Tehdidin Manevi Unsuru (Kast): Tehdit suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Failin bilerek ve isteyerek mağduru korkutmak amacıyla hareket etmesi gerekir. Fail, sözlerinin veya davranışının karşı tarafta korku yaratacağını öngörmeli ve bunu istemelidir. Olası kast (muhtemel sonuçları kabullenme) veya taksirle (dikkatsizlikle) tehdit suçu işlenemez. Failin gerçekten tehdidi yerine getirme niyetinin olup olmaması suçun oluşmasına etki etmez; önemli olan mağduru korkutma amacıyla söz veya davranışın sergilenmiş olmasıdır.

  • Öfke ve kızgınlık anı: Kimi durumlarda fail kızgınlıkla, fevri biçimde tehditvari sözler söyleyebilir. Örneğin bir tartışma esnasında sinirlenen kişinin aniden “Seni öldürürüm!” diye bağırması mümkündür. Bu gibi durumlarda da kural olarak tehdit suçu oluşur. Yani ani öfke hali, tehdidin kastını ortadan kaldırmaz. Yalnızca, eğer ortada mağdurun haksız bir fiili varsa bu durum cezada haksız tahrik indirimi olarak dikkate alınabilir. Ancak “kızgınlıkla söyledi, ciddi değildi” şeklindeki savunma, tek başına tehdit kastını kaldırmaz. Nitekim Yargıtay, kavga/tartışma sırasında öfkeyle söylenen sözlerin de objektif olarak korkutucu mahiyetteyse tehdit suçunu oluşturacağını, tasarlama gerekmediğini belirtmektedir【Y4CD 2014/3045】.

3. Tehdit Suçunda Fail ve Mağdur: Bu suç herhangi bir kimse tarafından işlenebilir (özgü suç değildir). Fail, bizzat kendisi tehdit edebileceği gibi, bir başkasını aracı olarak kullanarak da tehdidi gerçekleştirebilir. Örneğin fail, bir tanıdığına not yazdırıp mağdura gönderebilir veya bir üçüncü kişiye “ona söyle, yarın canına okuyacağım” diyebilir. Bu durumda da tehdit suçu oluşur; aracı olan kişi tehdidin içeriğini bilmiyorsa suçun faili sayılmaz, sadece iletiyi ileten konumundadır. Tehdit suçunun mağduru ise yukarıda belirtildiği gibi gerçek kişi olmalıdır ve herhangi bir kişi olabilir.

4. Tehdit Suçu Sayılmayan Haller: Yukarıdaki unsurlardan yola çıkarak, hangi durumların tehdit suçu kapsamı dışında kaldığını özetleyelim:

  • Hukuk yoluna başvurma sözleri: “Hesabını mahkemede vereceksin”, “Seni şikâyet edeceğim” gibi sözler tehdit suçu değildir. Bunlar bir haksızlığa tepki olarak yasal mercilere başvurulacağını ifade eder; hukuka uygun bir hakkın kullanılmasıdır.
  • Uyarılar: Failin kontrolü dışında gelişecek bir tehlikeye karşı yaptığı uyarılar tehdit sayılmaz. “Bu gidişle başın belaya girecek, seni vururlar” gibi sözlerde fail, gerçekleşmesini istemediği bir durumu haber vermektedir, bu nedenle cezalandırılmaz.
  • İrreel (gerçek dışı) veya imkânsız koşullar: Failin ileri sürdüğü zarar, mağdurun üzerinde korku yaratmaya objektif olarak elverişli değilse, tehdidin unsurları oluşmaz. Örneğin fail kendi yetkisinde olmayan bir yaptırım ile tehdit ediyorsa (memur olmadığını halde “seni sürdürürüm” demesi gibi) veya gerçekleşmesi mümkün olmayan bir şart sunuyorsa (“erkek olsaydın seni öldürürdüm” gibi), mağdur bu sözleri ciddiye alınabilir bir tehdit olarak algılamayacağından suç oluşmayabilir.
  • Geçmişe yönelik yaklaşımlar: Failin, gerçekte yapmadığı bir eylemi “yapsaydım şu olurdu” diyerek övünmesi veya mağduru küçümsemesi tehdit sayılmaz. Örnekte olduğu gibi “Ben senin boğazını sıkmadım, sıksam şimdi ölmüştün” sözü, geleceğe dair bir zarar vaadi içermediğinden tehdit suçunu oluşturmaz.

Yukarıdaki kıstaslar ışığında, tehdit suçunun oluşup oluşmadığı her somut olayda dikkatlice değerlendirilir. Özellikle failin beyanının ciddi bulunması ve mağdurun huzurunu bozmaya elverişli olması aranır.

Tehdit suçunun unsurları, Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesi çerçevesinde şekillenen ve suçun oluşumu için gerekli olan koşullardır. Tehdit suçunun temel unsuru, failin mağdurun hayatına, vücut ya da cinsel dokunulmazlığına veya malvarlığına yönelik bir zarar verme tehdidinde bulunmasıdır. Bu suç, mağdurun güvenlik hissini zedelemek ve onun üzerinde ciddi bir korku yaratmak amacıyla gerçekleştirilmektedir.

TEHDİT SUÇUNUN CEZASI

Tehdit Suçunun Cezası:

Tehdit suçunun cezası, suçun basit veya nitelikli olmasına göre değişir. Ayrıca suçun kime karşı işlendiği de alt sınırı etkileyebilir (kadınlara karşı olursa alt sınır 9 ay gibi). Aşağıda, tehdit suçunun ceza miktarları özetlenmiştir:

1. Basit Tehdit Suçu Cezası (TCK 106/1): Basit tehdit suçu, TCK 106/1’in birinci veya ikinci cümlesine giren halleri kapsar.

  • Hayat, Vücut veya Cinsel Dokunulmazlığa Yönelik Tehdit: Mağdurun kendisinin veya bir yakınının yaşamına veya vücut/cinsel dokunulmazlığına yönelik saldırı tehdidi söz konusuysa ceza 6 aydan 2 yıla kadar hapistir. Kanun koyucu, bu tür tehditleri daha ciddi gördüğünden alt sınırı 6 ay olarak belirlemiştir. Eğer suçun mağduru kadınsa, cezanın alt sınırı ayrıca 9 aydan az olamaz (2014 yılında yapılan ekleme ile getirilmiştir). Örneğin bir erkeğin eski eşini “seni öldüreceğim” diye tehdit etmesi durumunda, mahkeme en az 9 ay hapis cezası vermek zorundadır.
  • Malvarlığına veya Sair Kötülüğe Yönelik Tehdit: Mağdura ağır sayılabilecek bir mal zararı vereceğini veya yukarıda örnekleri verilen belirsiz bir kötülük yapacağını söylemek suçun bu şekline girer. Bu halde ceza daha hafif öngörülmüştür: 2 aydan 6 aya kadar hapis veya adlî para cezası verilebilir. Örneğin “arabanı yakarım” diyen fail, mağdur şikayetçi olursa yargılanır ve mahkeme koşullara göre 2-6 ay arası hapis veya bu hapis karşılığı adli para cezası verebilir.

2. Nitelikli Tehdit Suçu Cezası (TCK 106/2): Tehdidin silahlı, birden fazla kişiyle, kimlik gizleyerek veya suç örgütü adı kullanılarak işlenmesi hallerinde ceza daha yüksektir: 2 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası verilir. Bu, hem alt sınırın hem üst sınırın yükseldiği anlamına gelir. Örneğin bir kişi tabanca göstererek “seni vuracağız” diye iki kişiyle birlikte tehdit etmişse, hükmedilecek ceza en az 2 yıl hapis olacaktır.

  • Nitelikli tehdit suçları, toplum için daha tehlikeli görüldüğünden şikâyete tabi değildir (resen soruşturulur) ve uzlaştırma kapsamında değildir. Yani mağdur şikâyetini geri çekse bile kamu davası devam edebilir; savcılar bu suçları kendiliğinden takip eder.

3. Sağlık Çalışanlarına Karşı Tehdit Suçu Cezası: Yukarıda kısaca değindiğimiz üzere, 2020’de getirilen yasal düzenlemelere göre eğer tehdit suçu kamu veya özel sağlık kurumlarında görev yapan sağlık personeline ya da yardımcı sağlık personeline karşı, görevi nedeniyle işlenmişse, kanundaki ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca hakim bu suçtan dolayı erteleme kararı veremez (TCK 51 uygulanmaz).

  • Örneğin: Bir doktor, hasta yakını tarafından “seni doğduğuna pişman ederim” şeklinde tehdit edilmişse, normalde bu söz basit tehdit suçu ise 6 ay-2 yıl arası ceza gerektirir. Ancak mağdur doktor olduğu ve görevi sırasında tehdit edildiği için hakim 6 ay yerine 9 ay alt sınırdan başlar (yarı artırarak) ve koşulları varsa dahi hükmün açıklanmasını geri bıraksa bile hapis cezasını erteleyemez.
  • Sağlık personeli kavramına doktor, hemşire, ebe gibi meslekler; yardımcı sağlık personeline de hasta bakıcı, ambulans şoförü, tıbbi sekreter vb. girer. Bu özel düzenleme, son yıllarda artan sağlıkta şiddet olaylarına tepki olarak yasalaştırılmıştır.

4. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) ve Diğer Erteleme İmkanları: Tehdit suçu nedeniyle verilen hapis cezası, eğer yasal koşullar uygunsa hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir. HAGB, sanığın belirli bir denetim süresini (genelde 5 yıl) suç işlemeden geçirmesi şartıyla cezasının hukuki sonuç doğurmamasını sağlayan bir uygulamadır. Tehdit suçu mağdurları genellikle maddi bir zarara uğramadığı için HAGB için aranan “zararın giderilmesi” şartı bu suçta aranmaz. Dolayısıyla ilk kez tehdit suçundan mahkum olan ve cezası 2 yıl veya daha az hapis olan kişiler hakkında, mahkeme şartları uygun bulursa HAGB kararı verilebilir.

Aynı şekilde, mahkeme hükmettiği kısa süreli hapis cezasını adli para cezasına çevirebilir veya erteleyebilir (TCK 50 ve 51 maddeleri uyarınca). Örneğin bir kişi basit tehditten 5 ay hapis cezası aldıysa, mahkeme bunu para cezasına çevirip doğrudan ödemesini isteyebilir ya da hapis cezasını 2 yıl denetim süresine tabi olarak erteleyebilir. Bu olanaklar, failin sabıkasız oluşu, suçun niteliği gibi hususlara bağlıdır.

Ancak: Sağlık personeline karşı işlenen tehdit suçlarında, yasa açıkça erteleme yasağı getirmiştir (3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu Ek Madde 12). Dolayısıyla bir kişi bir doktora tehdit suçunu işlerse ve 1 yıl hapis cezası alırsa, normalde ilk suçunda bu ceza ertelenebilirdi; fakat yasa gereği erteleme yapılamaz ve kişi cezasını çekmek durumundadır. Aynı şekilde, sağlık personeline karşı tehdit suçu işleyenlere adlî para cezasına çevirme konusunda bir yasak olmamakla birlikte, verilen ceza yarı oranında artırılacağı için genellikle paraya çevrilebilecek sınırı aşması hedeflenmiştir.

Tehdit suçu; basit tehdit suçu, nitelikli tehdit suçu ve sağlık çalışanlarını tehdit suçu olmak üzere üç ayrı türde gerçekleşebilmektedir. Tehdit suçunun cezası, suçun niteliğine göre değişiklik göstermektedir.

Tehdit Suçunda Şikâyet, Zamanaşımı ve Uzlaştırma

Tehdit suçunun bazı türleri soruşturma ve kovuşturma açısından şikâyete tabidir, bazıları ise resen (kendiliğinden) soruşturulur:

  • Şikâyete Tabi Tehdit Suçları: TCK 106/1’in ikinci cümlesinde tanımlanan, malvarlığına yönelik veya sair (diğer) nitelikteki tehditler şikâyet üzerine soruşturulur. Bu durumda mağdurun şikâyetçi olması gerekir. Şikâyet süresi, mağdurun suçu ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 aydır. Örneğin birine “Arabanı yakarım” demek malvarlığına yönelik tehdittir; mağdur bu söz nedeniyle 6 ay içinde şikâyet etmezse, bu tehditle ilgili dava açılmaz.
  • Şikâyete Bağlı Olmayan Tehdit Suçları: Tehdidin hayata, vücut veya cinsel dokunulmazlığa yönelik olan basit şekli (TCK 106/1, 1. cümle) ile tüm nitelikli halleri (TCK 106/2’de sayılan silahla, birden fazla kişiyle vb.) şikâyete tabi değildir. Bu tip tehditlerde savcılık, mağdur şikâyetçi olmasa bile resen soruşturma yapabilir. Bu suçlar için herhangi bir şikâyet süresi olmayıp, genel dava zamanaşımı süresi olan 8 yıl içinde soruşturma ve dava açılabilir.
  • Uzlaştırma (Uzlaşma) Kapsamı: Tehdit suçunun TCK 106/1’de düzenlenen temel şekli (yani basit tehdit) uzlaştırma kapsamındadır. Bu, uzlaştırmacı aracılığıyla mağdur ile failin anlaşması halinde davanın düşebilmesi anlamına gelir. Soruşturma veya kovuşturma aşamasında, eğer suç uzlaşmaya tabi ise, öncelikle uzlaştırma prosedürü işletilir. Uzlaşma sağlanamazsa yargılamaya devam edilir. Not: Tehdit suçunun nitelikli halleri (TCK 106/2) daha ağır cezalı olduğu için uzlaştırma kapsamında değildir. Ancak basit tehdit suçu (hayata, vücuda yönelik tehditler ile malvarlığı ve sair tehditler) uzlaştırmaya tabi olduğundan, özellikle bu suçlarda yargılama öncesi uzlaştırma yoluna başvurulur.

Tehdit Suçu Hangi Değerlere Yönelik Olabilir?

Tehdit suçu, mağdurun çeşitli değerlerine yönelik olarak işlenebilir. TCK 106, tehdidi mağdurun veya yakınlarının belirli haklarına yönelen bir saldırı tehdidi şeklinde tanımlamıştır. Tehdit edilen kötülüğün niteliğine göre kanun ayrım yapar. Tehdit suçu şu değerlere yönelik olabilir:

  • Yaşama Hakkına Yönelik Tehdit: Mağdurun veya yakınının hayatına kast edileceği tehdidi. Örnek: “Seni geberteceğim, cehenneme yollayacağım” sözü, mağdurun hayatına yönelik bir tehdittir. (TCK 106/1, 1. cümle)
  • Vücut Dokunulmazlığına Yönelik Tehdit: Mağdurun veya yakınının beden bütünlüğüne zarar verileceğinin söylenmesi. Örnek: “Ağabeyinin bacaklarını kıracağım” ifadesi vücut dokunulmazlığına tehdittir. Yine “Seni döverim”, “Telefonu aç, eve geliyorum, belanı bulacaksın” gibi sözler mağdurun fiziki bütünlüğüne yönelen tehditlerdir【Y4CD 2019/16239; 2019/15827】. (TCK 106/1, 1. cümle)
  • Cinsel Dokunulmazlığa Yönelik Tehdit: Mağdurun veya yakınlarının cinsel bütünlüğüne saldırı yapılacağı tehdidi. Örnek: “Sana tecavüz edeceğim” şeklindeki ağır ifadeler bu kapsamdadır. (TCK 106/1, 1. cümle)
  • Malvarlığına Yönelik Tehdit: Mağdurun veya yakınlarının malvarlığı değerlerine büyük zarar verileceğinin söylenmesi. Örnek: “Evinizi yakarım, işyerinizi başınıza yıkarım” gibi sözler malvarlığına yöneliktir【Y4CD 2020/6253; 2020/12515】. Bu tür tehditler, belirli bir ağırlık taşıyan ekonomik zararlara ilişkindir (küçük zarar tehditleri değil, ciddi zarar tehditleri kast edilir). (TCK 106/1, 2. cümle)
  • Sair (Diğer) Kötülük Tehdidi: Yukarıdakiler dışında, mağdura belirsiz ancak genel bir kötülük yapılacağının ifade edilmesi. Örnek: “Seni bitireceğim, gününü göstereceğim”, “Ayağını denk al, yoksa olacakları görürsün” gibi somut olarak ne yapılacağı açıkça belirtilmeyen, ancak mağduru genel anlamda korkutmayı hedefleyen ifadeler sair tehdit kapsamına girer【Y4CD 2021/5643; 2019/13043】. (TCK 106/1, 2. cümle)

Sair tehdit suçu, tehdit suçunun basit bir alt türüdür. Burada fail, mağdura yönelik doğrudan belli bir saldırı türü söylemez, fakat kötü niyetini genel olarak hissettirir. Yargıtay kararları, sair tehdit sayılabilecek ifadelerin, tereddüde yer bırakmayacak şekilde kötülük bildirmesi gerektiğini vurgular. Eğer söylenen sözler, doğal bağlamında hukuka uygun yollara başvurulması şeklinde de yorumlanabiliyorsa, bu durumda tehdit suçunun oluşmayabileceği belirtilmektedir【Y4CD 2020/12515】. Örneğin, “Seninle hesaplaşacağız” sözü hem bir tehdit imasıdır hem de hak arama anlamına gelebilir; bu nedenle somut olaya göre değerlendirme yapılmalıdır.

Özetle, tehdit suçunun konusu mağdurun hayatı, vücut bütünlüğü, cinsel dokunulmazlığı olabileceği gibi, malvarlığı veya belirsiz başka bir kötülük de olabilir. Hayata, vücuda veya cinselliğe yönelik tehditler, kanun koyucu tarafından daha ciddi görülmüş ve şikâyete tabi olmaksızın, daha yüksek cezayla düzenlenmiştir. Malvarlığına veya sair kötülüğe yönelik tehditler ise göreceli olarak daha hafif sayılarak şikâyete bağlı tutulmuştur.

TEHDİT SUÇUNDA NİTELİKLİ HALLER

TEHDİT SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİ

Tehdit Suçunun Nitelikli Halleri (TCK 106/2)

TCK 106. maddenin ikinci fıkrasında, tehdidin belirli şekillerde gerçekleştirilmesi hali “nitelikli tehdit” suçu olarak düzenlenmiştir. Bu haller, tehdidin mağdur üzerindeki etkisini artırdığı için daha ağır ceza ile cezalandırılmaktadır. TCK 106/2’ye göre tehdit suçunun nitelikli (ağır) halleri şunlardır:

a) Silahla Tehdit (TCK 106/2-a): Tehdidin silah kullanılarak işlenmesidir. Kanun, “silah” kavramını geniş anlamda ele alır. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile, fiilen bir kişiye zarar vermeye elverişli her şey silah sayılabilir (TCK 6/1-f). Bu nedenle tabanca, bıçak, satır gibi klasik silahların yanı sıra, sopa, demir çubuk, taş, tornavida, hatta saldırgan şekilde kullanıldığında bir köpek bile silah kabul edilebilir【Y4CD 2022/18406】. Yargıtay uygulamasına göre, silahla tehdit suçunun oluşması için silahın mutlaka mağdura doğrultulması veya gösterilmesi gerekmez; ancak silahın korkutucu gücünden yararlanılması şarttır. Fail, silahı mağdurun görebileceği veya hissedebileceği şekilde kullanmalı, böylece tehdidin caydırıcılığını artırmalıdır. Örneğin fail, belindeki tabancayı gözle görülür şekilde çıkarıp göstermese bile, kabzasını belli ederek “seni vururum” derse silahlı tehdit oluşur.

  • Silahın Teşhiri: Mağdurun yokluğunda gerçekleşen tehditlerde, silahın kullanılması nitelikli hal sayılabilmesi için, silahın mağdurun eşyalarına zarar verecek bir iz bırakması veya sonradan mağdurun korkusunu artıracak bir emare oluşturması gerekir. Örneğin fail, mağdur orada yokken mağdurun evine veya arabasına ateş açıp kurşun deliği bırakırsa, bu da silahla tehdit sayılır. Ama mağdur yokken sadece failin bir başkasına silah gösterip tehdit sözleri söylemesi, mağdur bunu görmediği için silahlı tehdit kapsamına girmeyebilir【Y4CD 2020/5749】.
  • Kuru sıkı silahlar: Eğer failin kullandığı silah gerçekte ateşli silah değil de kuru sıkı tabanca ise, bunun silahla tehdit sayılması mağdurun algısına bağlıdır. Mağdur, silahın kuru sıkı olduğunu bilmiyorsa, failin elindeki aleti gerçek silah sanıp korkacağından, eylem silahlı tehdit gibi değerlendirilir. Ancak mağdur silahın kuru sıkı olduğunu biliyorsa, failin “silah” korkutuculuğundan faydalanma imkanı yok demektir; bu durumda nitelikli hal uygulanmaz【Y4CD 2012/3464】.
  • Örnekler: Failin hiç söz söylemeden sadece belindeki tabancayı göstermesi dahi silahla tehdit kapsamındadır【Y4CD 2016/9225】. Yine failin bıçağını çekip sallaması veya mağdura doğrultması da silahlı tehdittir, sözlü ifade olmasa bile【Y4CD 2019/561】. Örneğin bir kararında Yargıtay, tartışma sırasında kuru sıkı tabancayı çıkarıp göstermek suretiyle failin “herhangi bir şey söylememiş olsa bile” mağduru ağır ve haksız bir zarara uğratma tehdidinde bulunduğunu, bu yüzden silahlı tehdit suçunun oluştuğunu belirtmiştir【Y4CD 2015/30142】.

b) Kimliğini Gizleyerek veya Özel Yöntemlerle Tehdit (TCK 106/2-b): Bu bent altında üç durum sayılmıştır: kendini tanınmayacak hale koymak, imzasız mektupla tehdit ve özel işaretlerle tehdit. Bu yöntemlerin ortak noktası, mağdurun kimin tehdit ettiğini bilememesi veya emin olamamasıdır. Bu belirsizlik, mağdurun kendini daha savunmasız hissetmesine yol açar, bu nedenle ceza ağırlaştırılır.

  • Kendisini Tanınmayacak Hale Koyma Suretiyle Tehdit: Fail, tehdit eylemini gerçekleştirirken kimliğini saklamak amacıyla kılık değiştirmişse bu nitelikli hal oluşur. Örneğin failin maske takması, yüzünü boyayıp değiştirmesi, takma sakal/bıyık kullanması gibi yöntemlerle mağdur tarafından tanınmasının engellenmesi durumunda tehdit suçu daha ağır cezayı gerektirir. Buradaki amaç, meçhul bir saldırganın tehdidiyle karşılaşan mağdurun korkusunun artmasıdır. Dikkat: Eğer fail her ne kadar kılık değiştirse de mağdur yine de tehdit edenin kim olduğunu anlayabiliyorsa, bu nitelikli halin uygulanamayacağı Yargıtay’ca belirtilmiştir【CGK 2021/363】. Ayrıca, yüz yüze olmayan tehditlerde (örneğin telefonla aranarak yapılan tehditte) bu hüküm uygulanmaz. Çünkü maddenin ruhuna göre, bu hal esasen yüz yüze gelen taraflardan failin görünümünü değiştirerek tehdit etmesi için öngörülmüştür【A. Egemenoğlu, 2017, s.79】.
  • İmzasız Mektupla Tehdit: Fail, tehdit içerikli mesajını kimliğini belli etmeyecek bir yazılı metinle iletirse bu nitelikli hal oluşur. Buradaki “mektup” kavramı geniş yorumlanır; elle yazılmış imzasız bir mektup olabileceği gibi, kim tarafından gönderildiği anlaşılamayan bir e-posta, faks, SMS vb. de bu kapsamdadır. Önemli olan, mağdurun “Bana bunu kim yaptı?” sorusunun cevabını bilememesidir. Bilinmezlik, mağdurda daha büyük bir endişe yaratır. Bu yüzden failin ismini yazmadan, anonim biçimde gönderdiği tehdit mesajları ağır sayılır. Ancak, gönderilen mektup/imaj her ne kadar imzasız olsa da içeriğinden veya kullanıldığı üsluptan fail kolaylıkla anlaşılabiliyorsa nitelikli hal uygulanmaz. Örneğin tehdit mektubunda failin kendine özgü takma adları geçiyorsa veya sadece faille mağdurun bildiği detaylar varsa, mağdur tehdidin kimden geldiğini tahmin edip adıyla şikayetçi olmuşsa, artık “imzasız mektup” sebebiyle ceza artırımı yapılmaz【Y4CD 2020/9496; Y4CD 2019/8807】.
  • Özel İşaretlerle Tehdit: Fail, doğrudan söz kullanmaksızın bazı sembollerle tehdit mesajı verirse bu hal söz konusudur. Örneğin mağdurun evinin kapısına bir çarpı işareti koymak, kapısına kurşun bırakmak, duvarına tehdit içerikli bir sembol çizmek gibi eylemler “özel işaret” kapsamında değerlendirilebilir. Bu durumda da mağdur tehdidin kimden geldiğini bilemediği için korku dozu artar. Yine burada da esastır ki failin kimliği mağdurca bilinmesin. Eğer mağdur, kapısında bulduğu işareti kimin bıraktığını biliyor veya güçlü şekilde tahmin edebiliyorsa, artık bu hal uygulanmaz. Örneğin fail telefonda arayıp “kapının önüne bir hediye bıraktım, gidip al” dedikten sonra mağdur kapıda bir tüfek mermisi bulmuşsa, burada mermi özel bir tehdit işaretidir ancak kimin koyduğunu mağdur telefon nedeniyle bilmektedir. Bu durumda Yargıtay, eylemin özel işaretle tehdit sayılmayacağını, fakat ortada bir silahlı tehdit olduğundan 106/2-a kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir【Y4CD 2021/1768】.
  • Örnekler: Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 2021/16282 sayılı kararında, mağdurun arabasının camına bırakılan içerisinde mermi olan bir not kağıdının, kimin tarafından konduğunun mağdurlarca bilinmediği durumun özel işaretle tehdit suçunu oluşturacağı ifade edilmiştir. Başka bir örnekte, fail komşusunun posta kutusuna imzasız tehdit mektupları bırakmış, mağdur bunların failden geldiğinden şüphelenip polisi haberdar etmiştir; bu durumda mağdur failin adını anarak şikayetçi olduğu için kimliğini gizleyerek tehdit nitelikli hali uygulanmamıştır【Y4CD 2020/9340】.

c) Birden Fazla Kişi ile Birlikte Tehdit (TCK 106/2-c): Tehdidin en az iki kişi tarafından müştereken gerçekleştirilmesini ifade eder. Birden fazla saldırganla karşı karşıya kalan mağdur, tek kişiye göre kendini daha çaresiz hissedeceğinden, kanun bu durumu ağırlaştırıcı kabul etmiştir. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için faillerin işbirliği içinde, birlikte tehdit kastıyla hareket etmeleri gerekir. Yani rastlantısal olarak aynı anda tehdit etmeleri değil, önceden anlaşarak veya fiil anında birbirini destekleyerek mağduru korkutmaya yönelmeleri aranır.

  • Yargıtay kararlarına göre, “birlikte” ifadesi her iki failin de tehdidi asli fail olarak gerçekleştirmesini, birlikte olmanın yarattığı korkutuculuğu mağdura yansıtmalarını gerektirir【YCGK 2017/35】. Eğer biri diğerine yardım ediyorsa veya sadece yanında duruyorsa değil, iki fail de doğrudan tehdide katılmalıdır. Örneğin iki kişinin aynı anda “seni öldüreceğiz” demesi birlikte tehdittir. Ancak biri konuşup diğeri sessiz duruyorsa, sessiz kalan kişinin tehdide iştiraki ispatlanamayabilir.
  • Yüze karşı tehditte, faillerin her ikisi de olay yerinde olmalıdır. Gıyapta (mağdur yokken) birlikte tehdit ise, örneğin iki kişinin birlikte mağdurun yokluğunda onun hakkında tehditkar sözleri bir başkasına iletmesi şeklinde olabilir.
  • Örnek: Fail, kardeşiyle birlikte okul müdürünün odasına girip müdürü tehdit ederse, bu birden fazla kişiyle birlikte tehdit suçudur【Y4CD 2021/1945】. Ancak ani gelişen bir tartışma ortamında, örneğin hastanedeki bir kavga sırasında eşzamanlı tehditler savrulmuşsa, mahkeme faillerin önceden anlaşarak mı yoksa bağımsız mı hareket ettiğini araştırır. Yeterli delil olmadan sırf aynı anda tehdit edildi diye 106/2-c uygulanmamalıdır【Y4CD 2020/20562】.

d) Suç Örgütlerinin Korkutucu Gücünden Yararlanarak Tehdit (TCK 106/2-d): Fail, tehdit fiilini gerçekleştirirken gerçek veya hayali bir suç örgütünün adını, gücünü kullanarak mağduru korkutuyorsa bu hal uygulanır. Burada fail, bir mafya, terör örgütü veya herhangi suç çetesinin nüfuzunu arkasına almış gibi davranır. Örgütün fiilen var olması şart olmadığı gibi, failin o örgüte üye olması da gerekmez. Önemli olan, mağdurun karşısında bireysel bir tehdit değil, organize bir suç gücünün tehdidi olduğunu düşünmesidir.

  • Bu hal, tehdidin ciddiyetini ve gerçekleşme ihtimalini mağdur gözünde artırdığı için düzenlenmiştir. Mağdur, bireysel bir tehdide kıyasla, arkasında örgüt olan bir tehditte “nereden geleceği belli olmayan, sürekli ve güçlü bir tehlike” algılar. Dolayısıyla korku ve endişesi katbekat artar. Yargıtay, bu nitelikli halin uygulanabilmesi için mağdurun, failin gerçekten bir örgüt bağlantısı olabileceğine dair makul bir neden görmesi gerektiğini belirtmiştir【Y4CD 2021/25013】. Sadece örgüt ismi zikredilmesi yetmez; failin sözleri veya durumu, örgütle bir irtibat ihtimalini düşündürmelidir.
  • Örnek: Failin mağdura “PKK’ya kötü davranamazsın; seni de masanı da yok ederiz” demesi, terör örgütünün adını kullanarak tehtid etmeye örnektir【Y4CD 2014/23991】. Bir başka örnekte fail e-posta mesajında etnik hakaretler eşliğinde “Bizde daha çok Çatlılar, Samastlar var” diyerek bilinen suikastçilerin ismini anmış ve karşı tarafı korkutmaya çalışmıştır. Bu ikinci durumda, Yargıtay örgüt gücünden yararlanma unsurunun oluşup oluşmadığının somut delillerle tartışılması gerektiğini belirterek, sırf bu sözlere dayanarak 106/2-d uygulanmaması gerektiğine karar vermiştir【Y4CD 2015/25931】. Yani her olayda, tehdidin gerçekten örgüt adına mı, yoksa failin kendi başına mı yapıldığı araştırılmalıdır.

Not: Tehdit suçunun kadına karşı işlenmesi (mağdurun kadın olması) halinde, 106/1’deki cezanın alt sınırı 9 ay olarak belirlenmiştir. Bu düzenleme, kadına yönelik tehditlerin önlenmesi amacıyla getirilmiştir ve failin kadın ya da erkek olması fark etmeksizin uygulanır. Kadın mağdurun tehdit suçu mağduru olması, kanunen daha ağır bir yaptırım sebebidir.

Nitelikli Tehdide Örnekler

  • Silahla Tehdit Örnekleri: Failin köpeğini tutarak “Saldırtırım, ısırırım” demesi – Yargıtay, köpeği bu durumda silah saymıştır【Y4CD 2022/18406】. Başka bir örnekte fail, hiçbir söz söylemeden tabancasını karşı tarafa göstererek tehdit etmiş, bu da silahlı tehdittir【Y4CD 2018/20914】. Failin masasında duran bıçağı aniden çıkarıp sallaması bile söz olmasa dahi silahlı tehdit olarak değerlendirilmiştir【Y4CD 2019/561】. Yine fail demir bir çubuğu kaldırarak “Kemiklerini kırarım” diye bağırdıysa bu da silahlı tehdittir (demir çubuk silah kabul edilir)【Y4CD 2018/11123】.
  • Kimliği Gizleyerek Tehdit Örnekleri: Fail, telefonda kendisini jandarma komutanı olarak tanıtarak mağduru tehdit etmişse, aslında kimliğini saklayarak tehdit söz konusudur【Y4CD 2017/280】. Ancak fail bilinmeyen numaradan arayıp tehdit etti diye otomatik olarak bu hal uygulanmaz; önemli olan failin kendini başka biri gibi tanıtması veya kimliğini tamamen örtmesidir. Örneğin fail farklı isimlerle e-posta ve telefon kullanarak tehdit ettiyse, fakat mağdur bunların fail olduğunu anladıysa bu nitelikli hal oluşmaz, eylem normal tehdit kabul edilir【Y4CD 2019/12957】.
  • İmzasız Mektup Tehdidi Örnekleri: Fail, kimliğini gizleyerek bir gazeteciye “Bu gibileri aramızda barındırmayalım” şeklinde tehdit içeren imzasız bir mektup yollamış; mağdur kimin gönderdiğini bilmezken posta kamera kayıtlarından fail tespit edilmiştir. Bu durumda imzasız mektupla tehdit suçu oluşmuştur【Y4CD 2016/11902】. Buna karşılık, mağdur aldığı imzasız tehdit mektubunun failini içerikten hemen anlayıp ismiyle şikayet etmişse, artık nitelikli hal uygulanmaz, basit tehdit suçu oluşur【Y4CD 2019/8807】.
  • Özel İşaretle Tehdit Örneği: Fail, mağdurun arabasının camına tehdit mesajı içeren bir not ve bir kurşun bırakmışsa ve mağdur kimin bıraktığını bilmiyorsa, bu özel işaretle tehdit sayılır【Y4CD 2021/16282】. Ancak önceki bölümlerde verdiğimiz örnekteki gibi, mağdur tehdit işaretini bırakanın fail olduğunu biliyorsa, eylem yine tehdit sayılır ama nitelikli hal uygulanmaz.
  • Birden Fazla Kişiyle Tehdit Örnekleri: İki kardeş, okula birlikte gelip okul müdürüne “Seni perişan ederiz” diye tehditte bulunursa birlikte tehdit suçu vardır【Y4CD 2021/1945】. Yine hastanede gelişen bir olayda, hastanın ilgilenilmediğini öne süren iki kişi sağlık personeline birlikte tehditler savurmuşsa, mahkeme bunların ortak kastla mı yoksa ayrı ayrı mı tehdit ettiğini değerlendirir. Eğer birlikte hareket ettikleri sabitse 106/2-c uygulanır; aksi halde herkes kendi fiilinden sorumlu olur【Y4CD 2020/20562】.
  • Suç Örgütü Adıyla Tehdit Örnekleri: Fail, “Falanca örgüte kötü davranamazsın, yoksa sonun fena olur” diyerek bir kamu görevlisini tehdit etmişse bu nitelikli hal kapsamındadır (fail örgüt üyesi olmasa bile)【Y4CD 2014/23991】. Yine yukarıda bahsettiğimiz gibi, e-postayla etnik hakaret ve “bizde daha çok … var” diyerek örgütsel bir imayla tehdit eden failin durumu, bu kapsama girip girmediği değerlendirilecek bir örnektir. Bu tip olaylarda mahkeme, failin gerçekten o güçten yararlanıp yararlanmadığını veya mağdurun böyle algılayıp algılamadığını incelemelidir.

Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesi, tehdit suçunu temel olarak düzenlerken, suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri maddenin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Nitelikli haller, tehdit suçunun tehlikelilik derecesini artırması veya suçun işleniş biçimi ile mağdurlar üzerinde yarattığı korku ve endişeyi yoğunlaştırması nedeniyle suçun basit haline göre daha ağır bir cezayla cezalandırılmaktadır.

  1. Silahla Tehdit (TCK m.106/2-a): Tehdit suçunun silahla işlenmesi, mağdurun üzerinde yarattığı korku ve baskıyı artırdığı için nitelikli bir hal olarak kabul edilmektedir. Silah kavramı, TCK’nın 6. maddesinde tanımlanmıştır ve ateşli silahların yanı sıra kesici, delici, patlayıcı araçlar ile mağdura zarar verme amacı taşıyan her türlü cisim bu kapsamda silah kapsamında değerlendirilmektedir. Tehdit suçunun silahla işlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunmaktadır.
  2. Failin Kendini Tanınmayacak Hale Getirmesi (TCK m.106/2-b): Tehdit fiilinin failin kendisini tanınmayacak bir hale getirmesi suretiyle işlenmesi de nitelikli bir hâl olarak kabul edilmektedir. Bu durum, failin kimliğini gizleme amacı taşıyarak mağdurun suçun failini belirlemesini zorlaştırması ve mağdurun korku düzeyini artırması sebebiyle nitelikli hâl olarak kabul edilmektedir. Maskeler, yüz boyamaları veya diğer kimlik gizleme yöntemleri bu nitelikli hâle örnek teşkil etmektedir.
  3. İmzasız Mektup veya Özel İşaretler Kullanılarak Tehdit (TCK m.106/2-b): Failin tehdit eylemini imzasız mektuplar, elektronik postalar veya mağdura özel anlam ifade eden sembollerle gerçekleştirmesi de nitelikli hal olarak değerlendirilmektedir. Bu yöntemler, tehdit fiilinin etkisini artırarak mağdurun kendisini güvende hissetmesini daha da zorlaştırmaktadır. Tehdit suçunun imzasız mektup veya özel işaretleri kullanılarak işlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunmaktadır.
  4. Birden Fazla Kişi Tarafından Tehdit (TCK m.106/2-c): Tehdidin birden fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmesi de suçun nitelikli halleri arasında sayılmaktadır. Birden fazla failin tehdit eylemine katılması, mağdur üzerinde baskıyı artıran bir durumdur. Bu tür durumlar, organize bir suç yapısının varlığına işaret edebileceği gibi, suçun işlenişindeki kolektif eylem, cezanın artırılmasını gerektirmektedir.
  5. Suç Örgütlerinin Korkutucu Gücünden Yararlanarak Tehdit (TCK m.106/2-d): Tehdit suçunun var olan veya varsayılan bir suç örgütünün korkutucu gücünden yararlanılarak işlenmesi de nitelikli hallerden biridir. Bu durumda fail, tehdit eylemini gerçekleştirmek için bir suç örgütünün fiziksel veya psikolojik etkisinden faydalanmaktadır.
  6. Tehdit Amacıyla Başka Suçların İşlenmesi (TCK m.106/3): Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme gibi suçların işlenmesi, bu suçların ayrıca cezalandırılmasını gerektirmektedir. Bu durumda, tehdit suçunun yanı sıra işlenen diğer suçlardan da hüküm kurulmaktadır. Örneğin, tehdit amacıyla bir kişinin malına zarar veren fail, hem tehdit suçundan hem de mala zarar verme suçundan cezalandırılmaktadır.

Ayrıca tehdit suçunun kadına karşı işlenmesi durumunda cezanın alt sınırı 9 aydan daha az olarak belirlenemeyecektir.

TEHDİT SUÇUNUN İSPATI VE DELİLLER

Tehdit Suçunda İspat ve Deliller

Tehdit suçu, çeşitli delillerle ispatlanabilir. Bu suç genellikle kapalı alanlarda, iki kişi arasında yaşanabileceği gibi telefon, mesaj gibi kayıt bırakabilen yollarla da işlenebilir. İşte tehdit suçunda en sık başvurulan ispat araçları:

  • Tanık Beyanı: Tanıklar, ceza yargılamasında önemli delil kaynaklarıdır. Bir tehdit olayı başkalarının huzurunda gerçekleştiyse veya sonrasında birine anlatıldıysa, tanık ifadeleriyle ispatlanabilir. Örneğin, fail telefonda mağdura hoparlör aracılığıyla tehdit sözleri sarf etti ve o esnada üçüncü bir kişi bu sözleri duyduysa, bu kişi tanık olarak dinlenebilir. Not: Tehdit genellikle ikili ortamda gerçekleştiğinden tanık bulunması her zaman mümkün olmayabilir. Ancak sonrasında mağdurun güvendiği birine “beni şöyle tehdit etti” demesi ve o kişinin bunu doğrulaması da dolaylı bir tanık beyanı olarak değerlendirilebilir.
  • İletişim Kayıtları (HTS Kayıtları): Tehdit suçu, Türk Ceza Kanunu’nda katalog suçlardan sayılmadığı için, tehdit soruşturmalarında genellikle telefon dinlemesi (teknik takibi) yapılmaz. Ancak savcılık, gerekli gördüğünde şüphelinin ve mağdurun telefon trafik dökümlerini (HTS kayıtları) inceletebilir. Bu kayıtlar, kimin kimi ne zaman aradığını gösterir; konuşmanın içeriğini vermez. Fakat bir tehdit iddiasında, failin o saatte mağduru aradığı HTS kaydıyla doğrulanabilir ki bu da diğer delillerle birlikte önem taşır.
  • Telefon ve Dijital Cihazların İncelenmesi (SMS, Mesajlar): Eğer tehdit suçu yazılı mesaj yoluyla (SMS, WhatsApp vb.) işlendiği iddia ediliyorsa, mağdurun telefonu incelenebilir. CMK 134. maddeye göre, bir hakim kararı veya savcının yazılı emriyle telefon, bilgisayar gibi dijital cihazlar incelenip içindeki veriler kopyalanabilir. Örneğin, tehdit içerikli SMS veya WhatsApp mesajları bu yolla delil olarak tespit edilebilir. Önemli: Telefon incelemesi yapılırken usule uyulması gerekir. Yargıtay, hakimsiz ve savcısız, salt polis memurunun rızaya dayanarak telefondaki mesajları kayda almasını usule aykırı bulmuştur【Y10CD 2021/12899】. Yani şüpheli rıza gösterse bile, kolluk kendi kendine telefonu inceleyip mesaj çıkaramaz; mutlaka yasal prosedürle yapılmalıdır. Aksi halde elde edilen mesaj kayıtları hukuka aykırı delil sayılıp, hükme esas alınamayabilir.
  • Ses ve Görüntü Kaydı (Gizli Kayıtlar): Tehdit suçunda bazen başka türlü ispat imkanı yoksa, mağdur (veya tanık) konuşmayı gizlice kaydetmiş olabilir. Hukuken başkasının haberi olmadan ses veya görüntü kaydı yapmak özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşturabilir, ancak istisnai durumlarda meşru sayılabilir. Yargıtay, ani gelişen ve başka şekilde delillendirilemeyen durumlarda, kişinin kendisine karşı işlenen suçu ispatlamak için konuşmayı gizlice kaydetmesini müstehak bir savunma aracı kabul edebilmektedir. Örneğin, iki kişi kapalı bir odada konuşurken biri diğerine ağır tehditler savurdu ve başka tanık yoksa, mağdurun o anki konuşmayı cep telefonuyla kayda alması, kendi aleyhine bir suçtan delil toplama hakkı kapsamında değerlendirilebilir. Bu kayıt mahkemede dinletilebilir ve tehdit sözlerinin söylendiği ispatlanabilir. Ancak mağdurun veya bir başkasının sistematik şekilde, planlayarak karşı tarafın her konuşmasını habersiz kaydetmesi yasal değildir ve bu yolla elde edilen kayıtlar geçersiz sayılır. Özetle: İstisnai acil durumlar dışında gizli kayıt yasaktır; ama hayati bir tehdit anını kayıt altına almak zorunda kalan mağdurun tek seferlik kaydı, mahkemece hakkını koruma kapsamında değerlendirilebilir.
  • WhatsApp, Telegram vb. Yazışma Kayıtları: Günümüzde tehdit suçu sıklıkla dijital platformlarda gerçekleşebiliyor. WhatsApp sohbetleri, Telegram mesajları, Instagram DM’leri vb. yazışmalar delil olarak kullanılabilir. Bu tür dijital delillerin mahkemeye sunulmasında dikkat edilmesi gereken, orijinalliğinin ve bütünlüğünün sağlanmasıdır. Mümkünse, bu yazışmaların ekran görüntüleri alınarak veya noter aracılığıyla tespit ettirilerek dosyaya konması gerekir. Yargıtay, WhatsApp yazışmalarının dosyaya sunulurken tarih, saat ve tarafları gösterir şekilde, tam diyalog şeklinde ve ekran görüntüleriyle desteklenerek sunulmasını; duruşmada da sanığa bunların okunup diyeceklerinin sorulmasını aramaktadır【Y10CD 2021/5922】. Bu, sonradan “mesajları ben yazmadım, içerik değiştirildi” gibi iddiaların önüne geçilmesi içindir.
  • Sosyal Medya (Facebook, Twitter, Instagram vb.): Sosyal medya üzerinden yapılan tehditler de yazılı delil olarak değerlendirilebilir. Ancak pratikte Twitter, Facebook gibi platformlar yurt dışı kaynaklı olduğu için, bu şirketlere adli yardım talepleri çoğunlukla yanıtsız kalmaktadır. Bu nedenle, örneğin Twitter üzerinden gelen isimsiz bir tehdit mesajında, failin kimliği platformdan sorulsa bile cevap alınamayabilir. Bu gibi durumlarda genelde mağdurun kendi hesabı üzerinden yapılan yazışmalar, ekran görüntüsü ve tanık beyanlarıyla ortaya konmaya çalışılır. Emniyet, açık kaynak araştırmasıyla (OSINT) tehdit mesajını paylaşan kullanıcının kim olabileceğini tespit etmeye çalışabilir; IP adresi vb. teknik veriler için ise uluslararası işbirliği gerekir. Uygulamada bu zorluklar nedeniyle, sosyal medyadan gelen tehditler bazen failleri bulunamadan kalabilir. Ancak mağdur, tehdit mesajının failini tahmin ediyorsa ve bunu şikayetinde belirtiyorsa, soruşturma o kişi üzerinden yürütülür.
  • Noter Yoluyla Tespit (E-Tespit): Özellikle internet üzerinden gelen tehdit mesajlarında, içeriğin sonradan silinme ihtimaline karşı noter aracılığıyla tespit yoluna gidilebilir. Türkiye Noterler Birliği’nin sunduğu e-Tespit hizmeti sayesinde, bir web sayfasındaki veya sosyal medya hesabındaki içerik, belirli bir URL baz alınarak noter huzurunda tespit edilebilmektedir. Örneğin mağdur, kendisine Instagram’dan gelen tehdit mesajını Noterler Birliği sistemi üzerinden tespit ettirip, noterden bununla ilgili bir tutanak alabilir. Bu tutanak, o tehdidin o tarihte mevcut olduğunu kanıtlar. E-tespit işlemi 7/24 yapılabilmekte, kişi bir başvuru numarası alıp mesai saatlerinde notere giderek çıktısını onaylatmaktadır. Bu yöntem, dijital tehdit delillerinin korunmasında etkili bir araçtır.

Yukarıda sayılan delillerden herhangi birisi veya birkaçı bir arada, tehdit suçunun ispatında kullanılabilir. En ideal ispat, somut bir kaydın (mesaj, ses kaydı gibi) yanı sıra tanık beyanlarıyla desteklenmesidir. Delillerin hukuka uygun yöntemlerle elde edilmesi ve sunulması çok önemlidir. Aksi halde elde edilmiş bir delil (örneğin izinsiz alınmış bir telefon mesajı kopyası) mahkeme tarafından reddedilebilir.

Delillerin Hukuka Uygunluğu

Delillerin hukuka uygun şekilde elde edilmesi, adil yargılanma hakkının korunması ve yargı sürecinin meşru bir şekilde işlemesi açısından temel bir gerekliliktir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, delillerin nasıl elde edilmesi gerektiğine ilişkin detaylı düzenlemeler içermektedir. Bu Kanun’un 206. maddesine göre hukuka aykırı yollarla ede edilen deliller kullanılamaz ve hükme esas alınamaz. Bu maddeye göre, herhangi bir delil hukuka aykırı şekilde elde edilmişse, yargılamada kullanılamaz. Ayrıca CMK’nın 217/2. maddesi de suçun ispat edilmesinde yalnızca hukuka uygun delillerin dikkate alınabileceğini açıkça belirtmektedir.

Anayasa’nın 21. maddesi ve CMK’nın 119. maddesi, bireylerin konut dokunulmazlığını koruma altına almıştır. Buna göre, bir kişinin evi veya işyeri, hâkim kararı olmadan aranamaz. Hâkim kararı bulunmadığı halde yapılan aramalar sırasında ele geçirilen deliller, yargılamada kullanılamaz. Bu bağlamda örneğin failin mağdura gönderdiği tehdit içerikli bir not, failin evine izinsiz girilerek bulunmuşsa, bu delil mahkemede kullanılamayacak ve hükme esas alınamayacaktır. Ancak mağdurun kendisine gönderilen notu delil olarak saklaması ve doğrudan yetkili makamlara teslim etmesi, hukuka uygun bir delil olarak kabul edilmektedir.

Anayasa’nın 22. maddesi, haberleşme özgürlüğünü güvence altına almaktadır. CMK’nın 135. maddesine göre, haberleşme içerikleri ancak hâkim kararıyla incelenebilir. Aksi halde, haberleşme kayıtlarına müdahale edilmesi hukuka aykırı sayılmaktadır. Örneğin failin tehdit içerikli bir e-posta gönderdiği tespit edilmişse, e-postanın içeriğine ancak ilgili platformdan alınan resmi kayıtlarla ulaşılabilmektedir. Mağdurun kişisel cihazında saklanan e-posta mesajı hukuka uygun bir delil iken, failin e-posta hesabına izinsiz giriş yapılması sonucu elde edilen bilgiler hukuka aykırı sayılacaktır.

Tehdit Suçu Teşkil Eden Bazı Söz ve Davranışlar

Uygulamada hangi ifadelerin veya eylemlerin tehdit suçu sayıldığı Yargıtay kararlarıyla belirginleşmiştir. Aşağıda, tehdit suçunu oluşturduğu kabul edilen bazı yaygın söz ve davranış örnekleri, Yargıtay kararları ışığında sunulmaktadır:

1. Basit Tehdit Suçuna Örnek Sözler (TCK 106/1, 1. cümle): Bu kapsamda genellikle mağdurun hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik saldırı tehdidi içeren sözler girer. Örnekler:

  • Seni öldürürüm!” – Klasik bir ölüm tehdidi ifadesi【Y4CD 2015/22634】.
  • Seni öldürteceğim” – Bir başkasına öldürtmekle tehdit de aynı kapsamda değerlendirilir【Y4CD 2019/6648】.
  • Senin kemiklerini kırarım” – Ağır yaralama tehdidi【Y4CD 2017/13478】.
  • Bu evi de seni de yakarım” – Hem mala hem cana kast içeren bir tehdit【Y4CD 2015/37733】.
  • Benimle eve geleceksin, yoksa ya seni öldürürüm ya sakat bırakırım ya da kendimi öldürürüm” – Mağduru birlikte olmaya zorlamak için hayatına ve sağlığına yönelik tehdit【Y4CD 2019/8375】.
  • Oğullarıma sinkaf ettireceğim seni” – Failin üçüncü kişiler aracılığıyla cinsel saldırı yaptıracağı tehdidi【Y4CD 2019/10019】.
  • Pompalı tüfek aldım, ananıza boşaltacağım” – Aile üyelerine yönelik silahlı saldırı tehdidi【Y4CD 2017/12594】.
  • Bugün bittin sen, dilini keserim” – Mağduru o gün öldürüp dilini keseceği tehdidi【Y4CD 2016/1271】.
  • Seni oğlumla sinkaf ederim” – (Argo ve ağır hakaret içeren bir cinsel tehdit örneği).
  • Öbür ayağını da ben kırarım” – Mağdurun zaten bir ayağı kırık veya benzer durumda olduğu ima edilerek tehdidin ciddiyeti vurgulanıyor olabilir【Y4CD 2019/14485】.

Yukarıdaki örneklerin tümü, mağdurun hayatına, bedenine veya cinsel dokunulmazlığına yönelik doğrudan tehdit içeren ifadelerdir ve şikâyete tabi olmaksızın resen soruşturulur.

2. “Sair Tehdit” Suçuna Örnek Sözler (TCK 106/1, 2. cümle): Bu sözler, mağdura yönelik açık bir kötülük bildirmekle birlikte yukarıdaki kategorilerden (hayat, vücut, mal, cinsel dokunulmazlık) hiçbirine girmeyen, genel tehditlerdir. Sair tehdit suçunda ceza nispeten hafiftir ve şikâyete bağlıdır. Örnekler:

  • Sana gösteririm!” – Mağdura ne yapacağı tam belirtilmeden gözdağı verme【Y4CD 2015/23886】.
  • Gününü göreceksin” veya “Günlerini görecekler” – Hesap sorma tehdidi, belirsiz kötülük vaadi【Y4CD 2021/5643】.
  • Seni mahvederim” – Genel ve kapsamı belirsiz bir zarar verme tehdidi【Y4CD 2020/20914】.
  • İzmir’i terk et, karşıma çıkma, kaybedecek bir şeyim yok, emin ol” – Şehri terk etmezse belasını bulacağını ima eden sözler【Y4CD 2020/7358】.
  • Ayağını denk al” – Dikkat etmezsen kötü olacak anlamında, uyarı gibi görünse de tehdidin elverişli olduğu durumlar【Y4CD 2019/13043】.
  • (Duruşma sırasında hakime hitaben) “Devlet bana ne yaparsa yapsın, ben bunu bitiririm” – Yargı önünde dahi mağduru bitireceğini söylemek【Y4CD 2019/13043】.
  • Senin adresini biliyorum, yanına geliyorum; bakalım kaç para edersin göreceğiz” – Mağduru ziyarete gelip zarar vereceğini üstü kapalı ifade etme【Y4CD 2019/17984】.
  • Müdür bey, aklını başına al, vallahi de yerim billahi de yerim” – Bir memura yönelik tehditkar söylem (argo deyimle zarar vereceğini belirtme)【Y4CD 2019/17704】.
  • Adam nasıl ağlatılırmış, bir bak gör” – Mağdura acı çektireceğini ima eden belirsiz tehdit【Y4CD 2019/17704】.
  • Bunun hesabını ödeyeceksin” – Yaptıklarının cezasını çektireceğim tehdidi【Y4CD 2017/21185】.
  • Bu işi uzatma, yoksa senin için kötü olur; aşireti çağırmak zorunda kalacağım” – Akrabalarını devreye sokacağını ima ederek belirsiz kötülük tehdidi【Y4CD 2019/18145】.
  • Dayıoğlu ile gelir, senin çarkına s…” – (Ağır argo içeren, akrabasıyla birlikte gelip işini bozacağı tehdidi)【Y4CD 2015/23914】.

Bu tür sözler, mağdura tam olarak ne yapılacağının açıkça söylenmediği ancak “senin başına kötü bir şey gelecek” anlamının kuvvetle sezdirildiği ifadelerdir. Mahkeme bu sözlerin bağlamına bakarak gerçekten tehdit kastı taşıyıp taşımadığını değerlendirir. Eğer bu tarz sözler bir haksızlığa tepki olarak ve “seninle hukuk önünde hesaplaşacağız” anlamında söylenmişse, tehdit suçu oluşmayabilir. Ama genelde yukarıdaki örnekler ciddi sair tehdit olarak kabul edilmiştir.

3. Malvarlığına Yönelik Tehdit Suçuna Örnekler (TCK 106/1, 2. cümle): Bu grup, mağdurun veya yakınlarının malına zarar verileceği tehdidini içerir. Tehdit edilen zarar, malvarlığı itibarıyla önemli bir kayıp veya yıkım olmalıdır (küçük zararlar bu suçu oluşturmaz). Bu suç da şikâyete bağlıdır. Örnekler:

  • Evi yakacağım, çık dışarı!” – Mağdurun ikametine yönelik ciddi zarar tehdidi【Y4CD 2020/6253】.
  • Camını çerçeveni indiririm” – Evinin/işyerinin pencerelerini kırıp dökeceğini söylemek【Y4CD 2016/9491】.
  • Oteli yakarım, başınıza yıkarım” – Bir işletmeyi tamamen yok edeceğini belirtmek【Y4CD 2020/12515】.
  • Duvarı yıktıktan sonra kapıyı da yıkacağım” – Başlanmış bir zarar verme eylemini devam ettirmekle tehdit etmek【Y4CD 2020/3454】.
  • “Arabanıza göz kulak olmak için para ver, vermezsen sonrası sen bilirsin” – Fail, araca bakıcılık bahanesiyle para istemiş; ödemezsen araban zarar görür imasında bulunmuştur【Y4CD 2016/2380】. Bu, malvarlığına zarar tehdididir (bir nevi mini şantaj gibi).
  • “Kiralanan aracı süresi bitince getirmeyen failin, arandığında ‘alabiliyorsanız gelin alın, yakarım, dağdan aşağı atarım’ demesi” – Kiraya verilen malı iade etmemek ve üzerine bir de zarar verme tehdidi savurmak【Y4CD 2020/3591】.

Yukarıdaki örnekler malvarlığına yönelik tehdit suçunun tipik örnekleridir. Fail, mağdurun evini, arabasını, işini vb. yok edeceğini söyleyerek onu korkutmaktadır. Bu suçun takibi mağdurun şikâyetine bağlı olduğu için, mağdur şikâyetçi olmazsa bu fiillerden dolayı fail cezalandırılmaz.

4. Nitelikli Tehdit Suçuna Örnek Söz ve Davranışlar (TCK 106/2): Yukarıda “nitelikli haller” başlığı altında açıklanan durumlara ilişkin bazı örnekler:

  • Silahlı Tehdit Örnekleri (TCK 106/2-a): Fail elindeki köpeği mağdura doğru tutup “Saldırırım, ısırırım” demiştir – köpek bu durumda bir “silah” olarak kabul edilmiş ve eylem silahla tehdit sayılmıştır【Y4CD 2022/18406】. Fail, tek kelime etmeden belinden tabancasını gösterdiğinde dahi (örneğin kabzasını gösterip yerine koysa bile) mağdur gözündeki korkutuculuğundan ötürü silahlı tehdit oluşur【Y4CD 2016/9225】. Failin bıçağını çekip sessizce mağdura göstermesi de aynı şekilde silahlı tehdittir【Y4CD 2019/561】. Bir Yargıtay kararında, failin kuru sıkı tabancayı çıkarıp göstermesi bile mağdur bilmiyorsa gerçek tabanca gibi değerlendirilecek ve silahlı tehdit sayılacaktır denilmiştir【Y4CD 2015/30142】. Ayrıca failin “Hepinizi doğrayacağım!” diyerek bıçağı mağdurlara fırlatması gibi hem sözlü hem eylemli örnekler de silahlı tehdide girer【Y6CD 2021/20712】.
  • Kişinin Kendini Tanınmaz Hale Getirmesiyle Tehdit Örnekleri (TCK 106/2-b): Fail, telefonda kendini sahte bir isimle jandarma olarak tanıtıp tehdit ederse, bu nitelikli haldir【Y4CD 2017/280】. Ancak fail gizli numaradan aradı diye otomatik olarak bu kapsam düşünülmez; amaç gerçekten kimliğini gizlemek olmalıdır. Somut olayda fail farklı bir isim kullanarak e-posta atmış ve telefon etmişse, mağdur da bunun fail olduğunu anlamamışsa bu hal uygulanır. Örneğin bir kararda, fail “Batu” takma ismiyle e-postalar gönderip telefonla tehditler savurmuştur; mağdur başlangıçta anlamasa da sonradan failden şüphelenip adını vermiştir. Yargıtay, mağdurun failden şüphelenip ismini söylediği durumda artık “tanınmayacak hale koyma” halinin oluşmadığına hükmetmiştir【Y4CD 2019/12957】.
  • İmzasız Mektup Tehdidi Örnekleri (TCK 106/2-b): Fail, bir gazeteciye içinde tehdit cümleleri olan imzasız bir mektup göndermiş, mağdur kimin yolladığını bilememiş ancak soruşturmada kamera kayıtlarından fail tespit edilmiştir. Bu durum imzasız mektupla tehdittir【Y4CD 2016/11902】. Başka bir olayda, mağdur aldığı isimsiz mektuptan failin kim olabileceğini anlayıp doğrudan failin adını vererek şikayetçi olmuştur; Yargıtay burada imzasız mektup halinin oluşmadığını, normal tehdit olduğunu belirtmiştir【Y4CD 2019/8807】.
  • Özel İşaretle Tehdit Örnekleri (TCK 106/2-b): Fail, mağdurun evinin kapısına bir kurşun bırakmış ve yanında da tehdidi ima eden bir not koymuştur. Kapıda bu kurşunu mağdur bulduğunda kimin bıraktığını bilemiyorsa, bu özel işaretle tehdit sayılır【Y4CD 2021/16282】. Ancak, fail öncesinde mağduru arayıp “kapına mermi bıraktım” demişse ve gerçekten bırakmışsa, mağdur failin yaptığını bildiğinden bu özel işaret kapsamında değil, silahla tehdit kapsamında değerlendirilir.
  • Birden Fazla Kişiyle Birlikte Tehdit Örnekleri (TCK 106/2-c): Fail, yanına kardeşlerini de alarak gidip bir okul müdürüne veya herhangi bir mağdura tehditler savurursa, birlikte tehdit suçu oluşur【Y4CD 2021/1945】. Bir Yargıtay kararında, hastane acil servisinde iki kişinin birlikte sağlık personeline “seni mahvederiz” diye çıkışması olayı incelenmiş, ancak bunun önceden planlı bir ortak tehdit olduğu ispatlanamadığından 106/2-c uygulanmamıştır【Y4CD 2020/20562】. Yani aynı anda tehdit eden kişiler varsa, birlikte hareket edip etmedikleri kanıtlanmalıdır.
  • Suç Örgütü Adına Tehdit Örnekleri (TCK 106/2-d): Fail, mağdura “Falanca örgüte laf edemezsin, seni yok ederiz” gibi sözler sarf ettiğinde bu hal uygulanır【Y4CD 2014/23991】. Somut bir olayda fail, bir gazetenin mail adresine “siz şerefsiz bir milletsiniz… bizde daha çok Çatlılar, Samastlar var, pis Ermeniler” diye tehditvari bir mesaj göndermiştir. Burada fail doğrudan bir suç örgütü adı vermese de bilinen tetikçilerin ismini anarak bir örgütsel güç ima etmektedir. İlk derece mahkemesi bunu 106/2-d kapsamında değerlendirmiş ancak Yargıtay, tehdidin örgüt bağlantısının yeterince ortaya konmadığını belirterek kararın gerekçesini yetersiz bulmuştur【Y4CD 2015/25931】. Bu, mahkemelerin 106/2-d bendini uygularken dikkatli olması, somut korkutucu gücün varlığını incelemesi gerektiğini gösterir.

Görüldüğü üzere, tehdit suçunun şekline ve niteliğine göre çok farklı örnekleri bulunmaktadır. Mahkemeler, her somut olaydaki söz veya davranışı, failin kastını ve mağdurda yaratacağı etkiyi değerlendirerek hangi kategoriye girdiğini tespit etmektedir.

Doğrudan Tehdit ve Gıyapta Tehdit

Tehdit suçu iki şekilde işlenebilir: muhatabın yüzüne karşı doğrudan tehdit veya muhatabın gıyabında (yokluğunda) tehdit.

1. Doğrudan Tehdit: Fail, tehdit sözlerini veya davranışını doğrudan doğruya mağdurun kendisine yöneltir. Bu, taraflar karşı karşıyayken olabilir (yüze karşı tehdit), telefonla arayarak, görüntülü konuşarak veya sosyal medya mesajı yoluyla da olabilir. Önemli olan, tehdidin doğrudan mağdur tarafından duyulması veya görülmesidir. Örneğin fail, mağduru telefonla arayıp “Seni perişan edeceğim, gününü göreceksin” derse, bu doğrudan tehdittir. Aynı şekilde WhatsApp’tan “hazır ol, yarın son günün olacak” yazması da tehdittir. Doğrudan tehdit suçu gerçekleştiğinde, yukarıda belirtilen hükümlere göre (TCK 106/1 veya 106/2’ye göre) fail cezalandırılır.

2. Gıyapta Tehdit (İletme Kastıyla Tehdit): Fail, mağdurun bulunmadığı bir ortamda, mağdura iletileceğini öngördüğü şekilde tehdit sözleri söylerse buna “gıyapta tehdit” denir. Burada failin, sözlerinin mağdura ulaştırılması konusunda bir iletme kastı olmalıdır. Genellikle, mağdura yakın veya onunla iletişimi olan bir kişi aracılığıyla bu yapılır. Örneğin fail, mağdurun kardeşine “Ağabeyinin sonu geldi, yarın onu öldüreceğim” derse, normalde mağdur orada değildir ama fail, kardeşinin bu mesajı ileteceğini bilerek söylemiştir. Bu durumda gıyapta tehdit suçu oluşur; fail, mağdurun yokluğunda ama iletilmesini hedefleyerek tehdidi gerçekleştirmiştir. Yargıtay, böyle durumlarda failin sözlerinin mağdura iletilme ihtimalinin yüksek olup olmadığına bakar. Eğer fail sözlerini, mağdura söylemesi muhtemel bir kişiye aktarmışsa iletme kastı var sayılır ve tehdit suçu oluşur【Y4CD 2019/12236】.

  • Örneğin bir Yargıtay kararında, fail mağdurun yengesine “Kübra’yı (mağduru) bana getirmezsen onu öldüreceğim veya kaçıracağım” demiştir. Burada mağdur yoktur fakat fail, bu sözlerin mağdura (Kübra’ya) iletileceğini öngörerek söylemiştir. Bu nedenle gıyapta tehdit suçu kabul edilmiştir【Y4CD 2019/12236】.
  • Eğer fail, mağdurun yokluğunda tehdit sözlerini öylesine, iletilmeyeceğini düşünerek söylediyse ve sonradan mağdur bir şekilde bunları duymuşsa, iletme kastı yok demektir. Bu durumda tehdit suçu oluşmayabilir, çünkü failin tehdidi mağdura ulaştırma yönünde bir iradesi bulunmamaktadır.

Gıyapta Silahlı Tehdit: Mağdur yokken silahla tehdit eylemleri için özel bir kriter vardır. Yukarıda da belirtildiği gibi, fail mağdurun olmadığı bir mekanda silahla tehdit sözleri söyleyip silahını kullanmışsa, bunun silahla tehdit (nitelikli hal) sayılması için silahın kullanımının mağdur üzerinde sonradan da olsa etkisini gösterecek izler bırakması gerekir. Örneğin fail, mağdur kahvehanede yokken oraya gidip havaya ateş açarak “Ahmet’i (mağduru) yarın öldüreceğim!” diye bağırsa, bu durumda mermi izleri veya olaya tanık olanlar vasıtasıyla tehdit mağdura ulaşabilir. Ancak mağdurun arabasına veya evine kurşun sıkarak zarar vermişse, artık ortada hem bir mala zarar verme hem de silahla tehdit suçu birlikte oluşur.

Yargıtay, mağdur yokken salt silah teşhir edilip tehdit savurmanın silahlı tehdit sayılmayacağını, nitelikli halin oluşması için mağdura ulaşan somut bir korkutucu etkinin olması gerektiğini belirtmiştir【Y4CD 2020/5749】. Özetle: Mağdur orada yoksa sadece “silah gösterme” fiili soyut kalır; fakat silahla ateş edip zarar verme gibi bir hareket varsa, mağdur olayı sonradan öğrendiğinde korkusu artacağından silahlı tehdit olarak değerlendirilebilir.

Kavga Anında veya Öfkeyle Söylenen Tehdit Sözleri

Gerçek hayatta tehdit içeren sözler çoğu kez ani öfke patlamasıyla, kavga gürültü esnasında söylenir. Bu durumda failin ruh hali mahkemece dikkate alınabilir ancak bu durum, tehdidin oluşumunu tamamen ortadan kaldırmaz. Hukuken, failin haksız bir davranış sonucu duyduğu şiddetli öfke (gazap) hali, eğer koşulları varsa haksız tahrik indirimi olarak cezasında bir indirim sebebi olabilir. Fakat öfke, kastı tamamen kaldıran bir durum değildir.

Yargıtay, “tehdit suçunda tasarlama (önceden planlama) unsuru aranmaz” demektedir【Y4CD 2014/3045】. Yani tehdit suçu spontan (anlık) dahi işlenebilir. Bu nedenle, tartışma sırasında kızgınlıkla söylenen “Kafanı koparır aşağı atarım!” gibi sözler, eğer objektif olarak korkutucu nitelikteyse, tehdit suçu sayılır. Mahkeme, failin bunu öfkeyle söylediğini gerekçe göstererek ceza vermemezlik yapamaz. Nitekim Yargıtay, somut bir olayda sanığın kavga sırasında mağdura böyle tehdit ettiğini, bunun tehdit suçunu oluşturduğunu; yerel mahkemenin “kızgınlık anında söylendi, kast yok” diyerek beraat kararı vermesinin hukuka aykırı olduğunu vurgulamıştır【Y4CD 2014/3045】.

Özetle, öfke hali, tehdidin cezai sorumluluğunu kaldırmaz. Sadece ceza belirlenirken hafifletici bir neden olarak göz önünde bulundurulabilir.

Şartlı (Koşullu) Tehdit

Yukarıda “unsurlar” kısmında değinildiği gibi, tehdit bazı durumlarda bir şarta bağlanarak dile getirilir. Şartlı tehditte fail, belirli bir koşul gerçekleşmez veya gerçekleşirse, mağdura zarar vereceğini söyler. Şartlı tehditlerin cezalandırılabilmesi için:

  • Failin, söz konusu şartın gerçekleşmesi konusunda etkili olabilmesi gerekir. Eğer failin tehdidi bağladığı şart, failin kontrolünde değilse ve gerçekleşmesi onun iradesine bağlı değilse, o sözler hukuken ciddi bir tehdit olarak kabul edilmez.
  • Örnek: Sanığın mağdura söylediği “İyi ki erkek değilsin, yoksa seni öldürürdüm” sözünü ele alalım. Mağdur kadın olduğuna göre, onun erkek olması gibi bir şart imkansızdır. Fail, bu imkansız koşula bağlı olarak zarar vereceğini söylemiş oluyor. Bu koşul hiçbir zaman gerçekleşemeyeceği için, mağdur açısından gerçek bir tehlike mevcut değildir; dolayısıyla Yargıtay bu sözlerde tehdit suçunun unsurlarının oluşmadığına karar vermiştir【Y4CD 2018/14600】. Aynı şekilde “Yanında misafir olmasa kafanı kırardım” demek de mevcut durum nedeniyle eylemi yapmadığını gösterir, bu nedenle salt bu sözler tek başına gelecek bir zararın tehdidi sayılmaz.
  • Başka bir örnekte, fail başkasına “Ablamın saçının teline zarar verirsen, ben de sana zarar veririm” demiştir. Burada tehdit, karşı tarafın yapacağı olumsuz bir şarta bağlanmıştır. Failin dediği şarta kısmen kendisi etki edemez (karşı tarafın eylemine bağlı), ama eğer karşı taraf o zararı verirse fail gerçekten tehdit ettiği zararı verebilir. Böyle durumlarda mahkeme, failin şart gerçekleşirse ne yapabileceğine, bu tehdidin ciddiyetine bakar. Eğer failin tehdit ettiği şeyi yapma kudreti varsa, ve bu şart gerçekleşebilir bir şeyse, bu bir şartlı tehdit olarak cezalandırılabilir. Ancak mağdurun davranışı failin dediği gibi olmazsa elbette fiilen zarar gelmeyecektir. Kural olarak, failin şartın gerçekleşmesi yönünde bir etkisi yoksa ya da şart zaten imkansızsa, şartlı tehdidin cezalandırılmaması gerekir【Y4CD 2019/13619】.
  • Yargı Kararları: Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2019/13619 sayılı kararında, şartlı tehditte “sanığın iradesinin, söz konusu şartın gerçekleşmesi üzerinde etkisinin olup olmadığı” tartışılmalıdır demiştir. Eğer etkisi yoksa, tehdit suçu oluşmaz. Örneğin “Dua et yanımızda kadın var, yoksa seni öldürmüştüm” gibi sözlerde failin ileri sürdüğü şart (kadının orada olmaması) failce değiştirilemeyecek bir durumdur; bu nedenle bu ifadelerin tehdit suçunu oluşturmadığı kabul edilir.

Tehdit Suçu ve Yargılama Usulü

Tehdit suçu yargılamalarında, eğer suç basit şekildiyse dosya uzlaştırmaya gönderilebilir (yukarıda belirtildiği gibi). Uzlaşma olmadığı takdirde, soruşturma sonucunda savcılık iddianame düzenleyerek davayı açar. Görevli mahkeme, tehdit suçunda genellikle Asliye Ceza Mahkemesi’dir (çünkü ceza üst sınırı 5 yıldan fazlayı yalnız nitelikli halinde bulur, fakat Yargıtay uygulamasında yine de Asliye Ceza bakmaktadır). Dava sırasında, yukarıda bahsedilen deliller incelenir, tarafların beyanları alınır.

Tehdit suçu çoğu kez hakaret suçu ile birlikte işlendiğinden, davalarda bu iki suç birlikte değerlendirilebilir. Örneğin sanık mağdura hem küfür etmiş hem ölümle tehdit etmişse, mahkeme ikisi için ayrı ayrı hüküm kuracaktır (fikri içtima uygulanmaz, çünkü farklı iki suç oluşmuştur).

Hüküm aşamasında, mahkeme sanığı suçlu bulursa kanunda öngörülen ceza aralığı içinde bir ceza belirler. Belirlerken failin kastının yoğunluğu, suçun gerçekleşme şekli, mağdurun uğradığı korkunun derecesi, failin sabıka durumu gibi pek çok faktörü göz önüne alır. Ardından varsa takdiri indirim uygulayabilir (örneğin mahkemedeki saygılı tutum, pişmanlık vb.), haksız tahrik varsa onun indirimini uygular. Sonra ceza süresi uygunsa HAGB veya erteleme gibi seçenekleri değerlendirir. Tüm bu süreçte, tehdit suçuyla ilgili Yargıtay içtihatları yol gösterici olur.

SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN TEHDİT SUÇU

Günümüzde teknolojinin hızla ilerlemesi ve sosyal medya platformlarının yaygınlaşması, bireylerin iletişim kurma, görüşlerini ifade etme ve bilgi paylaşma yöntemlerini köklü bir şekilde değiştirmiştir. Ancak bu durum, hukuki anlamda yeni sorunları da beraberinde getirmiş ve sosyal medya üzerinden işlenebilecek suçlar, ceza hukukunun önemli bir gündem maddesi haline gelmiştir. Tehdit suçu da bu kapsamda sosyal medya platformlarında sıkça karşılaşılan bir suç haline gelmiş olup, bu eylemlerin tespit edilmesi ve cezalandırılması, çoğu zaman karmaşık bir süreç gerektirmektedir. Tehdit suçunun sosyal medya üzerinden işlenmesi durumunda, bu eylem aynı zamanda iletişim aracı kullanılarak işlenen tehdit suçu kapsamına girebilmektedir.

Tehdit suçunun sosyal medya üzerinden işlenmesi durumunda, suçun maddi ve manevi unsurları şu şekildedir:

  1. Maddi Unsur: Suçun maddi unsurunu oluşturan hareket, failin mağduru bir saldırı tehdidiyle korkutmasıdır. Sosyal medya aracılığıyla bu tehdit; yazılı mesaj, görsel paylaşımlar veya videolar şeklinde olabilmektedir. Örneğin, bir sosyal medya platformunda mağdura yönelik olarak “Seni öldüreceğim” gibi bir mesaj gönderilmesi tehdit suçunun maddi unsurunu oluşturmaktadır.
  2. Manevi Unsur: Tehdit suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Failin, mağduru korkutma ve huzursuz etme amacıyla hareket etmektedir.

Sosyal Medya Üzerinden Tehdit Suçunda Delillerin Tespiti

Sosyal medya üzerinden işlenen tehdit suçunda delillerin tespiti ve korunması, suçun ispatı için çok önemlidir.

  1. Ekran Görüntüleri: Tehdit mesajlarının ekran görüntüleri alınıp saklanarak mahkemeye sunulabilmektedir. Ancak bu delillerin hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş olması şarttır.
  2. Elektronik Yazışma Kayıtları: E-posta veya sosyal medya mesajlaşma kayıtları da delil olarak kullanılabilmektedir.
  3. Teknik Deliller: Tehdit mesajlarının gönderildiği IP adreslerinin tespiti veya failin kimliğini belirlemeye yönelik dijital izler, teknik delil olarak sunulabilmektedir.

Hukuka Aykırı Delillerin Kullanımının Sınırları

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 206. ve 217. maddelerine göre, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen deliller yargılamada kullanılamaz ve hükme esas alınamaz. Sosyal medya üzerinden tehdit suçunda da delillerin hukuka uygun olarak elde edilmesi bu nedenle önem taşımaktadır.

Örneğin, failin sosyal medya hesabına rızasız olarak girilerek elde edilen mesajlar delil olarak kabul edilmemektedir. Ancak, mağdurun kendi hesabında aldığı tehdit mesajlarının ekran görüntüsünü alarak mahkemeye sunması, hukuka uygun bir delil niteliğini taşımaktadır.

Sosyal Medya Üzerinden Tehdit Suçunun Cezası

Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesi uyarınca tehdit suçu, failin eyleminin niteliğine göre farklı cezalara tabidir. Şu cezalar öngörülmüştür:

  1. Temel Ceza: Bir kişiyi hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı ile tehdit eden kişi, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır.
  2. Nitelikli Haller: Tehdit suçunun; silahla, birden fazla kişiyle birlikte, kişinin kendisini tanınmayacak bir hale sokarak, imzasız mektupla veya özel işaretlerle işlenmesi, suç örgütünün korkutucu gücünden yararlanılarak tehditte bulunulması suçun nitelikli halleri olarak kabul edilmiştir. Ayrıca bu suçun kadına karşı işlenmesi halinde cezanın alt sınırı 9 aydan daha az olamayacaktır. Sosyal medyada işlenen tehdit suçunun özellikle anonim hesaplarla, birden fazla kişi tarafından birlikle işlenmesi, kadına karşı işlenmesi durumları tehdit suçunun nitelikli hali olarak kabul edilmektedir.

TEHDİT SUÇUNDA ŞİKÂYET VE SÜRELER

Tehdit suçunun sadece malvarlığına yönelmesi veya sair kötülük edeceğinden bahisle işlenmesi, şikâyete tabi olmaktadır.  Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan suçlarda yetkili kişinin şikâyet süresi 6 aydır. Bu süre fiilin işlenmesiyle bağlamaktadır. Ancak, tehdit suçunun yaşam hakkına yönelik tehdit veya diğer nitelikli halleri takibi şikâyete bağlı suçlar arasında yer almamaktadır. Bu suçlar için dava zamanaşımı süresi Türk Ceza Kanunu’nun 66. maddesinde 8 yıl olarak belirlenmiştir. Bu süre, suçun işlendiği tarihten itibaren başlamaktadır.

Uzlaştırma: Tehdit suçunun TCK 106/1’de düzenlenen temel şekli, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde uzlaştırma kapsamında yer alan suçlardandır. Uzlaştırma, soruşturma aşamasında, mağdur ve sanığın karşılıklı anlaşarak çözüm bulmalarına olanak tanıyan bir sistemdir. Eğer uzlaşma sağlanamazsa, soruşturmaya ve yargılamaya devam edilmektedir.

TEHDİT SUÇUNUN TELEFON VE MESAJ YOLUYLA İŞLENMESİ

Tehdit suçu telefon ve mesaj yoluyla da işlenebilir. Tehdit suçunun telefonla işlenmesi ile yüz yüze işlenmesi arasında hukuki bir fark bulunmaz. Aynı şekilde cezalandırılır. 

GİZLİ NUMARA İLE İŞLENEN TEHDİT SUÇU

Tehdit suçu eğer gizli bir numara ile aranarak veya mesaj atılarak gerçekleşirse bu TCK m.106 f.2’deki kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması sureti ile işlenen tehdit suçuna girecektir. Bu yüzden cezada arttırım olacaktır ve fail iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolacaktır. 

İNTERNET ÜZERİNDEN İŞLENEN TEHDİT SUÇU 

Teknolojinin gelişmesi ile tehdit suçu internet üzerinden de işlenebilir hale geldi. Kişiler tehdit etmek istediği insanlara internet üzerinden ulaşıp tehdit edebilir hale geldi. İnternet üzerinden tehdit suçu ile yüz yüze tehdit suçu arasında bir fark var mı? İnternet üzerinden işlenen tehdit suçu ile yüz yüze işlenen tehdit suçu arasında hukuken hiçbir fark bulunmamaktadır. İkisi de Türk Ceza Kanunu’nun 106. Maddesinin kapsam alanına girer. 

İnternet üzerinden işlenen tehdit suçu doğrudan ve dolaylı yoldan işlenebilir. Tehdit suçu mağdura doğrudan iletilebileceği gibi bir başkasına ilettirilmesi suretiyle de gerçekleşebilir. 

İnternet üzerinden tehdit suçu instagram, twitter, facebook gibi sosyal medya hesaplarından paylaşım yapılması suretiyle işlenebilir. 

TELEGRAM, WHATSAPP VEYA İNSTAGRAM, TWİTTER, FACEBOOK VB. SOSYAL MEDYA HESAPLARINDAN DM ARACIYLA İŞLENEN TEHDİT SUÇU

Sosyal medya araçlarından mesaj atmak sureti ile işlenen tehdit suçunun kanıtlanması çok daha kolaydır. Unutmayalım ki internete yazılan her şeyin kaydı tutulur. Sosyal medya araçları ile mesaj yoluyla tehdit edinildiğinde ekran görüntüsü alarak ispat yoluna gidilebilir. Örneğin whatsapptan bir gruptan size hakaret eden bir kişinin mesajları ekran görüntüsü alınarak delil olarak sunulabilir. Sosyal medya araçları kullanılarak işlenen tehdit suçunun cezası da Türk ceza kanununun 106. Maddesine tabidir.

SOSYAL MEDYADA SAHTE HESAP KULLANARAK İŞLENEN TEHDİT SUÇU

Günümüzde insanlar sosyal medyada açtıkları sahte hesaplar ile herkese istediklerini söyleyebileceklerini düşünüyorlar. Sahte hesap kullanarak yapılan tehdit de suç oluşturur. Sahte hesap kullanılarak işlenen tehdit suçunda kişiler suçun nitelikli halini işlemiş olacaktır. TCK m.106 f.2’ye göre kişinin kendisini tanınmayacak bir hal koyması sureti ile işlenen tehdit suçu sonucu iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Burada da sahte hesap açma kişinin kendisini tanınmayacak hale koyması şartını gerçekleştirdiği için cezada artırıma gidilir.

Tehdit Suçu ile İlgili Bazı Yargıtay Kararları

Yargıtay’ın tehdit suçu konusunda yıllar içinde vermiş olduğu kararlar, uygulamada önemli ilkeler oluşturmuştur. Aşağıda, tehdit suçu bakımından öne çıkan bazı Yargıtay karar özetleri sunulmuştur:

  • Hak Arama İçeren Sözler – Tehdit Sayılmaması: Yargıtay, tehdit suçunun oluşabilmesi için hukuka aykırı bir kötülük bildirimi olması gerektiğini, yasal hak kullanımı kapsamına giren ifadelerin tehdit sayılmayacağını vurgulamıştır. Örneğin bir kararında, kişiler veya kamu görevlilerinin hukuka aykırı işlem ve eylemleri nedeniyle şikayet hakkının bulunduğunu; “seni şikayet edeceğim, mahkemeye vereceğim” gibi sözlerin sair kötülüğe uğratma olarak değerlendirilemeyeceğini belirtmiştir. Bu, TCK 26 (hakkın kullanılması) ve Anayasa 36 (hak arama hürriyeti) hükümleriyle de uyumludur. Özetle, bir kişi karşısındakine kanuni yollara başvuracağını söylüyorsa, bu tehdit suçuna vücut vermez【Y4CD 2019/13619 kararından çıkan ilke】.
  • Tehditte Ciddiyet ve Korkutuculuk Ölçütü: Yargıtay birçok kararında, tehdit sözünün mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratmaya elverişli olması gerektiğini yinelemiştir. Mağdurun gerçekten korkup korkmadığı araştırılmaz; objektif olarak o sözlerin korkutucu olup olmadığına bakılır. Örneğin çok absürt veya şaka yollu bir ifade gerçek bir kötülük bildirimi gibi algılanmazsa tehdit oluşmayabilir. Bununla beraber, failin öfkeyle söylemesi veya spontan gelişmesi tehdidin hukuki niteliğini kaldırmaz. Bir kavga sırasında aniden söylenen “öldürürüm” gibi sözler de tehdit suçunu oluşturur, planlanmış olması gerekmez. Bu husus Yargıtay’ın yerleşik içtihadıdır【CGK 2019/3486 E. – 2019/13619 K.】.
  • Silahla Tehdit mi, Mala Zarar mı? (İçtima Sorunu): Failin aynı eylemle hem tehdit hem mala zarar verme suçu işlemesi mümkün olabilir. Yargıtay, failin amacının burada belirleyici olduğunu belirtmiştir. Örneğin bir alacak anlaşmazlığı sonucu fail alacaklıyı kovalamış, evinden tüfeğini alıp alacaklı arabasına binip uzaklaşırken ardı ardına 4-5 el ateş etmiştir. Arabada kurşun izleri meydana gelmiştir. Yargıtay bu olayda, failin asıl amacının arabada bulunan kişileri korkutmak (tehdit) olduğu, mala gelen zararın ise bu tehdidin sonucu olduğu kanaatine varmıştır. Dolayısıyla ayrı ayrı hem tehdit hem mala zarardan değil, silahla tehdit suçundan (TCK 106/2-a) ve zincirleme şekilde (arabada birden fazla kişi olduğu için) ceza verilmesi gerektiğine hükmetmiştir【Y4CD 2015/29742】. Bu karardan çıkan sonuç: Fail korkutma kastıyla ateş edip mala zarar vermişse, asıl suç silahla tehdittir; mala zarar verme ayrıca cezalandırılmaz (TCK 106/3 bu durumu düzenler).
  • İmzasız Mektupta Failin Belirlenebilir Olması: Fail, mağdura isimsiz bir mektup gönderip tehdit etmiş, mektupta bahsedilen konudan mağdur failin kim olduğunu tahmin edebilmiş ve direkt onun adını vererek şikayetçi olmuştur. Yargıtay, mağdur failin kim olduğunu anlayabildiğine göre imzasız mektup halinin uygulanamayacağını, eylemin basit tehdit olarak nitelendirilmesi gerektiğini belirtmiştir【Y4CD 2020/6640】. Bu, yukarıda değinilen ilkeyi tekrar doğrular: Eğer mektup imzasız olsa dahi, mağdur failin kimliğini çözebilmişse nitelikli hal yoktur.
  • Not Bırakarak Tehdit – Özel İşaret Ayrımı: Fail, mağdurun aracının camına tehdit içerikli bir not kağıdı bırakmış ve bu esnada mağdurun kendisini görmesine engel olmamıştır; mağdurlar bizzat failin kağıdı bıraktığını görmüşlerdir. Yargıtay bu durumda, fail bilindiği için eylemin özel işaretle tehdit sayılamayacağını, basit tehdit olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmiştir【Y4CD 2021/4186】.
  • Suç Örgütü Adına Tehditte Delil: Fail, bir e-posta ile etnik hakaretler ederek bir gazete çalışanını tehdit etmişti (yukarıda bahsedilen Çatlı/Samast örneği). İlk derece mahkemesi 106/2-d uyguladı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu bu olayı ele alarak, failin suç örgütünün korkutucu gücünden yararlanıp yararlanmadığının somut olarak tartışılması gerektiğini, salt sözlerinden failin örgüt bağlantısı olduğunun anlaşılamayabileceğini belirtti. Bu nedenle yeterli gerekçe olmadan 106/2-d uygulanmasını bozma nedeni saydı【CGK 2021/363】. Bu karar, suç örgütü adına tehdidin oluşması için tehdit kaynağının organize bir güce dayanması olgusunun ispatının önemine işaret eder.
  • Hedef Gözeterek Ateş ve Tehdit: Fail, ruhsatsız tabancasıyla mağdurun dükkanını ve mağdurun kendisini hedef alarak yakın mesafeden ateş etmiştir. Kurşunlar dükkana isabet etmiş, zarar vermiştir. Yargıtay, bu eylemin bir bütün olarak silahla tehdit suçu oluşturacağını, ayrıca olası yaralamaya teşebbüs veya genel güvenliği tehlikeye sokma suçu gibi ayrı suçlar olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirtmiştir【Y4CD 2020/13383】. Yani failin ateş etmedeki amacı mağduru korkutmak ve sindirmekse, eylem silahla tehdit kapsamında cezalandırılır.
  • Gerçekleşmeyen Şartlı Tehditler: Yargıtay, yukarıda da belirtildiği üzere, gerçekleşmesi failin kudretine bağlı olmayan şartlara bağlanan tehditlerin suç teşkil etmeyeceğini bir kararında ortaya koymuştur. Örneğin sanık, mağdura “İyi ki erkek değilsin, yoksa ağzını yüzünü dağıtırdım” demiştir. Mağdur kadın olduğundan bu şartın gerçekleşmeyeceği açıktır. Yargıtay, bu sözlerin geleceğe yönelik bir zarar içerir görünmediğini ve korkutmaya elverişli olmadığını belirterek tehdit suçu oluşmadığına karar vermiştir【Y4CD 2018/14600】.
  • Tehdit Suçunun Başka Suçla Birlikte Olması (Fikri İçtima): Tehdit suçu bazen yağma, şantaj gibi suçların unsuru olabilir. Kanun, eğer tehdidin kendisi daha ağır bir suçun parçasıysa, ayrıca tehditten ceza verilmeyeceğini öngörür. Örneğin yağma suçu (TCK 148), cebir veya tehdit kullanarak mal almak demektir. Fail birini bıçakla tehdit edip parasını almışsa, burada hem yağma hem tehdit oluşmuş gibidir. Ancak yağma suçunun cezası çok daha yüksek ve içinde tehdidi barındırdığından, fail sadece yağma suçundan cezalandırılır, ayrıca tehditten ceza verilmez. Yargıtay, pek çok kararında bu içtima yasağını hatırlatmıştır. Yine bir kişi, tehdit ederek cinsel saldırıda bulunmuşsa, hem cinsel saldırı hem tehdit teorik olarak oluşur ama fail sadece nitelikli cinsel saldırı (tehdit kullanıldığı için) suçundan ceza alacaktır, tehdit ayrı değerlendirilmez.
  • Silahla Tehdit ve Genel Tehlike Suçlarının Birlikteliği: Fail havaya tabancayla ateş ederek mağduru korkutmaya çalıştıysa, bu eylem aynı zamanda genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçu (TCK 170) unsurlarını da taşıyabilir. Ancak Yargıtay, tehdit amacıyla ateş açılan durumlarda, fiilin asıl amacının tehdit olması nedeniyle ayrıca TCK 170’ten ceza verilmemesi, sadece tehditten (ve varsa mala zarar vs ondan) ceza verilmesi gerektiğini ifade etmektedir【Y4CD 2016/2101】. Örneğin fail, müştekinin evinin önüne gelip “bu sana ders olsun” diyerek havaya birkaç el ateş etmişse; bu hem bir tehdittir hem de çevreyi tehlikeye attığı için genel güvenlik suçu gibi görünebilir. Ama CGK, özel norm-genel norm ilişkisi gereği sadece silahla tehditten ceza verilmesi gerektiğini söylemiştir.
  • Birden Fazla Mağdura Karşı Tehdit – Zincirleme Suç: Fail tek bir fiil ile birden fazla kişiyi tehdit etmişse, zincirleme suç hükümleri uygulanabilir. Örneğin fail av tüfeğiyle gelip, orada bulunan A ve B’yi tehdit etmişse bu durumda aynı eylemle iki kişiye karşı tehdit vardır. Yargıtay, bu durumda TCK 43 (zincirleme suç) hükümlerinin uygulanabileceğini belirtmiştir【Y4CD 2020/9984】. Ancak bunun için tehdidin aynı zaman diliminde ve tek fiil halinde gerçekleşmesi gerekir. Eğer fail arada kesintiyle ayrı ayrı tehdit ettiyse, iki ayrı tehdit suçu oluşur. Somut bir olayda fail, borç meselesi nedeniyle önce babayı tüfekle tehdit etmiş, sonra orada olmayan oğlunu tehdit edeceğini söyleyip ayrılmıştır. Yargıtay, kısa zaman aralığında gerçekleşen bu fiillerin bir bütün olarak zincirleme silahlı tehdit oluşturup oluşturmayacağını tartışmış ve sonuca göre karar verilmesi gerektiğini ifade etmiştir【Y4CD 2020/9984】.
  • Oyuncak Silahla Tehdit: Eğer kullanılan silah aslında oyuncak ise, burada gene mağdurun algısı devreye girer. Yargıtay bir kararında, ele geçen oyuncak tabancanın görünüm olarak gerçek silaha çok benzemesi ve korkutuculuğa sahip olması halinde silahla tehdit sayılması gerektiğini belirtmiştir【Y4CD 2019/18077】. Yani mağdur oyuncak olduğunu anlamayacak durumdaysa, tıpkı kuru sıkıdaki gibi, bu da gerçek silah gibi değerlendirilecektir.
  • Sair Tehdit ve Mesaj İçeriği: Failin mağdura attığı mesajlardan birinde “Berat artık bu gece kendi canına kıyacak” gibi bir ifade yer almış; diğerinde ise “karakoldayım, rahatladın mı şerefsiz, elbet cezam bitecek” gibi ifadeler varmış. Yargıtay, ilk ifadenin mağdura yönelik bir tehdit oluşturmadığını (fail kendinden bahsediyor, intihar imasında bulunuyor), ikinci ifadedeki “cezam bitecek, ben bunu bitiririm” kısımlarının ise tehdit anlamına geldiğini belirterek, ilkinden dolayı ceza verilemeyeceğini, ikincisinin ise sair tehdit suçunu oluşturabileceğini vurgulamıştır【Y4CD 2018/122】.
  • Nişan Bozma ve Tehdit: Bir kararda, sanık bozulmuş nişanın ardından karşı tarafa verdikleri takıları geri istemiş; verilmezse düğünlerinde rezalet çıkaracağını söylemiştir. Yargıtay, “rezalet çıkaracağım” şeklindeki bu sözlerin sair tehdit suçunu oluşturduğunu, yerel mahkemenin bunu tehdit saymamasının yanlış olduğunu belirtmiştir【Y4CD 2020/3346】.
  • Aile İçinde Tehdit: Sanık, alkollü halde babasına “Evi yakacağım, ölmediniz ki kurtulayım” demiştir. Yerel mahkeme sanığın öfke anında söylediğini, ciddi tehdit kastı olmadığını düşünebilir; ancak Yargıtay, failin akraba olması, sarhoş olması gibi hususların tehdidi ortadan kaldırmadığını vurgulamıştır. Aile içi tehditlerde dahi, sözler objektif olarak korkutucuysa suçun oluştuğu, öfkenin kastı kaldırmayacağı belirtilmiştir【Y5CD 2005/19478】.
  • İşyerine Ateş Etme: Fail, mağdurun çalıştığı işyerine tabancayla ateş açmışsa, bu eylem doğrudan mağdura yönelik bir gözdağı olduğu için silahla tehdit suçu olarak değerlendirilmelidir. Yargıtay, böyle durumlarda “genel güvenliği tehlikeye sokma” suçu yerine silahla tehdit suçundan hüküm kurulması gerektiğini ifade etmiştir【Y4CD 2015/17483】.
  • Mektupla Hakaret ve Tehdit: Fail, bir mahkeme heyetine mektup göndererek içindeki ifadelere hem tehdit hem hakaret sığdırmışsa, burada fikri içtima uygulanmaz. Yani fail tek bir mektupta iki farklı suç işlemiştir, dolayısıyla hem tehditten hem hakaretten ayrı ayrı ceza alır. (TCK 44 fikri içtima, bir fiil birden çok farklı suç oluşturduğunda en ağır olandan ceza verilmesini öngörür ama Yargıtay, tehdit ve hakaretin korunmak istenen hukuki yararlarının farklı olduğunu belirterek her ikisinden de ceza verilmesi gerektiğini söyler)【Y4CD 2009/11495】.
  • Tehdit + Mala Zarar İçtiması: Fail, 25 metre mesafeden mağduru doğrudan hedef almadan, mağdurun otomobilinin alt kısımlarına doğru ateş etmiş; araçta maddi zarar oluşmuştur. Yargıtay bu durumda tek fiille hem mala zarar, hem tehdit suçunun oluştuğunu; TCK 44 gereği sadece en ağır olan silahla tehdit suçundan ceza verilmesi gerektiğini belirtmiştir【Y1CD 2013/7594】.
  • Tehdit ve Genel Güvenliğin Tehlikeye Sokulması İçtiması: Fail, pompalı tüfekle havaya birkaç el ateş etmiş ve “bu sana ders olsun” diyerek ayrılmıştır. Bu eylem hem silahla tehdit hem genel tehlike suçu görünümündedir. Yargıtay, tehdidin daha ağır suç olduğunu ve genel tehlike suçunun ayrıca cezalandırılmaması gerektiğini ifade etmiştir【Y4CD 2016/2101】. Yine bir başka kararda, failin geceleyin müştekinin evine iki el ateş etmesi olayında, sadece silahla tehditten ceza verilip genel tehlike suçundan verilmemesi gerektiği vurgulanmıştır【Y4CD 2013/15558】.
  • Cezada Alt Sınırdan Uzaklaşma Gerekçesi: Yargıtay, tehdit suçlarında mahkemelerin alt sınırdan ceza verirken veya uzaklaşırken makul gerekçe göstermesi gerektiğini belirtir. Örneğin bir mahkeme, fail mağdura “seni öldüreceğim” diyerek ateş etmiş, mahkeme hem tehditten hem genel tehlike suçundan ceza vermişse; Yargıtay bunun hatalı olduğunu, TCK 170/1’deki “başka suça da vücut verse bile ayrıca ceza verilir” hükmünün bu durumda uygulanamayacağını, yalnız tehditten ceza verip alt sınıra yakın bir ceza belirlenmesi gerektiğini belirtebilir【Y4CD 2013/17430】.
  • Korkutmak İçin Havaya Ateş Etme: Fail, kardeşiyle birlikte cadde üzerinde havaya 8 el ateş ederek mağdurları korkutmuşsa, bu eylem silahla tehdit kapsamındadır. Yargıtay, burada genel güvenliği tehlikeye sokma suçu değil, tehdit suçundan hüküm kurulması gerektiğini ifade etmiştir【Y8CD 2017/3694】.
  • Tehditte Haksız Tahrik Uygulaması: Yargıtay, tehdit suçunda mağdurun fiilinin failde yarattığı hiddet nedeniyle bazen haksız tahrik indirimi uygulanabileceğini kabul eder. Örneğin bir kararında, sanığın güvenlik kamerası yüzünden komşusuyla tartıştığı, karşı tarafın onu tahrik ettiği bir durumda sinirlenerek kamerayı kırdığı ve devamında silahla ateş ettiği anlaşılmıştır. Mahkeme bu olayda sanık lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağını tartışmamışsa bu eksiklik sayılır【Y4CD 2020/5127】. Bu, özellikle provokasyon sonucu ani öfkeyle yapılan tehditlerde cezada indirim ihtimalinin değerlendirilmesi gerektiğini gösterir.
  • Tehdit ve Yaralama Birlikteliği: Fail, mağduru hem tehdit etmiş hem fiziksel olarak yaralamışsa, burada bazen bileşik suç ya da fikri içtima konusu gündeme gelir. Genel kural, failin ayrı hukuki değerleri ihlal eden iki fiili varsa iki ayrı suç oluşur. Ancak failin tehdit sözleri, aynı zamanda yaralama kastının bir ifadesi niteliğindeyse ayrıca tehditten hüküm kurulmayabilir. Örneğin fail kavga sırasında “hepinizi keserim” dedikten sonra gerçekten bıçakla bir kişiyi yaralamışsa, bu sözler zaten gerçekleşen yaralama fiilinin niyet beyanı olduğu için ayrıca tehdit suçu sayılmayabilir【Y1CD 2021/6968】. Yargıtay, somut olayda failin tehdidi gerçekleştirme yönünde hemen eyleme geçtiği durumlarda, ayrı bir korkutma safhası kalmadığı için, sadece kasten yaralama suçundan cezalandırılması gerektiğine hükmetmiştir.
  • Yaralama Kastı ile Tehdit Sözleri: Benzer şekilde, fail mağduru öldürmekle tehdit edip gerçekten bıçakla yaralamışsa, buradaki tehdit sözü fiilen hayata geçirilmek istenen yaralamanın parçasıdır. Yargıtay, tehdit sözlerinin fiilen gerçekleştirilen saldırının kararlılığını göstermekten öteye gitmediği durumlarda, eylemin bir bütün olarak yaralama suçu kapsamında kalacağını belirtmiştir【Y4CD 2022/20721】. Yani fail sözle ne yapacağını söylüyor ve hemen yapıyorsa, o anda tehditle korkutma evresi bağımsız gerçekleşmemiş sayılabilir.
  • Telefon Hattı ve Delil: Yargıtay, tehdit suçlarında sanığın kullandığı telefon hattının kime ait olduğu, sanığın kullanımında olup olmadığı gibi hususların araştırılmasını önemser. Örneğin bir dosyada sanık, tehdit mesajı gönderilen hattı kendisinin kullanmadığını iddia etmiş; hattın ölen bir başkası adına kayıtlı olduğu görülmüştür. Yargıtay, bu durumda o hattın HTS kayıtlarının incelenmesini, kimlerle görüştüğünün belirlenmesini ve tanık olarak ifadesinin alınmasını, böylece hattı fiilen kimin kullandığının tespit edilmesini istemiştir【Y18CD 2019/12613】. Bu karar, teknolojik delillerde detaylı araştırmanın önemini vurgular.
  • Bir Eylemle Birden Çok Tehdit (Zincirleme): Yukarıda değindiğimiz gibi, fail aynı olay akışı içinde birden fazla kişiye tehdit yöneltirse zincirleme suç hükümleri uygulanabilir. Yargıtay, örneğin failin hem babayı hem oğlunu aynı anda tehdit ettiği bir durumda, TCK 43 uyarınca cezasında artırım yapılması gerektiğini belirtmiştir【Y4CD 2019/7516】. Ama eğer tehditler farklı zamanlarda ise ayrı suçlar olur.
  • “Ben Parayı Almasını Bilirim” Sözü: Bazı ifadeler vardır ki hem tehdit hem başka anlama gelebilir. Örneğin bir alacak verecek tartışmasında sanık “Ben parayı almasını bilirim, parayı almadan gitmem” demişse, bu bir tehdit ima etmekte midir? Yargıtay bir kararında, bu sözlerin net bir kötülük bildirimi içermediğini, yasal yollarla tahsil anlamında da yorumlanabileceğini belirterek tehdit suçu oluşmadığına hükmetmiştir【Y15CD 2019/13056】. Bu da gösterir ki, bir ifadeyi doğal anlamı dışında sırf mağdur rahatsız oldu diye tehdit saymak doğru olmaz; sözlerin bağlamı ve muhtemel anlamları dikkate alınır.
  • Mahkeme Salonu ve Gıyapta Tehdit: İlginç bir durumda, sanık mahkeme salonunda hüküm açıklandıktan sonra mağdurun yokluğunda ama onun hakkında hakime “çıkınca onu bitireceğim” gibi sözler söylemişse, iletme kastı gündeme gelir. Yargıtay, eğer bu sözler zabıtlara geçiyor ve mağdura da bu durum bildiriliyorsa, failin iletme kastıyla tehdit suçu işlediğini belirtmiştir【Y4CD 2021/9048】. Örneğin sanık duruşmada mağdur hakkında “Az kaldı, göstereceğim gününü, nasılsa cezaevinden çıkacağım” demişse, mahkeme tutanağına geçen bu sözler mağdura iletileceğinden gıyapta tehdit oluşur. Yargıtay da bu gibi hallerde mahkemece beraat verilmesini bozma sebebi yapmıştır.
  • Savcılıkta Tehdit Söylemi: Benzer şekilde, bir soruşturma dosyasında ifade verirken sanığın mağdurdan bahsederek tehditamiz sözler sarf etmesi de iletme kastıyla tehdit sayılabilir. Çünkü orada bulunan savcı gibi yetkililer bu sözleri tutanak altına alıp mağdura haber verebilirler. Yargıtay, resmi merciler önünde dile getirilen tehditlerin de mağdura ulaşacağı öngörüldüğünden suç oluşturacağını ifade etmiştir【Y4CD 2022/16753】.

Sonuç: Görüldüğü üzere Yargıtay kararları, tehdit suçunun pek çok nüansını aydınlatmaktadır. Özetlemek gerekirse:

  • Tehdit suçu, kişilerin huzur ve güvenliğini koruyan bir suç tipi olup, kişide korku ve endişe yaratmaya elverişli her türlü davranışla işlenebilir.
  • Nitelikli tehdit halleri (silah, örgüt vs.), tehdidin inandırıcılığını ve mağdurun korkusunu artırdığı için daha yüksek ceza ile cezalandırılır.
  • Tehdit suçunda şikâyet, uzlaşma, zamanaşımı gibi usule ilişkin ayrımlar mevcuttur; malvarlığına ve sair tehditler şikayete tabi, diğerleri re’sen takip edilir. Uzlaştırma, basit tehditte uygulanır ama nitelikli tehditte uygulanmaz.
  • Delillendirme açısından, mümkünse yazılı/sesli kayıtlar, yoksa tanık ifadeleri önem taşır. Dijital tehditlerde noter tespiti veya teknik inceleme gibi yöntemlerle delil elde edilebilir.
  • Yargıtay’ın genel yaklaşımı, tehdit suçunun ciddiyetini vurgulamak yönündedir. Kanun koyucu tehdit suçunu tamamlayıcı (subsidiar) bir suç olarak öngörmüştür; eğer aynı fiil daha ağır bir suç oluşturuyorsa (örneğin yağma), ayrıca tehditten ceza verilmez. Ancak bağımsız olarak mağdurun huzurunu bozan her tehdit fiili de cezalandırılır.
  • Uygulamada, tehdit suçu ile ilgili soruşturma ve kovuşturmaların etkin yapılması önemlidir. Yeterli delil toplanamadığında veya mağdur şikayetçi olmadığında failler cezasız kalabilmektedir. Yasal düzenlemeler, özellikle kadına karşı tehdit ve sağlık personeline tehdit gibi konularda cezaları artırarak caydırıcılığı yükseltmiştir.

Yargıtay’ın belirttiği gibi, tehdit suçuyla korunan temel değer, kişinin kendine özgü sükun ve huzuru ile karar ve hareket hürriyetidir. Bu nedenle tehdit fiilleri ciddiye alınmalı; mağdurlarda güvensizlik hissi oluşturarak yaşamlarını zora sokan bu suçlarla etkin mücadele edilmelidir.

SIKÇA SORULAN SORULAR

Tehdit suçu nedir?

Tehdit suçu, bir kişinin başka bir kişiye yönelik haksız bir zararın meydana geleceğini bildirmesi ile oluşan suçtur. Fail, mağdura kendisinin veya yakınlarının hayatına, vücut bütünlüğüne, cinsel dokunulmazlığına, malına ya da herhangi bir hakkına yönelik bir saldırı yapacağını söyleyerek onu korkutur. Örneğin “Seni öldüreceğim” demek tehdit suçunu oluşturur.

Tehdit suçunun cezası ne kadar?

Tehdit suçunun cezası, tehdidin türüne göre değişir:

  • Hayata, vücuda veya cinsel dokunulmazlığa yönelik basit tehdit için ceza 6 aydan 2 yıla kadar hapistir (mağdur kadınsa alt sınır 9 ay).
  • Malvarlığına yönelik veya belirsiz (sair) tehdit için ceza, mağdurun şikayeti halinde, 2 aydan 6 aya kadar hapis veya adli para cezasıdır.
  • Silahla, birden fazla kişiyle, kimliği gizleyerek veya örgüt ismi kullanarak yapılan tehdit (nitelikli tehdit) için ceza 2 yıldan 7 yıla kadar hapistir.
    Ayrıca, sağlık personeline karşı görevinden dolayı tehdidin cezası yarı oranında artırılır ve hapis cezası ertelenemez.

Tehdit suçu şikayete bağlı mıdır?

Kısmen evet. Malvarlığına zarar verme tehdidi veya sair (belirsiz) kötülük tehdidi şikayete bağlıdır. Mağdur, fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikayetçi olmalıdır. Şikayet gelmezse dava açılamaz. Buna karşılık, hayata, vücut dokunulmazlığına veya cinsel dokunulmazlığa yönelik tehditler ile silahlı, örgütlü vb. nitelikli tehditler şikayete bağlı değildir. Savcılık bu suçları mağdur şikayet etmese de resen soruşturabilir (örneğin ölüm tehdidinde devlet kendiliğinden davayı yürütür). Şikayete bağlı olmayan tehdit suçlarında, suçun dava zamanaşımı süresi 8 yıl olduğu için savcılık bu süre içinde davayı açabilir.

Tehdit suçu uzlaşma kapsamına girer mi?

Kısmen. Basit tehdit suçu (TCK 106/1’deki temel şekil) uzlaştırma kapsamındadır. Bu demektir ki, savcılık iddianame düzenlemeden önce dosyayı uzlaştırma bürosuna gönderir. Uzlaştırmacı aracılığıyla taraflar (fail ile mağdur) anlaşırsa dava açılmaz, anlaşamazlarsa yargılama devam eder. Nitelikli tehdit suçları (TCK 106/2 kapsamındakiler) ise uzlaştırma kapsamında değildir, çünkü bunlar daha ağır suçlardandır. Özetle: Mağdurun şikayetine bağlı basit tehditlerde ve yaşam hakkına yönelik basit tehditte uzlaştırma uygulanır; örneğin “öldürürüm” tehdidinde de kanun uzlaştırma öngörmüştür. Ancak uygulamada çoğu zaman uzlaşma sağlanamadığından yargılama yapılmaktadır. Silahlı tehdit gibi hallerde ise uzlaşma yoluna gidilmez.

Tehdit suçu hangi durumlarda oluşmaz?

Bazı durumlar vardır ki ilk bakışta tehdit gibi görünse de kanunen suç sayılmaz:

  • Yasal yollara başvurma ifadeleri: “Seni mahkemeye vereceğim, şikayet edeceğim” demek tehdit suçu değildir (hak arama özgürlüğüdür).
  • Failin iradesine bağlı olmayan durumlar: Failin kontrol edemeyeceği bir şeyi yapacağı iddiası tehdit sayılmaz. Örneğin “Seni depremde öldürtürüm” gibi absürt bir ifade.
  • İmkansız veya gerçek dışı koşullar: “Erkek olsaydın seni vururdum” gibi, gerçekleşmesi mümkün olmayan bir şarta bağlı sözler tehdit kabul edilmez.
  • Uyarı mahiyetindeki sözler: Fail, kendi yapacağı bir şeyi değil de başkasından gelebilecek bir tehlikeyi bildiriyorsa (örneğin “Dikkat et, seni vurabilirler” demek), bu uyarıdır, tehdit değildir.
  • Şaka veya belirsiz kızgınlık sözleri: Karşı tarafın ciddiye almayacağı düzeyde alaycı veya bariz şaka şeklindeki sözler suç oluşturmaz. Ancak “şaka yaptım” savunması, objektif olarak korkutucu sözleri maskelemez. Yani ciddi bir “öldürürüm” ifadesi şaka dense de cezalandırılır.

Tehdit ve şantaj arasındaki fark nedir?

Tehdit suçu ile şantaj suçu birbirine karıştırılabilir. Tehdit (TCK 106), bir kimseyi korkutarak onun huzurunu bozmaktır; fail çoğu zaman sadece korkutmak ister, ya da istediği tek şey karşı tarafın bir şey yapmamasını sağlamaktır. Şantaj (TCK 107) ise, failin tehdit yoluyla kendisine haksız bir menfaat sağlamaya çalışması veya mağduru kanuna aykırı bir şey yapmaya veya yapmamaya zorlamasıdır. Şantajda failin amacı çıkar elde etmek veya mağduru zorla bir eyleme sevk etmektir, tehdidi bunun aracıdır. Örneğin “Bana şu kadar para vermezsen seni öldürürüm” demek şantaj suçuna girer (tehdit + menfaat talebi). “Sana zarar vereceğim” demek ise saf bir tehdit suçudur. Ayrıca şantajda bazen fail mağdurun şerefine yönelik bir ifşaat tehdidi de yapabilir (örn: “Elimde fotoğrafların var, dediğimi yapmazsan rezil edeceğim”). Özetle: Her şantajda bir tehdit unsuru bulunur, fakat her tehdit şantaj değildir. Fail eğer tehdidi, para, mal veya herhangi bir çıkar sağlamak ya da mağdura kanunsuz bir şey yaptırmak için kullanıyorsa, şantaj suçu oluşur.

Tehdit suçu için şikayet süresi ve zamanaşımı ne kadar?

Eğer tehdit suçu şikayete tabi bir tehdit ise (malvarlığına veya sair tehdide giren hallerde), mağdur fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde polise, savcılığa veya mahkemeye şikayetini bildirmelidir. Bu süre geçirilirse şikayet hakkı düşer. Şikayete tabi olmayan tehditlerde (hayata yönelik veya nitelikli tehditlerde) ise böyle bir süre yoktur; savcılık 8 yıllık dava zamanaşımı süresi içinde olayı öğrenirse resen soruşturma açabilir. Tehdit suçunun genel dava zamanaşımı süresi 8 yıldır (TCK 66/1-e). Yani suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl geçtikten sonra dava açılamaz, açılmışsa düşer. Ancak bu süre içerisinde herhangi bir yargılama işlemi yapılırsa süre kesilebilir ve zamanaşımı uzayabilir.

Tehdit suçu hangi mahkemede görülür?

Tehdit suçu nedeniyle açılan davalar genel olarak Asliye Ceza Mahkemesi’nin görev alanına girer. Zira tehdit suçunun yaptırımı 5 yıldan az veya 5 yıl civarındadır. Nitelikli tehditte üst sınır 7 yıl olsa da Yargıtay uygulamasında bu suçlar yine Asliye Ceza’da yargılanmaktadır (CMK’ya göre üst sınırı 10 yıla kadar olan suçlar Asliye Ceza’nın görevindedir). Dolayısıyla ikamet ettiğiniz yerdeki asliye ceza mahkemesi, tehdit davalarını görür. Eğer tehdit suçu, daha ağır bir suçun parçası ise (örneğin yağma suçu içinde tehdit varsa) o zaman o suç hangi mahkemede görülüyorsa orada görülür. Örneğin silahlı yağma Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanır ve içindeki tehdit eylemi için ayrı dava açılmaz.

Tehdit suçunda tahrik indirimi olur mu?

Evet, genel ceza hukuku prensipleri tehdit suçu için de geçerlidir. Eğer mağdur, failin haksız tahriki altında kalmasına sebep olmuşsa ve fail bu nedenle öfkelenip tehdit suçu işlemişse, mahkeme cezada haksız tahrik indirimi yapabilir. Örneğin mağdur, failin onuruna çok ağır bir küfür etmiş, bunun üzerine fail sinirle “seni öldürürüm” demişse; burada fail haksız bir tahrikle suçu işlemiştir. Mahkeme, failin cezasından TCK 29 uyarınca uygun bir indirim yapabilir. Ancak bu indirimin uygulanabilmesi için tahrikin ağırlığı, tehdit ile tahrik arasında nedensel bağ gibi hususlar takdir edilir. Tahrik, suçu tamamen ortadan kaldırmaz, sadece cezada indirim sebebidir.

“Şaka yaptım” diyerek tehditten kurtulmak mümkün mü?

Hayır, ciddi bir tehdit eylemi, failin sonradan “ben aslında şaka yapıyordum” demesiyle cezasız kalmaz. Hukuk, ortalama bir insanın anlayacağı şekilde objektif değerlendirme yapar. Söylenen söz veya davranış makul olarak şaka kaldırılamayacak ciddiyetteyse, failin iç niyeti farklı olsa bile tehdit suçu oluşur. Şaka savunması genellikle kabul görmez; ancak sözlerin bağlamı gerçekten espri mahiyetindeyse ve mağdurun da bunu o an şaka olarak algıladığı anlaşılırsa zaten suç unsuru yok demektir. Ama mağdur korkmuş ve sözler de nesnel olarak korkutucu ise, failin “şakaydı” demesi sonuç değiştirmez.

Tehdit suçuyla karşılaşan biri ne yapmalı?

Birisi tarafından tehdit edildiyseniz, öncelikle can güvenliğinizi sağlayın ve mümkünse o ortamdan uzaklaşın. Ardından, imkan varsa tehdidi belgelendirin: Örneğin tehdit yazılıysa o mesajları saklayın, ekran görüntüsü alın. Tehdit telefonla geldiyse arama kayıtlarını not edin, çevrenizde duyan olduysa tanık olmasını isteyin. Daha sonra en kısa sürede polise veya savcılığa başvurarak şikayetçi olun. Şikayetinizde, tehdidin tam olarak ne şekilde yapıldığını, ne zaman, nerede olduğunu ve mümkünse failin kimliğini belirtin. Delillerinizi sunun (mesaj varsa çıktısını verin, tanık varsa isimlerini bildirin). Yetkili merciler sizi korumak için gerekirse fail hakkında uzaklaştırma kararı da alabilir (özellikle aile içi tehditlerde, Ailenin Korunması Kanunu kapsamında). Tehdit suçunu bildirmek, ileride doğabilecek daha büyük zararların önlenmesi için önemlidir. Unutmayın, tehdit suçtur ve karşılıksız kalmamalıdır.

Türk Ceza Kanunu’na Göre Tehdit Suçunun Cezası Nedir?

Tehdit suçunun basit hal, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. Bu suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamamaktadır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunmaktadır. Tehdidin nitelikli hallerinin işlenmesi halinde ise, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunmaktadır.

Tehdit Suçunda Şikâyet Süresi Ne Kadardır?

Tehdit suçunun malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle işlenmesi suçu şikâyete tabi suç haline getirmektedir ve şikâyet süresi suçun işlendiği tarihten itibaren 6 aydır.

Sosyal Medya Üzerinden Tehdit Suç Sayılır Mı?

Sosyal medya üzerinden yapılan tehditler de suç sayılmaktadır. Sosyal medya üzerinden anonim hesaplar aracılığı ile işlenen tehdit suçu, nitelikli hâl oluşturmaktadır.

Tehdit Suçu Hangi Durumlarda Nitelikli Hale Gelir?

Tehdit suçunun silahla, kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, birden fazla kişi tarafından birlikte, var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi suçu nitelikli hâle getirmektedir.

Tehdit Suçunun İspatı İçin Hangi Deliller Gereklidir?

Tehdit mesajları, ses kayıtları, video görüntüleri, tanık ifadeleri ve telefon görüşmelerinin kaydı gibi somut deliller suçun ispatında kullanılabilmektedir.

Tehdit Suçunda Zamanaşımı Süresi Nedir?

Tehdit suçunda zamanaşımı süresi TCK m.66 hükmüne göre 8 yıldır.

Bir Kişi Tehdit Suçundan Nasıl Şikayetçi Olabilir?

Bir kişi tehdit suçundan şikayetçi olmak için, en yakın kolluk kuvvetine (polis veya jandarma) başvurabilir. Şikayetçi, tehdit olayını detaylı şekilde anlatarak bir suç duyurusunda bulunabilir. Ayrıca, şikayetini savcılığa da doğrudan ileterek, savcılığın soruşturma başlatmasını sağlayabilir.

Tehdit Suçunda Hangi Mahkemeye Başvurulur?

Tehdit suçu için başvurulacak yer Cumhuriyet Savcılığıdır. Savcılık, soruşturma başlattıktan sonra, eğer dava açılacaksa, Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanma yapılmaktadır.

Tehdit Suçu İle Hakaret Suçu Arasındaki Fark Nedir?

Tehdit suçu, bir kişiye zarar verme amacıyla, gelecekteki bir tehlikeden bahsedilerek korkutulmasıdır. Tehdit içeren fiillerde hedef, mağdurun korku duymasını sağlamaktır. Hakaret suçu ise bir kişiyi aşağılamak veya onurunu zedelemek amacıyla sözlü ya da davranışsal bir saldırıda bulunmaktır. Tehdit suçu TCK m.106 hükmünde düzenlenmiş olup hakaret suçu, TCK m.125 hükmünde düzenlenmiştir.

Tehdit İçeren Mesajlar Delil Olarak Kullanılabilir Mi?

Eğer tehdit, yazılı bir şekilde yapılmışsa (örneğin SMS, e-posta veya sosyal medya mesajları gibi), bu mesajlar, tehdit suçunun ispatlanmasında önemli bir delil olarak kabul edilmektedir.

Tehdit Suçu Topluluk Önünde İşlenirse Ceza Artar Mı?

Tehdit suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi cezayı artıran bir nitelikli hâl olarak düzenlenmiştir. Ancak suçun topluluk önünde bir kişi tarafından işlenmesi hâli, cezayı artıran bir neden olarak düzenlenmemiştir.

Tehdit Suçunda Uzlaşma Mümkün Mü?

Tehdit suçunun TCK 106/1’de düzenlenen temel şekli, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde uzlaştırma kapsamında yer alan suçlardandır. Uzlaştırma, soruşturma aşamasında, mağdur ve sanığın karşılıklı anlaşarak çözüm bulmalarına olanak tanıyan bir sistemdir. Eğer uzlaşma sağlanamazsa, soruşturmaya ve yargılamaya devam edilmektedir.

Telefonla Yapılan Tehdit Suç Sayılır Mı?

Telefonla yapılan tehditler de tehdit suçu kapsamında sayılmaktadır. Türk Ceza Kanunu’na göre, tehdit suçu sözlü, yazılı veya telefon gibi iletişim araçlarıyla işlenebilmektedir. Bu durumda, telefonla yapılan tehdit de suç teşkil etmekte ve cezalandırılmaktadır.

Tehdit Suçunda Mağdurun Tazminat Hakkı Var Mı?

Manevi tazminat, kişiye yaşatılan acı, elem ve ıstırap nedeniyle talep edilen tazminattır. Tehdit suçundan dolayı kişi, korku, kaygı, stres gibi duygusal zararlar yaşayabilmektedir. Bu durumda, mağdur tehdit suçunun kesinleşmesinden sonra manevi tazminat talep edebilecektir.

Tehdit Suçu İşleyen Bir Kişi İçin Tutuklama Kararı Çıkar Mı?

Tehdit suçu işleyen bir kişi için tutuklama kararı, suçun niteliği ve sanığın durumu göz önünde bulundurularak verilebilecektir. Türk Ceza Kanunu’na göre, tehlike yaratıcı bir durum varsa ya da şüpheli kaçma riski taşıyorsa veya şüphelinin delilleri karartma riski varsa tutuklama kararı verilebilir. Aksi takdirde, tutuklama yerine başka önlemler alınabilmektedir.

Tehdit Katalog Suç Mu?

Tehdit suçu, katalog suçlar arasında yer almamaktadır.

Basit Tehdit Nedir?

Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen basit tehdit suçu, bir kişinin kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceği tehdidinde bulunmasıdır.

Tehdit Suçu Şikâyetten Vazgeçme İle Düşer Mi?

Tehdit suçunun malvarlığına karşı veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle işlenmesi hâli şikâyete tabi bir suçtur. Bu durumda suçun işlenmesinden itibaren 6 ay içinde şikâyette bulunulduğu takdirde suç soruşturulur ve kovuşturulur. Şikâyetten vazgeçme halinde ise kamu davası düşmektedir.

Sözlü Tehdidin Cezası Nedir?

Tehdit suçu sözlü, yazılı veya elektronik iletişim araçlarıyla işlenebilmektedir. Sözlü tehdidin cezası altı aydan iki yıla kadar hapis cezasıdır.

Biri Beni Tehdit Ediyor Ne Yapmalıyım?

Biri sizi tehdit ediyorsa, öncelikle durumu yetkililere bildirmeniz ve tehdidi ispat edebilmeniz önemlidir.

  1. Tehditin Belgelendirilmesi: Tehdit mesajlarını, ses kayıtlarını veya yazılı delilleri toplamak tehdidin ispat edilmesi açısından faydalı olacaktır.
  2. Yetkili Makama Başvuru: Tehdit ediliyorsanız, en yakın polis karakoluna veya Cumhuriyet Savcılığına başvurarak şikâyetçi olabilirsiniz.
  3. Avukattan Yardım Almak: Hukuki süreç hakkında rehberlik almak için bir avukattan destek almak faydalı olacaktır.

Sözlü Tehdidin İspatı Nasıl Yapılır?

Sözlü tehdidin ispatında, yazılı bir belge olmadığı için delil bulmak zor olabilmekte, ancak yine de tehdit çeşitli yollarla ispat edilebilmektedir.

  1. Tanıklar: Eğer tehdit sırasında başkaları da oradaysa, tanık beyanları önemli bir delil olabilmektedir.
  2. Ses Kaydı: Tehdit edilen kişinin, tehdit anını kaydederek delil olarak sunması mümkündür.
  3. Telefon Kayıtları: Telefonla yapılan tehditler, telefon görüşmesi kayıtlarıyla ispatlanabilmektedir.

Mesajla tehdidin Cezası Ne Kadar?

Mesajla tehdidin cezası, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasıdır. Ancak mesajda özel işaretlerin kullanılması, anonim bir şekilde mesajla tehdit, tehdit suçunun nitelikli halini oluşturmaktadır. Nitelikli tehdit suçunun cezası iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır.

TEHDİT SUÇU NASIL OLUŞUR?

Tehdit suçu bir başkasının kendisinin veya bir yakının vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı olacağından bahsedilmesi ve bu kişilere bildirilmesi sonucu oluşur. Saldırı haksız olmalıdır. Malvarlığına verilecek zararın büyük olması aranmıştır.

TEHDİT SUÇU NASIL İŞLENİR?

Tehdit suçu genel kast ile işlenir.  Suçun bilerek ve isteyerek işlenmesi gerekir. Bu nedenle saikin bir önemi yoktur. Karşı tarafın üzerinde yarattığı etki önemli değildir. Yani karşı taraf korkmasa bile suç oluşur. Şaka amaçlı yapılan tehditler suç oluşturmaz.

TEHDİT SUÇUNDA TEŞEBBÜS MÜMKÜN MÜDÜR?

Tehdit suçunda teşebbüs mümkündür. Tehdit kişiye mesaj yoluyla gönderilmişse ve kişiye ulaşmamışsa tehdit suçu teşebbüs aşamasında kalır. Tehdit suçunda faillik, azmettirme, yardım etme eylemlerinin hepsi mümkündür. Fail bir kişiyi aynı suçu işleme saiki ile birden fazla kez tehdit etmiş ise veya tek bir eylem ile birden fazla kişiyi tehdit etmiş ise zincirleme suç hükümleri uygulanır.

TEHDİT SUÇUNDA SES KAYDI HUKUKA UYGUN DELİL MİDİR?

Yargıtay’a göre tehdit suçu işlenirken etrafta şahit olacak tanıklar bulunmamaktaysa ve mağdurun bir daha kanıt elde edebilme şansı yoksa ve mağdur başka kanıt bulamadıysa ses kaydı almak suretiyle delil elde etmesi hukuka uygundur.

TEHDİT SUÇUNDA ŞİKÂYET NASIL YAPILIR?

Tehdit suçu kişinin malvarlığının büyük bir zarara uğratılacağından bahisle yapılıyorsa şikâyete bağlı olup mağdurun şikayetçi olması sonucu soruşturma ve kovuşturma yapılabilir. Savcı resen hareket etmez. Şikâyet süresi 6 aydır.

Ancak tehdit kişinin kendisinin veya bir yakının vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı olacağına yönelik ise savcı resen harekete geçer. Kişinin şikâyeti aranmaz. 

Işılay Sarıkaya

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment