Kazanç kaybı gerçekleşen çift taraflı trafik kazasında tam kusurlu olmayan tarafın aracında oluşan hasar nedeniyle onarımı süresince elde etmesi muhtemel olan ticari kazancı elde edememesi nedeniyle uğramış olduğu maddi kayıp olarak tanımlanabilir. Kazanç kaybı özellikle taksi, kurye motorları, minibüs, servis, dolmuş, otobüs gibi ticari amaçla kullanılan araçların hasar alması ve söz konusu hasarların giderimi süresince ortaya çıkan bir tazminat kalemidir.
Gerçekleşen bir çift taraflı kaza neticesinde hasar gören parçaların onarım ve değişimi sırasında araç servis veya tamirhanede kaldığı süre boyunca ticari faaliyetlerde kullanılamayacak ve bu nedenle de ticari bir kazanç kaybı meydana gelecektir. İşte gerçekleşen kaza neticesinde tam kusurlu olmayan taraf araç sahibi serviste/tamirhanede yatan aracının o süre boyunca kendisini yoksun bırakacağı ticari kazancı talep edebilmektedir.
İÇİNDEKİLER
- KAZANÇ KAYBI NEDİR?
- KAZANÇ KAYBI TAZMİNATI ŞARTLARI
- KAZANÇ KAYBI KİMDEN TALEP EDİLİR?
- KAZANÇ KAYBI NASIL HESAPLANIR?
- PERT OLAN ARAÇTA KAZANÇ KAYBI
- KAZANÇ KAYBI TAZMİNATI NASIL ALINIR?
- SIKÇA SORULAN SORULAR
- Kazanç kaybı tazminatını kim öder?
- Zorunlu trafik sigortası kazanç kaybını karşılıyor mu?
- Kasko sigortam kazanç kaybını öder mi?
- Kazanç kaybı tazminatı nasıl hesaplanır?
- Kazanç kaybı talebi için zamanaşımı süresi nedir?
- Aracım pert olursa kazanç kaybı alabilir miyim?
- Kazanç kaybı ile araç değer kaybı aynı şey mi?
- Kazanç kaybı talebi için hangi belgeler gereklidir?
- Kazanç kaybı tazminatı nasıl alınır?
- Hususi (kişisel) araçlar için kazanç kaybı talep edilebilir mi?
- Kazanç kaybı talebiyle birlikte manevi tazminat istenebilir mi?
- Kazanç kaybı tazminatından kimler sorumludur?
- Kazanç kaybı tazminatı ne kadar süre içerisinde talep edilebilir?
- Pert olan araç için de kazanç kaybı talebinde bulunulabilir mi?
- Kazanç kaybı tazminatının hesabında dikkat edilecek hususlar nelerdir?
- Kazanç kaybı tazminatı talepli dava açılması durumunda görevli ve yetkili mahkeme hangisi olacaktır?
KAZANÇ KAYBI NEDİR?
Kazanç kaybı, çift taraflı bir trafik kazasında tam kusurlu olmayan tarafın aracının hasar görmesi sonucunda, araç onarımda kaldığı süre boyunca ticari faaliyetlerini yürütememesi nedeniyle uğradığı gelir kaybıdır. Basitçe söylemek gerekirse, kazadan önce aracınızla kazanabileceğiniz ancak kaza yüzünden kazanamadığınız para kazanç kaybını oluşturur. Bu kavram özellikle ticari araç sahipleri için önem taşır; zira aracı çalışamayınca elde edemediği günlük kazancı ciddi bir maddi kayıp anlamına gelir. Örneğin, bir taksi şoförü aracını kaza nedeniyle 10 gün kullanamazsa bu 10 günlük süreçte yolcu taşıyamayacak ve normalde kazanacağı ücreti kazanamayacaktır. Bunun hukuki karşılığı olarak ticari kazanç kaybı tazminatı talep edilebilir.
Kazanç kaybı kavramı, hukuken araç mahrumiyet bedeli olarak da anılabilir. Araç mahrumiyet bedeli, aracın kullanılamadığı süre boyunca araç sahibinin ihtiyaçlarını karşılamak için aynı nitelikte bir aracı kiralamak zorunda kalması halinde ortaya çıkan gideri tanımlar. Bir başka deyişle, aracınız çalışamadığı için gelir elde edemiyorsanız veya yerine başka bir araç kiralamak zorunda kaldıysanız, bu durum size maddi bir zarar doğurur. Bu zarar kazaya neden olan karşı taraftan talep edilebilir. Ticari araçlar (örneğin taksiler, şirket araçları) kazanç kaybı tazminatına konu olmaya daha müsaittir.
Hususi (bireysel) araç sahipleri ise doğrudan “kar” kaybetmeseler de, aracın yokluğunda ikame araç kiralama masrafı veya ulaşım için yaptığı ekstra harcamaları talep edebilir. Kısacası, trafik kazası sonrası ortaya çıkan kullanım ve gelir kaybı, maddi bir zarar kalemi olarak hukukumuzda tazmin edilebilir durumdadır.
KAZANÇ KAYBI TAZMİNATI ŞARTLARI
Kazanç kaybı tazminatı talep edebilmek için bazı şartların varlığı gerekir. Öncelikle kazanç kaybı, iki taraflı bir trafik kazasında diğer tarafın kusuru sonucu ortaya çıkmalıdır. Yani kendi kusurunuzla tek taraflı yaptığınız kazada kazanç kaybınızı talep etmeniz mümkün değildir. Bu noktada kusur oranı önemli bir kriterdir. Tam kusurlu olmadığınız bir kazada, kusursuz veya daha az kusurlu taraf olmalısınız ki gelir kaybınızı karşı taraftan isteyebilin. Eğer kazada belli bir oranda kusurunuz varsa (örneğin %20 tali kusur), alabileceğiniz tazminat da kusur oranınıza göre azalacaktır. Türk hukukunda tazminat sorumluluğu kusura dayalıdır; bu nedenle tali kusur bile olsa, kusurunuz oranında talep edebileceğiniz miktar düşecektir.
Bir diğer şart, aracın kazadan dolayı kullanılamaz hale gelmesi ve onarım görmesi gerekmesidir. Aracınız kaza sonucu hasar almış ve serviste/tamirhanede onarım için kalmış olmalıdır. Hasarın boyutu, onarımın ne kadar süreceği kazanç kaybının oluşumunda belirleyicidir. Örneğin basit bir çizik için araç serviste sadece birkaç saat kalıyorsa kayda değer bir kazanç kaybından söz etmek mümkün olmayabilir. Ancak ciddi hasarlı bir kaza nedeniyle aracınız günlerce veya haftalarca serviste kalıyorsa, bu süre boyunca araç çalıştırılamadığı için gelir kaybı oluşacaktır.
Ayrıca kazanç kaybı talep edebilmek için kazaya karışan aracın ticari amaçlı kullanımı da genellikle söz konusudur. Ticari araçlarda araç mahrumiyeti, sahibine maddi zarar verir çünkü araç işletmesinin günlük geliri vardır. Hususi (şahsi) araçlar için kazanç kaybı kavramı genelde uygulanmaz; ancak dediğimiz gibi, şahsi aracınız için de kaza nedeniyle yapmak zorunda kaldığınız zorunlu harcamalar (örneğin araç kiralama ücreti, taksi masrafları) dolaylı olarak bir zarar kalemidir ve talep edilebilir. Özetle, kazanç kaybı tazminatı genellikle ticari kazanç odaklı bir zarar türüdür ve bu zararın oluşması için karşı tarafın hatası/kusuru nedeniyle aracın bir süre atıl kalması şarttır.
KAZANÇ KAYBI KİMDEN TALEP EDİLİR?
Kazanç kaybı tazminatında sorumluluk, kusurlu tarafa aittir. Bir trafik kazasında eğer sizin aracınız kazanç kaybına uğramışsa, bu kaybı kusurlu olan diğer araç sürücüsünden ve araç sahibinden talep edebilirsiniz. Türk Borçlar Kanunu’na göre araç sürücüsü ile aracın işleteni (ruhsat sahibi), verdikleri zarardan müteselsilen (birlikte) sorumludur. Dolayısıyla kazanç kaybınızın tazmini için doğrudan kazaya kusuruyla sebep olan araç sürücüsüne ve eğer araç başkasına aitse onun işletenine (ruhsat sahibine) başvurmanız gerekir.
Burada sık yapılan bir hata, sigorta şirketine başvurmaktır. Maalesef, zorunlu trafik sigortası poliçesi standart haliyle kazanç kaybını kapsamaz. Zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası), kazada karşı tarafın doğrudan araç hasarını (araç değer kaybı dahil) öder ancak iş kaybı/gelir kaybı gibi dolaylı zararlar teminat haricidir. Benzer şekilde kasko sigortası poliçelerinde de kazanç kaybı genellikle teminat dışında tutulmuştur. Sadece bazı sigorta şirketleri, ek prim karşılığında poliçeye iş kaybı teminatı ekleyebilmektedir. Ancak özel olarak böyle bir teminat yoksa, trafik veya kasko sigortanızdan kazanç kaybı ödemesi alamazsınız. Bu nedenle kazanç kaybı talebi, doğrudan doğruya kazada kusurlu kişilere yöneltilmelidir.
Kazanç kaybı talebinde bulunurken hukuki süreci iki şekilde ilerletebilirsiniz: Eğer karşı tarafla anlaşabilirseniz, uzlaşma yoluyla zararı tazmin ettirmek mümkün olabilir. Ancak çoğu durumda kusurlu taraf kaybı gönüllü ödemeye yanaşmaz veya zarar miktarında anlaşmazlık çıkar. Bu durumda yasal yollara başvurmak gerekir. Yasal yol, kusurlu tarafa karşı tazminat davası açmaktır. Kazanç kaybı, bir maddi tazminat türüdür ve bu talebinizi içeren bir trafik kazası tazminat davası açarak hakkınızı arayabilirsiniz. Burada görevli mahkeme konusu önem taşır:
Davalı taraf bir tüzel kişi (örneğin bir şirketin aracı) ise dava Asliye Ticaret Mahkemesi’nde, değilse (davalı gerçek kişi ise) Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmalıdır. Yetkili mahkeme olarak ise genel olarak davalının ikametgâhının bulunduğu yer veya kaza yerindeki mahkemeler seçilebilir. Bu noktada, tazminat hukuku alanında uzman bir İstanbul tazminat avukatı ile çalışmak, haklarınızın etkin takibi açısından yararınıza olacaktır.
KAZANÇ KAYBI NASIL HESAPLANIR?
Kazanç kaybı tazminatının hesabı yapılırken, aracın onarım nedeniyle kullanılamadığı gün sayısı temel alınır. Yani aracınız serviste veya tamirhanede kaç gün kaldıysa, bu gelir kaybı yaşayan gün sayısını gösterir. Hesaplama için öncelikle bu süre netleştirilmelidir. Bu nedenle kazadan sonra aracınızın servise giriş ve çıkış tarihlerini belgeleyen servis fişleri, faturalar son derece önemlidir. Kazanç kaybı talebinde bulunan kişi, aracının tamirde kaldığı süreyi ispat etmekle yükümlüdür. Örneğin aracınız 15 Mart’ta servise çekilip 25 Mart’ta teslim alındıysa, 10 gün boyunca araç çalıştırılamamış demektir. Bu 10 gün, kazanç kaybı hesabının temelini oluşturur.
İkinci önemli husus, aracın günlük ortalama kazancıdır. Ticari bir araç her gün ne kadar gelir getiriyordu? Bunu ispatlamak için elinizde faturalar, fişler, günlük hasılat defterleri, sözleşmeler gibi belgeler varsa mahkemeye sunmalısınız. Örneğin bir taksi plakası günde ortalama 1000 TL ciro yapıyorsa, bu bir ölçüt olacaktır. Belge sunulamaması durumunda da tamamen hakkınızı kaybetmezsiniz; mahkeme ilgili meslek odasına veya kooperatife yazarak, örneğin aynı türde bir ticari aracın ortalama günlük kazancını sorabilir. Ancak elbette en sağlıklısı, somut belge sunabilmektir, çünkü bu sayede gerçek kaybınız tam olarak yansıtılır.
Kazanç kaybı hesaplanırken, aracın çalışmadığı süre boyunca yapılmayan zorunlu masraflar da dikkate alınır. Şöyle ki: Araç kullanılırken her gün yakıt, amortisman, bakım gibi masraflar yapılıyor olabilir. Aracınız yatarken bu masrafları yapmadığınız için cebinizde kalmış olur. Mahkeme, bu tür tasarrufları kazanç kaybından düşme eğilimindedir. Aksi halde hiç masraf yapmadan gelir talep etmek, haksız zenginleşme sonucunu doğurabilir. Nitekim Yargıtay kararları da, araç çalışmadığı için yapılmayan yakıt ve benzeri giderlerin düşülerek net kazanç kaybının belirlenmesi gerektiğini vurgulamıştır.
Örneğin bilirkişi hesabıyle aracınızın 10 günde 10.000 TL gelir kaybı yaşadığı belirlendi, ancak bu 10 gün içinde 2.000 TL’lik yakıt masrafından da kurtulduğunuz tespit edildi. Bu durumda net kazanç kaybınız 8.000 TL olarak hesaba katılır.
Hesaplamada bir diğer senaryo: Eğer araç çalışamaz hale gelince işletme devamlılığınız için ikame bir araç kiraladıysanız, bu durumda aslında gelir kaybınızı minimize etmiş olursunuz, ancak yerine araç kiralama bedeli gibi bir gider üstlenirsiniz. Böyle bir durumda kazanç kaybı yerine, yapmış olduğunuz kiralama masrafını (veya ikame aracı kullanmak için katlandığınız giderleri) karşı taraftan talep edebilirsiniz. Bu da aslında aynı zararın farklı görünümüdür. Sonuç olarak mahkeme, yaşadığınız maddi kaybı gerçekçi şekilde hesaplamak için tüm bu etkenleri değerlendirir.
Kazanç kaybının hesabında özetle şu adımlar izlenir:
- Onarım Süresi: Aracın serviste kaldığı gün sayısı belirlenir (örneğin 10 gün).
- Günlük Kazanç: Aracın o araçla çalışarak günlük kazancı tespit edilir (belgelerle veya ortalama değerlerle).
- Brüt Kayıp: Gün sayısı ile günlük kazanç çarpılarak brüt kazanç kaybı hesaplanır (10 gün × 1000 TL = 10.000 TL gibi).
- Tasarruflar: Araç kullanılmadığı için yapılmayan giderler brüt kayıptan düşülür (örneğin yakıt tasarrufu 2.000 TL, bakım masrafı 500 TL düşülebilir).
- Net Kayıp: Brüt kayıptan tasarruflar çıkarılarak talep edilebilecek net kazanç kaybı bulunur (10.000 – 2.500 = 7.500 TL gibi).
Mahkeme, bu hesabı genellikle bilirkişi yardımıyla yapar. Bilirkişi raporu, aracın tipi, yaşı, gelir getirici faaliyetinin niteliği, sektörel ortalamalar gibi unsurları göz önüne alarak bir hesap tablosu çıkarır. Siz de davacı olarak iddianızı desteklemek için servis raporlarını, mali kayıtlarınızı, kazanç tablolarınızı eksiksiz sunmalısınız. Unutmayın, hakkınız olan tazminatı tam alabilmek için zararınızın belgelenebilir olması çok önemlidir.

Kazanç Kaybı Nedir?
PERT OLAN ARAÇTA KAZANÇ KAYBI
Kaza sonucunda aracınızın hasarı çok büyükse ve pert (tam hasarlı) işlemi uygulanmışsa, yani araç onarılamayacak kadar ağır hasar alıp hurdaya ayrıldıysa, kazanç kaybı talebi yine gündeme gelebilir. İlk bakışta “Araç pert oldu, onarım süresi yok, kazanç kaybı nasıl oluşacak?” diye düşünülebilir. Ancak bu durumda da makul bir ikame süresi için kazanç kaybı istenebilir. Yargı uygulamasına göre, aracı pert olan kişi yeniden benzer bir aracı satın alıp faaliyetlerine devam edebileceği makul süre için kazanç kaybı talep edebilir.
Örneğin aracınız hurda oldu ve sigorta şirketi size araç bedelini ödedi diyelim; fakat yeni bir araç alıp işlerinize dönmeniz 1 ay sürdü. İşte bu aradaki 1 aylık makul süre için de karşı taraftan kazanç kaybınızı talep etme hakkınız vardır. Pert durumunda talep edilebilecek süre “makul süre” kavramıyla sınırlandırılır; bu süre aracın piyasada bulunabilirliği, işlemelerin tedarik süresi gibi faktörlere göre değerlendirilecektir.
KAZANÇ KAYBI TAZMİNATI NASIL ALINIR?
Kazanç kaybınız oluştu ve bunu talep etmek istiyorsunuz. İzlemeniz gereken yol öncelikle kusurlu tarafa durumu bildirmek ve tazminat talebinde bulunmak olmalıdır. Karşı tarafa (veya araç sahibine) noter kanalıyla bir ihbarname göndererek, kazanç kaybınızın tutarını ve dayanaklarını belirtip ödemesini isteyebilirsiniz. Genelde bu talepler doğrudan karşılanmasa da, bu adım sizin iyi niyetinizi ve çözüm arayışınızı gösterir.
Ödeme yapılmaz veya anlaşma sağlanamazsa, dava açmanız gerekebilir. Kazanç kaybı talebi için açılacak dava, bir maddi tazminat davasıdır ve trafik kazasından kaynaklı olarak asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesinde görülür. Dava dilekçenizde kazanın oluş şeklini, karşı tarafın kusurunu, aracınızın ne kadar süre serviste kaldığını ve bu sürede uğradığınız gelir kaybını detaylı şekilde izah etmelisiniz. Dilekçeye, kaza tespit tutanağı, servis onarım faturaları, gelir kaybı hesap dökümleri gibi delilleri eklemeniz gerekir. Bu noktada, kaza sonrası tutulacak kaza tespit tutanağı ve benzeri belgelerin eksiksiz olması önem taşır – kazadan hemen sonra yapılması gerekenler konusunda bilinçli olmak, ileride tazminat hakkınızı kolayca kullanabilmenizi sağlar (bkz. [Kaza Anında Yapılması Gerekenler] başlıklı rehber).
Dava açıldıktan sonra süreçte bilirkişi incelemesi yapılacak, kazanç kaybınız uzman tarafından hesaplanacaktır. Mahkeme, karşı tarafın kusur oranını ve sizin zarar miktarınızı değerlendirerek bir karar verecektir. Karşı tarafın kazanç kaybınızı ödemesine karar verilirse, bu karar doğrultusunda icra takibi yaparak tazminatı tahsil etme yoluna gidebilirsiniz.
Burada değinilmesi gereken bir konu da zamanaşımı süresidir. Trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinde, Borçlar Kanunu madde 72 gereği 2 yıllık zamanaşımı süresi uygulanır. Bu, zarar görenin zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl içinde talebini iletmesi gerektiği anlamına gelir. Her halükarda kaza tarihinden itibaren 10 yıl geçince (uzamış ceza zamanaşımı halleri hariç) talep hakkı düşer. Pratikte, trafik kazalarında genellikle kaza anında taraflarca tutanak tutulduğu için zarar ve fail aynı anda öğrenilmiş olur; dolayısıyla kaza tarihinden itibaren 2 yıl içinde kazanç kaybı talebinizi iletmeniz gerekir.
Eğer bu süre geçirilirse, karşı taraf zamanaşımı itirazında bulunabilir ve hakkınız dava yoluyla alınamaz hale gelir. Bu nedenle, vakit kaybetmeden hakkınızı kullanmak büyük önem taşır (Detaylı bilgi için bkz. [Trafik Kazalarında Zamanaşımı Süreleri]. Özellikle kazadan sonra sigorta şirketine başvuru, ceza davası süreci gibi durumlar zamanaşımı süresini etkileyebileceğinden, yasal sürelerin hesabında uzman desteği almak da faydalı olabilir.
Son olarak belirtelim ki, kazanç kaybı talebiniz, diğer tazminat kalemleriyle birlikte ileri sürülebilir. Örneğin, kazada aracınızda araç değer kaybı da oluştuysa, onu da ayrıca talep edebilirsiniz. Araç değer kaybı, hasar görmüş bir aracın ikinci el piyasa değerinde meydana gelen düşüştür ve bu da trafik sigortası kapsamında belirli şartlarla karşılanabilen ayrı bir tazminat kalemidir. Yine kazada yaralanma meydana geldiyse, geçici iş göremezlik nedeniyle uğradığınız ücret kaybı da kazanç kaybı kapsamında değerlendirilir veya ilgili sosyal güvenlik kurumu tarafından karşılanmayan kısım talep edilir. Ağır bedensel zararlarda çalışma gücü kaybı tazminatı gündeme gelir (bu, kişinin malul kalmasıyla kazanma gücünün azalmasından doğan zarar olarak da bilinir).
Böyle durumlarda iş gücü kaybı tazminatı için ayrı hesaplamalar yapılır ve uzun vadeli gelir kayıpları talep edilir. Eğer kazada vefat yaşandıysa, vefat edenin yakınları destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunabilirler ki bu da ölen kişinin hayattayken sağladığı maddi desteğin kaybının tazminidir. Görüldüğü gibi, trafik kazalarında bir dizi farklı zarar kalemi ortaya çıkabilir. Kazanç kaybı, bu kalemlerden sadece biridir ve araç kullanımının kesintisinden doğan maddi zararı ifade eder.
Tüm bu süreçler, teknik ve hukuki bilgi gerektiren süreçlerdir. Kazanç kaybınızı ispatlamak, hukuki süreci etkin şekilde yürütmek için uzman bir desteğe ihtiyaç duyabilirsiniz. Bu noktada trafik kazaları ve tazminat hukuku alanında deneyimli bir tazminat avukatı ile çalışmak haklarınızın tam olarak alınmasında büyük kolaylık sağlayacaktır. Alanında uzman bir avukat, kazanç kaybınızın doğru hesaplanması, dava dilekçesinin usulünce hazırlanması, gerekirse arabuluculuk süreçlerinin yürütülmesi ve mahkeme sürecinin takibi gibi konularda profesyonel destek sunacaktır. Unutmayın, uğradığınız zarar telafi edilebilir bir haktır ve doğru adımları atarak maddi kayıplarınızı karşı tarafa ödetmeniz mümkündür.

KAZANÇ KAYBI NEDİR
SIKÇA SORULAN SORULAR
Kazanç kaybı tazminatını kim öder?
Kazanç kaybı tazminatını, trafik kazasında kusurlu olan taraf (araç sürücüsü) ve aracın işleteni (ruhsat sahibi) ödemekle sorumludur. Zorunlu trafik sigortası poliçesi bu zararı karşılamadığından, kazanç kaybınızı doğrudan kazaya sebep olan kişilere yöneltmeniz gerekir. Kusurlu sürücü ve araç sahibi, uğradığınız gelir kaybını müteselsilen (birlikte) tazmin etmekle yükümlüdür.
Zorunlu trafik sigortası kazanç kaybını karşılıyor mu?
Hayır, zorunlu trafik sigortası (mali sorumluluk sigortası) standart kapsamıyla kazanç kaybını karşılamaz. Trafik sigortası genellikle sadece karşı tarafın araç hasarı, araç değer kaybı, yaralanma durumunda tedavi giderleri gibi doğrudan zararlarını öder. Gelir kaybı gibi dolaylı zararlar poliçe teminatında değildir. Ancak bazı özel durumlarda, poliçeye ek teminat olarak kazanç kaybı koyulabiliyor olsa da, bu yaygın değildir. Bu yüzden kazanç kaybı için sigortaya değil, doğrudan kusurlu tarafa başvurulmalıdır.
Kasko sigortam kazanç kaybını öder mi?
Kasko sigortası, genellikle kendi aracınızın zararlarını karşılayan gönüllü bir sigorta türüdür ve poliçe şartlarına bağlıdır. Çoğu kasko poliçesinde kazanç kaybı teminatı bulunmaz. Ancak bazı kapsamlı kasko poliçeleri, ek hizmet olarak ikame araç temini sağlar. Yani belirli gün sayısınca size geçici bir araç tahsis ederek iş kaybınızı önlemeye çalışır. Eğer kasko poliçenizde böyle bir hüküm yoksa, kasko şirketinden kazanç kaybı adı altında bir ödeme alamazsınız.
Kazanç kaybı tazminatı nasıl hesaplanır?
Kazanç kaybı, aracın onarımda kaldığı gün sayısı ve aracın günlük kazancı temel alınarak hesaplanır. Önce araç kaç gün çalışamadı tespit edilir. Sonra aracın günlük ortalama geliri (ticari ise günlük kazancı, şahsi ise günlük kullanım zararı) belirlenir. Bu ikisi çarpılarak brüt kayıp bulunur. Ardından araç kullanılmadığı için yapılmayan yakıt, otoyol, bakım gibi masraflar bu tutardan düşülür. Sonuçta ortaya çıkan net tutar, kazanç kaybı tazminatı olarak talep edilebilir. Örneğin araç 10 gün yatmış ve günde 500 TL kazandırıyorsa brüt 5.000 TL kayıp vardır; ancak bu 10 günde 500 TL’lik yakıt masrafından kurtulduysanız net kaybınız 4.500 TL olur ve bunu isteyebilirsiniz.
Kazanç kaybı talebi için zamanaşımı süresi nedir?
Kazanç kaybı tazminatı talebinde genel zamanaşımı süresi 2 yıldır. Bu süre, zararın ve sorumlu kişinin öğrenildiği günden başlar. Uygulamada trafik kazalarında kaza anında zaten taraflar ve zarar belli olduğundan, fiilen kaza tarihinden itibaren 2 yıl içinde dava açmak veya talepte bulunmak gerekir. Her hâlükârda kaza üzerinden 10 yıl geçtikten sonra (uzamış ceza zamanaşımı halleri hariç) tazminat talep hakkı sona erer. Bu nedenle kazanç kaybına uğrayan kişinin vakit kaybetmeden yasal girişimlerde bulunması önemlidir. 2 yıllık süre geçirilirse, karşı tarafın zamanaşımı itirazı ile karşılaşılır ve tazminat hakkı kaybedilir.
Aracım pert olursa kazanç kaybı alabilir miyim?
Evet, aracınız pert (tam hasar) olsa da makul bir süre için kazanç kaybı talep edebilirsiniz. Araç pert olduğunda onarım süresi olmamasına karşın, yeni bir araç temin edip işinize dönene kadar geçen makul süre için gelir kaybınız oluşur. Yargıtay uygulamasına göre, pert olan aracın sahibi benzer bir aracı alıp faaliyetine devam edebileceği süre için karşı taraftan kazanç kaybını isteyebilir. Örneğin hurdaya ayrılan taksinizi yenisiyle değiştirmek 1 ay sürdüyse, bu 1 aylık kazanç kaybınızı talep edebilirsiniz. Ancak talep süresinin gerçekten makul ve gerekli olması şarttır; gereksiz uzatılan bekleme süreleri tazminata dahil edilmeyebilir.
Kazanç kaybı ile araç değer kaybı aynı şey mi?
Hayır, bunlar farklı kavramlardır. Araç değer kaybı, kazada hasar gören bir aracın, onarıldıktan sonra ikinci el piyasa değerinde oluşan düşüştür. Yani aracınızı satmak istediğinizde, kaza kayıtlı olduğu için uğrayacağınız değer kaybıdır. Kazanç kaybı ise aracın kullanılamadığı dönemde elde edilemeyen gelir ile ilgilidir. Örneğin aracınızı kaza sonrası satarken 20.000 TL daha düşük fiyata razı olmanız değer kaybıdır; tamirde kaldığı 10 günde kazanamadığınız 5.000 TL ise kazanç kaybıdır. Her ikisi de ayrı kalemler olarak kusurlu taraftan talep edilebilir. Araç değer kaybı genelde sigorta kapsamında ödenirken, kazanç kaybı sigorta kapsamında olmadığı için doğrudan kusurlu kişiden istenir.
Kazanç kaybı talebi için hangi belgeler gereklidir?
Öncelikle kazayı ve kusur durumunu gösteren Kaza Tespit Tutanağı olmalıdır. Kazanç kaybını ispat için aracın serviste kaldığı süreye ait servis giriş-çıkış kayıtları, onarım faturaları gereklidir. Ayrıca aracın ticari kazancını gösteren belgeler (günlük hasılat defteri, fişler, faturalar, sözleşmeler) sunulmalıdır. Eğer araç kiralama yoluna gittiyseniz kiralama sözleşmesi ve faturası delil olacaktır. Bunların yanında kaza sonrası iletişime dair noter ihbarnameleri, karşı tarafın cevabi yazıları varsa eklenebilir. Kısaca, aracın çalışamadığı süreyi ve bu süredeki olası kazancınızı gösteren her türlü belge, talebinizi güçlendirecektir.
Kazanç kaybı tazminatı nasıl alınır?
Öncelikle karşı tarafa yazılı olarak kazanç kaybı talebinizi iletip uzlaşma yolunu deneyebilirsiniz. Bu mümkün olmazsa, kusurlu tarafa karşı maddi tazminat davası açmanız gerekir. Dava sürecinde mahkeme, bilirkişi aracılığıyla kazanç kaybınızın hesabını yapar ve kusur durumunu değerlendirir. Haklı bulunursanız mahkeme kararıyla kazanç kaybı tutarının size ödenmesine hükmedilir. Karar kesinleştikten sonra, karşı taraf ödeme yapmazsa icra takibi başlatarak alacağınızı tahsil edebilirsiniz. Alternatif olarak, eğer karşı taraf bir kurum ya da şirket ise ve siz doğrudan sigortadan talep edebilecek bir zarar da yaşadıysanız (örneğin araç değer kaybı), Sigorta Tahkim Komisyonu gibi yollar diğer zarar kalemleri için kullanılabilir; fakat kazanç kaybı özelinde genellikle tek yol adli yargıdır.
Hususi (kişisel) araçlar için kazanç kaybı talep edilebilir mi?
Hususi araçlar, doğrudan kazanç getiren araçlar olmadığından klasik anlamda “kazanç kaybı” yaşamazlar. Yani kendi binek aracınız kaza yapıp tamirde kaldığında, o araçla para kazanmıyorsanız gelir kaybınız olmaz. Ancak bu, hiçbir talepte bulunamayacağınız anlamına gelmez. Hususi araç sahipleri, aracın yokluğunda yapmak zorunda kaldıkları zorunlu harcamaları talep edebilir. Örneğin aracınız tamirdeyken işe gitmek için taksi kullanmak zorunda kaldıysanız veya bir araç kiraladıysanız, bu ekstra masraflar sizin için maddi zarardır. Bunları belgeleyerek kusurlu taraftan isteyebilirsiniz. Kısaca, özel araç sahipleri kazanç kaybı adıyla olmasa da kullanım kaybı zararlarını (ulaşım gideri gibi) talep edebilirler.
Eğer hususi aracınız aynı zamanda ek gelir getiren bir faaliyet için kullanılıyorsa (örneğin hafta sonları Uber hizmeti veriyorduysanız), bu durumda o dönemki gelir kaybınızı da ticari kazanç kaybı gibi talep etmek mümkün olabilecektir.
Kazanç kaybı talebiyle birlikte manevi tazminat istenebilir mi?
Kazanç kaybı, maddi bir zarar kalemidir. Kaza sonucunda yaşadığınız üzüntü, stres gibi manevi etkiler için ayrı bir manevi tazminat talebinde bulunabilirsiniz; ancak sadece aracın çalışmamasından doğan sıkıntılar genelde manevi tazminata konu olmaz. Manevi tazminat daha çok yaralanma, sakat kalma, ölüm gibi durumlarda devreye girer. Eğer kazada ciddi bir bedensel zarar gördüyseniz, çektiğiniz acı ve ızdırap için manevi tazminat talep edebilirsiniz. Fakat aracın tamirde kalmasının sizde yarattığı moral bozukluğu, hukuk düzenimizde manevi tazminat kapsamında sayılmamaktadır. Dolayısıyla kazanç kaybı talebinizle beraber, kazanın niteliğine göre (örneğin yaralanma varsa) manevi tazminat da talep edebilirsiniz, ancak tek başına aracın kullanılamaması manevi tazminat gerekçesi oluşturmaz.
Kazanç kaybı tazminatından kimler sorumludur?
Gerçekleşen bir çift taraflı kaza neticesinde kazanç kaybı oluşan araç sahibi söz konusu kaybın tazminini kusurlu taraf araç sürücüsünden veya ruhsat sahibinden talep edebilecektir. Kazanç kaybı taleplerinde sıklıkla yapılan hata söz konusu tazminatının kusurlu taraf araç trafik veya kasko sigortacısından talep edilmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. Hâlbuki poliçede özel olarak düzenlenmediği sürece sigorta şirketlerinden kazanç kaybı tazminatı talep edilemeyecektir. Zira kazanç kaybı kural olarak ne trafik sigortası poliçesinde ne de kasko poliçesinde teminat kapsamı altına alınmamıştır.
Kazanç kaybı tazminatı ne kadar süre içerisinde talep edilebilir?
Çift taraflı trafik kazası nedeniyle aracı serviste onarım gören ve bu süreçte kazanç kaybı oluşan kişi, kaznaç kaybı tazminatını zararı ve sorumlusunu öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl içerisinde ve herhalde kaza tarihinden itibaren 10 yıl içerisinde sorumlulardan talep edebilecektir. Aksi halde zamanaşımı geçecek ve talep karşısında karşı tarafça zamanaşımı definde bulunulabilecektir. Çift taraflı trafik kazası meydana geldiğinde çoğunlukla taraflarca veya olay yerine intikal eden trafik memurlarınca kaza tespit tutanağı tutulduğundan kaza tarihi itibariyle zarar ve sorumlusu öğrenilmiş olmaktadır. Bu nedenle, kaza tarihinden itibaren 2 yıl içerisinde sorumlulardan kazanç kaybı tazminatının talep edilmesi gerekecektir.
Nitekim bu husus TBK m. 72’de “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar” şeklinde açıkça vurgulanmıştır.
“…Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; KTK’nın 109. maddesindeki iki yıllık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra icra takibi başlatıldığı, davalının süresinde zamanaşımı itirazında bulunduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar veren…” (Yargıtay 17. HD. 2016/1740 E., 2016/5632 K., Sayılı Kararı)
Belirtilmelidir ki iki taraflı trafik kazası nedeniyle talep edilebilecek zarar, ceza kanunlarınca daha uzun süreli bir zamanaşımına tabi kılınmış bir fiil nedeniyle meydana gelmiş ise bu durumda zararın tazmini talebi için uygulanacak zamanaşımı, cezayı gerektiren fiile uygulanan zamanaşımı olacaktır. Nitekim bu husus, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun Zamanaşımı başlıklı 109. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.
Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” şeklinde açıkça vurgulanmıştır. Dolayısıyla gerçekleşen çift taraflı trafik kazasında hasarın yanında örneğin yaralanma da gerçekleşmiş ise bu durumda kazanç kaybı talebi için öngörülen zamanaşımı yaralanma fiilinin niteliğine de bağlı olarak kanunda öngörülen ceza zamanaşımı olacaktır ki bu da en az 8 yıl ve bazı durumların varlığı halinde 12 yıl olmaktadır.
Pert olan araç için de kazanç kaybı talebinde bulunulabilir mi?
Kazanç kaybı tazminatının temelinde kişinin aracının onarımı süresince ticari faaliyette bulunamaması nedeniyle mahrum kaldığı kazanç bulunduğundan çift taraflı trafik kazası neticesinde aracı hakkında pert kararı verilen kişi o aracının yerine aynı ticari faaliyetleri sürdürebileceği başka bir araç alabileceği kadarlık makul süre için de karşı taraf araç sürücüsü veya ruhsat sahibinden kazanç kaybı talebinde bulunabilecektir.
Kazanç kaybı tazminatının hesabında dikkat edilecek hususlar nelerdir?
Kazanç kaybı tazminatı yukarıda da bahsedildiği üzere ticari faaliyette kullanılan aracın hasarın onarılması süresince serviste/tamirhanede kaldığı süre boyunca ticari faaliyette kullanılamaması nedeniyle oluşan zararın giderimine yönelen bir tazminat talebi olduğundan bu tazminatın hesabındaki en önemli kriter de araçta oluşan hasarın giderilme süresi, diğer bir ifade ile aracın serviste yattığı süredir. Bu nedenle kazanç kaybı tazminatı talebinde bulunan kişi, gerçekleşen kaza nedeniyle aracının ne kadar süre ile onarım gördüğünü ispat etmesi gerekmektedir. Bu noktada aracın servise girdiği ve servisten çıktığı tarihleri gösterir belgenin ibraz edilmesi son derece önemlidir.
Ticari faaliyette kullanılan aracın serviste yattığı süre boyunca uğranılan kazanç kaybının belirlenmesinde dikkat edilen bir diğer önemli husus ise aracın ticari faaliyette kullanıldığı her bir gün getirdiği kazancı kanıtlar nitelikteki fatura veya sözleşme gibi evraklarıdır. Aracın ticari bir araç olması halinde talepte bulunan kişi tarafından bu nitelikteki evrakların sunulmaması halinde dahi yargılamada ilgili sendika ve kuruluşlara sorularak o nitelikteki bir aracın günlük kazancı belirlenebilmektedir. Ancak kazanç kaybı tazminatının tam olarak hesaplanabilmesi ve zararın tam olarak giderilebilmesi için talepte bulunanın ticari kazancı gösterir belge ve evrakları mahkemeye ibraz etmesi son derece önemlidir.
Son olarak belirtilmelidir ki, kazanç kaybı hesabında aracın ticari faaliyette kullanımı sırasında örneğin yakıt veya amortisman gideri gibi zorunlu olarak yapılan giderler dikkate alınmamaktadır. Zira aksi halde sebepsiz zenginleşmeden bahsedilecektir.
“…Davacı vekili dava dilekçesi ile, aracı tamir süresince çalıştırılmaması nedeniyle uğradıkları kazanç kaybını da talep etmiş, bilirkişi aracın serviste kaldığı süreyi esas alarak 27 gün çalışamadığını kabul etmiş ve 2.700.000.000TL kazanç kaybı belirlemiştir. Ancak kazanç kaybı belirlenirken, davacının aracını çalıştırmaması nedeniyle zorunlu giderleri olan yakıt ve amortisman vs. masrafları yapmadığı dikkate alınarak bu miktarın mahsubu ile net kazanç kaybının tespit edilmesi gerekir. Mahkemece yapılacak iş; bilirkişiden bu hususta ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli görülmemiştir…” (Yargıtay 17. HD. 14.11.2006 T. 2006/5225 E., 2006/8352 K. Sayılı Kararı )
Kazanç kaybı tazminatı talepli dava açılması durumunda görevli ve yetkili mahkeme hangisi olacaktır?
Görevli Mahkeme
Yukarıda bahsedildiği üzere, kazanç kaybı tazminatı kusurlu taraf araç sürücüsü veya araç sahibinden talep edilebilmektedir. Bu nedenle kusurlu taraf araç sahibinin davanın tarafı olarak niteliğine bağlı olarak görevli mahkeme de değişecektir. Buna göre eğer kazanç kaybı tazminatı talebi yalnızca ruhsat sahibine veya sürücü yanında ruhsat sahibine de yöneltilmiş ise ve ruhsat sahibi bir tacir ise bu durumda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olacaktır. Ancak ruhsat sahibi gerçek kişi ise bu durumda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olacaktır.
Yetkili Mahkeme
Kazanç kaybı tazminatı talepli davalarda birden çok yetkili mahkeme bulunmaktadır. Zira kanun koyucu bu tür davalar özelinde kesin yetki düzenlememiş; tersine seçimlik yetkili mahkemeler öngörmüştür.
Buna göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu (“HMK”) m.6/1 gereği kazanç kaybı tazminatı talepli davalarda genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.
HMK m. 7 gereği, davalı birden fazla ise dava bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak dava sebebine göre kanununda davalıların tamamı hakkında ortak yetki taşıyan bir mahkeme belirtilmişse davaya o yer mahkemesinde bakılır.
HMK m.16. ya göre haksız fiilden doğan davalarda; haksız fiilin işlendiği veya zararı meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.
Ayrıca Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 7. Maddesine göre motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar kazanın meydana geldiği yer mahkemesinde ya da zarar görenin ikametgahının bulunduğu mahkemelerde de açılabilmektedir.
Dolayısıyla davacı yukarıda sayılan seçimlik yetkili mahkemelerden birini seçip davasını orada açabilecektir.