Yabancılar HukukuTAHDİT KODLARI VE TAHDİT KODU KALDIRMA DAVASI TÜM TAHDİT KODLARI LİSTESİ 2025

Tahdit kodları, yabancıların ülkeye girişini veya ülkede kalmasını sınırlayan resmi kısıtlamalardır. Bu kodlar genellikle yabancının vize, ikamet veya diğer yasal durumlarındaki ihlaller ya da güvenlik kaygıları nedeniyle uygulanır. Hakkında tahdit kodu bulunan bir kişi, belirli bir süre (bazı durumlarda süresiz) Türkiye’ye giriş yasağı ile karşılaşabilir veya yeni vize/ikamet başvuruları reddedilebilir. Ancak yanlış veya haksız uygulanan bir tahdit kodu varsa, tahdit kodunun kaldırılması davası gündeme gelebilir.

Bu yazımızda tahdit kodu nedir, başlıca tahdit kodları nelerdir, bu kodların hangi nedenlerle uygulandığı ve tahdit kodunun kaldırılması için izlenebilecek yollar detaylı şekilde ele alınacaktır. Ayrıca, tahdit kodunun kaldırılması davası süreci, yetkili mahkeme, yürütmenin durdurulması kararı gibi önemli noktalar da açıklanacaktır.

TAHDİT KODU NEDİR?

TAHDİT KODU NEDİR?

Tahdit kodu, Türkiye’de yabancıların ülkeye giriş-çıkışlarını, oturma (ikamet izni) ve vize işlemlerini etkileyen bir güvenlik tedbiridir. Göç İdaresi Başkanlığı tarafından belirlenen bu kodlar, yabancının belirli koşullarda Türkiye’ye girişini yasaklamak veya ön izne tabi kılmak amacıyla kullanılır. Bir yabancı hakkında tahdit kodu konulduğunda, bu kişi ya belirli bir süre Türkiye’ye giremez ya da yaptığı vize/ikamet başvuruları otomatik olarak reddedilir. Tahdit kodları, yabancının siciline işlenen ve sınır kapılarında ya da ilgili makamlarda görülen kayıtlardır. Özetle, tahdit kodu, yabancının Türkiye’de bulunma hakkını kısıtlayan bir kodlamadır.

Tahdit kodları farklı harf ve sayı kombinasyonlarıyla ifade edilir (örn. Ç-113, V-84, G-87 gibi). Kodun başındaki harf, kodun türü hakkında genel bir sınıflandırma sunar: Örneğin “Ç” ile başlayanlar genellikle çıkış/giriş ihlali ile ilgili, “V” ile başlayanlar vize/ikamet konularıyla ilgili, “G” ile başlayanlar güvenlik ile ilgili kodlardır. Her kodun karşılık geldiği bir durum ve giriş yasağı süresi vardır. Bazı tahdit kodları 1 ay gibi kısa süreli giriş yasakları getirirken, bazıları 5 yıl veya süresiz giriş yasağı öngörebilir.

BAŞLICA TAHDİT KODLARI NELERDİR?

Türkiye’de uygulanan tahdit kodları oldukça fazladır ve her biri farklı bir gerekçeye dayanır. Tüm tahdit kodlarını tek tek saymak yerine, burada en yaygın ve önemli kodlardan bazılarını sınıflandırarak açıklayacağız. Başlıca tahdit kodları ve anlamları kısaca şunlardır:

  • Ç-101, Ç-102, Ç-103, Ç-104, Ç-105: Vize/İkamet/Çalışma izni ihlali kodlarıdır. Bu serideki kodlar, yabancının vize süresini aşması veya ikamet izni şartlarını ihlal etmesi durumunda uygulanır. İhlalin süresine göre farklılık gösterir: Örneğin Ç-101 kısa süreli (3-6 ay arası) ihlal için, Ç-102 biraz daha uzun ihlal için vs. verilir. Bu kodlar, 3 ay ile 5 yıl arasında değişen ülkeye giriş yasağı süreleri öngörür (ihlalin ciddiyetine göre). Bu kodlar içinde uygulamada en sık karşılaşılanlar, yabancıların vize sürelerini geçirmesiyle aldıkları kodlardır. (Detaylar için bkz: vize ihlali cezası yazımız.)
  • Ç-113: Yasadışı (kaçak) giriş veya çıkış yapanlara uygulanan koddur. Türkiye’ye kaçak yollarla giren ya da çıkan yabancılar hakkında konur. Ç-113 tahdit kodu, bu kişilere iki yıl süreyle giriş yasağı getirmektedir. Kaçak yollardan giriş-çıkış teşebbüsleri de bu koda dahildir. Bu kod, sık uygulanan tahdit kodlarından biridir ve genellikle düzensiz göçle mücadele kapsamında kullanılmaktadır.
  • Ç-114, Ç-115, Ç-116: Adli işlem görmüş veya ceza almış yabancılara yönelik kodlardır. Örneğin Ç-114, hakkında adli işlem yapılan yabancılara konulur ve genellikle 1 veya 2 yıl giriş yasağı getirir. Ç-115, Türkiye’de cezaevinde yatıp tahliye olan yabancılar için kullanılan bir koddur (2 yıl giriş yasağı gibi). Ç-116 ise geçimini yasa dışı yollardan sağladığı tespit edilen yabancılara uygulanır (5 yıla kadar giriş yasağı öngörebilir). Bu kodlar, yabancının Türkiye’de suça karışması durumunda, cezasını çekse dahi bir süre ülkeye alınmaması amacı taşır.
  • Ç-117: İzinsiz çalışan yabancılar için uygulanan koddur. Türkiye’de çalışma izni olmadan çalıştığı tespit edilen yabancı uyruklular hakkında Ç-117 kodu konulur ve genellikle 1 yıl süreyle ülkeye giriş yasağı getirilir. Kaçak çalışan yabancı, ayrıca idari para cezasına da çarptırılır. Eğer bu kişi sınır dışı edilirse, Ç-117 kodu nedeniyle 1 yıl boyunca Türkiye’ye tekrar giremez. (Kaçak çalışma ve sonuçları hakkında daha fazla bilgi için bkz: çalışma izni başvurusunun reddi makalemiz.)
  • Ç-137: “Terke davet” uygulamasına uymayan yabancılara konulan koddur. Terke davet, bir yabancıya kendi rızasıyla Türkiye’yi terk etmesi için verilen 15-30 günlük süredir. Hakkında terke davet uygulanan yabancı bu süre içinde ülkeyi terk etmezse Ç-137 tahdit kodu konulur ve 5 yıl süreyle giriş yasağı alır. Bu kod, kendi isteğiyle çıkış yapmayan yabancılara karşı bir yaptırım olarak uygulanır.
  • Ç-138: INAD yolcu (ülkeye girişi uygun görülmeyen yolcu) kodudur. Türkiye’ye girişine izin verilmeyen, sınır kapısında inadmissible passenger ilan edilen yabancılar için kullanılır. Ç-138 tahdit kodu, yolcunun kamu düzeni, güvenliği veya sağlığı açısından riskli görülmesi ya da geçerli vizesi/evrakı olmaması durumunda verilir. Bu kod konulan yolcular derhal geri gönderilir ve genellikle 5 yıl giriş yasağı uygulanır. Kısa adıyla İNAD yolcu kodu olarak da bilinir. (Bu durumdaki yolcuların hakları için bkz: INAD yolcu kararına itiraz başlıklı içeriğimiz.)
  • Ç-141 & Ç-149: Uluslararası ve kamu güvenliği açısından sakıncalı görülen yabancılar için kodlardır. Ç-141 uluslararası güvenliğe, Ç-149 ise kamu güvenliğine tehdit oluşturan kişiler hakkında konur. Terör örgütleriyle bağlantılı yabancılar, çatışma bölgesine gidip gelenler, ciddi asayiş tehditleri oluşturanlar bu kapsamdadır. Bu kodlar verildiğinde genelde 5 yıl süreyle giriş yasağı uygulanır ve bu kişiler ancak İçişleri Bakanlığının özel izniyle ülkeye alınabilirler. Yani fiilen süresiz bir engel söz konusudur.
  • Ç-150: Sahte belge ile giriş yapmaya çalışan yabancılara uygulanan kod. Kendi pasaportu veya başkasına ait sahte belgelerle sınır kapısından girmeye çalışırken yakalanan yabancılar hakkında Ç-150 tahdit kodu konulur. 5 yıl süreyle ülkeye giriş yasağı öngörür. Ancak eğer yabancı, belgenin sahteliğinden haberi olmadığını ispat edebilirse bu kodun kaldırılması mümkündür.
  • Ç-152: Önleyici (ihtiyati) giriş yasağı kodudur. Hakkında henüz belirli bir işlem olmasa bile şüphe üzerine “ihtiyaten” (her ihtimale karşı) ülkeye alınmaması uygun görülen yabancılara konur. Ç-152 kodu genellikle 1 yıl süreyle giriş yasağı öngörür ve bir nevi geçici tedbir niteliğindedir.
  • Ç-167: Kısa süreli ihlal durumunda uygulanan hafif kod. Vize, çalışma izni veya ikamet izni süresini 3 aydan az (veya 3-6 ay arası) ihlal eden yabancılara 1 ay süreyle giriş yasağı getiren koddur. Bu kod, yabancının ihlal süresi çok uzun değilse ve kendiliğinden çıkış yapıyorsa uygulanır. Ç-167 tahdit kodu, diğer kodlara göre daha kısa bir yasak süresi öngördüğünden yabancılar açısından en hafif sonuçlu kodlardan biridir.
  • G-78: Bulaşıcı hastalık riski taşıyan yabancılara uygulanan kod. Örneğin ülkeye girişte COVID-19, verem gibi tehlikeli bulaşıcı hastalık taşıdığı belirlenen kişiler hakkında G-78 kodu konulabilir. Bu kod süresiz giriş yasağı dahi getirebilir, çünkü halk sağlığını korumak amaçlanır. Kamu sağlığı tehdidi ortadan kalkana kadar kişi ülkeye alınmaz.
  • G-82: Milli güvenlik aleyhine faaliyetlerde bulunanlara uygulanan kod. Devletin milli güvenliğine karşı casusluk, terör faaliyeti gibi eylemlere karıştığı düşünülen yabancılar hakkında G-82 tahdit kodu konur. Bu kod ciddi bir koddur ve genellikle uzun süreli veya süresiz giriş yasağı anlamına gelir.
  • G-87: Genel güvenlik açısından tehlike arz eden kişilere uygulanan koddur. Uygulamada en çok dikkat çeken tahdit kodlarından biridir. G-87 tahdit kodu konulan yabancılar, Türkiye’ye süresiz olarak giriş yapamazlar. Bu kod, istihbarat veya güvenlik birimlerinin değerlendirmesi sonucu verilir ve kişinin genel güvenlik için tehdit oluşturduğu kabul edilir. G-87 kodu, uygulamada en çok verilen tahdit kodu olarak bilinir çünkü geniş bir yorum alanına sahiptir (örneğin terör örgütü ile iltisak şüphesi, radikal fikirler, kamu düzenini bozma riski gibi çeşitli gerekçelerle konulabilir). G-87 kodunun kaldırılması oldukça zorlu bir süreç olabilir ve genellikle idari dava açmayı gerektirir.
  • G-89: Yabancı terörist savaşçı olarak değerlendirilen kişilere konan kod. Bu kod da süresiz ya da çok uzun süreli giriş yasağı anlamına gelir. Özellikle Suriye, Irak gibi çatışma bölgelerine gidip gelen veya terör örgütleriyle bağlantısı olabilecek yabancılara uygulanır.
  • N-99: Interpol kodu olarak da bilinir. Kendi ülkesinde ya da Interpol’e üye başka bir ülkede hakkında yakalama bülteni (kırmızı bülten gibi) çıkarılan yabancılar için Türkiye’de N-99 tahdit kodu konulur. Yani bu kişi uluslararası düzeyde aranmaktadır. N-99 kodu olan yabancılar, genellikle süresiz giriş yasağı ile karşılaşır ve herhangi bir sınır kapısında tespit edildiğinde tutuklanıp ilgili ülkeye iade edilebilir. (Bu kodun detayları için bkz: Interpol tahdit kodu N-99 nedir? sorusunun cevabı)
  • N-82: “İstihzan kodu” olarak da bilinir. Bu kod, Türkiye’ye girişi ön izne bağlı yabancılar için kullanılır. Yani hakkında N-82 kodu bulunan bir yabancı, doğrudan Türkiye’ye gelemez; ancak İçişleri Bakanlığından veya ilgili makamdan özel izin alırsa girebilir. Genellikle milli güvenlik veya kamu düzeni şüphesi olup tamamen yasaklamak yerine sıkı kontrolle izin verilecek kişiler için uygulanır.
  • N-95, N-96, N-97: İdari para cezası ile ilgili kodlardır. Örneğin N-95, ülkeye giriş yasağını ihlal eden yabancının ödemesi gereken para cezasını ödememesi durumunda konur. N-96, kendisine tanınan süre içinde Türkiye’den çıkış yapmayan yabancının para cezasını ödememesi halinde konur. N-97 ise adres bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen yabancılara verilen idari para cezasıyla ilgilidir. Bu N-serisi kodlar, esasen yabancının belirli bir idari para cezasını ödemediğini gösterir ve bu nedenle ülkeye girişinin izne tabi olduğunu belirtir. Yani N-95/N-96/N-97 kodu bulunan biri, ancak cezasını öder veya izin alırsa ülkeye girebilir.
  • O-100, O-176, O-177: Uluslararası koruma (iltica) başvuruları ile ilgili kodlardır. Örneğin O-100 kodu, Türkiye’deki geçici koruma sahibi iken kendi isteğiyle ülkesine dönen (veya adresi meçhul hale gelen) sığınmacılar için kullanılır. O-176 ve O-177 ise uluslararası koruma talebi reddedilen yabancılar için 3 yıl ve 5 yıl giriş yasağı şeklinde uygulanır. Bu kodlar genellikle mülteci veya sığınmacı statüsüyle ilgili özel durumlardır.
  • V-69: İkamet izni iptal edilen yabancılar için kullanılan koddur. Eğer bir yabancının oturma izni (ikamet tezkeresi) herhangi bir nedenle iptal edilmişse, hakkında V-69 tahdit kodu konabilir. Bu durumda kişi ülkeye giriş yapması halinde yeniden ikamet izni alamaz veya ülke dışında ise tekrar girişte sıkıntı yaşar. V-69 kodu, oturma izni iptalinin bir nevi notu olup giriş yasağı ile sonuçlanabilir. (Oturma izni iptaline karşı haklar için bkz: ikamet izni iptali konulu makalemiz.)
  • V-70: Sahte evlilik yaptığı tespit edilen yabancılara yönelik kod. Türk vatandaşıyla formalite (sahte) evlilik yaparak ikamet hakkı elde ettiği anlaşılan yabancıların ikamet izinleri iptal edilir ve V-70 tahdit kodu konur. Bu kod, yabancının bir daha evlilik yoluyla ikamet başvurusu yapmasını engellemek için uygulanır ve genellikle belli bir süre (örn. 5 yıl) giriş yasağı içerir.
  • V-71: Adres bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen yabancılara konan kod. İkamet izniyle Türkiye’de kalan yabancıların adres değişikliğini Göç İdaresine bildirmemesi veya tebligat adresinde bulunamamaları durumunda V-71 kodu konabilir. Bu kod, yabancının iletişim bilgilerine ulaşılamadığına işaret eder ve yeni ikamet başvurusu yapmasını zorlaştırır.
  • V-84: Şartlı giriş yapan ve 10 gün içinde ikamet izni başvurusu yapmayan yabancılara konan kod. Bazı yabancılar, sınır dışı edilmelerinin ardından meşruhatlı vize ile şartlı olarak Türkiye’ye giriş yapabilirler. Örneğin 10 gün içinde ikamet iznine başvurmak şartıyla ülkeye alınan bir yabancı, bu süre içinde başvuru yapmazsa hakkında V-84 tahdit kodu konur. V-84 kodu, genellikle 5 yıl giriş yasağı anlamına gelir. (Meşruhatlı vize ve şartlı giriş hakkında detaylı bilgi için bkz: meşruhatlı vize nedir, nasıl alınır? yazımız.)
  • V-87: Gönüllü geri dönüş yapan geçici koruma sahiplerine dair kod. Örneğin, kayıtlı olduğu illerden ülkesine gönüllü olarak dönen Suriyeli geçici koruma sahipleri için kullanılır. Bu kod, kişinin tekrar Türkiye’ye dönmek istemesi halinde özel izin gerekebileceğini gösterir.
  • V-137: Türkiye’yi terk etmesi tebliğ edilen (terke davet edilen) yabancılar için kod. Bu kod, yukarıda bahsedilen Ç-137 ile ilişkili bir kod olarak, kişinin terke davet prosedürünün işlediğini gösterir.

Yukarıda sayılanlar, tüm tahdit kodlarından bazıları olup en sık karşılaşılan ve önemli görülenlerdir. Tahdit kodlarının tamamı Göç İdaresi’nin ilgili genelgelerinde listelenmiştir. Gördüğümüz gibi, kodlar harf ve sayılardan oluşsa da her biri gerçek bir durumu ve yaptırımı temsil etmektedir. Özellikle G-87 tahdit kodu gibi bazı kodlar, ciddi hak kısıtlamaları doğurduğu için, bu kodlara karşı hukuki itiraz yolları sıkça gündeme gelmektedir. Yabancılar, haklarında hangi kodun bulunduğunu e-Devlet üzerinden veya ilgili kuruma başvurarak öğrenebilirler (pasaport numarası ile giriş/çıkış sorgusu yaparak tahdit kaydını görebilirler).

Not: Tahdit kodları sadece yabancılar için değil, gerektiğinde Türk vatandaşları için de benzer kısıtlamalar içerebilir. Örneğin, bir Türk vatandaşı hakkında devam eden bir soruşturma varsa yurt dışına çıkış yasağı konulabilir ki buna halk arasında “pasaport tahdidi” denir. Böyle bir durumda vatandaşın pasaportuna idari şerh konur ve çıkış yapamaz. (Bu konudaki detaylar için bkz: pasaport tahdidi işleminin iptali ve kaldırılması yazımız.)

Tahdit Kodları ve Tahdit Kodu Kaldırma Davası

Tahdit Kodları ve Tahdit Kodu Kaldırma Davası

YABANCILAR HAKKINDA TAHDİT KODU UYGULANMASININ NEDENLERİ

Yabancılar hakkında tahdit kodu uygulanmasının temel amaçları kamu düzenini, kamu güvenliğini ve kamu sağlığını korumaktır. Bir yabancı, Türkiye’nin göç mevzuatını veya cezai kanunlarını ihlal ettiğinde ya da güvenlik açısından risk oluşturduğunda, yetkili makamlar o kişi hakkında tahdit kodu kararı alabilir. Başlıca nedenler şu şekilde özetlenebilir:

  • Vize ve ikamet ihlalleri: En yaygın nedenlerden biridir. Yabancının vize süresini aşarak kaçak duruma düşmesi, ikamet izni şartlarını ihlal etmesi, çalışma izni olmaksızın çalışması gibi durumlar giriş yasağı getiren tahdit kodlarıyla sonuçlanır. Örneğin, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’na göre, yasal kalış hakkını ihlal eden yabancılara ihlalin süresine göre 1 aydan 5 yıla kadar değişen ülkeye giriş yasakları uygulanır. Kendi rızasıyla çıkan ve cezasını ödeyenlere daha hafif, ödemeyip çıkış yapan veya yakalananlara daha ağır yasaklar verilebilir. (Yukarıdaki Ç-101 — Ç-105 ve Ç-167 kodları bu kapsamdadır.)
  • Kaçak giriş veya çıkış yapma: Bir yabancının pasaport kontrolü olmaksızın sınırdan girmesi veya çıkması (örneğin yasa dışı yollarla Yunanistan’a geçmeye çalışırken yakalanması) durumunda, yasa dışı giriş/çıkış gerekçesiyle tahdit kodu uygulanır (Ç-113 vb.). Bu, Türkiye’nin sınır güvenliğini korumak için aldığı bir önlemdir ve caydırıcı olması amacıyla genellikle 2 yıllık giriş yasağı şeklinde yaptırım içerir.
  • Adli suçlar ve kamu düzeni: Yabancının Türkiye’de suç işlemesi (hırsızlık, dolandırıcılık, uyuşturucu, fuhuş aracılığı gibi suçlar) veya hakkında ciddi bir ceza soruşturması bulunması halinde, hem adli süreç işler hem de idari olarak tahdit kodu konulabilir. Örneğin, uyuşturucu suçu işleyen bir yabancıya G-42 veya N-42 benzeri bir kod ile giriş yasağı verilebilir. Aynı şekilde, fuhuş yaptırma suçuna karışan yabancıya G-48 kodu, adam öldürme suçu işlemişe G-58 kodu konulabilir. Bu kodlar hem toplum düzenini korumak hem de cezasını çekip çıkan yabancının hemen geri dönmesini engellemek amacını taşır.
  • Milli güvenlik ve terör şüphesi: Ülkenin milli güvenliğini tehdit eden, terör örgütleriyle bağlantılı olduğu değerlendirilen veya radikal faaliyetlerde bulunduğu istihbaratı alınan yabancılar hakkında tahdit kodu uygulanması çok ciddi bir nedendir. G-82 (Milli güvenlik aleyhine faaliyet) ve G-87 (Genel güvenlik tehdidi) kodları bu kapsamda en bilinenlerdir. Bu durumdaki yabancılar, somut bir suç işlememiş olsalar bile “sakıncalı” addedilerek süresiz yasaklı hale getirilebilirler. Örneğin, bir yabancının terör örgütü sempatizanı olması veya ülke için casusluk faaliyetinde bulunma şüphesi, ona G-87 kodu konulmasına yeterli görülebilir.
  • Kamu sağlığı: Yabancının bulaşıcı veya tehlikeli bir hastalık taşıması, pandemi dönemlerinde kurallara uymaması gibi durumlar da tahdit nedeni olabilir. Türkiye, uluslararası sağlık tehditlerine karşı sınır kapılarında önlem alabilmek için G-78 gibi kodları devreye sokar. Böylece halk sağlığı riski olan kişiler karantinaya alınır veya ülkeye sokulmaz.
  • İdari yaptırımlara uymama: Göç İdaresi’nin yabancılar için koyduğu idari yükümlülüklere uyulmaması da tahdit sebebidir. Örneğin, idari gözetim altından salıverilen bir yabancının belirli adreste kalması gerekirken kayıplara karışması durumunda veya yükümlü olduğu imza/rapor verme şartlarını ihlal ettiğinde de kod konabilir. N-169, N-170 gibi kodlar belirlenen idari yükümlülüklere uymama durumlarını işaret eder.
  • Geçici koruma ve iltica durumları: Sığınmacı statüsünde olup kurallara aykırı hareket edenler için de tahdit kodu uygulanabilir. Örneğin, geçici koruma altındaki Suriyelilerin izinsiz şehir değiştirmesi, kendi isteğiyle ülkesine dönüp tekrar gelmek istemesi gibi hallerde V-87 gibi kodlar konabilir. Amaç, iltica prosedürünün suistimal edilmesini önlemektir.

Yukarıdaki nedenler gösteriyor ki tahdit kodu, yabancının Türkiye’deki durumu hakkında bir nevi “uyarı/engel” işaretidir. Her tahdit kodu arkasında belirli bir idari işlem veya olay vardır. Bu işlemler, 6458 sayılı Kanun’un 54. maddesinde sayılan sınır dışı edilme sebeplerine dayanmaktadır. Ayrıca Kanun’un 55. maddesi, hangi durumlarda sınır dışı kararı alınamayacağını düzenler (örneğin, sınır dışı edileceği ülkede işkence riski varsa kişi deport edilemez). Ancak bu tür istisnalar dışında, yabancılar bakımından kural ihlali veya güvenlik tehdidi söz konusuysa tahdit kodu uygulanması yaygın bir pratiktir.

TAHDİT KODLARI VE TÜRKİYE’YE GİRİŞ YASAĞI

Tahdit kodlarının fiili sonucu çoğunlukla Türkiye’ye giriş yasağı şeklinde ortaya çıkar. Yani bir tahdit kodu konulduğunda, bu kodun türüne göre yabancının belirli bir süre Türkiye’ye girişi engellenir. Giriş yasağı, tahdit kodunun belki de en kritik yönüdür çünkü kişinin özgürce seyahat etme hakkını sınırlamaktadır. Bu bölümde, özellikle giriş yasağı süreleri ve uygulamaları üzerinde duracağız:

Vize/İkamet İhlali Durumlarında Giriş Yasağı: Eğer bir yabancı vizesini veya ikamet süresini ihlal etmişse, ihlalin süresine göre ülkeye giriş yasağı alır. Yukarıda kodlar bölümünde değindiğimiz Ç-101 – Ç-105 kodlarının her biri belli bir giriş yasağı süresine tekabül eder. Özetle:

  • 3 aydan daha kısa süreli ihlalde bulunan ve kendi isteğiyle çıkan yabancı, para cezasını ödediği takdirde genelde giriş yasağı almamaktadır. (İlk ihlalinde ceza ödeyenlere müsamaha gösterilir.)
  • 3 ay – 6 ay arası ihlal: Yaklaşık 3 ay süreyle giriş yasağı (veya bazı durumlarda 1 ay, eğer kendiliğinden çıkmışsa). Bu ihlal düzeyi genellikle Ç-167 veya Ç-101 gibi bir kodla sonuçlanır.
  • 6 ay – 1 yıl arası ihlal: 6 ay giriş yasağı (Ç-102 kodu karşılığı).
  • 1 yıl – 2 yıl arası ihlal: 1 yıl giriş yasağı (Ç-103 kodu).
  • 2 yıl – 3 yıl arası ihlal: 2 yıl giriş yasağı (Ç-104 kodu).
  • 3 yıldan fazla ihlal: 5 yıl giriş yasağı (Ç-105 kodu).

Yukarıdaki süreler, yabancının kendi isteğiyle çıkıp çıkmaması, idari para cezasını ödeyip ödememesi gibi durumlara göre ufak değişiklikler gösterebilir, ancak genel çerçeve bu şekildedir. Eğer yabancı, yakalanarak sınır dışı edilmişse veya para cezasını ödemeden çıkmışsa, çoğunlukla daha ağır giriş yasağı uygulanır. Örneğin, 4 aylık kaçak kalıp yakalanan birisi, 1 ay yerine 3 ay yasak alabilir. Bu kararlar Göç İdaresi Başkanlığı tarafından verilir ve yabancının pasaport kayıtlarına işlenir.

Suç ve Güvenlik Kodlarında Giriş Yasağı: Bir yabancı hakkında G kodu (güvenlik) veya adli bir kod konulmuşsa, bu genellikle süresiz giriş yasağı anlamına gelir. Örneğin G-87 kodu bulunan bir kişi, kod kaldırılmadığı sürece Türkiye’ye giremez. G-87 kodu, Göç İdaresi kayıtlarına işlendiğinden, bu kişi herhangi bir sınır kapısından giriş denediğinde sistem alarm verir ve kişi geri çevrilir. Benzer şekilde G-89 (yabancı terörist savaşçı) kodu bulunanlar da süresiz veya çok uzun süreli yasaklıdır. Bu kişiler ancak kodları kaldırılırsa veya özel izin (istisnai vize) ile gelebilir. N-99 Interpol kodu da giriş yasağına yol açar çünkü kişi yakalanıp ilgili ülkeye teslim edilene kadar Türkiye’ye sokulmaz.

İdari Kodlarda Giriş Yasağı: Bazı kodlar doğrudan “giriş izne tabi” anlamı taşır. Örneğin N-95 veya N-120 gibi kodlar, yabancının bir para cezasını ödemediğini gösterir ve Türkiye’ye ancak ödeme yaptıktan sonra girebileceğini belirtir. Bu da fiilen bir giriş yasağıdır; kişi cezasını ödeyene kadar içeri alınmaz. Yine O-176, O-177 gibi kodlar da 3 ve 5 yıllık yasakları ifade eder (iltica talebi reddedildiği için).

Şartlı Giriş ve Meşruhatlı Vize: Bazı durumlarda yabancıların tahdit kodu kaldırılmadan ülkeye girebilmesi için istisnai bir yol olan meşruhatlı vize uygulaması vardır. Bu, vizeye özel bir not düşülerek “şu şartla girişine izinlidir” anlamına gelir. Örneğin deport edilmiş bir öğrenciye, eğitimine devam edebilmesi için 1 aylık meşruhatlı vize verilebilir. Ancak meşruhatlı vizeler uygulamada çok nadir tanınmaktadır ve genellikle ağır insani gerekçelere dayanmaktadır.

Tahdit kodu olan biri, meşruhatlı vizeyle giriş yapsa dahi, kodu sistemde durduğu için hareketleri kısıtlı olacaktır. Bu nedenle pratikte önce kodun kaldırılması için başvuru yapmak, meşruhatlı vize yoluna daha sonra gitmek mantıklıdır. (Meşruhatlı vize başvurusu ve şartları için ilgili rehberimizi inceleyebilirsiniz.)

Giriş Yasağı Kararının Tebliği: Yabancı hakkında giriş yasağı kararı verildiğinde (tahdit kodu konulduğunda) bu karar mümkünse yabancıya tebliğ edilir. Örneğin sınır dışı edilen bir yabancıya, deport işlemi sırasında “şu tarihe kadar Türkiye’ye giremezsiniz” şeklinde bildirim yapılır. Ancak pratikte birçok yabancı, tahdit kodu aldığını ülkeye tekrar girmeye çalışırken öğrenmektedir. E-Devlet sistemindeki “Yurda Giriş/Çıkış Belge Sorgulama” ekranından pasaport numarası ile giriş yasağı olup olmadığını kontrol etmek mümkündür. Bu şekilde, yabancı ülke dışındayken de kendi adına tahdit kodu konulup konulmadığını öğrenebilir. (Bu konuda daha ayrıntılı bilgi almak için Göç İdaresi’ne veya bir yabancılar hukuku avukatına danışmak faydalı olacaktır.)

Sonuç olarak, tahdit kodu demek çoğu durumda Türkiye’ye bir süre girememek demektir. Bu da yabancı için ciddi sonuçlar doğurabilir: İşini, ailesini, eğitimini burada bırakmak zorunda kalabilir veya planları altüst olabilir. Bu nedenle, haklarında tahdit kodu bulunan kişiler, bu kodun kaldırılması için yasal yollara başvurmayı değerlendirmektedir.

YABANCILAR HAKKINDA TAHDİT KODU UYGULAMAYA YETKİLİ MAKAM NERESİDİR?

Tahdit kodları, Türkiye’nin göç ve sınır güvenliğiyle ilgili yetkili kurumları tarafından uygulanır. Yetkili makam denildiğinde, öncelikle Göç İdaresi Başkanlığı ve il göç idaresi müdürlükleri akla gelir. Bunun yanı sıra sınır kapılarında görevli Göç İdaresi personeli ve emniyet (pasaport polisi) de belirli kodları koyma yetkisine sahiptir.

  • Göç İdaresi Başkanlığı: Yabancılarla ilgili merkezi otoritedir. Türkiye genelindeki politikaları belirler ve tahdit kodlarının kriterlerini saptar. Örneğin, bir yabancının terör bağlantısı varsa, istihbarat birimlerinin bilgisiyle Göç İdaresi merkez tarafından G-87 kodu konulabilir.
  • İl Göç İdaresi Müdürlükleri: Her ilde bulunan bu müdürlükler, yabancılarla ilgili bireysel işlemleri yürütür. Bir ilde yakalanan kaçak yabancıya deport kararı verip Ç- giriş yasağı kodları koyabilirler. Örneğin İstanbul İl Göç İdaresi, vize ihlali tespit edilen bir yabancıya Ç-105 kodu ile 5 yıllık yasak kararı alabilir.
  • Valilikler: 6458 sayılı Kanun’a göre, sınır dışı etme kararı alma yetkisi valiliklerdedir. Valilik (il göç idaresi aracılığıyla) deport kararı verdiğinde, bu kararla birlikte uygun tahdit kodunu da uygular. Yani valilik makamı, hem deport edilmesine hem de kod konulmasına karar veren mercidir.
  • Sınır Kapısı Personeli: Sınır polisleri, pasaport kontrolü sırasında bir yabancının durumunda sorun görürse derhal tahdit kodu uygulayabilir. Örneğin, İstanbul Havalimanı’nda sahte belgeyle girmeye çalışan biri fark edildiğinde, pasaport polisi o kişiyi geri çevirip Ç-150 kodu ile işlem yapar. Yine sınır kapısında INAD yolcu kararı verme yetkisi de oradaki görevlidedir (Ç-138 kodunu işleyebilir).
  • Emniyet ve Jandarma: İçeride bir yabancı suç işlediğinde, adli işlemleri yapan emniyet/jandarma, durumu Göç İdaresi’ne bildirir. Ardından Göç İdaresi uygun tahdit kodunu uygular. Bazen emniyet birimleri de, özellikle güvenlik soruşturması kapsamında, öneride bulunabilir (örneğin bir yabancı hakkında istihbarat varsa G kodu konmasını emniyet önerir, Göç İdaresi uygular).

Özetle, tahdit kodu uygulama yetkisi göç ve güvenlik makamlarının koordinasyonunda yürür. Bir yabancı eğer hudut kapısında sorunlu bulunmuşsa, oradaki görevli memur anında kod uygulayıp kişinin girişini engeller. Eğer yabancı Türkiye içindeyse ve bir nedenle sınır dışı edilmesine karar verilmişse, valilik bünyesindeki il göç idaresi hem deport hem kod işlemlerini yapar. Noter, banka vs. gibi kurumlar ise tahdit kodu koyamaz – ancak kişi hakkında kod varsa hizmet vermeyi reddedebilirler (örneğin bankalar, uzun süre kaçak kalan yabancıya hesap açmayabilir).

Tahdit kodu kararını kim verir? sorusunun cevabını toparlarsak: Genellikle karar idari bir karardır ve Göç İdaresi (İçişleri Bakanlığı) hiyerarşisinde verilir. Bu kararda mahkeme kararı aranmaz, idari bir işlemle konulur. Ancak bazı durumlarda (özellikle Türk vatandaşı ile ilgili pasaport tahdidinde) hakim kararı gerekebilir. Yabancılar bakımındaysa idare kendi takdir yetkisiyle bu kodları uygular.

Dolayısıyla, hakkınızda bir tahdit kodu uygulandığını öğrenirseniz, bunun arkasında idari bir işlem olduğunu bilmelisiniz. Ve muhatap kurum büyük ihtimalle Göç İdaresi olacaktır (veya kolluk kuvvetleriyle işbirliği içinde bir karar alınmıştır). Bu da demek oluyor ki, itiraz ve dava süreçlerinde Göç İdaresi’ni ve kararı alan valiliği muhatap alarak ilerlemek gerekecektir.

TAHDİT KODU UYGULAMASININ SONUÇLARI NELERDİR?

Tahdit kodu uygulaması, yabancının hayatında bir dizi olumsuz sonuca yol açabilir. Bu sonuçlar idari ve hukuki kısıtlamalar şeklinde ortaya çıkar:

  • Sınır Dışı Edilme (Deport): Tahdit kodu konulmasının en yaygın sonucu, yabancının Türkiye’den sınır dışı edilmesidir. Özellikle vize/ikamet ihlali yapan veya kamu düzenini bozan yabancılar, kod konularak deport edilirler. Sınır dışı edilen kişi, idari gözetim merkezine (geri gönderme merkezi) alınarak ilk fırsatta ülkesine gönderilir. Bu süreç genellikle hızlı işler ve kişi kendi isteğiyle ayrılamıyorsa zorla çıkartılabilir.
  • Giriş Yasağı: Tahdit kodu, neredeyse her zaman belli bir süre ülkeye giriş yasağı anlamına gelir. Yukarıda detaylandırdığımız gibi, bu süre ihlalin türüne göre 1 aydan 5 yıla, hatta süresize kadar değişebilir. Giriş yasağı olan bir yabancı, yasağı devam ettiği müddetçe Türkiye’ye gelmeye kalkarsa, sınır kapısından geri çevrilir. Ayrıca havayolu ile gelmişse, geldiği havayoluna ceza kesilir ve kişi geldiği ülkeye geri gönderilir (taşıyıcı sorumluluğu kapsamında). Giriş yasağı, yabancının Türkiye ile bağlarını koparmasına veya en azından ertelemesine yol açar.
  • İkamet İzni Kısıtlaması: Tahdit kodu bulunan yabancılar, Türkiye’de oturma izni (ikamet tezkeresi) alma konusunda engellerle karşılaşırlar. Örneğin, vize ihlali nedeniyle kodu olan birisi, tekrar başvursa bile sistem otomatik red verebilir. V-69 gibi kodlar doğrudan “ikamet izni iptal” anlamına geldiğinden, kişi artık yasal ikamet alamaz. Bu da çalışma, eğitim gibi faaliyetleri yürütmeyi imkansız hale getirir.
  • Çalışma İzni Kısıtlaması: Tahdit kodu, yabancının sadece ikamet değil çalışma izni başvurularını da etkiler. Kod bulunan bir yabancıya, işveren çalışma izni çıkartmak istese bile Göç İdaresi bunu onaylamayabilir. Özellikle güvenlik kodu (G-87 gibi) olanların çalışma izni almaları pratikte mümkün olmaz, çünkü ülkeye girişi bile yasaktır. Hatta ülkedeyken kod konulmuşsa (örneğin ikamet iptaliyle birlikte), mevcut çalışma izni de geçersiz hale gelebilir.
  • Vize Başvurularının Reddedilmesi: Tahdit kodu bulunan yabancılar, Türkiye’nin dış temsilciliklerine yaptıkları yeni vize başvurularında da otomatik red cevabı alırlar. Konsolosluk, kişinin sistemde kodunu görerek “ülkeye giriş yasaklı” olduğu notunu düşer ve vize vermez. Bu hem turistik vizelerde hem de öğrenci, çalışma, aile birleşimi gibi vizelerde geçerlidir. Yani kod, yabancının sadece şu an değil, ileriye dönük Türkiye planlarını da engeller.
  • Transit Geçişlere Engel Olma: Bazı durumlarda yabancı Türkiye’ye direkt girmese bile, Türkiye üzerinden transit geçmek isteyebilir (uçakla aktarma yapmak gibi). Eğer kod ciddi ise (örneğin G-87), transit yolcu bile olsa sorun çıkabilir. Normalde transit alanda kalıp üçüncü ülkeye devam edeceği için sıkıntı olmaz; ancak bazı ağır güvenlik kodlarında kişi uçağa alınmayabilir bile.
  • Hukuki ve Sosyal Hak Kayıpları: Tahdit kodu uygulanan yabancıların Türkiye’deki hukuki işlemleri de sekteye uğrayabilir. Örneğin, ülkeye girişi yasak olan birisi burada devam eden bir mahkemeye katılamaz, vekaletname veremez (noterler pasaport tahdidi varsa işlem yapmayabilir) vb. Yine Türkiye’de malvarlığı olan, evli olan kişiler için de zorluklar çıkar. Ailesi Türkiye’de olan bir yabancı, 5 yıl giremezse aile birliği zarar görür. İşini kaybeder, eğitim hayatı yarım kalır vs. Yani tahdit kodu, sadece bir seyahat engeli değil, kişinin yaşam merkezini etkileyen bir karardır.
  • Psikolojik Etki ve İtibar Kaybı: Unutmamak gerekir ki, bir kişi hakkında tahdit kodu bulunması, o kişinin kayıtlarda “sakıncalı” olarak işaretlenmesi demektir. Bu da kişi üzerinde psikolojik bir yük oluşturur. Kendini suçlu gibi hissedebilir ya da gittiği diğer ülkelerde de bu durum karşısına çıkabilir (özellikle Interpol kodu varsa). İtibar açısından da olumsuzdur; örneğin bir iş başvurusunda güvenlik soruşturması yapılırken bu tür kayıtlar sorun çıkarabilir.

Yukarıda saydıklarımız, tahdit kodunun genel etkileridir. Her yabancı için spesifik durum farklı olabilir. Örneğin bazı yabancılar, kod sürelerinin dolmasını bekleyip tekrar gelebilmektedir. Fakat G-87 gibi süresiz kodlarda, süre dolması söz konusu olmadığından, kişi haklarını aramak zorundadır. Bu noktada tahdit kodunun kaldırılması meselesi gündeme gelir ki yazımızın devamında bu süreci ele alacağız.

Tahdit Kodları ve Kodun Kaldırılması Davası

Tahdit Kodları ve Kodun Kaldırılması Davası

YABANCILAR HAKKINDA UYGULANAN TAHDİT KODLARI KALDIRILABİLİR Mİ?

Evet, yabancılar hakkında uygulanan tahdit kodları kaldırılabilir. Hiçbir tahdit kodu mutlak ve değişmez bir hüküm değildir; doğru usuller izlenerek itiraz edildiğinde iptal edilmesi veya kaldırılması mümkündür. Elbette bu, kodun türüne ve konulma sebebine bağlı olarak kolay veya zor olabilir.

Tahdit kodu nasıl kaldırılır? sorusuna genel cevap: İlgili makamlara başvurarak veya dava açarak. Öncelikle, idari aşamada bir itiraz başvurusu yapılabilir. Yabancı veya vekili (avukatı), Göç İdaresi’ne dilekçe ile başvurarak hakkında konan tahdit kodunun kaldırılmasını talep edebilir. Bu dilekçede kodun haksız olduğu veya artık gereksiz kaldığı yönünde gerekçeler sunulur. Örneğin, kişi para cezasını ödemeye hazırsa veya yanlışlıkla kod konduğunu düşünüyorsa, bunu belirtir.

İdari başvuru sonuç vermezse, bir sonraki yol idari dava açmaktır. Tahdit kodunun kaldırılması için idare mahkemesinde iptal davası açılabilir. Bu dava, kodun dayanağı olan idari işlemin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açılır. Yabancı, mahkemeden kendisine konan tahdit kararının iptal edilmesini talep eder. Dava dilekçesinde, kodun kaldırılması için tüm hukuki gerekçeler ve deliller sunulur. Örneğin, “Müvekkil hakkında konan G-87 kodu somut hiçbir delile dayanmamaktadır, kendisi hakkında hiçbir ceza soruşturması yoktur, kod nedeniyle seyahat özgürlüğü ölçüsüz şekilde kısıtlanmaktadır” gibi argümanlar ileri sürülebilir.

Burada kritik bir nokta: Tahdit kodunun kaldırılması beklenirken, yabancının Türkiye’ye girmesi genellikle mümkün değildir. Yani itiraz yaptım, dava açtım diye kod otomatik kalkmaz. Bu süreç bazen aylar alabildiğinden, kişi o süre boyunca dışarıda kalmak durumunda olabilir. Ancak, ileride bahsedeceğimiz yürütmeyi durdurma kararı alınabilirse, dava sonuçlanmadan geçici olarak giriş izni sağlanabilir.

Tahdit kodlarının kaldırılmasında her kod için özel hususlar olabilir. Örneğin, idari para cezası ile ilgili N kodlarında, cezanın ödenmesi sağlanırsa idare kodu kaldırabilir. V-84 gibi kodlarda, kişi sonradan ikamet izni alırsa kod kendiliğinden hükümsüz kalabilir. Güvenlik kodlarında ise genelde ancak mahkeme kararıyla sonuç alınır.

Bir diğer yol, meşruhatlı vize başvurusudur. Yabancı, tahdit kodu olduğu halde özel bir durumunu gerekçe göstererek Türk konsolosluğundan şartlı giriş vizesi talep edebilir. Eğer Konsolosluk ikna olursa, geçici bir vize verip kişinin Türkiye’ye girişine izin verilebilir (örneğin ağır hastalık durumunda aile ziyareti için). Bu vizeyle giriş yapan kişi daha sonra içeride davasını takip edebilir. Fakat dediğimiz gibi, meşruhatlı vize istisnai bir çözümdür ve her başvurana verilmez. Yine de böyle bir hak vardır.

Tahdit kodunun kaldırılması için süreçlerin doğru yönetilmesi ve dilekçelerin hukuki gerekçelerle desteklenmesi önemlidir. Yanlış veya eksik bir başvuru, süre kaybına yol açabilir. Bu noktada uzman bir yabancılar hukuku avukatı ile çalışmak, başarı şansını artırır. Avukat, hem idari başvuruyu düzgün yapacak hem de gerekirse mahkeme davasını usulüne uygun açacaktır.

Sonuçla ifade etmek gerekirse: Tahdit kodları kalıcı değildir. Özellikle yanlış konmuş, gerekçesiz veya süresi dolmuş kodlar, yasal girişimlerle kaldırılabilir. Örneğin, bir yabancı cezasını ödemiş ancak hala kodu kalkmamışsa dilekçeyle rahatça kaldırtabilir. Veya FETÖ soruşturması bahanesiyle G-87 kodu konmuş ama hakkında hiçbir işlem yapılmamış bir kişi, mahkeme kararıyla hakkını arayabilir. Yeter ki durumun farkında olunsun ve zamanında gerekli başvurular yapılsın.

İDARİ BAŞVURU İLE TAHDİT KODU KALDIRILABİLİR Mİ?

Tahdit kodunun kaldırılması için ilk denenmesi gereken yol, idari başvuru yoludur. İdari başvuru, mahkemeye gitmeden önce idareye yapılan itiraz anlamına gelir. Birçok durumda idari başvuru ile tahdit kodunun kaldırılması mümkün olabilir; ancak her zaman sonuç vermeyebilir.

Nasıl yapılır?: Tahdit kodunu uygulayan makama (genellikle il göç idaresi müdürlüğüne veya Göç İdaresi Başkanlığı’na) hitaben bir dilekçe yazılır. Bu dilekçede yabancının kimlik bilgileri, tahdit kodunun türü ve neden haksız/gereksiz olduğu anlatılır. Destekleyici belgeler eklenir. Örneğin, V-84 kodu aldı çünkü 10 günde başvurmadı ise, gecikme nedeni açıklanıp yeni başvuru belgeleri sunulabilir. Ya da G-87 kodu varsa, kişinin temiz adli sicil kaydı, çalıştığı kurumlardan referans mektupları vb. eklenerek kodun gözden geçirilmesi istenebilir.

Başvuru süresi: Tahdit kodu kararının tebliğinden itibaren mümkün olan en kısa sürede yapmak faydalıdır. Yasal olarak belirlenmiş bir “itiraz süresi” olmamakla birlikte, idare mahkemesine dava açma süresi olan 60 gün içinde idareye de başvurmak iyi bir pratiktir. Zaten birçok avukat, dava açmadan önce ivedilikle bir idari başvuru yapıp idarenin cevabını bekler.

İdarenin cevabı: İdari başvuru sonucunda üç durum olabilir: (1) İdare kodu kaldırır (başvuru başarılı), (2) İdare başvuruyu reddeder, (3) İdare hiç cevap vermez (zımni ret). İlk durumda sorun çözülmüş olur; diğer iki durumda ise artık dava açma aşamasına geçilir. İdarenin yazılı ret cevabı genellikle 15-30 gün içinde gelir, bazı hallerde daha uzun sürebilir. Hiç cevap verilmezse, 60 gün sonunda talep reddedilmiş sayılır.

Her durumda geçerli olmayabilir: İdari başvurunun çözüm olamayacağı durumlar da vardır. Özellikle güvenlik kaynaklı kodlarda (G-87 gibi) idare, kendi koyduğu kodu kendi kendine kaldırmak istemeyebilir çünkü bu kodlar genelde üst düzey onayla konur. Bu gibi durumlarda, idari başvuru genellikle formalite icabı yapılır ve esas çözüm mahkeme sürecine bırakılır. Fakat vize ihlali, para cezası gibi basit konularda idare daha esnek davranabilir. Örneğin, yabancı ülkesine dönmüş, cezasını ödemiş, pişmanlığını belirtmişse il göç idaresi insiyatif alıp 5 yıllık yasağı 2 yıla indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Bu tip insani veya şahsi durumlar idari başvuruda vurgulanmalıdır.

İdari başvuru stratejisi: İdari yoldan çözüm aramak, dava açmadan sorunu halletme şansı tanır. Ayrıca mahkemeye gitmeden önce hakkın idari mercilerde aranmış olması, mahkeme nezdinde de iyi niyet göstergesidir. Uygulamada birçok avukat, dilekçesinde “Aksi takdirde yasal yollara başvuracağımızı bildiririz” gibi bir ifade kullanarak idareyi harekete geçmeye teşvik eder. Çünkü idare, haksız olduğunu düşündüğü bir işlemi mahkemede kaybetmek yerine kendi geri almaya razı olabilir.

Sonuç olarak, idari başvuru yoluyla tahdit kodu kaldırmak mümkündür ancak her vaka özeldir. Basit ve teknik sebepli kodlar (para cezası vs.) idari yolla kolay kalkarken, güvenlik gerekçeli kodlar çoğunlukla yargı kararı gerektirir. Yine de, hiçbir yolu es geçmemek gerekir: Önce idareye başvurup netice alınamazsa bir sonraki aşamaya geçmek en sağlıklı yaklaşımdır.

TAHDİT KODUNUN KALDIRILMASI DAVASI NEDİR?

Tahdit kodunun kaldırılması davası, yabancının hakkında konulan tahdit kodunun yargı yoluyla iptali için açılan davadır. Bu dava, bir idari işlem olan tahdit kararının hukuka aykırı olduğu iddiasıyla, idari yargıda görülür. Amaç, mahkeme kararı ile kodu ortadan kaldırmak ve dolayısıyla yabancının ülkeye giriş yasağını sonlandırmaktır.

Davanın niteliği: Bu bir iptal davasıdır. Yani mahkemeden, idarenin işleminin iptalini talep ederiz. Tahdit kodu, bir idari işlem olduğu için, idari yargıda (idare mahkemesinde) bu işlem aleyhine dava açılır. Dava dilekçesinde, kodun dayanağı olan olayın ve kararın hukuka aykırılığı anlatılır. Örneğin; “Müvekkil, vize ihlalini kendi isteğiyle sonlandırıp cezasını ödemiştir, buna rağmen 5 yıl yasak verilmesi ölçüsüzdür” gibi. Veya “Müvekkil hakkında istihbarat raporu olduğu iddiasıyla G-87 kodu konulmuşsa da somut hiçbir gerekçe yoktur, bu işlem Anayasa’nın seyahat hürriyetine aykırıdır” gibi hukuki gerekçeler ileri sürülür.

Yetkili mahkeme: Genel olarak davalar, işlemi yapan idarenin bulunduğu yerdeki idare mahkemesinde açılır. Örneğin karar İstanbul İl Göç İdaresi’nden çıktıysa İstanbul’da idare mahkemesine gidilir. (Aşağıda yetkili mahkeme konusunu ayrıca ele alacağız.)

Dava süresi: Tahdit kodu kararının tebliğinden itibaren 60 gün içinde dava açılması gerekir. Eğer tebliğ edilmediyse, öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Örneğin, sınır kapısında kodu olduğunu öğrendi ve giriş yapamadıysa, o tarihten başlayarak 60 gün sayılır. Bu süre hak düşürücüdür; kaçırılırsa dava hakkı zora girer. Ancak bazı durumlarda sürekli uygulanan bir işlem olduğu için süre aşımı tartışmaları farklı yorumlanabilir. Yine de riske atmamak için 60 gün kuralına riayet etmek en doğrusu.

Davanın seyri: Dava açıldıktan sonra mahkeme idareden savunma ister, tahdit kararına dayanak teşkil eden evrakları talep eder. İdare, mahkemeye genellikle gizli bilgiler içerdiği için kodun gerekçesini kapalı zarfla sunabilir (özellikle güvenlik kodlarında). Mahkeme, bütün bu bilgi ve belgeleri değerlendirerek bir karar verir. Eğer iptal kararı verirse, tahdit kodu ortadan kalkar ve giriş yasağı son bulur. Mahkeme davayı reddederse, kod devam eder ve temyiz/istinaf süreçlerine gidilebilir.

Dilekçede dikkat edilmesi gerekenler: Tahdit kodunun kaldırılması davası dilekçesi oldukça kritik bir belgedir. Burada idari işlemin hangi hukuka aykırılıklar içerdiği tek tek belirtilmelidir: Yetki yönünden, şekil yönünden, sebep, konu, maksat yönünden hukuka aykırılık gibi idari dava prensipleri çerçevesinde. Örneğin, “Karar, yetki yönünden sakattır çünkü valilik yerine polis tarafından verilmiştir” veya “Sebep yönünden sakattır çünkü ortada somut bir gerekçe yoktur” gibi argümanlar hukuki dayanaklarıyla sunulur. Ayrıca uluslararası sözleşmeler, Anayasa ve kanun hükümleri de dilekçede anılmalıdır. Seyahat özgürlüğü, aile bütünlüğü, ölçülülük ilkesi vs. gibi konular vurgulanmalıdır.

Davanın önemi: Tahdit kodu iptal davası, yabancı için çoğu zaman son çaredir. Çünkü idari mercilerden sonuç çıkmayınca, yargı yoluyla hakkını aramak zorunda kalır. Bu dava sürecinde bir nevi “tahdit kodu nasıl kaldırılır?” sorusuna mahkeme nezdinde cevap aranmış olur. Kodun hukuka uygun olup olmadığı yargı denetimine tabi tutulur. Yabancılar için tahdit kodunun kaldırılması davası, karmaşık hukuki prosedürler içerebilir; bu nedenle uzman desteği önem taşır. Hatalı bir dava açmak (örneğin süresini kaçırmak veya yanlış yerde açmak) hak kaybına yol açabilir.

Neticede, tahdit kodunun kaldırılması davası, yabancının hakkını araması için güçlü bir yöntemdir. Yeter ki doğru argümanlar ileri sürülsün ve usul kurallarına uyulsun. Bu davayı kazanan bir yabancı, Türkiye’ye giriş yasağından kurtulacak ve normal şartlarda yeniden gelebilecektir.

(Örnek bir dava dilekçesi incelemek isterseniz, sitemizde paylaştığımız tahdit kodu dava dilekçesi örneği size faydalı olabilir.)

TAHDİT KODUNUN KALDIRILMASI DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Tahdit kodunun kaldırılması talebiyle açılacak davalarda, görevli mahkeme idari yargıdır. Yani bu davalar adliye içerisindeki idare mahkemelerinde görülür. Normalde bir yabancıya yönelik işlem olsa da, konu idari bir karar (Göç İdaresi kararı) olduğu için, ne Sulh Ceza ne de başka bir adli mahkeme görevli değildir.

Görevli mahkeme: 2575 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca, yabancılarla ilgili sınır dışı etme ve giriş yasağı kararları idari işlem sayılır ve bunların iptali için idare mahkemeleri görevlidir. Bazı durumlarda, eğer kod uygulanması bir zımni ret şeklindeyse (örn. pasaport başvurusu reddediliyor tahdit nedeniyle), vatandaşlar idare mahkemesine veya nadiren farklı yargı koluna başvurabilir. Ancak yabancılar açısından doğrudan idari işlem olduğu için idare mahkemesi kesin doğru mercidir.

Yetkili mahkeme: Yetki konusunda, idari davalar kural olarak işlemi yapan idarenin bulunduğu yer mahkemesinde açılır. Tahdit kodu kararı merkezi bir karar olsa bile, genelde il göç idaresi vasıtasıyla uygulanır. Örneğin, İstanbul’da yakalanıp deport edilen birine kod konduysa, yetkili mahkeme İstanbul İdare Mahkemesi olacaktır. Eğer kişi sınır kapısından giriş yapamadı ise, karar Ankara Göç İdaresi’nden çıktıysa Ankara İdare Mahkemesi de yetkili olabilir. Uyuşmazlık halinde, mahkemeler arası yetki itirazları değerlendirilebilir.

Hangi mahkemenin yetkili olduğu konusunda tereddüt varsa, idare hukukunda genel yetki kuralı hatırlanmalıdır: Dava, idari işlemi tesis eden idari makamın bulunduğu yerdeki mahkemede açılır. Tahdit kodu kararı çoğu zaman il göç idaresi müdürünün onayıyla çıkar, o da valilik bünyesindedir. Bu yüzden valiliğin bulunduğu il esas alınır.

Bazen yabancılar, ülkeye hiç giremedikleri için davasını Türkiye dışında açmak zorunda kalabiliyor (avukat aracılığıyla). Bu durumda da avukat, ilgili yetkili mahkemede davayı açacaktır. Örneğin müvekkil İran’da ise, avukatı Van’da kod konduğu için Van İdare Mahkemesi’ne dava açabilir.

İstisnai durumlar: Çok nadiren, tahdit koduyla bağlantılı bazı hususlar yargı kolu uyuşmazlığı yaratabilir. Mesela pasaport verilmeme işlemine karşı Türk vatandaşı Danıştay’a başvurabiliyor (çünkü bazı işlemler doğrudan Danıştaylık). Fakat yabancılarda doğrudan idare mahkemesi ile başlayıp Danıştay’a temyiz yoluyla gidilir. Danıştay ilk derece mahkemesi olarak bakmaz.

Özetle, tahdit kodu davasında görevli ve yetkili mahkeme çoğu durumda yabancının kodunu koyan idarenin bulunduğu ildeki idare mahkemesidir. Doğru mahkemede dava açmak çok önemlidir; aksi halde süre geçip dava hakkı kaybedilebilir. Bu konuda avukatlar prosedürü yakından bildiği için hata payı en aza iner.

(Emin olunamayan durumlarda, hukuki danışmanlık alarak davanın nerede ve nasıl açılacağına ilişkin kesin bilgi edinmek en doğrusudur. Biz de Harbiye Hukuk Bürosu olarak bu süreçte müvekkillerimize yol göstermekteyiz.)

TAHDİT KODUNUN KALDIRILMASI DAVASINDA YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI

Yürütmenin durdurulması, idari davalarda mahkeme kararını beklemeden idari işlemin geçici olarak durdurulmasını sağlayan bir ara karardır. Tahdit kodunun kaldırılması davalarında da yürütmenin durdurulması talep edilebilir. Bu talep kabul edilirse, dava sonuçlanana kadar yabancının üzerindeki tahdit kodu etkileri askıya alınır.

Neden gerekli? Çünkü idari davalar aylar, bazen yıl sürebilir. Bu süre boyunca yabancının giriş yasağı devam ederse, kişi mağdur olmaya devam eder. Oysa mahkeme sonunda belki haklı bulunup kod iptal edilecek. İşte bu mağduriyetin önüne geçmek için, mahkeme telafisi güç zararlar doğmaması adına yürütmenin durdurulması (YD) kararı verebilir. Bu sayede yabancı dava bitmeden Türkiye’ye girebilir veya haklarını kullanabilir.

Şartları: YD kararı için iki temel şart aranır: (1) İdari işlemin açıkça hukuka aykırı olması, (2) Bu işlemin uygulanması halinde telafisi güç/imtina edilmez zararlar doğacak olması. Tahdit kodu vakalarında, özellikle uzun süreli yasaklarda bu şartlar genelde vardır. Örneğin, öğrenci bir yabancı 5 yıllık yasak aldıysa, eğitim hakkı engellendiğinden telafisi güç zarar var demektir. Eğer mahkeme kodun hukuka aykırı olabileceğine de kanaat getirirse YD verebilir.

Nasıl istenir?: Dava açılırken dilekçede YD talebi ayrı bir başlık altında gerekçeleriyle belirtilir. Mümkünse YD talebini destekleyecek belgeler (örneğin sağlık sorunları, eğitim belgeleri, iş kaybı vs.) sunulur. Mahkeme, genellikle savunma almadan önce veya en geç savunma alırken bu talebi değerlendirir. Ağır aciliyeti olan durumlarda (mesela yabancının ağır hasta yakını var ve gelemiyor) mahkeme karşı tarafın görüşünü beklemeden de karar verebilir.

YD kararı çıktığında ne olur?: Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verirse, bu karar ilgili idareye (Göç İdaresi’ne) tebliğ edilir. İdare de derhal yabancının tahdit kaydını pasif hale getirir veya işleme koymaz. Böylece yabancı, fiilen ülkeye giriş yapabilir hale gelir. Örneğin, YD kararını alan bir yabancı konsolosluktan vize talep ettiğinde, sistemde engel görünmediği için vize alabilir ve Türkiye’ye gelebilir. Ya da sınırda YD kararını göstererek giriş yapabilir.

Kesin çözüm mü?: Yürütmeyi durdurma geçici bir çözümdür. Davanın sonucuna bağlıdır. Eğer dava sonunda iptal kararı çıkarsa zaten kod tamamen kalkmış olur. Ama dava reddedilirse, YD kararı da kalkar ve kod tekrar aktif hale gelir. Bu nedenle YD bir ara dönem sağlar. Ancak birçok durumda, dava sonuna kadar yabancı işini halleder veya belki de dava kazanılır. YD kararı verilmiş bir davada idare genellikle temyize gider ama belki de bu süreçte kod uygulamamayı tercih edip sulh olma yoluna bile gidebilir.

Örnek: Türkiye’de çalışırken FETÖ soruşturması nedeniyle G-87 kodu konulan bir yabancı düşünelim. Hakkında adli bir yasak yok, sadece idari tahdit var. Bu kişi YD’li bir karar alırsa hemen ülkeye dönebilir ve işine devam edebilir (davayı da burada takip eder). Böylece yıllar sonra dava kazandığında dönebilmiş olmak yerine, dava sürecinde mağduriyetini azaltmış olur.

Yürütmenin durdurulması talebi, tahdit kodu davasının seyrini değiştirebilecek kritik bir adımdır. Ancak her dava YD ile sonuçlanmayabilir. Mahkemeler özellikle güvenlik kodlarında çekimser kalabilirler. Yine de talep etmekte fayda vardır; reddedilirse bile en azından hızlı bir inceleme yapılmış olur, kabul edilirse büyük avantaj sağlar.

Özetle, tahdit kodu davasında YD kararı, yabancının elini güçlendiren ve kodun etkilerini geçici olarak kaldıran bir mekanizmadır. Bu süreçte mutlaka deneyimli bir hukukçu yardımıyla, şartlara uygun bir YD gerekçesi hazırlamak gerekir. Unutmayın, YD talepli davalarda, mahkemeyi ikna edecek şekilde ivedi zarar tehlikesini ortaya koymak çok önemlidir.

HARBİYE HUKUK BÜROSU YABANCILAR HUKUKU AVUKATI HİZMETLERİMİZ

Harbiye Hukuk Bürosu, yabancılar hukuku alanında uzman avukat kadrosuyla Türkiye genelinde profesyonel hizmetler sunmaktadır. Yabancı müvekkillerimizin yasal süreçlerini en iyi şekilde yönetmelerine yardımcı oluyoruz. Uzman ekibimizle, haklarınızı koruma ve sorunlarınıza hızlı çözüm bulma konusunda daima yanınızdayız. Harbiye Hukuk Bürosu, yabancılar hukuku konusunda güvenilir ve etkili danışmanlık için doğru adresinizdir.

Özellikle tahdit kodu kaldırma işlemleri, deport kararına itiraz ve ülkeye giriş yasağı sorunlarının çözümü alanlarında geniş tecrübeye sahibiz. Yabancı müvekkilimiz adına Göç İdaresi nezdinde itiraz dilekçeleri hazırlıyor, gerekiyorsa idare mahkemesinde davalarını açıyoruz. Müvekkillerimizin seyahat özgürlüğünü yeniden kazanması ve mağduriyetlerinin giderilmesi için yoğun çaba sarf ediyoruz. Ekibimizdeki yabancılar hukuku avukatları, güncel mevzuata ve emsal kararlara hakim olup her vaka için en uygun stratejiyi belirlemektedir.

Eğer sizin veya yakınlarınızın hakkında tahdit kodu varsa, hukuki destek almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Harbiye Hukuk Bürosu olarak, ilk etapta durumunuzu analiz eder, izlenecek yolu (itiraz, dava vb.) planlar ve adım adım uygulamaya koyarız. Yılların verdiği deneyimle, karşılaştığınız idari engelleri aşmanızda yanınızda oluruz. İster deport kararı kaldırma olsun, ister inad yolcu kararına itiraz veya pasaport tahdidi iptali olsun – yabancılar hukukunun her alanında kapsamlı avukatlık ve danışmanlık hizmeti sunmaktayız.

Unutmayın ki, Türkiye’de hukuki haklarınızı tam anlamıyla kullanabilmek ve en etkin şekilde savunabilmek için yabancılar hukuku avukatı desteği büyük önem taşır. Harbiye Hukuk Bürosu olarak, İstanbul merkezli ofisimizden Türkiye’nin her yerindeki müvekkillere hizmet veriyoruz. Sorununuz ne olursa olsun, bize danışmadan karar vermeyin.

TAHDİT KODLARI VE TAHDİT KODU KALDIRMA DAVASI TÜM TAHDİT KODLARI LİSTESİ 2025

TAHDİT KODLARI VE TAHDİT KODU KALDIRMA DAVASI TÜM TAHDİT KODLARI LİSTESİ 2025

TAHDİT KODLARI SIKÇA SORULAN SORULAR

Tahdit Kodu Yabancının Sınır Dışı Edilmesine Neden Olur Mu?

Evet, tahdit kodu genellikle yabancının sınır dışı edilmesiyle birlikte ortaya çıkar veya sınır dışı edilmesine sebep olabilir. Örneğin, bir yabancı vize ihlali yapmışsa önce sınır dışı (deport) kararı alınır ve çıkışta hakkında tahdit kodu konur. Tahdit kodu, yabancının tekrar Türkiye’ye girmesini engellemek amacıyla uygulanan bir sonuçtur. Kısacası, sınır dışı edilme tahdit kodunun hem sebebi hem de sonucudur denebilir. Ancak her tahdit kodu öncesinde fiilen bir deport işlemi gerçekleşmiş olmayabilir (bazı kodlar kişi ülkedeyken de konulabilir). Yine de pratikte tahdit kodu olan kişi ya sınır dışı edilmiştir ya da edilecek demektir.

Yabancılar Hakkında Uygulanan Tahdit Kodu Nasıl Kaldırılır?

Tahdit kodunu kaldırmak için öncelikle kodun gerekçesini ortadan kaldırmaya veya haksızlığını ispatlamaya yönelik adımlar atılmalıdır. Bunun için ilgili makamlara itiraz başvurusu yapılabilir. Göç İdaresi’ne yazılacak dilekçede, kodun kaldırılması talep edilerek gerekçeler sunulur. İdari başvurudan sonuç alınamazsa, idare mahkemesinde iptal davası açılması gerekir. Dava yoluyla, tahdit kodunun hukuka aykırı olduğu ispatlanırsa mahkeme kararıyla kod kaldırılır.

Bazı durumlarda da, gerekli idari para cezalarının ödenmesi veya eksik evrakın tamamlanması gibi adımlarla idare kodu kaldırabilir. Örneğin, para cezasını ödemediği için N-120 kodu olan biri, cezasını öder ve başvurursa kod kaldırılır. Özetle: İtiraz (dilekçe) ve gerekirse tahdit kodu kaldırılması davası açmak, kodu kaldırmanın yoludur.

Tahdit Kodunun Kaldırılması Davası Ne Kadarı Sürede Sonuçlanır?

Davanın sonuçlanma süresi, mahkemelerin iş yüküne ve davanın karmaşıklığına bağlı olarak değişir. Genel olarak, tahdit kodu iptali davaları birkaç ay ile bir yıl arasında sonuçlanabilir. Eğer ilk derece mahkemesi hızlıysa 4-6 ayda karar çıkabilir. Ancak bazı durumlarda duruşma açılması, bilirkişi incelemesi gibi süreçler olursa süre uzayabilir. Ayrıca davanın istinaf veya temyiz aşamalarına taşınması da süreyi artırır. İstinaf ile birlikte belki 1,5-2 yılı bulabilir. Acil durumlarda yürütmenin durdurulması kararı alınabilirse, dava tam bitmeden yabancının giriş yasağı geçici olarak kalkabilir. Bu da bir ara çözüm sağlar. Sonuç olarak, kesin bir süre vermek güç, ama ortalama bir idari davanın 6-12 ay arasında sonuçlandığı söylenebilir.

Tahdit Kodu Kararını Kim Verir?

Tahdit kodu kararı, göç ve güvenlik alanındaki idari makamlar tarafından verilir. Bu kararı doğrudan mahkeme vermez (mahkeme ancak iptal edebilir). Genellikle tahdit kodu kararını veren merci, Göç İdaresi (İl Göç İdaresi Müdürlükleri veya Göç İdaresi Başkanlığı) ve valilik makamıdır. Sınır kapılarında ise pasaport polisi/görevli memurlar anında bu kararı uygulayabilir. Örneğin, İstanbul Valiliği Göç İdaresi bir yabancıyı sınır dışı ederken onun hakkında Ç-105 kodu koyabilir. Yani yetkili idari birim karar verir. Polis veya jandarma gibi kolluk birimleri de tespit yaptığında, göç idaresine bildirerek kod konulmasını sağlar. Kısaca, idari makamlar tahdit kodu kararını vermekte, idare mahkemeleri ise bu kararları denetlemektedir.

Tahdit Kodunun Süresi Var Mıdır?

Tahdit kodunun süresi, kodun türüne ve uygulanma gerekçesine bağlı olarak değişir. Bazı tahdit kodları belirli sürelerle sınırlıdır, bazıları ise süresizdir. Örneğin, vize ihlaliyle ilgili Ç-101, Ç-102… gibi kodlar 3 ay, 6 ay, 1 yıl, 5 yıl gibi süreler taşır. Belirlenen süre sonunda kod etkisini yitirir (yabancı tekrar giriş yapabilir hale gelir). Ancak G-87, G-89 gibi güvenlik kodları süresiz konur; bu kodlar idare tarafından kaldırılmadıkça veya mahkemece iptal edilmedikçe devam eder. Benzer şekilde N-99 Interpol kodu, arama kararı kalkana kadar süresizdir.

Özetle: Her kodun bir süresi olup olmadığı farklıdır. Çoğu kod 1-5 yıl gibi sürelerle sınırlı olsa da, “genel güvenlik” gibi kodlar süresiz olabilmektedir. Kodunuzun süresini Göç İdaresi’nden veya e-Devlet’ten öğrenebilirsiniz.

Türkiye’ye Giriş Yasağı Olan Tahdit Kodu Nedir?

Türkiye’ye giriş yasağı koyan tahdit kodu, yabancının Türkiye’ye girişini engelleyen herhangi bir kod anlamına gelir. Aslında yukarıda sayılan kodların büyük kısmı bu anlama gelir. Özel olarak tek bir kod numarası değil, genel bir durumdur. Genellikle Ç ile başlayan kodlar (101-105, 113, 117, 138 vs.), G ile başlayan kodlar (42, 87, 89 vs.) ve bazı V kodları (84, 70, 71 vs.) Türkiye’ye belirli süreyle veya süresiz giriş yasağı getirir. Örneğin, halk arasında “deport kodu” denildiğinde kastedilen, kişinin ülkeye girememesidir.

Giriş yasağı olan bir tahdit kodunuz varsa, bu kod kalkmadıkça sınır kapılarından geri çevrilirsiniz. Yani tahdit kodu = giriş yasağı denebilir. Ancak bazı kodlar (örneğin N-82) giriş yasağı değil de “izinle giriş” anlamına gelir. Sonuç olarak, en yaygın giriş yasağı kodu G-87 olarak bilinir çünkü süresiz yasaklar genelde bu kodla anılır. Ama sizin kodunuz farklı olabilir; önemli olan kodun içeriğindeki “girişin engellenmesi” vurgusudur.

Interpol Tahdit Kodu (N-99) Nedir?

Interpol Tahdit Kodu (N-99), uluslararası aranan kişilerle ilgili uygulanan bir tahdit kodudur. Eğer bir yabancı hakkında Interpol tarafından kırmızı bülten gibi bir arama kararı çıkarılmışsa veya kendi ülkesinde ağır ceza gerektiren bir suçtan aranıyorsa, Türkiye bu kişiye N-99 kodu koyar.

Bu kod konulan kişi, Türkiye’ye giriş yapmak istediğinde tespit edilir ve yakalanarak ilgili ülkeye iadesi sağlanır. N-99 kodu, bir anlamda “Bu kişi uluslararası suçludur, dikkat” şeklinde bir uyarıdır. Bu kod aktif olduğu sürece, kişi sadece Türkiye’ye girememekle kalmaz, aynı zamanda Interpol iş birliği kapsamında dünya genelinde takibe alınır. Türkiye, Interpol üyesi olarak bu kodu uygular. Özetle, N-99 tahdit kodu Interpol bülteni bulunan yabancılara konan özel bir koddur ve kişinin hem seyahat özgürlüğünü kısıtlar hem de yakalanıp adalete teslim edilmesini hedefler.

Tahdit Kodu Sorgulaması Nasıl Yapılır?

Hakkınızda tahdit kodu olup olmadığını öğrenmek için birkaç yol vardır. En yaygın yöntem, e-Devlet üzerinden sorgulama yapmaktır. E-Devlet sisteminde Emniyet Genel Müdürlüğü’nün “Yurda Giriş/Çıkış Belge Sorgulama” ekranı bulunur. Yabancılar için bu ekran, pasaport numarası girilerek kullanılabilir.

Eğer hakkınızda bir giriş yasağı (tahdit) kararı varsa, bu sorgulama sonucunda “Türkiye’ye giriş yasaklısınız” gibi bir ibare görünür. Ayrıca Göç İdaresi’nin il müdürlüklerine bizzat başvurarak da bilgi alabilirsiniz. Bazı durumlarda, havalimanındaki pasaport polisi de neden ülkeye alınmadığınızı sözlü olarak belirtir. Avukatlar ise resmi yazışma yoluyla müvekkilleri adına tahdit kodu sorgulayabilirler. Özetle, e-Devlet en pratik yöntemdir; orada bilgi yoksa Göç İdaresi’ne dilekçe ile de öğrenebilirsiniz. Unutmayın, kendiliğinden tebligat yapılmamış olabilir, bu nedenle sorgulamak önemlidir.

Tahdit Kodu Bulunan Kişi Türkiye’ye Girebilir Mi?

Genel olarak, tahdit kodu bulunan bir kişi Türkiye’ye giremez. Çünkü tahdit kodu zaten kişinin girişini engellemek amacı taşır. Ancak bunun istisnaları vardır: Eğer tahdit kodu süresi dolmuşsa veya idari izin alınmışsa, kişi yeniden giriş yapabilir. Örneğin, 1 yıllık yasak almış biri, 1 yıl geçtikten sonra tekrar gelebilir (yeni bir vize alarak).

Bir diğer istisna, meşruhatlı vize ile giriş iznidir. Kod kaldırılmadan, insani gerekçelerle verilen özel vizelerle giriş mümkün olabilir. Ayrıca dava açılmış ve yürütmenin durdurulması kararı alınmışsa, yabancı bu kararı göstererek giriş yapabilir. Normal şartlar altında ise, pasaport kontrolünde tahdit kodu görüleceğinden, kişi geri çevrilir. Bu yüzden kod kalkana kadar beklemek veya özel izin almak gerekir. Türkiye’ye acil gelmesi gereken, ancak kodu olan kişilerin bir avukat desteğiyle durumunu izah ederek yetkili makamlardan izin istemesi en doğru yoldur.

Tahdit Kodu Bulunan Yabancı Meşruhatlı Vize Alabilir Mi?

Evet, teorik olarak tahdit kodu bulunan bir yabancı meşruhatlı vize alabilir, ancak uygulamada bu oldukça zor ve istisnai bir durumdur. Meşruhatlı vize, vize etiketine özel bir açıklama (meşruhat) düşülerek, normalde girişi yasak olan birine belli bir amaçla geçici izin verilmesidir. Örneğin, hakkında 5 yıl yasak olan bir yabancı, Türkiye’deki bir yakınının cenazesine katılmak için meşruhatlı vize talep edebilir. Dış temsilcilikler bu talebi İçişleri Bakanlığı ile koordineli değerlendirir ve uygun görülürse tek girişlik kısa süreli bir vize verilebilir.

Bu şekilde, tahdit kodu kaldırılmadan bir kereliğine giriş sağlanmış olur. Ancak altını çizmek gerekir ki, meşruhatlı vize çok sınırlı hallerde onaylanır. Ağır hastalık, ölüm, önemli uluslararası etkinlikler gibi durumlarsa şans vardır. Bunun dışında turistik veya sıradan nedenlerle kodu olanlara meşruhatlı vize verilmez. Eğer böyle bir ihtiyacınız varsa, konsolosluğa güçlü belgelerle başvurmalı ve durumu izah etmelisiniz. Yine de en kalıcı çözüm, meşruhatlı vize yerine tahdit kodunu kaldırtmak olacaktır.

Tahdit Kodu Olan Bir Yabancının Avukat Tutması Şart mı?

Tahdit kodu olan bir yabancı kendi başına da itirazda bulunabilir veya dava açabilir; yani avukat tutmak yasal olarak şart değil, ancak son derece tavsiye edilir. Çünkü tahdit kodu işlemleri ve özellikle dava süreci, uzmanlık gerektiren ve Türk hukuk sistemine hakimiyet isteyen süreçlerdir. Avukat olmadan da dilekçe yazılabilir fakat içerik ve usul hataları yapılması olasıdır. Bir yabancılar hukuku avukatı, hem Göç İdaresi ile yazışmalarda doğru üslubu tutturacak hem de idari dava sürecinde gereken mevzuata uygun dilekçeleri hazırlayacaktır.

Ayrıca avukat, Türkiye’de olmayan yabancı adına işlemleri takip edebilir, duruşmalara katılabilir. Bu bakımdan, hakkınızda tahdit kodu varsa ve ciddi sürelerle yasaklanmışsanız, bir yabancılar hukuku avukatından yardım almak sizin yararınıza olacaktır. Avukatlık masrafı bir gider kalemi olsa da, bazen yanlış yapılmış bir başvurunun yol açacağı yıllarca süren mağduriyetten çok daha değerlidir. Kısacası zorunluluk olmasa bile, “hak kaybına uğramamak için avukat desteği almanızı öneririz.”

KARAR ÖZETLERİ

Dava dosyasının incelenmesinden, Mısır uyruklu davacı hakkında Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının 31.10.2014 tarih, 61183277 sayılı yazısına istinaden genel güvenlik nedeniyle 16.02.2015 tarihinde G-87 tahdit kodu veri girişi yapılarak yurda giriş yasağı konulduğu, davacı hakkında tesis edilen 01/09/2014 tarih ve 2014/09/399 sayılı sınır dışı işleminin İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nin 12.05.2015 tarih, E:2014/2564 K:2015/989 sayılı kararıyla iptal edildiği, dava dilekçesinde davacı vekili tarafından;

davacının Mısır’da yönetimde bulunan rejime muhalif olduğu, rejim karşıtı “İnşa ve Kalkınma Partisine” üye olduğu, can güvenliği olmadığından ülkemize sığındığı, ülkesine geri gönderilmesi halinde işkence ve idam cezasına tabi tutulmasının muhtemel olduğu, dolayısıyla davacının geri gönderme yasağı kapsamında olduğu iddialarına yer verildiği, davalı idare cevabında; “kamu güvenliğini ciddi şekilde tehlikeye sokacağı değerlendirilen yabancılar hakkında güvenlik tahdit kodları veri girişi yapıldığı,

G-87 tahdit kodunun (Genel Güvenlik) Türkiye’nin kamu düzeni veya güvenliği ya da kamu sağlığı açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca görülen yabancılar hakkına Türkiye’ye giriş yasağı alınmasında esas alınan veri girişi kodu olduğu, Jeopolitik konumu gereği Türkiye’yi çatışma bölgelerine geçiş yapmak için kullanan yabancıların, ülkeye giriş yapmalarını, ülkeyi güzergah olarak kullanmalarını, ülkede terör faaliyetlerinde bulunmalarını önlemek amacıyla veri girişi yapıldığı, davacı hakkındaki Ç-114 tahdit kodunun ise 04.11.2015 tarihinde otomatik olarak kaldırıldığı” hususlarının belirtildiği, davacı tarafından, hakkındaki tahdit kodlarından kaynaklı giriş yasağının kaldırılması için davalı idareye yapılan 06.01.2016 tarih, 4352 sayılı başvurunun zımnen reddine dair işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Bu durumda, uyuşmazlıkta, kamu güvenliğini ciddi şekilde tehlikeye sokacağı değerlendirilen yabancılar hakkında güvenlik tahdit kodları veri girişi yapıldığı, G-87 tahdit kodunun (Genel Güvenlik) Türkiye’nin kamu düzeni veya güvenliği ya da kamu sağlığı açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca görülen yabancılar hakkına Türkiye’ye giriş yasağı alınmasında esas alınan veri girişi kodu olduğu;

jeopolitik konumu gereği Türkiye’yi çatışma bölgelerine geçiş yapmak için kullanan yabancıların, ülkeye giriş yapmalarını, ülkeyi güzergah olarak kullanmalarını, ülkede terör faaliyetlerinde bulunmalarını önlemek amacıyla veri girişi yapıldığı belirtildiğinden davacı hakkındaki kamu düzeni ve kamu güvenliğine ilişkin istihbarat birimi raporları dikkate alınmak suretiyle ve hükümranlık yetkisi dahilinde tesis olunduğu anlaşılan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından dava konusu işlemin iptali yönündeki idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Dava dosyasındaki belge ve bilgilerin incelenmesinden; Rusya Federasyonu vatandaşı olan davacının, 15/06/2017 tarihinde yasal yollardan Türkiye’ye geldiği, İstanbul’da iken Emniyet ekiplerince yakalandığı, davacı hakkında akabinde kamu düzeni ve güvenliği açısından sakıncalı görülmesi nedeniyle sınır dışı işlemi tesis edildiği, bu işlemin iptali için İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nde dava açıldığı, İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nin 08/04/2019 tarih, E:2019/337, K:2019/1084 sayılı kararı ile, davacının terör örgütleriyle bağlantılı olduğu ve kamu güvenliği açısından tehdit oluşturduğu hususunun davalı idarece ispatlanamadığı gerekçesiyle, sınır dışı işleminin iptaline karar verilmiştir.

Davacı hakkında Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 02/11/2018 tarihli yazısı ile Ç-141 tahdit kodlu yurda giriş yasağı işleminin tesis edildiği, 26/10/2018 tarihinde Y-26 (yasadışı örgüt faaliyetleri) tahdit kodu konulduğu, davacı vekili tarafından Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne başvuruda bulunularak tahdit kodları ile ilgili bilgi istenildiği , davacı hakkında yurda giriş yasağı olduğunun bildirilmesi üzerine bakılan iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davalı idarece savunmalarında, davacı hakkında Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yazısına istinaden Ç-141 tahdit kodu veri girişi yapıldığı ve devletin hükümranlık yetkisi kapsamında davacı hakkında yurda giriş yasağı kararı alındığı ileri sürülmektedir.

Ç-141 (ülkemize girişi Bakanlık iznine tabii) tahdit kodu, 6458 sayılı kanunun 9.maddesinin birinci fıkrası kapsamında, ülkemizin kamu düzeni veya güvenliği ya da sağlığı açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca görülen yabancılar hakkında Türkiye’ye giriş yasağı kararı alınmasında esas alınan veri girişi kodudur. Seyahat hürriyetini düzenleyen Anayasal hüküm ve Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmenin ilgili hükmü incelendiğinde, her iki metnin de benzer düzenlemeler içerdiği, seyahat hürriyetinin vatandaşa tanınan bir hak olduğu başka ifade ile vatandaşın yurda girme ve yurttan çıkma hakkının istisnalar haricinde sınırlanamayacağı üzerinde durulduğu görülmektedir.

Her iki metinde de yabancıların yurda girme hakkının bulunduğuna dair bir hüküm bulunmamaktadır. Yapılan incelemede; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından yapılan soruşturma kapsamında, Abdurrahman kod isimli kişinin adresine yönelik çalışmada, davacının söz konusu adresten çıkarken görüldüğü, bu nedenle yakalanarak ifadesinin alındığı, ayrıca Rusya İnterpol’ünden gelen yazı ve eklerinden davacının (şüpheli / uyarı) amacıyla yeşil bülten ile arandığının belirtildiği, Rusya İnterpol’ünün yazısı üzerine davacı hakkında Ç-kodlu tahdit veri girişi yapıldığı, bu suretle, devletin hükümranlık yetkisi dahilinde tesis edilen işlemde ulusal ve uluslararası mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Bu nedenlerle; Anayasa’nın 16’ncı maddesinde; “Temel hak ve hürriyetler, yabancılar için, milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla sınırlanabilir” hükmü ve uluslararası mevzuat göz önüne alındığında istinafa konu dava konusu işlemin iptali kararında hukuka uyarlık bulunmadığından, İdare Mahkemesi kararının kaldırılması yoluna gidilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden, mavi kart sahibi Almanya vatandaşı olan davacı hakkında Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 16.04.2013 tarih ve 82028 sayılı yazısına istinaden N-82 tahdit kodunun konulduğu ve bu kod uyarınca davacının yurda girişinin ön izin şartına bağlandığı, davacı tarafından bu işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Seyahat hürriyetini düzenleyen Anayasal hüküm ve Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmenin ilgili hükmü incelendiğinde, her iki metnin de benzer düzenlemeler içerdiği, seyahat hürriyetinin vatandaşa tanınan bir hak olduğu başka ifade ile vatandaşın yurda girme ve yurttan çıkma hakkının istisnalar haricinde sınırlanamayacağı üzerinde durulduğu görülmektedir. Her iki metinde de yabancıların yurda girme hakkının bulunduğuna dair bir hüküm bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu olayda, Almanya vatandaşı olan davacı hakkında, milli güvenlik aleyhine faaliyette bulunduğu gerekçesiyle hükümranlık yetkisi dahilinde seyahat özgürlüğü kısıtlanmadan tedbir mahiyetinde N-82 tahdit kodu konulmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KAYNAKÇA

  • BAŞCI, Berkay, Türk Hukukuna Göre Yabancılar Hakkında Tesis Edilen Tahdit Kodlarının İncelenmesi, s.18 T.C. Bahçeşehir Üniversitesi, İstanbul, 2022.
  • BAŞCI, Berkay, Türk Hukukuna Göre Yabancılar Hakkında Tesis Edilen Tahdit Kodlarının İncelenmesi, s.19 T.C. Bahçeşehir Üniversitesi, İstanbul, 2022.
  • BAŞCI, Berkay, Türk Hukukuna Göre Yabancılar Hakkında Tesis Edilen Tahdit Kodlarının İncelenmesi, s.87 T.C. Bahçeşehir Üniversitesi, İstanbul, 2022.
  • BAŞCI, Berkay, Türk Hukukuna Göre Yabancılar Hakkında Tesis Edilen Tahdit Kodlarının İncelenmesi, s.96 T.C. Bahçeşehir Üniversitesi, İstanbul, 2022.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment