Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının kazanılma yolları, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu (TVK) ile düzenlenmiştir. Kanuna göre Türk vatandaşlığı doğumla veya sonradan kazanma (yetkili makam kararı, evlat edinilme, seçme hakkı vb.) yoluyla elde edilebilir. Doğumla kazanım, soy bağı (anne veya babanın Türk vatandaşı olması) veya doğum yeri esasına dayanırken; sonradan kazanım ise idari makamların kararıyla gerçekleşir. Bu makalede, idari makam kararıyla sonradan vatandaşlık kazanma yollarından biri olan uzun süreli ikamet izni ile (genel yolla) Türk vatandaşlığının kazanılması ele alınacaktır.
Halk arasında “5 yıl ikametle Türk vatandaşlığı” olarak da bilinen bu genel yöntemde, yabancı uyruklu kişilerin Türkiye’de kesintisiz 5 yıl ikamet etmeleri ve diğer yasal şartları sağlamaları halinde vatandaşlık başvuru hakkı doğmaktadır. Ancak önemli bir husus olarak, gerekli koşullar yerine getirilse bile bu durum kişiye otomatik olarak vatandaşlık hakkı vermez. Başvuru üzerine yapılan inceleme sonucunda idarenin takdir yetkisi kapsamında olumlu karar verilmesi gerekecektir. Yani şartları sağlamak, vatandaşlık kazanımı için ön koşuldur ancak garanti değildir.
Yabancı uyruklu bir kişi, kanuni olarak gerekli süre ikamet ettikten sonra, yerleşim yerinin bulunduğu İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’ne (valilik) şahsen veya özel vekaletname verdiği temsilcisi aracılığıyla başvurarak durumunun değerlendirilmesini talep edebilir. Başvuru sürecinde, kişinin gerçekten yasal yollardan ülkemizde ikamet edip etmediği, aranan koşulları taşıyıp taşımadığı detaylı olarak incelenir. Örneğin, başvuru tarihinden geriye doğru beş yıl boyunca Türkiye’de ikamet etmiş görünse bile bu süre içinde toplam 12 aydan fazla yurt dışında bulunmuş olan kişinin ikameti kesintili sayılır ve başvurusu reddedilir.
Ayrıca yasa dışı yollarla veya herhangi bir ikamet izni olmaksızın Türkiye’de uzun süre kalmış olmak, vatandaşlık başvurusu açısından hiçbir hak sağlamayacaktır. Çünkü ikamet süresinin Türk hukuku uyarınca geçerli bir oturma iznine dayanması şarttır. Nitekim Kanun, tüm şartlar sağlansa bile vatandaşlığa kabul konusunda nihai kararı vermeye yetkili makamlara takdir hakkı tanımıştır.
Not: Bu yazıda değinilen “uzun süreli ikamet izni ile Türk vatandaşlığı” ifadesi, genel yolla vatandaşlık kazanılması anlamına gelmektedir. Aşağıda açıklanacağı üzere 5 yıl ikamet şartını dolduran yabancılar genel vatandaşlık başvurusu yapabilirler. Öte yandan Türk hukukunda “uzun dönem ikamet izni” adlı özel bir oturma izni türü de bulunmaktadır. Bu, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’na göre 8 yıl kesintisiz ikamet edenlere verilen süresiz oturma iznidir. Uzun dönem ikamet izni sahibi olmak vatandaşlık yolunda önemli bir avantaj sağlamakla birlikte, Türk vatandaşlığına genel yoldan başvurmak için şart olan 5 yıllık ikamet süresini doldurmak için mutlaka 8 yıl beklemek gerekmez. Yeter ki aşağıda sayılan ikamet ve yerleşim şartları uygun şekilde sağlanmış olsun.
İÇİNDEKİLER
- UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ NEDİR?
- UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ İLE TÜRK VATANDAŞLIĞI KAZANILABİLİR Mİ?
- UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ İLE TÜRK VATANDAŞLIĞI ŞARTLARI
- UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ İLE VATANDAŞLIK BAŞVURUSU NASIL YAPILIR?
- UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ İLE VATANDAŞLIK İÇİN GEREKLİ BELGELER
- UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ İLE VATANDAŞLIK BAŞVURUSU NE KADAR SÜRER?
- UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ İLE VATANDAŞLIK BAŞVURUSU HANGİ DURUMLARDA REDDEDİLİR?
- UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ İLE VATANDAŞLIK BAŞVURUSU REDDİ VE İDARİ/ADLİ İTİRAZ YOLLARI
- SIKÇA SORULAN SORULAR
- 5 YIL KESİNTİSİZ İKAMET NE DEMEK?
- UZUN DÖNEM İKAMET İZNİ İLE VATANDAŞLIK ALINIR MI?
- UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ İLE TÜRK VATANDAŞLIĞINA BAŞVURULABİLİR Mİ?
- UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ ALMAK İÇİN KAÇ YIL TÜRKİYE’DE KALMAK GEREKİR?
- UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ SAHİBİ NE KADAR SÜRE TÜRKİYE DIŞINDA KALABİLİR?
- UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ OLAN BİRİ TÜRK VATANDAŞLIĞI İÇİN BAŞVURDUĞUNDA SÜREÇ NASIL İŞLER?
- UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ OLAN BİRİ TÜRKİYE’DE ÇALIŞABİLİR Mİ?
- UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ SAHİPLERİ TÜRK VATANDAŞLIĞI BAŞVURUSU İÇİN DİL SINAVINA GİRMEK ZORUNDA MI?
- UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ BAŞVURUSU REDDEDİLİRSE NE YAPILABİLİR?
- UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ İLE VATANDAŞLIK BAŞVURUSU NE KADAR SÜREDE SONUÇLANIR?
- UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ İLE VATANDAŞLIK BAŞVURUSU YAPARKEN GELİR ŞARTI VAR MI?
- UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ ALAN BİRİNİN VATANDAŞLIK BAŞVURUSU REDDEDİLEBİLİR Mİ?
- UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ İLE VATANDAŞLIK ALMAK İÇİN SABIKA KAYDI GEREKİYOR MU?
- UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ ALAN BİRİ TÜRK VATANDAŞI OLURSA PASAPORT ALABİLİR Mİ?
- UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ ALAN BİRİNİN TÜRK VATANDAŞLIĞI BAŞVURUSU SIRASINDA MÜLAKAT YAPILIR MI?
- UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ SAHİPLERİ VATANDAŞLIK ALDIKTAN SONRA ASKERLİK YAPMAK ZORUNDA MI?
- TÜRK VATANDAŞLIĞINI KAZANDIM. EŞİM VE ÇOCUKLARIM DA BENİMLE BİRLİKTE VATANDAŞLIK KAZANABİLİRLER Mİ?
UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ NEDİR?
Türk hukukunda uzun süreli (diğer adıyla uzun dönem) ikamet izni, yabancı bir kişinin Türkiye’de süresiz olarak kalma hakkı veren oturma izni türüdür. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 42. maddesine göre, kesintisiz en az 8 yıl yasal ikamet izniyle Türkiye’de bulunan veya Göç İdaresi Başkanlığınca belirlenen özel şartları taşıyan yabancılara, Bakanlık onayıyla valilikler tarafından süresiz (daimi) ikamet izni verilebilir. Uzun dönem ikamet izni sahibi yabancılar, Türk vatandaşlarına tanınan pek çok hak ve yükümlülükten aynen faydalanabilirler. Örneğin, uzun dönem ikamet izni olanlar oturma izni yenileme derdinden muaftır ve Türkiye’de kalıcı bir statüye sahip olurlar. Bununla birlikte, kanunlarımız gereği bazı ayrıcalıklar sadece Türk vatandaşlarına tanınmıştır: Uzun dönem ikamet izni sahipleri seçme-seçilme, kamu görevlerine girme, araç ithal etme, askerlik yapma gibi hak ve yükümlülüklere sahip değildirler. Ayrıca yabancılara yasaklanmış meslekleri (örn. noterlik, avukatlık, hakimlik, güvenlik görevlisi gibi) icra edemezler (bu mesleklere aşağıda değinilecektir).
Kimler Uzun Dönem İkamet İzni Alamaz?
Mülteci, şartlı mülteci veya ikincil koruma statüsü sahipleri; insani ikamet izni sahipleri; geçici koruma sağlananlar, kanun gereği uzun dönem (süresiz) ikamet iznine başvuramazlar. Bu istisnai gruplar dışında, gerekli süre ve koşulları sağlayan her yabancı uzun dönem ikamete geçiş hakkı elde edebilir.
Uzun dönem ikamet izni almanın şartları, YUKK md. 43’te düzenlenmiştir. Buna göre bir yabancıya süresiz ikamet izni verilebilmesi için aşağıdaki koşulların hep birlikte mevcut olması aranır:
- En az 8 yıl kesintisiz ikamet: Türkiye’de aralıksız şekilde (yasal oturma izinleriyle) 8 yıl ikamet etmiş olmak.
- Son 3 yıl içinde sosyal yardım almamış olmak: Kamu kurumlarından sürekli ve düzenli bir sosyal yardımdan faydalanmamış olmak.
- Yeterli ve düzenli gelir sahibi olmak: Kendisi ve varsa aile fertlerinin geçimini sağlayabilecek maddi imkâna veya çalışılan bir işe sahip olmak.
- Geçerli sağlık sigortası bulunmak: Hastalık, kaza vb. durumlar için geçerli bir sağlık sigortasının olması.
- Kamu düzeni veya güvenliğine tehdit oluşturmamak: Adli sicil durumu ve genel davranışları itibarıyla kamu düzenini bozacak bir tehdit arz etmemek.
Belirli nitelikleri taşıdığı Bakanlıkça tespit edilen yabancılara, 8 yıl şartı aranmaksızın da uzun dönem ikamet izni verilebilir; ancak bu durumda da milli güvenlik ve kamu düzeni yönünden engel teşkil etmemek şartı yine uygulanır. Öte yandan kanunda sayılanlar dışında, Göç Politikaları Kurulu’nun gerekli gördüğü durumlarda ek koşullar getirebileceğini de unutmamak gerekir.
Uzun dönem ikamet izni, Türk vatandaşlığına geçiş sürecinde başvuru sahibine önemli avantajlar sağlar. Zira bu statüye sahip bir yabancı zaten Türkiye’de uzun yıllar yaşamış ve entegre olmuş kabul edilir. Ancak, uzun dönem ikamet izni bulunmayan yabancılar da kanuni ikamet sürelerini doldurmak koşuluyla genel yolla vatandaşlık başvurusu yapabilirler. Esas olan, 5901 sayılı Kanun’un aradığı tüm kriterleri yerine getirmektir.
UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ İLE TÜRK VATANDAŞLIĞI KAZANILABİLİR Mİ?
Evet. Türk Vatandaşlık Kanunu’nun 10. maddesine göre, kanunda öngörülen şartları taşıyan yabancılar yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını kazanabilirler. Bu genel çerçeve içinde, uzun süreli ikamet iznine sahip olmak veya daha genel ifadeyle Türkiye’de yeterince uzun süre yaşamak, vatandaşlık başvurusu için temel koşullardan biridir. 5901 sayılı Kanun’un 11. maddesi uyarınca, başvuru tarihinden geriye doğru kesintisiz 5 yıl Türkiye’de ikamet etmiş olan ve diğer şartları da sağlayan yabancı, Türk vatandaşlığı için müracaat edebilir. Dolayısıyla, uzun dönem (süresiz) ikamet izni almış bir kişi zaten bu süre şartını fazlasıyla yerine getirmiş durumdadır ve vatandaşlık yolunda avantajlıdır. Henüz 8 yılını doldurup süresiz ikamet izni almamış olsa bile, örneğin 5 yılını doldurmuş bir aile ikameti veya uzun vadeli çalışma iznine sahip kişi de başvuru yapabilir.
Önemle belirtelim ki, ikamet süresinin yasal olarak kesintisiz olması ve Türkiye’de yerleşme niyetini gösterecek bir ikamet türüyle geçmiş olması gerekir. Yani sadece vize ile veya kaçak şekilde ülkede yıllarca bulunmuş olmak, vatandaşlık başvurusu açısından geçerli sayılmaz. Göç İdaresi Başkanlığı’nın uygulamalarına göre, aile ikameti veya uzun dönem/kısa dönem ikamet izni kapsamında Türkiye’de oturmak yerleşme niyetini gösterebilir. Özellikle öğrenci ikameti, turistlik kısa dönem ikamet gibi süreli ve amacı yerleşim olmayan izinler, genel yolla vatandaşlık için ikamet hesabında dikkate alınmayabilir. Nitekim Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik, yabancıların ikametlerini “Türkiye’de yerleşme niyetini gösteren” ve “göstermeyen” şeklinde ikiye ayırmıştır. Örneğin sadece eğitim amacıyla ikamet eden veya turistik amaçla kısa dönem izin alan bir yabancının yerleşme niyetinde olmadığı varsayılır. Bu nedenle, vatandaşlığa geçiş başvurusu öncesinde mümkünse ikamet türünüzün aile ikameti, uzun dönem ikamet ya da çalışma iznine dayalı ikamet gibi daha kalıcı statüler olmasına özen gösteriniz.
Sonuç olarak, 5 yıl kesintisiz ikamet şartı ve diğer kanuni kriterler karşılandığında, uzun süre Türkiye’de yaşayan bir yabancının vatandaşlık kazanması mümkündür. Fakat unutulmamalıdır: Kanunda sayılan şartları yerine getirmek, başvuru yapabilme hakkı verir; vatandaşlığın verilip verilmeyeceği ise yapılan araştırma ve soruşturma sonucunda idarenin (Genel Müdürlük ve ilgili makamların) takdirine bağlıdır. Başvurular bireysel olarak değerlendirilir ve gerekli görülürse reddedilebilir.
UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ İLE TÜRK VATANDAŞLIĞI ŞARTLARI
5901 sayılı Kanun’un 11. maddesinde, Türk vatandaşlığını genel yöntemle (ikamet yoluyla) kazanmak isteyen yabancılarda aranan şartlar tek tek belirtilmiştir. Bu şartlar şu şekilde özetlenebilir:
ERGİN VE AYIRT ETME GÜCÜNE SAHİP OLMAK
Başvuru yapacak yabancının, kendi milli kanununa göre ergin (reşit) olması ve ayırt etme gücüne sahip bulunması gerekir. Çoğu ülkede erginlik yaşı 18 olmakla birlikte, bazı ülkelerde farklılık gösterebilir. Örneğin Türkiye’de ve pek çok ülkede 18 yaş erginlik sınırı iken; Vietnam, Pakistan, Kazakistan gibi ülkelerde 16 yaşında reşit sayılmak mümkündür. Bu durumda, bu ülke vatandaşı bir yabancı 16 yaşını doldurduğunda (ayırt etme gücü de varsa) Türk vatandaşlığına başvurma hakkına sahip olacaktır. Buna karşılık Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Nijerya gibi erginlik yaşının 21 olduğu ülkelerin vatandaşları, 18’ini doldurmuş olsalar bile kendi ülke hukuklarına göre reşit sayılmadıklarından, Türk vatandaşlığına başvuramazlar. Vatansız (haymatlos) kişiler için ise Türk Medeni Kanunu’na göre erginlik ve temyiz kudretine bakılır (Türk hukukunda erginlik kural olarak 18 yaş olduğundan, vatansız biri 18 yaşından büyük olmalıdır).
TÜRKİYE’YE YERLEŞME NİYETİNDE OLMAK
Genel yolla vatandaşlığa geçmek isteyen kişi, Türkiye’de sürekli yaşama niyeti taşıdığını, davranışlarıyla kanıtlamalıdır. Sadece vatandaşlık belgesi almak amacıyla yapılan başvurular kabul görmeyecektir. Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik’in 15. maddesinde, bir yabancının Türkiye’ye yerleşme kararında olduğunu gösteren bazı somut göstergeler sıralanmıştır. Başvuru sahibi için aşağıdaki durumlardan bir veya birkaçının varlığı, yerleşme niyetinin kanıtı olarak kabul edilebilmektedir:
- Türkiye’de taşınmaz mal edinmek: Ev, arsa, işyeri gibi gayrimenkul satın almış olması.
- İş kurmak veya yatırım yapmak: Kendi işini Türkiye’de kurduğunu ya da ekonomik yatırım yaptığını belgelemesi.
- Ticari ve iş merkezini Türkiye’ye nakletmek: Faaliyetlerinin merkezini Türkiye’ye taşımış olması.
- Çalışma iznine tabi olarak bir işte çalışmak: Türkiye’de yasal çalışma izniyle bir işyerinde istihdam edilmesi.
- Türk vatandaşı ile evli olmak: Evlilik yoluyla aile bağları kurması.
- Ailece Türkiye’ye gelmiş olmak: Eşi ve çocuklarıyla birlikte vatandaşlık için başvurması (ailevi yerleşim).
- Ailesinde Türk vatandaşı bulunanlar: Daha önce Türk vatandaşlığı kazanmış anne, baba, kardeş veya çocuğunun olması.
- Eğitimini Türkiye’de tamamlamak: Üniversite gibi eğitim hayatını Türkiye’de bitirmiş olması.
Yukarıdakilerden birini veya birkaçını gerçekleştirmiş olmak, yabancının Türkiye’de yaşamaya karar verdiğine dair güçlü işaretler verir. Elbette her başvuru kendi özelinde değerlendirilecektir. Eğer kişi, sırf vatandaşlık almak için kısa süreli göstermelik adımlar atmışsa (örneğin kağıt üstünde bir şirket kurup faal göstermemek gibi), idare bunu da takdir yetkisiyle olumsuz yorumlayabilir. Önemli olan, başvurucunun niyetinin samimi şekilde Türkiye’ye yerleşmek olduğunu kanıtlayabilmesidir.
GENEL SAĞLIK BAKIMINDAN TEHLİKE TEŞKİL ETMEMEK
Başvuru sahibinin, umumi sağlık açısından tehdit oluşturan bir hastalığının bulunmaması gerekir. Bulaşıcı ve tehlikeli hastalıklar bu kapsama girer. Örneğin tüberküloz (verem), HIV/AIDS, cüzam gibi toplum sağlığını ciddi risk altına sokabilecek hastalıklara sahip olanların vatandaşlık başvuruları olumsuz değerlendirilebilir. Bu şartın aranmasındaki temel amaç, Türkiye’de yaşayan halkın sağlık güvenliğini korumaktır. Gerek görülürse başvuru sırasında Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş hastanelerden alınacak sağlık kurulu raporu istenebilir. Kişinin genel sağlık durumu, kamu sağlığı açısından tehlike oluşturmadığı takdirde bu şart sağlanmış demektir.
İYİ AHLÂK SAHİBİ OLMAK
Kanunda, vatandaşlık başvurusu yapacak yabancının iyi ahlaklı olması gerektiği vurgulanmıştır. Buradaki “iyi ahlak”tan kasıt, başvuru sahibinin Türk toplumunun değerlerine göre dürüst ve erdemli bir yaşam sürmesi ve toplumun hoş karşılamadığı kötü alışkanlıkları meslek haline getirmemiş olmasıdır. Örneğin hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, uyuşturucu ticareti gibi yasadışı veya ahlaken yüz kızartıcı faaliyetlerle sürekli iştigal eden birinin “iyi ahlak sahibi” olduğu söylenemez. Vatandaşlık başvurusunda, kişinin adli sicil kaydı incelenir; komşularıyla, çevresiyle ilişkileri dahi araştırılabilir. Amaç, başvuranın toplum düzenine uyumlu, güvenilir bir kişi olduğundan emin olmaktır. Bu nedenle sabıka kaydınız olsa bile bunun tek başına ret sebebi sayılmayabileceği, ancak özellikle sürekli suç işleme hali veya yasa dışı işlerden kazanç sağlama gibi durumların olumsuz değerlendirme nedeni olacağı bilinmelidir.
YETERLİ DÜZEYDE TÜRKÇE KONUŞMAK
Genel yöntemle Türk vatandaşlığına geçmek isteyen bir yabancının toplumsal yaşama uyum sağlayabilecek düzeyde Türkçe konuşabilmesi şarttır. Bu şartın konulmasının sebebi, vatandaşlık alacak kişinin Türkiye’de günlük hayatını sürdürebilmesi ve toplumla sağlıklı iletişim kurabilmesidir. Yeterli Türkçe bilip bilmediği, Vatandaşlık Başvuru İnceleme Komisyonu tarafından yapılacak mülakatla tespit edilir. Başvuru sahibi, görüşme sırasında kendini ifade edebilecek, temel ihtiyaçlarını karşılayacak ve çevresiyle anlaşabilecek kadar Türkçe konuşabilmelidir. Resmi bir dil sınavı zorunluluğu bulunmamakla birlikte, bazı başvurucular uluslararası geçerli Türkçe yeterlilik sertifikaları (TÖMER gibi) sunarak bu şartı kolayca ispatlayabilmektedir. Ancak genellikle mülakat sınavı yeterli görülür. Mülakat esnasında kişinin Türkçe anlayışı ve konuşma becerisi değerlendirilir; gereken düzeyin çok altında kalan başvurucular olumsuz sonuç alabilir. İstisnai bir durum olarak, eğer kişinin doktor raporuyla belgelenmiş işitme ve/veya konuşma engeli varsa, komisyon mülakatı işaret dili veya yazılı iletişim yoluyla gerçekleştirecektir.
YETERLİ GELİR VEYA MESLEĞE SAHİP OLMAK
Başvuran yabancı, Türkiye’de kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerinin geçimini sağlayabilecek düzenli gelire veya meşgul olduğu bir mesleğe sahip olmalıdır. Hiçbir işi veya geliri olmayan, geçimini nasıl sürdüreceği belirsiz bir kişiye vatandaşlık verilmesi, hem kamu düzeni hem de kişi açısından arzu edilmez. Bu nedenle, başvuru dosyasında genellikle kişinin maddi durumunu gösteren belgeler bulunur. Bunlar arasında çalışma belgesi ve maaş bordrosu, banka hesap dökümleri, kira gelirine ilişkin belgeler vb. sayılabilir. Gelir durumunun en azından Türkiye’deki asgari geçim seviyesine uygun olması beklenir. Örneğin, başvuru sahibinin geliri Türk asgari ücretinin çok altında ise veya hiç çalışmıyorsa, geçimini eşinin/ailesinin sağladığını iddia ediyorsa bu durum ikna edici bulunmayabilir. Kısaca, kişinin Türkiye’de yaşamını idame ettirecek ekonomik yeterliliğe sahip olması aranır.
MİLLÎ GÜVENLİK VE KAMU DÜZENİNE AYKIRI HÂLİ OLMAMAK
Vatandaşlığa alınacak yabancının, milli güvenliği tehdit eden veya kamu düzenini bozan bir hali bulunmamalıdır. Bu şart oldukça geniş kapsamlıdır ve genelde güvenlik soruşturması ile tespit edilir. Terör örgütleriyle bağlantısı olan, uyuşturucu veya silah kaçakçılığı gibi organize suç faaliyetlerinde bulunan, radikal veya tehlikeli gruplarla ilişkili kişiler vatandaşlığa kabul edilmez. Aynı şekilde hakkında sınır dışı etme kararı verilmiş yabancılar da milli güvenlik/kamu düzeni yönünden sakıncalı görülebilir. Başvuru sırasında Emniyet Genel Müdürlüğü, istihbarat birimleri ve diğer ilgili kurumlar tarafından başvurucunun geçmişi ve bağlantıları araştırılır. Türkiye’nin ulusal güvenliğine ve toplum huzuruna aykırı bir durum saptanmadığında bu şart açısından engel yok demektir.
Yukarıda saydığımız tüm koşulların birlikte sağlanması gerekir. Kanunen aranan şartlardan herhangi biri eksikse, başvurunun reddi söz konusu olacaktır. Örneğin kişi 5 yıl kesintisiz ikamet etmiş ancak Türkçe bilmiyorsa veya Türkçe biliyor, gelir durumu yerinde fakat son 5 yılın 2 yılında Türkiye dışında yaşamışsa yine başvurusu kabul edilmeyecektir. Dolayısıyla her kriterin dikkatle değerlendirilmesi ve başvuru dosyasının eksiksiz hazırlanması önemlidir.
UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ İLE VATANDAŞLIK BAŞVURUSU NASIL YAPILIR?
Türk vatandaşlığına genel yolla başvuru, yurt içinde kişinin ikametgahının bulunduğu ildeki İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’ne (valilik) yapılır. Yurt dışında ise Türkiye’nin büyükelçilik veya başkonsolosluklarına başvuru mümkündür. Başvurular şahsen yapılabileceği gibi, başvuran kişinin bu konuda özel olarak yetkilendirdiği bir avukat veya temsilci aracılığıyla da yapılabilir. (Ancak mülakat aşamasında başvuru sahibinin bizzat hazır bulunması zorunludur.) Posta yoluyla başvuru kabul edilmez.
Başvuru süreci, gerekli formların doldurulması ve belgelerin ibraz edilmesiyle başlar. Öncelikle, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün sağladığı başvuru formu eksiksiz doldurulmalıdır. Başvuru yapan yabancının Türkiye’de yasal olarak ikamet ettiğini gösteren 99 ile başlayan yabancı kimlik numarası bulunmalıdır; aksi takdirde başvurusu işleme alınmaz. Valilik, başvuru dosyasını teslim aldıktan sonra başvurucunun son 5 yıl içinde Türkiye’de gerçekten yasal oturma izniyle ikamet edip etmediğini ve diğer koşulları sağlayıp sağlamadığını resmi kayıtlar üzerinden inceler. Bu aşamada Göç İdaresi Başkanlığı kayıtlarından ikamet geçmişiniz, Emniyet ve Adli Sicil kayıtlarından sabıka durumunuz, Nüfus kayıtlarından aile bilgileriniz gibi hususlar kontrol edilir. Gerek görüldüğünde ek belge veya bilgi talep edilebilir.
Başvuru sürecinin önemli bir adımı da mülakat (vatandaşlık görüşmesi) sürecidir. Valilikler bünyesinde oluşturulan Vatandaşlık Mülakat Komisyonu, genellikle kaymakam veya vali yardımcısı başkanlığında toplanır ve başvuranla yüzyüze görüşme yapar. Bu mülakatta, başvurucunun Türkçe dil yeterliliği, Türkiye’ye kültürel uyumu, yerleşme niyetinin samimiyeti, gelirini nasıl kazandığı, geçmiş yaşam öyküsü gibi konularda sorular yöneltilir. Mülakat sonucunda komisyon üyeleri edinilen izlenimleri bir rapor halinde değerlendirir.
Başvuru sırasında istenen belgelerin eksiksiz olması çok önemlidir. Belgelerde eksiklik veya yanlışlık tespit edilirse, işlem yapılmadan önce tamamlamanız istenir; uzun süre eksik kalan başvurular işlemden kaldırılabilir veya reddedilebilir. Bu nedenle başvuru öncesinde istenen tüm evrakın doğru hazırlanması gerekir. Aşağıda vatandaşlık başvurusu için genellikle talep edilen belgeler listelenmiştir. İllere ve duruma göre ilave evrak istenebileceğini unutmayınız.
UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ İLE VATANDAŞLIK İÇİN GEREKLİ BELGELER
Uzun süreli ikamet izni (genel yöntem) ile vatandaşlık başvurusu için hazırlamanız gereken belli başlı belgeler şunlardır:
- Vatandaşlık Başvuru Formu: Nüfus Müdürlüğünden temin edilen ve başvuru sahibince doldurulan form.
- Pasaport (veya Dengi Belge): Başvuranın kendi ülkesine ait pasaportu veya pasaport yerine geçen seyahat belgesinin noter onaylı Türkçe tercümesi. (Pasaportun tüm işlenmiş sayfalarının kopyaları da gerekebilir.)
- İkamet İzni Belgesi: Türkiye’de oturma iznini gösteren belge/kart (aslı ve fotokopisi). Ayrıca Göç İdaresi’nden alınacak ikametgah tezkeresi dökümü veya ikamet süresi belgesi, başvuranın son 5 yılını kesintisiz Türkiye’de geçirdiğini ispat için istenecektir.
- Biometrik Fotoğraf: Son 6 ay içinde çekilmiş, beyaz arka planlı 4 adet biometrik vesikalık fotoğraf.
- Medeni Hal Belgesi: Evli ise evlilik cüzdanı veya evlenme kayıt örneği; boşanmış ise boşanma kararı; dul ise eşinin ölüm belgesi gibi medeni durumunu gösterir belge (yabancı belgelere Türkçe tercüme ve noter onayı gerekebilir).
- Doğum Belgesi veya Nüfus Kayıt Örneği: Başvuranın kimlik bilgilerini ve aile bağlarını gösteren resmi belge. Yabancı ülke nüfus kayıt örnekleri Türkçe tercümeli ve onaylı sunulmalıdır.
- Türkiye’de 5 Yıl İkamet Ettiğine Dair Belge: İl Göç İdaresi Müdürlüğü’nden alınacak, başvuranın son 5 yıllık ikamet dökümünü gösterir resmi yazı. (Örneğin giriş-çıkış çizelgesi ve ikamet izinleri listesi.)
- Türkiye’de Yerleşme Niyetini Gösterir Belgeler: Varsa Türkiye’deki taşınmaz tapu fotokopileri, Türk eşi varsa eşine ait nüfus bilgileri ve evlilik belgesi, Türkiye’deki işyeri belgeleri, yatırım belgeleri, eğitim diploma vs. gibi durumunuza uygun kanıtlayıcı belgeler.
- Gelir Durumunu Gösteren Belgeler: Çalışıyorsa maaş bordrosu, işyeri belgeleri; serbest meslek ise vergi levhası, şirket belgeleri; emekli ise emeklilik belgesi; bakmakla yükümlü olduğu kişiler varsa onların geçimini nasıl sağladığını gösterir belgeler; banka hesap dökümleri, kira kontratları vb.
- Sağlık Raporu: Devlet hastanesinden alınacak, bulaşıcı hastalığı olmadığına dair sağlık kurulu raporu istenebilir.
- Adli Sicil Kaydı: Başvuru sahibinin Türkiye’deki adli sicil belgesi. Ayrıca kendi ülkesinden alacağı sabıka kaydı tercümesi istenebilir.
- Türkçe Yeterlilik Belgesi: (Varsa) başvuranın Türkçe bildiğini gösteren kurs sertifikası, sınav belgesi vb. (Resmi olarak şart olmasa da, mülakat kolaylığı için faydalı olabilir.)
Tüm resmi yabancı belgelerin, Türkçe tercümelerinin yapılmış ve Türkiye’deki noterden onaylanmış olması gerekmektedir. Ayrıca belgelerin apostil tasdikli olması veya konsolosluk onayı ile getirilmesi istenebilir (belgenin alındığı ülke, Apostil Anlaşması’na taraf mı bakılır). Belgeler hazırlandıktan sonra başvuru makamına teslim edilir ve süreç resmen başlar.
İpucu: Başvuruda talep edilen belgeler ve prosedür zaman zaman güncellenebilmektedir. Başvurunuz öncesinde il göç idaresi ve il nüfus müdürlüğü ile iletişime geçerek güncel belge listesini teyit etmenizde fayda vardır. Evraklarda eksik veya hata olması, başvuru sürecini uzatacağı gibi, eksik belgelerin zamanında tamamlanmaması durumunda başvurunuzun geçersiz sayılmasına yol açabilir.

Uzun Süreli İkamet İzni İle Türk Vatandaşlığı
UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ İLE VATANDAŞLIK BAŞVURUSU NE KADAR SÜRER?
Vatandaşlık başvurusunun sonuçlanma süresi, dosyanın niteliğine, inceleme süreçlerine ve idarenin yoğunluğuna göre değişkenlik gösterebilir. Genel olarak 1 – 3 yıl arasında bir süre öngörülebilir. Bazı başvurular bir yıldan kısa sürede sonuca ulaşırken, bazılarının 2 yılı aşması mümkündür.
Başvuru dosyası, valilik tarafından toplandıktan sonra Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’ne (Ankara) gönderilir. Burada başvurucu hakkında güvenlik soruşturmaları ve arşiv araştırmaları yürütülür. İlgili kurum ve kuruluşlardan görüş alınması gerekebilir. Örneğin, yabancının milli güvenlik yönünden sakıncası olup olmadığına dair Emniyet/istihbarat birimleri çalışma yapar; yabancının milli arşiv kaydı incelenir. Ayrıca mülakat raporları ve ikamet bilgileri değerlendirilir. Tüm bu süreçler bazen beklenenden uzun sürebilmektedir. Özellikle yoğun başvuru alan büyük şehirlerde, dosya incelemelerinin tamamlanması bir yılı geçebilmektedir.
Başvuru sonucu (kabul veya ret kararı), incelenen dosya hakkında İçişleri Bakanlığı’nın nihai karar vermesiyle netleşir. Karar verildiğinde, başvurucunun beyan ettiği adrese tebligat yapılır. Sonucun olumlu olması halinde Vatandaşlık Şahadetnamesi (vatandaşlık kararı) düzenlenir ve kişi Türk vatandaşlığını kazanmış olur. Bu karar, Cumhurbaşkanı’nın onayıyla da resmileşmektedir (istisnai durumlar hariç, genel yöntem başvurularında karar merci İçişleri Bakanlığı bünyesinde yetkilendirilmiştir). Olumsuz durumda ise ret gerekçesiyle birlikte tebligat ulaşır.
Özetle, vatandaşlık başvurusunun sonuçlanması sabır gerektiren bir süreçtir. 1-3 yıl geniş bir aralık olmakla birlikte, dosyanızın seyrini hızlandırmak adına yapılabilecek en iyi şey, başvuruyu ilk seferde eksiksiz ve doğru yapmak ve gerektiğinde idare ile iletişim halinde olmaktır. Unutmayınız ki, başvuru sayısındaki artışlar, idari yoğunluk, ek güvenlik soruşturmaları gibi faktörler süreyi uzatabilir.
UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ İLE VATANDAŞLIK BAŞVURUSU HANGİ DURUMLARDA REDDEDİLİR?
Başvurunuz, kanunda öngörülen şartlar tam olarak sağlanmıyorsa veya dosyada eksik/yanlış bilgi varsa ya da idarenin takdir yetkisi olumsuz yönde kullanılırsa reddedilebilir. Özellikle sık karşılaşılan ret nedenleri şunlardır:
- İkamet süresi şartının sağlanamaması: Başvuru tarihinden geriye 5 yıl kesintisiz ikamet şartını doldurmamış olanların (ya da 5 yıl içinde 12 aydan fazla yurtdışında kalanların) başvurusu reddedilir.
- Yerleşme niyetinin kanıtlanamaması: Kişi Türkiye’de yaşama kararında olduğunu davranışlarıyla gösterememişse (örneğin hiçbir işi, evi, bağı olmaması), salt vatandaşlık almak için geçici bulunuyorsa idare bunu ret gerekçesi yapabilir.
- Dil yeterliliğinin yetersiz olması: Mülakatta temel seviyede dahi Türkçe konuşamadığı tespit edilenlerin başvurusu olumsuz sonuçlanabilir.
- Gelir yetersizliği: Kişinin kendini geçindirecek geliri/işi olmadığının anlaşılması halinde, ileride kamu yardımlarına muhtaç olabileceği düşüncesiyle vatandaşlığı uygun görülmeyebilir.
- Adli sicil ve ahlaki durum: Ağır veya sürekli suç kaydı bulunanlar, organize suç bağlantıları olanlar ya da “iyi ahlak” şartını taşımadığı belirlenenler reddedilir.
- Milli güvenlik açısından sakınca: Herhangi bir terör, casusluk, kamu düzenini bozma şüphesi taşıyan, hakkında sınır dışı kararı bulunan yabancıların başvurusu reddedilir.
- Eksik veya hatalı belgelerle başvuru: İstenen belgeleri tam sunmamak, sahte belge vermek, gerçeğe aykırı beyanda bulunmak kesin ret sebebidir. Ayrıca idare, eksik belgeyi tamamlamanız için süre verir; bu süre içinde tamamlanmazsa başvuruyu işlemden kaldırabilir.
- Mülakatta olumsuz intiba: Komisyon mülakatında sorulara verilen cevaplar tatmin edici olmazsa, kişi Türkiye’ye uyum sağlayamamış izlenimi verirse bu değerlendirmeye yansıyabilir.
Kısacası, kanuni şartların herhangi birindeki eksiklik veya başvurucudan kaynaklı olumsuzluk, vatandaşlık talebinin reddine yol açabilir. Ancak bazen tüm şartlar sağlandığı halde de idare kamu yararı takdiriyle reddetme hakkına sahiptir. Bu takdir yetkisi keyfi kullanılmaz; genellikle gizli güvenlik soruşturması bulguları gibi adaya bildirilmeyen nedenlere dayanabilir. Böyle bir durumda, kişi şartları sağladığını düşünse bile olumsuz karar alabilir.
UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ İLE VATANDAŞLIK BAŞVURUSU REDDİ VE İDARİ/ADLİ İTİRAZ YOLLARI
Vatandaşlık başvurularında verilen ret kararları birer idari işlem niteliğindedir. Bu nedenle, diğer tüm idari işlemler gibi yargı denetimine tabidirler. Başvurusu reddedilen yabancıların önünde iki yol bulunmaktadır:
- İdareye İtiraz (İdari Başvuru): Ret kararının tebliğinden itibaren 60 gün içinde, kararı veren makama (İçişleri Bakanlığı’na) yeniden değerlendirme için başvurulabilir. Bu itiraz dilekçesinde, ret kararının hukuka aykırı olduğu ve şartların sağlandığı yönünde gerekçeler sunulmalıdır. İdare, bu başvuru üzerine dosyayı tekrar inceleyebilir. İtiraz başvurusu yapıldığında, devam eden dava açma süresi durur. İdare 30 gün içinde cevap vermezse, talep zımnen reddedilmiş sayılır. İtirazın açıkça veya zımnen reddi halinde, kalan süre içinde (ya da 60 günlük süre dolmamışsa toplam sürede) dava açılabilir.
- Yargı Yoluna Başvuru (İptal Davası): Ret kararının size tebliğinden itibaren 60 gün içinde, yetkili İdare Mahkemesi’nde iptal davası açabilirsiniz. Dava dilekçesinde, idarenin kararının hukuka aykırılık nedenleri (usul veya esas yönünden) belirtilmeli ve kararın iptali talep edilmelidir. İptal davası, ret işleminin yürürlükten kaldırılarak vatandaşlık başvurusunun yeniden incelenmesini sağlamaya yöneliktir. Vatandaşlık başvurusunu reddeden idarenin bulunduğu yer (genellikle Ankara veya başvurucunun ikamet ili) mahkemesi yetkili mahkeme olacaktır. Dava açma süresi geçirildiğinde, mahkeme süre aşımı nedeniyle davayı reddeder.
İdari dava sürecinde, mahkeme idarenin takdir yetkisini hukuka uygun kullanıp kullanmadığını denetler. Eğer mahkeme, ret kararını hukuka aykırı bulur ve iptal ederse, idare yeniden değerlendirme yapmak zorundadır (iptal kararı vatandaşlığı otomatik kazandırmaz, yeniden inceleme yapılır). Yargılama sürecinde vatandaşlık hakkı kazanılmış gibi işlem tesis edilmez; dava sonuna kadar yabancı statüsü devam eder.
İtiraz ve dava yolları birbiriyle bağlantılı şekilde de ilerleyebilir. Önce idareye başvurup sonuç alınamazsa, sonrasında dava açmak mümkündür. Burada kritik olan husus, 60 günlük dava açma süresini kaçırmamaktır. İdareye itiraz, bu süreyi durdurduğu için, itirazınız reddedilirse kalan sürede hemen dava açılmalıdır.
İdare Mahkemelerinde Avukat Zorunlu mu?
Türk hukukunda kişiler davalarını bizzat açabilir ve takip edebilirler. İdari davalarda da bir avukat tutma zorunluluğu yoktur. Ancak idare hukuku ve vatandaşlık mevzuatı oldukça karmaşıktır; usul kuralları sıkı ve süreler kısadır. Bu yüzden hukuki bilgi eksikliği sebebiyle telafisi zor hatalar yapılabilir. Hak kaybına uğramamak adına, özellikle vatandaşlık gibi önemli konularda idare hukuku alanında uzman bir avukat ile çalışmanız tavsiye edilir. En azından dava açmadan önce bir hukuki danışmanlık alarak stratejinizi belirlemeniz faydalı olacaktır.
Özetle: Vatandaşlık başvurunuz reddedilse bile, durumunuzu yeniden değerlendirtme şansınız bulunmaktadır. Gerek idari itiraz, gerekse yargı yoluyla hakkınızı arayabilirsiniz. Ayrıca ret alan biri, şartları düzeltip sağladıktan sonra yeniden başvuru yapma hakkına da sahiptir (aşağıdaki SSS bölümünde bu konuda bilgi verilmiştir). Yeter ki, eksik olan koşullar tamamlanmış olsun ve yeni başvuru dosyası sağlam hazırlanmış olsun.
İdari işlemlere itiraz ve iptal davası süreçleri hakkında daha detaylı bilgi için ilgili makalemizi inceleyebilirsiniz.
SIKÇA SORULAN SORULAR
5 YIL KESİNTİSİZ İKAMET NE DEMEK?
Kesintisiz beş yıl ikamet, Türk Vatandaşlığı Kanunu’nda aranan en önemli şartlardan biridir. Başvuru tarihinden geriye doğru hesaplanır ve bu dönem içinde yabancının toplam 12 ayı aşmamak üzere yurt dışında bulunabileceği anlamına gelir. Yani son 5 yılın en az 4 yılını (48 ay) Türkiye’de geçirmiş olmalıdır. Bu 5 yıl boyunca alınan ikamet izinlerinin ardışık olması, arada boşluk (kaçak kalma veya ülkeden uzun süre ayrılma) olmaması gerekir. Eğer beş yıllık sürenin herhangi bir döneminde Türkiye dışına çıkışlar toplamda 12 ayı geçerse, ikamet kesintiye uğramış sayılır ve süre hesabı baştan başlar. Örneğin bir yabancı Ocak 2018’den Ocak 2023’e dek Türkiye’de ikamet etti fakat bu arada çeşitli aralıklarla toplam 14 ay yurt dışında bulunduysa, kesintisiz ikamet şartını karşılamıyor demektir. Bu durumda kişi ancak tekrar 5 yılı doldurduktan sonra başvuru hakkı kazanır. Kesintisiz ikamet şartının amacı, kişinin gerçekten Türkiye’de yaşadığını ve buraya yerleştiğini teyit etmektir.
UZUN DÖNEM İKAMET İZNİ İLE VATANDAŞLIK ALINIR MI?
Uzun dönem ikamet izni (süresiz oturma izni) sahibi bir yabancı, gerekli koşulları sağlıyorsa vatandaşlık alabilir. Uzun dönem ikamet izni almak için zaten 8 yıl ikamet etmek gerektiğinden, bu kişiler 5 yıllık şartı zaten yerine getirmiş durumdadır. Yine de vatandaşlığa geçişte sadece ikamet süresine değil, yukarıda belirtilen dil, gelir, adli sicil, iyi ahlak gibi diğer şartlara da bakılır. Kısacası, uzun dönem ikamet izni sahibi olmak, Türk vatandaşlığına başvurma hakkı verir ve başvuruda pozitif bir faktördür; ancak otomatik olarak vatandaşlığı garanti etmez. Başvuru aynı usule tabidir ve yetkili makamların kararıyla sonuçlanır.
UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ İLE TÜRK VATANDAŞLIĞINA BAŞVURULABİLİR Mİ?
Evet, uzun süreli ikamet izni ile (genel yöntem kapsamında) Türk vatandaşlığına başvuru yapılabilir. Hatta bu yönteme “genel yolla vatandaşlık” denmektedir. Kanunun aradığı şartlar (5 yıl ikamet, yerleşme niyeti vb.) karşılandığında, kişinin uzun dönem ikamet izni olmasa bile aile ikameti, çalışma izni gibi sürekli ikametlerle 5 yılını doldurması yeterlidir. Özellikle uzun dönem ikamet izni almış biri, gerekli diğer şartları da taşıyorsa gecikmeden vatandaşlık müracaatında bulunabilir. Önemli olan, başvuru anında geçerli bir ikamet iznine sahip olmak ve kesintisiz ikamet süresini tamamlamış olmaktır. Başvurular il nüfus müdürlüklerine yapılarak süreç başlatılır.
UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ ALMAK İÇİN KAÇ YIL TÜRKİYE’DE KALMAK GEREKİR?
Uzun süreli (süresiz) ikamet izni alabilmek için kanunen en az 8 yıl Türkiye’de kesintisiz ikamet etmiş olmak gerekir. Bu 8 yıl hesabında, yabancının geçerli ikamet izinleriyle ülkede bulunduğu süreler toplanır. Kesintisizliğin korunması açısından, 8 yıl içinde uzun süreli yurtdışı çıkışlar yapmaması önemlidir (genel kural 6 aydan fazla ara vermemektir, ancak Göç İdaresi toplam süreye de bakar). Ayrıca 8 yılın yanı sıra son üç yıl içinde sosyal yardım almamış olma, yeterli gelir, sağlık sigortası gibi ek şartlar da aranır (yukarıda detaylı açıklandı). Tüm bu şartlar sağlandığında, Göç İdaresi’ne uzun dönem ikamet izni başvurusu yapılabilir. Uygun görüldüğü takdirde yabancıya süresiz oturum hakkı tanınır. Unutulmamalıdır ki, mülteci, insani ikamet izni sahibi gibi bazı gruplar 8 yıl kalsalar dahi bu izne başvuramazlar.
UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ SAHİBİ NE KADAR SÜRE TÜRKİYE DIŞINDA KALABİLİR?
Uzun dönem ikamet izni sahibi yabancılar, 1 yıl kesintisiz süreden daha uzun bir süre Türkiye dışında kalırlarsa, ikamet izinleri iptal edilebilir. Kanun, sağlanan bu daimi ikamet hakkının suistimal edilmemesi ve kişinin Türkiye ile bağını koparmamasını amaçlamıştır. Ancak istisna olarak; sağlık, eğitim, yabancı ülkede zorunlu kamu hizmeti veya görev gibi nedenlerle Türkiye dışında uzun süre kalmak zorunda kalanların ikamet izni iptal edilmez veya iptal edilmişse yeniden verilebilir. Örneğin uzun dönem ikamet izni olan bir kişi, ağır bir hastalığın tedavisi için 1,5 yıl yurtdışında kaldıysa, dönüşünde durumu belgelendirerek iznini geri alabilir. Normal koşullarda ise 12 ayı aşan kesintisiz yurtdışı ikamet, süresiz oturma izninin sonlandırılmasıyla sonuçlanabilir. Dolayısıyla bu statüdeki kişilerin mümkün mertebe uzun süreli ayrılıklardan kaçınmaları önerilir.
UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ OLAN BİRİ TÜRK VATANDAŞLIĞI İÇİN BAŞVURDUĞUNDA SÜREÇ NASIL İŞLER?
Uzun dönem ikamet izni sahibi biri vatandaşlık başvurusu yaptığında, süreç tıpkı diğer başvurularda olduğu gibi işler. Yukarıda anlattığımız başvuru evraklarının hazırlanması, valiliğe başvuru, güvenlik soruşturması ve mülakat aşamaları aynen uygulanır. Uzun dönem ikamet izni sahibi olmak, 5 yıllık ikamet şartını zaten karşıladığı anlamına geldiğinden, bu yönden sorun yaşamaz. Ancak yine de başvurucunun:
- Kendi milli hukukuna göre ergin ve ayırt etme gücüne sahip olması,
- Türkiye’de yerleşik yaşama iradesini kanıtlaması,
- Genel sağlık açısından tehlikeli bir hastalığı olmaması,
- Toplum kurallarına saygılı, iyi ahlaklı biri olması,
- Yeterli düzeyde Türkçe konuşması,
- Kendisi ve ailesini geçindirecek gelire sahip olması,
- Milli güvenlik ve kamu düzeni yönünden engel hali bulunmaması,
gibi koşullar tek tek değerlendirilir. Başvuru dosyası, diğer adayların dosyaları gibi incelenir; mülakat komisyonu tarafından dil ve entegre olma durumu gözlemlenir. Süreç sonunda Bakanlık makamınca uygun görülürse vatandaşlığa kabul kararı verilir. Kısaca, uzun dönem ikamet izni olanlar da aynı prosedürlere tabidir ancak genellikle Türkiye’de uzun yıllar yaşamış olmanın getirdiği artı puanlara sahiptirler.
UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ OLAN BİRİ TÜRKİYE’DE ÇALIŞABİLİR Mİ?
Uzun dönem ikamet izni sahibi yabancıların Türkiye’de çalışmaları, ayrı bir çalışma iznine tabidir. Yani sadece uzun süreli oturma izni, yabancıya doğrudan çalışma hakkı vermez. Türkiye’de çalışmak isteyen her yabancı, istisnai durumlar hariç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan çalışma izni almak zorundadır. Ancak uzun dönem ikamet izni sahiplerinin çalışma izni başvuruları genellikle olumlu değerlendirilir çünkü sürekli ikamet statüleri onların burada yaşamaya devam edeceğini gösterir. Öte yandan, bazı meslek ve görevler kanunen yalnızca Türk vatandaşlarına mahsustur. Örneğin:
- Avukatlık (Baroya kayıt olmak),
- Noterlik,
- Hakimlik ve savcılık,
- Polislik ve askeri görevler,
- Gümrük müşavirliği,
- Özel güvenlik görevlisi (kurum bünyesinde),
- Arabuluculuk, Kaptanlık gibi belirli denizcilik ve havacılık görevleri,
yabancıların yapamayacağı meslekler arasındadır. Uzun dönem ikamet izni sahibi olsalar bile bu pozisyonlar için çalışma izni alamazlar. Ancak Türk vatandaşlığı kazanıldığı takdirde, kişi tüm bu meslekleri (diğer şartlar da uygunsa) icra etme hakkına sahip olur. Özetle, uzun dönem ikamet izniyle ikamet edenler vatandaş olmadan önce de çalışma izni alarak çalışabilirler, fakat vatandaşlık almadıkça bazı mesleki sınırlamalar devam edecektir.
UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ SAHİPLERİ TÜRK VATANDAŞLIĞI BAŞVURUSU İÇİN DİL SINAVINA GİRMEK ZORUNDA MI?
Hayır, vatandaşlık başvurusu için özel bir Türkçe dil sınavı zorunluluğu yoktur, mülakat uygulaması yeterli görülmektedir. Türkiye, birçok ülkenin aksine vatandaşlık için resmi bir dil sınavı (örneğin B1 seviyesinde sertifika) şart koşmamıştır. Bunun yerine, başvuru sahibiyle yapılan yüz yüze görüşme sırasında kişinin Türkçe düzeyi ölçülür. Eğer başvurucu kendini rahatlıkla ifade edebiliyor, soruları anlayıp cevaplayabiliyorsa “Türkçe konuşma şartı” sağlanmış kabul edilir. Ancak bazı kişiler, mülakatta kolaylık olsun diye önceden Türkçe kurslarına gidip belge almayı tercih edebiliyor. Bu tür TÖMER gibi dil sertifikaları dosyaya eklense bile, komisyon yine de birebir görüşmede bunu doğrulamak isteyecektir. Sonuç itibariyle, uzun süreli ikamet izni sahipleri de dahil olmak üzere her yabancı, vatandaşlık sürecinde Türkçe bildiğini kanıtlamak durumundadır fakat bu kanıtlama bir sınavla değil mülakat yoluyla yapılır. Eğer kişinin konuşma veya duyma engeli varsa, bu durum doktor raporuyla belgelendiğinde mülakat işaret diliyle veya yazılı yapılabilir.
UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ BAŞVURUSU REDDEDİLİRSE NE YAPILABİLİR?
Uzun dönem (süresiz) ikamet izni başvurunuz Göç İdaresi tarafından reddedilirse, öncelikle ret gerekçesini öğrenmelisiniz. Bu iznin reddi de bir idari işlem olduğu için, itiraz ve dava haklarınız bulunur. İkamet izni başvurularında ret kararına karşı:
- İdari İtiraz: Kararı veren Göç İdaresi birimine veya bir üst makama, ret tebligatından itibaren başvuru yaparak kararın tekrar değerlendirilmesini talep edebilirsiniz. Bu itiraz dilekçesinde neden uzun dönem izni hak ettiğinizi, şartları taşıdığınızı anlatan bilgiler sunun.
- Yargı Yolu: Ret kararının hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsanız, tebliğden itibaren 60 gün içinde İdare Mahkemesi’nde iptal davası açabilirsiniz. Mahkeme, 6458 sayılı Kanun’un ilgili maddelerine göre şartları sağlayıp sağlamadığınızı inceler ve eğer idarenin kararı hatalıysa iptal edebilir.
Uzun dönem ikamet izni, daimi bir hak sağladığı için idare bazen sıkı değerlendirme yapabilir. Ret gerekçeleri genellikle gelir yetersizliği, aranan 8 yılın doldurulmaması, güvenlik sakıncası gibi somut unsurlara dayanır. Eğer bu gerekçeler yersiz ise, hakkınızı hukuki yollarla aramak mümkündür. Dava sürecinde avukat desteği almak işinizi kolaylaştıracaktır.
UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ İLE VATANDAŞLIK BAŞVURUSU NE KADAR SÜREDE SONUÇLANIR?
Uzun süreli ikamet iznine dayanarak yapılan vatandaşlık başvuruları da diğer genel yol başvurularıyla benzer sürelerde sonuçlanır. Yukarıda belirttiğimiz gibi, ortalama 1-3 yıl arasında bir süre söz konusudur. Bazı durumlarda dosya incelemeleri daha kısa sürebilirken, yoğun dönemlerde veya ek araştırma gereken hallerde 3 yılı aşan bekleme süreleri de görülebilmektedir. Özellikle büyük şehirlerdeki başvuru sayısının fazlalığı, süreci uzatan temel faktörlerdendir. Başvurucuya dair güvenlik soruşturması, arşiv taraması gibi prosedürler standart olarak uygulandığından, uzun dönem ikamet izni sahibi olmak süreyi otomatik kısaltmaz ancak dosyanız genellikle olumlu görüleceği için mülakat sonrası bekleme süreci daha rahat geçecektir.
UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ İLE VATANDAŞLIK BAŞVURUSU YAPARKEN GELİR ŞARTI VAR MI?
Evet, vatandaşlık başvurusu yaparken gelir şartı aranmaktadır. 5901 sayılı Kanun’un 11. maddesine göre, yabancı başvurucunun “Türkiye’de kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin geçimini sağlayacak gelire veya mesleğe sahip olması” gerekir. Bu, başvuranın en azından asgari ücret düzeyinde veya üzerinde bir gelirinin bulunmasını ya da düzenli kazanç getiren bir işi olmasını ifade eder. Örneğin aylık geliri hiç olmayan veya başvuru dosyasında gelirini belgeleyemeyen bir kişinin talebi reddedilebilir. Uzun dönem ikamet izni sahipleri genellikle Türkiye’de yerleşik olduklarından bir işe sahip olurlar ya da emekli maaşı, kira geliri gibi düzenli gelirleri bulunur. Başvuru esnasında bu gelir kaynaklarını belgelemek yeterlidir. Önemli olan, başvuru sonrası Türkiye’de devlete yük olmadan yaşayabileceğinizin görülmesidir.
UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ ALAN BİRİNİN VATANDAŞLIK BAŞVURUSU REDDEDİLEBİLİR Mİ?
Maalesef evet. Uzun dönem ikamet izni almak, kişinin belli başlı şartları (8 yıl ikamet, gelir, sigorta, temiz sicil gibi) sağladığını gösterir ve genelde entegre bir birey olduğunun kanıtıdır. Ancak Türk vatandaşlığına geçiş için aranan bazı farklı kriterler de vardır (Türkçe bilmek, milli güvenlik açısından durum vb.). Dolayısıyla uzun dönem ikamet izni sahibi her yabancı otomatik olarak vatandaşlığa kabul edilmez. Örneğin kişi 10 yıldır burada yaşadığı için uzun dönem ikamet izni almıştır fakat Türkçe öğrenmemişse veya vatandaşlık mülakatında Türkiye’de yaşama isteği konusunda tereddüt yaratmışsa başvurusu reddedilebilir. Yine, uzun süre burada kalmış olsa da daha önce işlediği bir suç ortaya çıkarsa veya milli güvenlik incelemesinde bir sıkıntı tespit edilirse vatandaşlığa alınmaz. Özetle, uzun süre ikamet etmiş olmak önemli bir avantajdır ama tek başına yeterli değildir. 5901 sayılı Kanun’un 11. maddesinde sayılan tüm koşullar (erginlik, 5 yıl ikamet, yerleşme niyeti, sağlık, ahlak, dil, gelir, güvenlik) tek tek değerlendirilir ve bunlardan birinde bile eksiklik görülürse ret kararı verilebilir.
UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ İLE VATANDAŞLIK ALMAK İÇİN SABIKA KAYDI GEREKİYOR MU?
Evet, vatandaşlık başvurusu sürecinde adli sicil (sabıkasızlık) kaydı talep edilmektedir. Başvuru belgeleri arasında, yabancının Türkiye’den alacağı Adli Sicil Belgesi bulunur. Eğer kişi uzun süredir Türkiye’de yaşıyorsa zaten Türk adli sicil sistemi üzerinden geçmiş kayıtları sorgulanır. Ayrıca bazı durumlarda, başvuranın kendi ülkesinden alacağı sabıka kaydı da istenebilir (özellikle son 5 yılın tamamı Türkiye’de geçmemişse veya idare ek bilgi isterse). Bu belgeler, başvurucunun ciddi bir suçtan hüküm giyip giymediğini tespit etmek amacıyla kullanılır. Adli sicilinizde küçük suçlar olsa bile bu otomatik ret sebebi olmayabilir; ancak terör, uyuşturucu, insan kaçakçılığı, organize suç gibi büyük suçlar varsa veya sabıka kaydınız kabarık ise vatandaşlık başvurunuz büyük ihtimalle reddedilecektir. Uzun dönem ikamet izni başvurularında da benzer şekilde sabıka kaydı istenir ve özellikle ağır hapis cezası almış kişilerin daimi ikamete geçiş talebi kabul edilmez.
UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ ALAN BİRİ TÜRK VATANDAŞI OLURSA PASAPORT ALABİLİR Mİ?
Elbette. Bir yabancı Türk vatandaşlığını kazandığı anda, yabancılık statüsü sona erer ve aynı bir Türk vatandaşı gibi tüm haklara sahip olur. Buna Türkiye Cumhuriyeti pasaportu edinme hakkı da dahildir. Vatandaşlık işlemleri tamamlanıp kişi nüfus kütüğüne Türk vatandaşı olarak kaydedildikten sonra, ilçe nüfus müdürlüğüne başvurarak Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartını ve ardından pasaport başvurusuyla Türk pasaportunu alabilir. Türk pasaportuna sahip olan yeni vatandaş, vize muafiyetlerinden ve konsolosluk hizmetlerinden aynen diğer Türk vatandaşları gibi yararlanır. Özetle, uzun süreli ikamet izni ile yıllarca Türkiye’de yaşayan birinin vatandaşlığı alması halinde, artık yabancı pasaportu yerine Türk pasaportu kullanarak yolculuk yapması mümkün hale gelecektir.
UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ ALAN BİRİNİN TÜRK VATANDAŞLIĞI BAŞVURUSU SIRASINDA MÜLAKAT YAPILIR MI?
Evet, mülakat tüm genel yol vatandaşlık başvurularının vazgeçilmez bir parçasıdır. Uzun dönem ikamet izni sahibi olsanız da, başvurunuzun değerlendirilmesi aşamasında İl Vatandaşlık Komisyonu tarafından görüşmeye çağrılırsınız. Türk Vatandaşlığı Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin 19. maddesine göre, vatandaşlık isteyen yabancıların:
- Başvuru şartlarını taşıyıp taşımadığı,
- Soy durumu (aile bilgileri),
- Türkçe konuşma yeterliliği,
- Geçimini ne şekilde sağladığı,
- Türk toplumuna uyum sağlayıp sağlamadığı
gibi hususlar, komisyon mülakatında tespit edilir. Mülakat esnasında başvurucuya günlük hayatıyla, mesleğiyle, Türkiye’ye dair temel bilgileriyle ilgili sorular sorulabilir. Amaç, kişinin gerçekten burada yaşama niyetinde olduğunu ve topluma entegrasyon sağladığını anlamaktır. Uzun süreli ikamet izni sahipleri genelde yıllardır burada olduklarından mülakatı daha rahat geçer; ancak yine de Türkçe becerisi burada kritiktir. Komisyonda iyi bir izlenim bırakmak için, sorulara anlaşılır ve doğru cevap vermek önem arz eder. Mülakat sonunda komisyon üyeleri kanaatlerini bir rapora yazar ve bu rapor vatandaşlık kararını etkileyen önemli bir unsurdur. Kısacası, evet mülakat yapılır ve buna hazırlıklı olmak gerekir.
UZUN SÜRELİ İKAMET İZNİ SAHİPLERİ VATANDAŞLIK ALDIKTAN SONRA ASKERLİK YAPMAK ZORUNDA MI?
Türk vatandaşlığını sonradan kazanan erkekler için askerlik yükümlülüğü, kişinin yaşına ve durumuna bağlı olarak düzenlenir. 7179 sayılı Askeralma Kanunu’nun 43. maddesine göre, sonradan vatandaş olanlar, vatandaşlığı kazandıkları tarihteki yaşlarına ve öğrenim durumlarına göre, o yıl askerlik çağına giren Türk vatandaşları ile aynı koşullarda askere alınırlar. Ancak burada bazı istisnalar mevcuttur:
- Yeni vatandaş olan kişi, geldiği ülkede fiilen askerlik hizmetini yapmışsa veya belgelendirebilirse, Türkiye’de tekrar askerlik yapmış sayılır. Yani yabancı ülke askerlik hizmeti Türk askerliğiyle denk tutulur.
- Kişi vatandaşlığa alındığı yıl 22 yaşını veya daha büyük bir yaşı doldurmuşsa, kanun gereği askerlik yapmış kabul edilir (yaş haddinden muaf tutulur). Bu, genellikle 22 yaşından sonra vatandaş olanların askere çağrılmadığı anlamına gelir.
- Ayrıca yeni Türk vatandaşı, talep etmesi halinde, askerlik hizmeti 2 yıl süreyle ertelenebilir. Yani vatandaşlığa kabul edildiği tarihten itibaren iki yıl boyunca askere alınmaz; bu süre sonunda yaşı da ilerleyeceği için çoğu durumda fiilen askerlik yapmasına gerek kalmayabilir.
Özetlemek gerekirse, uzun süreli ikamet izni ile Türkiye’ye yerleşip sonradan vatandaş olan kişiler için askerlik konusu kişiye özel değerlendirilir. Genç yaşta vatandaş olanlar (örneğin 18-21 arası) genelde Türk akranları gibi askerlik yapar. Daha ileri yaşta vatandaş olanlar ise çoğunlukla muaf olur veya zaten yabancı ülkede yaptıkları askerlik sayılır. Bu konuda detaylı bilgi için nüfus müdürlüğü aracılığıyla askerlik şubelerine başvurulması tavsiye edilir.
TÜRK VATANDAŞLIĞINI KAZANDIM. EŞİM VE ÇOCUKLARIM DA BENİMLE BİRLİKTE VATANDAŞLIK KAZANABİLİRLER Mİ?
Hayır, bir kişinin Türk vatandaşlığını kazanması, eşine otomatik olarak vatandaşlık verileceği anlamına gelmez. Türk hukukunda vatandaşlık bireyseldir; herkes kendi başvurusunu yapmak durumundadır. Bu nedenle, siz vatandaş oldunuz diye eşiniz kendiliğinden vatandaş olmaz. Eşiniz de ayrı bir başvuru yaparak gerekli şartları taşıyorsa vatandaşlık alabilir (örneğin sizinle evli olduğu için 3 yıl sonra evlilik yoluyla başvurma hakkı vardır veya genel yol şartlarını sağlıyorsa o şekilde başvurabilir).
Çocuklar konusunda ise: Eğer sizin vatandaşlık kazandığınız tarihte 18 yaşından küçük çocuklarınız varsa, onların Türk vatandaşlığını kazanabilmeleri için bazı durumlar söz konusudur. Eşiniz (diğer ebeveyn) Türk vatandaşı değilse, çocuklar ancak onun muvafakati (izni) ile sizinle birlikte Türk vatandaşlığı alabilirler. Bu izin resmi muvafakatname şeklinde alınır. Eğer çocukların velayeti sizde ise ve diğer ebeveyn yoksa, o zaman çocuklar sizin vatandaşlığınızdan yararlanabilir. Öte yandan, hem anne hem baba Türk vatandaşlığı kazanmışsa, bu durumda anne-babanın vatandaş olmasıyla çocuklar da doğrudan Türk vatandaşı kabul edilir (yine de nüfus kaydı için bildirim yapmak gerekebilir).
18 yaşından büyük evlatlar ise reşit bireyler olduğundan, anne-babası vatandaş olsa bile kendileri ayrıca başvurmadıkça vatandaşlık kazanamazlar. Ancak onlar da isterlerse aile bağlarını (Türk vatandaşı anne/baba sahibi olmayı) gerekçe göstererek genel yoldan başvuru yapabilirler.
Özetle, sizin vatandaşlığınız ailenize otomatik olarak sirayet etmez. Eşiniz ayrı başvuru yapmalıdır. Çocuklarınızın durumu ise yaşlarına ve diğer ebeveynin statüsüne bağlıdır. Bu konuda başvuru esnasında nüfus idaresinden detaylı bilgi alıp gerekli işlemleri yapmak önemlidir.
Oturma izni başvurusu nasıl yapılır, gerekli şartlar nelerdir? konulu makalemizi inceleyerek Türkiye’de ikamet izni süreçleri hakkında detaylı bilgi edinebilirsiniz.