DEDELERİMİZİN GİRDİĞİ İLK HALKA ARZ: HALKBANK HİSSE SENETLERİNİN SATIŞI

Halkbank Hisse mağdurları son dönemde çokça sorulan konular arasındadır. Makalemizde bu konuya değinmeye çalıştık

Halkbank, 2284 sayılı Halk Bankası ve Halk Sandıkları Kanunu’nun 08.06.1933 tarihinde resmî gazetede yayınlanması ile kuruluşu amaçlanmış bir bankadır. Bu kanunun amacı küçük esnafın, tüccarın, zanaatkarın ve çiftçinin yani üretim ve dağıtım gibi alanlarda çalışan kesimin üretim ve devamlılığını sağlamak için düşük faizle kredi ihtiyaçlarını gidermek ve onları desteklemektir.

Kanun çıkarıldıktan beş yıl sonra 28.05.1938’de bugünkü adı Halkbank olan Halk Bankası ve Halk Sandıkları 3 milyon lira sermaye ile kurulmuştur. Fakat bu sermaye, bankanın kuruluş amacını karşılamamış ve sermaye yetersizliği nedeniyle banka faaliyete geçememiştir.

3331 sayılı kanun çıkarılarak Halk Sandıklarının faaliyete geçirilmesi için belediye, il özel idareleri, gerçek ve tüzel kişilerin bankaya hissedar olmaları talep edilmiştir ve bunun önü açılmıştır. Böylelikle dedelerimiz bir nevi halka arz olan bankanın hisselerini ilk elden satın almış ve Halkbank’a hissedar olmuşlardır. 3331 sayılı kanun 1950 yılında 1382 sayılı Halk Bankası ve Halk Sandıkları Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bu Kanuna Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun ile yürürlükten kaldırılmıştır.

Döneminde belediyeler, il özel idareleri, gerçek ve tüzel kişiler 100’er liralık hisse senetleriyle halk sandıklarına, 1000’er liralık hisse senetleriyle de Halk Bankası’na hissedar olmuşlardır. Dönemin ekonomik koşulları göz önüne alındığında, bankadan hisse alan gerçek kişilerin evlerini, tarlalarını satıp nakde çevirerek hisse senedi aldıkları, zar zor elde ettikleri kazançlarını hisse senedine yatırdıkları yorumunda bulunmak pekâlâ mümkündür.

Yirminci yüzyılın ilk yarısında, cumhuriyetin kuruluşundan kısa bir zaman sonra halkın batmaması için Halk Bankası lehine gösterdiği bu fedakârlık takdire şayan olmakla birlikte hisse satın alımı karşılığında verilen belgeler de döneminden beklendiği şekilde bugünkü koşulları ve nitelikleri taşır halde olmamıştır ve hissedarlara fiziki senetler hazırlanıp verilmiştir.

HALKBANK HİSSE MAĞDURLARI NEDİR?

Halkbank’ın kuruluş yıllarında sermaye yetersizliğinden dolayı faaliyete geçememesi karşısında yapmış olduğu hisse senedi satışları ile bankanın adını aldığı halk, yani gerçek kişiler bankaya hissedar olmuşlardır. Finans disiplinin Türkiye’de henüz 21’inci yüzyıldaki anlamını ve önemini haiz olmadığı o yıllarda ellerindeki fiziki hisse senetleriyle Halk Bankası’na her koşulda ortak olduklarına inanmışlar; fiziki senetleri bir güven ve ispat aracı olarak saklamışlardır.

Hissedarların ellerinde bulundurdukları bu fiziki hisse senetlerinin bir kısmının miras yoluyla sonraki nesillere aktarıldığı, bir kısmı kaybolmuş olabileceği bir kısmının da hissedarın ölmesiyle unutulup gittiği, fiziki senetlerin zayi olduğu açıklamaları ve yorumları yapılmıştır.

Bugün, dedelerinin satın aldığı Halk Bankası hisselerine miras yoluyla malik olduklarını iddia eden hissedarlar, 21’inci yüzyıl finans dünyasının gerekleriyle yapılan düzenlemeler neticesinde bankanın ortaklığından çıkarılmakla karşı karşıya kalmışlardır. İşte bu durum 70 yıldan fazla bir süre Halkbank’ın ilk elden hisselerini satın alarak hissedarı olduğunu düşünen kişilerin birtakım düzenlemeler nedeniyle Halkbank hisselerini kaybetmelerini ve satılmış olan hisse payı miktarının kamuya yani devlete bırakılmasını içeren Halkbank Hisse Mağdurlarını doğurmuştur.

HALKBANK HİSSE MAĞDURLARINA NE OLDU?

Daha kuruluş yıllarında Halk Bankası’ndan hisse satın alarak ortak olan mağdur kişiler, uzun yıllar boyunca Halk Bankası’nın yaşadığını öne sürdüğü mali krizler, kuruluşun geç tamamlanması gibi nedenlerden ötürü hisse paylarından almaları gereken karı elde edememişlerdir. Ancak Halk Bankası gibi cumhuriyet döneminde kurulan İş Bankası hissedarları bu durumdan yüksek bir memnuniyet yaşamış ve halk arasında bu memnuniyetin bir benzerinin Halk Bankası nezdinde de yaşanacağı izlenimi doğmuştur.

Bugün, Türkiye’nin en büyük üç bankasından biri olan Halkbank, kuruluş yıllarında hissedarı olan gerçek kişilerin hisse paylarının hak ettiği kazanç ödemelerini ortak olunan tarihten itibaren hiç yapmamış olmakla suçlanmaktadır. Halkbank’ın yıllar içinde yaptığı sermaye artışlarına kuruluştan beri hisse senedi olan kişilerin büyük bir çoğunluğu katılamadı.

Halk Bankası ve Halk Sandıkları ya da bugünkü adıyla Halkbank, hissedarlarının miras yoluyla mirasçılarına geçen hisse paylarının Sermaye Piyasası Kurulu’nun Sermaye Piyasası Kanunu’nda yaptığı payların kaydileştirilmesine ilişkin değişikliği ile hissedarlardan ellerinde bulunan hisse senetlerini Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirerek kaydetmelerini istemiş, bunu yapmayan ortakların haklarını Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca Yatırımcı Tazmin Merkezine devredeceğini bildirmiştir.

Halkbank hissedarları tarafından Merkezi Kayıt Kuruluşu’na bildirilen fiziki Halkbank hisse senetleri sayısının 216 olduğu bilinmekte, geri kalan hissedarların tüm hakları Yatırımcı Tazmin Merkezine devredilerek Halkbank hisse mağdurları ortaklıktan çıkarılmış ve tüm haklarını kaybetmişlerdir.

SERMAYE PİYASASI KURULU’NUN DÜZENLEMESİ NEDİR?

30.12.2012 tarihli 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu, fiziki hisse senetlerine ilişkin bir düzenleme yapmış ve kaydileştirilmesine karar verilen sermaye piyasası araçlarının Merkezi Kayıt Kuruluşu’na fiziki olarak teslim edilmesi koşulu getirilmiştir. Bu sermaye araçları teslim edildikten sonra kendiliğinden hükümsüz olacak ancak teslim edilmedikleri takdirde de kaydileştirme kararından sonra borsada işlem göremez hale gelecektir. SPK’nın bu kanuni düzenlemesi ile, Halkbank hissedarlarının 31.12.2014 tarihine kadar ellerinde Halkbank hissedarı olduklarını gösterir sermaye piyasası araçlarını merkezi Kayıt Kuruluşuna teslim etmeleri gerekmekte, bunu yapmamaları takdirde hisse haklarının Yatırımcı Tazmin Merkezi’ne intikal edeceği bildirilmektedir.

6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun ilgili 13’üncü maddesi 4’üncü fıkrası şu şekildedir:

“MADDE 13- (4) Kaydileştirilmesine karar verilen sermaye piyasası araçlarının Kurulca belirlenen esaslar çerçevesinde teslimi zorunludur. Teslim edilen sermaye piyasası araçları kendiliğinden hükümsüz hâle gelir. Teslim edilmeyen sermaye piyasası araçları ise kaydileştirilme kararından sonra borsada işlem göremez, aracı kurumlarca bu sermaye piyasası araçlarının alım satımına aracılık edilemez ve katılma belgelerinin geri alımı yapılamaz. Kayden izlenmeye başladığı tarihi izleyen yedinci yılın sonuna kadar teslim edilmeyen sermaye piyasası araçları YTM’ye intikal eder. Bunların üzerindeki sınırlı ayni haklar kendiliğinden sona ermiş sayılır. Bunlar YTM’nin hesabına geçmesinden itibaren üç ay içinde satılır.”

Sermaye Piyasası Kanunu’nun 13/4 maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı cümleleri Anayasa Mahkemesinin kararı ile iptal edilmiş olsa da bu konuda Halkbank hisse mağdurları adına bir gelişme yaşanmamıştır (Anayasa Mahkemesi’nin 22/10/2015 tarihli ve E.: 2015/29, K.: 2015/95 sayılı Kararı).

MERKEZİ KAYIT KURULUŞU NEDİR?

Merkezi Kayıt Kuruluşu 2005 yılında Türk Sermaye Piyasalarının Merkezi Saklama Kuruluşu olarak üyelerine saklama, veri depolama ve raporlama, kurumsal yönetim ve yatırımcı hizmetleri sunmak üzere kurulmuş bir sistemdir. Merkezi Kayıt Kuruluşu ile artık fiziki sertifikaya bağlı klasik kıymetli evrak anlayışından vazgeçilmiş ve sermaye piyasası araçları ile bunlara ilişkin hakların elektronik ortamda MKK tarafından izlenebilen bir kaydi sisteme geçilmiştir.

Artık Merkezi Kayıt Kuruluşu’nda Borsa İstanbul’da işlem gören pay senetleri, yatırım fonları, varant, tahvil, bono gibi pek çok kıymet kayden izlenmektedir. Sermaye Piyasası Kanunu, MKK kayıtlarına hukuki bir etki tanımış ve MKK’ya yapılan bildirim tarihleri hakların üçüncü kişilere karşı ileri sürülmesinde esas alınması kararlaştırılarak sermaye piyasası araçları üzerindeki kazanımlarda MKK’ya yapılacak bildirimin hukuki sonuç doğurur nitelikte olduğu kabul edilmiştir.

Ellerindeki fiziki hisse senedini bir şekilde Merkezi Kayıt Kuruluşuna kaydettiremeyen Halkbank hissedarlarının mağduriyeti işte bu noktada doğmaktadır. Merkezi Kayıt Kuruluşu’nca hak sahipliği kaydı izlenemediği için artık hissedar olarak sayılmamaktadırlar.

HALKBANK’IN YAKLAŞIK 15.000 ORTAĞININ HİSSE PAYLARINA NE OLDU?

Halkbank hissedarlarının Merkezi Kayıt Kuruluşu’na fiziki olarak teslimini sağlayamadıkları hisse senetleri, SPKn m. 13/4 gereğince bu senetlerden doğan tüm hakları Yatırımcı Tazmin Merkezi’ne devredilmiştir. Yatırımcı Tazmin Merkezi’ne devredilen hisse senetleri üzerindeki sınırlı ayni haklar ise devredildikten 3 ay içinde satılır. Halkbank Hisse mağdurları

Halkbank’ın kaydileştirmeye ilişkin bilgi notunda… Bu doğrultuda, henüz kendi adlarına kaydileştirilmemiş hisse senetlerine sahip olan pay sahiplerimizin, haklarının kaybolmaması için en kısa sürede hisselerini kendi adlarına kaydileştirmeleri gerekmektedir. Vefat etmiş hissedarlarımızın varisleri tarafından hisseler ile ilgili hakların kullanımı için öncelikle hisselerin, varislerden birine ya da üçüncü bir kişiye hisselerin tamamının mülkiyet devri yapılarak adına kaydettirilmesi ve daha sonra herhangi bir aracı kurumda açılacak olan menkul kıymet yatırım hesap numarasının Bankamıza bildirilmesi, Hayatta olan hissedarlarımız tarafından ise sadece herhangi bir aracı kurumda açılacak menkul kıymet yatırım hesap numarasının Bankamıza bildirilmesi gerekmektedir.” Denilerek bankanın kuruluşundan itibaren hissedar olan ve tüm varlığıyla bankanın ayakta kalması ve kalkınması için çabalayan, hisse satın alan hissedarların mağduriyetleri giderilmeyerek yaklaşık 15.000 hissedarın haklarının hiç olmasına neden olunmuştur.

Merve Sara Muğlu

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak Gerekli alanlar işaretlendi *

Yorum Yap