Ceza HukukuİFADE VERİRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR

Ceza yargılamasının ilk aşamalarından biri ifade verme sürecidir. Soruşturma kapsamında ifadeye çağrılmak veya kollukta ifade vermek, herkesin başına gelebilecek bir hukuki durumdur. Bu rehberde, ifade vermenin ne anlama geldiğini, ifadeye nasıl çağrıldığınızı, karakolda veya savcılıkta ifade verirken dikkat etmeniz gereken noktaları ve ifade sonrasındaki süreci güncel bilgiler ışığında ele alıyoruz. Ayrıca susma hakkı, avukat yardımı, zorla getirme kararı gibi konulara da değiniyoruz. Unutmayın, vereceğiniz ilk ifade, soruşturmanın gidişatını büyük ölçüde etkiler. Bu nedenle ifade verirken sakin olmak, haklarınızı bilmek ve mümkünse alanında uzman bir ceza hukuku avukatı desteğiyle hareket etmek çok önemlidir.

İFADE VERMEK NE DEMEKTİR?

İfade vermek, hakkında soruşturma açılmış bir kişinin polis, jandarma gibi kolluk görevlileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından soruşturma konusu olayla ilgili olarak dinlenmesi anlamına gelir[2]. Diğer bir deyişle şüphelinin, kendisine yöneltilen suçlamaya ilişkin bilgi vermesi sürecidir. Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) m.2’de de ifade alma bu şekilde tanımlanmıştır. Bu işlem soruşturma evresinde gerçekleşir ve kişinin şüpheli sıfatıyla ilk savunmasını yapma imkanıdır.

Sorgu ise ifade almadan farklı olarak, hakim veya mahkeme tarafından yürütülür. Soruşturma aşamasında sulh ceza hakimi, kovuşturma aşamasında davaya bakan mahkeme, şüpheli ya da sanığı dinlediğinde buna sorgu denir. Yani ifade, kolluk veya savcı tarafından; sorgu ise hakim tarafından yapılır. Bunun dışında ifade verme ile sorgu esnasında işlemler benzerdir. Hem ifade hem sorgu sırasında şüpheli/sanığın haklarına riayet edilmeli, beyanlar özgür iradeyle alınmalıdır.

İfade verme süreci, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 145 ve devamı maddelerinde; ayrıca Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği ile ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Kanuna göre, ifade veren kişinin hakları ve ifade almanın usulleri açıkça belirlenmiştir. Bu yasal çerçeve, sürecin adil ve hukuka uygun ilerlemesini sağlamayı amaçlar.

İFADEYE ÇAĞRILMAK NE ANLAMA GELİR?

Soruşturma kapsamında ifadeye çağrılmak, kolluk kuvvetleri veya savcılık tarafından bir kişinin resmi olarak ifade vermeye davet edilmesi demektir[3]. Eğer bir suçla ilgili adınız geçiyorsa, şüpheli olarak ifadenizin alınması istenebilir. İfade vermeye çağrıldığınızda, aslında hakkınızda yürütülen bir adli soruşturma olduğunun göstergesidir.

İfadeye çağrılma, uygulamada genellikle davetiyeyle yapılır. Bu resmi tebligatta, ifade vermeniz istenen yer (karakol, savcılık vb.), tarih ve saat açıkça belirtilir. Ayrıca davetiyede, belirtilen zamanda gelmezseniz zorla getirme kararı çıkarılacağı da yazılır[4]. Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle beraber, bazı durumlarda karakol veya savcılık sizi telefonla arayarak da ifadeye çağırabilir. Ancak telefonla çağrı resmî davetiye yerine geçmez; bu yüzden mümkünse çağrının yazılı olarak yapılmasını talep etmek faydalı olabilir.

İfade vermeye çağrılmanız, mutlaka suçlu veya sanık olduğunuz anlamına gelmez. Soruşturma aşamasında müşteki (şikayetçi), mağdur, hatta olayla ilgili bilgi sahibi sıfatıyla da ifadeye çağrılabilirsiniz. Örneğin bir kavgada olay yerinde bulunan bir tanık da ifadesine başvurulmak üzere çağrılabilir. Bu durumda tanık olarak bilgi verirsiniz. Ancak genellikle davetiyede hangi sıfatla çağrıldığınız (şüpheli, tanık vb.) belirtilir.

İFADEYE NASIL ÇAĞRILIR?

İfadeye çağırılma usulü kanunda belirlenmiştir. CMK m.145’e göre, kural olarak ifadesi alınacak veya sorgusu yapılacak kişi davetiyeyle çağrılır. Davetiyede kişinin hangi soruşturma nedeniyle çağrıldığı açıkça belirtilir; belirtilen zamanda gelmediği takdirde zorla getirileceği yazılır. Yani tebligat açık ve ihtarlı olmalıdır.

Uygulamada ifadeye çağrılma genellikle şu şekillerde gerçekleşir:

  • Yazılı Davetiye: Adresinize gönderilen resmi bir çağrı kağıdı ile belirtilen tarihte ilgili karakola/savcılığa gitmeniz istenir. Bu en resmi ve kayıtlı yöntemdir.
  • Polisin Araması: Bazı durumlarda polis memurları sizi telefonla arayarak hangi soruşturma için ifade vermeniz gerektiğini iletir ve gelmeniz için gün/saat verir. Bu yaygınlaşmış bir uygulamadır, ancak yine de mümkünse ardından resmi davetiye talep etmek iyi olur.
  • Bizzat Kolluğun Gelmesi: Çok acil hallerde veya adresinize ulaşılamazsa, polis/jandarma evinize ya da işyerinize gelip sözlü olarak da ifade çağrısı yapabilir veya sizi karakola davet edebilir.

Özetle: İfadeye çağrıldığınızda, bu çağrıya hemen o gün içinde gitme zorunluluğunuz yoktur, ancak makul bir süre içinde (genellikle birkaç gün içinde) gitmeniz gerekir. Aksi takdirde hakkınızda zorla getirme emri çıkarılabilir. İfadeye gitmeden önce bir hazırlık yapma imkanınız varsa bunu değerlendirin. Örneğin, hakkınızda hangi konunun soruşturulduğunu öğrenip buna göre bir savunma stratejisi düşünebilirsiniz.

KARAKOLDAN VEYA SAVCILIKTAN İFADEYE ÇAĞRILMA DURUMUNDA YAPILMASI GEREKENLER

İfade vermek üzere çağrıldıysanız, bazı adımları atmak sizin yararınıza olacaktır:

  • Avukata Danışın: Öncelikle imkanınız varsa bir avukata danışmanız tavsiye edilir. Konu ne olursa olsun, ifade vermeden önce hukuki durumunuzu anlamak ve haklarınızı öğrenmek önemlidir. Avukat, neyle suçlandığınız, hangi sorularla karşılaşabileceğiniz konusunda sizi bilgilendirir ve strateji belirlemenize yardımcı olur. Gerekirse kendi avukatınızla beraber ifade vermeye gitmeniz en sağlıklı yoldur.
  • Davetiyeyi İnceleyin: Elinize ulaşan davetiyeyi dikkatlice okuyun. Hangi dosya numarasıyla, ne suçtan dolayı çağrıldığınız yazmalıdır. Bu bilgiler, soruşturmanın konusu hakkında size fikir verir. Eğer telefonla çağrıldıysanız, kimin aradığını, hangi birimden aradığını ve dosya numarasını not edin. Gerekirse bu bilgileri teyit etmek için ilgili kurumu arayabilirsiniz.
  • Zamanında Gidin: Davetiyede belirtilen tarih ve saatte, belirtilen yerde olmaya özen gösterin. Gecikmek veya gitmemek hukuki sonuçlar doğurabilir (zorla getirilme, yakalama kararı gibi). Eğer belirtilen zamanda gidemeyecek bir mazeretiniz varsa (hastalık, şehir dışında olma gibi) bunu önceden bildirip resmi erteleme (mazeret) talep edin.
  • Kimlik ve Belgeleri Hazırlayın: İfade vermeye giderken nüfus cüzdanı veya T.C. kimlik kartınızı mutlaka yanınızda bulundurun. Ayrıca çağrıyla ilgili varsa belgeleri, olayla ilgili delil sayılabilecek dökümanları da götürebilirsiniz. Örneğin bir mesaj yazışması, fotoğraf, varsa tanık listesi gibi lehinize olabilecek şeyleri sunmak isteyebilirsiniz.
  • Soğukkanlı Olun: Karakola giderken endişeli olmanız normaldir ancak mümkün olduğunca sakin kalmaya çalışın. İfade verirken heyecandan veya panikten yanlış bilgiler vermemek için kendinizi rahatlatmaya gayret edin. Unutmayın ki ifade vermek, kendi savunmanızı anlatma fırsatınızdır, bir ceza değildir.

Eğer polis sizi telefonla aradıysa ve hemen gelmenizi söylediyse, öncelikle kimin aradığını, hangi birimden olduğunu öğrenin. Konu hakkında bilgi talep edin: Hangi soruşturma, hangi şikayetçi veya olay hakkında ifadenize başvurulacak? Bu bilgileri öğrendikten sonra, belirtilen zamanda karakola gidin. Mümkünse avukatınızla birlikte gidin. Avukatınız yoksa da siz gidip ifadenizi verebilirsiniz; gitmemeniz durumda hakkınızda işlem yapılabileceğini unutmayın.

Sonuç olarak, ifadeye çağrıldığınızda süreci fazla uzatmamak gerekir. Daveti ciddiye alıp uygun süre içinde ifade vermek, soruşturmanın hızlı ilerlemesi ve sizin de aklınızdaki belirsizliklerin giderilmesi açısından önemlidir.

İFADE NASIL ALINIR?

İfade alma işlemi, kanunda öngörülen belli kurallara uygun şekilde gerçekleştirilir. Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu (PVSK) m.15’e göre polis, soruşturma sırasında şüpheli, müşteki veya tanıkları çağırıp gerekli gördüğü konuları sorabilir. Ancak polisin, hukuka aykırı şekilde ilgisiz sorular sorması veya baskı kurması yasaktır.

İfade alma prosedürü genel hatlarıyla şu şekilde işler:

  • Kimlik Tespiti: İfadeye başlamadan önce şüphelinin kimliği tespit edilir (CMK 147/1-a). Size adınız, soyadınız, T.C. kimlik numaranız, adresiniz gibi sorular sorulur ve doğru yanıt vermekle yükümlüsünüz. Kimlik bilgilerinizi doğru vermeniz yasal zorunluluktur.
  • Suçlamanın Bildirilmesi: Hakkınızdaki suç isnadı size açıkça anlatılır (CMK 147/1-b). Hangi olayla ve hangi suçla ilgili ifade vereceğiniz belirtilir. Örneğin “22/08/2025 tarihinde X yerde meydana gelen kasten yaralama olayı ile ilgili ifadeniz alınacak” gibi. Suçlamayı tam olarak anladığınızdan emin olun; anlamadıysanız açıklama talep edebilirsiniz.
  • Avukat Hakkının Hatırlatılması: İfade öncesinde, bir avukatın hukuki yardımından yararlanma hakkınız olduğu size bildirilir (CMK 147/1-c). Kendi seçeceğiniz bir avukatınız varsa onu getirebileceğiniz, avukatınız yoksa talep ederseniz baro tarafından bir müdafi atanabileceği anlatılır. Müdafi seçme hakkı herkes için geçerlidir; şartları varsa zorunlu müdafi de görevlendirilebilir.
  • Yakınlara Haber Verme: Eğer gözaltına alındıysanız, istediğiniz bir yakınınıza durumunuzun derhal bildirileceği kuralı vardır (CMK 147/1-d). Bu, özellikle gözaltı hallerinde geçerli bir haktır. İfade alma sırasında da talep ederseniz ailenize haber verilebilir.
  • Susma Hakkının Hatırlatılması: Size susma hakkınız olduğu, hiçbir açıklama yapmak zorunda olmadığınız özellikle söylenir (CMK 147/1-e). Bu hak Anayasa ve kanun güvencesindedir. İsterseniz, size yöneltilen hiçbir soruya cevap vermeyebilir, tamamen sessiz kalabilirsiniz. Susma hakkınızı kullanmanız, suçlamaları kabul ettiğiniz anlamına gelmez; aleyhinize de yorumlanamaz.
  • Lehine Delil Toplatma Hakkının Hatırlatılması: Ayrıca şüpheli olarak aleyhinizdeki şüpheyi gidermek ve lehinize delil toplatmak hakkınız olduğu söylenir (CMK 147/1-f). Yani “Sizin lehine olabilecek, suçsuzluğunuzu gösterebilecek deliller varsa, bunları belirtip toplanmasını isteyebilirsiniz” şeklinde uyarı yapılır. Bu önemli bir haktır; örneğin olay anında başka yerde olduğunuza dair bir kamera kaydı varsa bunu dile getirebilirsiniz.
  • Kişisel Bilgi ve Ekonomik Durum: İfade işlemi başlarken size kişisel bilgileriniz ve ekonomik durumunuz da sorulur (CMK 147/1-g). Mesleğiniz, aylık geliriniz, eğitim durumunuz gibi sorular gelebilir. Bu bilgiler özellikle ileride olası bir adli para cezası veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) gibi kararlarda mahkemece dikkate alınır.
  • İfade Alınması: Yukarıdaki işlemler tamamlandıktan sonra esas ifade alma safhasına geçilir. İlgili polis memuru veya savcı, soruşturma konusuyla ilgili size sorular yöneltir ve sizin beyanlarınızı tutanak şeklinde kaydeder. İfade genellikle soru-cevap şeklinde ilerler. Size “Olayı anlatın” diyerek serbest bir anlatım fırsatı verilebilir, ardından detaylı sorular sorulur. Sorular yalnızca suçlamayla ilgili olmalıdır. Konu dışı, kişisel yaşamınızla ilgisiz sorular sorulamaz.
  • Tutanak Hazırlanması: Verdiğiniz cevaplar ve ifade sürecinde yaşananlar yazılı olarak ifade tutanağına geçirilir. Tutanakta ifade alma işleminin yapıldığı yer ve tarih, hazır bulunanlar, size haklarınızın hatırlatılıp hatırlatılmadığı, sizin kimlik bilgileriniz ve ifadenizin içerği yer alır. İfade sonunda tutanak size okunur veya okumanız sağlanır. Doğruluğunu teyit ederseniz imzalarsınız. İsterseniz ifadenizi kendi el yazınızla da yazabilirsiniz (ancak uygulamada genelde memur yazar siz imzalarsınız). Eğer tutanakta yanlış gördüğünüz veya eklemek istediğiniz bir husus varsa, bunu tutanağa geçirtme hakkınız vardır. İmzalamadan önce dikkatlice okuyun. İmzadan Çekinme: Eğer tutanak içeriği verdiğiniz ifadeyi yansıtmıyorsa, imzalamayı reddedebilirsiniz; bu durumda imzadan çekindiğiniz ve sebebi tutanağa yazılır.
  • Ses ve Görüntü Kaydı: Kanun, teknik imkanlardan yararlanılarak ifade ve sorgu işlemlerinin kayıt altına alınabileceğini belirtmiştir (CMK 147/1-h). Özellikle savcılık veya mahkeme sorgularında son yıllarda sesli ve görüntülü kayıt yapılması yaygınlaşmıştır. Kolluk ifadesinde de imkan varsa kayıt yapılabilir. Bu, sonradan bir iddia olursa ifadenin sağlıklı alındığının ispatı açısından iyidir.

Kısacası, ifade alma işlemi hukuka uygun bir şekilde, adım adım ilerleyen ve şüphelinin haklarını korumaya yönelik bir süreçtir. Herhangi bir aşamada hakkınız olan bir işlemin yapılmadığını düşünüyorsanız (örneğin susma hakkı hatırlatılmadıysa), bunu dile getirmekten çekinmeyin.

İFADE VEREN KİŞİNİN HAKLARI

Şüpheli veya sanık olarak ifade verirken sahip olduğunuz bazı temel haklar vardır. Bu haklar hem Anayasa hem de kanunlar tarafından güvenceye alınmıştır. İşte ifade sırasında bilmeniz ve kullanmanız gereken başlıca haklar:

  • Kendisine Yöneltilen Suçu Öğrenme Hakkı: İfade vermeden önce size hangi suçla itham edildiğiniz açıkça bildirilmelidir. Ne için ifade verdiğinizi bilmeden savunma yapmanız beklenemez.
  • Savunma ve Müdafi Hakkı: Bu en temel haklarınızdandır. İfade sırasında bir avukatın hukuki yardımından yararlanma hakkınız vardır. Kendi seçeceğiniz bir avukatınız yoksa ve ödeme gücünüz de yoksa, talep ederseniz baro tarafından ücretsiz bir avukat (müdafi) görevlendirilir. 18 yaşından küçükseniz, sağır/dilsiz veya kendinizi savunamayacak derecede malul iseniz, ya da isnat edilen suçun alt ceza sınırı 5 yıldan fazla hapis ise avukat talebiniz olmasa bile zorunlu olarak baro size bir avukat atar. Avukatınız, ifade sırasında yanınızda bulunabilir, gerektiğinde size müdahale edebilir veya tavsiyede bulunabilir. Ayrıca avukatınızın, ifadenize ilişkin sorular sormasını veya eksik kalan noktaları tutanağa geçirtmesini de talep edebilirsiniz.
  • Susma Hakkı: Her şüpheli/sanık, kendini suçlayan bir beyanda bulunmama hakkına sahiptir. Bu, susma hakkı olarak bilinir ve masumiyet karinesinin bir parçasıdır. Size sorulan sorulara cevap vermemeyi tercih edebilirsiniz. Susma hakkınızı kullandığınızı söylediğiniz andan itibaren, ifadenizi alan kişi soru sormaya ısrar edemez, beyan vermeniz için baskı yapamaz. Susma hakkınızı kullanmanız, ileride “bu kişi sorulara cevap vermedi, demek ki suçlu” şeklinde aleyhinize yorumlanamaz]. Bu hak, sanık hakları kapsamında en önemli güvencelerden biridir. Özellikle kendinizi hazır hissetmiyorsanız veya avukat gelene kadar konuşmak istemiyorsanız bu hakkı kullanmayı düşünebilirsiniz.
  • Lehe Delil Gösterme ve Toplatma Hakkı: Soruşturma aşamasında şüpheli, kendisini temize çıkarabilecek delillerin toplanmasını isteme hakkına sahiptir. İfade verirken “Ben suçsuzum, çünkü olay anında başka bir yerdeydim, orada güvenlik kamerası kayıtları var, lütfen incelensin” Veya “Şu şahıs benim lehime tanıklık edebilir” diyerek tanık ismi verebilirsiniz. Kolluk veya savcılık, bu tür taleplerinizi tutanağa geçirir ve imkan dahilinde araştırmak zorundadır. Bu hak CMK 147’de de belirtilmiştir.
  • Kendini Suçlayıcı İfade Vermeme Hakkı: Hiç kimse kendini veya kanunda belirtilen yakınlarını suçlayıcı beyanda bulunmaya zorlanamaz (CMK 148/3). Yani sizi, kendinizi suçlamanız veya aleyhinize delil sunmanız yönünde zorlayamazlar. “Suçu arkadaşınla birlikte mi yaptın, söyle yoksa kötü olur” gibi telkin veya tehditler kesinlikle yasaktır. Bu kapsamda, aile üyelerinize dair de suçlayıcı soruları cevaplamak zorunda değilsiniz.
  • İnsan Onuruna Uygun Muamele Görme Hakkı: İfade alınırken size kötü muamele yapılması, işkence, tehdit, cebir kullanılması kesinlikle yasaktır (CMK 148/1). Hiçbir şekilde özgür iradenizi baskı altına alacak ilaç verme, yorma (uykusuz bırakma gibi), psikolojik baskı uygulama, kandırma, aldatma gibi yollara başvurulamaz. Bu tür yasa dışı yöntemlerle alınan ifade, siz sonradan onaylasanız bile geçersizdir ve delil olarak kullanılamaz.
  • İfade Tutanaklarını İnceleme ve Düzeltme Hakkı: İfade işlemi bitip tutanak yazıldıktan sonra, tutanağı okuyup kontrol etme ve eğer hatalı/eksik noktalar varsa düzelttirme hakkınız vardır. Tutanak size okunmadan imzalatılmaya çalışılırsa, okumak istediğinizi belirtin. Eğer ifade tutanağında söylemediğiniz bir şey yazılmışsa, “Bu kısmı ben söylemedim” diyerek değiştirilmesini talep edin. İmzalamadan önce mutlaka içeriği doğrulayın.
  • Çevirmen Talep Hakkı: Türkçe bilmiyorsanız veya işitme/konuşma engeliniz varsa, ifadenizin sağlıklı alınabilmesi için tercüman hakkınız vardır. İfade öncesinde, dili anlamadığınızı veya duyma/konuşma engelinizi belirtirseniz devlet size bir tercüman sağlar ve ifadeniz onun yardımıyla gerçekleştirilir.
  • Yakınlara Haber Verme Hakkı: Gözaltı durumunda, seçtiğiniz bir yakınıza durumunuz derhal bildirilir (kanunen). İfade için karakolda tutuluyorsanız ve serbest bırakılmanız gecikecekse, ailenize haber verilmesini talep edebilirsiniz.

Önemli Not: Yukarıda sayılan haklar kanuni güvencelerdir. Pratikte bazen bazı haklar hatırlatılmasa da siz bunları biliyor ve kullanabiliyor olmalısınız. Örneğin polis susma hakkınızı hatırlatmayı unuttu diyelim; siz yine de susma hakkınız olduğunu bilerek davranabilirsiniz. Bu nedenle hukuki haklarınızı öğrenmek çok değerlidir.

İFADE VERİRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR

İFADE VERİRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR

İFADE VERMEK ZORUNLU MU?

Hukuk sistemimize göre kimse ifade vermeye fiilen zorlanamaz. Yani eğer şüpheli sıfatıyla çağrıldıysanız, sorulan sorulara cevap vermeme hakkınız (susma hakkı) vardır ve bundan dolayı cezai bir yaptırımla karşılaşmazsınız. Bu anlamda ifade verme zorunluluğu yoktur; kişi ifade vermeyi reddedebilir. Ancak bu durum, “ifadeye gitmeme” hakkınız olduğu anlamına gelmez.

Aradaki fark şudur:

  • İfadeye Gitme Yükümlülüğü: Davet edildiyseniz karakola/savcılığa gitmek zorundasınız. Gitmezseniz zorla getirilirsiniz veya şartları varsa yakalama emri çıkarılır. Yani çağrıya uyup ilgili makama gitmek yasal bir yükümlülüktür.
  • İfade Verme (Konuşma) Zorunluluğu: İfade esnasında konuşup sorulara cevap verme zorunluluğunuz yoktur. Gidip susma hakkınızı kullanabilirsiniz.

Dolayısıyla, ifadeye gitmemek yanlış bir tutumdur. Gitmek ama orada susma hakkını kullanmak ise kanuni bir haktır. CMK’daki düzenleme, şüpheliye “ifade vermeye gelmezsen zorla getirilirsin” der, fakat “konuşmazsan ceza alırsın” demez. Susmak, bu kapsamda sizin savunma stratejinizin bir parçası olabilir.

Bazı kişiler “Nasıl olsa susma hakkım var, o halde karakola hiç gitmeyeyim” gibi yanlış bir sonuca varabiliyor. Bu yanlıştır; çünkü ifadeye hiç gitmemek kanunun tanıdığı bir hak değil. Sonuçta siz gitmeseniz bile polis sizi zorla götürecek ve belki o an da susma hakkınızı kullanacaksınız. Fakat bu süreçte zorla getirildiğiniz için istemediğiniz halde gözaltında kalma, karakolda bekletilme gibi durumlara maruz kalabilirsiniz. Bu nedenle en doğrusu, davete icabet edip gitmek ve orada gerekiyorsa susmaktır.

Özetle: Sorulara cevap vermek yasal bir zorunluluk değil, haktır. Ancak çağrıya uyup ifade vermeye gitmek fiilen bir zorunluluktur. Susma hakkınızı kullansanız bile ifade işleminin yapılabilmesi için orada bulunmanız gerekir.

İFADE VERMEYE GİDERKEN AVUKATIN YANINDA OLMASININ ÖNEMİ

İfade sürecinde bir avukatın yanınızda bulunması, haklarınızın korunması ve sürecin sağlıklı işlemesi açısından son derece faydalıdır. Özellikle İstanbul’da ifade avukatı hizmeti veren Harbiye Hukuk avukatları, ifade esnasında şüphelinin özgür iradesiyle beyanda bulunmasını ve herhangi bir hakkının ihlal edilmemesini sağlama konusunda tecrübelidir.

Avukatın ifadedeki rolü şu şekillerde özetlenebilir:

  • Haklarınızın Gözetilmesi: Avukatınız, ifade başlamadan önce size tüm haklarınızın hatırlatıldığından emin olur. Örneğin susma hakkı veya avukat talep hakkı belirtilmemişse, bunu görevli memura hatırlatabilir.
  • Sorulara Müdahale: İfade sırasında size yöneltilen sorular kanuna aykırıysa (örneğin konuyla ilgisiz, sizi yanıltmaya yönelik veya kötü muamele içeren sorularsa), avukatınız anında itiraz edebilir. Gerekirse bu itirazını tutanağa geçirtir.
  • Tutanak Kontrolü: Avukat, ifade tutanağının doğru tutulmasını sağlar. Sizin söylediğiniz bir şeyin eksik veya yanlış yazılması halinde, “Tutanağa şu husus eklenmeli” diyerek düzeltme yaptırabilir. İfade sonunda tutanağı sizinle birlikte okuyarak onay verir.
  • Psikolojik Destek ve Danışmanlık: İfade verme anı stresli olabilir. Avukatınızın yanınızda olması psikolojik olarak da sizi rahatlatır. Cevaplamakta tereddüt ettiğiniz sorularda hukuki olarak nasıl yaklaşmanız gerektiği konusunda size anlık danışmanlık sunabilir (örneğin soruya cevap verip vermemenin sonuçları konusunda sizi uyarabilir).
  • Usulsüzlüklere Karşı Koruma: İfade alınırken bir hukuka aykırılık yapılıyorsa (örneğin kötü muamele, tehdit, baskı vb.), avukat bunun önüne geçmeye çalışır. Gerekirse işlemi durdurup savcıya bilgi verebilir. Avukatınızın varlığı bile çoğu zaman kolluk görevlilerinin daha özenli davranmasını sağlar.

Kanunlar, avukatın ifade alma ve sorgu sırasında şüpheliyle birlikte olma hakkını güvence altına almıştır. Hiçbir makam, avukatınızın sizi görmesini veya ifade sırasında yanında olmasını engelleyemez (istisnai bazı geçici kısıtlamalar olabilse de genel kural budur). Avukatınız ifade alma odasına girip sizin yanınızda durabilir, not alabilir ve gerektiğinde size hukuki tavsiyede bulunabilir.

Bazı soruşturmalarda, özellikle zorunlu müdafi gerektiren durumlarda avukat olmadan ifade alınması zaten yasaktır. Örneğin 18 yaşından küçükseniz, 5 yıldan fazla hapis gerektiren bir suçtan şüpheliyseniz ya da sağlık durumunuz savunmaya elverişli değilse, avukat gelmeden ifadeniz alınamaz. Bu haller dışında da, avukatınız yoksa bile ifade öncesi “Avukatım gelsin öyle ifade vereceğim” deme hakkınız vardır. Bu durumda barodan size ücretsiz avukat temini yoluna gidilir veya kendi avukatınızı temin etmeniz için makul süre verilir.

Kısacası: İfade vermeye giderken bir avukatın yanınızda olması her zaman avantajınızadır. Hem sürecin hukuka uygun yürümesini sağlar, hem de sizin daha bilinçli bir şekilde kendinizi ifade etmenize yardımcı olur. Harbiye Hukuk Bürosu olarak bizler de ifade avukatlığı hizmeti kapsamında, müvekkillerimizin haklarını en üst düzeyde korumak için ifade işlemlerine aktif katılım sağlıyoruz. İfade alma sürecinin uzman bir avukat nezaretinde tamamlanması, ilerde doğabilecek hukuki riskleri en aza indirecektir.

İFADEYE NE KADAR SÜRE İÇERİSİNDE GİDİLMELİDİR?

İfade vermek üzere çağrılan kişi, mümkün olan en kısa sürede çağrıya uymalıdır. Davetiyede belirtilen tarih ve saatte gitmek esastır. Ancak bazen insanlar “İfadeye çağrıldım ama gitmesem ne kadar idare eder?” diye düşünebiliyor. Bu riskli bir yaklaşımdır, zira ivedi gitmemek halinde savcılık yakalama emri çıkarabilir.

Genel olarak, ifadeye çağrıldığınızda ertesi gün dahi olsa uygun bir zaman yaratıp gitmeniz önerilir. Özellikle polis telefonla arayıp gelmenizi söylediyse, mümkünse aynı gün veya ertesi gün gidin. Eğer ciddi bir mazeretiniz varsa (örneğin hastaysanız veya şehir dışındaysanız), bunu mutlaka kolluğa bildirin ve resmi olarak erteleme talep edin. Mazeretiniz makulse size yeni bir gün verebilirler.

Kanunen belirlenmiş katı bir süre yoktur ancak CMK m.145’de bahsedilen “uygun süre” kavramı genelde birkaç gün ile bir hafta arası kabul edilir. Uygulamada polis genelde sizi 7-10 gün içinde ifadeye çağırmaya çalışır. Yani soruşturma talimatı geldikten sonra çoğu zaman bir hafta içinde arayıp randevu verirler. Siz de makul bir sürede gitmezseniz, yaklaşık 1-2 hafta sonra zorla getirme prosedürleri devreye sokulabilir.

Özetle, ifadeye gitmek için belli bir gün sayısı yoktur ama olabildiğince çabuk gitmek en doğrusudur. Unutmayın ki ifade vermek, hakkınızdaki sürecin hızlı işlemesini sağlar. Eğer ifade vermez ve kaçınırsanız, hakkınızda yakalama çıkar ve bu sefer beklenmedik bir anda (örneğin bir trafik çevirmesinde veya rutin GBT kontrolünde) gözaltına alınabilirsiniz. Bu da sizin için daha zor bir durum yaratır. Bu nedenle, soruşturma nedeniyle çağrıldıysanız süreci uzatmadan tamamlamak en uygun yaklaşım olacaktır.

İFADEYE GİDİLMEZSE CEZASI NEDİR?

İfade vermeye çağrıldığınız halde gitmezseniz, hukuken bunun bir “cezası” değil ama idari/hukuki sonucu vardır: Zorla getirme veya yakalama kararı.

Çağrıya rağmen mazeretsiz olarak ifade vermeye gitmeyen şüpheli için savcılık zorla getirme emri çıkarabilir (CMK m.146). Zorla getirme kararı, polis veya jandarmaya sizi zor kullanarak getirme yetkisi verir. Bu karar üzerine kolluk genellikle sizi evinizden veya bulunduğunuz yerde bularak derhal savcılığa ya da ilgili hakimin önüne çıkarır. Zorla getirilen kişi, en geç 24 saat içinde ifadesi alınmak üzere yetkili merci önüne konulur[15].

Eğer ortada daha ciddi bir durum varsa –mesela hakkında tutuklama sebepleri bulunabilecek bir suçtan çağrılmışsanız– o zaman savcılık yakalama kararı da çıkarabilir. Yakalama kararı, GBT (Genel Bilgi Tarama) sistemine de girilir. Bu durumda polis herhangi bir kimlik kontrolünde sizi yakalar ve gözaltına alır. Yakalama kararı ile gözaltına alınan kişi en kısa sürede savcılığa sevk edilir.

Dolayısıyla, “İfade vermeye gitmezsem bana ne olur?” sorusunun cevabı: Kişi hakkında kısıtlama, özgürlük kısıtlaması getiren tedbirler uygulanır. Bu bir ceza değil, sizi adliyeye getirmeye yönelik zorlayıcı bir tedbirdir. Ancak neticede özgürlüğünüz bir süre için sınırlanabileceği için dolaylı olarak sizde bir mağduriyet yaratır. Örneğin arama kararı çıkar ve beklenmedik bir anda polis kapınıza gelebilir.

Ayrıca çağrıya uymamak, soruşturma makamlarında sizin hakkınızda olumsuz bir izlenim de bırakabilir. “Çağırdık gelmedi, yakalama çıkarmak zorunda kaldık” gibi bir durum savcının nazarında işbirliğine yanaşmadığınız şeklinde algılanabilir. Bu da ileride tutuksuz yargılanma şansınızı bile olumsuz etkileyebilir.

Kısaca: İfade vermeye gitmezseniz hapis veya para cezası almazsınız ama zorla getirilmek suretiyle istemeseniz de o ifadeyi vermek durumunda kalırsınız[16]. Ayrıca yakalama süreci yaşamak hem stresli hem de günlük hayatınız açısından sıkıntılıdır (işinizden gücünüzden alıkonulabilirsiniz). Bu nedenle en iyisi, ilk çağrıldığınızda gidip ifadenizi vermektir.

KARAKOLDA VEYA SAVCILIKTA İFADE VERMEK SİCİLİME İŞLER Mİ?

Birçok kişinin merak ettiği konulardan biri de, karakolda ifade vermenin adli sicile işleyip işlemediğidir. Kısaca cevap vermek gerekirse: İfade vermek, tek başına adli sicil kaydınıza (sabıka kaydınıza) geçmez.

Adli sicil kaydına, ancak mahkemeler tarafından verilmiş kesinleşmiş mahkumiyet kararları ve bazı güvenlik tedbiri kararları işlenir. Soruşturma aşamasında ifade vermek bir mahkumiyet olmadığı için sabıka kaydınıza herhangi bir kayıt eklenmez. Hakkınızda soruşturma yürütülüyor olması da sabıka kaydınızda görünmez.

Örneğin karakola gidip ifadenizi verdiniz ve serbest bırakıldınız. Bu durum, ileride sabıka kaydı belgesi aldığınızda görünmeyecektir. Hatta hakkınızda dava açılsa ve yargılama sürse bile, dava sonuçlanıp siz ceza almadığınız sürece sabıka kaydınız temiz çıkar.

Peki, ifadeye gitmediğinizde çıkarılan yakalama kararı veya gözaltı kararı sicile işler mi? Bu tür kararlar da adli sicil kaydına işlenmez. Ancak bu kararlar GBT (Genel Bilgi Toplama) sisteminde görülebilir. GBT, emniyetin kullandığı bir bilgi havuzudur; sabıka kaydı ile aynı şey değildir. GBT’de hakkınızda yakalama kararı olduğu bilgisi çıkar ama bu bir mahkumiyet olmadığı için sabıka kaydınız hala temizdir. GBT kayıtlarının da vatandaş tarafından rutin olarak görülmesi gibi bir durum yoktur; bunlar kolluğun kendi sisteminde kalır.

Elbette, ifade verme süreci sonunda eğer savcılık dava açar ve yargılama sonucunda ceza alırsanız, mahkumiyet kararınız sabıka kaydınıza işler. Fakat bu, ifade verdiğiniz için değil, suçlu bulunduğunuz için olur. Suçsuz bulunur veya takipsizlik alırsanız sabıkanız yine etkilenmez.

Özetle: Karakolda veya savcılıkta ifade vermeye çağrılmış olmanız ya da ifade vermeniz, tek başına sicilinizi etkilemez. Bu konuda herhangi bir endişeye kapılmayın. Sabıka kaydınız ancak mahkemece suçlu bulunursanız lekelenebilir. Bunun dışında, ifade vermek sicil açısından nötr bir işlemdir.

İFADE AVUKATI OLARAK VERDİĞİMİZ HİZMETLER

Harbiye Hukuk Bürosu olarak, ceza soruşturması geçiren müvekkillerimize ifade avukatlığı alanında profesyonel destek sunmaktayız. İstanbul’da ifade avukatı olarak faaliyet gösteren büromuzun önceliği, müvekkilimizin haklarını en iyi şekilde korumak ve ifade sürecinin hukuka uygun şekilde tamamlanmasını sağlamaktır.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 148. maddesinde düzenlenen İfade Alma ve Sorguda Yasak Usuller hükümleri başta olmak üzere, tüm yasal prosedürlerin eksiksiz uygulanması için çaba gösteriyoruz[11]. İfade aşamasında şüpheliye yapılabilecek herhangi bir hukuka aykırı müdahaleyi (örn. baskı, tehdit, aldatma girişimi) engellemek, müvekkilimizin hak kaybına uğramamasını sağlamak başlıca görevimizdir[13].

İfade avukatı olarak verdiğimiz hizmetler özetle şunları kapsar:

  • Tüm Yasal Hakların Hatırlatılması: Müvekkilimizin susma hakkı, avukat hakkı, lehine delil toplama hakkı gibi tüm haklarının hatırlanmasını ve kullanılmasını temin ediyoruz.
  • Müvekkilin Yanında Olma: İfade alımı sırasında müvekkilimizin yanında fiziksel olarak bulunarak moral destek sağlıyoruz. Sıkıntılı anlarda danışmanlık yaparak onu rahatlatıyoruz.
  • Soru Sorma Hakkı: Gerekli gördüğümüzde müvekkilimiz adına ifade alan görevliye soru yöneltebiliyoruz. Özellikle açıklığa kavuşmamış veya yanlış anlaşılan noktalar varsa bunları aydınlatıcı sorularla ifade tutanağına geçirtiyoruz.
  • Müdahale ve İtiraz: İfade esnasında hukuka aykırı bir durum meydana gelirse (örneğin memur uygunsuz bir üslupla soru sorarsa veya baskı hissedersek), anında araya girerek itiraz ediyoruz. Bu itirazları gerekiyorsa yazılı olarak tutanağa not ettiriyoruz.
  • Hakların Müdafaası: Müvekkilimizin aleyhine olabilecek bir durum oluşursa (yanlış bir beyan, eksik bir kayıt vb.), buna anında müdahale ederek düzeltilmesini sağlıyoruz. Müvekkilin çıkarlarını en üst düzeyde savunuyoruz.

Büromuz, hukuki destek sağlar ve sürecin her aşamasında danışmanlık verir. İfade tutanağı tamamlandığında da müvekkilimize sürecin sonraki adımları konusunda yol gösteririz.

İFADE VERME AVUKATI TAVSİYE

İfade verme sürecinde avukatın önemi büyük olduğu için, bu konuda uzman ve tecrübeli bir avukatla çalışmanızı öneriyoruz. İyi bir İstanbul ifade avukatı tavsiye almak isteyenlere, büromuzun geçmiş başarıları ve deneyimli kadrosu ışığında yardımcı olabiliriz. Avukat seçerken, ceza hukuku alanındaki bilgisi, ifade ve sorgu tecrübesi, iletişim becerileri gibi kriterlere dikkat etmek gerekir.

Sorgu ve ifade sırasında etkili bir temsil, hem sizin haklarınızın korunmasını sağlar hem de soruşturma makamlarının karşısında daha güçlü bir duruş sergilemenize yardımcı olur. Güvenilir referanslara sahip bir avukat ile çalışmak, ifade sürecinde yaşayabileceğiniz endişeleri azaltacak ve adil bir süreç geçirmenizi kolaylaştıracaktır.

Büromuz, bugüne kadar birçok müvekkilin ifade işlemlerini başarıyla yönetmiştir. Eğer sizin de ifade verme süreciniz yaklaşmaktaysa, deneyimli bir avukat desteği almak en doğru adım olacaktır. Bu konuda Harbiye Hukuk Bürosu olarak size uzman ekibimizle yardımcı olmaya hazırız.

İFADE AVUKATI ÜCRETLERİ

Sıklıkla sorulan sorulardan biri de, “İfade avukatı tutmanın ücreti ne kadardır?” sorusudur. İfade avukatı ücretleri somut olayın özelliklerine ve kapsamına göre değişkenlik gösterir. Dosyanın içeriği, soruşturmanın karmaşıklığı, isnat edilen suçun türü, işlemin hangi aşamada olduğu gibi etkenler ücret belirlemesinde rol oynar.

Bu nedenle burada net bir rakam belirtmek doğru olmaz. Her vaka özeldir ve avukatlık ücreti de buna göre şekillenir. Avukatınız, dosyanızı inceledikten sonra size bir ücret teklifi sunacaktır. Yanıltıcı olmamak adına, herhangi bir sabit ücret söylemek doğru olmaz.

Biz Harbiye Hukuk olarak müvekkillerimize her zaman şeffaf bir ücret politikası izliyoruz. Dosyanız değerlendirilip kapsam belirlendikten sonra makul ve hakkaniyetli bir ücrette anlaşmaya özen gösteriyoruz. İfade avukatı ücretleri hakkında detaylı bilgi almak isterseniz, en sağlıklı yol doğrudan iletişim kurmanız olacaktır. Avukatınızla görüşerek durumunuzu anlattığınızda, hem süreci hem de ücretlendirmeyi netleştirebilirsiniz.

Yukarıda anlattığımız tüm hususlar, ifade verme sürecinin sağlıklı ve yasalara uygun bir şekilde ilerlemesine yardımcı olacaktır. İfade vermek her ne kadar pek çok kişi tarafından önemsiz görülse de, davanın gidişatını belirleyen kritik bir evredir. Bu nedenle haklarınızı bilerek hareket etmeli ve gerektiğinde profesyonel destek almaktan çekinmemelisiniz.

SIKÇA SORULAN SORULAR

İfade vermek ne demektir?

İfade vermek veya ifadeye çağrılmak şüphelinin polis veya jandarma yani kolluk kuvvetleri tarafından soruşturma dosyası açılmış bir konu ile ilgili dinlenmesine denir.

İfade alma CMK 2. Madde aynı şekilde tanımlanmıştır. İfade vermekle ilgili madde: “Şüphelinin kolluk görevlileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından soruşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesini”

İfade almayı savcı kendisi yapabileceği gibi savcının talimatıyla kolluk da yapabilir. Savcının ifade alma zorunluluğu yoktur. Savcı yalnızca kolluk tarafından alınan ifade üzerine veya şüpheli/sanığın ifadesini hiç almadan da iddianame düzenleyebilir.

İfadeye Çağrılmak Ne Anlama Gelir?

İfadeye çağrılmak veya ifade vermek günümüz şartlarında Ülkemizde yaşanan adli vakalara dahili olan herkesin karşılaşacağı bir durumdur. Kolluk, herhangi bir şekilde suç teşkil eden fiilin işlendiğine dair bir haber aldığı veya kendisi bu bilgiye ulaştığı andan itibaren derhal gerekli araştırmalara başlar. Soruşturma evresi, suç teşkil eden olayın kovuşturma evresinde çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli delillerin toplandığı aşamadır. Cumhuriyet savcısı veya kolluk tarafından alınan ifade, ele geçirilen bilgileri ayıklamak, tasnif etmek ve şüphelinin vermiş olduğu ifadeye göre yargılama aşamasının ilerlemesi bakımından önemlidir.

İfadesi alınan kişi, ceza muhakemesinin ilerleyen aşamalarında sanık veya tanık sıfatını alabilir. Belirli kişi veya kişiler üzerinde, olguya dayanan basit şüphenin yoğunlaşmasıyla “şüpheli” kavramı; bu şüpheliye yönelik zannın kuvvetlenmesi ve belirli bir dereceye ulaşmasıyla da “sanık” sıfatı meydana gelmektedir.

İfade verme süreci oldukça önemlidir ve dikkat edilmesi gereken bir çok durum söz konusudur. Unutulmamalıdır ki suça konu olayda vereceğiniz ilk ifade dosyanın durumundaki en önemli etken olacaktır. Karakolda İfade vermek her ne kadar çok büyütülmese de kişinin söylediği her söz kayıt altına alınır. Bu nedenle de soruşturma dosyasında delil sayılacaktır.

İfadeye Nasıl Çağrılır?

İfadeye çağrılmak uygulamada davetiye ile gerçekleşir. Bu davetiyeden kişinin ifade vereceği yer, tarih ve saat açıkça belirtilir. Ancak günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte karakoldan veya savcılıktan telefonla aranarak da ifadeye çağrılma durumu yaygınlaşmış davetiye ile çağrılma nadir hale gelmiştir.

  • İfadeye çağrılma işleminin usulü şu şekildedir : Öncelikle şüpheli/sanık davetiye ile çağırılır (CMK m.145).
  • İfadenin verileceği ve ifadenin alınacağı yer ve zaman, ayrıca gelmediği takdirde zorla getirileceği bu davetiyede yazılır. Ancak kişi bu davete icabet etmiyorsa hakkında zorla getirme/ihzar (CMK m.146-98) kararı uygulanır.
  • Şüpheli/sanık zorla getirildikten sonra ifade verme ve sorgu işlemi yapılırken işlemin hukuka uygun olması için 147. maddedeki sınırlamalara uyulmuş olması lazımdır.

İfade Verme Zorunluluğu Var Mı?

İfade vermek için karakola veya savcılığa çağrıldığınızda, sorulara cevap verme zorunluluğunuz yoktur. Susma hakkınızı kullanabilirsiniz ve bu durum aleyhinize yorumlanamaz. Ancak ifadeye çağrıldığınız yere gitmek bir yükümlülüktür. Kısacası, ifade vermeye gitmemek yasal sonuç doğurur (zorla getirilme gibi), fakat gidip de konuşmamak tamamen sizin hakkınız.

İfade Süresi Ne Kadar?

İfade alma süresinin kesin bir süresi yoktur; olayın karmaşıklığına ve sorulacak soruların sayısına göre değişir. Basit vakalarda ifade alma işlemi 15-20 dakikada bile bitebilirken, kapsamlı dosyalarda saatler sürebilir. Genel olarak karakol ifadeleri yarım saat ile 2 saat arasında tamamlanır. Ancak ihtiyaç duyulursa bu süre uzayabilir. İfade tutanağını hazırlama, okuma gibi işlemler de süreye dahildir.

Karakola veya Savcılığa Çağrılıp Gitmezsem Ne Olur?

İfadeye çağrıldığınız halde gitmezseniz, savcılık hakkınızda zorla getirme kararı çıkarabilir. Bu karar polis tarafından uygulanır ve kolluk kuvvetleri sizi zorla adliyeye götürür. Ayrıca şartlar uygunsa yakalama kararı da çıkarılabilir, bu durumda polis sizi aramaya başlar ve bulduğunda gözaltına alır. Yani gitmemeniz durumunda bir sonraki adım zorla götürülmeniz olacaktır.

İfade Vermek Sicile İşler Mi?

Hayır, ifade vermek tek başına adli sicil kaydınıza işlemez. İfade vermeniz, hakkınızda bir soruşturma yürütüldüğü anlamına gelir ama sabıka kaydına sadece mahkumiyet kararları işlenir. Dolayısıyla karakolda ya da savcılıkta ifade vermiş olmanız, eğer ceza almazsanız, sicilinizde görünmez. (Dava açılır ve ceza alırsanız, mahkumiyetiniz sicile işler.)

Zorla Getirme Kararı Nedir?

Zorla getirme kararı, ifade vermeye gelmeyen veya gelmeyeceği anlaşılan kişi için hakim veya savcı tarafından verilen, polis zoruyla getirilmesini emreden karardır. Bu karar çıktığında polis memurları sizi bulup fiziksel olarak adliyeye veya karakola getirir. Zorla getirme, ifade vermemenin bir sonucu olarak uygulanan bir tedbirdir ve kısa süreli özgürlük kısıtlaması anlamına gelir.

İfadeye Çağrıldım Ne Olur?

İfadeye çağrıldıysanız, belirtilen tarihte ilgili makama giderek ifadenizi vermeniz gerekir. Öncelikle kimlik tespiti yapılacak, sonra size hakkınızdaki suçlama anlatılacak ve haklarınız (susma hakkı, avukat hakkı vs.) bildirilecektir. Ardından olayla ilgili sorular sorulacak ve cevaplarınız tutanağa geçirilecektir. İfadeniz alındıktan sonra, eğer gözaltına alınmanız gerekmiyorsa serbest bırakılırsınız. Sonrasında dosyanız savcılıkça değerlendirilmeye devam eder.

Karakolda İfade Verdikten Sonra Ne Olur?

Karakolda ifadenizi verdikten sonra, genellikle serbest bırakılırsınız (eğer başka bir tedbir yoksa). İfade tutanağınız, soruşturma dosyasına eklenir. Sonrasında savcılık elde edilen tüm delillerle birlikte olayı değerlendirir. Savcının önünde iki olasılık vardır: Ya yeterli delil varsa iddianame düzenleyip dava açar, ya da yeterli delil yoksa takipsizlik kararı (kovuşturmaya yer olmadığı kararı) verir. Dava açılırsa süreç mahkemede devam eder ve ilk duruşma genellikle iddianamenin kabulünden birkaç ay sonra olur. Takipsizlik kararı verilirse dosya kapanır, hakkınızda kamu davası açılmaz.

Polis Telefonla İfadeye Çağırır Mı?

Evet, pratikte polis sizi telefonla arayarak ifadeye davet edebilir. Özellikle adresinize ulaşılamadıysa veya süreç hızlı ilerlesin diye telefonla çağrı yaygın bir uygulamadır. Ancak resmi prosedür yazılı davetiyeyi gerektirir. Telefonla arayanın gerçekten polis olduğundan emin olmak için gerektiğinde arayan kişinin kimliğini ve birimini teyit edebilirsiniz. Mümkünse telefonla çağrı sonrası bir davetiye düzenlenmesini talep edin veya kendiniz gidip ilgili polis merkeziyle görüşün.

İfadeye Çağrılmak Sicile İşler Mi?

Hayır, sadece ifadeye çağrılmış olmanız sicilinize işlemez. Soruşturma geçiriyor olmanız sabıka kaydınıza yansımaz. Sabıka kaydı, mahkeme kararlarına dayalı bir kayıt sistemidir. Ancak hakkınızda bir soruşturma olduğunu resmi makamlar (örneğin güvenlik soruşturması yapan kurumlar) başka sistemlerden görebilir. Yine de, “ifadeye çağrıldı” bilgisi adli sicil belgenizde yer almaz.

Kişi İfadeye Gitmezse Ne Olur?

İfadeye çağrılan kişi gitmezse, yukarıda bahsettiğimiz gibi zorla getirme veya yakalama süreçleri devreye girer. Ayrıca gitmeme eylemi, soruşturma makamınca olumsuz bir tutum olarak değerlendirilebilir. Uygulamada bazen ifadesi alınamayan şüpheliler hakkında doğrudan yakalama emri düzenlenip gözaltı yapıldığı görülmektedir. Bu da kişinin aniden özgürlüğünün kısıtlanması anlamına gelir. Bu nedenle ifade çağrısına uyup gitmek en doğrusudur.

Savcılık Kaç Günde İfadeye Çağırır?

Savcılık, suç duyurusu veya olayla ilgili soruşturma başlar başlamaz genellikle delilleri topladıktan sonra uygun bir zamanda şüpheliyi ifadeye çağırır. Bunun belli bir günü yoktur; bazı basit dosyalarda savcı aynı gün bile ifade aldırabilir, bazı karmaşık dosyalarda deliller toplandıktan haftalar sonra çağrı çıkabilir. Örneğin bir basit yaralama olayında şikayet yapıldıktan sonra 3-5 gün içinde polis ifade için çağırabilir. Daha karmaşık mali suçlarda savcılık aylarca evrak toplayıp sonra ifadeye çağırabilir. Yani süresi soruşturmanın yoğunluğuna bağlıdır.

İfadeden Kaç Gün Sonra Dava Açılır?

Bu da sabit bir süreye bağlı değildir. İfadeniz alındıktan sonra savcılık tüm delilleri inceler, gerekiyorsa ek araştırmalar yapar. Yeterli delil varsa iddianame düzenler. İddianame düzenlenmesi, soruşturmanın karmaşıklığına göre değişir; birkaç gün de sürebilir, birkaç ay da. Özellikle basit ve yeterli delilli dosyalarda savcı ifadenizi alıp hemen iddianame yazabilir (örneğin ifadeden bir hafta sonra davanız açılabilir). Bazı dosyalarda ise bilirkişi raporları, uzman incelemeleri gerektiğinden iddianame için 6 ay – 1 yıl beklemek bile mümkündür. Ülkemizde pratikte ilk duruşma tarihi, suçun niteliğine bağlı olarak genellikle soruşturmanın başlamasından itibaren en az 5-6 ay sonrasına denk gelmektedir.

Bir İfade Kaç Saat Sürer?

İfadenin ne kadar süreceği, olayın detaylarına ve ifadenin kapsamına göre değişir. Basit bir konuda (örneğin tek bir soru ile ilgili) 10 dakikada ifade verip çıkabilirsiniz. Ancak karmaşık olaylarda (örneğin mali bir suç, çok failli bir kavga vs.) size çok sayıda soru sorulacağı için ifade işlemi birkaç saati bulabilir. Ayrıca ifade sırasında bekleme, tutanak yazılmasını bekleme gibi süreler de eklenebilir. Genel tecrübeye göre, standart bir ifade için 30 dakika ile 1 saat arası yeterli olmaktadır. Ama elbette her dosya özeldir; süre konusunda esnek olmak gerekir.

Karakolda İfade Verirken Nelere Dikkat Edilmeli?

Karakolda ifade verirken öncelikle sakin ve saygılı olun. Polislere karşı agresif davranmayın; kibar ve net şekilde soruları yanıtlayın. Haklarınızı unutmayın: Susma hakkınız var, gerekiyorsa kullanın. Avukat isteme hakkınız var, çekinmeden talep edin. Sorulan soruyu anlamadıysanız tekrar sorulmasını isteyin. Cevabınızı tam vermeden önce düşünün, aceleyle konuşup yanlış anlaşılacak şeyler söylemeyin. Konuyla ilgisiz detaylara girmeyin, soruya odaklı yanıt verin. Tutanağı okumadan imzalamayın. Anlatmadığınız bir şey yazılmışsa düzeltin. Ayrıca fiziksel veya psikolojik baskı hissederseniz bunu yüksek sesle dile getirin, tutanağa yazdırın. Unutmayın ki ifade, kendi hikayenizi anlattığınız ve kayda geçtiği andır; doğru ve eksiksiz anlatmaya gayret edin.

Ceza Hukuku – Harbiye Hukuk

https://www.harbiyehukuk.com/ceza-hukuku/

Takipsizlik Kararı Nedir? (KYOK) – 2025

https://www.harbiyehukuk.com/takipsizlik-karari-nedir/

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment