Aile HukukuERKEK HANGİ HALLERDE NAFAKA ÖDEMEZ

Erkek hangi hallerde nafaka ödemez sorusu müvekkillerimiz tarafımızdan sıkça sorulan sorulardandır. Boşanma davalarında nafaka, genellikle erkeğin boşanma sonrasında eşine (kadına) veya çocuklarına ödediği maddi destek olarak bilinir. Toplumda yaygın inanış, boşanma sonrası erkeğin her koşulda nafaka ödeyeceği yönündedir. Peki gerçek böyle midir? Erkek her durumda nafaka ödemek zorunda mı? Bu sorunun cevabı hem kanunlara hem de mahkeme kararlarına göre değişkenlik gösterir.

Evet, eğer boşanma sonucu kadın ekonomik olarak zorluk yaşayacaksa ve erkeğin kusuru daha ağır değilse, Türk Medeni Kanunu gereğince erkek eşine yoksulluk nafakası ödemek zorunda kalabilir. Ancak her durumda erkeğin nafaka ödeyeceği diye bir kural yoktur. Bazı özel hallerde mahkeme, erkeğin nafaka ödeme yükümlülüğü olmamasına karar verir. Bu yazıda, Türkiye’de erkeklerin hangi durumlarda nafaka ödemeyeceğini, yasal şartları ve Yargıtay kararlarından örnekleriyle birlikte sizlere anlatacağız. Ancak böyle bir durumdaysanız mutlaka somut olaya göre detaylı danışmanlık almanızı tavsiye ederiz.

  1. Eşin Kendi Geliri Varsa,
  2. Kısa Süreli Evlilikse,
  3. Kadının kusurlu davranışları varsa,
  4. Eşin Evlilik Dışında Gelir Getirici Bir Eylemi Varsa,
  5. Eşin Yeniden Evlenmesi durumu varsa veya evlilik dışı ilişkisi varsa,
  6. Çocuğun Velayetinin Erkekteyse,
  7. Ortak Anlaşma durumu varsa,

Erkek nafaka ödemeyebilir ancak bu durumlar somut olaya göre değişir.

İÇİNDEKİLER

ERKEKDEN NAFAKA İSTEMENİN ŞARTLARI

Hakimin boşanmış olan taraflardan biri lehine yoksulluk nafakasına hükmedebilmesi için, aşağıdaki şartların gerçekleşmiş olması gereklidir;

  • Taraflardan birinin istemde bulunması: Taraflardan biri istemde bulunmadıkça hakim kendiliğinden yoksulluk nafakasına hükmedemez, Diğer bir deyişle, yoksulluk nafakasına ancak yoksulluğa düşecek olan tarafın istemi üzerine karar verilebilir.
  • İstemde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması: İstemde bulunan tarafın kusurunun diğer tarafın kusurundan daha ağır olmaması gerekir. Aksi takdirde nafaka bağlanamaz. Nitekim Yargıtay yeni tarihli bir kararında “boşanma kararında bir hüküm bulunmaması şartıyla boşanmaya yol açan olaylarda kusuru daha çok olmayan eş, sonradan da yoksulluk nafakası talep edebilir” demiştir. Nafaka yükümlüsünün kusurlu olması şart değildir. Zaten maddi ve manevi tazminat istemleri ile yoksulluk nafakası istemi arasındaki farklardan biri de budur. Bu itibarladır ki, akıl hastalığı sebebiyle açılan boşanma davasında, akıl hastası olan davalı tarafın kusurundan söz edilemeyeceği ve dolayısıyla kendisinden maddi ve manevi tazminat istenemeyeceği halde, eğer şartları varsa akıl hastası davalı tarafın diğer tarafa yoksulluk nafakası ödemesine karar verilebilecektir.
  • İstemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunması: Nafaka isteminde bulunan taraf, hiç bir gelirinin olmamasından ve geçinemeyecek durumda bulunmasından dolayı kendi kendini geçindiremeyecekse, boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunuyor demektir. Başka bir deyişle, geçimini kendi mal kaynakları ve çalışma gücüyle sağlama imkanından yoksun olan tarafın yoksulluğa düşeceği kabul edilir.
  • Nafakanın diğer tarafın mali gücüyle orantılı olması: Hâkimin takdir edeceği yoksulluk nafakasının, bunu ödeyecek olan tarafın (nafaka yükümlüsünün) mali gücüyle orantılı olması da şarttır. Eğer nafaka isteminde bulunmuş olan tarafın lehine evvelce boşanma dolayısıyla manevî tazminata hükmedilmiş bulunuyorsa, yoksulluk nafakasının miktarının belirlenmesinde bu hususun da göz önünde bulundurulması ve istemde bulunan tarafın hükmedilmiş olan manevî tazminata karşın yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin iyice araştırılması gerekir.

Ödenecek yoksulluk nafakası, istemde bulunan tarafın yoksulluğa düşmesini önleyecek ve normal şartlarda onun geçimine yetecek miktarda olmalıdır.

NAFAKA NEDİR? TÜRLERİ VE GENEL KURALLAR

Nafaka, boşanma veya ayrılık durumunda, ekonomik olarak daha zayıf kalan eşin veya çocukların, diğer eşten maddi destek alması için öngörülen düzenli ödemedir. Türk hukukunda başlıca nafaka türleri şunlardır:

  • Tedbir Nafakası: Boşanma davası devam ederken, süreç boyunca ihtiyaç sahibi eşe veya çocuklara geçici destek için ödenir. Bu nafaka, boşanma kararı kesinleşene kadar devam eder.
  • İştirak Nafakası (Çocuk Nafakası): Boşanmada velayet kendisine verilmeyen ebeveynin, reşit olmayıp kendisiyle yaşamayan ortak çocukların bakım masraflarına katkı için ödediği nafakadır. Çocuk 18 yaşına gelene (ergin olana) kadar devam eder; eğitim devam ediyorsa 18’den sonra yardım nafakası talep edilerek uzatılabilir.
  • Yoksulluk Nafakası: Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eşe, diğer eş tarafından mali gücü oranında ödenen süresiz nafakadır. Türk Medeni Kanunu m.175’e göre, boşanma sonucunda ekonomik olarak yoksulluğa düşecek taraf, daha ağır kusurlu olmamak şartıyla geçimi için diğer taraftan süresiz nafaka isteyebilir. Yoksulluk nafakası genellikle kadın eş lehine hükmedilse de kanunen cinsiyete bağlı değildir; erkek de gerekli koşullar oluşursa eski eşinden nafaka talep edebilir.

Yoksulluk nafakası süresizdir ancak sonsuza dek değişmeyecek demek değildir. Türk Medeni Kanunu m.176 uyarınca bazı durumların gerçekleşmesiyle yoksulluk nafakası kendiliğinden veya mahkeme kararıyla sona erer. Örneğin, nafaka alan eş tekrar evlenirse veya taraflardan biri vefat ederse, nafaka yükümlülüğü kendiliğinden kalkar. Nafaka alacaklısının (nafaka alanın) evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi biriyle yaşaması, ekonomik durumunun düzelmesi (yoksulluğun ortadan kalkması) ya da haysiyetsiz bir hayat sürmesi durumlarında ise mahkeme kararıyla nafaka kaldırılır.

Yani kanun, nafaka ödemelerinin hangi hallerde son bulacağını açıkça düzenlemiştir. Bunların yanı sıra, nafaka ödeyenin (nafaka borçlusunun) maddi durumunun ciddi şekilde değişmesi durumunda (örneğin işsiz kalması, iflas etmesi gibi) da nafakanın azaltılması veya kaldırılması için mahkemeye başvurulabilir.

Özetle, nafaka ödeme zorunluluğu her boşanma davasında aynı değildir. Mahkeme, nafaka taleplerini değerlendirirken tarafların kusur durumuna, ekonomik güçlerine, ihtiyaçlarına ve evlilik süresince elde ettikleri yaşam standardı gibi unsurlara bakar. Kanunun öngördüğü koşullar oluşmamışsa veya sonradan ortadan kalkarsa, erkek nafaka ödemekten muaf tutulabilir.

ERKEK NAFAKA ÖDEMEK ZORUNDA MI?

Boşanan erkeğin nafaka ödeyip ödemeyeceği, boşanmanın maddi sonuçlarına ve tarafların durumuna bağlıdır. Türk Medeni Kanunu’na göre erkek veya kadın fark etmeksizin, boşanma sonrası yoksulluğa düşecek eşe, diğer eşin nafaka ödemesine hükmedilebilir. Uygulamada ise genellikle daha fazla gelir sahibi olan taraf erkek olduğundan, nafaka ödeyen taraf çoğunlukla erkek olmaktadır. Mahkeme nafaka konusunda karar verirken, tarafların gelirlerini, mal varlıklarını, çalışma durumlarını, sağlık ve yaş gibi faktörlerini kapsamlı şekilde inceler.

Erkek, her boşanma davasında otomatik olarak nafaka ödeyecek diye bir kural yoktur. Kanun, nafaka alacak kişinin daha ağır kusurlu olmamasını ve gerçekten ekonomik desteğe muhtaç hale gelmesini şart koşar. Örneğin kadın eşin geliri erkeğinkine yakınsa veya daha fazlaysa, mahkeme yoksulluk nafakasına hükmetmeyebilir. Hatta bazı durumlarda ekonomik açıdan zor durumda kalan eş erkek ise, kadın tarafın nafaka ödemesine karar verilebilir; zira kanun cinsiyet ayrımı yapmamıştır.

Kısaca söylemek gerekirse: Boşanan erkek, eğer eski eşi boşanma nedeniyle geçimini sağlayamayacaksa ve kadın taraf erkeğe göre daha az kusurlu ise nafaka ödemek zorunda kalabilir. Bunun aksine, aşağıda detaylandırılan belirli durumlar varsa erkek nafaka ödemez veya nafaka kısa süre sonra kesilir.

ERKEĞİN NAFAKA ÖDEMEYECEĞİ DURUMLAR

Boşanma sonrasında erkeğin nafaka yükümlüsü olmadığı veya nafaka ödemesinin sonlandırılabildiği haller, yasa ve içtihatlarla belirlenmiştir. Erkek hangi hallerde nafaka ödemez? Aşağıda, erkeğin nafaka ödemeyeceği başlıca durumlar tek tek açıklanmıştır:

KADININ YETERLİ GELİRİ VE MAL VARLIĞI OLMASI

Eğer boşanılan kadının kendi geliri, mal varlığı veya düzenli bir işi varsa ve bu gelir onun geçimini sağlamaya yetiyorsa, mahkeme yoksulluk nafakası talebini reddedebilir. Kadının çalışıyor olması veya başka bir gelir kaynağına sahip olması, onun boşanma sonrasında yoksulluğa düşmeyeceği anlamına gelir. Örneğin, kadının maaşı varsa veya kira geliri, birikimi gibi mal varlıkları bulunuyorsa nafaka almasına gerek kalmayabilir. Mahkeme, tarafların ekonomik durumlarını kıyaslar; nafaka alacaklısı ve nafaka yükümlüsünün gelirleri birbirine yakınsa nafaka bağlanmaz.

Bu durum özellikle tarafların mal varlıkları arasındaki fark kadının lehine çok fazlaysa ortaya çıkar. Kadının ekonomik durumu erkeğinkinden güçlü ise veya boşanma sonrası maddi olarak zorluk çekmeyecekse, erkek nafaka ödeme yükümlülüğünden muaf tutulabilir. Kısaca, “kadın kendi geçimini sağlayabiliyorsa erkekten nafaka talep edemez” denilebilir.

EVLİLİĞİN ÇOK KISA SÜRMÜŞ OLMASI 

Evlilik süresinin çok kısa olması da nafaka konusunda etkili olabilir. Özellikle birkaç ay gibi kısa süren evliliklerde, tarafların ekonomik durumlarında büyük bir değişim veya fedakârlık olmamışsa, mahkeme nafaka bağlanmamasına karar verebilir. Kanunda evlilik süresine ilişkin kesin bir nafaka sınırlaması olmasa da, uygulamada kısa süreli evlilik durumunda nafaka miktarı sembolik tutulabilir veya hiç bağlanmayabilir. Hakim, evliliğin süresini ve tarafların katkılarını değerlendirerek, çok kısa süren bir evlilik sonrası sürekli nafaka yükümlülüğünün adil olup olmadığına bakar.

Örneğin, sadece 6 ay evli kalmış bir çift düşünelim; kadın bu süreçte çalışmaya devam etmiş ve ciddi bir kariyer veya gelir kaybı yaşamamışsa, boşanma sonrası erkeğin uzun yıllar nafaka ödemesi beklenmeyebilir. Bu durumda mahkeme, nafaka talebini reddetme veya çok kısa bir süre için ödeme kararı verme yoluna gidebilir. Her ne kadar nafaka süresiz olarak ödenebilen bir destek olsa da, evlilik süresi çok kısa ise hakkaniyet gereği nafaka istemi uygun görülmeyebilir.

KADININ YENİDEN EVLENMESİ VEYA İLİŞKİSİ OLMASI DURUMUNDA ERKEK NAFAKA ÖDEMEZ

Boşanma sonrası kadının hayatında yeni bir ilişki başlaması, özellikle de yeniden evlenmesi, erkeğin nafaka yükümlülüğünü ortadan kaldıran en net durumlardandır. Kanun gereği, nafaka alacaklısı taraf (çoğunlukla kadın) yeniden evlenirse, yoksulluk nafakası kendiliğinden sona erer. Bu durumda erkek artık eski eşine nafaka ödemez. Örneğin, boşandığı eşiyle ilgili nafaka ödeyen bir erkek, kadının başka biriyle resmi nikahla evlendiğini öğrenirse, nafaka ödemesini durdurabilir; bu yasal olarak hakkıdır.

Resmi evlilik dışında, kadının başka biriyle fiilen evli gibi yaşaması (resmi nikâh olmadan birlikte yaşamak) da yasada belirtilen nafakanın kaldırılma sebeplerindendir. Yani kadın evlenmeden uzun süreli bir birliktelik içinde yaşıyorsa, erkek mahkemeye başvurarak nafaka ödeme yükümlülüğünün kaldırılmasını talep edebilir. Türk Medeni Kanunu m.176 bu durumu açıkça düzenlemiştir: “Nafaka alacaklısının evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması hâlinde nafaka mahkeme kararıyla kaldırılır.”. Elbette bu durumda erkek doğrudan ödemeyi kesmemeli, önce mahkeme kararı aldırmalıdır. Kadının biriyle birlikte yaşadığını ispat etmek gerekebilir; tanık beyanları, ortak ikametgah gibi delillerle bu fiilî evlilik durumu kanıtlandığında hakim nafakayı kaldıracaktır.

Özetle, kadın tekrar evlenirse veya evlilik benzeri bir ilişki içinde olduğu tespit edilirse erkek nafaka ödemekten kurtulur. Bu kural, nafakanın amacının kadını ekonomik olarak korumak olmasından kaynaklanır; kadın yeni bir eşle hayatını birleştirdiğinde artık eski eşten destek almaya devam etmesi beklenmez.

ÇOCUKLARIN VELAYETİNİN BABADA OLMASI

Boşanmadan sonra ortak çocuğun velayeti babaya verilirse, durum nafaka yükümlülüğünü değiştirir. İştirak nafakası (çocuk nafakası) normalde çocuğun velayetine sahip olmayan ebeveyn tarafından ödenir. Eğer çocuk babanın velayetinde kalıyorsa, babadan anneye çocuk için nafaka ödenmesi gerekmez. Aksine, çocuğa bakan baba olduğuna göre, anne ekonomik durumu uygunsa çocuğun masraflarına katkı sağlamalıdır. Uygulamada çoğunlukla çocuklar annenin velayetinde olduğundan nafaka ödeyen baba oluyor, ancak bunun tersi durumda anne de nafaka ödeyebilir.

Dolayısıyla, boşanma sonrasında çocuğun velayeti babaya verilmişse ve anne çalışabilecek durumdaysa, babanın anneye nafaka ödemesine gerek kalmayabilir. Burada dikkat edilmesi gereken, kadına yoksulluk nafakası konusudur: Çocuk babada olsa bile, eğer kadın boşanma nedeniyle yoksulluğa düşüyorsa ve kusuru ağır değilse yine yoksulluk nafakası talep edebilir. Fakat genelde çocuğun velayetini alan baba, çocuğun ihtiyaçlarını zaten üstlendiği için annenin ek bir nafaka talebi zayıflayabilir. Üstelik anne de çalışabilir durumdaysa veya gelir sahibi ise bu durumda nafaka ödemesi gündeme gelmeyebilir.

Kısacası, çocuk(lar) babayla yaşadığı takdirde, erkek çocuklar için anneye nafaka ödemez. Anne, kendi gelirini kazanabiliyor ve yoksulluğa düşmüyorsa, kadına yönelik bir nafaka da söz konusu olmayabilir. Bu durumda taraflar genelde her birinin kendi sorumluluğunu üstlendiği bir düzen kurmuş olurlar.

TARAFLARIN ANLAŞMA YAPMASI (NAFAKADAN FERAGAT)

Boşanma esnasında veya protokolünde, eşler kendi aralarında nafaka ödenmemesi konusunda anlaşabilirler. Örneğin, boşanma protokolünde kadın nafaka talebinden feragat ettiğini (vazgeçtiğini) beyan ederse, mahkeme bu anlaşmayı onayladığında erkek nafaka ödemez. Karşılıklı anlaşma ile gerçekleşen boşanmalarda bazen maddi tazminat veya mal paylaşımı gibi konular halledilirken, taraflar nafaka konusunda da mutabakata varır. Kadın, maddi durumu yeterli olduğu için ya da başka sebeplerle nafaka istemediğini beyan edebilir.

Eğer boşanma protokolünde “nafaka istenmeyecektir” şeklinde bir madde varsa, karar kesinleştikten sonra erkekten nafaka talep edilemez. Bu anlaşma, mahkeme kararı niteliği taşıyacağından ileride de geçerlidir. Ancak unutulmamalıdır ki bu genellikle yoksulluk nafakası için geçerlidir; çocukların hakları olan iştirak nafakası konusunda anne feragat edemez çünkü o çocuk adına alınan bir destektir. Yine de, uygulamada anlaşmalı boşanmalarda çocuk nafakaları da ortak karar ile belirlenip onaylandığı için, sonradan bu konuda da itiraz pek gelmez.

Özetle, eğer taraflar boşanırken nafaka ödenmeyeceği konusunda yazılı ve onaylı bir anlaşma yaparlarsa, erkek nafaka ödeme yükümlülüğünden kurtulur. Bu, boşanmanın her iki taraf için de maddi konularda uzlaşıyla gerçekleştiğini gösterir. Anlaşmalı boşanma protokolü hazırlarken bir avukat yardımı alınması, ileride sorun yaşanmaması adına faydalı olacaktır.

KADININ BOŞANMAYA SEBEP OLAN AĞIR KUSURLU DAVRANIŞLARI

Boşanma davasında eğer kadın, evlilik birliğini sarsan olaylarda ağır kusurlu taraf olarak belirlenmişse, kanun gereği bu kadın lehine yoksulluk nafakası bağlanamaz. Türk Medeni Kanunu m.175’e göre nafaka talep eden tarafın kusurunun diğerinden daha ağır olmaması gerekir. Yargıtay kararları da “Ağır kusurlu eş yararına yoksulluk nafakası verilemez.” şeklinde bu ilkeyi vurgulamıştır.

Örneğin, boşanmaya gerekçe olarak kadının aldatma (zina) veya terk etme gibi ağır kusurları tespit edilmiş olsun. Bu durumda mahkeme, kadını boşanmada tamamen veya büyük oranda kusurlu bulursa, kadının yoksulluk nafakası talebi reddedilir. Erkek daha az kusurlu veya mağdur taraftaysa, nafaka ödemek zorunda bırakılmaz. Gerçek vakalarda Yargıtay, eşini aldatan kadına nafaka bağlanamayacağı yönünde kararlar vermiştir. Hatta Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin bir kararında, boşanmaya sebep olaylarda kadını ağır kusurlu bularak kadın lehine nafaka bağlanmasını bozmuştur.

Kısacası, boşanmaya sebep olan olaylarda kadın eşin ağır kusurlu olması durumunda erkek nafaka ödemez. Bu hem kanuni bir düzenleme hem de içtihatla sabit bir kuraldır. Buradaki amaç, hatasıyla evliliği bitiren tarafa, üstüne bir de sürekli maddi menfaat sağlanmasının önüne geçmektir. Unutmamak gerekir ki kusur değerlendirmesini mahkeme yapar ve “ağır kusur” olup olmadığı her davanın özel durumuna göre belirlenir.

istanbul avukat

ERKEĞİN MADDİ GÜCÜNÜN YETERSİZ OLMASI DURUMUNDA ERKEK NAFAKA ÖDEMEZ

Nafaka miktarı belirlenirken erkeğin (nafaka ödeyecek kişinin) maddi durumu büyük rol oynar. Eğer erkeğin geliri çok düşükse, işsizse veya ciddi bir ekonomik sıkıntısı varsa, mahkeme yüksek bir nafaka miktarı takdir etmez; hatta hiç nafaka ödemesine gerek olmadığına karar verebilir. Özellikle erkeğin gelirinin kendisini bile zor geçindirecek seviyede olduğu hallerde, nafaka ödeme yükümlülüğü ya hiç konulmaz ya da çok cüzi bir miktar belirlenir.

Örneğin, asgari ücretle çalışan bir erkek düşünelim; boşanma sonrası kendi barınma ve temel ihtiyaçlarını ancak karşılayabiliyor. Bu durumda eşi de çalışabilecek durumdaysa, mahkeme belki kısa süreli bir sembolik nafaka koyabilir veya tamamen muaf tutabilir. Yargıtay’ın bazı kararlarında da, erkeğin işsiz kalması, iflas etmesi gibi durumlarda kadına bağlanan nafakanın azaltılabileceği ya da kaldırılabileceği belirtilmiştir. Yani nafaka, tarafların ekonomik güçleri doğrultusunda hakkaniyete uygun bir şekilde değerlendirilir.

Özetle, erkeğin ödeme gücü yoksa veya çok sınırlıysa uzun vadede nafaka ödemesi beklenmez. Mahkeme, erkeğin maddi durumunun yetersiz olduğunu tespit ederse nafaka miktarını düşük tutacak veya hiç nafaka bağlamayacaktır. Bu durum hem yoksulluk nafakası için geçerlidir hem de çocuk nafakası miktarı belirlenirken göz önüne alınır. Elbette erkeğin ileride maddi durumu düzelirse, nafaka alacaklısı taraf artırılması için dava açma hakkına sahiptir; fakat başlangıçta ödeme gücünün olmaması önemli bir muafiyet sebebidir.

KADININ ÇALIŞMA GÜCÜ VE İSTEYEREK İŞSİZ KALMASI

Nafaka talep eden kadının aslında çalışma gücüne sahip olması ve bilerek çalışmaması da erkeğin nafaka ödememesine yol açabilir. Kanun, kadının çalışabilir olmasına rağmen hiçbir çaba göstermeden işsiz kalmasını iyi niyetli görmez. Eğer mahkeme, kadının rahatlıkla iş bulabileceği halde çalışmadığını, sadece nafaka almak için işten ayrıldığını tespit ederse nafaka talebini reddedebilir veya mevcut nafakayı kaldırabilir.

Nitekim Yargıtay 2. Hukuk Dairesi bu konuda emsal bir karar vermiştir: “İşinden kendi isteğiyle ayrılan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemez.” şeklindeki 2019 tarihli Yargıtay kararına göre, bilerek ve isteyerek işten ayrılan kadına boşanma sonrasında nafaka bağlanması doğru bulunmamıştır. Örneğin, bir kadın boşanma arefesinde çalıştığı işten istifa edip sonra nafaka talep etmişse, mahkeme bunu kötüye kullanım sayabilir. Kadın aslında çalışıp gelir elde edebilecek durumdayken kendi tercihiyle işsiz kaldığı için, eski eşinden sürekli bir gelir talep etmesi hakkaniyete aykırı görülebilir. Bu durumda erkek nafaka ödemekten kurtulur.

Ayrıca, nafaka almaya başladıktan sonra da bilerek çalışmamak benzer sonuç doğurur. Yani kadın sağlık durumu iyi, iş bulma imkânı var fakat çalışmayıp nafaka ile geçinmeyi tercih ediyorsa, erkek yine dava açarak nafakanın kaldırılmasını talep edebilir. Sonuç olarak, kadının çalışma yeteneği varken kasıtlı olarak işsiz kalması veya işini bırakması durumlarında erkek nafaka ödemez veya mevcut nafaka kaldırılır. Bu ilke, nafakanın bir “hazır gelir” gibi kötüye kullanılmasını önlemeye yöneliktir.

DİĞER NAFAKA KESİLME VE SONA ERME HALLERİ

Yukarıda sayılan temel durumların yanı sıra, kanunda belirtilen veya yargı kararlarıyla şekillenmiş diğer bazı haller de vardır ki bu durumlarda nafaka ödeme sona erer:

  • Nafaka alacaklısının ölmesi: Nafaka alan eşin vefatıyla birlikte nafaka zaten kendiliğinden sona erer. Erkek, ölmüş bir eş için ödeme yapmaya devam etmez; alacak mirasçılarına geçmez.
  • Nafaka borçlusunun ölmesi: Erkek nafaka öderken vefat ederse, o nafaka borcu mirasçılarına geçmez ve nafaka yükümlülüğü biter. (Ancak ölüm tarihine kadar birikmiş nafaka borçları miras hukukuna göre değerlendirilir.)
  • Nafaka alacaklısının yoksulluk halinin bitmesi: Kadın boşanma sonrası bir süre nafaka aldıktan sonra ekonomik durumunu düzeltirse (örneğin iyi bir işe girip yeterli kazanç elde etmeye başladıysa veya önemli bir miras, tazminat vb. gelir elde ettiyse), erkek mahkemeye başvurarak “yoksulluk hali ortadan kalktı” gerekçesiyle nafakanın kaldırılmasını sağlayabilir. Nafakanın amacı yoksulluğu önlemek olduğu için, artık yoksul olmayan tarafa nafaka ödenmeye devam edilmez.
  • Kadının “haysiyetsiz hayat sürmesi”: Kanun, toplum değerleri açısından onur kırıcı bir yaşam süren nafaka alacaklısına da ödeme yapılmayabileceğini belirtir. Haysiyetsiz hayat sürme kavramı, örneğin kadının sürekli suç işlemesi, toplumca ahlak dışı kabul edilen bir yaşam tarzını benimsemesi gibi durumları içerir. Bu durum gerçekleştiğinde erkek, nafakanın kaldırılması için dava açabilir ve mahkeme uygun görürse nafakayı iptal eder.
  • Çocuğun reşit olması: İştirak nafakası, çocuk 18 yaşına (veya eğitimi bitene) kadar sürdüğü için, çocuk ergin olduğunda babanın çocuk nafakası ödeme yükümlülüğü otomatik olarak kalkar. Reşit olan çocuk için nafaka ancak çocuk eğitime devam ediyorsa ve talep edilirse yardım nafakası olarak sürebilir.

Yukarıdaki durumlar, nafaka ödemesinin kesildiği veya hiç başlamadığı halleri özetlemektedir. Her bir boşanma davası özel koşullar barındırabileceğinden, nafaka konusundaki kararlar da duruma göre değişir. Ancak genel kural olarak, nafaka hakkı suistimal edilmediği sürece ihtiyaç sahibi eşe destek olmayı amaçlar. Eğer bu destek ihtiyacı ortadan kalkmış ya da hak edilmiyor ise, erkek nafaka ödemez.

Sonuç olarak, erkeklerin nafaka ödemediği haller yasal düzenlemelerle belirlenmiştir ve özetle şunları içerir: Kadının yeniden evlenmesi veya evlilik benzeri ilişki yaşaması, kadının kendi geçimini sağlayabilmesi, tarafların anlaşarak nafakayı kaldırması, kadının boşanmada ağır kusurlu olması, erkeğin ciddi maddi sıkıntı içinde olması, kadının çalışabilir olduğu halde bilerek işsiz kalması gibi durumlar. Her olayın şartları farklı olabileceğinden, nafaka konusunda tereddüt yaşayanlar bir aile hukuku avukatına danışarak kendi durumlarını değerlendirmelidir.

ERKEK HANGİ HALLERDE NAFAKA ÖDEMEZ

ERKEK HANGİ HALLERDE NAFAKA ÖDEMEZ

SIKÇA SORULAN SORULAR (FAQ)

Erkek boşanma sonrası her durumda nafaka ödemek zorunda mı?

Hayır, her durumda zorunda değil. Eğer kadın boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek ve kadının kusuru erkeğe göre daha az ise mahkeme erkeğin nafaka ödemesine karar verebilir. Ancak kadın çalışıyorsa, gelir sahibi ise veya boşanmada ağır kusurlu ise erkek nafaka ödemeyebilir. Yani nafaka yükümlülüğü, boşanmanın koşullarına ve tarafların durumuna bağlıdır.

Kadın çalışıyorsa erkek yine de nafaka öder mi?

Genellikle hayır. Kadının düzenli ve yeterli bir geliri varsa mahkeme yoksulluk nafakası bağlamaz. Kadın kendi geçimini sağlayabiliyorsa, nafaka talebi reddedilebilir. Ancak burada kadının geliriyle geçinip geçinemeyeceği değerlendirilir; ufak bir geliri varsa yine nafaka alabilir. Tam tersi şekilde, kadın yüksek gelire sahipse erkek nafaka ödemez.

Kadın yeniden evlenirse nafaka kesilir mi?

Evet, kesinlikle kesilir. Türk Medeni Kanunu’na göre nafaka alan taraf (kadın) yeniden evlenirse yoksulluk nafakası kendiliğinden sona erer. Erkek, eski eşinin evlendiğini belgeleyerek nafaka ödemeyi durdurabilir. Aynı şekilde, kadın evlenmeden biriyle fiilen evli gibi yaşamaya başlarsa da erkek mahkeme kararıyla nafakayı kestirebilir.

Erkek evlenirse nafaka düşer mi?

Erkeğin yeniden evlenmesi, kendi nafaka borcunu otomatik olarak düşürmez veya sona erdirmez. Yoksulluk nafakası, kadının durumuna göre belirlenir. Ancak erkek yeniden evlenip yeni bir aile kurduğunda, mali durumunda büyük değişiklikler olmuşsa (örneğin yeni çocukları olup giderleri artmışsa) nafakanın yeniden değerlendirilmesi için mahkemeye başvurabilir. Yine de tek başına erkeğin evlenmesi, mevcut nafaka kararını ortadan kaldırmaz.

Kısa süreli evlilikte nafaka ödenir mi?

Evlilik çok kısa sürdüyse (örneğin birkaç ay veya bir-iki yıl), genellikle uzun süreli nafaka ödemesi beklenmez. Mahkeme, evliliğin süresini göz önüne alarak ya nafaka bağlamaz ya da sınırlı süre için bağlayabilir. Özellikle kısa evlilikte kadın ciddi bir iş veya gelir kaybı yaşamamışsa, sürekli nafaka talebi uygun görülmeyebilir.

Nafaka ödememek için erkek ne yapabilir?

Erkek, nafaka ödemek istemiyorsa bunu haklı kılacak yasal durumların varlığını göstermelidir. Örneğin, kadının çalıştığını, gelirinin olduğunu, yeniden evlendiğini veya ağır kusurlu olduğunu mahkemeye sunabilir. Boşanma sırasında kadının kusurlu davranışlarını ispat ederek nafaka talebinin reddini isteyebilir. Ayrıca boşanma protokolünde karşı tarafa nafaka vermeme konusunda anlaşma sağlanabilir. Nafaka ödemeye başladıktan sonra ise, kadının işe girdiğini, yoksulluk halinin bittiğini veya fiilen evli gibi yaşadığını tespit ederse dava açarak nafakayı kaldırtabilir.

Nafaka ödemesi ne zaman biter?

Nafaka ödemesinin bitmesi birkaç halde olur: Nafaka alan kadın tekrar evlenirse veya vefat ederse nafaka biter. Nafaka borçlusu (erkek) vefat ederse yine biter. Kadının yoksulluk durumu sona erdiğinde ya da fiilen evli gibi bir ilişkiye girdiğinde mahkeme kararıyla nafaka kaldırılır. Ayrıca çocuk nafakası çocuğun 18 yaşını doldurmasıyla (veya eğitimini tamamlamasıyla) sona erer. Bunların dışında, belirli bir süreye bağlanmış nafakalar varsa süresi dolduğunda biter.

Kadın kusurlu olursa nafaka alamaz mı?

Eğer kadın boşanmada ağır kusurlu ise (örneğin aldatma, şiddet uygulama gibi), evet yoksulluk nafakası alamaz. Kanun, nafaka alacak kişinin daha ağır kusurlu olmamasını şart koşar. Kadın eşit kusurlu veya az kusurlu ise nafaka alabilir; fakat erkek çok daha kusursuz ve kadın bariz kusurluysa mahkeme kadının nafaka talebini reddeder. Küçük kusurlar nafaka almaya engel değildir, önemli olan ağır kusurlu taraf olmamaktır.

Nafaka miktarı nasıl belirlenir ve erkeğin geliri düşükse ne olur?

Nafaka miktarını hakim, tarafların ekonomik durumuna göre belirler. Kadının geçim ihtiyacı ve erkeğin ödeme gücü dengelenir. Eğer erkeğin geliri düşükse, nafaka miktarı da düşük tutulur veya hiç konulmaz. Mahkeme, erkeğin maaş bordrosu, mal varlığı gibi unsurları inceler; erkeğin temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda olması halinde nafaka yükü vermeyebilir. Gelir yüksekse daha yüksek nafaka çıkabilir, düşükse sembolik bir nafaka olabilir.

Erkek nafaka ödemezse ne olur? (Nafaka ödememenin yaptırımı var mı?)

Mahkeme tarafından nafaka ödemeye hükmedilen erkek bu yükümlülüğünü yerine getirmezse hukukî ve cezaî yaptırımlarla karşılaşabilir. Nafaka alacaklısı (kadın veya çocuk adına anne) icra takibi başlatabilir ve ödenmeyen nafaka miktarlarını icra yoluyla tahsil edebilir. Ayrıca “nafaka ödememe suçu” Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiştir: Üst üste belirli sayıda nafaka ödememek, şikâyet üzerine üç aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılabilir. Yani erkek nafaka ödemezse, önce borç birikir, sonra icra ve ödeme emrine rağmen ödememeye devam ederse hapis cezası riski doğar. Bu yaptırım, nafakanın düzenli ödenmesini sağlamak amacıyla uygulanmaktadır.

Erkek de nafaka alabilir mi?

Evet, kanunen boşanmada ekonomik olarak zayıf düşecek taraf erkek ise, kadın eşin nafaka ödemesi mümkündür. Uygulamada nadir görülse de, örneğin kadın çok varlıklı, erkek işsiz ve hasta ise mahkeme erkeğe yoksulluk nafakası bağlayabilir. Türk Medeni Kanunu nafaka konusunda cinsiyet ayrımı yapmaz; önemli olan kimin yoksulluğa düşeceği ve kusur durumudur. Dolayısıyla erkek lehine nafaka kararları da vardır. Ancak toplumsal durumda genellikle kadınlar ekonomik olarak daha dezavantajlı olduğundan bu durum sık rastlanmaz.

Nafaka süresiz mi ödeniyor, bunun bir sınırı yok mu?

Mevcut kanuna göre yoksulluk nafakası süre belirtilmeden (süresiz) bağlanabiliyor. Yani mahkeme bir süre koymadıkça, nafaka alacaklısı evlenmediği, yoksulluğu bitmediği sürece almaya devam ediyor. Ancak süresiz olsa da yukarıda belirtildiği gibi çeşitli son bulma şartları var (evlilik, ölüm, vs). Son yıllarda nafakanın süresiz olmasına dair kamuoyunda tartışmalar var ve nafaka süresine sınır getirecek yasal düzenleme önerileri gündeme geldi. Örneğin evlilik süresine göre nafaka süresini kademelendirme gibi fikirler tartışılıyor. Fakat 2025 itibariyle henüz bu konuda bir yasa değişikliği yapılmadı; nafaka ödemeleri kural olarak süresiz, fakat şartlar değiştikçe kaldırılabiliyor.

Anlaşmalı boşanmada nafaka konuşulmazsa ne olur?

Anlaşmalı boşanmada nafaka konusu tarafların serbest iradesine bırakılır. Eğer hazırlanan boşanma protokolünde nafaka ile ilgili bir madde yoksa ve kadın da duruşmada nafaka talebinde bulunmuyorsa, mahkeme nafaka hükmetmez. İleride kadın fikrini değiştirip nafaka isteyemez, çünkü anlaşmalı boşanma kararı kesinleşmiştir. Bu yüzden anlaşmalı boşanmada nafaka istemiyorsanız bunu net ifade etmelisiniz; aksi halde protokolde olmaması nafaka talep edilmeyeceği anlamına gelebilir. Tam tersi, protokolde nafaka tutarı yazıldıysa erkek o tutarı ödemekle yükümlü olur. Kısaca, anlaşmalı boşanmada nafaka kararı, tarafların yaptığı anlaşmaya göre şekillenir.

Nafaka arttırılabilir veya azaltılabilir mi?

Evet. Nafaka bağlandıktan sonra tarafların koşullarında değişiklik olursa nafaka miktarı için yeniden mahkemeye başvurulabilir. Örneğin enflasyon ve hayat pahalılığı nedeniyle kadının aldığı nafaka yetmiyorsa, kadın nafaka artırımı davası açabilir. Ya da erkek işini kaybettiyse, geliri düştüyse nafaka azaltımı veya kaldırılması için dava açabilir. Mahkeme, yeni duruma göre nafaka miktarında düzenleme yapabilir. Bu, “nafaka uyarlama” olarak bilinir ve kanunen mümkündür. Önemli olan değişikliğin ciddi ve sürekli olmasıdır (tek seferlik gelir düşüşü yeterli olmayabilir ama kalıcı işsizlik gibi durumlar değerlendirilebilir).

Çocuk için nafaka (iştirak nafakası) ödemezsem ne olur?

Çocuk nafakası, çocuğun temel ihtiyaçları için verildiğinden oldukça önemli kabul edilir. Ödenmezse, anne çocuk adına icra takibi yapabilir ve yine ceza yaptırımı gündeme gelebilir. Ayrıca çocuk nafakasını ödemeyen baba, ileride velayet veya kişisel ilişki konularında da olumsuz değerlendirilebilir. İştirak nafakası çocuğun hakkıdır; babanın maddi durumu kötüleşse bile mahkeme genelde asgari bir miktar ödemesini ister. Ödememenin yaptırımı, yoksulluk nafakasını ödememektekiyle benzer: İcra takibi ve ödememe halinde tazyik hapsi söz konusu olabilir.

Nafaka almaya başlayan kadın iş sahibi olursa, erkek nafakayı kesebilir mi?

Kadın nafaka alırken işe girer veya gelirini artırırsa, erkek doğrudan kendisi kesemez ancak mahkemeye başvurarak nafakanın kaldırılmasını ya da azaltılmasını talep edebilir. Mahkeme kadının artık yoksul olmadığını veya gelirinin önemli ölçüde arttığını tespit ederse, nafakayı tamamen kaldırabilir ya da miktarını düşürebilir. Bu nedenle erkekler, eski eşlerinin çalışma durumunu takip edip, gerekirse hukuki yollara başvurabilir. Ancak mahkeme kararı olmadan, kendi kendine nafaka ödemeyi kesmek doğru değildir; bu durumda borç birikir ve icra takibine maruz kalınabilir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment