Ceza HukukuADLİ KONTROL KARARI (ADLİ KONTROL TEDBİRİ)

ADLİ KONTROL KARARI NEDİR?

ADLİ KONTROL KARARI NEDİR?

Adli kontrol 5127 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda 109 ila 115. Maddeler arasında düzenlenmiştir. CMK 109. maddede “Bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada, 100’üncü maddede belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebilir.” şeklinde ele alınmıştır. Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği’nin 55. maddesinde de adli kontrol “Şüpheli veya sanığın tutuklanması yerine bir veya birden fazla yükümlülüğe tâbi tutularak, toplum içinde denetimini öngören bir koruma tedbiridir” şeklinde tanımlanmıştır. 

Adli kontrol 100. maddede sayılan tutuklamanın gerektiği haller gerçekleştiği durumda şüpheli kişinin kanunda sayılan yükümlülüklerden birinin veya birden fazlasının uygulanması anlamını taşır. Kişinin tamamıyla özgürlüğünden alıkonulması anlamını taşımasa da belirli kısıtlamalar uygulanır. Tutuklama kurumunun bir alternatifi olarak görülen adli kontrol kararının şüpheli için verilebilmesi için kişinin tutuklama gerektirecek hallerden birini gerçekleştirmesi gerekmektedir.

ADLİ KONTROL TEDBİRİ HANGİ DURUMLARDA VERİLMEKTEDİR?

ADLİ KONTROL TEDBİRİ HANGİ DURUMLARDA VERİLMEKTEDİR?

Suç şüphesi altındaki kişinin tutuklamanın ağır sonuçlarından etkilenmemesi ve kişinin özgürlüğüne ölçülü bir şekilde müdahale edilebilmesi için tutuklama yerine adli kontrole karar verilebilmektedir. Tutuklama süresi dolmuş bir sanık için de adli kontrol kararı verilebilmektedir. CMK 100/1’de belirtilen ölçülülük ilkesi gereğince tutuklama tedbiri mi yoksa adli kontrol tedbiri mi alınacağına karar verilir. 

Tutuklama kararı kişinin özgürlüğüne direkt bir kısıtlama getireceğinden bunun orantılılık ilkesine göre gözden geçirilmesi gerekmektedir. Tutuklama şüpheli için en son çare olarak karar verilmelidir. Bu şekilde tutuklamanın kişinin hak ve özgürlüklerine yapmış olduğu sert müdahale yerine adli kontrol ile tutuklamanın amaçları karşılanmaya çalışılmaktadır. Bu da adli kontrol tedbirinin yeterli görüldüğü bir durumda tutuklama kararı verilmesinin gerekli olmadığı anlamına gelmektedir.

ADLİ KONTROL TEDBİRLERİ NELERDİR?

ADLİ KONTROL TEDBİRLERİ NELERDİR?

CMK 109. madde ve devamında şüpheli hakkında hangi adli kontrol tedbirleri alınabileceği sayılmıştır.

  1. Yurt dışına çıkamamak,
  2. Hâkim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak,
  3. Hâkimin belirttiği merci veya kişilerin çağrılarına ve gerektiğinde meslekî uğraşlarına ilişkin veya eğitime devam konularındaki kontrol tedbirlerine uymak,
  4. Her türlü taşıtları veya bunlardan bazılarını kullanamamak ve gerektiğinde kaleme, makbuz karşılığında sürücü belgesini teslim etmek,
  5. Özellikle uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla, hastaneye yatmak dahil, tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek,
  6. Şüphelinin parasal durumu göz önünde bulundurularak, miktarı ve bir defada veya birden çok taksitlerle ödeme süreleri, Cumhuriyet savcısının isteği üzerine hâkimce belirlenecek bir güvence miktarını yatırmak,
  7. Silâh bulunduramamak veya taşıyamamak, gerektiğinde sahip olunan silâhları makbuz karşılığında adlî emanete teslim etmek,
  8. Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim tarafından miktarı ve ödeme süresi belirlenecek parayı suç mağdurunun haklarını güvence altına almak üzere aynî veya kişisel güvenceye bağlamak,
  9. Aile yükümlülüklerini yerine getireceğine ve adlî kararlar gereğince ödemeye mahkûm edildiği nafakayı düzenli olarak ödeyeceğine dair güvence vermek,
  10. Konutunu terk etmemek,
  11. Belirli bir yerleşim bölgesini terk etmemek,
  12. Belirlenen yer veya bölgelere gitmemek.

ADLİ KONTROL TEDBİRİ HANGİ MAHKEME TARAFINDAN VERİLMEKTEDİR?

ADLİ KONTROL TEDBİRİ HANGİ MAHKEME TARAFINDAN VERİLMEKTEDİR?

Adli kontrol kararı suçun türü ya da cezanın süresi fark etmeksizin soruşturma evresindeyken Cumhuriyet savcısının istemiyle birlikte sulh ceza hakimi; kovuşturma evresinde ise görevli ve yetkili yargı mercii tarafından verilebilecektir. Kovuşturma aşamasında yargılamayı yürüten mahkeme adli kontrol tedbiri almaya da yetkilidir. Cumhuriyet savcısının istemde bulunma koşulu bulunmaktadır. Hakimin istemi bulunmayan bir karara hükmetmesi hukuka aykırı olacaktır. Hakim zaman içinde adli kontrol tedbirlerini geçici veya kalıcı olarak kaldırabilir, kapsamını genişletebilir. 

ADLİ KONTROL TEDBİRİ NE ZAMAN KALDIRILMAKTADIR?

ADLİ KONTROL TEDBİRİ NE ZAMAN KALDIRILMAKTADIR?

Adli kontrol kararı ağır ceza mahkemesinin görev alanına girmeyen işler için en çok 2 yıl süreyle verilebilmektedir. Zorunlu durumun varlığı halinde 1 yıllığına uzatılabilir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren ilerde ise en çok 3 yıllık adli kontrol tedbiri alınabilir. Buradaki zorunlu hal gerçekleşirse işlenen suçun 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nda hangi yer aldığına göre en fazla 3 ya da 4 yıllığına uzatılabilmektedir. Adli Kontrol Karanının Kaldırılması başlığını taşıyan CMK 111. maddeye göre şüphelinin istemi üzerine Cumhuriyet savcısının da görüşünü alarak mahkeme 5 gün içinde karar verebilir. 110. maddede Cumhuriyet savcısına verilen yetkiyle orantılı olarak şüpheliye de orantılılık ilkesi gereği adli kontrol kararına itiraz etme hakkı tanınmıştır. Adli kontrol kararına itiraz süresi, kararın yüz yüze verilmesi halinde öğrenilmesinden veya şüphelinin yokluğunda verilmişse tebliğ edilmesinden itibaren 7 gündür. Şüpheli itiraz hakkını kullanamasa bile en fazla 4 aylık aralıklarla adli kontrol süresinin devam edip etmeyeceğine karar verilir. 

ADLİ KONTROLDE GEÇEN SÜRE VERİLEN CEZADAN DÜŞÜLEBİLİR Mİ?

ADLİ KONTROLDE GEÇEN SÜRE VERİLEN CEZADAN DÜŞÜLEBİLİR Mİ?

CMK 109’da sayılan e ve j bentlerindeki özellikle uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla, hastaneye yatmak dahil, tedavi veya muayene tedbirlerine tabi olmak ve bunları kabul etmek” tedbiri ve “konutunu terk etmemek yükümlülüğü (ev hapsi)”, hükümlülük halinde cezadan mahsup edilebilir. Konutunu terk etmemek yükümlülüğü (ev hapsi) altında geçen her iki gün, cezanın mahsubunda bir gün olarak dikkate alınır.

ADLİ KONTROL TEDBİRLERİNE UYULMAMASI DURUMUNDA NE OLUR?

ADLİ KONTROL TEDBİRLERİNE UYULMAMASI DURUMUNDA NE OLUR?

CMK 112’ye göre verilen adli kontrol kararı tutuklamaya çevrilebilmektedir. Yetkili yargı mercii şüpheli hakkında özgürlüğünü kısıtlayan tutuklama emrini hemen uygulayabilmektedir. Hakkında mahkûmiyet hükmü verilmiş ve bu hükümle ilgili olarak istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulmuş olması hâlinde, UYAP kayıtlarını incelemek suretiyle hükmü veren ilk derece mahkemesi de tutuklama kararı verebilir. 

ADLİ KONTROL TEDBİRİNE İTİRAZIN İNCELENMESİ HANGİ MAHKEMELER TARAFINDAN YAPILIR?

ADLİ KONTROL TEDBİRİNE İTİRAZIN İNCELENMESİ HANGİ MAHKEMELER TARAFINDAN YAPILIR?

CMK madde 268 fıkra 3’de itirazı incelemeye yetkili merciler belirtilmiştir. Bunlar şu şekildedir:

  1. a) Sulh ceza hâkimliği kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, o yerde birden fazla sulh ceza hâkimliğinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen hâkimliğe; son numaralı hâkimlik için bir numaralı hâkimliğe; ağır ceza mahkemesinin bulunmadığı yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine; ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, en yakın ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine aittir. 
  2. b) Sulh ceza hâkimliğinin tutuklama ve adli kontrole ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulunduğu asliye ceza mahkemesi hâkimine aittir. İtirazı incelemeye yetkili mercilerin farklı olduğu hâllerde, itirazların gecikmeksizin incelenmesi amacıyla, kararına itiraz edilen sulh ceza hâkimliği tarafından gerekli tedbirler alınır. Sulh ceza hâkimliği işleri, asliye ceza hâkimi tarafından görülüyorsa itirazı inceleme yetkisi ağır ceza mahkemesi başkanına aittir. 
  3. c) Asliye ceza mahkemesi hâkimi tarafından verilen kararlara yapılacak itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesine ve bu mahkeme ile başkanı tarafından verilen kararlar hakkındaki itirazların incelenmesi, o yerde ağır ceza mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir. 
  4. d) Naip hâkim kararlarına yapılacak itirazların incelenmesi, mensup oldukları ağır ceza mahkemesi başkanına, istinabe olunan mahkeme kararlarına karşı yukarıdaki bentlerde belirtilen esaslara göre bulundukları yerdeki mahkeme başkanı veya mahkemeye aittir. 
  5. e) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları ile Yargıtay ceza dairelerinin esas mahkeme olarak baktıkları davalarda verdikleri kararlara yapılan itirazlarda; üyenin kararını görevli olduğu dairenin başkanı, daire başkanı ile ceza dairesinin kararını numara itibarıyla izleyen ceza dairesi; son numaralı daire söz konusu ise birinci ceza dairesi inceler.

ADLİ KONTROL TEDBİRİ ÇOCUKLAR İÇİN NASIL UYGULANMAKATDIR?

ADLİ KONTROL TEDBİRİ ÇOCUKLAR İÇİN NASIL UYGULANMAKATDIR?

CMK 109’a göre belirlenen çevre sınırları dışına çıkamamaya veya belirlenen kişi veya kuruluşlarla ilişki kurmamasına karar verilebilmektedir. Bu tedbirlerin yeterli gelmediği durumlarda veya yeterli olmayacağının anlaşılması halinde çocuk hakkında da tutuklamaya karar verilebilmektedir. CMK 110/A’da belirtilen uzatma süreleri de çocuklar bakımından yarı yarıya olarak uygulanmaktadır

GÜVENCE NE ANLAMA GELMEKTEDİR?

GÜVENCE NE ANLAMA GELMEKTEDİR?

CMK 113’te düzenlenen güvence şüpheli veya sanığın bütün usul işlemlerinde, hükmün infazında veya altına alınabileceği diğer yükümlülükleri yerine getirmek üzere hazır bulunmasını ve gösterilen sıraya göre ödemelerin yapılmasını sağlamaktadır. Bu ödemeler sırasıyla şu şekildedir: katılanın yaptığı masraflar, suçun neden olduğu zararların giderilmesi ve eski hâle getirme, şüpheli veya sanık nafaka borçlarını ödememeleri nedeniyle kovuşturuluyorlarsa nafaka borçları; kamusal giderler; para cezaları. Şüpheli veya sanığı güvence göstermeye zorunlu kılan kararda, güvencenin karşıladığı kısımlar ayrı ayrı gösterilmelidir. 

YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI NE ANLAMA GELİR? YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞINA NASIL İTİRAZ EDİLİR?

YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI NE ANLAMA GELİR? YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞINA NASIL İTİRAZ EDİLİR?

Yargılama yapılırken daha hafif bir önemle amaca ulaşılabilecekse ağır önemler tercih edilmez. Şüpheliye yurt dışına çıkış yasağı tedbiri getirilerek şüphelinin kaçmaması sağlanabilecekse tutuklama yerine bu tedbir tercih edilebilmektedir. Bireyin hak ve özgürlüklerini kısıtlamada orantılılık ilkesine göre hareket edilmektedir. CMK 100. maddede yer alan tutuklamayı gerektiren bir suç mevcutsa ve Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi bu adli kontrol tedbirine karar vermişse şüpheliye yurt dışına çıkış yasağı getirilebilmektedir.

Yurt dışına çıkış yasağına itiraz süresi, yasal yollardan kararın öğrenilmesinden (tefhim veya tebliğ) itibaren 7 gündür. İtiraz süresi kaçırılmış olsa dahi, yurt dışına çıkış yasağı kararını veren mahkemeye başvurularak söz konusu tedbirin kaldırılması veya başka bir tedbire çevrilmesi her zaman istenebilir. 

ADLİ KONTROL TEDBİRİ SİCİLE İŞLER Mİ?

ADLİ KONTROL TEDBİRİ SİCİLE İŞLER Mİ?

Sabıka kaydı da dediğimiz adli sicil kaydına kesinleşmiş mahkeme kararları işlenmektedir. Bu kayda mahkemenin vermiş olduğu cezalar, güvenlik tedbirleri kaydedilmektedir. Adli kontrol tedbiri şüpheli hakkında mahkeme tarafından kesin hükmedilmiş bir ceza mahkumiyeti veya tedbiri niteliğini haiz olmadığından adli sicil kaydına işlenmemektedir. 

ADLİ KONTROL TEDBRİYİLE İLGİLİ YARGITAY KARARI

ADLİ KONTROL TEDBRİYİLE İLGİLİ YARGITAY KARARI

“…davacı (sanık) hakkında uzun süre uygulanan adli kontrol tedbiri açısından tutuklama ile serbest bırakma arasında düşünülen ve serbest bırakmanın oluşturabileceği zararları gidermek için uygulanan adli kontrolün bir aşamadan sonra seyahat özgürlüğünün sınırlandırıldığı, bu sınırlama ile kişi özgürlüğünün kısıtlanması olan tutuklama ile arasında bir derece ve yoğunluk farkı olduğu, davacıya uygulanan tedbirin seyahat özgürlüğünü kısıtlama tedbirini aştığı ve davacıyı özgürlükten yoksun bıraktığı, oranlılık ilkesinin ihlal edildiği, kanun ile belirlenen amacın dışına çıkıldığı ve uygulanan tedbirin ölçüsüz hale geldiğinin anlaşılması karşısında, davacı hakkında ilk kararın verildiği 23.02.2006 tarihinden sonra uygulanmaya devam edilen adli kontrol tedbiri nedeniyle davacı yararına (hak ve nasafet ilkelerine uygun) makul oranda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davacı lehine eksik manevi tazminata hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş olup, davacı vekilinin ve davalı vekilinin temyiz sebepleri bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak, … Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 09.07.2018 tarihli, 2018/1535 Esas, 2018/2243 Karar sayılı “düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine” dair hükmünün 5271 sayılı CMK’nin 302/2. madde ve fıkrası uyarınca BOZULMASINA; bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere 5271 sayılı CMK’nin 7165 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 304/2. maddesi uyarınca, dosyanın gereği için … Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE; 12.12.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

 

CMK TANITIMI

Yargıtay

HARBİYE HUKUK BÜROSU

Ceren Aydın

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak Gerekli alanlar işaretlendi *

Yorum Yap