Ceza HukukuDAVAYA MÜDAHALE (KATILMA) NEDİR

Davaya müdahale kurumu, usul hukukuna ilişkin bir kurumdur. Davaya müdahale kurumunun mantığında davacı veya davalı sıfatında bulunmayan ancak dava sonucundan etkilenecek üçüncü kişilerin haklarının korunmasını görmekteyiz.

Bu makalemizde yukarıda sözü edilmiş olan üçüncü kişilerin haklarının neler olduğunu inceleyeceğiz ve davaya müdahil olma, mecburi dava arkadaşlığı gibi kavramları görüp bu hususlar hakkında bilgileneceğiz. Keyifli okumalar dileriz.

DAVAYA MÜDAHALE (KATILMA) NEDİR?

Davaya müdahale, sık karşılaşılan bir durum olmakla birlikte ne olduğu konusu da oldukça merak edilmektedir.

Normal bir yargılamada verilen hüküm yalnızca yargılamanın tarafları açısından bir anlam ifade eder. Ancak öyle durumlar vardır ki yargılamanın bir tarafı olmasanız dahi tarafı olmadığınız yargılama sonucunda verilecek hüküm sizi de etkileyecektir.

İşte böyle durumlarda davaya müdahale kurumu sayesinde tarafı olmadığınız bir davaya katılma ve iddia ile savunmalarınızı beyan etme şansınız olmaktadır.

DAVAYA MÜDAHİL OLMA TÜRLERİ

Davanın tarafı olmayan yani davacı veya davalı sıfatında olmayan ancak davanın sonucundan etkilenecek, bir başka anlatımla davadan çıkacak hükmün kendisi bakımından sonuçları olacak kişilerin haklarının davaya müdahil olma kurumu ile korunduğundan yukarıda bahsedilmişti.

Türk mevzuatında medeni yargılama kurallarını düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda davaya müdahil olma iki türde yapılabilmektedir. Bunlar asli müdahale ve feri müdahaledir.

Davaya müdahil olma türleri yalnızca medeni yargılama usulü bakımından geçerli bir kurum değildir. Aynı kurum 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda da 237. madde vd maddelerinde düzenlenmiştir.

Son olarak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’ndan bahsedecek olursak, Türk kanun koyucusu bu noktada İYUK 31. Madde uyarınca Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na atıf yapmakta, yani özel bir düzenleme getirmemektedir. Dolayısıyla da hukuk davaları bakımından anlatılacak kurallar ve usuller idari yargı bakımından da geçerli olacaktır.

DAVAYA MÜDAHİL OLMA USULÜ (TALEP VE KARAR)

Davaya müdahale olma bağlamında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda iki tür usul olduğundan bahsetmiştik. Bu usuller asli müdahale ve feri müdahaledir. Davaya müdahil olma noktasında talebiniz davaya feri müdahil olarak katılmak ise davanın görüldüğü mahkemeye bir katılma dilekçesi vermek suretiyle davaya katılmanız mümkün olacakken eğer davaya müdahil olma talebiniz asli müdahil şeklindeyse artık halihazırda ilk davanın görüldüğü mahkemeye yeni bir dava açmanız gerekmektedir.

Feri müdahale kapsamında davaya müdahil olma kurumu nispeten daha kolaydır. Zira talepte bulunulduğu takdirde mahkeme, ilgili müdahil olma talebini bir sonuca bağlar. Asli müdahale müessesi biraz daha karışıktır çünkü asli müdahalede yukarıda da bahsedildiği üzere ayrı bir dava vardır. Kanunun 65. maddesinden de anladığımız üzere asli müdahale ve asıl dava ayrı iki davadır ve bu davalar beraber yürütülerek bir sonuca bağlanmaktadır.

Ceza muhakemesi sisteminde ise davaya katılma usulünün düzenlendiği 238. madde uyarınca katılma başvurusu, tutanağa geçirilmek kaydıyla sözlü yapılabileceği gibi mahkemeye dilekçe vermek yoluyla yazılı da yapılabilir. Aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da savcıya, sanığa ve olması halinde müdafinin ilgili katılma talebi hakkındaki görüşleri alınarak katılma talebine ilişkin karar verilir.

CEZA DAVALARINDA DAVAYA MÜDAHİL OLMA TALEBİ

Davaya müdahale olma kurumunun yalnızca medeni yargılama bakımından değil ceza yargılanması bakımından da yasal dayanağa sahip olduğundan yukarıda bahsedilmişti. Bu bağlamda 5271 sayılı Kanun’u incelediğimiz zaman davaya katılma kurumunun kanunun 237. madde ve devamı maddelerinde kendine yer bulduğunu söyleyebiliriz.

 Kamu davasına katılma başlıklı 237. madde uyarınca davaya katılma yetkisi belirli kişilere verilmiştir. Bu kişileri:

  • Mağdur
  • Suçtan zarar gören
  • Malen sorumlu

Şeklinde sıralayabiliriz. Her ne kadar malen sorumlu kişinin tanımı, aynı kanunun tanımlar başlıklı 2. maddesinin i bendinde yapılmış olsa da mağdur ve suçtan zarar gören kişinin tanımı kanunda yer almamaktadır.

Doktrinde bu tanım suçtan doğrudan zarar gören kişiye mağdur, mağdur dışındaki suçtan zarar görenlere ise suçtan zarar gören denmesi suretiyle yapılmaktadır.

Katılma usulü aynı kanunun 238. maddesinde yer almaktadır. Bu tanıma göre davaya katılma hakkı olan ve katılmak isteyen kişi sözlü yolla katılma talebini iletebileceği gibi mahkemeye dilekçe vermek suretiyle de bu talebini söyleyebilir.

Katılma kurumunun mantığından ve kanunun açık düzenlemesinden anlaşılacağı üzere katılma talebinde soruşturma aşamasında bulunulması mümkün değildir. Kovuşturma aşamasında katılma talebinde bulunabilir. 

HUKUK DAVALARINDA DAVAYA MÜDAHİL OLMA TALEBİ

Hukuk davaları, 6100 sayılı Kanun’da yer alan hükümlere tabiidir. Bu bağlamda kanunun 61. maddesi ve devamı davanın ihbarını ve davaya müdahil olmanın şartlarını düzenlemektedir. Dolayısıyla da davaya müdahil olma noktasında işlemlerin nasıl yapılacağını öğrenmek adına bu kanuna bakılması gerekmektedir.

Hukuk davalarında davaya müdahil olma kurumu asli müdahale ve feri müdahale olarak ikiye ayrılmaktadır. Yani şartların oluşması halinde davaya ya feri müdahil sıfatıyla katılabilirsiniz ya da o davada asli müdahil olabilirsiniz. Asli müdahalenin ve feri müdahalenin yapılış usulleri birbirinden farklılık göstermektedir.

Feri müdahalede davaya müdahil olma talebinizi, davaya halihazırda bakan mahkemeye dilekçe yoluyla iletmeniz yeterli olmaktadır. Mahkeme bu talebinizi bir sonuca bağlayacaktır.

Asli müdahelede ise artık ayrı bir davadan bahsedilmektedir. Asıl davanın davacı ve davalı sıfatındaki kişiler, asli müdahale davasında davalı olarak gösterilmelidir. Dolayısıyla da buradan asli müdahalenin ayrı bir dava olduğu anlaşılmaktadır.

Buradan çıkarılan bir diğer sonuç ise müdahale davasında bir tür mecburi dava arkadaşlığı vardır. Çünkü müdahale davasının davalısı konumunda olan kişiler asıl davanın davacısı ve davalısıdır. İkisinin de davalı konumunda gösterilmesinin zorunluluğu olarak mecburi dava arkadaşlığından söz etmemiz mümkündür.

DAVAYA ASLİ MÜDAHİL OLARAK KATILMA

Hukuk davalarında davaya müdahale olma kurumunun, asli müdahil ve feri müdahil olarak düzenlendiğini yukarıda söylemiştik. Bu hususta davaya asli müdahale yoluyla katılmayı inceleyecek olursak şu sonuca varabiliriz:

Asli müdahalede ayrı bir dava bulunmaktadır. Davaya müdahil olma noktasında asli müdahil olarak davaya katılan kişi, esasen asıl davanın görüldüğü mahkemede ve asıl davanın davacı ve davalı sıfatlarında bulunan kişileri davalı olarak göstermektedir. Bu da bizi yukarıda bahsedilen sonuca götürmektedir: Müdahale davasının davalıları bakımından mecburi dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Zorunlu dava arkadaşı olduklarından dolayı müdahale davasında davalı olarak asıl davanın hem davacısının hem de davalısının gösterilmesi zorunludur.

Bu bağlamda görüyoruz ki asli müdahil olarak davaya müdahil olan kişinin hukuki yararı, asıl davanın hem davacısının hem de davalısının hukuki yararı ile çelişmektedir.

Davaya müdahil olma noktasında davaya asli müdahil olan taraf, müdahale davasının bir tarafıdır. Yani kendisi bağımsız bir üçüncü kişidir. Tam olarak bu yüzden asıl dava sonucunda asli müdahil hakkında da bir karar verilir. Yine bunun bir sonucu olarak davaya asli müdahil olarak katılan kişi davayı, asıl davanın taraflarından ayrı ve bağımsız bir şekilde kanun yoluna götürebilmektedir.

DAVAYA ASLİ MÜDAHİL OLARAK KATILMANIN ŞARTLARI

Davaya müdahil olma noktasında 6100 sayılı Kanun uyarınca davaya feri müdahil olarak katılma ve davaya asli müdahil olarak katılma şeklinde iki adet katılma kurumunun olduğundan bahsetmiştik. Şimdi asli müdahil olarak davaya müdahil olma kurumunun şartlarını inceleyelim:

  • Görülmekte olan bir dava olmalıdır. Yani asli müdahil olarak davaya müdahil olabilmek için davanın derdest olması gerekmektedir. 6100 sayılı Kanun’un 357. maddesinin 1. fıkrası uyarınca kanun yolu aşamasında davaya müdahale etme imkanı bulunmamaktadır.
  • Asli müdahalede bulunmak suretiyle davaya müdahil olmak isteyen bir kişinin hem dava ehliyetine hem de taraf ehliyetine sahip olması gerekmektedir.
  • Henüz hükmün verilmemiş olması gerekmektedir. Davaya müdahil olma noktasında asli müdahil olmak isteyen kişi, hüküm verilinceye kadar davaya asli müdahil olarak katılabilme imkanına sahiptir.
  • Davaya asli müdahale yoluyla katılmak isteyen 3. kişinin bu katılma isteğine konu hak veya şeyde tamamen veya kısmen de olsa bir hak iddia etmesi
  • Asli müdahale kurumunu kullanmak suretiyle davaya müdahil olmayı isteyen bir kişi, asıl davanın tarafı olmamalıdır. Yalnızca asıl davanın taraflarından farklı bir 3. kişi asli müdahale yoluyla davaya müdahil olabilir.
  • Asli müdahilin davaya müdahil olmasında hukuki bir yararı bulunmalıdır.

ASLİ MÜDAHİLİN HAKLARI

Davaya müdahale olma noktasında akıllara takılan sorulardan bir tanesi de davaya müdahil olma hususunda asli müdahil sıfatıyla katılan kişinin haklarının neler olduğudur.

Yukarıda da bahsedildiği gibi asli müdahale ayrı bir dava açılması suretiyle yapılmaktadır. Aslında bakıldığında normal bir davada davanın tarafları hangi haklara sahipse bu noktada asli müdahil de aynı haklara sahiptir.

Bu haklardan en önemlisi hiç şüphesiz ki kanun yoludur. Asli müdahil, davanın ayrı bir tarafı olduğundan mütevellit asıl dava hakkında verilen hüküm kendisi için de bağlayıcı bir konumdadır. Bundan hareketle asıl müdahil, davanın taraflarından bağımsız olarak davayı kanun yoluna götürebilmektedir.

ASLİ MÜDAHİLİN DAVAYA ETKİSİ

Asli müdahil olarak davaya müdahil olunmasında davanın gidişatının belirli oranlarda değiştiğini görmekteyiz. Bu da asli müdahilin, asıl davanın gidişatına etki ettiğini göstermektedir.

Bu noktada karşımıza ilk çıkan husus asli müdahale davası ile asıl davanın beraber yürütüleceğidir. Her ne kadar genel kural 6100 sayılı Kanun’un 65. maddesinde bu şekilde gösterilmiş olsa da, davanın özelliğine göre iki dava beraber yürütülmeyip davalardan birinin diğeri için bekletici sorun yapılması da mümkündür.

Bunun da ötesinde bazı hallerde mahkeme, ilk önce davaya asli müdahil olmak amacıyla açılan müdahale davasını inceleyip karara bağlar. Bunu başka bir şekilde ifade edecek olursak asli müdahale davası ve bu dava bakımından bir hüküm kurulması, ilk dava için ön sorun yapılabilir. Eğer böyle bir yol kabul edilirse ve izlenen bu yol kapsamında müdahale davası kabul edilirse artık ilk dava bakımından yargılama yapılmasına gerek kalmaz zira ilk dava zaten asıl müdahale davasının kabulü ile konusuz kalır.

Asli müdahalenin bir diğer etkisi de mecburi dava arkadaşlığı noktasında kendisini göstermektedir. Asli müdahalenin ayrı bir dava olduğundan yukarıda bahsedilmişti. Bu davanın davalısı konumundaki kişiler asıl davanın davacısı ve davalısı olduğundan dolayı müdahale davasının davalıları bakımından mecburi dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Yani bu mecburi dava arkadaşlığından dolayı müdahale davasında davalı olarak asıl davadaki tarafların hepsinin gösterilmesi zorunludur.

ASLİ MÜDAHİL OLMANIN SONUÇLARI

Davaya asli müdahale ile katılıp asli müdahil sıfatını kazanmanın belirli sonuçları olmaktadır. Bu sonuçlardan bir tanesi hiç şüphesiz davanın seyridir. Yukarıda anlatıldığı gibi asıl müdahale davası açıldığı zaman mahkeme davaları beraber yürütebileceği gibi ön sorun veya bekletici meseleye de hükmedebilir ki bu da davanın sonuçlarını değiştirmektedir.

Asli müdahil olmanın sonuçlarından bir diğeri de asli müdahilin açılmış olan müdahale davasında taraf olmasıdır. Bu yüzden de asli müdahil, asıl davanın taraflarından bağımsız olarak dava hakkında verilen hükmü kanun yoluna götürebilmektedir.

Asli müdahalenin sonuçlarından bir diğeri de bu müdahale davasında, asıl davanın davacı ve davalısının beraber gösterilerek müdahale davasının davalısı olarak birleştirilmeleri gerektiğinden dolayı mecburi dava arkadaşlığı kurumunun işletilmesine sebebiyet vermektedir.

DAVAYA FERİ MÜDAHİL OLARAK KATILMA

6100 sayılı Kanun’da düzenlenmiş olan davaya katılma yollarından bir diğeri feri müdahil olmak suretiyle davaya katılmaktır. Feri müdahale kurumu aynı kanunun 66. madde ve devamında düzenlenmiştir.

Feri müdahalede asli müdahaledeki gibi ayrı bir dava yoktur. Dolayısıyla dava açarak değil mahkemeye dilekçe vererek yapılır. Verilen bu dilekçe kapsamında feri müdahil olmak isteyen kişi vermiş olduğu dilekçede müdahale sebebini, bu sebep doğrultusunda taraflardan hangisinin yanında davaya katılmak istediğini belirtir.

Feri müdahil, yukarıda açıklanan bilgiler doğrultusunda taraflardan birinin yanında davaya katıldığından mütevellit, asli müdahil gibi taraflardan bağımsız bir taraf değildir. Yalnızca hangi tarafın yanında katıldıysa o tarafın yardımcısı konumundadır. Bu sebepten ötürüdür ki çekişmesiz yargı işlerinde feri müdahale kurumundan söz edemeyiz zira çekişmesiz yargıda taraf yoktur.

Kanunun 67. maddesinin 2. fıkrası uyarınca feri müdahilin mahkemeye sunmuş olduğu dilekçe taraflara tebliğ edilir. Mahkeme, yine aynı hüküm uyarında tarafları ve 3. kişiyi dinleyerek müdahale talebi hakkında bir karar verir. Bu kişiler dinlenmek üzere çağrıldığı halde gelmemişlerse mahkeme yine de bir karar verir.

Mahkeme, feri müdahale kapsamındaki talebi bir ön sorun niteliğinde değerlendirir ve 6100 sayılı Kanun’un 164. maddesi uyarınca belirlenen hükümlere göre bir karara bağlar.

DAVAYA FERİ MÜDAHİL OLARAK KATILMANIN ŞARTLARI

Davaya müdahil olmada feri müdahale şeklinde davaya müdahale edecek kişi bakımından belirli şartlar vardır. bu şartları şu şekilde sıralamak mümkündür:

  • Görülmekte olan bir dava olmalıdır. Yani feri müdahil olarak davaya müdahil olabilmek için davanın derdest olması gerekmektedir. 6100 sayılı Kanun’un 357. maddesinin 1. fıkrası uyarınca kanun yolu aşamasında davaya müdahale etme imkanı bulunmamaktadır.
  • Davaya feri müdahale yoluyla katılmak isteyen bir kişi, taraf ve dava ehliyetine sahip ve davanın taraflarından bağımsız 3. bir kişi olmalıdır.
  • Feri müdahilin, 6100 sayılı Kanun’un 66. maddesi uyarınca davaya müdahil olma noktasında hukuki yararı bulunmalıdır.

FERİ MÜDAHİLİN HAKLARI

Feri müdahil, asli müdahil gibi davanın taraflarından bağımsız olarak 3. bir taraf olmadığından dolayı hakları asli müdahil kadar geniş değildir. Her şeyden önce feri müdahil, hangi tarafın yanına katılmışsa o tarafın hukuki anlamda yardımcısı konumundadır. Bu yüzden de hangi tarafın yanında katılmışsa o tarafın lehine olacak şekilde iddia ve savunmalar ileri sürebilir.

6100 sayılı Kanun’un 68. Maddesi uyarınca feri müdahil, ancak müdahale ettiği andan itibaren dava hakkında işlemler yapabilmektedir. Bu da bizi feri müdahilin davaya katılmadan önce yapılmış olan işlemlere itiraz edemeyeceği sonucuna götürmektedir.

Aynı kanunun 68. maddesi uyarınca taraflara bildirilen işlemler feri müdahile de bildirilir. Bu bildirim işlemi mahkemece yapılır ve feri müdahile bildirim yalnızca feri müdahilin davaya katıldığı andan itibaren mümkün olmaktadır.

Feri müdahilin hakları bakımından en önemlisi de kendisine, lehine katıldığı tarafça açık yetki verilmemiş olması durumunda dava hakkında tasarrufta bulunamamasıdır. Dava hakkında tasarrufta bulunmaktan:

  • Davayı geri alma,
  • Sulh olma,
  • Davayı kabul etme,
  • Davadan feragat etme,
  • Yemin teklif etme kendisine yemin teklif edilme,
  • Dava konusunu temlik etme,
  • Hmk 150/4 uyarınca yenileme dilekçesi verme

Anlaşılmalıdır.

FERİ MÜDAHİLİN DAVAYA ETKİSİ

Feri müdahalenin davaya etkisini incelediğimizde birtakım etkiler görmekteyiz. Bu sonuçlardan ilki hükmün taraflar hakkında verilecek olmasıdır. Feri müdahil de asıl davada herhangi bir taraf olmadığından mütevellit kendisi hakkında bir hüküm verilmesi mümkün değildir.

Feri müdahilin en önemli sonucu, lehine katıldığı ve hukuki yardımcısı konumunda olduğu tarafın davayı kaybetmesi halinde rücu davası noktasındadır. Asıl dava hakkında verilen hüküm, rücu davasında bir derdestlik yaratmayacağı gibi feri müdahilin bir taraf olmamasından ve bu bağlamda kendisi hakkında hüküm verilememesinden dolayı rücu davasında, ilk dava konusu karar kesin hüküm veya kesin delil teşkil edemez.

Feri müdahilin, lehine katıldığı dava tarafıyla daha sonra gerçekleşecek olan rücu ilişkisinde; asıl dava hakkında yanlış karar verildiği iddiası, 6100 sayılı Kanun’un 69. maddesi uyarınca dinlenmez. Ancak kanunun lafzıyla: Ancak, müdahil, zamanında ihbar yapılmadığı için davaya geç katıldığını veya yanında katıldığı tarafın iddia ve savunma imkânlarını kullanmasını engellediğini ya da kendisince bilinmeyen iddia ve savunma imkânlarının, tarafın ağır kusuru sebebiyle kullanılamadığını belirterek, yanında katıldığı tarafın yargılamayı hatalı yürüttüğünü ileri sürebilir.” Yani bu maddedeki istisnaların olması halinde yanlış hüküm verildiği iddiası dinlenebilir.

FERİ MÜDAHİL OLMANIN SONUÇLARI

Davaya feri müdahil olmak suretiyle katılmanın belirli sonuçları olmaktadır. Bu sonuçlardan ilki ön sorundur. Davaya feri müdahil olarak katılma talebinde bulunulması halinde bu talep bir ön sorun haline gelmektedir. Bu ön sorun kapsamında da mahkeme bu talebi inceleyip bir karar vermelidir.

Feri müdahilin en önemli sonucu yukarıda da bahsedildiği üzere rücu ilişkisi kapsamındadır. Feri müdahilin ve bilhassa feri müdahilin asıl davaya ne zaman katıldığı hususu rücu ilişkisi bakımından oldukça önem taşımaktadır.

Feri müdahil olmanın sonuçlarından bir diğeri de yargılama giderleridir. Feri müdahil bakımından yargılama giderleri 6100 sayılı Kanun’un 328. maddesinde özel bir hüküm ile düzenlenmiştir. bu hükme göre feri müdahil, lehine katıldığı taraf davayı kaybederse yalnızca müdahale giderlerinden sorumlu tutulmaktadır. Lehine katıldığı tarafın davayı kazanması halinde ise müdahale giderleri karşı tarafa yükletilmektedir.

Bu noktada bir istisna vardır ki o da lehine katıldığı taraf davayı kazanmış bile olsa eğer feri müdahil, lehine katıldığı kişinin hal ve hareketleri yüzünden feri müdahil olmak durumunda kalmışsa bu noktada müdahale giderlerinin bir kısmı veya tamamı yine 328. madde uyarınca davayı kazanan tarafa yükletilebilir.

ASLİ MÜDAHİL VE FERİ MÜDAHİL ARASINDAKİ FARKLAR

Makalenin bu noktasına kadar asli müdahale ve feri müdahale kurumu ve farkları anlatılmıştır. Bu farkları bir de tablo halinde görmek faydalı olacaktır.

ASLİ MÜDAHALE FERİ MÜDAHALE
Asli müdahalede üçüncü kişi, dava konusu hak veya şey üzerinde kısmen veya tamamen hak iddia ettiğinden dolayı davanın taraflarına ayrı bir dava açar. Asıl davanın tarafları bakımından mecburi dava arkadaşlığı olmaktadır. Feri müdahalede üçüncü kişinin, taraflardan birinin davayı kazanmasında bir menfaati bulunmaktadır. Bu yüzden lehine katılmak istediği tarafın yanında hukuki yardımcı statüsünde bulunmaktadır.
Asli müdahale dava açılması suretiyle gerçekleşmektedir. Feri müdahale, açılmış olan davada katılma talebini içeren dilekçe verilmesiyle gerçekleşir.
Dava hakkında hüküm verilinceye kadar asli müdahale talebinde bulunulabilir. Tahkikat sona erinceye kadar feri müdahale talebinde bulunulabilir.
Açılan asli müdahale davasında asli müdahil bir tarafır. Feri müdahil davada herhangi bir taraf sıfatını kazanamamaktadır.
Asli müdahil, dava konusu üzerinde tasarrufta bulunabilir. Feri müdahil, dava konusu üzerinde tasarrufta bulunamaz.
Asli müdahilin taraf ve dava ehliyetinin yanı sıra gerekli tüm dava şartlarına da sahip olması gerekmektedir. Feri müdahilin taraf ve dava ehliyetine sahip olması yeterlidir.
Asli müdahil hakkında da hüküm verilir. Feri müdahil taraf olmadığından onun hakkında hüküm verilemez.
Asli müdahale kurumu hem çekişmeli hem de çekişmesiz yargıda işletilebilir. Çekişmesiz yargıda taraf olmamasından dolayı feri müdahale kurumu yalnızca çekişmeli yargı bakımından uygulama alanı bulabilmektedir.
Asli müdahale ile zamanaşımı da kesilir. Feri müdahale ile zamanaşımı kesilmez.
Asli müdahale davası, bağımsız bir dava olduğundan asli müdahilin de harç yatırması gerekmektedir. Feri müdahalenin ayrı bir dava olmamasından dolayı feri müdahilin harç yatırmasına gerek yoktur.

DAVANIN İHBARI İLE DAVAYA KATILMA

6100 sayılı Kanun’da düzenlenen usul kurumlarından bir tanesi de davanın ihbarıdır. Davanın ihbarı kurumu kanunun 61, 62, 63 ve 64. maddelerinde düzenleme alanı bulmuştur.

  1. madde uyarınca taraflardan birisi davayı kaybedeceği takdirde rücu ilişkisi bakımından dava dışı üçüncü kişilere ödeme yapma riskiyle karşılacaksa tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı ihbar edebilmektedir.
  2. madde uyarınca yazılı olarak yapılması gereken bu ihbar doğrultusunda kendisine ihbar olunan kişi, 63. madde kapsamında hangi tarafın davayı kazanmasında hukuki yararı var ise onun yanında davaya katılabilme imkanına sahiptir.

Bu noktada ihbarın etkisi oldukça önemlidir. Kanunun 64. maddesinden de anlaşılacağı üzere davada verilen hükmün ihbar edilen kişi bakımından sonuçları hususunda 69. madde kıyasen uygulanmaktadır. Yani dava ihbar olunduktan sonra davaya katılacak kişi hakkında feri müdahalenin sonuçları uygulanmaktadır. Davanın ihbar olunduğu kişi hakkında feri müdahale hükümleri uygulama alanı bulmaktadır.

DAVAYA MÜDAHALE (KATILMA) NEDİR

DAVAYA MÜDAHALE (KATILMA) NEDİR

HARBİYE HUKUK BÜROSU HUKUK & DANIŞMANLIK HİZMETLERİMİZ

Bu makale kapsamında usul hukuku bağlamında davaya müdahil olma, ihbar ve mecburi dava arkadaşlığı kurumları açıklanmıştır. Bunların her birisi birer usul hukuku kurumudur ve oldukça önemlidir.

Usul hukuku hakkında meşhur bir cümle olan “Usul esasa mukaddimedir.” cümlesini hemen herkes hayatında en az bir kez duymuştur. Bu söz oldukça önemli bir söz olmakla birlikte usul hukukunun ne denli önemli olduğunu da gözler önüne sermektedir. Bu bağlamda bilhassa özel hukuk davalarında eğer yanlış usuli yollar izliyorsanız, davanın esası bakımından haklı olsanız bile hakkınızı alabilmeniz kimi zaman mümkün olmamaktadır.

Bu noktada Harbiye Hukuk Bürosu olarak bizler devreye girmekteyiz. Davalarınızda yanlış usuli yollar izlenmesini ve telafisi çok zor veya imkansız hatalardan dönülmememesini, vermiş olduğumuz profesyonel hukuki yardımlar ve bu makalelerimizle önlemek amacını gütmekteyiz.

SIKÇA SORULAN SORULAR

Ne Zamana Kadar Davaya Müdahil Olunabilir? 

Ceza yargılamasında kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar, özel hukuk yargılamasında ise feri müdahale kapsamında tahkikat sona erinceye kadar, asli müdahale kapsamında ise hüküm verilinceye kadar davaya müdahil olunabilir.

Davaya Müdahale (Katılma) Nasıl Yapılır?

Ceza yargılaması bakımından hem sözlü hem de talep dilekçesi ile davaya katılma imkanı varken, özel hukuk yargılanmasında ise feri müdahale kapsamında yazılı bir şekilde müdahale talebi dilekçesiyle davaya katılmak mümkünken asli müdahale bakımından dava açılması suretiyle müdahale mümkündür.

Feri Müdahil Davanın Tarafı Mıdır?

Feri müdahale kurumu yoluyla davaya müdahil olmuş bir kişi davanın tarafı olmamaktadır.

İstinaf Aşamasında Davaya Müdahil Olunur Mu?

Gerek ceza yargılamasında(5271 sayılı Kanun 237/2) gerekse de özel hukuk yargılamalarında(6100 sayılı Kanun 357/1) istinaf ve temyiz aşamalarında davaya müdahalede bulunulamaz.

Davaya Müdahil Olmak Ne Demek?

Davaya müdahil olma, dava sonucundan etkilenecek ancak davanın tarafı olmayan 3. kişilerin dava konusu şey veya hak üzerinde iddia ve savunma yapabilmesini ifade eder.

Asli Müdahil Davanın Tarafı Mıdır?

Asli müdahale yoluyla davaya katılabilmek için ayrı bir dava açılması gerekmektedir. Dolayısıyla da asli müdahil, açmış olduğu müdahale davasında davanın tarafı konumundadır.

Davaya Müdahil Olma Talep Dilekçesi Nereye Verilir?

Davaya müdahil olma talep dilekçesi; ceza yargılamasında ve özel hukuk yargılamasındaki feri müdahale kapsamında davayı halihazırda gören mahkemeye verilirken, özel hukuk yargılaması kapsamındaki asli müdahalede ise halihazırda asıl davayı gören mahkemeye doğrudan dava açılması yoluyla gerçekleşir.

DAVAYA MÜDAHALE TALEP DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

Makalemizde bu konuda son olarak bir dilekçeye yer verilmesi, makale konusu kurumların daha iyi anlaşılması bakımından oldukça önemli olacaktır. Ancak unutulmamalıdır ki usul hukuku karışık bir alan olmakla birlikte her davanın her dilekçesi kendine has özellikler barındırmalıdır. O yüzden bu dilekçe örneği konu hakkında fikir edinilmesi bakımından önemli olmakla birlikte kopyalanarak kullanılması tavsiye edilmemektedir.

İSTANBUL ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE

DOSYA NO:                             : 2024/x

KATILMA

TALEBİNDE BULUNAN       : A

VEKİLİ                                    : Av. Haşim ELMAS

Sanık                                        : B

KONU                                     : Davaya katılma talebimizden ibarettir.

AÇIKLAMALAR                   :

  • Yukarıda dosya numarası gösterilmiş olan davada müvekkilimiz B suçtan zarar gören konumunda bulunmaktadır.
  • Suçtan dolayı bu gördüğü zarar neticesinde de davaya katılma ve beyanlarını ileterek davanın gidişatını değiştirme olanağı bulunmaktadır.

HUKUKİ SEBEPLER               : CMK 237 vd maddeler, her türlü yasal mevzuat

SONUÇ VE İSTEM                   : Yukarıda gösterilmiş olan sebeplerden ötürü müvekkilim A’nın davaya katılma talebinin kabulünü vekaleten arz ve talep ederim.

İSTANBUL SULH HUKUK MAHKEMESİNE

DOSYA NO                               : 2024/x

ASLİ MÜDAHALE

TALEBİNDE BULUNAN        : A

VEKİLİ                                      : Av. Haşim ELMAS

    DAVALI                                       : B

    DAVALI                                       : C

    KONU                                          : Asli müdahale talebimizden ibarettir.

    AÇIKLAMALAR                        :

  • Dilekçede esas numarası gösterilmiş dosya kapsamında mahkemenizde halihazırda bir dava görülmektedir.
  • Bu davanın davacısı ve ev sahibi olduğu iddiasında bulunan B ile davanın davalısı konumundaki C arasında kira tespit incelemesi yapılmaktadır.
  • Ancak tapuda B adına yapılmış olan tescil yolsuzdur, zira evin eski sahibi müvekkilim A, evi sattığı sırada ayırt etme gücüne sahip değildi.

    HUKUKİ SEBEPLER                  : 6100 sayılı Kanun’un 65. maddesi ve her türlü yasal mevzuat

    SONUÇ VE İSTEM                            : Yukarıda açıklanan sebeplerle asli müdahale talebimizin kabulünü ve asıl dava bakımından ön sorun yapılarak öncelikle bu durumun incelenmesini mahkememizden vekaleten arz ve talep ederim.

Ensar Emin GÜNAY

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak Gerekli alanlar işaretlendi *

Yorum Yap