Ceza HukukuHALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK VEYA AŞAĞILAMA SUÇU VE CEZASI (TCK 216. MADDE)

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu, kişilerin din, dil, ırk, cinsiyet, inanç veya yaşam tarzlarından dolayı hakarete ve ayrımcılığa uğraması ile oluşan kamu barışına karşı suçlar içerisinde yer alan bir suç tipidir.  Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu Türk Ceza Kanunu’nun 216. Maddesinde düzenlenmiştir.

Teknolojinin gelişmesi ile sosyal medya hayatımıza dahil olmuştur. İnsanlar dünyanın bir ucundan diğer ucuna rahatlıkla haber gönderebilmektedir. Twitter, facebook instagram gibi sosyal medya uygulamalarından yapılan paylaşımlar insanlar üzerinde çok etkili bir güce ulaşmıştır. Öyle ki bu paylaşımlar sonucu halkın büyük çoğunluğu tepkiler verip sokağa dökülebilmektedir. Bu da kamu barışının bozulmasına neden olmaktadır. Bu yüzden Türk Ceza Kanunu’nda “Kamu Barışına Karşı Suçlar” başlığı altında halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu düzenlenmiştir. 

HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK VEYA AŞAĞILAMA SUÇU NEDİR?

HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK VEYA AŞAĞILAMA SUÇU NEDİR?

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu, kişilerin din, dil, ırk, cinsiyet, inanç veya yaşam tarzlarından dolayı hakarete ve ayrımcılığa uğraması ile oluşan kamu barışına karşı suçlar içerisinde yer alan bir suç tipidir. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesinde düzenlenmiştir. 

HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK VEYA AŞAĞILAMA

HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK VEYA AŞAĞILAMA

Madde 216- (1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

 

Bu maddede halkı kin ve düşmanlığa tahrik, halkın bir kesimini aşağılama ve halkın bir kesiminin dini değerlerini aşağılama olmak üzere üç ayrı suç düzenlenmiştir. 

TCK m.216’ya göre halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun oluşabilmesi için, suçu işleyen failin, tahrik amacı gütmesi ve bu tahrikin, kin ve düşmanlığa yönelik olması gerekir. Ayrıca kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması veya bu fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması gerekir.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hali ise 218. Maddede düzenlenmiştir.

Ortak hüküm

Madde 218- (1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar artırılır. Ancak, haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.

HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK VEYA AŞAĞILAMA SUÇUNUN UNSURLARI

HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK VEYA AŞAĞILAMA SUÇUNUN UNSURLARI

TCK’nın 216. maddesinde yer alan “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu” somut bir tehlike suçu olarak düzenlenmiştir. Sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, bölge farklılığının demokratik yapıda ilke ve farklılıklar içerisinde bütünleşmeyi sürdürmek, değişik fikir, kanaat ve inançları tam bir hoşgörü ile karşılamak yerine, sayılan farklılıklar esas alınarak halkı düşmanlığa ve kin beslemeye alenen tahrik edilmelerinin ortaya çıkaracağı somut tehlikedir.

Yargıtay suçun unsurlarını oluşması açısından önemli olan halk, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, bölge, kin ve düşmanlık, tahrik kavramlarını şu şekilde tanımlamaktadır (CGK-K.2005/30):

  1. Halk:Maddede sözü edilen halk kavramı, ceza hukukuna göre, ortak duygu, çıkar, ideoloji ve manevi değerlerin bir araya getirdiği veya aynı değerleri paylaşan insanlar grubu olarak kabul edilmelidir. Suçun oluşumu açısından, hedef alınan halk kesimi gerek sayı itibariyle gerek toplum hayatı bakımından önem ifade etmelidir. Örneğin, işçiler, işverenler, memurlar, çiftçiler… yabancılar, yerliler, siyasi gruplar… yabancılar… masonlar” aynı bölge insanları vb. halk olarak kabul edilir.
  2. Sosyal Sınıf:Maddede yazılı bulunan “sosyal sınıf” iktisadi sınıflar anlamına gelmemekte, toplumun yapısındaki yeri ve özelliği ile varlık kazanmış; aynı toplumsal düzeydeki bireylerin toplamından oluşan çiftçi, esnaf, mülk sahibi, tüccar, memur, işçi gibi grupları kapsamakta olduğu öğreti ve içtihatta kabul edilmektedir. Dahası, kendi içinde organize olmamış, kendiliğinden oluşmuş ancak devamlılığı bulunan büyük insan kategorileri de genel anlamı ile sosyal sınıf kabul edilmektedir.
  3. Irk:Maddede yazılı ırktan “genetik bakımdan şartlandırılmış, oldukça sabit olarak kuşaktan kuşağa geçen beden karakterlerinin toplamı” anlaşılmalıdır.
  4. Din:“Kutsal varlıklara bağlılık ve inanç dindir, her din bu dinden olanlar arasında manevi bir birlik meydana getirir.” (Önder, age, s. 416) Dinsel inançlar ve dinsel duygular da tahrik konusu yapılmamalıdır. Ayrı din mensupları arasında kin ve düşmanlık yaratılamayacağı gibi, aynı dini ve hatta aynı mezhebi kabul edenler arasında da farklı anlayışı, sapkınlık, dinsizlik vb. gibi göstermek ve bu bağlamda, esasen bir dine mensup olmasına karşın farklı göstermek, dinsiz olarak nitelemek ve varsayım temeli üzerinden tehlikeli bulunması da bu kapsamda düşünülmelidir. Aynı din içinde, halkın bir kesiminin, varsayılan dini düşünce farklılığına dayalı olarak, dini saikle hareket edilmesi suretiyle kin ve düşmanlık yaratacak ölçüde inanmayanlar biçiminde nitelenmesi suçun oluşması için yeterli sayılmaktadır.
  5. Mezhep:Dinlerde esaslara uygun, ancak dinin içinde anlayış ayrılıkları mezhepleri oluşturur ve dinlere bağlı olarak ortaya çıkarlar.
  6. Bölge:Yargıtay Ceza Genel Kurulu yukarıda anılan 27.10.1998 tarihli kararında bölgeyi, “idari veya ekonomik birlik, toprak veya iklim koşullarına göre belirlenen toprak parçası” olarak tanımlamıştır.
  7. Kin ve Düşmanlık:Farsça bir kelime olan kin, “bir kimseye veya bir şeye karşı duyulan ve öç almayı gerektiren şiddetli düşmanlık, garez; yine Farsça bir kelime olan düşman, “birinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan kimse” ve düşmanlık da “husumet besleyen konuya karşı düşünerek, tasarlayarak zarar vermeye, onu mağlup etmeye yönelmiş kin duygusu” olarak tanımlanmaktadır.
  8. Tahrik:Tahrik ise, başkalarına, belirli yönde hareket etmeleri için, açık bir psikolojik baskı demektir. Kişiyi harekete getirici, iradesi üzerine doğrudan doğruya psikolojik etki yapmaya yönelik bir davranış anlamındadır.

Suçun Nitelikli Hali 

Türk Ceza Kanunu madde 218’deki sayılan şeylerin olması durumunda halkı kin veya düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun cezasında artırıma gidilir.

Madde 218- Halkı kin veya düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun  tanımlanan suçların basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar artırılır. 

Ancak, haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.

ADLİ PARA CEZASI, ERTELEME VE HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI

ADLİ PARA CEZASI, ERTELEME VE HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI

Adli Para Cezası, işlenen bir suç sonucu yargılamayı gerçekleştiren mahkeme tarafından suçlu kişiye devletin hazinesine belirli bir miktar para ödemesine karar verilmesidir. Adli para cezası, İşlenen bir suç sonucunda hapis cezasıyla veya tek başına uygulanabilir. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 1 yıl veya altında olduğunda adli para cezasına çevrilebilir.

Erteleme, şartların gerçekleşmesi durumda mahkeme tarafından verilen cezanın infazından vazgeçilmesidir. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya altında olduğunda hakkında cezanın ertelenmesi kararı verilmesi mümkündür.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (hagb), Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder. (CMK m.231) Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya altında olduğunda hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür.

SUÇUN SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA AŞAMASI

SUÇUN SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA AŞAMASI

Soruşturma Aşaması:

Halkı kı̇n ve düşmanlığa tahrı̇k veya aşağılama suçu şikayete bağlı suçlardan değildir. Bu yüzden şikayet süresi yoktur. Halkı kı̇n ve düşmanlığa tahrı̇k veya aşağılama suçunun soruşturma aşaması ihbar sonucu veya savcılığın re’sen harekete geçmesi sonucu başlar. Şikayetin geri çekilmesi soruşturmayı sonlandırmaz. Savcı yeterli şüpheyi oluşturacak delilleri topladığı zaman iddianame düzenleyecektir. Yeterli şüpheyi oluşturacak delillere ulaşamazsa kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verecektir. 

Kovuşturma Aşaması:

Savcılığın düzenlediği iddianame mahkeme tarafından kabul edilince kovuşturma aşamasına geçilmiş olunur. Halkı kı̇n ve düşmanlığa tahrı̇k veya aşağılama suçunda asliye ceza mahkemeleri görevli olur. Kovuşturma aşaması faile verilecek cezanın hükmolunması veya failin suçsuz bulunup beraat edilmesi ile biter.

HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK VEYA AŞAĞILAMA SUÇUNUN CEZASI

HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK VEYA AŞAĞILAMA SUÇUNUN CEZASI

Suçun basit hali ile işlendiği durumlarda verilen cezalar 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası olur. Halkın bir kesiminin aşağılanması veya dini değerlerin aşağılanması durumunda ise 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası uygulanabilir.

Dava Zamanaşımı:

Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belirli bir süre geçmesine rağmen dava açılmamış veya dava açılmış ya da kanuni süre içerisinde sonlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran hukuki müessesedir. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu için yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. 

HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK VEYA AŞAĞILAMA SUÇUNDA UZLAŞMA YAPILABİLİR Mİ?

HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK VEYA AŞAĞILAMA SUÇUNDA UZLAŞMA YAPILABİLİR Mİ?

Uzlaşma, suç istinadı altındaki şahıs ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı yoluyla anlaşmasıdır. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir. Bu yüzden uzlaşma yapılamaz.

HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK VEYA AŞAĞILAMA SUÇUNDA ŞİKAYET SÜRESİ NE KADARDIR?

HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK VEYA AŞAĞILAMA SUÇUNDA ŞİKAYET SÜRESİ NE KADARDIR?

Halkı kı̇n ve düşmanlığa tahrı̇k veya aşağılama suçu şikayete bağlı suçlardan değildir. Bu yüzden şikayet süresi yoktur.

HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK VEYA AŞAĞILAMA SUÇUNDA GÖREVLİ MAHKEME HANGİSİDİR?

HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK VEYA AŞAĞILAMA SUÇUNDA GÖREVLİ MAHKEME HANGİSİDİR?

Halkı kı̇n ve düşmanlığa tahrı̇k veya aşağılama suçunda asliye ceza mahkemeleri görevli olur.

HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK VEYA AŞAĞILAMA SUÇU YARGITAY KARARLARI 

HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK VEYA AŞAĞILAMA SUÇU YARGITAY KARARLARI 

  1. “Devlet hastanesi acil servisinde hekim olarak görev yapan katılanın olaydan birkaç ay önce annesini muayene ederken gerekli dikkat ve özeni göstermediğini iddia ederek şikayet için hastaneye giden sanığın, önceki olaydan dolayı duyduğu kızgınlıkla söylediği sözlerin doğrudan doğruya katılana yönelik olup katılana hakaret etme kastıyla hareket ettiği, halkın belli bir kesimini aşağılama suçunun yasal unsurlarının olayda gerçekleşmediği gözetilerek eylemin TCK.nun 125. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması” (Yargıtay 8 CD, 7743/28454, 05.12.2013)
  1. Sanığın islam dinini benimseyen kişileri hedef alarak sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı “…Hele islamı savunanlardan daha çok nefret ediyorum. Hepiniz katilsiniz, pisliksiniz, şimdi defol” şeklindeki paylaşımın 5237 sayılı TCK’nın 216/2. maddesinde düzenlenen halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılama suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2020/9093 E. , 2021/17158 K.)
  1. Sanık tarafından “10 Kürt çocuğunun polis tarafından katledildiği…. Bu tehdit kürtlere karşı savaş ilanıdır….” şeklindeki paylaşımın Türkiye Cumhuriyeti Devleti emniyet teşkilatını Kürtlere karşı katliam yapan kurum olarak göstermek suretiyle, TCK’nın 301/2 maddesindeki suçun unsurlarının oluştuğunun kabulü yerine suç vasfında yanılgıya düşülerek halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan hüküm kurulması… (Yargıtay 16. Ceza Dairesi 02/03/2018 tarih, 2017/2825 Esas, 2018/639 Karar)

YARGITAY

HARBİYE HUKUK BÜROSU

Dilara Gül ERBAŞ

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak Gerekli alanlar işaretlendi *

Yorum Yap