İş Hukukuİşçinin SGK Primlerinin Eksik Ödenmesi Tazminat Hakkı

İşçinin SGK primlerinin eksik ödenmesi, emeklilik maaşını ve sosyal güvenlik haklarını olumsuz etkiler. İşçi, bu durumda SGK’ya şikâyet ederek primlerin tamamlanmasını talep edebilir ve iş sözleşmesini haklı nedenle feshederek kıdem tazminatı hakkını kullanabilir.

İşçinin SGK primlerinin eksik ödenmesi, işverenin çalışanın sigorta primlerini gerçek ücretinden daha düşük tutar üzerinden Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)’ya bildirmesi ve ödemesi durumudur. Başka bir deyişle, işçinin kazancının bir kısmı sigortaya yansıtılmıyor demektir. Türkiye’de ne yazık ki bazı işverenler, işçiye daha yüksek maaş ödeseler bile SGK’ya asgari ücret üzerinden bildirim yaparak primleri eksik yatırabilmektedir. Bu durum işverenin yasal yükümlülüğüne aykırıdır ve işçi onay verse dahi hukuken kabul edilemez.

İşçi, kendi rızasıyla sigorta primlerinin eksik ödenmesini talep edemez; böyle bir rıza geçersizdir. Kanunen her işveren, tüm çalışanlarını sigortalı yapmak ve primlerini gerçek ücret üzerinden tam ödemek zorundadır. İşçinin primlerinin eksik yatırılması, hem çalışan açısından hak kayıplarına yol açar hem de işveren açısından ciddi yaptırımları beraberinde getirir.

SGK PRİMLERİNİN EKSİK ÖDENMESİNİN İŞÇİYE ZARARLARI

Sigorta primlerinin sadece ödeniyor olması yetmez; doğru ve eksiksiz tutarda ödenmesi gerekir. Primlerin eksik yatırılması, işçi için özellikle uzun vadede önemli olumsuz sonuçlar doğurur. Birçok çalışan, işini kaybetme korkusuyla bu duruma ses çıkarmasa da ileride ciddi hak kayıpları yaşanması muhtemeldir. Primleriniz eksik yatıyorsa karşılaşabileceğiniz başlıca zararlar şunlardır:

  • Düşük emekli maaşı: Emeklilikte bağlanacak maaş, SGK’ya bildirilen prime esas kazancın miktarı ve toplam prim gün sayısına göre belirlenir. Eğer maaşınız düşük gösterilerek prim ödenmişse, hak ettiğinizden daha düşük emekli aylığı alırsınız. Yıllarca çalışmanın ardından emeklilikte geliriniz azalır.
  • Eksik sosyal hak ödemeleri: İşsizlik ödeneği, geçici iş göremezlik ödeneği (rapor parası), doğum parası gibi SGK’dan alınan pek çok ödeme, prime esas kazancınıza göre hesaplanır. Ücretiniz SGK’da düşük bildirildiyse bu tür ödenekleri de eksik alırsınız. Örneğin, ileride işsizlik maaşı almanız gerekirse, resmi kayıtlarda maaşınız düşük olduğu için hak edeceğiniz işsizlik maaşı tutarı da düşük olacaktır. Kadın çalışanlar için doğum izni ödemesi de aynı şekilde eksik yatar.
  • Kıdem tazminatının düşük hesaplanması: İş sözleşmeniz sona erdiğinde alacağınız kıdem tazminatı genellikle son brüt maaşınız üzerinden hesaplanır. Eğer SGK’ya bildirilen ücretiniz düşükse (örneğin aslında 10.000 TL alıp asgari ücret üzerinden gösterilmişseniz), işveren kıdem tazminatınızı düşük ücretten hesaplayabilir. Bu da ciddi maddi kayıp demektir. Ancak merak etmeyin; primlerin eksik yatırılması hukuken haklı fesih nedeni sayıldığı için, mahkeme sürecinde gerçek ücretinizi ispatlayabilirseniz kıdem tazminatınızın gerçek maaş üzerinden yeniden hesaplanmasını talep edebilirsiniz.
  • Diğer işçilik alacaklarında kayıp: Fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, ihbar tazminatı gibi diğer işçilik hakları da genelde ücretinize bağlı hesaplanır. Ücretiniz resmi belgelerde düşük göründüğünde, örneğin fazla mesai alacaklarınızın hesabı da buna göre daha düşük çıkar. Yani prime esas kazancın eksik bildirilmesi, pek çok kalemde domino etkisiyle işçinin tüm alacaklarını azaltır.

Yukarıda sayılanlar, sigorta primleri eksik ödenen işçinin gelecekte karşılaşacağı sorunların başlıcalarıdır. Özetle: Emeklilik, işsizlik maaşı, kıdem tazminatı ve diğer haklarınız doğrudan etkilenir. Bu nedenle, SGK primlerinizin tam ve doğru ödendiğinden emin olmanız son derece önemlidir.

4857 Sayılı İş Kanunu 24’üncü madde işçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı;

Süresi belirli olsun veya olmasın işçi, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:

  • Ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:
  •  İşveren iş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri hakkında yanlış vasıflar veya şartlar göstermek yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler vermek veya sözler söylemek suretiyle işçiyi yanıltırsa.
  •  İşveren işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak şekilde sözler söyler, davranışlarda bulunursa veya işçiye cinsel tacizde bulunursa.
  • İşveren işçiye veya ailesi üyelerinden birine karşı sataşmada bulunur veya gözdağı verirse, yahut işçiyi veya ailesi üyelerinden birini kanuna karşı davranışa özendirir, kışkırtır, sürükler, yahut işçiye ve ailesi üyelerinden birine karşı hapsi gerektiren bir suç işlerse yahut işçi hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ağır isnat veya ithamlarda bulunursa.
  • İşçinin diğer bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından işyerinde cinsel tacize uğraması ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli önlemler alınmazsa.
  • İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse,
  • Ücretin parça başına veya iş tutarı üzerinden ödenmesi kararlaştırılıp da işveren tarafından işçiye yapabileceği sayı ve tutardan az iş verildiği hallerde, aradaki ücret farkı zaman esasına göre ödenerek işçinin eksik aldığı ücret karşılanmazsa yahut çalışma şartları uygulanmazsa.”

İŞVERENİN PRİMLERİ EKSİK ÖDEMESİNİN NEDENLERİ

Uygulamada bazı işverenler maliyeti düşürmek amacıyla primleri eksik ödeyebilmektedir. Bunun birkaç yaygın yöntemi vardır:

  • Asgari ücretten gösterme: İşveren, işçiye gerçekte daha yüksek maaş verse de SGK’ya yalnızca asgari ücret beyan eder. Aradaki farkı elden veya banka dışı yollarla öder. Bu sayede SGK’ya ve vergiye daha az ödeme yapmayı hedefler. Ancak bu uygulama yasadışıdır ve tespit edildiğinde yaptırımı ağırdır. (Asgari ücretten sigorta gösterilmesinin işçi ve işveren açısından sonuçlarına daha detaylı değineceğiz.)
  • Eksik gün/eksik kazanç bildirme: İşçinin çalışma gün sayısını gerçekte olandan az bildirmek ya da ücretini örneğin yarı zamanlı gibi gösterip primleri düşürmek de bir diğer hileli yoldur. Özellikle mesai ve diğer ek ödemeler SGK’ya bildirilmezse, prime esas kazanç düşük olur.
  • Kayıt dışı çalışma: En uç örnek, işçiyi sigortasız çalıştırmak yani hiç bildirim yapmamaktır. Bu durumda primlerin tamamı ödenmez. Konumuz esas olarak eksik prim olsa da sigortasız çalıştırma da benzer hak ihlallerine sebep olur.

İşveren bazen işçinin de rızası varmış gibi bir algı yaratabilir (örneğin “Maaşını elden veriyorum ama seni mağdur etmiyorum” diyebilir). Ancak tekrar vurgulayalım: İşçi rıza gösterse dahi primlerin eksik yatırılması meşru değildir. İşçi bundan feragat edemez ve ileride hak talep etme imkânı saklıdır.

İŞÇİNİN HAKLARI VE BAŞVURABİLECEĞİ YOLLAR

Sigorta primlerinizin eksik yatırıldığını fark ettiyseniz, kanunlarımız size çeşitli haklar ve başvuru yolları tanımıştır. İşte yapabilecekleriniz:

  • ALO 170’e şikâyet ve SGK denetimi: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ihbar hattı olan ALO 170 üzerinden durumu bildirebilirsiniz. Telefonla arayarak veya e-Devlet üzerinden şikâyet dilekçesi vererek işverenin primleri eksik ödediğini ihbar edebilirsiniz. Bu ihbar üzerine Bakanlık müfettişleri ve SGK denetmenleri işyerinde inceleme yapacaktır. Eğer teftiş sonucunda iddianız doğrulanırsa, işveren geriye dönük eksik primleri ödemek, gecikme zammı ve idari para cezası ödemek zorunda kalır. Resmi tespit tutanağı ileride açılacak davalarda da lehinize delil olabilir. Ancak bilinmesi gereken bir nokta: ALO 170 üzerinden yapılan denetimlerde SGK, tespit tarihinden geriye doğru en fazla 1 yıl için işlem yapabilmektedir. Daha eski dönemlerdeki eksik ödemeler için müfettiş raporu yeterli olmayabilir. Bu durumda aşağıdaki hukuk yoluna başvurmanız gerekebilir.
  • Hizmet tespit davası açma: İşverenin eksik prim ödemesi sorunu ortadan kalkmamışsa veya uzun yılları kapsıyorsa, hizmet tespit davası açarak hakkınızı arayabilirsiniz. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve GSS Kanunu’na göre, sigortasız çalıştırılan ya da eksik prim bildirilen işçi, iş mahkemesinde işverene karşı hizmet tespiti davası açabilir. Bu dava ile mahkemeden, çalışılan sürenin ve gerçek ücretin tespitini isteyerek SGK kayıtlarının düzeltilmesini talep edersiniz. Hizmet tespit davası için 5 yıllık hak düşürücü süre vardır. Bu süre, tespiti istenen eksik hizmetin geçtiği yılın sonundan başlar. Örneğin 2020 yılında eksik yatan prim için 2025 sonuna kadar dava açılmalıdır.
  • Davada başarılı olursanız, mahkeme kararıyla SGK kayıtlarınız düzeltilir; eksik primler işverenden tahsil edilip hesabınıza yatırılır. Ayrıca işveren, bu kusuru nedeniyle idari para cezası da öder. Hizmet tespit davalarında kanıt çok önemlidir. İşyerinde sizinle aynı dönemde çalışmış tanık beyanları, işyerine ait SGK kayıtları, maaş bordroları, banka ödeme dekontları gibi belgeler mahkemeye sunulmalıdır. Özellikle “bordro tanığı” denilen, aynı işyerinde birlikte çalıştığınız kişilerin şahitliği kıymetlidir. Mahkeme, tarafların sunduğu delillerin yanı sıra SGK’dan ve işyerinden kayıtları re’sen de inceleyerek karar verir.
  • Primlerin eksik yatırılması nedeniyle haklı fesih: İşçinin sigorta primlerinin eksik ödenmesi, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesinde sayılan “ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık” kapsamına girebilecek bir durumdur. Yargıtay kararları da bu yöndedir. Yani işveren, kanunun emrettiği şekilde ücreti ve sigorta primlerini doğru yatırmayarak işçiye karşı güveni kötüye kullanmış olur. Bu durumda işçiye derhal fesih hakkı doğar. Aşağıda bu konuyu detaylı ele alacağız çünkü işçinin en önemli haklarından biri de budur.

Sonuç olarak, primleriniz eksik ödeniyorsa sessiz kalmamalısınız. Önce işverene durumu yazılı olarak bildirip düzeltmesini talep etmek iyi bir adımdır. Eğer sonuç alamazsanız, resmi şikâyet ve dava yollarını kullanarak hakkınızı arayabilirsiniz. Bu süreçte işçinin herhangi bir ceza almayacağını da belirtelim: Sigortasız veya eksik sigortalı çalışmak nedeniyle işçiye idari para cezası uygulanmaz, tüm yaptırım işverene yöneliktir. (Nitekim “sigortasız işçi çalıştırma cezası” tamamen işveren aleyhinedir.)

İşçinin Sigorta Primlerinin Eksik Ödenmesi

İşçinin SGK Primlerinin Eksik Ödenmesi

HAKLI NEDENLE FESİH VE TAZMİNAT HAKKI

İş Kanunu madde 24, işçiye bazı hâllerde iş sözleşmesini hemen feshetme hakkı tanır. Ücretlerin kanuna uygun ödenmemesi, bu haklı fesih nedenlerinden biridir. Sigorta primlerinin eksik yatırılması da ücretin eksik ödenmesi anlamına geldiğinden, Yargıtay içtihatlarıyla sabit olarak işçiye haklı nedenle derhal fesih hakkı verir. Peki bu hakkı kullanmak işçiye ne kazandırır?

  • Kıdem tazminatına hak kazanma: Haklı nedenle istifa eden (yani iş akdini tek taraflı fesheden) işçi, kıdem tazminatı almaya hak kazanır. Normalde istifa eden kıdem tazminatı alamazken, eğer istifanın sebebi yasal açıdan haklı fesih kapsamındaysa (örneğin SGK primlerinin eksik ödenmesi gibi), işçi tazminat talep edebilir. Bu durumda işveren, çalışanın her bir yılı için 30 günlük brüt ücreti tutarında kıdem tazminatını ödemek zorundadır. Yukarıda bahsettiğimiz gibi, gerçek ücretinizi ispatlarsanız kıdem tazminatınız eksik ödenen primler yüzünden düşük değil, gerçek maaşınız üzerinden hesaplanacaktır. Haklı fesihle ayrılan işçi 5 yıl içinde kıdem tazminatı davası açarak hakkını arayabilir.
  • İhbar tazminatı durumu: İşçi haklı nedenle işi bıraktığında, kendi isteğiyle ayrıldığı için ihbar tazminatına hak kazanamaz. İhbar tazminatı, haksız şekilde işten çıkartılan işçiye ödenen bir tazminattır ve işçi fesih eden taraf olursa bu ödeme gündeme gelmez. Ancak önemli olan, haklı fesih olduğundan işçi de işverene ihbar süresi bildirmek zorunda değildir. Yani derhal (bildirim süresi beklemeden) ayrılabilir ve işveren ondan ihbar tazminatı isteyemez.
  • Diğer haklar ve işlemler: Haklı nedenle sözleşmeyi fesheden işçi, diğer tüm hak edilmiş alacaklarını da talep edebilir. Örneğin içeride kalan fazla mesai ücretleri, kullanılmamış izin paraları gibi. Bu alacaklar için öncelikle arabulucu sürecine başvurmak ve anlaşma sağlanamazsa dava açmak gerekir. Haklı fesih gerekçenizi işverene yazılı şekilde bildirmeniz tavsiye edilir (örneğin noterden ihtarname ile). Bu, ileride çıkacak uyuşmazlıklarda delil olacaktır. Ayrıca 2018’den bu yana işçilik alacakları ve tazminat taleplerinde arabulucuya başvuru zorunlu olduğu için, önce arabuluculuk görüşmesi yapmalı; anlaşma olmazsa dava yoluna gitmelisiniz. Bir iş hukuku avukatından destek almak, sürecin doğru ilerlemesi açısından faydalıdır.
  • İşe iade talebi: Primlerinizin eksik ödenmesini yetkili mercilere şikâyet ettiğiniz için işveren sizi işten çıkarırsa, bu haksız ve geçersiz bir fesih sayılabilir. İşveren, sırf hak aradığınız için sizi cezalandırmış olacaktır ki bu durum kanuna aykırıdır. Böyle bir durumda şartlarınız uygunsa (en az 6 ay çalışma süresi ve 30’dan fazla işçi kriteri gibi), işe iade davası açma hakkınız vardır. İşe iade davasını kazanırsanız, işveren ya sizi geri almak zorunda kalır ya da almıyorsa ek tazminatlar öder (işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti gibi). Ayrıca tabii ki kıdem ve ihbar tazminatlarınızı da ödemek durumundadır. Kısacası, prim eksik ödediğini ortaya çıkaran işçiyi kovmak işvereni sorumluluktan kurtarmaz; aksine yeni sorumluluklar doğurur.

Özel sektör çalışanları için yukarıdaki haklar geçerlidir. Kamuda çalışan memurların SGK primleri Emekli Sandığı üzerinden yattığı için farklı hukuki prosedürler olabilir; fakat genel prensip, hiçbir işverenin (devlet dahil) çalışanın sosyal güvenlik hakkını ihlal edemeyeceğidir. Konumuz kapsamında ağırlıklı olarak özel sektör işçilerine odaklandık, zira kıdem tazminatı ve benzeri haklar özel sektör işçileri için söz konusudur.

İŞVERENE UYGULANACAK YAPTIRIMLAR

İşveren sigorta primlerini eksik öderse, bunun idari ve mali sonuçları vardır. SGK tespit ettiğinde işverene idari para cezası kesilir ve eksik ödediği primleri gecikme faizleriyle birlikte tamamlaması istenir. 5510 sayılı Kanun, sigorta bildirimlerini eksik yapanlara uygulanacak cezaları ayrıntılı düzenlemiştir. Bu cezalar, işyerinin kayıtlarına göre değişebilmekle birlikte, her bir eksik bildirim için aylık brüt asgari ücretin belirli bir katı şeklinde hesaplanır ve ciddi rakamlara ulaşabilir. Ayrıca işveren, ödemediği prim tutarlarını yasal faiziyle birlikte SGK’ya ödemek zorundadır. Bu durum işverenin başlangıçta kar ettiğini sandığı miktarların, sonradan katlanarak zarar olarak geri dönmesi demektir.

Bazı durumlarda, sigorta primlerini bilerek eksik gösterme fiili için cezai sorumluluk da gündeme gelebilir. Örneğin belgede sahtecilik veya dolandırıcılık kapsamında suç duyurusunda bulunulması mümkündür. Yakın dönemde bu tür durumlara hapis cezası öngören yasa tasarıları tartışılmıştır. Devlet, istihdamda sigorta primlerinin tam ve düzenli yatırılmasını sağlamak adına her yıl denetimleri ve yaptırımları artırmaktadır. Dolayısıyla işveren için uzun vadede kârlı bir yol değildir. Hem itibar kaybı hem de yüklü cezalar söz konusu olabilir.

İşçi açısından sevindirici olan, tüm bu yaptırımların işveren aleyhine olmasıdır. Yani eksik prim ödenmesi gibi bir durumda siz işçi olarak cezalandırılmazsınız. Aksine, uğradığınız zararların telafisi ve haklarınızın teslimi için hukuki yollar önünüze açılır.

İşçinin SGK Primlerinin Eksik Ödenmesi Tazminat Hakkı

İşçinin SGK Primlerinin Eksik Ödenmesi Tazminat Hakkı

SIKÇA SORULAN SORULAR

SGK primlerinin eksik ödendiğini nasıl anlarım?

E-devlet sistemi üzerinden SGK hizmet dökümünüzü kontrol edebilirsiniz. Hizmet dökümü, adınıza yatan prim günlerini ve prime esas kazanç tutarlarını gösterir. Buradaki ücret kolonu, gerçek brüt maaşınızdan çok daha düşükse (örneğin asgari ücret görünüyorsa) primleriniz eksik yatırılıyor olabilir. Ayrıca maaşınızın bir kısmı banka yerine nakit veriliyorsa bu güçlü bir işarettir. Şüphelendiğiniz durumda SGK’ya danışabilir veya bir uzmana başvurabilirsiniz.

İşveren maaşımı asgari ücretten gösteriyorsa ne yapmalıyım?

Bu durumda öncelikle içeriğimizde detaylandırdığımız ALO 170 hattına şikâyet veya hizmet tespit davası seçeneklerini değerlendirebilirsiniz. İşverene durumu yazılı bildirip düzeltme istemek de bir yöntemdir. Ancak çoğu zaman işverenler bu talebe olumlu yaklaşmaz. Asgari ücretten sigorta gösterilmesi kesinlikle yasal değildir ve haklı fesih nedeni oluşturur. Yani iş akdinizi sona erdirip kıdem tazminatı talep edebilirsiniz. Bu kararı vermeden önce, dava süreçleri ve işsizlik ödeneği durumu gibi konuları değerlendirmenizi öneririz.

SGK primlerimin eksik yattığını ispatlamak için ne tür deliller gerekir?

Eğer dava yoluna giderseniz, tanık ifadeleri en önemli delillerden biridir. Sizinle aynı dönemde aynı işyerinde çalışmış iş arkadaşlarınız, mahkemede gerçek maaşınızı ve çalışma sürenizi doğrulayabilir. Bunun yanında banka maaş dekontları (bir kısmı yatan, bir kısmı elden alındıysa), iş yerindeki özlük dosyanız, imzaladığınız maaş bordroları, işyeri giriş çıkış kayıtları gibi evraklar da delil olarak sunulabilir. SGK müfettiş raporu düzenlendiyse bu rapor da davada kullanılabilir. Unutmayın, yazılı deliller güçlü bir kanıttır; tanık beyanlarıyla desteklendiğinde mahkemece genellikle kabul görür.

İşveren SGK primlerimi eksik ödüyorsa hemen işi bırakmalı mıyım?

Hemen istifa etmek zorunda değilsiniz. Öncelikle işverenle konuyu konuşup düzeltmesini talep edebilirsiniz; bazen hata olma ihtimali de göz önünde bulundurulmalı. Eğer kasıtlı olarak eksik ödendiğinden eminseniz ve işveren düzeltmeye yanaşmıyorsa, o zaman haklı nedenle fesih yoluna gidebilirsiniz. Fakat işi bırakmadan önce kıdem süreniz gibi kriterleri değerlendirmeniz önemli (en az 1 yıl çalışmış olmalısınız ki kıdem tazminatı hakkınız doğsun). Ayrıca işten ayrılır ayrılmaz arabulucu başvurusu yapmanız gerekecek. İşi bırakmadan hukuki danışmanlık almanız en sağlıklısı olacaktır. İstifa etmeden de ALO 170’e şikâyet edebileceğinizi unutmayın; belki sorun denetimle çözülebilir ve işinizi kaybetmeden haklarınız düzeltilir.

Haklı nedenle fesih yaparsam ihbar süresi vermem gerekir mi?

Hayır. İş Kanunu’na göre haklı sebeple derhal fesih halinde ihbar süresi bekleme yükümlülüğü yoktur. Yani dilekçenizi verip aynı gün ayrılabilirsiniz. Bu durumda işverenin de sizden ihbar tazminatı talep etme hakkı yoktur. Ancak kıdem tazminatınızı hak etmiş olursunuz. Not: Haklı fesih gerekçenizi yazılı bildirmeniz önerilir. Örneğin “Sigorta primlerimin eksik ödenmesi nedeniyle 4857 sayılı Kanun 24/II-e maddesi uyarınca iş akdimi feshediyorum” şeklinde bir ihtar çekebilirsiniz.

SGK primleri eksik ödenen işçi ihbar tazminatı alabilir mi?

İhbar tazminatı, işverenin usule aykırı şekilde (önel vermeden) işçiyi işten çıkarması halinde söz konusu olur. Bu durumda ise işçi kendi ayrılıyor (haklı nedenle istifa) olacağı için ihbar tazminatı talep edemez. Ancak şöyle bir durum var: Eğer işveren, sizin prim eksik ödeme meselesini gündeme getirmeniz üzerine sizi işten kovarsa, bu haksız fesih olacağından ihbar tazminatı ve kıdem tazminatı birlikte talep etme hakkınız doğar. Yani siz çıkartılırsanız ihbar tazminatı alırsınız, fakat siz ayrılırsanız alamazsınız.

İşverenin SGK primlerimi eksik ödemesi suç mudur, cezası nedir?

Bu fiil doğrudan adli bir suç olarak tanımlanmamıştır, ancak idari yaptırımı vardır. SGK, her eksik bildirim için işverene para cezası uygular. Ceza miktarı, eksik gün sayısına ve işyerinin durumuna göre değişir; genellikle brüt asgari ücretin belirli katları şeklinde hesaplanır. Örneğin, sigortasız işçi çalıştırmanın cezası her tespit için brüt asgari ücretin 2 katıdır (tekrarında artar).

Eksik prime dair ceza da benzer şekilde kesilir. Ayrıca işveren, ödenmeyen primleri gecikme faiziyle öder. Eğer işveren evrakta sahtecilik yapmışsa (örn. sahte bordro), bu durumda savcılık devreye girip resmi belgede sahtecilikten dava açabilir. Bu ayrı bir ceza yargılaması konusudur. Sonuç olarak, eksik prim ödeyen işveren hem SGK’ya para cezası öder hem de çalışanlar dava açarsa tazminat öder. Uzun vadede bu yasa dışı uygulama işverene büyük maliyet getirecektir.

Sigortam eksik yattı diye işverene dava açsam, kazanırsam ne elde edeceğim?

Hizmet tespit davasını kazanırsanız, öncelikle SGK kayıtlarınız gerçek çalışma süreniz ve ücretiniz esas alınarak düzeltilir. Yani eksik yatan prim günleriniz veya kazançlarınız SGK sistemine işlenir, böylece emekliliğiniz için kaybınız telafi edilir. Mahkeme kararı ile işveren eksik primleri size değil doğrudan SGK’ya öder (çünkü primler sosyal güvenlik katkısıdır). Bunun dışında eğer işverenden kıdem tazminatı, fazla mesai gibi alacaklarınız da varsa ve bunları da talep ettiyseniz, mahkeme bunların gerçek ücret üzerinden hesaplanmasına hükmeder.

Örneğin 5 yıllık kıdem tazminatınız eksik ödenmişse, farkını alırsınız. Dava masrafları da genellikle haksız çıkan tarafa (işverene) yükletilir. Ayrıca işveren idari para cezasına da çarptırılır ama o kısmı SGK tahsil eder. Özetle, davayı kazandığınızda emeklilik haklarınız korunur, geçmişe dönük hak kayıplarınız giderilir ve tazminatlarınızı tam alırsınız.

Haklı fesih yaparak ayrıldım. İşsizlik maaşı alabilir miyim?

İşsizlik maaşı alabilmek için işten kendi kusurunuz ve isteğiniz dışında çıkmış olmanız gerekir. Haklı nedenle de olsa istifa, teknik olarak sizin ayrılmanız demektir. Bu nedenle genel kural olarak İŞKUR, istifa edenlere işsizlik ödeneği bağlamaz. Ancak burada bir istisna var: Eğer haklı fesih iddianızı resmi olarak kanıtlarsanız (örneğin mahkeme kararı ile), iş çıkış belgenizdeki kod buna göre düzenlenebilir ve işsizlik maaşına hak kazanabilirsiniz. Uygulamada bu konu biraz karmaşıktır; çoğu zaman işverenler çıkış kodunu “istifa” olarak belirtir ve işçi işsizlik ödeneği alamaz.

Öneri: Haklı fesih düşünüyorsanız, İŞKUR’a danışarak durumunuzu anlatın. Kimi zaman haklı fesih hallerinde de işsizlik maaşı ödenebildiğine dair yargı kararları bulunmaktadır. Fakat genel olarak kendisi ayrılan işçi işsizlik maaşı alamaz diyebiliriz. Öte yandan işveren sizi çıkarırsa (prim eksik ödediği ortaya çıktı diye işinize son verirse), bu durumda kesinlikle işsizlik ödeneğine hak kazanırsınız çünkü çıkış sizin kusurunuzdan değildir.

İşyerinde maaşımın bir kısmı bankaya, bir kısmı elden yatıyor. Bu yasal mı?

Hayır, bu da prim eksik yatırmanın bir yöntemidir ve hukuka aykırıdır. 4857 sayılı İş Kanunu’na göre, işçi ücretlerinin en az beş işçi çalıştıran işyerlerinde bankadan ödenmesi zorunludur. Maaşın bir kısmını bankaya gösterip kalanı elden vermek, SGK’ya eksik bildirim yapmak anlamına gelir. Bu durumda da yine yukarıdaki tüm haklarınız geçerlidir: Hizmet tespiti davası açılabilir, haklı fesih hakkınız vardır. Yargıtay kararları, ücretin elden ödenmesini de haklı fesih sebebi kabul etmiştir.

Böyle bir uygulamayla karşılaşan işçi, ALO 170’e şikâyet edebilir ve müfettiş incelemesi talep edebilir. Ayrıca elden aldığı tutarları ispatlarsa (örneğin banka dekontunda görünen net maaşın üzerinde düzenli para alındığını tanıklarla belgeleyerek), kıdem tazminatı ve diğer alacaklarının hesaplanmasında gerçek ücreti esas aldırabilir. Kısacası maaşınızın bir kısmının elden ödenmesi, işçinin iyi niyetini kötüye kullanan bir durumdur ve yasal karşılığı haklı fesih + tazminattır.

Primlerim eksik ödendiği için emekliliğim gecikir mi?

Primlerin eksik ödenmesi, eğer gün sayınız da eksik bildirilmişse emeklilik sürenizi uzatabilir. Emeklilik iki temel şarta dayanır: Yeterli prim gününün ödenmiş olması ve sigortalılık süresi. İşveren sizi ayda 30 gün yerine 15 gün çalışmış gibi bildirdiyse, bir yılda 360 gün yerine 180 gün kazanırsınız; bu durumda emeklilik için gerekli gün sayısını doldurmanız daha uzun zaman alır. Ancak genelde maaş düşük gösterilir ama gün sayısı tam gösterilir (çünkü çalıştığınız günleri saklamak zordur). Bu yaygın senaryoda gün eksiğiniz olmaz, fakat emekli maaşınız düşük bağlanır.

Emeklilik yaşınız ve prim gününüz tamam olsa bile alacağınız aylık tutarı azalır. Özetle, eksik prim emeklilik maaşını düşürür, eğer gün de eksik gösterildiyse emekliliğe hak kazanma sürenizi uzatabilir. Bu nedenle fark ettiğiniz anda hizmet tespit yoluyla günleri düzeltmek çok önemlidir.

İşverenle anlaştık, sigortamı eksik yatırdı ama ben de fazla prim kesilmediği için maaşımdan memnundum. Sonradan dava açabilir miyim?

Evet, açabilirsiniz. İşçinin böyle bir durum için önceden vazgeçme beyanı geçersizdir. Yani “razıydım, şimdi pişman oldum hakkımı istiyorum” diyebilirsiniz ve hukuken bu talep incelenir. Ancak hak düşürücü süre ve zamanaşımı engeline dikkat etmek gerekir. Hizmet tespit davaları için 5 yıl kuralı olduğunu belirtmiştik. Eğer bu süre geçtiyse artık dava açılamaz. Kıdem tazminatı gibi alacaklar için de işten ayrıldığınız tarihten itibaren 5 yıl içinde dava açmak gerekir. Dolayısıyla, anlaşmış olsanız bile ileride emeklilik zamanı geldiğinde veya işten ayrıldığınızda bu eksik ödemeler sorun yaratacaktır.

Bugün işverenle iyi anlaşıyor olabilirsiniz fakat yarın şirket kapanabilir, el değiştirebilir veya siz emekli maaşınızın çok düşük olduğunu fark edebilirsiniz. Hakkınız zamanaşımına uğramadan talep etmek en doğrusu olacaktır. İş mahkemeleri, işçinin haklarından feragatine sıcak bakmaz; hele ki sigorta primi gibi kamusal bir yükümlülük söz konusuysa, işçinin rızası arka planda kalır ve yasa önceliklidir.

Sonuç olarak, işçinin SGK primlerinin eksik ödenmesi, ülkemizde iş hukuku alanında sıkça karşılaşılan bir sorundur. Ancak yasa, çalışanları korumaktadır. Böyle bir durumda panik yapmadan haklarınızı öğrenmeli, gerekiyorsa yasal yollara başvurmalısınız. Primlerin tam yatırıldığı, kayıt dışının olmadığı bir çalışma hayatı hem bireylerin geleceği hem de toplumun refahı için şarttır. Unutmayın, sosyal güvenlik hakkınız vazgeçilmezdir ve devlet güvencesi altındadır. İşveren yükümlülüklerini ihlal ederse, hakkınızı aramak en doğal hakkınızdır. İçeriğimizde anlattığımız yolları kullanarak ve mümkünse uzman desteği alarak kayıplarınızı telafi edebilir, geleceğinizi güvence altına alabilirsiniz.

 

 SİGORTA PRİMLERİNİN EKSİK YATIRILMASINA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI

Yargıtay 22. HUKUK DAİRESİ 2013/35997 E., 2014/13537 K.

“Dosya kapsamına göre, davacının iş sözleşmesini, bir kısım çalışma süresinin sosyal güvenlik kurumuna bildirilmeyerek, sigorta primlerinin eksik ödenmesi gerekçesiyle feshettiği anlaşılmaktadır. …İş Mahkemesi’nin 26.09.2012 tarih ve 2012/443 esas 2012/451 karar sayılı kararıyla da, davacının toplam 1558 gün çalışmasının sosyal güvenlik kurumuna bildirilmediği kabul edilerek, hizmet tespiti kararı verilmiştir. Anılan karar, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 14.05.2013 tarih 2013/1699 esas 2013/9688 karar sayılı kararıyla onanmıştır. Sigorta primlerinin hiç yatırılmaması, eksik yatırılması veya düşük ücretten yatırılması hallerinde işçinin haklı fesih imkanı bulunmakta olup, davacının feshi haklı sebebe dayanmaktadır.”

Ayrıca ücreti burada sadece maaş gibi düşünmemek gerekir. Zira Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 07.01.2019 tarihli emsal kararında “kazancı düşük gösterilen işçinin iş sözleşmesini, haklı nedenle derhal feshetme hakkının olduğunu ve eksik kalan sigorta primlerinin; işveren tarafından ödenmesi gerektiğine” hükmetmiştir. Yargıtay bu kararı ile birlikte içtihatlarında düzenlemeye göre, işverenlerin çalışanlarının sigorta primlerini gerçek ücretleri üzerinden yatırmamasının, işçilere haklı nedenle derhal fesih hakkı verdiği tartışmasız bir şekilde kabul edilmektedir.

Ayrıca  yerel mahkeme kararlarında görülen sigorta primlerinin eksik yatırılması konusunda, Yargıtay’a intikal etmiş olan davalarda verilen bozma kararlarının bir kısmında ise “ücret ödeme borcunun yerine getirilmemesi” gereğince ücret kelimesini geniş anlamda yorumlamıştır. Haliyle sigorta primlerini de dahil etmiştir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 22.02.2008 tarih ve E. 2008/43146 – K. 2008/34348 sayılı kararında; “…Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin yasa ya da sözleşme ile belirlenen ücret ödenme döneminin gelmiş olması ve işçinin bu ücrete hak kazanmış olması gerekir. 4857 sayılı İş Kanununun 24/II-e bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların da ödenmemesi işçiye haklı fesih imkânı verir…”

“İşçinin sigorta primlerinin hiç yatırılmaması veya eksik bildirilmesi işçinin sosyal güvenlik hakkını ilgilendiren bir durum olsa da Dairemizin 1475 Sayılı Yasa döneminde istikrar kazanmış olan görüşü 4857 sayılı İş Kanunu döneminde de devam etmekte olup, sigorta primlerinin hiç yatırılmaması, eksik yatırılması veya düşük ücretten yatırılması hallerinde de işçinin haklı fesih imkanı vardır.” (Yargıtay 9HD. 18.01.2010 gün, 2009/24286 E. 2010/74 K.)