Malpraktis kaynaklı ceza ve tazminat davalarında son yıllarda ciddi bir artış var. Hekimler veya sağlık çalışanları tarafından kusur ya da ihmal ile yanlış tedavi uygulanması ya da hiç tedavi uygulanmaması sonucu oluşan zarardan kaynaklı malpraktis davaları görülmektedir. Bu yazımızda malpraktis nedeniyle ceza davasını inceleyeceğiz.

İÇİNDEKİLER

TIP CEZA HUKUKUNDA MALPRAKTİS

Malpraktis, sağlık hizmeti sunumu sırasında uygun ve etik olmayan davranış, bilgisizlik, ilgisizlik, özensizlik, deneyimsizlik veya yanlış tedavi nedeniyle hastanın zarara uğraması şeklinde tanımlanabilir. Diğer bir deyişle tıbbi malpraktis, sağlık profesyonellerinin görevlerini yerine getirirken hatalı, kusurlu fillerinden dolayı meydana gelebilecek zararlardır.

Tıp Ceza Hukuku kapsamında doktorların veya sağlık çalışanlarının hastalar üzerinde hatalı tıbbı müdahaleleri sonucunda hastaya zarar verdikleri takdirde açılacak ceza davasına malpraktis ceza davası denir. Bu davada kapsamında zararın hangi sebeple meydana geldiğinin araştırması yapılır. Doktorun gerekli özen ve dikkati yükümlülüğünü prosedürlere uygun olarak yerine getirip getirmediği gibi durumlara bakılır. Malpraktis nedeniyle açılan ceza davalarında dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise hastanın rızasıdır. Bir hastanın onamı üzerine yapılan tıbbı müdahalenin hukuka uygun olduğunu söyleyebilmek için belli şartların varlığı aranır. Bu şartlar şunlardır;

  • Hastaya hangi tedavinin uygulanacağı ve hangi riskleri taşıdığı açıkça anlatılmış olmalıdır.
  • Tıbbı müdahaleye rıza gösterirken hastanın ehil (bilgisi olan) olması şarttır.
  • Yapılan tüm tıbbı müdahalelerin kurallarına uygun ve tedavi amaçlı yapılıyor olması gerekir.
  • Bu şartların varlığı halinde hastanın rıza gösterdiği tıbbı müdahaleler hukuka uygundur.

MALPRAKTİS SONRASI SORUŞTURMA SÜRECİ

Tıbbı müdahale yapılması sonucunda doktorların veya diğer sağlık çalışanlarının kusuru veya ihmali ile zarar gören hasta veya hasta yakınları, doktorların veya sağlık çalışanlarının cezai sorumluluğundan hareketle Cumhuriyet Savcılıklarına şikayette bulunabilirler.

Malpraktis nedeniyle şikayet sonucu doktorların veya sağlık çalışanlarının görevleriyle ilgili işledikleri suçlar kapsamında ilgili savcılık, öncelikle memurun bağlı olduğu kuruma yani idareye soruşturma izni için başvurmalıdır.

Zira suç isnadı için eylemin gerçekleştiği tarihinde kamu görevini ifa eden hekim hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca soruşturma işlemlerinin başlatılması idarenin onayına tabidir.

Savcılık ilgili makam tarafından soruşturma izni verilmesi ile, suç ve delil araştırması yaparak soruşturmayı tamamlar. Bu aşamada savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK) verilebilir. Ancak savcılık yeterli suç şüphesinin varlığını tespit ettiği takdirde iddaname hazırlayarak mahkemeye sunar.

İddianame mahkeme tarafından kabul edildiğinde malpraktis ceza davası için yargılama aşamasına geçilir. Bu şekilde soruşturma aşaması tamamlanmış ve kovuşturma aşamasına geçilmiş olunur. Burada delilleri etraflıca değerlendirecek olan mahkeme suçun tespit ederse cezaya veya güvenlik tedbirlerine hükmeder. Ancak mahkeme sanık tarafından suçun işlenmediğine kanaat getirirse sanık hakkında beraat kararı verir.

DOKTOR HAKKINDA SORUŞTURMA İZNİ SÜRECİ

Doktorların görevleri sebebiyle işledikleri isnat olunan suçun kovuşturulması yetkili idari makamın iznine tabidir. Bu iznin verilmesi ya da verilmemesi kararına karşı ilgili tarafça itiraz etmek mümkündür. Soruşturma şartı olarak da bilinen bu usule göre hekim ve sağlık çalışanı hakkında ceza soruşturması ve kovuşturması yapılması savcılık tarafından alınacak soruşturma iznine tabi olmaktadır.

ÖZEL HASTANE VEYA ÖZEL MUAYENEHANEDE ÇALIŞAN DOKTORLARA YÖNELİK CEZA SORUŞTURMASI SÜRECİ

Malpraktis sebebiyle doktorlar hakkında soruşturma ve akabinde malpraktis nedeniyle ceza davası açılması için yürütülen süreç 7406 sayılı Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile değiştirilmiştir. Bu değişiklik ile getirilen 14. maddeye göre;

“Kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşları ve vakıf üniversitelerinde görev yapan hekim ve diş hekimleri ile diğer sağlık meslek mensuplarının sağlık mesleğinin icrası kapsamında yaptıkları muayene, teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbi işlem ve uygulamalar nedeniyle yapılan soruşturmalar hakkında 2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Soruşturma izni, Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulan Mesleki Sorumluluk Kurulu tarafından verilir. Mesleki Sorumluluk Kurulu, özel sağlık kurum ve kuruluşları ve vakıf üniversitelerinde görev yapan hekim ve diş hekimleri ile diğer sağlık meslek mensupları bakımından il sağlık müdürlüklerinde görevli başkan veya yardımcılarını da ön inceleme yapmak üzere görevlendirebilir. Soruşturma izni verilmesine ilişkin 4483 sayılı Kanunun 7’nci maddesindeki süreler, iki kat olarak uygulanır. Mesleki Sorumluluk Kurulunun kararlarına karşı Ankara Bölge İdare Mahkemesine itiraz edilebilir”.

Bu kanuni değişiklikle birlikte eskiden sadece kamu hastanelerinde görev yapan doktorlar için geçerli olan soruşturma izni, hem kamu hem de özel hastanelerde çalışan doktorları kapsayacak şekilde genişletilerek doktor hatasından kaynaklanan soruşturmalarda mesleki sorumluluk kurulu’ndan soruşturma izni alınması gerekliliği düzenlenmiştir. Bu sebeple artık özel hastane veya özel muayenehanede çalışan doktorlara yönelik ceza soruşturması sürecinde de öncelikle soruşturma dosyasının mesleki sorumluluk kurulu’na gönderilerek soruşturma izni alınması gerekmektedir.

KAMU PERSONELİ DOKTORLARA YÖNELİK CEZA SORUŞTURMASI SÜRECİ

Kamu hastanelerinde görev yapan doktorlar için doktor hatasından kaynaklanan soruşturmalarda Mesleki Sorumluluk Kurulu’ndan soruşturma izni alınması gerekmektedir. Malpraktis sebebiyle suç duyurusu sonucu başlatılacak soruşturmalarda öncelikle soruşturma dosyasının Mesleki Sorumluluk Kurulu’na gönderilerek soruşturma izni alınması gerekmektedir.

SORUŞTURMA İZNİ DEĞERLENDİRİLMESİ KARARINA İTİRAZ

Malpraktis nedeniyle yürütülen ceza soruşturması için eğer yetkili merci tarafından soruşturma izni verilmemesi kararı verilir ise 10 günlük süre içerisinde üst merciye Bölge İdare Mahkemesi (birtakım hallerde Danıştay) nezdinde soruşturma izni verilmemesi kararına itiraz etmek mümkündür.

Kanun uyarınca soruşturma izni verilmesi ya da verilmemesi kararına karşı itirazın 3 ay içerisinde sonuçlandırılması öngörülmüştür. Soruşturma iznine dair verilecek bu karar nihai ve kesindir.

Soruşturma izni verilmemesi kararına itiraz reddedilirse yahut soruşturma izni verilmesi kararına itiraz kabul edilirse cumhuriyet savcılığı soruşturma işlemlerini yürütecek, delilleri toplayacak ve yeterli delilin ve şüphenin varlığı halinde iddianame hazırlayarak kovuşturma için mahkemeye sevk edecektir.

MALPRAKTİSE İLİŞKİN SUÇ TÜRLERİ

Taksirle Yaralama Ceza Davası

Türk Ceza Kanunu madde 89 hükmü uyarınca hatalı tıbbı müdahale yapan hekimin ihmali söz konusu olduğunda taksirle yaralamadan doğan cezai sorumluluğu da bulunmaktadır. Şikayet halinde kişi taksirle yaralamadan yani TCK 89 düzenlemesinden yargılanacaktır.

Kasten Yaralama Ceza Davası

Türk Ceza Kanunu madde 86 hükmü uyarınca hatalı tıbbi müdahale yapan hekimin kastı söz konusu olduğunda kasten yaralamadan doğan cezai sorumluluğu da bulunmaktadır. Bu durumda kişi kasten yaralamadan yani TCK 89 düzenlemesinden yargılanacaktır.

Taksı̇rle Öldürme Ceza Davası

Türk Ceza Kanunu madde 85 hükmü uyarınca hatalı tıbbi müdahale yapan hekimin ihmali söz konusu olduğunda taksirle öldürmeden doğan cezai sorumluluğu da bulunmaktadır. Bu durumda kişi taksirle öldürmeden yani TCK 85 düzenlemesinden yargılanacaktır.

DOKTORUN CEZAİ SORUMLULUĞU VE KANUNİ DAYANAĞI

Doktorun malpraktis nedeniyle cezai sorumluluğundan bahsedebilmek için, öncelikle doktorun tıbbi müdahaleye uyan ve Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak düzenlenen hukuka aykırı bir hareketi bulunmalıdır.

Doktorlar hakkında tıbbi uygulama hataları nedeniyle ceza yargılaması, ortaya çıkan sonucun ölüm veya yaralama olmasına göre TCK’nın 85. ve 89. maddelerine göre yapılmaktadır. Anılan maddelerde taksirle yaralama ve taksirle ölüme sebebiyet verme filleri düzenlenmektedir. Her iki maddedeki ortak unsur, suçun oluşması için taksirin varlığı ön şartıdır.

Tıp alanında taksir, doktorun tıbbi müdahale sırasında hekimlik mesleğinin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket etmesidir.

Doktorun tıbbi uygulama hatası nedeni ile cezai sorumluluğu yargıya, taksirle öldürme veyahut taksirle yaralama olarak yansıyabilmektedir.  Doktorun cezai sorumluluğu Türk Ceza Kanunu’nun 85. ve 89. maddesinden doğmaktadır.

MALPRAKTİSTE HEKİM DIŞINDA DİĞER SAĞLIK PERSONELİNİN SORUMLULUĞU

Sağlık personellerinin malpraktis sorumluluğu cezai sorumluluk ve tazminat sorumluluğu olarak ikiye ayrılır.

Sağlık Personelinin Cezai Sorumluluğu:

Sağlık personellerinin cezai sorumluluğundan bahsedebilmek için, öncelikle sağlık personellerinin tıbbi müdahaleye uyan ve Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak kabul edilen hukuka aykırı bir hareketi gerçekleştirmiş olması gerekmektedir.

Sağlık personellerinin tıbbi uygulama hatalarından kaynaklanan ceza yargılaması kusurlu yaralama veya kusurlu öldürme suçlarından kaynaklanmaktadır. Her iki suç da işlendiğinde, suçun oluşması için kusurun bulunması gerekmektedir. Tıp alanındaki kusur, tıbbi uygulama sırasında bir hemşirenin mesleğinin gerektirdiği dikkat ve özeni göstermemesi durumunda ortaya çıkar.

TCK Madde 85
(1) Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi iki yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Bir sağlık personeline ceza verilebilmesi hastanın ölüm nedeninin, mesleğinin gerektirdiği dikkat ve özenin gösterilmemiş olması sonucunda meydana geldiğinin tespit edilmesine bağlıdır.

Bu madde ikinci hükmünde, cezanın ağırlaştırılmasını gerektiren nitelikli haller belirtilmiştir. Buna göre, eğer suç birden fazla insanın ölümüne veya bunun yanı sıra bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olduysa, on beş yıla kadar hapis cezası uygulanabilir.

TCK Madde 89 – 1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

Hastanın yaralanmasının sağlık personelinin mesleğinin gerektirdiği dikkat ve özen eksikliği nedeniyle meydana gelmesi sonucunda TCK m.89’daki suç oluşur.

TCK Madde 53/6 –
(…) Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar…”

Yönetmelik gereğince suçun işlenmesi durumunda, sağlık personeli, mesleki faaliyetten men cezasıyla cezalandırılabilir. Bu ceza, üç aydan üç yıla kadar sürebilir

Sağlık Personelinin Tazminat Sorumluluğu:

Maddi tazminat; sağlık personelinin hukuki yönden sorumluluğunda, suçun değil ortaya çıkan maddi zararın tazminat yolu ile karşılanmasıdır. Hasta, malpraktis nedeniyle malpraktis davasında tazminat talebini, gerektiğinde sözleşme veya haksız fiil temellendirilmiş yasal sebeplere dayanarak açma hakkına sahiptir.

Sağlık personelinin insana sağlık açısından müdahale yapmasının hukuka uygun olduğunun kabul edilmesi için;

  1. a)  Sağlık çalışanının yaptığı müdahalenin, yetki alanı içinde bulunup, bulunmadığına
  2. b)  Müdahalenin mesleki gerekliliklere uygun olarak yapılıp yapılmadığına,
  3. c)  Kişi müdahaleyi rızası ile kabul edip etmediğine, kişinin rızasının alınmasının mümkün olmadığı durumlarda, tıbbi müdahalenin zorunlu olup olmadığına bakılır.

KOMPLİKASYON-MALPRAKTİS AYRIMI

Malpraktis meydana gelen zararın hekimin kusuru neticesi oluştuğu anlamında gelir. Komplikasyon hekimin her türlü dikkat ve özeni göstermesine rağmen meydana gelebilecek olumsuz ihtimallerdir. Malpraktiste hekim ya da sağlık personeli oluşan zarardan sorumlu tutularak tazminata mahkum edilirken, komplikasyonda hekim ceza davasından beraat eder, tazminat davasında ise hastanın açtığı dava reddedilir. Ancak komplikasyon bakımından iki önemli ayrıntı bulunmaktadır. Bunların ilki komplikasyon aydınlatması diğer ise komplikasyon yönetimidir.

Komplikasyon aydınlatması, hekimin tıbbi müdahale öncesi hastayı olası komplikasyonlar bakımından aydınlatması, bilgilendirmesi ve bu aydınlatma neticesinde hastanın tıbbi işlem için onamını alması anlamına gelir. Eğer hekim olası komplikasyonlar konusunda hastasını aydınlatmamışsa ve bu komplikasyon meydana gelerek hastaya zarar vermişse hekim hiçbir kusuru bulunmasa dahi aydınlatma yapmadan müdahaleyi gerçekleştirdiği için kusurlu kabul edilmektedir.

Komplikasyon yönetim ise hekimin komplikasyonlara hazırlıklı olması ile ilgilidir. Hekimin olası komplikasyonlar konusunda tıbbi işlem öncesi tedbirli olması, gerekli ekipmanları hazırlaması, komplikasyonun meydana gelmesi halinde bunu önleyecek ya da etkisini azaltacak uygun işlem ve müdahaleleri gerçekleştirmiş olması komplikasyon yönetiminin unsurlarıdır. Hekim gerekli tedbirleri almadığı ve komplikasyonun verdiği zararı önleyebilecekken önleyemediği ya da artmasına sebebiyet vermediği takdirde yine mahkeme tarafından kusurlu kabul edilebilecektir.

MALPRAKTİSTE KAMU GÖREVLİSİ KAVRAMI

TCK ve CMK uygulamasına göre “kamu görevi” yapan kişiler memur sayılırken, “kamu hizmeti” yapanlar memur sayılmamaktadır. Bu doğrultuda bakanlıklar, il özel idareleri, belediye, köy ve tüzel kişilerine bağlı hastaneler ve sağlık ocaklarında çalışan hekimler ve diğer sağlık çalışanları memurdurlar. Kamu iktisadi teşebbüsleri ve kamu özerk kuruluşlarında çalışanlar da memur sayılırlar fakat muhakeme bakımından memur sayılmazlar, yalnızca özel kanunlarında yazılı rüşvet, zimmet ve irtikap gibi suçlarda memur sayılmaktadırlar.

Serbest çalışan doktorlar ve diş hekimleri ise ceza kanunu uygulamasında memur sayılmazlar; ancak serbest meslek sahibi olarak kendi faaliyetleri devam ederken, geçici olarak devletin ve kurumların sağlık hizmetinde, salgın hastalıklar sırasında ya da aşı kampanyasında çalışan serbest doktor veya diş hekimi bu görevleri sırasında işledikleri suçlardan dolayı ceza kanunu uygulamasında memur sayılırlar.

MALPRAKTİS NEDENİYLE CEZA DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Malpraktis nedeniyle ceza davasında görevli mahkeme yer asliye ceza mahkemesidir. Malpraktis nedeniyle ceza davasında yetkili mahkeme suçun işlendiği yer mahkemesidir.

MALPAKTİS NEDENİYLE CEZA DAVASINDA HASTANENİN SORUMLULUĞU

Hukukumuzda, hastanelerin genel denetim ve gözetimleri T.C. Sağlık Bakanlığı’na verilmiştir. Devlet hastaneleri kuralları çerçevesinde kendi iç düzen ve anlayışlarıyla yönetilmektedir. TCK ve “Kabahatler Kanunu” kapsamında kamu hukuku tüzel kişilerinin cezai sorumlulukları ve kamu tüzel kişilerine cezai yaptırım ve güvenlik tedbirleri uygulanması kabul edilmemektedir. Bu nedenle malpraktis nedeniyle ceza davasında hastanenin cezai sorumluluğu doğmamaktadır. Ancak bu durum hastaların tazminat taleplerinde bulunmasına engel değildir. Kamu hastenesine açılacak tazminat talepleri Devlet’e karşı açılmalıdır.

MALPRAKTİS NEDENİYLE CEZA DAVASI VE YAPTIRIMLARI

Hekı̇mı̇n Cezaı̇ Sorumluluğu Sonucu Taksı̇rle Yaralama Cezası

Doktorun cezai sorumluluğunun doğması için fiilin en azından taksirle yaralama kapsamına girmesi şarttır. Taksirle yaralama 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 89’da yer almaktadır. Maddenin birinci fıkrasında suçun basit hali ve diğer fıkralarda ise suçun nitelikli halleri yer almaktadır. Doktorun hatalı tedavisi (malpraktis) sonucunda hastanın yaralanması durumunda taksirle yaralama suçu oluşacaktır.

Taksirle yaralama suçunun basit halinin cezası üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Birinci fıkra kapsamında doktorun hatalı tedavi (malpraktis) uygulaması sonucunda hekimin cezai sorumluluğu oluşacaktır. Fiilin bilinçli taksirle işlenmesi halinde ceza miktarı üçte birinden yarısına kadar artacaktır.

Hekı̇mı̇n Cezaı̇ Sorumluluğu Sonucu Taksı̇rle Yaralama Nı̇telı̇klı̇ Haller

TCK madde 89/2’de ise taksirle yaralama suçunun birinci derece nitelikli halleri yer almaktadır. Doktor hatası sonucunda bu fıkrada belirtilenlerin gerçekleşmesi halinde ceza yarı oranında artacaktır.

Taksirle yaralamanın birinci derece nitelikleri halleri şunlardır;

  1. a) Hastanın bir duyusu veya organının fonksiyonunun devamlı olarak azalması,
  2. b) Hastanın kemiğinin kırılması
  3. c) Hastanın konuşmasının devamlı olarak zorlaşması,
  4. d) Hastanın yüzünde sabit bir iz kalması,
  5. e) Hastanın hayatının tehlikeye girmesi,
  6. f) Hamile kadının çocuğunu erken doğurmasına neden olması

Maddenin üçüncü fıkrasında ise taksirle yaralama suçunun ikinci derece nitelikli halleri yer almaktadır. Bu durumda doktorun cezası bir kat artacaktır Taksirle yaralamanın ikinci derece nitelikleri halleri ise şunlardır;

  1. a) Hastanın iyileşmesi mümkün olmayan hastalığa yakalanması veya bitkisel hayata girmesi,
  2. b) Hastanın bir duyusu veya organının fonksiyonunu tamamen kaybetmesi,
  3. c) Hastanın konuşma veya çocuk sahibi olma kabiliyetlerini kaybetmesi,
  4. d) Hastanın yüzünde sürekli değişiklik olması,
  5. e) Haile kadının çocuğunun düşmesine neden olması.

Maddenin dördüncü fıkrasında taksirle yaralamanın birden fazla kişiye karşı gerçekleşme hali yer almaktadır. Bu durumda doktor hatası halinde doktorun cezası altı aydan üç yıla kadar hapis cezasıdır.

Maddenin sonuncu ve beşinci fıkrasında ise suçun şikayete bağlı olduğu açıklanmaktadır. Bu maddeye göre doktorun ceza alabilmesi için mağdurun veya mağdurların şikayette bulunması gerekmektedir. Aksi halde doktorun ceza alması mümkün değildir.

Hekı̇mı̇n Cezaı̇ Sorumluluğu Sonucu Taksı̇rle Öldürme Cezası

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 85 taksirle öldürme suçu ile ilgili hapis cezasını belirlemektedir. Doktor hatası sonucunda gerçekleşen ölümler için doktorun cezai sorumluluğu bu maddeye göre belirlenmektedir. Maddenin birinci fıkrasında taksirle öldürmenin basit hali yer almaktadır. Bu hükme göre taksirle öldürme fiili için doktor üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası almaktadır.

Maddenin ikinci fıkrasında ise taksirle öldürmenin nitelikli hali yer almaktadır. Buna göre doktorun birden fazla kişinin ölümüne sebep olması halinde cezası üç yıldan on beş yıla kadar değişecektir. Ceza mahkemesi doktora cezayı verirken mağdur sayısını dikkate alacaktır.

MALPRAKTİS CEZA DAVASININ TAZMİNAT DAVASINA ETKİSİ

Haksız fiiller hakkında hem ceza davası ve hem hukuk davası açılmışsa, ayrı ayrı verilen kararların birbirlerini ne ölçüde etkileyeceği duruma göre değişmektedir.

Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine etkisi TBK.m.74’de düzenlenmiş olup haksız eylemden doğan tazminat davalarından bahsedilmektedir.

TBK. 74.maddesine göre de:
“Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.”

Görüldüğü gibi, yasa hükmü ile hukuk hâkimi, ceza mahkemesi kararları karşısında bağımsız kılınmış; ceza mahkemesince haksız eylemin suç niteliği saptanmamışsa, hukuk hakimine bunu kendiliğinden ve özgürce araştırma ve sonucuna göre karar verme yetkisi tanınmıştır.

Eğer suçun işlendiğine veya işlenmediğine ilişkin ceza mahkemesinin kesin bir kararı varsa, hukuk hakimi bu karara uymak zorundadır. Kesin bir karar yoksa veya kanıt yetersizliği nedeniyle ya da suç kastı bulunmadığı gerekçesi ile beraat kararı verilmişse, hukuk hakimi, haksız eylemin suç niteliğini doğrudan araştıracaktır.

TBK.74 maddesine göre hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kusura ve zarar tutarına ilişkin kararlarıyla bağlı değil ise de, ceza davasının bazı kararlarını ”kesin kanıt” olarak dikkate almak zorundadır. Ayrıca, ceza davasında toplanan kanıtlar, özellikle eylemin hukuka aykırılığını ve nedensellik bağını saptayan maddi olgular hukuk hakimini bağlayacaktır.

Ceza mahkemesi kararlarının Hukuk mahkemesinde “kesin kanıt” sayılacağına ilişkin durumlar şunlardır:

1- Kesin mahkumiyet kararları,
2- Suçun sanık tarafından işlenmediğine ilişkin kesin aklama kararları,
3- Eylemin hukuka aykırılığını ve nedensellik bağını saptayan maddi olgular.

MALPRAKTİS CEZA DAVASI ZAMANAŞIMI

Malpraktis ceza davasında taksirle yaralama suçunun soruşturulması halinde suç şikâyete bağlıdır. Şikâyet süresi, suçun işlenmesinden ve failin öğrenilmesinden itibaren 6 aydır. Ancak suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz, savcılık tarafından re’sen soruşturulur. Taksirle yaralama suçu için dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.

HARBİYE HUKUK BÜROSU MALPRAKTİS CEZA DAVASI HİZMETLERİMİZ

Ceza yargılamaları gerçekten de karmaşık ve teknik detaylarla dolu bir süreçtir. Avukatların bu süreçteki rolü, müvekkillerinin haklarını korumak ve adil bir yargılanma sürecinin sağlanmasında kritik öneme sahiptir.

Harbiye Hukuk Bürosu olarak Ceza Hukuku alanında uzman avukat kadromuzla sunduğumuz hizmetler, müvekkillerin haklarını etkin bir şekilde savunmalarına olanak tanıyacak şekilde tasarlanmış olup yargılama sürecinin her aşamasında müvekkillere rehberlik ederek, onların haklarını en iyi şekilde temsil eder.

SIKÇA SORULAN SORULAR

Malpraktis Hangi Suç Kapsamındadır?

Malpraktis taksirle yaralama suçu kapsamındadır.

Malpraktis Örnekleri Nelerdir?

  • Hastaya yanlış ilaç verilmesi,
  • Cerrahi müdahalede hastanın vücudunda yabancı cisim unutulması,
  • Tedavinin hatalı uygulanması,
  • Tedavi edilecek uzvun karıştırılmasıtıbbi malpraktis örnekleridir.

Doktor Soruşturma İzni Nereden Alınır?

Doktor soruşturma izni Mesleki Sorumluluk Kurulu’ndan alınır.

Doktor Hakkında Soruşturma İznini Kim Verir?

Doktor hakkında soruşturma iznini Mesleki Sorumluluk Kurulu verir.

Soruşturma İzni Alınmadan Dava Açılırsa Ne Olur?

Soruşturma izni alınmadan dava açılması hukuken mümkün değildir. Bu nedenle mahkeme davayı reddeder.

Soruşturma İzni Verilmemesi Halinde Ne Olur?

Malpraktis nedeniyle yürütülen ceza soruşturması için eğer yetkili merci tarafından soruşturma izni verilmemesi kararı verilir ise 10 günlük süre içerisinde üst merciye Bölge İdare Mahkemesi (birtakım hallerde Danıştay) nezdinde soruşturma izni verilmemesi kararına itiraz etmek mümkündür.

Kimler Malpraktis Davası Açabilir?

Malpraktis davasını kural olarak hasta açar. Hasta eğer küçük veya kısıtlı ise onun adına yasal temsilcisi bu davayı açabilir. Hastanın ölmesi halinde bu davayı mirasçıları açabilir.

Malpraktis Haksız Fiil Midir?

Malpraktis doktorun hukuka aykırı davranışı nedeniyle hastaya zarar vermesine denir. bu nedenle malpraktis haksız fiildir.

Malpraktis Nereye Şikayet Edilir?

Malpraktis cumhuriyet savcılığına şikayet edilir.

Malpraktis Nedeniyle Doktora Verilebilecek Cezalar Nelerdir?

Malpraktis nedeniyle doktora hapis cezası veya adli para cezası verilebilir.

Malpraktis Cezası Ne Kadar?

Kanunda malpraktisin basit hali için öngörülen ceza miktarı, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Suçun nitelikli hallerinin gerçekleşmesi durumunda ceza artacaktır.

Malpraktis Davası Sicile İşler Mi?

Malpraktis davası sicile işler. Malpraktis davası ancak hükmün açıklanmasının geri bıraklıması kararı verilmesi durumunda sicile işlemez.

Malpraktis Ceza Davaları Kaç Yıl Sürer?

Malpraktis davasının süresi, davanın karmaşıklığına, delil durumuna ve mahkemenin iş yüküne göre değişebilir. Bu nedenle net bir tarih vermek mümkün değildir.

Malpraktis Ceza Davası Avukatlık Ücreti Ne Kadardır?

2024 yılı itibariyle malpraktis ceza davası asgari avukatlık ücreti 17.900 TL’dir

MALPRAKTİS NEDENİYLE SAVCILIK ŞİKAYET DİLEKÇE ÖRNEĞİ

…………………….. CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

 

ŞİKÂYET EDEN                          : Adı ve Soyadı (T.C. Kimlik No)

Adres

ŞÜPHELİ                                    : Adı, Soyadı

Adresi

Cep Telefonu:. … … .. ..

SUÇ KONUSU                            :

SUÇ TARİHİ                                : …/…/…

AÇIKLAMALAR                          :

HUKUKİ NEDENLER          : TCK. ve ilgili mevzuat.

DELİLLER                           : Telefon mesajı, tanık beyanı ve her tür delil.

SONUÇ VE İSTEM             : Tüm bu nedenlerle yanlış teşhis ve tedavi yaparak mağduriyete neden olan şüphelilerin cezalandırılmaları için gerekli soruşturmanın yapılarak kamu davası açılmasını vekaleten arz ve talep ederim.

Adı ve Soyadı
İmza

 

DİLARA GÜL ERBAŞ

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak Gerekli alanlar işaretlendi *

Yorum Yap