Devlet memurluğundan çıkarma cezasının iptaline ilişkin emsal kararlara ilişkin makalemizi okumadan önce devlet memurlarına verilecek disiplin cezalarından devlet memurluğundan çıkarma cezasına ilişkin yazımıza buradan ulaşabilirsiniz. Bu yazımızda itiraz ve dava dosyalarınıza sunabileceğiniz devlet memurluğundan çıkarma cezasının iptaline ilişkin emsal Danıştay kararlarını değerlendirmelerinize sunuyoruz.

Son savunma alınmaması nedeniyle devlet memurluğundan çıkarma cezasının iptaline ilişkin Danıştay 12. Daire Başkanlığının 2018/1788 E., 2022/2707 K. Sayılı emsal kararı

DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇIKARMA CEZASININ İPTALİNE İLİŞKİN YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Mersin İli, Toroslar İlçesi, … Anadolu Lisesinde öğretmen olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (b) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Millî Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun … tarih ve … sayılı işleminin iptali ve yoksun kaldığı parasal hakların yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:

… İdare Mahkemesinin … tarih ve E: K:… sayılı kararıyla; disiplin soruşturma raporu ve davacının Twitter hesabı üzerinden yapılan paylaşımların birlikte değerlendirilmesinden, “Devlet benim annemi sokak ortasında vurup cesedini 7 gün bekletse dağa çıkmayı bırak o dağı devletin …. Sokarım”, “… abiyi PKK vurmuş, … abiyi de Ermeniler vurmuştu. Çok zalimsin be T.C”, “…’liler devletin ölüme terk ettiği askerleri taşıdı. Kim terörist çok belli değil mi?”, “… ve TSK’nın ölüme terk ettiği askerleri kurşun sıktığı …’liler kurtarıyor”, ” T.C.’nin tasdikli maşası …..”, “…, … barajı geçmesin diye 8 askeri feda etti”, “bu çocuğu bu hale sokan devlet hükmünü ve hükümetini yitirmiştir”, “T.C. tarihindeki tüm alevi katliamlarında ya iktidar, ya da iktidar ortağı olan …’nin milletvekili olarak bu soruları sorman ironik?” şeklindeki paylaşımlarının ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı, milli güvenlik ve kamu düzenini ihlal edici, PKK terör örgütünü övücü ve destekler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile güvenlik güçlerine yönelik hakaret içerir nitelikte olduğu görüldüğünden, davacının eylemine uygun olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:

… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Sosyal medya paylaşımlarının soruşturma konusu edilmesinin özel hayata müdahale olduğu, paylaştığı tweetlerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, eylemin sabit olduğu kabul edilse bile 657 sayılı Kanun’un 125/D-(ı) maddesinde belirtilen “Görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı yapmak, kişilerin yarar veya zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak” fiili kapsamında değerlendirilebileceği, hakkında açılmış bir ceza davası bulunmadığı, dava konusu işlemle suç ve ceza arasındaki ölçülülük ilkesinin, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin ihlal edildiği, verilen cezanın fiil ile orantısız olduğu ileri sürülerek devlet memurluğundan çıkarma cezasının iptali talep edilmiştir.

DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇIKARMA CEZASININ İPTALİNE İLİŞKİN İNCELEME VE GEREKÇE:

Davacı, Mersin İli, Toroslar İlçesi, … Anadolu Lisesinde öğretmen olarak görev yapmaktadır.
Twitter hesabında yaptığı birtakım paylaşımlar nedeniyle, Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet güçlerinin bölücü terör örgütleri ile yaptığı mücadele aleyhine, terör örgütlerini destekleyen, öven, Devleti zalim, katil, terörist gösteren ve hükümet ve Cumhurbaşkanı aleyhine sosyal medya üzerinden tweetler attığı ve atılan tweetleri retweet ederek beğenip, onaylayıp paylaşımlarda bulunduğu iddialarının araştırılması için başlatılan disiplin soruşturması sonucunda, Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun … tarih ve … sayılı işlemiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/E-(b) maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmıştır. Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (b) alt bendinde, “Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek” devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.

657 sayılı Kanun’un 129. maddesinde, ”Yüksek disiplin kurulları kendilerine intikal eden dosyaların incelenmesinde, gerekli gördükleri takdirde, ilgilinin özlük dosyasını ve her nevi evrakı incelemeye, ilgili kurumlardan bilgi almaya, yeminli tanık ve bilirkişi dinlemeye veya niyabetten dinletmeye, mahallen keşif yapmaya veya yaptırmaya yetkilidirler. Hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memur, soruşturma evrakını incelemeye, tanık dinletmeye, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahiptir.”; 130. maddesinde ise, “Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez. Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan memur, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır.” hükümlerine yer verilmiştir.

DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇIKARMA CEZASININ İPTALİNE İLİŞKİN HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Anayasa’nın 129. maddesinin 2. fıkrasında, memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemeyeceği hükme bağlanmıştır.
Anılan Anayasa hükmünün gerekçesinde, “yapılacak disiplin kovuşturmalarında ve disiplin cezası uygulamasında ilgiliye isnat olunan hususun bildirilmesi, dinlenilmesi, savunmasını yapma imkanı tanınması bu madde ile güvence altına alınmaktadır” ifadelerine yer verilerek, disiplin cezaları ile ilgili olarak Anayasal güvenceye bağlanan savunma hakkının içeriği belirtilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 130. maddesinde diğer cezalar bakımından memura sadece 7 günden az olmamak üzere savunma hakkı tanınmışken memuriyetten çıkarma cezası açısından 129. maddeyle, soruşturma ile ilgili evrakın incelenmesinden veya vekili vasıtasıyla sözlü savunma yapılmasına kadar, 130. maddeden farklı olarak geniş bir savunma hakkı tanınmış bulunmaktadır. Yasa koyucu ilgili açısından en ağır sonuçları doğuran Devlet memurluğundan çıkarma cezasının verilmesinde, bu şekilde bir savunma hakkının tanınmasını memur statüsü açısından önemli bir güvence olarak öngörmüştür.
Anayasa hükmü ve 657 sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen maddelerinin birlikte değerlendirilmesinden; Devlet memurunun veya diğer kamu görevlilerinin görevine son verilmesi sonucunu doğuran disiplin cezalarının verilebilmesi için, söz konusu disiplin cezalarını vermeye yetkili merciiler tarafından, ilgili kamu görevlisinin hakkındaki iddiaları, bu iddiaların dayandığı delilleri, üzerine atılı fillerin hukuki nitelendirmesini ve önerilen disiplin cezasını öğrenmesi sağlanarak, savunma yapmasına imkan tanınmasının hukuken zorunlu olduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda; Yüksek Disiplin Kurulunca, Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması teklif edilen ilgiliye 657 sayılı Kanun’un 129. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak son savunma hakkı tanınması gerektiği açık olup, uyuşmazlık konusu olayda, hakkında Devlet memurluğundan çıkarma cezası teklif edilen davacı hakkında Yüksek Disiplin Kurulunca 657 sayılı Kanun’un 129. maddesine göre son savunması alınmadan tesis edildiği görülen Devlet memurluğundan çıkarma cezasının iptali gerekirken, bu hususu göz ardı etmek suretiyle işin esasına girerek davanın reddine karar veren İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, Dairemizin bu kararı uyarınca, son savunma hakkı tanındıktan sonra davacı hakkında idare tarafından yeniden işlem tesis edilebileceği de açıktır.

DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇIKARMA CEZASININ İPTALİNE İLİŞKİN KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

  1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
  2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,

Yüksek Disiplin Kurulunun yönetmeliğe aykırı şekilde oluşturulması nedeniyle devlet memurluğundan çıkarma cezasının iptaline ilişkin Danıştay 12. Daire Başkanlığının 2019/2772 E., 2022/2408 K. Sayılı kararı

DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇIKARMA CEZASININ İPTALİNE İLİŞKİN YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: … Kurumu Başkanlığı Yönetim Hizmetleri Başkanlığı Muhasebe Biriminde idari hizmet yetkilisi olarak görev yapan davacı tarafından, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezasına ilişkin işlemin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:

 … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; bakılan davada, davalı idarece … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı ve … tarih ve … sayılı yazıların, disiplin amirinin davacının Devlet memurluğundan çıkarılması yönünde teklifini içerdiği iddia edilmekte ise de, anılan yazıların bu yönde bir teklif içermediği, aksine bu yazıların toplantı bildirimi, raportör ve toplantıya katılacak kıdemli üyenin belirlenmesine dair bilgileri içerdiği, öte yandan; dava konusu … tarih ve … sayılı Rekabet Kurumu Yüksek Disiplin Kurulu Kararı incelendiğinde, Rekabet Kurumu Disiplin Amirleri Yönetmeliğin 5. maddesinin atfı gereği Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmeliği’ ne aykırı şekilde ”Hukuk Müşaviri” sıfatını haiz üye olmadan Yüksek Disiplin Kurulu’nun teşekkül ettiği; ayrıca, Yüksek Disiplin Kurulu’nun 5 kişiden oluşması gerekirken 4 kişiden teşekkül ettiği görüldüğünden dava konusu idari işlemin şekil unsuru bakımından sakat olduğu sonucuna varıldığı, öte yandan; davacı tarafın hakkaniyet gereği, hakkında alt ceza uygulanması gerektiği ve savunma hakkının kısıtlandığı yönündeki iddialarına gelince; savunma hakkının kısıtlandığına dair herhangi bir bilgi ve belgenin olmadığı, keza disiplin soruşturması kapsamında ifadesi alınan her tanığın davacı huzurunda dinlenilmesi gerektiğine dair bir düzenleme bulunmadığı açık olup bu yöndeki iddiaya itibar edilmediği, alt ceza hususunda ise; davacının geçmiş sicilinin olumlu olduğu ve suçunu ikrar ederek zarara neden olan paranın davalı idare hesabına yatırılarak pişmanlık gösterildiği anlaşılmakta ise de, alt ceza uygulamasının usulüne uygun şekilde oluşturulmuş yüksek disiplin kurulunun takdirinde olduğu, dava konusu işlemin eksik ve yanlış üye ile tesis edilmiş olması nedeniyle şekil yönünden sakat bulunması nedeniyle bu iddianın değerlendirilmesine gerek olmadığının açık olduğu; bu durumda, gerek dava dosyasındaki bilgi ve belgelerden gerekse davacının ikrarı uyarınca davacının üzerine atılı eylemi gerçekleştirdiği yönünde kanaat oluşmakla birlikte disiplin amirinin ”Devlet memurluğundan çıkarma” cezası yönünde teklifinin olmaması ve Yüksek Disiplin Kurulu’nun, Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmeliğine uygun şekilde teşekkül etmemesi karşısında davacı hakkında tesis edilen işlemin şekil unsuru yönünden sakat olduğu anlaşıldığından, davacının 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, öte yandan; Anayasanın 125. maddesinin son fıkrası gereğince, idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğundan, hukuka aykırı olduğuna karar verilen dava konusu işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı aylık haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu Devlet memurluğundan çıkarma cezasının iptaline, bu işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal haklarının yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:

… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; dava konusu olayda, Kurum Başkanının davacının atamaya yetkili amiri olması sebebiyle söz konusu yönetmeliğin yukarıda belirtilen 6. maddesi uyarınca toplantıya katılamadığı, ancak Yüksek Disiplin Kurulunun en kıdemli üyesi olması nedeniyle Baş Hukuk Müşavirliğine vekalet eden …’yü Kurul toplantılarına Başkanlık etmek üzere görevlendirdiğinin, (ayrıca Başkan Yardımcısı …’nün Başkanlık Makamının … tarih ve … sayılı Olur’u ile 17/07/2017 – 14/12/2017 tarihlerinde Baş Hukuk Müşaviri olarak vekâleten görevlendirildiği ve Rekabet Kurulu’nun Baş Hukuk Müşavirliğine asaleten atama yaptığı tarihe kadar fiilen Baş Hukuk Müşavirliğine vekâlet ettiği) anlaşıldığı, Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesindeki, ‘yönetmeliğin 6. maddesindeki sebeplerle toplantılara katılamayan üyelerin toplantı yeter sayısının tespitinde göz önünde bulundurulmayacağına’ ilişkin düzenleme dikkate alındığında, Yüksek Disiplin Kurulunun dört üye ile toplanmasında usul ve Kanuna aykırılık bulunmadığı; nitekim, bu sebeplerden kaynaklı olarak Yüksek Disiplin Kurulunun dört üyeden de oluşabileceği ve oylama sonucu oylarda eşitlik olabileceği öngörülerek oylarda eşitlik halinde yine Yönetmelik uyarınca Başkanın tarafının oyunun üstün tutulacağına ilişkin düzenlemeye yer verildiği anlaşılmakla, dava konusu uyuşmazlığa konu Yüksek Disiplin Kurulunun yasal mevzuat çerçevesinde usulüne uygun toplandığı sonucuna varıldığı; öte yandan, disiplin amirinin … tarih ve … sayılı yazısında; Devlet memurluğundan çıkarma cezasına yönelik isteğinin (teklif) bulunduğu görüldüğünden, İdare Mahkemesinin; anılan yazıların disiplin amirinin davacının Devlet memurluğundan çıkarılması yönünde teklifini içermediğine ilişkin gerekçesinde de hukuki isabet bulunmadığı, dava dosyasındaki bilgi ve belgelerden, davacının kuruma ait parayı sahte evrak tanzim ederek zimmetine geçirdiği ve bu durumun kendisi tarafından da ikrar edildiği, dolayısıyla gerçekleşen eylemin memurluk sıfatı ile bağdaşmadığı anlaşıldığından ve dava konusu işlem usul ve hukuka uygun bulunduğundan, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen Mahkeme kararında hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle, davacının söz konusu kararın gerekçesinin düzeltilerek onanmasına ilişkin istinaf isteminin süre aşımı yönünden reddine, davalı idarenin istinaf isteminin kabulüne … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, ‘nün Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun olduğu, Rekabet Kurumu Başkan Yardımcısı olduğu, hukuk müşavirliği kadrosuna hukuk fakültesi mezunu olması gerektiği, hukuk müşaviri üye olmadan kurul teşekkül ettiği, 5 kişi olması gerekirken 4 kişi ile toplanıldığı, başkan ve üyelik aynı kişide birleşilemeyeceği, ceza davasının derdest olduğu ileri sürülerek Devlet memurluğundan çıkarma cezasının iptali istenilmektedir.

DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇIKARMA CEZASININ İPTALİNE İLİŞKİN İNCELEME VE GEREKÇE:

Dosyanın incelenmesinden; 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 39. maddesinde belirtilen gelir türünden “Yeni kurulacak olan anonim ve limited şirket statüsündeki tüm ortaklıkların sermayelerinin ve sermaye artırımı halinde artan kısmın on binde dördü nispetinde yapılacak ödemeler” kapsamında ilgili şirketler tarafından yatırılan tutarların takibi, kayıtlara alınması ve iade işlemlerinin Yönetim Hizmetleri Dairesi Başkanlığı muhasebe birimi tarafından yapıldığı, davacının da bu birimde idari hizmet yetkilisi olarak görev yaptığı, Rekabet Kurumu tarafından şirketlere yapılan iade işlemlerinde kullanılan belgeler üzerinde yapılan araştırmalar neticesinde davacı hakkında disiplin soruşturması başlatıldığı, soruşturma sonrası düzenlenen soruşturma raporunda; davacının 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 39. maddesi kapsamında ilgili şirketler tarafından yapılan on binde dört ödeme işlemleri sonrasında Kurum tarafından ilgili şirkete yapılan iade işleminde kullanılan Olur ve muhasebe işlem fişi dayanak belgelerini sahte olarak düzenleyerek resmi evrakın gerçekliğine zarar verdiği, söz konusu sahte belgeleri ve eklerini hile ve aldatmaya yönelik kullanarak 32 sayılı gönderme emri ayrıntı listesi kontrol dökümü belgesinin düzenlenmesini sağladığı ve bu belge üzerinde banka tarafından asıl hak sahibine değil farklı bir şahsa ödeme yapılmasını mümkün kılacak şekilde tahrifat yaparak …isimli şahsa 51.214,00- TL. aktarılmasını ve daha sonra bu tutar üzerinden kendisine 26.214,00- TL. aktarılmasını sağladığı, böylece kendisine ve başkasına haksız kazanç sağlayarak kurum zararına dolandırıcılık ve sahtecilik eylemini gerçekleştirdiği, görevden uzaklaştırılmasını müteakip eyleminden pişmanlık duyarak … İnşaatçılık ve Turizm Hayvancılık San.ve Tic. Ltd. adına şirket kuruluş işleminin gerçekleşmemesi gerekçesiyle 31/03/2017 tarihinde davalı idarenin … Bankası nezdinde bulunan hesabına 76.300,00- TL yatırdığı ve suçunu ikrar ettiği belirtilerek, 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezasının teklif edildiği; ayrıca, zimmet ve zimmete teşebbüs suçundan açılan kamu davasının … Ağır Ceza Mahkemesinde derdest olduğu, getirilen teklif doğrultusunda davacının memurluk sıfatıyla bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak fiilinden dolayı Rekabet Kurumu Yüksek Disiplin Kurulunun … tarih ve … sayılı işlemi ile 657 sayılı Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezasının iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinde; “Memurluk sıfat ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” fiili, Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında yer almıştır.

Aynı Kanun’un “Disiplin cezası vermeye yetkili amir ve kurullar” başlıklı 126. maddesinde; “Uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezaları disiplin amirleri tarafından; kademe ilerlemesinin durdurulması cezası, memurun bağlı olduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı alındıktan sonra, atamaya yetkili amirler il disiplin kurullarının kararlarına dayanan hallerde Valiler tarafından verilir.

Devlet memurluğundan çıkarma cezası amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu kararı ile verilir.” hükmü yer almaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Disiplin kurulları ve disiplin amirleri” başlıklı 134 üncü maddesinde,” Disiplin ve soruşturma işlerinde kanunlarla verilen görevleri yapmak üzere Kurum merkezinde bir Yüksek Disiplin Kurulu ile her ilde, bölge esasına göre çalışan kuruluşlarda bölge merkezinde ve kurum merkezinde ayrıca Milli Eğitim müdürlüklerinde birer Disiplin Kurulu bulunur.

Bu kurulların kuruluş, üyelerinin görev süresi, görüşme ve karar usulü, hangi memurlar hakkında karar verebilecekleri ve disiplin amirlerinin tayin ve tespitinde uygulanacak esaslar ile bunların yetki ve sorumlulukları gibi hususlar Cumhurbaşkanınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmüne yer verilmiştir.

657 sayılı Kanunun 134. maddesiyle verilen yetki uyarınca Cumhurbaşkanlığınca hazırlanan ve 30/04/2021 tarih ve 31470 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan “Devlet Memurları Disiplin Yönetmeliği”, yayımı tarihi olan 30/04/2021 tarihi itibariyle yürürlüğe konulmuştur.
Anılan Yönetmeliğin 42. maddesiyle, 17/09/1982 tarih ve 8/5336 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan “Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik” yürürlükten kaldırılmıştır.

Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan ve 657 sayılı Kanunun 134 üncü maddesiyle verilen yetki uyarınca 17/09/1982 tarih ve 8/5336 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilen “Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik”, 24/10/1982 tarih ve 17848 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulmuştur.
Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmeliğin “Amaç” başlıklı 1. maddesinde; “Bu Yönetmelik, Disiplin ve Yüksek Disiplin Kurullarının kuruluş, üyelerinin görev süresi, görüşme ve karar usulü ile hangi memurlar hakkında karar verebileceklerini ve disiplin amirlerinin tayin ve tespitinde uygulanacak esasları, bunların yetki ve sorumluluklarını düzenlemek amacıyla hazırlanmıştır.” hükmüne; “Kurulların kuruluşuna ilişkin esaslar” başlıklı 4. maddesinde; “Başbakanlık ile Bakanlıkların ve bunlara bağlı Müsteşarlık, Genel Müdürlük ve Başkanlıkların Kurum Merkezindeki Disiplin Kurulları ve Yüksek Disiplin Kurulları aşağıda belirtilen esaslara uymak kaydıyla kurumlarınca kurulur.

  1. a) Kurulların başkan ve üyeleri Bakan onayı ile görevlendirilir.
  2. b) Kurullar bir başkan ve dört üye olmak üzere beş kişiden oluşur.
  3. c) Disiplin Kurullarının başkanlıklarına Başbakanlık ve Bakanlıklarda Müsteşar Yardımcıları, diğer kurumlarda kurumların başında bulunan Müsteşar, Genel Müdür ve Başkanların yardımcıları, üyeliklerine ise kurumların üstlendikleri ana görevlerle doğrudan ilgili birim veya birimler ile Hukuk, Personel, Teftiş veya tetkik hizmetlerini yürüten birimlerin başında bulunan memurların yardımcıları arasından görevlendirme yapılır.
  4. d) Yüksek Disiplin Kurullarının başkanlıklarında Başbakanlık ve Bakanlıklarda Müsteşar veya Müsteşar Yardımcıları, Diyanet İşleri Başkanlığında Başkan veya Başkan Yardımcısı, diğer kurumlarda bu kurumların başında bulunan Müsteşar, Genel Müdür ve Başkanlar, üyeliklerinde (c) fıkrasında belirtilen hizmet birimlerinin başında bulunan memurlar görevlendirilir. Ancak, İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kuruluna Emniyet Genel Müdürü veya İçişleri Bakanının uygun gördüğü Emniyet Genel Müdür Yardımcısı da görevlendirilebilir.
    Yüksek Disiplin Kurulu ve Disiplin Kurulu başkan ya da üyeliği aynı kişide birleşmez.
    Hakkında disiplin soruşturması yürütülen Devlet memurunun üyesi olduğu sendikanın temsilcisi de bu maddede belirtilen disiplin ve yüksek disiplin kurullarında yer alır. Her bir disiplin ve yüksek disiplin kurulunda görevlendirilen temsilci ilgili sendika tarafından önceden bildirilir. Bu şekilde üyesi çift sayıya ulaşan kurullarda oyların eşitliği halinde başkanın bulunduğu tarafın kararına itibar edilir.

(c) ve (d) fıkraları uyarınca kurulların üyeliklerine yapılacak görevlendirme esnasında ana görevleri ile ilgili birim veya birimler için bir, yukarıda sayılan diğer birimlerin her biri için bir üye belirlenmesi zorunludur.

Personel, Hukuk, Teftiş veya Tetkik hizmetlerini yürüten birimlerden bir veya birkaçı bulunmayan kurumların Disiplin ve Yüksek Disiplin Kurulu üyeliklerine ana görevlerle doğrudan ilişkili birimlerden, (c) ve (d) fıkralarında belirtilen esaslara uyulmak kaydıyla görevlendirme yapılır.” hükmüne yer verilmiştir.

Dava konusu olay ve işlem tarihinde yürürlükte olan ve 07/03/2007 tarih ve 26455 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulun “Rekabet Kurumu Disiplin Amirleri Yönetmeliği’nin” 3.maddesinde, “Bu Yönetmelik, 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 124 üncü maddesi ve 17/9/1982 tarihli ve 8/5336 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmeliğin 16. maddesi hükümlerine dayanılarak hazırlanmıştır.” düzenlemesine; “Disipline ilişkin usul ve esaslar bakımından uygulanacak mevzuat” başlıklı 5. maddesinde ise, “Disipline ilişkin usul ve esaslar bakımından, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 17/9/1982 tarihli 8/5336 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik hükümleri uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.

DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇIKARMA CEZASININ İPTALİNE İLİŞKİN HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Bakılan uyuşmazlıkta uygulanacak kural ve mevzuat, 07/03/2007 tarih ve 26455 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulun “Rekabet Kurumu Disiplin Amirleri Yönetmeliği’nin 5.maddesiyle yapılan atıf uyarınca, dava konusu olay ve işlem tarihinde yürürlükte bulunan ve 24/10/1982 tarih ve 17848 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik hükümleri olduğu açıktır.

Yukarıda açık metinlerine yer verilen Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca, Yüksek Disiplin Kurulu’nun bir başkan ve dört üye olmak üzere beş kişiden oluşacağı, Kurulda başkan ya da üyeliğin aynı kişide birleşmeyeceği de açıktır.

Uyuşmazlık konusu olayda davacının Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Rekabet Kurumu Yüksek Disiplin Kurulunun … tarih ve … sayılı Kararı incelendiğinde; ”Hukuk Müşaviri” sıfatını haiz olan ve Kurulda Başkan olarak görevlendirilen …’nün Kurula hem Başkan, hem de üye olarak katılmak suretiyle Yüksek Disiplin Kurulu’nun teşekkül ettiği ve bu şekilde Yüksek Disiplin Kurulunda “Başkan ya da üyeliğin aynı kişide birleşmeyeceğine ilişkin Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik hükümlerine aykırı davranıldığı; bir başka ifadeyle, Yüksek Disiplin Kuruluna katılan üyenin hem Başkan, hem de üye sıfatıyla oy kullanamayacağı açık olduğundan; ayrıca, Yüksek Disiplin Kurulu’nun 5 kişiden oluşması gerekirken, 4 kişiden oluştuğu da görüldüğünden iptali istenen işlemin şekil unsuru yönünden hukuka ve mevzuata uygun olmadığı sonucuna ulaşıldığından, Devlet memurluğundan çıkarma cezasının iptali gerekeceğinden dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.

Bu duruma göre, Devlet memurluğundan çıkarma cezasının iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kalınan aylık haklarının yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine dair … İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:, K:… sayılı kararın kaldırılması, davanın reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇIKARMA CEZASININ İPTALİNE İLİŞKİN KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

  1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
  2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle Devlet memurluğundan çıkarma cezasının iptaline ve bu işlem nedeniyle yoksun kalınan aylık haklarının yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E. K. sayılı kararın kaldırılması, davanın reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E, K. sayılı kararının BOZULMASINA,

Hakkınızda devam eden disiplin soruşturması halinde ya da soruşturma sonucu disiplin cezası verilmiş ise Harbiye Hukuk Bürosu ile iletişime geçerek idare hukuku alanında tecrübeli Avukat kadromuzdan hukuki destek alabilirsiniz.

                                                                                               Av. Mustafa MALKOÇ

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak Gerekli alanlar işaretlendi *

Yorum Yap