Miras hukuku, miras bırakanın vefatından sonra malvarlığının mirasçılar arasında adil ve yasal bir şekilde paylaşılmasını düzenleyen karmaşık bir hukuk dalıdır. Bu süreçte, gerek miras bırakanın vasiyetname gibi ölüme bağlı tasarrufları gerek mirasçıların maddi beklentileri nedeniyle ciddi anlaşmazlıklar yaşanabilir. Mirasın doğru paylaştırılması, saklı pay gibi yasal hakların korunması ve borçların düzenli şekilde ödenmesi ancak deneyimli bir miras avukatı desteği ile sorunsuz hale gelebilir. Bu makalede miras paylaşımı sürecinde en sık karşılaşılan sorunlar ile en iyi miras avukatları tarafından sunulan çözümleri ve miras avukatının üstlendiği kritik rolleri ele alıyoruz.
İÇİNDEKİLER
MİRASIN PAYLAŞILMASI SÜREÇLERİNDE EN SIK KARŞILAŞILAN ZORLUKLAR NELERDİR?
Miras paylaşımı, aile içindeki maddi ve duygusal bağları yakından etkileyen oldukça hassas ve karmaşık bir süreçtir. Terekenin tespiti, borçların ödenmesi ve mirasın yasalara uygun biçimde dağıtılması aşamalarında çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir. Aşağıda, miras sürecinde en yaygın karşılaşılan zorluklar ve bu zorlukların miras avukatları yardımıyla nasıl aşılabileceği açıklanmaktadır:
MİRASÇILAR ARASINDA PAYLAŞIM ANLAŞMAZLIKLARI
Miras paylaşımı sırasında mirasçıların, malvarlığının nasıl bölüşüleceği konusunda anlaşmazlığa düşmesi sık görülen bir durumdur. Her mirasçı farklı beklentilere ve önceliklere sahip olabildiği için uzlaşmaya varmak güçleşebilir. Özellikle gayrimenkuller veya değerli taşınırlar söz konusu olduğunda kimin ne alacağı üzerinde fikir ayrılıkları çıkmaktadır. Mirasçılar arasında anlaşma sağlanamadığında mirasın yargı yoluyla paylaştırılması gündeme gelir. Bu durumda mirasçılardan biri ortaklığın giderilmesi davası açarak mahkeme sürecini başlatabilir. Mahkeme, mümkünse aynen taksim (fiilen bölüşme), mümkün değilse satış yoluyla mirasın paylaşılmasına karar verir. Satış genellikle açık artırma usulüyle yapılıp geliri mirasçılar arasında paylaştırılır. Ancak bu hukuki prosedürlerin tamamı zaman alıcı ve teknik olduğundan mirasçılar için yıpratıcı olabilir.
Miras avukatının desteği, paylaşım anlaşmazlıklarının çözümünde kritik önem taşır. Avukat, mirasçıların yasal haklarını açıklar, herkes için adil bir çözüm bulunması yönünde müzakereleri yönetir ve uzlaşma sağlanamazsa ortaklığın giderilmesi davasının usulüne uygun şekilde yürütülmesini sağlar. Böylece mirasçılar olası hak kayıplarına karşı korunur.
TEREKE TESPİTİ VE TEREKE BORÇLARININ ÖDENMESİ
Tereke, miras bırakanın ölüm anında geride bıraktığı tüm mal, hak ve borçların toplamını ifade eder. Miras paylaşımı sürecinin ilk adımı, terekenin kapsamının tam ve doğru şekilde belirlenmesidir. Bu tespit sırasında miras bırakanın taşınır-taşınmaz tüm malları, banka hesapları, alacakları, borçları ve diğer yükümlülükleri ortaya konulur. Terekenin tespiti eksiksiz yapılmadığında, sonradan ortaya çıkan bir malvarlığı unsuru veya borç mirasçılar arasında yeni anlaşmazlıklara yol açabilir. Bu nedenle, mirasçıların terekenin tespiti için gereken araştırmaları yapması veya dava yoluna başvurması gerekebilir.
Tereke tespit edildikten sonra, öncelikle tereke borçlarının ödenmesi gerekir. Kanunen, miras bırakanın vergi borçları gibi bazı borçları öncelikli olarak ödenmelidir. Eğer terekenin borçları malvarlığından fazla ise mirasçılar, miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu duruma düşebilirler. Böyle bir durumda mirasçıların, mirasın reddi yoluna gitme hakları vardır. Tereke tespiti ve borç ödeme aşamalarında yapılacak hatalar, mirasçıların ileride maddi yükümlülüklerle karşı karşıya kalmasına neden olabilir. Bu süreçte deneyimli bir miras avukatının rehberliği sayesinde, terekenin kapsamı eksiksiz belirlenir ve borçlar ödenerek miras paylaşımına sorunsuz geçilir.
MİRASIN REDDİ
Miras, miras bırakanın varlıklarını içerdiği kadar onun borçlarını da kapsar. Eğer terekenin borç kısmı alacaklarından fazlaysa mirasçılar için mirası reddetmek önemli bir seçenek haline gelir. Mirasın reddi, mirasçıların kendilerine kalan miras payını resmen kabul etmeyerek terekeye ilişkin hak ve yükümlülüklerinden feragat etmesidir. Türk Medeni Kanunu’na göre mirasçılar, miras bırakanın ölümünü öğrendikleri tarihten itibaren üç ay içinde sulh hukuk mahkemesine başvurarak reddi miras beyanında bulunmalıdır.
Mirasın reddi prosedürü, mirasçıları borç yükünden koruyan hayati bir adımdır. Ancak bu hakkın süresinde ve doğru şekilde kullanılması gerekir. Örneğin, üç aylık yasal süre geçtikten sonra mirası reddetmek mümkün olmaz ve mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kabul etmiş sayılır. Mirasın reddi işlemlerinde bir miras avukatının desteği, dilekçenin usulünce hazırlanması ve mahkemeye zamanında sunulması açısından çok değerlidir. Böylece mirasçılar, istenmeyen borçları üstlenmekten kurtulur ve yasal haklarını tam olarak kullanmış olurlar.
VASİYETNAME VE VASİYETNAMEYE YÖNELİK İTİRAZLAR
Vasiyetname, miras bırakanın malvarlığının ölümünden sonra kimlere ve nasıl dağıtılacağını belirlediği resmi belgedir. Vasiyetnameler, resmi şekilde noterde, elde yazılı veya sözlü (şahitli) biçimde düzenlenebilir. Hukuken geçerli olabilmeleri için Türk Medeni Kanunu’nda öngörülen şekil şartlarına uygun olmaları gerekmektedir. Ancak pratikte, vasiyetnameler bazen mirasçıların saklı pay haklarını ihlal edecek hükümler içerebilir veya şekil şartlarına aykırı şekilde hazırlanmış olabilir. Bu durumlar, mirasçılar arasında uyuşmazlıklara ve vasiyetnameye itirazlara yol açar.
Miras hukukunda, saklı pay sahiplerinin haklarını zedeleyen veya ehliyetsiz döneminde yapılmış bir vasiyetnameye karşı mirasçılar vasiyetnamenin iptali davası açabilirler. Örneğin, miras bırakanın akli melekelerini yitirdiği bir dönemde hazırlandığı iddia edilen bir vasiyetnamenin geçerliliği mahkemece değerlendirilebilir. Ayrıca şekil şartlarına uymayan (örneğin tanık veya imza eksikliği olan) vasiyetnameler de dava konusu edilebilir. Vasiyetnameye itiraz süreçleri, hukuki bilgi ve tecrübe gerektirir. Bir miras avukatı, vasiyetnamenin geçerliliğini inceleyerek mirasçıların haklarını savunur, gerekirse iptal veya tenkis davası yoluyla mirasçıların yasal paylarını almasını sağlar.
SAKLI PAY İHLALLERİ VE TENKİS DAVASI
Türk Medeni Kanunu, miras bırakanın yakınlarını saklı pay denen bir minimum miras hakkıyla koruma altına almıştır. Saklı pay, miras bırakanın çocukları, torunları, ebeveynleri ve sağ kalan eş gibi belirli saklı paylı mirasçılarına bırakılması gereken miras payıdır. Miras bırakan kişi, bir vasiyetname ile malvarlığını dilediği gibi dağıtmakta özgür olsa da saklı paylı mirasçıların kanunen garanti edilen bu paylarına dokunamaz. Eğer miras bırakan, vasiyetname veya ölmeden önce yaptığı bağışlarla saklı payları ihlal ederse, bu durumda saklı payı zedelenen mirasçılar hukuki yollara başvurabilir.
Saklı payı çiğnenen mirasçılar, miras bırakanın yaptığı tasarrufların kendi haklarını aşan kısmının iptali veya indirilmesi için tenkis davası açabilirler. Saklı pay nedir sorusunun cevabı ve tenkis davasının kapsamı, teknik hukuki hesaplamaları içerir. Mahkeme, murisin tasarruflarını inceler; saklı payı aşan kısımlar tespit edilerek tenkis davası sonucu bu kısımlar yasal mirasçılara iade edilir. Saklı pay ve tenkis hesapları oldukça karmaşık olabileceğinden, bu süreçte bir miras avukatının hesaplama yapması ve dava dosyasını hazırlaması mirasçının hakkını tam alabilmesi için gereklidir. Avukat, hem saklı pay oranlarının doğru uygulanmasını sağlar hem de davayı takip ederek mirasçının mağduriyetini giderir.
MURİS MUVAZAASI (MİRASTAN MAL KAÇIRMA)
Muris muvazaası, miras bırakanın bazı mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yaptığı danışıklı işlemleri ifade eder. Günlük ifadeyle mirastan mal kaçırma olarak bilinen bu durumda, miras bırakan gerçekte mirasçılara kalması gereken bir malını üçüncü bir kişiye malı saklamak amacıyla devreder. Örneğin, miras bırakan bir taşınmazını ölmeden önce üçüncü kişiye satış göstererek devredebilir; ancak bu satış aslında bağış niteliğinde olup mirasçıların saklı payını ihlal etmeye yönelik olabilir. Muris muvazaası, mirasçıların saklı pay haklarını doğrudan zedelediği için mirasçılar arasında ciddi uyuşmazlıklara ve güvensizliklere yol açar.
Muris muvazaası iddiası bulunan durumlarda, hakları ihlal edilen mirasçılar murisin yaptığı muvazaalı işlemin iptali için tapu iptal ve tescil davası açabilirler. Mahkeme sürecinde, miras bırakanın gerçek iradesinin malı mirasçılardan kaçırmak olduğunu kanıtlama yükümlülüğü davayı açan mirasçılardadır. Bu da çeşitli belgeler, tanık ifadeleri ve gerektiğinde bilirkişi incelemeleri ile ispat edilmeye çalışılır. Muris muvazaası davaları hem teknik hem de ispat açısından zorludur. Mirastan mal kaçırma konusunda uzman bir miras avukatı, gizli anlaşmanın izlerini ortaya çıkaracak delilleri toplar ve dava stratejisini buna göre belirler. Böylece muvazaalı işlem sonucunda mirasçılardan kaçırılan malların tekrar terekeye dönmesi ve mirasçılara paylaştırılması sağlanabilir.
ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ (İZALE-İ ŞÜYU)
Miras bırakanın vefatıyla birlikte birden çok mirasçı varsa, tereke üzerindeki tüm haklar elbirliği mülkiyeti şeklinde mirasçılara geçer. Yani miras paylaştırılıncaya kadar mirasçılar, terekedeki tüm malvarlığı unsurlarına ortak olur. Bu ortak mülkiyet durumu, mirasın paylaşılması sürecinde anlaşmazlıklara yol açabilir. Özellikle mirasçılardan biri malı satmak isterken diğeri elde tutmak istiyorsa veya kullanım konusunda uyuşmazlık varsa, ortaklığın giderilmesi süreci kaçınılmaz hale gelebilir.
Ortaklığın giderilmesi, diğer adıyla izale-i şüyu, miras ortaklığını sona erdirip her mirasçıya hakkını bireysel olarak teslim etmeyi amaçlayan bir hukuki yoldur. Mirasçılar kendi aralarında anlaşarak paylaşım yapamazsa, sulh hukuk mahkemesinde ortaklığın giderilmesi davası açılabilir. Mahkeme, taşınmaz mallar için aynen taksim (fiziksel bölünme) mümkünse bu yolla, değilse satış yoluyla ortaklığı sona erdirir. Taşınır mallarda da benzer şekilde gerektiğinde satış yoluna gidilebilir. Mahkeme tarafından yapılan satışlarda elde edilen gelir mirasçılara miras payları oranında dağıtılır. Bu süreçte öncelikle zorunlu arabuluculuk aşaması uygulanır; mirasçılar arabuluculukta anlaşamazsa dava devam eder.
Ortaklığın giderilmesi davaları, miras hukukunun teknik detaylarını barındırır ve uzun sürebilen bir prosedürdür. Bu süreçte miras avukatının rolü, hem hukuki prosedürleri hızlandırmak hem de müvekkilinin menfaatlerini korumaktır. Avukat, ortaklığın giderilmesi davasının gerektirdiği başvuru belgelerini hazırlar, taşınmaz söz konusuysa satışın mirasçılar lehine en iyi şekilde gerçekleşmesi için takipte bulunur. Ayrıca, açık artırma sürecinde usulsüzlük olmamasına dikkat ederek mirasçının malvarlığının değerini bulmasını sağlar. Sonuç olarak, bir miras avukatı yardımıyla ortaklığın giderilmesi süreci daha az stresle ve hak kaybı yaşanmadan atlatılabilir.
MİRAS AVUKATININ TANIMI
Miras avukatı (miras hukuku avukatı), bir kişinin vefatının ardından ortaya çıkan tüm miras işlemlerini hukuka uygun ve etkin bir şekilde yürüten, mirasçılar ile diğer ilgili tarafların haklarını koruyan uzman avukattır. Miras avukatı, terekenin tespitinden mirasın paylaştırılmasına kadar uzanan süreçte müvekkillerine yol gösterir ve hukuki temsil sağlar. Miras hukukunun teknik ayrıntılarına hakim olan bu avukatlar, mirasçılık belgesi alınması, miras sözleşmeleri, vasiyetname hazırlanması, mirastan feragat işlemleri, saklı pay hesapları ve tenkis davaları gibi konularda uzmandır.
Miras avukatı yalnızca dava açmak ve takip etmekle kalmaz; aynı zamanda danışmanlık rolüyle mirasçıların en baştan doğru adımları atmasına yardımcı olur. Miras paylaşımının planlanması, olası anlaşmazlıkların önlenmesi, veraset ve intikal vergisinin yönetilmesi gibi konularda strateji geliştirir. Kısaca, miras avukatı hem hukuki süreçleri müvekkili adına yürüten bir temsilci hem de sürecin her aşamasında güvenilir bir rehberdir. Miras hukukunun teknik dili ve prosedürleri, profesyonel bir destek olmadan kişiler için zorlayıcı olabileceğinden, miras avukatları miras sürecinin sağlıklı işlemesinde kilit rol oynarlar.
MİRAS AVUKATININ BAŞLICA GÖREVLERİ
Miras hukuku alanında bir avukatın üstlendiği görevler, yalnızca yasal işlemlerin takibi ile sınırlı değildir. Miras avukatı, hukuki bilgisini duygusal açıdan zorlu olabilecek bu süreçte müvekkillerinin yanında olarak onların haklarını savunur ve aynı zamanda aile içi dengelerin korunmasına özen gösterir. Aşağıda, miras avukatlarının başlıca görevleri ve sundukları hizmetler ana hatlarıyla açıklanmıştır:
MİRASÇILARA DANIŞMANLIK
Miras paylaşımı sürecinde mirasçıların en çok ihtiyaç duyduğu şey, sürecin şeffaf ve anlaşılır bir şekilde yönetilmesidir. Miras avukatları, mirasçılara kapsamlı bir danışmanlık hizmeti vererek onların hak ve yükümlülüklerini en baştan netleştirir. Örneğin, mirasçı müvekkillere hangi malın kime kalacağı, saklı paylarının ne olduğu, hangi sürelerde ne yapmaları gerektiği gibi kritik konularda yol gösterir. Henüz miras paylaşımı başlamadan önce olası riskleri öngörüp önlem alır.
Danışmanlık sayesinde mirasçılar, yanlış adımlar atmaktan veya hak kaybına uğramaktan korunur. Miras hukukunun teknik terimlerle dolu hükümleri, avukatların açıklamalarıyla mirasçılar için anlaşılır hale gelir. Bu sayede, örneğin bir mirasçının bilmeden miras mallarını kullanıp süresi içinde mirası reddetme hakkını kaybetmesi gibi durumlar engellenir. Miras avukatı, tüm süreci planlayarak mirasçıların en doğru kararları almasına yardımcı olur. Sonuç olarak, bir miras avukatından danışmanlık almak, sürecin her aşamasında güvenle ilerlemeyi ve mirasçıların hem maddi hem manevi olarak korunmasını sağlar.
MİRASÇILARIN TEMSİLİ
Miras süreçleri, pek çok resmi kurum ve prosedürü içerir. Tapu müdürlüğü, noter, vergi dairesi, mahkemeler gibi farklı mercilerde işlemlerin yapılması gerekir. Miras avukatları, müvekkilleri adına bu işlemleri yürüterek onları temsil eder ve süreci hızlandırır. Özellikle mirasçılardan biri yurtdışında yaşıyorsa veya işlemleri takip etmeye vakti yoksa, avukatın temsili son derece faydalıdır.
Miras avukatının temsili kapsamındaki bazı görevler şunlardır:
- Resmi Kurumlarda Temsil: Miras avukatı, tapu devri, veraset ilamı çıkarma, banka hesaplarının intikali gibi işlemleri mirasçılar adına yapabilir. Örneğin, müvekkili adına tapuda intikal işlemlerini tamamlayarak miras kalan taşınmazın mirasçı üzerine kaydını yaptırır.
- Müzakerelerde Temsil: Mirasçılar arasında paylaşım konusunda anlaşmazlık varsa, avukat müvekkili adına diğer mirasçılarla uzlaşma görüşmeleri yapar. Böylece duygusal gerginlik içeren görüşmeler daha profesyonelce yürütülür.
- Davalarda Temsil: Miras avukatları, gerektiğinde müvekkillerini mahkemede davacı veya davalı vekili sıfatıyla temsil eder. Örneğin, 【20†】 ortaklığın giderilmesi davasında ya da tenkis davasında müvekkilinin haklarını savunur ve gerekli dilekçeleri sunar.
Bu temsiliyet sayesinde mirasçılar, sürecin her adımında bir uzman tarafından korunmuş olurlar. Avukat, müvekkilinin yokluğunda bile işlemleri aksatmadan yürüttüğü için mirasçılar günlük hayatlarına devam ederken miras işlerinin halledildiğinden emin olurlar. Ayrıca hukuki prosedürler doğru şekilde tamamlandığından, sonradan ortaya çıkabilecek iptal veya itiraz riskleri en aza iner.
MİRASIN DAĞITILMASI
Mirasın dağıtılması, tüm süreç boyunca yapılan işlemlerin nihai sonucudur. Terekenin tespit edilip borçların ödendikten sonra geriye kalan malvarlığının mirasçılara adaletli bir şekilde paylaştırılması gerekir. Ancak bu dağıtımın doğru yapılması, mirasçıların hak kaybına uğramaması açısından kritiktir. Örneğin, bir mirasçıya düşen payın yanlış hesaplanması veya saklı pay sahibinin yeterli pay alamaması gibi hatalar uzun vadede yeni hukuki uyuşmazlıklar çıkarabilir.
Miras avukatları, mirasın dağıtılması aşamasında hem hukuki hem pratik katkı sağlar. İlk olarak, mirasçılar arasında bir miras taksim sözleşmesi yapılacaksa bunun hazırlanmasına yardımcı olur ve herkese uygun bir paylaşım planı oluşturur. Bu sözleşme, tüm mirasçıların rızasıyla mirasın nasıl bölüşüleceğini yazarak ileride çıkabilecek anlaşmazlıkları önler. Mirasçılar arası anlaşma sağlanamazsa, avukat hukuki yollara başvurarak paylaşımın mahkeme aracılığıyla yapılmasını talep eder.
Dağıtım aşamasında avukatın bir diğer görevi, her mirasçıya düşen payın doğru hesaplandığını denetlemektir. Özellikle birden fazla taşınmaz veya değerli mal söz konusuysa, avukat gerekirse bilirkişi incelemesi talep ederek adil bir değerleme yapılmasını sağlar. Bu sayede bir mirasçının diğerine göre zarara uğraması engellenir. Mirasın dağıtımı, duygusal açıdan da hassas olduğundan avukat sürecin mümkün olduğunca barışçıl ilerlemesine gayret eder. Taraflar arasında tansiyon yükselirse arabulucu rolü üstlenerek anlaşmazlıkları yumuşatır.
Sonuç olarak, miras avukatı desteğiyle yapılan miras dağıtımında süreç hem hukuka uygun ilerler hem de taraflar açısından daha hızlı ve sorunsuz tamamlanır. Böylece mirasçılar, kaybettikleri yakınlarının mirasını iç huzuruyla devralabilir ve aile içi ilişkiler daha az zarar görür.
MİRAS İNTİKAL VERGİSİ DANIŞMANLIĞI
Miras kalan malvarlığının yeni sahiplerine geçmesi, beraberinde veraset ve intikal vergisi yükümlülüğünü de getirir. Halk arasında miras vergisi olarak bilinen bu vergi, mirasçıların devraldıkları malvarlığının değeri üzerinden hesaplanır ve belli oranlarda tahsil edilir. Miras avukatları, müvekkillerine bu vergi konusunda da danışmanlık yaparak yasal yükümlülüklerin eksiksiz yerine getirilmesini sağlar ve gereksiz vergi yüklerinden kaçınma yollarını gösterir.
Miras intikal vergisi danışmanlığı kapsamında avukatların sunduğu hizmetler şunları içerir:
- Vergi Yükümlülüğünün Belirlenmesi: Miras avukatı, terekenin toplam değerini hesaplayarak mirasçılara düşen paylara göre yaklaşık vergi miktarını belirler. Veraset ve intikal vergisi mevzuatına hakim olduğu için hangi kalemlerin vergiye tabi olmadığını (örneğin belli tutara kadar olan miras payları için muafiyet) tespit eder.
- Beyanname Hazırlanması: Kanuna göre mirasçılar, mirasın açılmasından itibaren belirli süre içinde (ölüm Türkiye’de ise 4 ay, yurt dışında ise 6 ay gibi) veraset ve intikal vergisi beyannamesi vermek zorundadır. Miras avukatı, mirasçıların yerine bu vergi beyannamesini doldurup ilgili vergi dairesine sunar. Böylece son tarihlerin kaçırılması ve olası cezalı duruma düşülmesi önlenir.
- Vergi İndirimi ve Taksitlendirme: Avukatlar, miras vergisinin kanunen taksitli ödeme imkanı gibi avantajlarından mirasçıların yararlanmasını sağlar. Ayrıca bağışlar veya karşılıksız intikaller için farklı vergi oranları uygulanacağından, her miras kaleminin doğru beyan edilmesi konusunda rehberlik eder.
- İtiraz ve Uzlaşma: Nadiren de olsa, vergi dairesinin tespit ettiği matrah ve vergi tutarına mirasçılar itiraz etmek isteyebilir. Miras avukatı, bu durumda gerekli dilekçeleri hazırlayarak vergi dairesi ile uzlaşma görüşmelerini yürütür veya dava yoluna gider.
Vergisel boyut, mirasçıların gözünden bazen kaçabilmektedir. Oysa ki mirasın intikali, resmi olarak tamamlanabilmesi için vergi ilişiğinin de kesilmiş olması gerekir. Miras avukatının vergilendirme sürecini en baştan ele alması sayesinde mirasçılar, beklenmedik vergi borçlarıyla karşılaşmaz. Özellikle yüksek değerli tereke söz konusuysa yanlış beyan veya ihmal yüzünden yüksek vergi cezaları ile muhatap olmamak için avukatın danışmanlığı büyük önem taşır. Sonuç olarak, miras intikal vergisi danışmanlığı alan mirasçılar hem yasal yükümlülüklerini zamanında yerine getirir hem de fazla vergi ödememek için yasal haklarını kullanmış olurlar.
VASİYETNAME VE DİĞER ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLARIN HAZIRLANMASI
Miras hukuku yalnız vefat sonrası süreçleri değil, vefat öncesi yapılan mirasa ilişkin tasarrufları da kapsar. Vasiyetname, miras sözleşmesi, mirastan feragat sözleşmesi ve ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi ölüme bağlı tasarrufların hazırlanmasında miras avukatları kilit rol oynar. Bu belgeler, miras bırakanın iradesinin net ve hukuka uygun biçimde yazıya dökülmesi açısından son derece önemlidir. Küçük bir hata veya ihmal, belgeyi geçersiz kılabilir ve miras bırakanın arzusunun yerine gelmemesine yol açabilir.
Miras avukatı, öncelikle müvekkilinin niyet ve isteklerini dikkatlice dinleyerek en uygun hukuki enstrümanı belirler. Örneğin, müvekkil malvarlığını belirli kişiler arasında paylaştırmak istiyorsa vasiyetnamenin hazırlanması yoluna gidilirken; mirasçılardan biri miras hakkından feragat etmeyi düşünüyorsa mirastan feragat sözleşmesi önerilebilir. Avukat, seçilen tasarrufun türüne göre kanunun aradığı tüm şekil şartlarını sağlar:
- Vasiyetname Hazırlama: Resmi vasiyetname hazırlanacaksa avukat, noterde yapılacak işlemleri organize eder, metni kanuna uygun şekilde kaleme alır. El yazılı vasiyetnamede bulunması zorunlu tüm unsurları (tarih, imza gibi) müvekkile hatırlatır.
- Miras Sözleşmesi: Karşılıklı veya tek tarafa borç yükleyen miras sözleşmelerini (örn. bakım borcu karşılığı miras bırakma) düzenlerken, sözleşmenin noter veya hakim huzurunda yapılması gibi şartları yerine getirir.
- Feragat ve Taksim Sözleşmeleri: Bir mirasçı mirastan feragat edecekse, bunun tüm sonuçlarını (kendi altsoyuna etkisi dahil) açıklar ve resmi senedi hazırlar. Miras taksim sözleşmesinde tüm mirasçıların haklarını koruyan dengeli bir paylaşım planı yazar.
- Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi: Bu sözleşmede taşınmaz deviri söz konusu olduğu için tapuda tescil şartlarını ve bakım ediminin kapsamını ayrıntılı şekilde belirler. Noter veya sulh hakimliği onayıyla sözleşmenin geçerli şekilde yapılmasını sağlar.
Tüm bu belgelerin hazırlanmasında miras avukatının asıl katkısı, ileride doğabilecek itirazları engelleyecek şekilde açık ve yasal bir metin oluşturmasıdır. Örneğin, vasiyetnamede belirttiği bir malın tanımı muğlak kalırsa sonradan mirasçılar arasında anlaşmazlık çıkabilir; avukat bu riskleri öngörüp metni netleştirir. Ayrıca avukatlar, bu tasarrufların iptal sebeplerine (örneğin miras sözleşmesinde hile, tehdidin sonradan ortaya çıkması gibi) karşı da müvekkillerini bilgilendirir. Sonuç olarak, miras avukatı yardımıyla hazırlanan ölüme bağlı tasarruflar, hukuki güvenceye sahip olur ve miras bırakanın iradesi tam anlamıyla hayat bulur.
DEVİR VE İNTİKAL İŞLEMLERİ
Miras sürecinin son aşamalarından biri de devir ve intikal işlemleridir. Mirasçılar, miras bırakanın malvarlığını üzerlerine geçirirken birçok idari işlem yapmaları gerekir. Örneğin, miras kalan bir evin mirasçı adına tapu tescili, araçların trafik tescili, bankadaki paraların hesap intikali, şirket hisselerinin devri, hatta aboneliklerin aktarılması gibi çeşitli işlemler söz konusu olabilir. Bu işlemler, farklı kurumların (tapu müdürlüğü, banka, vergi dairesi, belediye vs.) süreçlerine tabi olduğundan mirasçılar için kafa karıştırıcı ve yorucu olabilir.
Miras avukatları, devir ve intikal süreçlerini uçtan uca yöneterek müvekkillerini büyük bir yükten kurtarır. Öncelikle, bu işlemler için gereken tüm belgelerin eksiksiz hazırlanmasını sağlar. Başta mirasçılık belgesi (veraset ilamı) olmak üzere nüfus kayıtları, tapu kayıtları, vergi durum belgeleri gibi evrakları temin eder. Ardından her kurum nezdinde yapılacak işlemleri planlar:
- Tapu İntikali: Miras avukatı, taşınmaz malların mirasçılar adına tescili için ilgili miras intikali başvurusunu yapar. Tapu müdürlüğünde, mirasçıları temsil ederek intikal talebini iletir, gereken harç ve döner sermaye bedellerinin ödenmesini sağlar. Tapu kaydına mirasçıların adının geçmesiyle intikal tamamlanır.
- Banka ve Finansal İntikal: Miras bırakanın banka hesapları, mevduatları varsa, avukat bankalara resmi yazılarla başvurarak hesap bakiyelerinin mirasçılara ödenmesini veya mirasçı hesaplarına devrini temin eder. Bu sırada bankaların talep ettiği veraset belgesi, vefat belgesi gibi dokümanları iletir ve süreci takip eder.
- Araç İntikali: Miras kalan araçların, mirasçı adına trafik tescilinin yapılması gerekir. Avukat, noter satışı veya veraset ilamıyla doğrudan tescil işlemlerini yürütür; varsa Motorlu Taşıtlar Vergisi borçlarının ödenmesini sağlar.
- Vergi ve Belediye İşlemleri: Mirasla intikal eden gayrimenkuller için belediyeye emlak vergisi beyannameleri verilir, mirasçı değişikliği bildirilir. Ayrıca veraset ve intikal vergisi beyannamesi de avukat tarafından hazırlanıp ilgili vergi dairesine sunularak yasal süreç tamamlanır.
Tüm bu işlemlerin birden fazla kurumu ve prosüdürü içerdiği düşünülürse, bireysel olarak hareket eden mirasçıların hata yapması veya gecikme yaşaması olasıdır. Miras avukatı ise yılların tecrübesiyle hangi adımın ne zaman atılması gerektiğini bildiğinden, işlemleri en hızlı şekilde sonuçlandırır. Bu da mirasçıların en kısa sürede miras kalan malvarlıkları üzerindeki tasarruf haklarına kavuşması demektir. Mirasçılık belgesi alınmasından başlayarak, tapu intikali ve diğer tüm devirler tamamlanana kadar süreci profesyonelce yöneten miras avukatı sayesinde müvekkiller hem zamandan tasarruf eder hem de bürokratik engellerle uğraşmak zorunda kalmaz.

MİRAS AVUKATI ROLÜ VE ÖNEMİ
SIKÇA SORULAN SORULAR
Miras Avukatı Ne İş Yapar?
Miras avukatı, miras bırakanın ölümünden sonra ortaya çıkan hukuki süreçleri yönetir. Mirasçılık belgesinin çıkarılması, terekenin tespiti, mirasın paylaşımı, reddi miras işlemleri, vasiyetnamenin hazırlanması veya iptali davaları gibi konularda danışmanlık ve temsil sağlar. Kısaca miras avukatı, mirasçıların haklarını koruyup sürecin kanunlara uygun işlemesi için gereken tüm hukuki adımları atar.
Miras Paylaşımında Anlaşmazlık Olursa Ne Yapılır?
Mirasçılar arasında mirasın paylaşımı konusunda anlaşmazlık çıkarsa, sorunu çözmek için ortaklığın giderilmesi davası açılır. Sulh hukuk mahkemesinde görülen bu davada mahkeme, mümkünse malın aynen bölünmesine, mümkün değilse satışına karar vererek elde edilen geliri mirasçılara paylaştırır. Dava sürecinde arabuluculuk aşaması da zorunlu olup, öncelikle uzlaşma aranır. Anlaşmazlık durumunda bir miras avukatına başvurmak, dava sürecinin doğru yönetilmesi açısından önemlidir.
Mirasın Reddi İçin Ne Yapılmalıdır?
Mirasın reddi (reddi miras) için mirasçıların, miras bırakanın ölümünü öğrendikleri tarihten itibaren üç ay içinde yetkili sulh hukuk mahkemesine başvurarak bir beyan vermesi gerekir. Bu başvuru bir dilekçe ile yapılır ve dilekçede “mirasın kayıtsız şartsız reddedildiği” açıkça belirtilir. Mahkeme, beyanı aldıktan sonra mirasçı adına bir reddi miras tutanağı düzenler. Böylece mirasçı, miras bırakanın borç ve malvarlığından kaynaklı tüm hak ve yükümlülüklerden kurtulmuş olur.
Vasiyetnameye İtiraz Edilebilir Mi?
Evet, belirli durumlarda vasiyetnameye itiraz edilebilir. Eğer vasiyetname mirasçının saklı pay hakkını ihlal ediyorsa veya şekil şartlarına aykırı düzenlenmişse ya da düzenlendiği sırada miras bırakanın ehliyeti yoksa mirasçılar vasiyetnamenin iptali davası açabilirler. Saklı payı zedelenen mirasçılar ayrıca tenkis davası ile haklarını talep edebilir. İtiraz için miras bırakanın ölümünü veya vasiyetnamedeki hakkının çiğnendiğini öğrenmesinden itibaren genellikle 1 yıl içinde, her hâlde ölümün üzerinden 10 yıl geçmeden dava açılması gerekir.
Saklı Pay Ne Demektir?
Saklı pay, belirli yasal mirasçıların (örneğin çocuklar, torunlar, anne-baba veya eş) miras bırakanın malvarlığı üzerinde kanunen garanti altına alınmış minimum haklarıdır. Miras bırakan, vasiyetnamesinde veya sağken yaptığı tasarruflarda saklı pay sahibi mirasçıların bu paylarını tamamen ortadan kaldıramaz. Örneğin, bir kişinin tüm malını bir vasiyetle bir vakfa bırakması, çocuklarının saklı payını ihlal ediyorsa, çocuklar tenkis davası açarak saklı paylarını alabilirler. Saklı pay oranları Türk Medeni Kanunu’nda belirtilmiştir ve miras bırakanın tasarruf edebileceği kısmın sınırını çizer.
Muris Muvazaası Ne Anlama Gelir?
Muris muvazaası, miras bırakanın mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yaptığı danışıklı işlemleri ifade eder. Buna göre miras bırakan, aslında mirasçılara kalmasını istemediği bir malını üçüncü bir kişiye aitmiş gibi devreder; örneğin gerçekte bağışlamak istediği evi satış göstererek bir yakınına satar. Bu işlem kağıt üzerinde geçerli görünse de amacı mirasçıları mirastan yoksun bırakmaktır. Muris muvazaasının varlığı tespit edilirse, mirasçılar tapu iptal ve tescil davası açarak söz konusu malın yeniden terekeye dönmesini talep edebilirler. Yargıtay, mirasçıdan mal kaçırma kastıyla yapılan böyle muvazaalı işlemleri hukuka aykırı bulmakta ve iptaline karar vermektedir.
Miras Avukatı Ücretleri Ne Kadardır?
Miras avukatı ücretleri, davanın veya işin niteliğine, terekenin büyüklüğüne ve avukatın tecrübesine göre değişkenlik gösterir. Her yıl Türkiye Barolar Birliği asgari ücret tarifesi yayınlayarak avukatlık hizmetlerinin alt sınırlarını belirler. Ancak ücretin üst sınırı serbesttir; örneğin karmaşık bir muris muvazaası davası ile basit bir veraset ilamı çıkarma işi farklı ücretlendirilir. Avukatlar genellikle işin kapsamına, harcanacak zamana ve zorluğuna göre bir ücret teklifi sunarlar. Bu nedenle “en iyi miras avukatları” olarak bilinen tecrübeli avukatların ücretleri, uzmanlıkları ve başarı oranlarıyla orantılı şekilde daha yüksek olabilir. Miras hukuku konusunda bir avukatla çalışmadan önce ücret konusunu ve ödeme koşullarını detaylıca konuşmak faydalı olacaktır.