İSTANBUL MİRAS HUKUKU AVUKATI VE MİRAS DAVALARI

İstanbul miras hukuku avukatı, medeni hukukun mirasa ilişkin düzenlemelerine hâkim ve tecrübe sahibi kişi olup mirastan kaynaklanan her türlü iş ve dava takibi yapan, miras davalarında süreç takibi ile saklı payların hesaplanması, tenkis hesabının yapılması gibi pek çok teknik detayın yer aldığı işlemlerin usulüne uygun ve müvekkilinin menfaatlerinin gözetileceği şekilde yerine getirilmesinde profesyonel hukuki destek sağlayan kişidir.

İSTANBUL MİRAS HUKUKU AVUKATI NE İŞ YAPAR?

İstanbul Miras Hukuku Avukatı, miras hukukundan doğan uyuşmazlıkların dava yoluyla çözümlenmesi hizmeti veren, miras hukukunda tenkis hesabı yapabilen, saklı pay hesabı yapabilen ve müvekkillerinin mirastan doğan haklarını gözeterek menfaatlerini koruma yollarını anlatan ve bu konularda hukuki danışmanlık hizmeti veren kişidir.

İstanbul miras hukuku avukatı aynı zamanda miras bırakacak kişilerin vasiyetname hazırlamalarına, vasiyetnamenin geçerli olması için gereken tüm kanuni koşulların takibi ile ölüme bağlı tasarrufların doğru ve kanuna uygun şekilde yapılmasına yardımcı olur.

MİRAS HUKUKU DAVALARINDA NEDEN AVUKAT TUTMALIYIM?

Miras hukukunda, vasiyetin iptali gibi davaların mutlaka bir İstanbul Miras Hukuku avukatı ile takip edilmesi gerekir. Vasiyetin iptali davalarında vasiyeti yapan artık hayatta olmadıklarından iptal nedenlerinin ispatı oldukça güç konular olup mutlaka profesyonel ve tecrübe ve bilgi birikimi yüksek İstanbul miras hukuku avukatlarından destek almak oldukça önemlidir.

Tenkis davası, vasiyetin iptali davası, mirasın reddi gibi konular teknik yönleri ağır basan hukuki işlemlerdir. Kişilerin mirastan doğan haklarını kaybetmeleri ya da bu haklarından eksik faydalanmaları risklerine karşın bir İstanbul Miras Hukuku Avukatı ile çalışmak her zaman daha avantajlı ve daha güvenilir bir yol olacaktır.

2023-2024 İSTANBUL MİRAS HUKUKU AVUKATI ÜCRETLERİ

Avukatlık ücretleri her yıl Barolar Birliği tarafından yayınlanan bir tebliğle belirlenir. Bu tebliğde avukatlık hizmetlerinin asgari ücret tutarları yer alır. Avukatlar bu asgari ücret tarifesinde yer alan miktarlardan daha aşağı bir tutarda ücret kararlaştırması yapamazlar. Avukatlık asgari ücret tarifesiyle getirilen alt sınır sabit olup üst sınır avukatın tecrübesine, yetkinliğine, bilgi birikimine, kıdemine, dava türüne, dava konusuna ve taraflarına göre değişebilmektedir.

İstanbul Miras Hukuku Avukatı ücretleri de davanın türüne, dava konusuna, tereke miktarına, taraflara, davanın gerektirdiği mesleki niteliğe ve avukatın kıdemi ile tecrübesine göre değişmektedir. Güncel Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine bakarak İstanbul Miras Hukuku Avukatı ücretleri hakkında bilgi edinebilirsiniz.

HARBİYE HUKUK BÜROSU İSTANBUL MİRAS HUKUKU AVUKATI HİZMETLERİ

İstanbul Miras hukuku davaları ve diğer miras işlemleri niteliği gereği teknik yanı daha basan işlemlerden olup, kişilerin bu süreçlerde mutlaka bir profesyonelden yardım almaları önem kazanmaktadır. Harbiye Hukuk Bürosu olarak tecrübeli ve uzman İstanbul Miras Hukuku avukat-arabulucu kadromuzla müvekkillerimizin miras hukukuna ilişkin davalarını en hızlı şekilde sonuçlandırmak ve menfaatlilerini koruyarak mirastan doğan haklarını ve miras paylarını elde etmeleri için gereken hukuki desteği sağlamak bizim önceliğimizdir. İstanbul Miras hukukuna dair vasiyetname hazırlama, miras sözleşmesi yapma dahil diğer tüm hukuki iş ve işlemler ile dava takibinde büromuzdan profesyonel hukuki yardım ve danışmanlık alabilirsiniz.

MİRAS HUKUKU NEDİR?

Miras Hukuku, Medeni Hukuk’un bir alt dalı olup, ölen bir kişinin ardında bıraktığı mal varlığına, özel hukuk ilişkilerine ne olacağını düzenleyen özel hukuk dalıdır. Miras hakkı, anayasal bir haktır ve bir diğer anayasal hak olan mülkiyet hakkının bir uzantısıdır. Miras hukukuna ait düzenlemeler, Türk Medeni Kanunu üçüncü kitap m. 495 ve devamında yer almaktadır.

Miras hukuku ile ölen bir kişinin ardında bıraktığı mal varlığının kimlere, hangi oranlarda geçeceği, bunun kimin iradesine göre belirleneceği ve mirasçıların haklarının ne olduğu gibi pek çok konu açıklığa kavuşmaktadır. Bir gerçek kişi öldüğünde mülkiyet hakkı sona ermez ve malvarlığı ölümle birlikte kendiliğinden mirasçılarına geçer ve bu geçiş, miras hukuku kurallarına göre gerçekleşir.

Miras hukukunda, ölümünün ardından miras bırakan gerçek kişiye Muris denir ve tüzel kişiler miras bırakan/muris olamazlar. Mirasçı ise, ölen kişinin ardından mirasının intikal edeceği gerçek veya tüzel kişiye denir. Mirasçı, yasal mirasçı ya da iradi mirasçı olabilir. Tereke ise miras bırakanın aktif ve pasifleriyle yani kazanç ve borçlarıyla birlikte toplam malvarlığı demektir.

ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLAR NELERDİR?

Ölüme bağlı tasarruf, hüküm doğurması bir kişinin ölümüne bağlı kılınmış olan hukuki işlemlere denir. Ölüme bağlı tasarruflar, ölümle birlikte hukuk düzeninde hüküm ifade eden işlemlerdir ve bu sebeple ölüme bağlı tasarrufların mutlaka kanunda öngörülen şekle uygun olarak yapılmaları gerekir. Kişinin ölümünden sonra sonuç doğurdukları ve bir kimsenin öldükten sonra artık bu işleme ilişkin bir irade beyanında bulunması imkânsız olduğu için şekil serbestisine izin verilmemiştir.

Miras hukukunda ölüme bağlı tasarruflar ancak iki şekilde yapılabilir. Bunlar vasiyetname ve miras sözleşmesidir. Bu iki şekil dışında yapılan her türlü ölüme bağlı tasarruf şekle aykırı yapılmış sayılır. Miras hukukunda şekle aykırılığın yaptırımı iptal edilebilirliktir. Yani bu tür işlemler kesin hükümsüz sayılmaz ancak iptali istenebilir. İstanbul Miras Hukuku Avukat kadromuza ulaşarak ölüme bağlı tasarruf konularında hukuki destek talep edebilirsiniz.

VASİYETNAME NEDİR?

Vasiyetname, miras bırakanın son isteklerini veya arzularını dile getirdiği, ölümünden sonra malvarlığına ne olacağı, kimlerin mirasçısı olacağı gibi konuları düzenlediği yazılı veya sözlü beyanlarıdır. TMK m. 502 gereği, vasiyet yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip ve on beş yaşını doldurmuş olmak gerekir. Bu bir ehliyet şartıdır. Vasiyet, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır, bu nedenle yasal temsilciler kişiler adına vasiyet yapamazlar. Vasiyetname hazırlamayı düşünüyorsanız kurallara uygun ve geçerli bir vasiyetname hazırlamak ve daha fazlası için Harbiye Hukuk Bürosu    İstanbul Miras avukatlarından hukuki destek alabilirsiniz.

Türk Medeni Kanun, vasiyetnamenin yalnızca üç şekilde yapılmasına müsaade etmiştir. Bunlar Resmi Vasiyetname, El Yazılı Vasiyetname ve Sözlü Vasiyetnamedir.

  • Resmi Vasiyetname: İki şahidin katılmasıyla resmî memur tarafından düzenlenir. Kanunda bu resmî memurun sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabileceği düzenlenmiştir. Resmi vasiyetname yapabilmenin koşulu okur yazar olmaktır.
  • El Yazılı Vasiyetname: Kişinin vasiyetini kendi el yazısıyla yazdığı vasiyetname türüdür. Bu şekilde düzenlenene bir vasiyetnamenin geçerli kabul edilebilmesi için bazı koşullar aranır. Öncelikle vasiyetnamenin her sayfasına mutlaka el yazısıyla tarih yazılmalı ve imzası atılmalıdır. İkinci olarak vasiyet baştan sona el yazısı ile yazılmış olmalıdır. Dolayısıyla el yazılı imzalı olsa dahi bilgisayar çıktıları el yazılı vasiyetname şekil şartını sağlamazlar ve iptali istenebilir.
  • Sözlü Vasiyetname: Sözlü Vasiyetname istisnai bir durumdur ve kanunda sadece zorunlu hallerde sözlü vasiyetname yapılmasına izin verilmiştir. TMK m. 539’a göre muris “yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmî veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa”, sözlü vasiyet yapabilir. Muris, “son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler”. Vasiyetname hazırlanması ve diğer talepleriniz için miras avukatlarımıza ulaşabilirsiniz.

MİRAS SÖZLEŞMESİ NEDİR?

Miras sözleşmesi ölüme bağlı tasarrufların ikincisidir. Miras sözleşmesi, miras bırakanın hayattayken yaptığı ve en azından bir taraf için ölme bağlı bir kazandırmada bulunduğu ya da vaadinde bulunduğu bir anlaşmadır, hukuki işlemdir. Bu tür sözleşmeler ancak kişi öldükten sonra hüküm doğurur.

Miras sözleşmesi de kanunda şekle tabi kılınmıştır. TMK m. 545’e göre “Miras sözleşmesinin geçerli olması için resmî vasiyetname şeklinde düzenlenmesi gerekir.”. Dolayısıyla miras sözleşmesi adi yazılı şekilde yapılırsa geçersiz olur. Genellikle noterlerde miras sözleşmesi için bir sözleşme formu mevcuttur ve bu şekilde yapılır. El yazılı miras sözleşmesi diye bir şey miras sözleşmesi olarak kabul edilemez. Miras sözleşmesi, resmi memurlar önünde yapılır ve iki taraf da hazır bulunur, memur sözleşmeyi tarafların arzularına ve istemlerine göre hazırlar ve iki şahit huzurunda imzalarlar. TMK m. 545/2’ye göre “Sözleşmenin tarafları, arzularını resmî memura aynı zamanda bildirirler ve düzenlenen sözleşmeyi memurun ve iki tanığın önünde imzalarlar.”. Miras sözleşmesi akdetmeyi düşünüyorsanız kurallara uygun ve hüküm doğuracak geçerli bir sözleşme hazırlamak ve daha fazlası için Harbiye Hukuk Bürosu miras avukatlarından hukuki destek alabilirsiniz.

MİRASTAN FERAGAT SÖZLEŞMESİ NEDİR?

Bu da bir miras sözleşmesidir, hatta miras sözleşmesinin en bilinen örneğidir. TMK m. 528’de düzenlenmiştir. Mirastan feragat sözleşmesinde bir taraf gidip miras bırakacak kişinin gelecekteki mirasçısı olmaktan vazgeçtiğine ve bu hakkından feragat ettiğine dair bir sözleşme yapmaktadır. Mirastan feragat sözleşmesini sadece saklı paylı mirasçılar yapabilirler. Mirastan feragat sözleşmesini saklı payı olan kişi ivazlı yani karşılığında bir bedel alarak yapabileceği gibi ivazsız da yapabilir.

Hakkından feragat eden kişi, mirasçılık sıfatını kaybeder. Eğer feragat bir karşılık alınarak yapılmışsa yani ivazlı yapılmışsa, bu feragat sözleşmesi, feragat edenin alt soyunu da bağlar. Örneğin bir kişi babasının mirasından ivaz karşılığında feragat ediyorsa bu durumda kendi çocukları da büyükbabalarına mirasçı olamazlar. Ama eğer mirastan feragat sözleşmesi ivazsız şekilde yapılırsa yani hiçbir karşılık, bedel almadan mirastan feragat edilirse, bu durumda feragat edenin alt soyu mirasçı olarak feragat edenin yerine geçer. İlk örneğimizden devam edecek olursak, eğer bir kişi babasının mirasından ivazsız şekilde feragat etmişse, bu durumda kişi mirasçı sıralamasında aradan çekilecek artık mirasçı olmayacaktır ama çocukları büyükbabalarına mirasçı olabilecektir. Mirasçısı olacağınızı düşündüğünüz bir miras hakkından feragat etmek istiyorsanız kurallara uygun ve geçerli bir feragat ve daha fazlası için Harbiye Hukuk Bürosu  miras avukatlarından hukuki destek alabilirsiniz.

MİRAS HUKUKUNDA MAL PAYLAŞIM KURALLARI NEDİR?

Miras hukukunda mal paylaşım usulü, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen kurallara göre yapılmaktadır. Medeni Kanun’da öngörülen yasal miras paylaşımı, yasal mirasçılar arasında yapılır. Ölen kişinin yasal mirasçıları, yani hiçbir düzenlemeye vasiyete, kurala bağlı olmaksızın kanundan ötürü doğrudan mirasçı sıfatını kazanacak kişiler, TMK m. 495 vd. düzenlenmiştir.

Medeni Kanun’a göre bir kimsenin yasal mirasçıları için üç zümre belirlenmiştir. Yasal mirasçı zümreleri:

  • Birinci Zümre Yasal Mirasçılar: Alt soy yani çocuklar ve çocukların yerini alacak şekilde torunlardır. Birinci derece mirasçılardır.
  • İkinci Zümre Yasal Mirasçılar: Üst soy yani anne-baba ve anne-babanın yerini alacak şekilde kardeşlerdir. İkinci dereceden mirasçılardır.
  • Üçüncü Zümre Yasal Mirasçılar: Büyükanne-büyükbaba ve onların yerini alacak şekilde halalar, dayılar, amcalar, teyzeler ve onların çocukları olan kuzenlerdir. Üçüncü derece yasal mirasçılardır.
  • Sağ Kalan Eşin Mirasçılığı: Sağ kalan eş kişinin yasal mirasçılarından olup her zümredeki mirasçılarla birlikte mirasçı olur. Bir derecesi yoktur.

Medeni Kanun’a göre yasal mirasçıların miras payı oranları hesaplanırken zümreler dikkate alınmaktadır. Zümrelerin birinde bir kişi varsa diğerlerinin yasal mirasçılığı gündeme gelmez. Birinci zümrede herhangi bir kişi varsa ikinci zümrede miras paylaştırılmaz, onlara hiçbir pay verilmez. Aynı anda hem anne baba hem çocuk hem büyükanne-büyükbaba mirasçı olamazlar. Örneğin bir kişi öldüğünde anne babası ve çocuğu hayattaysa çocuk tüm mirası alacaktır, anne babasına hiçbir şey verilmeyecektir:

  • Birinci Zümredeki Mirasçıların Payları: Ölen kişinin çocukları eşit olarak mirasçıdırlar. Yani kaç çocuk varsa her birinin miras payı mirasın çocuk sayısına bölümüne eşittir. Örneğin iki çocuk varsa her birinin miras payı ½’dir.
  • İkinci Zümredeki Mirasçıların Payları: Anne-baba da eşit olarak mirasçıdırlar. Yani miras pay oranları ½’dir. Bir tarafta hiç mirasçı bulunmadığı takdirde, yani anne ya da babadan biri mirasçıdan önce ölmüşse bütün miras diğer taraftaki mirasçılara kalır.
  • Üçüncü Zümredeki Mirasçıların Payları: Büyükanne ve büyükbaba da eşit olarak mirasçıdır.
  • Sağ Kalan Eşin Miras Payı: Sağ kalan eş zümrelere eklenerek mirasçı olur. Sağ kalan eşim miras oranları, birlikte olduğu zümreye göre değişmektedir.

Sağ kalan eş miras bırakanın altsoyu ile mirasçı olursa, miras payı mirasın dörtte biri olur.

Sağ kalan eş miras bırakanın ana ve baba zümresi ile mirasçı olursa, miras payı mirasın yarısı olur.

Sağ kalan eş miras bırakanın büyük ana ve büyük babaları ve onların çocukları ile mirasçı olursa, miras payı mirasın dörtte üçü olur.

Bunlar da yoksa mirasın tamamı eşe kalır.

SAKLI PAY NEDİR? SAKLI PAY NASIL HESAPLANIR?

Saklı pay, Medeni Kanun’da öngörülen ve bir kimsenin yasal mirasçılarının her halükârda alabileceği miras payıdır. Miras bırakanın yasal mirasçıları, ona en yakın kişilerdir. Miras bırakanın bu kişileri tamamen görmezden gelip öldükten sonra malının sadece dilediği şekilde paylaştırılmasını isteme hakkı yoktur. Miras bırakanın mirasçılardan mal kaçırmaması için kanun koyucu saklı pay düzenlemesi getirmiştir.

SAKLI PAY MİRASÇILARI KİMLERDİR?

 Saklı pay mirasçıları, ölen kişinin alt soyu yani çocukları, üst soyu yani anne babası ve sağ kalan eşidir. Ölen kişinin kardeşlerinin ve büyükanne-büyükbabasının saklı pay hakkı yoktur.

SAKLI PAY ORANLARI NEDİR?

Türk Medeni Kanun m. 506 saklı pay oranlarını düzenlemektedir. Buna göre,

  • Altsoy için saklı pay oranı yasal miras payının yarısı,
  • Ana ve babadan her biri için saklı pay oranı yasal miras payının dörtte biri,
  • Sağ kalan eş için saklı pay oranı altsoy veya ana ve baba zümresiyle birlikte mirasçı olması hâlinde yasal miras payının tamamı, diğer hâllerde yani üçüncü zümre ile mirasçı olması ya da hiç zümre olmaması halinde yasal miras payının dörtte üçüdür.

Miras bırakanın terekesinde serbestçe tasarruf etme hakkı vardır. Ancak bu tasarruflarla mirasçılarının saklı pay oranlarını ihlal edemez. Daha sağken mirasçılarının saklı paylarını aşan oranlarda kazandırmalarda bulunmuşsa ya da mirasçılarına hiç pay bırakmamışsa mirasçıları Tenkis Davası açarak saklı paylarını alabilirler. Tenkis davasında tenkis hesabı yapılarak, saklı pay sahiplerinin tasarrufta bulunulabilecek tereke miktarı üzerinden payları hesaplanır.

VASİYETİN İPTALİ DAVASI NEDİR?

İptal davası, ölüme bağlı tasarrufların, kanunda öngörülen koşullar gerçekleşmişse eğer dava yoluyla iptal edilmesini sağlayan davadır. Türk Medeni Kanun m. 557, ölüme bağlı tasarrufların hangi koşullarda iptal davasına konu olabileceğini düzenlemektedir.

VASİYETİN İPTALİ DAVASI AÇMA NEDENLERİ:

  • Tasarruf miras bırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa iptal davası açılır. Normalde ehliyetsiz kişinin yaptığı hukuki işlem geçersizdir ancak miras hukukunda ehliyetsiz kişinin yaptığı vasiyetler ve ölüme bağlı tasarruflar, iptal edilene kadar ayakta kalır.
  • Tasarruf yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa iptal davası açılır. Ancak, bu sebebe dayanarak iptal davası açmak için yanılma, aldatma ve korkutma hallerinin varlığının öğrenilmesinden itibaren bir yıl geçmemiş olması lazım, bir yıl dolduktan sonra artık bu vasiyet geçerli olur ve bu sebebe dayanarak dava açılamaz.
  • Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlâka aykırı ise iptal davası açılır.
  • Tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa iptal davası açılır. Örneğin, resmi vasiyetname noterde huzurunda ya da sulh hâkimi huzurunda yapılması gerekirken buna uymadan yapılırsa şekle aykırılıktan iptal davası açılır.

Vasiyetin iptali davasını kim açabilir? TMK m. 558’e göre “İptal davası, tasarrufun iptal edilmesinde menfaati bulunan mirasçı veya vasiyet alacaklısı tarafından açılabilir.”

VASİYETİN İPTALİ DAVASINDA ZAMANAŞIMI SÜRESİ VAR MIDIR?

TMK m. 559’a göre zamanaşımı vardır ve iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve herhâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın geçmesi tarihinin üzerinden, iyiniyetli davalılara karşı on yıl, iyiniyetli olmayan davalılara karşı yirmi yıldır. Bu süreler hak düşürücü niteliktedir. Vasiyetin iptali davası açmayı düşünüyorsanız dava takibi ve daha fazlası için Harbiye Hukuk Bürosu miras avukatlarından hukuki destek alabilirsiniz.

REDD-İ MİRAS NEDİR? NASIL YAPILIR?

Türk medeni kanuna göre yasal mirasçıların ve atanmış mirasçıların kendilerine intikal edecek mirası reddetme hakları vardır. Mirası reddetmek, bozucu yenilik doğurucu bir haktır. Eğer ret hakkı kullanılmazsa miras zaten otomatik olarak mirasçıya geçecektir. Ret hakkı kullanıldığında ise geçmişe etkili olarak mirasçılık sıfatını ortadan kaldıracaktır.

MİRAS RET SÜRESİ NEDİR?

Mirası ret süresi üç aydır. Mirasçıların bu süreye riayet etmeleri önemlidir. Bu süre hak düşürücü süredir.

MİRAS NASIL REDDEDİLİR?

Mirası ret usulü, TMK m. 609’da düzenlenmiştir. Buna göre mirası reddedecek mirasçı, sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanda bulunur. Mirasın reddi koşulsuz ve şartsız şekilde yapılmalıdır. Şarta bağlı ret olmaz. Sulh mahkemesi hâkimi, mirasının yaptığı sözlü ya da yazılı ret beyanını tutanağa işler. Daha sonra ret beyanı mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır. Eğer isterse mirasçıya reddettiğini gösterir bir belge verilir.

Mirası Ret Hakkı Nasıl Düşer? Ret hakkının hangi durumlarda düşeceği Türk Medeni Kanunu m. 610’da düzenlenmiştir. Buna göre,

  • Yasal süre içinde mirasçı mirası reddetmezse
  • Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışırsa
  • Ret süresi sona ermene mirasçı terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yaparsa
  • Ret süresi içinde mirasçı tereke mallarını gizlerse veya kendisine mal ederse mirası reddedemez.

Size intikal edecek bir mirası reddetmeyi düşünüyorsanız süresinde, kurallara uygun ve geçerli bir ret beyanı ve daha fazlası için Harbiye Hukuk Bürosu reddi miras avukatlarından hukuki destek alabilirsiniz.

Merve Sara Muğlu

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak Gerekli alanlar işaretlendi *

Yorum Yap