Ceza HukukuHAKARET DAVASI NASIL AÇILIR

Hakaret davası, mahkemelerde en sık karşılaştığımız dava türlerinden biridir. Her ne kadar hakaret, ceza kanununda düzenlenen bir suç tipi olsa da en az ceza hukuku kadar özel hukuk boyutu da önemlidir. Bu nedenle makalemizin başlığı olan hakaret davası, hakaret suçunun tüm yönleriyle ele alınmasından dolayıdır.

Hakaret suçu, Türk Ceza Kanunu 125-131. Maddeler arasında yer alır. Yalnızca sözle işlenebilir bir suç tipi olan hakaret suçunda korunan hukuki değer, kişinin şerefi, haysiyetidir. Dolayısıyla kanunda da şerefe karşı suçlar başlığı altında yer alır.

Hakaret suçu, öğretide bazı yazarlarımız tarafından sıklıkla eleştirilmektedir. Zira hakaret davasının uygulamada bu kadar yoğun olmasından ötürü mahkemelerde büyük bir iş yoğunluğuna sebep olduğu bu sebeple yargı işlerinin yavaşlamasına neden olduğu görüşü en büyük eleştiri sebeplerinden biridir.

HAKARET SUÇU NEDİR?

Hakaret suçu, TCK 125-131. Maddeler arasında düzenlense de kanunda suçun asıl tanımı 125. Maddede yapılır. Maddeye göre,

1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.

(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.

(3) Hakaret suçunun;

  1. Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
  2. Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
  3. Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,

İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

(4) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.

(5) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.

Maddenin ilk fıkrasında suç tipi ve hareket unsuru, ikinci fıkrasında bir yapılış biçimi, üç ve dördüncü fıkralarda nitelikli halleri ve beşinci fıkrada özel bir içtima hükmü yer almaktadır.

Buradan yola çıkarak hakaret suçunun iki şekilde işlenebileceğini söylemek mümkündür. Bunlar;

  • Somut bir fiil veya olgu isnadında bulunmak,
  • Sövmek

Somut fiil veya olgu isnadında bulunmaktan kasıt mağdura, ispat edilmemiş, gerçek olmayan ve rencide edici nitelikte bir suç isnat etmektir. Örneğin A, B’ye karşı “benim evimden para çaldın.” Şeklinde bir suçlamada bulunursa hakaret suçunu somut fiil veya olgu isnadında bulunmak suretiyle işlemiş olacaktır. Belirtmek gerekir ki isnat edilen olgunun ispatı halinde hakaret suçu oluşmaz.

Sövmek sureti ise mağdurun rencide edici kelimelere, cümlelere maruz kalmasıdır. Yargıtay’ın bu bağlamda bazı kelimeleri hakaret saymadığı görülebilir. Özellikle sosyal medyada paylaşılan “Hakaret sayılmayan kelimeler” başlıklı içerikler kullanıcıların dikkatini çekmektedir. Fakat unutmamak gerekir ki bu içerikler münferit olaylardır. Hakaret suçunda önemli olan mağdurun rencide olması, en azından söylenen kelimelerin rencide edebilecek potansiyelde olmasıdır. Burada da bir istisnadan bahsedecek olursak, mağdurun aşırı alıngan olması da hakaret suçunu oluşturmayacaktır. Zira rencide olması veya kelimelerin rencide edebilecek potansiyelde olması, bazı özel durumlar haricinde ortalama bir insan kıstas alınarak belirlenir.

İlk fıkrada belirtilen bir diğer durum da mağdurun gıyabında hakarettir. Bir başka deyişle, mağdurun olmadığı bir ortamda, onun arkasından hakaret edilmesidir. Fakat burada suçun oluşması için aranan kanuni şart, failin söz konusu hakaret fiilini 3 kişiyle ihtilat ederek, yani 3 kişinin bunu bilecek şekilde işlemesidir.

Hakaret suçunu toparlamak gerekirsek, hakaretin sövme ya da somut fiil veya olgu isnadında bulunmak suretiyle yapılması, failin hakaret ettiği kişinin belli olması, sarf edilen kelimelerin ortalama bir insanı rencide edebilecek potansiyeli haiz olması gerekir.

İSTANBUL CEZA AVUKATI

HAKARET SUÇU NASIL ŞİKÂYET EDİLİR?

Hakaret suçunun temel şeklinin takibi şikâyete bağlıdır. Mağdur, hakaret edeni ve hakareti öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikâyette bulunmalıdır. Aksi takdirde şikâyet hakkını kaybeder. Şikâyet hakkı, en geç dava zamanaşımı süresi içinde kullanılabilir. Fakat kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçu için şikâyet şartı aranmaz.

Şikâyet kolluk kuvvetlerine yapılabildiği gibi Cumhuriyet savcılığına da bizzat yapılabilir. Cumhuriyet savcıları, şikayetler için en yetkili merciidir denilebilir çünkü takibi savcılık makamı yapar. Şikâyet, sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Yazılı şikâyet, dilekçe yoluyla yapılır. Sözlü şikâyet ise şikayetlerin memur önünde dile getirilmesi ve ardından memurun ilgili hususları tutanağa geçirmesiyle yapılır.

HAKARET DAVASI NASIL AÇILIR?

Hakaret şikâyete bağlı bir suçtur. Bu nedenle hakaret davası açılabilmesi için mağdurun ilgili mercilere şikâyette bulunması gerekir. Hakaret davasında şikâyet süresi, mağdurun hakarete maruz kalmasından veya en azından öğrenmesinden itibaren 6 aylık bir süreyle sınırlıdır. Şikâyetin belirli bir şekil şartı yoktur, mağdur tarafından ister sözlü ister yazılı şikâyet dilekçesiyle yapılabilir. Fakat dilekçenin içeriğinde maruz kalınan hakaretin ne olduğu, deliller ve tanıklarla birlikte yer alması, mağdur açısından davada önemli bir rol oynayacaktır.

Savcılık ilgili dosyayı uzlaştırma bürosuna gönderir ve taraflar için öncelikle uzlaştırmacı atanır. Her iki tarafın da talepleri dinlenir ve uzlaşamazlarsa bir uzlaşamama tutanağı tutulur. Bu tutanakla birlikte soruşturma devam eder.

Uzlaşamama tutanağının ardından soruşturma evresi başlar. Savcılık makamı, şikâyeti inceler ve soruşturmayı başlatır. Bu aşamada deliller incelenir, varsa tanıklar dinlenilir ve failin ifadesi alınır. Tüm bunları dikkatlice inceleyen savcılık, gerekli gördüğü takdirde kovuşturma evresine geçiş için iddianame hazırlayacaktır. Fakat gerekli görmediği takdirde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar da verebilir.

Kovuşturma aşaması ise yargılamanın yapıldığı safhadır. Yargılamada görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.  Yargılamada hâkim, savcının kendisine göndermiş olduğu iddianameyi dikkatle inceler, mağduru, faili ve tanıkları dinler, delilleri değerlendirir. Tüm bunlar duruşma sırasında yapılır. Duruşma sonunda hâkim bir hüküm verir. Bu da yargılama safhasının sonucunu belirler. Bir başka deyişle hakaret davasının sonucu, mahkemenin verdiği kararla belirlenir.

Toparlamak gerekirse aşamalar şu şekilde listelenebilir;

  • Şikâyet
  • Savcılık Soruşturması
  • Kovuşturma Aşaması
  • Mahkeme Kararı

HAKARET SUÇU VE UZLAŞMA SÜRECİ

Hakaret davalarında öngörülen prosedüre göre dava açılmadan önce uzlaştırmacı atanır. Uzlaştırma müessesesi, tarafları davadan önce bir şekilde iletişime geçirerek aralarındaki husumetin dava açılmadan önce çözülmesini sağlamayı amaçlayan bir usul işlemidir. Ceza Muhakemeleri Kanunu 253. Maddede düzenlenen uzlaştırma süreci, uzlaştırmaya tabi olan bir dosyanın cumhuriyet savcısı tarafından uzlaştırma bürosuna gönderilmesiyle başlar.

Cumhuriyet savcısı tarafından seçilen uzlaştırmacı, her iki tarafla da ayrı veya birlikte görüşür. Tarafların uyuşmazlık hakkındaki görüşleri ve çözüm için talepleri alınır. Bu talep uygulamada çoğunlukla para olsa da bir özür dilemek dahi uzlaşma talebi sayılabilmektedir. Her iki tarafın da taleplerinde mutabık olmasının ardından taraflar uzlaşmış sayılır ve uzlaşma protokolü hazırlanır. Bu protokol, cumhuriyet savcılığı tarafından atanan uzlaştırmacı tarafından hazırlanır ve her iki tarafın da imzası yer almalıdır. Belirtmek gerekir ki uzlaşma tutanağı, bir resmî belgedir ve mahkemelerde de delil olarak kullanılabilir. Tarafların uzlaşamaması halinde de uzlaşamama tutanağı tutulur. Bu tutanak da hakaret davasının açılması için gerekli belgelerden biri olacaktır.

Hakaret suçunun uzlaşma kapsamına alınması, öğretide sıklıkla eleştirilen bir husustur ki buna yönelik birçok düzenleme yapılmıştır. 2024’te yürürlüğe girecek olan CMK değişikliğiyle beraber hakaret suçunun uzlaştırma kapsamından çıkarılmıştır. Öğretide eleştirilen en önemli nokta, tarafların bunu bir para kazanma aracı haline getirme ihtimalinin varlığıdır. Şöyle ki, yukarıda da belirttiğimiz üzere hakaret davası öncesi uzlaşma evresinde tarafların çoğu zaman talepleri para olmaktadır. Bu durum da kimi zaman hakkın kötüye kullanılmasına sebep olabilmektedir. Örneğin bir kişi, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlara gelen kötü, hakaretamiz ifadeleri dava konusu yapabilmekte, uzlaştırmada para talep ederek kâr elde edebilir. Bu nedenle bahse konu uygulama, sıklıkla eleştirilen bir prosedürdür.

HAKARET SUÇUNUN CEZASI

Hakaret suçunun cezası, işlenme biçimine göre değişiklik gösterebilmektedir.

  • Basit halinde hakaret suçunun cezası 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır.

Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir (TCK-125/1)

Bir kişiye hem hapis cezası hem adli para cezası verilmesi mümkün değildir. Verilen cezasının hükümde gerekçesi belirtilmek zorundadır.

  • Suçun nitelikli hallerinde ise ceza miktarı artar. 1 yıldan 2 yıla kadar hapis cezası verilir.

Hakaret suçunun;

  1. Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
  2. Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
  3. Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, işlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz. (TCK-125/2)

Kamu görevlisinden kasıt TCK-6 anlamında kamu görevini icra eden kimselerdir. Bunlar polis, öğretmen, akademisyen, hâkim, savcı gibi çeşitli gruplar olabilir. Önemli olan nokta kamu görevlisine edilen hakaretin, görevinden ötürü edilmiş olmasıdır. Yani bir kimse, kişisel husumeti nedeniyle kamu görevlisine hakaret ettiği zaman nitelikli hali işlemiş olmaz, temel halinden cezalandırılır.

  • Alenen hakaret şeklinde olması (TCK-125/4) ise cezanın 1/6 oranında artmasına sebep olur. Aleniyetten kasıt, hakareti birden fazla kişinin duyma ihtimalinin bulunmasıdır. Örneğin sokakta bağırmak suretiyle edilen hakaret, alenen hakaret sayılır. Kimsenin duyup duymaması önemli değildir.

Buna ilişkin bir Yargıtay kararı şöyledir; “TCK’nın 125/4. maddesinde ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin söz konusu olabilmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesinin gerekmesi karşısında, evin içinde gerçekleştiği anlaşılan hakaret eyleminde aleniyet unsurunun oluştuğu kanaatine ne şekilde varıldığı açıklanıp tartışılmadan, sanık hakkında TCK’nın 125/4. maddesinin uygulanması hukuka aykırıdır.”

(Yarg. 18.CD-K.2019/13140).

  • Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır (TCK m.125/5).

Zincirleme suç hükümleri gereği, kurul halinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret halinde belirlenen cezanın miktarı ayrıca 1/4’ten 3/4’e kadar arttırılır. Örneğin dava esnasında davayı gören hâkim heyetine edilen hakaret, kurul halinde çalışan kamu görevlilerine görevinden dolayı edilmiş sayılır ve cezası bu şekilde artar.

MESAJLA HAKARET SUÇU VE DAVASI

Mesajla hakaret davası da yine hakaret davasıyla benzer niteliktedir. Mesaj atma suretiyle yapılan hakaret, TCK 125/2’de düzenlenmektedir. Buna göre “Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.” Şeklinde belirtilmektedir.

Mesaj yoluyla hakaretten kasıt, fıkradan da anlaşılacağı üzere yalnızca sosyal medya iletişim araçları veya mesaj uygulamalarından atılan mesajlar aracılığıyla olmak zorunda değil, bir mektupla, yazılı bir not da aynı fıkra kapsamında değerlendirilir.  Burada Yargıtay’ın fıkra kapsamına aldığı, mesaj yoluyla hakaret davalarında bir mesaj iletim aracı olarak kabul ettiği haller şu şekilde listelenebilir;

  • Mektup,
  • E-posta,
  • WhatsApp mesajları, WhatsApp gruplarına gönderilen mesajlar,
  • SMS,
  • Telefon konuşmaları,
  • Instagram, Twitter, Facebook vb. sosyal medya hesaplarından DM (Direct Message) yoluyla mesajlaşma.

Belirtmek gerekir ki, mesaj yoluyla yapılan hakarette de gıyabında hakaret olması mümkündür. Fakat tıpkı ilk fıkrada belirtildiği gibi hakaretamiz ifadeyi kullanan failin en az 3 kişiyle ihtilat halinde olması gerekmektedir. Örneğin (A), WhatsApp üzerinden mağdur (B)’nin olmadığı bir grupta (B)’ye karşı hakaret suçunu işlemişse, grupta en az 3 kişinin bu hakaretamiz ifadeyi biliyor olması beklenmektedir. Bu durumda huzurda hakaret suçu oluşmaz fakat gıyapta hakaret suçu vücut bulacaktır.

Mesajla hakaret suçunun ya da kanundaki adıyla ileti yoluyla hakaret suçunun cezası da tıpkı basit haldeki gibi 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır.

Mesajla hakaret davası da yine uzlaştırmaya tabidir. Bu nedenle 2024’te yürürlüğe girecek olan değişikliklerle birlikte prosedüründe değişiklikler olacaktır. Fakat kısaca söylemek gerekirse tıpkı diğer hakaret davalarında olduğu gibi mesajla hakaret davasında da soruşturmanın takibi, mağdurun hakareti öğrendiği andan itibaren işleyecek olan 6 aylık süre içinde yapacağı şikâyete bağlıdır.

SOSYAL MEDYA HAKARET DAVASI

Sosyal medya hakaret davası ise diğerlerinden çoğu zaman bir anlamda farklılık göstermektedir. Zira sosyal medyada kullanılan hakaretamiz ifadeler çoğu zaman alenen hakaret etmek suretiyle kullanılmaktadır. Aleniyetten kastımız, yukarıda belirttiğimiz gibi birden fazla kişinin öğrenme potansiyelinin varlığıdır. Çağımızda sosyal medya, bunun en kolay sağlanabildiği platformlardan biridir. Yapılan bir paylaşımın, hakarete varan ifadelerin veya somut bir olay veya olgu isnat etmenin kimler tarafından ya da kaç kişi tarafından görülebileceğinin kestirilmesi oldukça zordur. Bu nedenledir ki sosyal medyadan yapılan hakaretler, TCK 125/4 kapsamına girebilmektedir.

Belirtmek gerekir ki, sosyal medya üzerinden mesajla, yalnızca mağdurun bileceği bir şekilde hakaret edilmesi alenen hakaret olmaz, bilakis huzurda hakaretin ileti yoluyla işlenmesi, yani 125/2 gündeme gelecektir. Bu fark çok önemlidir. Çünkü bu durumda failin alacağı ceza değişecektir. Alenen hakaret suçunun cezası, huzurda hakaret veya ileti yoluyla hakaret suçundan 1/6 oranında daha yüksektir.

Sosyal medya hakaret davası da uzlaştırmaya tabi, takibi şikâyete bağlı bir husustur. Sosyal medya hakaret davası açmak isteyen kişi, sözlü veya yazılı dilekçe yoluyla hakareti öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikâyette bulunabilir.

HAKARET DAVALARININ MAĞDURUN NİTELİĞİNE GÖRE FARKLILIKLARI

Temelde hakaret davaları, TCK 125 kapsamında kalan kısımlarında mağdurun niteliğinin çok bir önemi olmayan davalardır. TCK 125 kapsamında hakaret davasında mağdurun kamu görevlisi olması nitelikli haldir ve takibi şikâyete bağlı değildir. Cumhuriyet savcısı re ‘sen soruşturur. Buradaki önemli nokta, hakaret davası kamu görevlisine karşı hakaret suçu içeriyorsa ister mesaj yoluyla hakaret davası olsun ister sosyal medya hakaret davası olsun, şikâyete bağlı olmamasıdır.

Bir diğer önemli nokta ise mağdurun kamu görevlisi olması, bu nitelikli halin her daim uygulanacağı anlamına gelmez. Failin mağdur kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret etmiş olması gerekir.

Buna ilişkin bir sosyal medya hakaret davasına karşın Yargıtay’ın kararı şu şekildedir;

“Sanığın, Twitter adlı sosyal paylaşım sitesinde diğer sanık tarafından paylaşılan tweeti retweetlediğinin, kendi ikrarı ile de sabit olması karşısında, kamu görevlisine görevinden dolayı zincirleme şekilde hakaret suçunun unsurları oluştuğundan sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerekmektedir.” Yarg. 18.CD, 2015/10377 E, 2015/12777 K

Hakaret suçunun mağdur özelinde değişmesinin bir başka örneği de mağdurun Cumhurbaşkanı olmasıdır. Fakat bu bir nitelikli hal değildir. Ayrı bir suç tipi olarak TCK 299’da düzenlenmiştir. Suçun unsurları aynı olmakla beraber yalnızca mağdurun cumhurbaşkanı olması, TCK 125 değil, TCK 299 kapsamına girmektedir.

Son olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti veya Organlarına hakaret edilmesi de yine ayrı bir suç olarak düzenlenmiştir. Esasında bu durum Tüzel kişiler suçun mağduru olamaz ilkesinin bir istisnasıdır. Hakaretamiz ifadenin Türkiye Cumhuriyeti Devleti veya devletin organlarına karşı kullanılması, TCK 301 suçunu oluşturacaktır.

HAKARET DAVASININ İSPATI

Hakaret davalarında TCK 127, isnadın ispatını düzenleyen pozitif hükümdür. Şöyle ki;

İsnat edilen ve suç oluşturan fiilin ispat edilmiş olması halinde kişiye ceza verilmez. Bu suç nedeniyle hakaret edilen hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı verilmesi halinde, isnat ispatlanmış sayılır. Bunun dışındaki hallerde isnadın ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikayetçinin ispata razı olmasına bağlıdır.

İspat edilmiş fiilinden söz edilerek kişiye hakaret edilmesi halinde, cezaya hükmedilir.

Öncelikle hakaret davasının ispatı konusunu fail açısından ele almak gerekirse;

Bunun için hakaret suçunun somut fiil veya olgu isnat etmek suretiyle işlenmesi gerekir. Sövme suretiyle yapılan hakaretlerde failin ispat edebileceği bir husus, TCK 127 kapsamında yoktur. Fail, somut fiil veya olgu isnat ederek işlemiş olduğu hakaret suçundan isnadını ispat ederek kurtulabilir. Örneğin yukarıdaki örnekten devam edersek, (A)’nın (B)’yi evinden para çalmakla suçlaması, TCK 125 anlamında hakaret suçunu oluşturur. Fakat (B)’nin isnat edilen eylemi gerçekten yapmış olduğunun tespiti halinde (A) isnadını ispatlamış sayılır ve hakaret davası düşer. Savcılık, bu durumda Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verecektir.

Fail açısından ispata değebilecek bir diğer konu da sövme suretiyle hakaret hareketine karşıdır. TCK 129, bir özel şahsi cezasızlık sebebini düzenler. Haksız fiile karşı yapılan hakaret eylemi cezanın indirilmesini gerektirebileceği gibi cezanın verilmesini de engelleyebilir. Fakat 129/2’ye göre bahse konu haksız fiil bir kasten yaralama eylemi ise bu durumda fail aleyhine herhangi bir cezaya hükmedilmez. Fail, haksız fiile karşı hakaret eyleminde bulunduğunu ispat ederek ceza almaktan kurtulabilir. Yine aynı maddede yer alan 3. Fıkra ise hakaret eyleminin karşılıklı şekilde olmasını düzenler. Bu durumda hakaretlerin ağırlığı önem taşıyacaktır.

Haksız fiil nedeniyle veya karşılıklı hakaret

Madde 129- (1) Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.

(2) Bu suçun, kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmez.

(3) Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.

Mağdur açısından ise hakaretin ispatı, hakaret davasında hakarete uğradığını ispat etmek amacıyla yapılır. Bunun için deliller veya tanıkların kullanılması mümkündür. Huzurda hakaretin ispatı ve ispat hukuku prosedürleri zor olabilmektedir. Bu nedenle bir yasal destek almanız şiddetle tavsiye edilmektedir. Bunun dışında sosyal medya hakaret davasında ekran görüntüsü, ekran kaydı gibi deliller kullanılabilir. Mesajla hakaret davasında ise ekran görüntüsü uygulamada her ne kadar yaygın olsa da bazı durumlarda özel hayatın gizliliği açısından ihlallere neden olabilmektedir.

Yargıtay’ın herhangi bir suçun ispatı için kayda alınan video veya resimlerde özel hayatın gizliliğini ihlal kararı vermediği içtihatları vardır. Bunlar, başka türlü ispat edilmesinin mümkün olmadığı durumlar veya o anlık gelişen ve ispat etmek amacıyla yapılan eylemlerdir.

Fakat önemle belirtelim ki, planlı eylem şeklinde alınan video, ekran kaydı, ekran resmi gibi hususlarda alınan görüntüleri veya sesleri delil olarak kabul etmek mümkün değildir. Zira elde edilen delil, hukuka aykırı yollarla elde edilmiş sayılır.

HAKARET SUÇUNUN ŞİKÂYET SÜRESİ

Hakaret suçunun şikâyet süresi, mağdurun kendisine yöneltilen hakaretamiz ifadeleri öğrenmesinden itibaren 6 aydır. Bir başka deyişle mağdur, hakareti öğrendiğinden itibaren 6 ay içinde hakaret davası açmak için kolluk kuvvetlerine, CİMER’e veya Cumhuriyet Savcılığına şikâyette bulunabilir.

HAKARET SUÇUNA KARŞI TAZMİNAT DAVASI

Hakaret suçuna maruz kalan mağdur, fail hakaret davasından beraat etmiş olsa dahi maddi veya manevi tazminat davası açabilir. Çünkü hakaret davası bir ceza, kamu davasıdır, kamu hukuku alanındadır. Tazminat davası ise meselenin özel hukuk boyutudur, bir borçlar hukuku meselesidir. Bundan sebeptir ki görevli mahkeme dahi değişmektedir.

Tazminat davalarında adından da yola çıkılabileceği gibi bir zarar ve o zarara yönelik bir tazmin işlemi gerçekleştirilmek amaçlanmaktadır. Bu zarar ekonomik kayıplar gibi maddi anlamda olabileceği gibi manevi anlamda da olabilir. Bu durumda zarar maddi ise maddi tazminat, manevi ise manevi tazminat, her ikisi de varsa -ki uygulamada sıklıkla buna rastlanır- maddi ve manevi tazminat isteminde bulunulabilir.

Tazminat davalarında görevli mahkeme, asliye hukuk mahkemeleridir.  Tazminat talebinde bulunacak olan kişi, öncelikle haksız fiilin, hakaretin öğrenilmesinden itibaren söz konusu davayı 2 yıl içinde açmalıdır. Fakat her halükârda 10 yıl içinde açılabilir.

Hakaret suçuna karşı tazminat davası açmak isteyen kişi, öncelikle mahkemeye dava değeri oranından belirlenecek olan tutarda bir harç yatırmalıdır. Ardından dava dilekçesi mahkemeye sunulur ve yargılama başlatılır. Davacı, kural olarak iddiasını ispat etmelidir. Bunu yaparken ceza soruşturmasında kullanılan delilleri ispat aracı olarak kullanması mümkündür.

Hâkim, yargılamada her iki tarafı ve varsa tanıkları dinler, delilleri inceler ve bir hükme varır. Hüküm sonucunda davacının taleplerinin yerine getirilmesine hükmedilmesi mümkün olduğu gibi taleplerinin yersiz olduğuna da karar verebilir.

HAKARET DAVASINDA AVUKATLIK ÜCRETLERİ

Hakaret davası asliye ceza mahkemesinde görülür. Asliye ceza mahkemelerinin görev alanına giren davalarda 2024 yılı için öngörülen avukatlık ücreti alt sınırı, 17.900 TL’dir.  Fakat failin özel vekâletname ile tuttuğu şahsi bir avukatı yoksa barodan da avukat talep edebilir. Baro tarafından görevlendirilen avukatın ücreti, bir adli yardım kapsamına girer. Bundan sebeptir ki söz konusu ücret hazineden ödenir.

CEZA AVUKATI OLARAK HİZMETLERİMİZ

Ceza davaları da tıpkı diğer dava türleri gibi çok sıkı prosedürlere bağlanmış davalardır. Bundan sebep, bu prosedürlerin iyi bilinmesi, eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Sanık müdafi veya müşteki vekili olan avukatların da bu prosedürleri en iyi ve eksiksiz şekilde yerine getirilmesi, hak kayıpları yaşanmaması açısından oldukça önem arz eder.

Harbiye Hukuk Bürosu olarak, her türlü ceza davalarında sizlere destek olmaktan ve en iyi şekilde hizmet verebilmekten dolayı gurur duymaktayız. Hakaret davaları, sosyal medya hakaret davaları veya mesajla hakaret davalarında da alanında uzman ceza avukatlarımızla birlikte sizlere yardımcı olabilecek nitelikteyiz. Bir yandan sitemizde bulunan makalelerimizle sizleri aydınlatma amacı güderken diğer yandan da davalarınızda avukatlık yaparak sizlerin haklarını gözetmek bizler için bir görev niteliğindedir.

Meselenin yalnız ceza hukuku boyutunda değil, tazminat hukuku anlamında da gereken desteği vermekten mutluluk duyarız.

SIKÇA SORULAN SORULAR

Hakkımda Hakaret Davası Açılmış, Ne Yapmalıyım?

Aleyhinize açılan bir hakaret davasında yapılması gereken en önemli husus, hakaretin hangi hareket suretiyle yapıldığının tespitidir. Zira kanun, 127 ve devamındaki maddelerinde şahsi cezasızlık sebepleri düzenlemiştir. Örneğin somut fiil veya olgu isnadıyla yapılan bir hakaret eylemi, isnadın ispat edilmesiyle cezalandırılabilir olmaktan çıkmaktadır. Benzer şekilde sövme şeklinde yapılan bir hakaret eyleminde ise hakaretin haksız fiile karşı gerçekleştirilmiş olması halinde ceza indirimine hükmedilebileceği gibi ceza verilmesine yer bırakılmayabilir. Fakat tüm bunların eksiksiz yerine getirilmesi için bir avukat tarafından yasal destek alınması şiddetle tavsiye edilmektedir.

Hakaret Davası Nasıl Düşer?

Hakaret davasının düşmesi için isnadın ispatı, haksız fiile karşı işlenmiş olması gibi temel ceza indirim veya cezasızlık sebepleri düzenlenmiştir. Bunlar hakaret davasını kovuşturmadan önce soruşturma aşamasında bitirebilecek hususlardır. Aynı zamanda uzlaşma aşamasında da tarafların uzlaşması, hakaret davasını başlamadan bitirebilir nitelikte olaylardandır.

Hakaret Davasında Tutuklama Olur Mu?

Hakaret davasında ceza yargılamasının sonucunda verilecek hüküm, 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası olabilmektedir. Hakaretin ağırlığı, durumun gerektirdiği koşullar hâkime cezanın üst ve alt sınırı arasında TCK 61 kapsamında bir takdir yetkisi tanıyabilmektedir.

Hakaret Davası Sicili Bozar Mı?

Hakaret davasının sicili bozup bozmadığı, davanın sonucuna ve hükmün türüne bağlıdır. Şayet hükümle birlikte mahkûmiyet kararının verilmesi durumunda karar sicile işler. Dolayısıyla evet, sicil bozulur. Fakat “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararı verilmesi halinde kişinin 5 yıl içinde tekrar bir suç işlememesi halinde sicil bozulmayacaktır. Hüküm sonucunda sanığın beraatine karar verilirse de sicilde herhangi bir bozulma olmayacaktır.

Hakaret Davasında Mahkemeye Çıkılır Mı?

Hakaret davasında tarafların uzlaşması halinde ortada bir uyuşmazlık kalmayacağından ötürü dava görülmeden ihtilaf çözülmüş olur, bundan sebep mahkemeye çıkılmaz. Fakat tarafların uzlaşamaması durumunda dava asliye ceza mahkemesinde açılır ve duruşma yapılır. Hülasa bu durumda mahkemeye çıkılır.

Hakaret Davasında Avukat Tutmak Zorunlu Mu?

Hakaret davasında avukat tutmak zorunlu değildir, mağdur şikâyetlerini veya tazminat talebini kendi başına da yapabilir. Fakat bir avukat desteği almak süreci bir hayli kolaylaştıracaktır. Fail açısından ise, tutuklu yargılama, failin kamu görevlisi olması, failin küçük veya kendini savunamayacak bir kimse olması durumlarında avukatla temsil zorunludur. İster özel vekâlet ile temsil edilebilir ister barodan talep ettiği avukat tarafından temsil edilebilir.

Hakaret Davası Nerede Açılır?

Hakaret davası, savcılığa, CİMER’e veya kolluk kuvvetlerine yapılan şikâyetle takip edilir. Davada görevli ve yetkili mahkeme suçun işlendiği, mağdurun ikamet ettiği veya sanığın ikamet ettiği yerde bulunan asliye ceza mahkemesidir.

Hakaret Davasında Ne Kadar Tazminat Alınır?

Tazminat hukukunda bir üst veya alt limit belirlenmemiştir. Davacının uğradığı zarar doğrultusunda, hakkaniyete uygun bir tazminat tutarına hükmedilir. Buradaki temel amaç, zararı tazmin etmek olduğundan dolayı tazminat müessesesinin bir zenginleşme aracı olarak kullanılmaması gerekmektedir. Davalının zararı, hakkaniyete uygun bir ölçüde tazmin edilir.

Hakaret Davasında Tazminat Talep Edilebilir Mi?

Hakaret davasında da tıpkı diğer suçlarda da olduğu gibi uğranılan zararın tazminini istemek mümkündür. Hakaret davasından beraat alan failin aleyhine dahi bir tazminat davası açılması ve belli bir tutara hükmedilmesi mümkündür.

Hakaret Davası Para Cezası Kaç TL?

Hakaret davasında hükme esas olacak olan adli para cezası tutarı yıllara göre değişebilmektedir. 2024 halinde bu tutar, 1000 TL ile 5.000 TL arasında değişmektedir.

Mesajla Hakaretin Cezası Nedir?

TCK 125/2, ileti yoluyla hakaret suçunu düzenler. İleti mesaj yoluyla olabileceği gibi bir mektup şeklinde de olabilir. Fıkraya göre verilecek olan ceza, tıpkı 125/1 temel halindeki gibi 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır.

Sosyal Medya Cezası Ne Kadar?

Hakaret suçunun sosyal medya yoluyla işlenmesi, uygulamada çoğu zaman alenen hakaret nitelikli hali (TCK-125/4) şeklinde olduğundan cezada arttırıma gidilir. Bu arttırım, 1/6 oranında gerçekleşir.

Sosyal Medya Üzerinden Hakaret Davası Nasıl Açılır?

 Sosyal medya üzerinden edilen hakarette de suçun takibi mağdurun şikâyetine bağlıdır. Mağdur, CİMER, kolluk kuvvetlerine veya Cumhuriyet Savcılığına sözlü veya yazılı dilekçe ile şikâyette bulunabilir.

Hakaret Davası İçin Kaç Şahit Gerekir?

Suçun nasıl işlendiğine göre değişiklik gösterebilmektedir. Hakaretin mağdurun huzurunda gerçekleşmesi halinde herhangi bir şahide ihtiyaç duyulmazken gıyabında gerçekleşmesi için kanunun aradığı şart, suçun 3 kişiyle ihtilat halinde işlenmesidir. Dolayısıyla gıyapta hakaret davası için 3 şahit gerekir de denilebilir.

Hakaret Uzlaştırmaya Tabi Midir?

Hakaret suçu da uzlaştırmaya tabi suçlar arasında yer alır. Cumhuriyet savcısı, soruşturma aşamasındayken dosyayı uzlaştırma bürosuna göndererek tarafları uzlaştırmaya yöneltir. Tarafların uzlaşması halinde uzlaşma tutanağı tutulur ve dava açılmadan sona erer. Tarafların uzlaşamaması halinde ise yargılama safhasına geçilecektir.

Hakaret Davası Ne Kadar Sürer?

Hakaret davasının ne kadar süreceği, davanın karmaşıklığına, delillerin toplanma süresine, mahkemenin iş yoğunluğuna ve diğer olası etkenlere bağlıdır. Bu nedenle net bir süre tahmininde bulunmak mümkün olmadığı gibi doğru da olmayacaktır.                  Ahmet Eren SOLMAZ

CEZA DAVASI NASIL AÇILIR? ŞİKAYET VE SÜRECİ

HAKARET SUÇU NEDİR? HAKARET SAYILMAYAN SÖZLER VE KELİMELER NELERDİR?

İşçinin İşverene Hakaret Etmesi

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak Gerekli alanlar işaretlendi *

Yorum Yap