İş kazası zamanaşımı; iş kazasına bağlı tazminatların talep edilebilmesi için yani bu konuda dava açılabilmesi için belirlenen süredir. Bu sürenin yani iş kazası zamanaşımı süresi dolduktan sonra iş kazasına bağlı tazminat haklarının talep edilmesi mümkün olmamaktadır. İş kazası zamanaşımı kural olarak TBK 72 maddesi gereği zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğramaktadır. İş kazaları davalarından doğan tüm talepler, iş kazası zamanaşımı süresinde talep edilmesi gerekmektedir.

İş kazası geçirdiniz ve haklarınız konusunda sorun yaşıyor ve hukuki yardım almak istiyorsanız buraya tıklayarak tazminat avukatımıza mesaj yazıp sorunlarınızı anlatabilir veya iletişim bölümünden bizimle direk iletişime geçebilirsiniz.

İŞ KAZASI NEDİR ?

5510 sayılı Kanunda sayılı kanunun 13. Maddesine göre iş kazası ;

  1. Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
  2. İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
  3. Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
  4. Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
  5. Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olay şeklinde tanımlanmıştır.

Özetle iş kazası, kişinin çalışma hayatında 5510 sayılı Kanunda sayılan hallerden birinde meydana gelen ve sigortalıyı bedenen veya ruhen engelli hale getiren olaydır. 

İŞ KAZASI TESPİTİ VE İŞ KAZASI TESPİT DAVASI NEDİR?

Meydana gelen iş kazası neticesinde iş kazası geçiren sigortalı çalışanın SGK bildirim yapılması üzerine kurum tarafından meydana gelen kazanın iş kazası olarak tespit ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu değerlendirilmenin yapılabilmesi için, yani meydana gelen olayın iş kazası olarak nitelendirilebilmesi için, iki koşulun birlikte gerçekleşmesi zorunludur. Bu 2 koşul, kanunda belirtilen şekilde sigortalı sayılmak ve bir işverene bağlı olarak çalışmaktır.  Bu durumun gerçekleşmesi halinde SGK tarafından meydana gelen kazanın iş kazası olarak tespiti yapılacaktır.

Ancak bu durum uygulamada çoğu zaman SGK nezdinde gerekli iş kazası bildirim yükümlülüklerinin gerek çalışan sigortalı, gerekse işveren tarafından süresinde yapılmaması, meydana gelen iş kazasında gerekli tutanak ve raporların düzenlenmemesi, iş kazası sonrası kayıtlarda gerçeğe aykırı beyanlarda bulunulması, çalışanın sigortasının bulunmaması veya iş kazasının iş yeri sayılabilecek yerlerde işlenmemesi gibi nedenlerle iş kazası olarak tespitinin mümkün olamadığı olabilmektedir.

Bu gibi durumlarda yani SGK tarafından iş kazasının tespitinin gerçekleştirilemediği durumlarda sigortalının işverenden tazimat talebi için ön sorun teşkil etmektedir. Yani sigortalının tazminat talebinden önce meydana gelen olayın iş kazasının tespitini gerçekleştirmesi gerekmektedir. Uygulamada bu davanın adı iş kazası tespiti davası denmektedir.

Nitekim yüksek mahkeme tarafından verilen pek çok emsal kararda da sigortalının iş kazası nedeniyle tazminat talep edebilmesi için öncelikli olarak meydana gelen olayın iş kazası olarak tespiti için dava açması gerektiği ve mevcut iş kazasından kaynaklı tazminat taleplerine ilişkin davada da bu durumun bekletici mesele yapılması gerektiği değerlendirilmiştir.

“Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası niteliğinde olup olmadığı öncelikle Kurum tarafından tespit olunacak bir husustur. Kurumun bir olayı iş kazası kabul etmemesi durumunda ilgililer işverenin yanında Kurumu da hasım göstererek iş kazası tespit davası açabilirler.

Bunun yanında aksine olarak Kurumun bir olayı iş kazası kabul etmesi halinde ise ilgililer Kurumu da hasım gösterecekleri bir dava ile yine olayın iş kazası olmadığının tespitini her zaman mahkemelerden isteyebilirler. Bir olayın iş kazası olup olmadığının açık bir şekilde ortaya konulmasının zararlandırıcı olaya dair yapılacak yargılamada mahkemelerin görevine ilişkin de neticelerinin bulunması nedeniyle önemli olup bu ihtilaf yani olayın iş kazası olup olmadığına dair ihtilaf öncelikle Kurumun yapacağı tahkikata sonrasında ise tarafların açacağı tespit davalarının neticesine bağlı bir ihtilaf olup açılan tazminat davalarında öncelikle çözümü gereken bir husustur.

Somut olayda, iş kazası olduğu iddia olunan olayın iş kazası ihbarı veya sürekli iş göremezlik oranı tespiti istemiyle Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği, davacı tarafa iş kazası ihbarı veya sürekli iş göremezlik oranı tespiti istemiyle Kuruma başvurması için önel verilmediği, olayın iş kazası olarak nitelendirilemeyeceği gerekçesiyle eksik araştırma ile davanın görev yönünden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.

Yapılacak iş; olayın Kurumca iş kazası olarak kabul edilip edilmediğinin belirlenmesi için davacı tarafa Kuruma müraacat edilmek üzere önel vermek; olayın Kurum tarafından iş kazası olarak nitelendirilmemesi halinde; Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden dolayı işveren aleyhine “iş kazasının tespiti” davası açması için davacı tarafa önel vermek, açılacak tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak, verilen önelin sonucuna göre tüm delilleri bir arada değerlendirerek karar vermekten ibarettir.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, prosedüre uygun biçimde olayın iş kazası sonucu meydana gelip gelmediği hususu açıklığa kavuşturulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir..” Yargıtay 21. Hukuk Dairesi  2014/7336 E.  ,  2014/10526 K..

Özetle Yargıtay kararında açıkça öncelikle sigortalı tarafından SGK’ya yapılacak başvuru sonrasında yapılacak incelemede öncelikle kurum tahkikat raporu ile meydana gelen olayın iş kazası olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği, SGK tarafından meydana gelen olayın iş kazası olarak tespit edilmemesi halinde yada iş kazası olarak tespit edilmesi halinde hem sigortalının hem de işverenin İş kazası tespit davası açarak bu durumun tespitinin yapılmasının beklenilmesi gerektiği belirtilmiştir.

İŞ KAZASI TESPİT DAVASINDA ZAMANAŞIMI 

Zamanaşımı; alacak hakkının kanunda açıkça belirlenmiş süreler içerisinde kullanılmaması nedeniyle, borçlunun borcunu ödemekten kaçınabilmesini sağlayan bir müessesedir. Yani zamanaşımı hakkı ortadan kaldırmayan ancak talep edilmesini engelleyen süre kavramına gelmektedir. Bu tanımlama sayesinde bir hakkın talep edilebilmesi için kanunda belirli süreler tanımlanmış ve bu süreler çerçevesinde hakların talep edilebileceği düzenlenmiştir.

İş kazası zamanaşımı ile iş kazası tespit davası zamanaşımı birbirinden farklı kavramlardır. İş kazası zamanaşımı daha özel bir kavramken iş kazası tespit davası zamanaşımı daha genel bir durumdur. Yani iş kazası zamanaşımı uyuşmazlık konusunda gündeme gelebilmesi için öncelikle iş kazası tespit davası zamanaşımının çözümlenmesi gerekmektedir. İş kazası tespiti zamanaşımında süre söz konusu değilken iş kazası zamanaşımı süreye tabidir.

Kanunda belirtilen düzenlemeler doğrultusunda İş kazası tespitine yönelik davalarda herhangi bir zamanaşımı süresi söz konusu değildir. Yani iş kazası olduğunun veya olmadığının tespiti her aşamada istenebilmesi mümkündür. Bu durum Yargıtay kararlarında da “ . İş kazası olduğunun veya olmadığının tespitinde zamanaşımı olmayacağı gözetilerek” denilerek iş kazası tespit davalarının zamanaşımına tabi davalardan olmadığı açıkça belirtilmiştir.

Somut olayda; iş kazası olduğu veya olmadığının tespiti istemleri, bu davalara bağlı tazminat davalarında ön sorun olduğundan ve verilecek karar gerektiğinde 506 sayılı Yasanın 99. Maddesi uygulanarak gelir bağlanması ile bağlantılı olduğundan hak düşürücü süreye, zamanaşımı süresine tabi değildir. İş kazası olduğunun veya olmadığının tespitinde zamanaşımı olmayacağı gözetilerek işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken davanın reddi hatalıdır.” Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/20062 E. ,  2018/3152 K.

“Somut olayda davacıya 1989 tarihinden itibaren Kurum tarafından maluliyet aylığı bağlandığından, 506 sayılı Yasa’nın 99. maddesi ve 5510 Sayılı Yasanın 97/1.fıkrası dikkate alındığında iş kazası tespit davalarında zamanaşımı süresi yoktur” Yargıtay 21. Hukuk Dairesi  2016/12394 E.  ,  2018/2969 K.

Bununla birlikte iş kazası tespit davasında zamanaşımı bulunmasa dahi, iş kazası zamanaşımı sürelerinin içerisinde iş kazasından doğan maddi ve manevi tazminat taleplerinin tahsil edilebilmesi için iş kazası tespit davasının açılması gerekmektedir. Aksi durumda yani iş kazası zamanaşımı süresi dolduktan sonra iş kazası tespit davanın açılması halinde işçinin maddi ve manevi tazminat talep edebilmesi yine mümkün olmayacaktır.

İŞ KAZASI TAZMİNATLARI NELERDİR?

İş kazası sonucunda meydana gelen haksız fiil kapsamında bir sigortalının ya da işçinin talep edebileceği tazminatlar, Borçlar Kanunu haksız fiil hükümleri kapsamında maddi ve manevi tazminat taleplerinden ibarettir.

Bu maddi tazminat talepleri kişide meydana gelen cismani zarara göre;

Kişinin yaralanması durumunda;

  • sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı,
  • hastane masrafları,
  • tedavi giderleri
  • Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplardır.

Kişinin vefat etmesi durumunda;

  • Vefat eden kişinin desteğinden yoksun kalma
  • Cenaze giderleri
  • Tedavi giderleri tazminatı şeklinde tanımlamak mümkündür.

Yine kişinin haksız fiil nedeniyle yaşadığı sıkıntı ve elem ile zararların manevi olarak giderilebilmesi için de manevi tazminat olarak talep edilebilmesi mümkündür.

İŞ KAZASI ZAMANAŞIMI SÜRESİ NEDİR?

İş kazası kural olarak haksız fiilden kaynaklanan bir tazminat sorumluluğudur.  İş kazalarında zamanaşımı TBK 72 maddesindeki düzenlemede “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar...”  Şeklindeki düzenleme ile 2 ve 10 yıllık sürelere tabidir.

Kural olarak iş kazasına bağlı tazminat taleplerinde, iş kazası zamanaşımı süresi 2 ve 10 yıldır. Emsal Yargıtay kararlarında da genel zamanaşımı süresinin yani iş kazası zamanaşımı süresinin her halde 10 yıl olduğu da belirtilmiştir.

“Somut olayda; davaya konu olayın 24/10/2002 tarihinde meydana geldiği, davacı tarafça maddi tazminat talebinin 21/08/2015 tarihinde ıslah yolu ile artırıldığı, ıslah dilekçesinin tebliğ edildiğine dair tebligat parçasının dosyada bulunmadığı ve UYAP’ta kayıtlı evraklar arasında da bulunmadığı, davalı tarafın 05/09/2013 tarihinde zamanaşımı def’inde bulunduğu, şu halde yasada öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından ıslah dilekçesi ile artırılan maddi tazminat taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.” Yargıtay 21. Hukuk Dairesi  2018/1911 E., 2019/2373 K.

CEZA DAVASI ZAMANAŞIMI SÜRESİ NEDİR?

İş kazalarında zamanaşımının uygulanmasında belirli durumlarda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66. Maddesinde düzenlenmiş ceza davası zamanaşımı süreleri de gündeme gelmektedir. Ceza zamanaşımı suçun işlendiği tarihten itibaren üzerinden belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış ya da dava açılmış fakat kanuni süre içinde sonuçlandırılmamışsa devletin cezalandırma hakkından vazgeçmesi ve ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku müessesidir. İş kazası davalarında zamanaşımı sürelerinin belirlenmesinde belli durumlarda ceza zamanaşımı süreleri de dikkate alınmaktadır.

İŞ KAZASI ZAMANAŞIMINDA CEZA DAVASI ZAMANAŞIMI UYGULANABİLİR Mİ?

İş kazası zamanaşımı kural olarak TBK 72 maddesinde “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.”  Şeklindeki düzenleme ile açılacak hukuk davalarında ve buna bağlı olarak iş kazası zamanaşımı bakımından dava konusu olayın suç oluşturması halinde suç oluşturan eylemin ceza zamanaşımı daha uzun olması halinde iş kazası zamanaşımı bakımından bu zamanaşımının uygulanacağını açıkça belirtmiştir.

İş kazasından kaynaklı tazminat davalarına konu olayın bir haksız fiil olduğu gibi çoğu zaman bu durumunda TCK kapsamında suçta teşkil etmektedir. Meydana gelen haksız fiilin suç teşkil etmesi durumunda bu suç ve haksız fiilden doğan tazminatlarda talep edilecek yani iş kazası zamanaşımı yönünden daha uzun olması halinde ceza zamanaşımı uygulanacaktır.

İş kazası zamanaşımı yönünden suç teşkil eden eylem yaralanma veya ölüm şeklinde sona ermesi durumuna göre kanun kapsamında belirlenecek ceza zamanaşımı da değişmektedir.

YARALANMA DURUMDA İŞ KAZALARINDA UZAMIŞ ZAMANAŞIMI 12 YILDIR.

İş kazası sonrasında meydana gelen olayın yaralanma teşkil etmesi durumunda bu durumunda TCK kapsamında Taksirle Yaralama suçunu oluşturması ihtimali gündeme gelecektir.  Bu durumda yani iş kazası sonrasında bu suç nedeniyle uygulanacak iş kazası zamanaşımı da Kanunun 66/1-e maddesinde belirtilen uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerekecek olup, iş bu iş kazası zamanaşımı süresi ise “12” yıl olacaktır.

Emsal Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere meydana gelen iş kazasının taksirle yaralama suçu fiilini de oluşturduğu durumlarda iş kazası zamanaşımı süresi 12 yıldır.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, iş kazası tarihinde geçerli olan 818 sayılı Borçlar Kanununun 60/2 maddesine göre eylem aynı zamanda suç oluşturuyorsa artık o suç için öngörülen ceza zamanaşımı süresinin uygulanacağı hükmü mevcuttur. Olayımızda zararlandırıcı sigorta hadisesinin aynı zamanda suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nun 89. maddesinde belirtilen “Taksirle Yaralama” suçunu oluşturduğu ve aynı Kanunun 66/1-e maddesinde belirtilen uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, iş bu zamanaşımı süresinin ise “12” yıl olduğu açıktır. Yargıtay 21. Hukuk Dairesi  2016/20195 E. ,  2018/4981 K.

“İş kazası tarihinde geçerli olan Mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 60/2. ve aynı yöndeki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72/1. maddesine göre eylem aynı zamanda suç oluşturuyorsa artık o suç için öngörülen ceza zamanaşımı süresi uygulanır.

Somut olayda zararlandırıcı sigorta hadisesinin aynı zamanda olay tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nun 89. maddesinde belirtilen “Taksirle Yaralama” suçunu oluşturduğu ve aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirtilen uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, bu uzamış zamanaşımı süresinin ise (8+4 yıl olmak üzere) “12” yıl olduğu, buna göre ıslah tarihi olan 13/05/2016 tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı açıktır. Hal böyle olunca maddi tazminatın ıslahla arttırılan kısmının zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.” Yargıtay 21. Hukuk Dairesi   2017/1294 E.  ,  2018/6177 K.

ÖLÜMLÜ İŞ KAZASI ZAMANAŞIMI SÜRESİ 15 YILDIR. 

İş kazası sonrasında meydana gelen olayın sonucunda sigortalının vefat etmesi yani ölümü durumunda ise bu durumunda Türk Ceza Kanunu’nun taksirle öldürmeyi düzenleyen 85. maddesinde taksirle bir insanın ölümüne neden olma suçunu oluşturması ihtimali gündeme gelecektir.  Bu durumda yani iş kazası sonrasında bu suç nedeniyle uygulanacak iş kazası zamanaşımı da Kanunun 66/1-d maddesinde belirtilen uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerekecek olup, iş bu nedenle de iş kazası zamanaşımı süresinin ise “15” yıl olacaktır.

Emsal Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere meydana gelen iş kazasının taksirle ölüme neden olma suçu fiilini de oluşturduğu durumlarda iş kazası tazminatının talebi için uygulanacak iş kazası zamanaşımı süresi 15 yıldır.

“İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik ve ölüm nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi amacıyla açılan maddi ve manevi tazminat davalarında; zamanaşımı süresi gerek olay tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 125. maddesi ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı yasanın 146. maddesi gereğince haksız fiilin meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıldır. Ancak olayın aynı zamanda bir suç oluşturması durumunda olay tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 60/2. maddesine göre, ceza zamanaşımı süresi daha uzunsa bu zamanaşımı süresinin dikkate alınması gerekmekteydi. 6098 sayılı TBK’nın 72. maddesi de aynı doğrultudadır.

Ceza zamanaşımı süresi daha uzunsa tazminat davalarında ceza zamanaşımı süresi uygulanacaktır. Bu doğrultuda 24.08.2005 olan olay tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun taksirle öldürmeyi düzenleyen 85. maddesinde taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişinin iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı ve aynı yasanın 66/1-d maddesinde beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda dava zamanaşımının onbeş yıl olduğu hükmü düzenlenmiştir.

Somut olayda; davaya konu olayın 24.08.2005 tarihinde meydana geldiği, ıslah tarihinin 09.12.2015 olduğu, şu halde uzamış ceza zamanaşımı süresinin (15 yıl) dolmadığı anlaşıldığından fazla taleplerin ıslah tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi hatalıdır.” Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/15116 E., 2018/6217 K.

“İş kazası tarihinde geçerli olan 818 sayılı Borçlar Kanununun 60/2 maddesine göre eylem aynı zamanda suç oluşturuyorsa artık o suç için öngörülen ceza zamanaşımı süresinin uygulanacağı hükmü mevcuttur. Olayımızda zararlandırıcı sigorta hadisesinin aynı zamanda suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nun 85. maddesinde belirtilen “Taksirle Öldürme” suçunu oluşturduğu ve aynı kanunun 66/1-d maddesinde belirtilen ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, iş bu zamanaşımı süresinin ise “15” yıl olduğu açıktır. Hal böyle olunca 23.07.2005 tarihinde gerçekleşen iş kazası için iş bu davanın 28.12.2015 tarihinde açılması nedeniyle zamanaşımı süresinin dolduğundan bahsedilemez.” Yargıtay 21. Hukuk Dairesi  2016/11412 E. ,  2017/4201 K.

İŞ KAZASI DAVALARINDA ZAMANAŞIMI NE ZAMAN BAŞLAR?

İş kazasına bağlı olarak talep edilecek tazminat talepleri yani iş kazası davalarında zamanaşımını başlangıçları Borçlar kanunun 72. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu kapsamda  TBK 72 maddesindeki düzenlemede “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar..”  şeklinde düzenlenmiştir.

Kanuni düzenleme ile, iş kazası davalarında zamanaşımı; zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayacağı kanunda düzenlenmiştir. Yani kanun maddesinde yapılan açık düzenleme ile kişinin zararı ve tazminat yükümlüsünü birlikte öğrendiği andan itibaren sürelerin işlemeye başlayacağı her halde de bu sürenin belli bir sınırı olduğu düzenlenmiştir.

BEDENSEL ZARARIN DEĞİŞİMİ DURUMUNDA İŞ KAZASI ZAMANAŞIMI SÜRESİ BAŞLANGICI NE ZAMANDIR?

İş kazası sonucunda meydana gelen bedensel zararların bazı durumlarda kişinin durumuna göre değişmesi ihtimali de gündeme gelmektedir.  Yani kişinin mevcut bedensel zararı ve bu bedensel zararına bağlı olarak da oluşacak tazminat zararlarının tahsili durumunda iş kazası zamanaşımı durumu yani iş kazası zamanaşımı başlangıç tarihi önemli hale gelecektir.

Bedensel zararın değişmesi durumunda iş kazası davalarında zamanaşımının başlangıç tarihi ön sorun olarak karşımıza çıkar, Yargıtay belirlediği içtihatlarında da bu duruma açıklık getirmiş ve iş kazası davalarında zamanaşımı süresinin başlangıcının bedensel zararın oluştuğu tarihten değiştiği tarihe kadar aradan geçen süre içerisinde kontrol kaydı devam edip etmediğinin yani maluliyette değişen ve gelişen bir durumun söz konusu olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirtmiştir. Yani kişinin maluliyet oranının yada iş göremezlik oranın kontrol muayenesi gerektirmesi ve bu süre sonunda değişmesi durumunda değiştiği tarihin iş kazası zamanaşımı başlangıcı olarak kabulü gerektiği belirtilmiştir.

“Özellikle somut olayda olduğu gibi bedensel bütünlüğün zarar gördüğü ve tedavinin uzunca bir süreye yayıldığı durumlarda, oluşan zararın miktarı tıbbi bakım ve tedavi sonucunda düzenlenen hekim raporuyla belirli bir açıklığa kavuşmaktadır. Yukarıda anlatılan şekilde gelişen durumun bulunduğu, zararın niteliği ve kapsamının bu nedenle sonradan öğrenildiği hallerde zamanaşımının zararın kesin miktarının öğrenildiği tarihten başlayacağı Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bir çok kararında (21.03.2001 gün ve 2001/4-258 E., 2001/276 K.; 05.06.2002 gün ve 2002/4-470 E., 2002/477 K.; 15.05.2015 gün ve 2013/21-2035 E.,2015/1345 K. ve 01.03.2017 gün ve 2014/21-2372 E., 2017/379 K.) belirtilmiştir.

Kaldı ki, henüz tedavinin tamamlanmadığı, zararın kapsam ve miktarı konusunda belirsizliğin devam ettiği bir aşamada, zarar göreni süre aşımı kaygısıyla dava açmaya zorlamak hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkına da zarar verecektir…

…O hâlde, davacıların yaralanmadan kaynaklanan zararın nihai sonucunu Adli Tıp Kurumu raporu ile öğrendikleri, manevi tazminat istemine ilişkin davanın da öğrenme tarihinden itibaren iki yıllık süre içerisinde açıldığı gözetilerek, zamanaşımı itirazının reddi ile davanın esasının incelenmesi gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/3-2786 E., 2017/2016 K. 06.11.2017 tarihli kararı

İŞ KAZASI MANEVİ TAZMİNAT ZAMANAŞIMI

İş kazası sonrasında kişinin meydana gelen haksız fiilden kaynaklı olarak manevi tazminat talep edebileceğini yukarıda beyan etmiştik. Bu kapsamda da iş kazası geçiren kişilerin talep edebilecekleri manevi tazminat taleplerinde de iş kazası zamanaşımı söz konusudur.  İş kazasında talep edilecek manevi tazminat taleplerinin tamamında da maddi tazminat talepleri yönünden uygulanacak düzenlemeler ve açıklamalar geçerlidir. Yani iş kazası zamanaşımı konusunda düzenlemelerin tamamı iş kazasına bağlı manevi tazminat taleplerinin belirlenmesinde de geçerlidir.

İŞ KAZASI ŞİKAYET SÜRESİ NE KADAR?

İş yerinde meydana gelen iş kazası yönünden kişinin iş kazası zamanaşımı süreleri içerisinde meydana gelen iş kazasını SGK’ya bildirimde bulunabileceği gibi bu konunun suç teşkil etmesi durumunda da ilgili savcılığa da şikayette bulunma hakkına da sahiptir.

İş kazasının suç teşkil etmesi durumunda ve suçun şikayete tabi suçlardan olması halinde iş kazasından doğan suç nedeniyle şikayet süresi 6 aydır.  Suçun şikayete tabi olmadığı veya resen araştırılması gerektiği durumlarda ise TCK kapsamında zamanaşımı sınırları içerisinde her zaman şikayetçi olunması mümkündür.

İŞ KAZASI TAZMİNATI NASIL ALINIR

İş kazasına bağlı olarak tazminat alacaklarının tahsili, iş kazası zamanaşımı süresinde talep etmek her zaman mümkündür. Bunun için kişinin yapması gereken bir çok yükümlülük olmakla birlikte bu konunun alanında uzman kişiler tarafından takip edilmesi kişiyi hak kayıplarından kurtaracağı gibi bu doğrultuda daha yüksek bir tazminat almasını da sağlayacaktır. Bu noktada hukuki yardım almak istiyorsanız buraya tıklayarak tazminat avukatımıza mesaj yazıp sorunlarınızı anlatabilir veya iletişim bölümünden bizimle direk iletişime geçebilirsiniz.

İŞ KAZASI DAVASI NE KADAR SÜRER?

İş kazası davası tek başına süreci olan bir dava olmadığı gibi SGK tarafından yapılacak kurum incelemesi ve bu inceleme sonucunda belirlenecek iş göremezlik oranı ve yapılacak tespitlere göre değişmektedir. Görülecek davanın iş kazası durumunda meydana gelen zarara, yapılacak SGK incelemesine ve dosyanın özelindeki duruma göre süresi değişmekle birlikte kanununda bu davalar için öngörülen bir süre de yoktur.

İŞ HUKUKU VE İŞ DAVALARI AVUKATI EKİBİMİZİN İŞÇİ HAKLARI HİZMETLERİ

İşçi Hakları ve İşveren Hakları konusunda İstanbul İşçi Avukatı ve İş Hukuku Avukatı İçin Hukuk Büromuza Ulaşabilirsiniz

İstanbul’ da faaliyet gösteren Harbiye Hukuk Bürosu alanında uzman kadrosu ile iş hukuku ve işçi hakları ile ilgili tüm uyuşmazlık konularında işçi ve işveren arasında arabuluculuk ve danışmanlık yapmaktadır. İstanbul iş hukuku avukatı ve İstanbul işçi avukatı için Harbiye Hukuk Bürosuyla iletişime geçip işçilik alacaklarınız konusunda yardım alabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak Gerekli alanlar işaretlendi *

Yorum Yap