Miras HukukuREDDİ MİRAS NEDİR MİRAS NASIL REDDEDİLİR

REDDİ MİRAS NEDİR? MİRAS NASIL REDDEDİLİR?

    Reddi miras; muris (miras bırakan) öldükten sonra yasal ya da atanmış olan mirasçıların murisin bütün borç ve alacaklarını kapsayan mirasının hak ve yükümlülüklerini kabul etmeme iradesi olarak tanımlanabilir.

    “Miras nasıl reddedilir?” özellikle miras bırakanın ölümünden önce borca batık olması gibi durumlarda cevabı araştırılan bir husustur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 609. maddesi mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır.

REDDİ MİRASIN ŞARTLARI NELERDİR?

    Reddi miras yapabilmek için aşağıdaki usuli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda reddi mirasın şartlarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.

  • Miras, üç ay içinde reddolunabilir. Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe miras bırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için miras bırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar.
  • Mirasın reddi için Sulh Hukuk mahkemesine sözlü veya yazılı beyanda bulunulmalıdır. (Not: Reddi miras noterden yapılamaz!)
  • Yetkili mahkeme miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesidir.
  • Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir.
  • Sulh hâkimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder.
  • Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir.

MİRASIN REDDİ TÜRLERİ NEDİR?

   Mirasın reddini iki şekilde yapmak mümkündür. Bunlar; “mirasın gerçek reddi” ve “mirasın hükmen reddi”  şeklindedir.

  • Mirasın Gerçek Reddi

     Mirasın gerçek reddi; Türk Medeni Kanunu’nun 605/1 maddesi hükmü kapsamında  mirasçının, murisin son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesi’ne mirası reddettiğine yönelik beyanı ile yapılan reddi miras gerçek reddi mirastır.

Ayrıntılı bilgi için https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/159951 sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

  • Mirasın Hükmen Reddi

    Türk Medeni Kanunu’nun 605/2 maddesince Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” düzenlemesi kapsamında mirasın hangi halde hükmen reddedilmiş sayılacağı belirtilmiştir. Buna göre; murisin ölmeden önce borçlarını ödemeden aciz olduğunun resmi olarak tespiti yapıldığı takdirde mirasçıların herhangi bir irade beyanına ihtiyaç kalmadan miras reddedilmiş sayılacaktır.

   Hükmen red durumunda mirasçılar mirası reddettiklerini beyan etmek zorunda değildirler. Mirasçıların mirasın reddi hususunda herhangi bir beyanda bulunmamaları durumunda mirası reddettikleri kabul edilecektir. Ancak mirasçılar daha sonra yaşanabilecek herhangi bir uyuşmazlık durumunu önlemek amacıyla Sulh Hukuk Mahkemesi’ne talepte bulunabilirler.

Sonuç olarak mirasın hükmen reddedilmiş kabulü için;

1) Murisin ölümü anında borçlarını ödemeden aciz durumda olması,

2) Murisin borçlarını ödemekten aciz olduklarının açıkça belli olması veya bu durumun resmi olarak tespit edilmiş olması,

3)Mirasçı veya mirasçıların herhangi beyanda bulunmamış olmaları gerekir.

Bu konuda daha ayrıntılı bilgi sahibi olmak için https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/179485 adresini ziyaret edebilirsiniz.

MİRASIN HÜKMEN REDDİ NASIL YAPILIR?

   Mirasın hükmen reddi koşullarının varlığı halinde mirasçıların mirası reddettikleri kabul edilir. Mirasın hükmen reddi için ayrıca Sulh Hukuk Mahkemesine beyanda bulunmaya gerek yoktur. Durum böyle olmakla birlikte yine mahkemeye tespit talebinde bulunmaya engel bir düzenleme söz konusu değildir.

  Tereke borcundan dolayı mirasçılara karşı yapılacak icra takiplerinde mirasçılar hükmen reddi ileri sürerek takibe itiraz edebilirler. Ancak bu durumda hükmen reddin oluşup oluşmadığının tespitini yapacak olan mahkeme İcra Mahkemesi değil Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili Mahkeme ise tereke alacaklısının davanın açıldığı tarihteki yerleşim mahkemesidir.

MİRASIN HÜKMEN REDDİ SÜRECİ

   Mirasın hükmen reddi süreci Türk Medeni Kanunu’nun 605/2 maddesince düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre mirasın hükmen reddi koşulları ve süresi gayet nettir. Buna göre yukarıda açıkladığımız koşulların varlığı halinde miras hükmen reddedilmiş sayılacaktır. Başka bir anlatımla mirasçıların herhangi bir irade beyanında bulunmalarına gerek olmadığı gibi kabul veya red durumları için herhangi bir süre de öngörülmemiştir. Mevzuatta herhangi bir süre öngörülmediği için hükmen reddin tespiti her zaman mahkemeden istenebilir. Aynı zamanda mirasçılara karşı başlatılan icra takiplerinde ve davalarda da her zaman ileri sürülebilir.

REDDİ MİRAS NASIL YAPILIR?

   Reddi mirasta aslolan mirasçının irade beyanının mirasın reddi yönünde olduğunun mahkemeye süresi içerisinde bildirilmesidir. Ancak sadece salt bildirim yeterli değildir. Reddi mirasa ilişkin dava açılmalıdır. Reddi miras için Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açılması gerekir. Reddi miras davası murisin öldüğü yer Sulh Hukuk Mahkemesinde açılır. Ancak reddi mirasın kayıtsız şartsız ve süresinde yapılmasına dikkat edilmelidir.

REDDİ MİRAS İÇİN GEREKLİ BELGELER NELERDİR?

   Reddi miras için karmaşık ve çoklu belge diyebileceğimiz şekilde belgeler gerekmez. Reddi miras için aşağıdaki belgelerle mahkemeye başvurmak yeterlidir.

  • Eksiksiz ve özenli hazırlanmış reddi miras dava dilekçesi,(Mirasın reddedildiğine dair beyan içermelidir.)
  • Noterden alınan veraset ilamı belgesi,

Mirasçı bu belgelerle birlikte mirasbırakanın en son yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesine sunmalıdır.

REDDİ MİRAS YAPILINCA NE OLUR?

  Reddi miras mirasçılığın tüm sonuçlarını geçmişe etkili olarak sona erdirir. Başka bir anlatımla mirasçı muristen evvel ölmüş gibi sonuç doğurur. Yani reddi miras yapanın mirastaki payı altsoyu varsa alt soyuna yoksa sıradaki diğer mirasçıların paylarına geçer.

REDDİ MİRAS SÜRESİ NEDİR?

   Reddi miras yapabilmek için yasal süre mirasbırakanın ölümünden itibaren 3 aydır. Ancak yasal mirasçıların mirasçı olduklarını sonradan öğrenmeleri durumu söz konusu ise bu süre yasal mirasçı olduklarını öğrendikleri tarihten itibaren 3 ay olacaktır. Bu durumunda miraşçıların mirasçı olduklarını sonradan öğrendiklerini ispat etmeleri gerekecektir.

    Eğer vasiyetname ile mirasçı olarak atanma durumu söz konusu ise mirasbırakanın vasiyetnamesinin kendilerine tebliğinden itibaren üç ay olacaktır.

3 AY İÇİNDE REDDİ MİRAS YAPILMAZSA NE OLUR?

   Yukarıda ayrıntılı irdelediğimiz durumlara ilişkin 3 aylık süreler zarfında miras reddedilmez ise bu mirasın kabulü anlamına gelecek ve murisin hak ve borçları mirasçıya payı oranı kadar geçecektir.

MİRASI REDDEDEN MİRASÇININ ALACAKLILARI HANGİ DAVAYI AÇABİLİR?

   TMK m. 617 uyarınca malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflâs idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir. Bu suretle tasfiye edilen mirastan reddeden mirasçının payına bir şey düşerse bundan, önce itiraz eden alacaklıların, daha sonra diğer alacaklıların alacakları ödenir. Arta kalan değerler ise, ret geçerli olsa idi bundan yararlanacak olan mirasçılara verilir.

    Yukarıda arz ettiğimiz sebeplerin varlığı halinde reddin iptali davası açılabilecektir. Bu bağlamda reddin iptali için gerekli koşulları sıralarsak:

  • Miras mirasçıya intikal etmiş olmalıdır.
  • Reddin iptal davası mirasçının mirası reddettiği tarihten itibaren 6 ay içinde açılmalıdır.
  • Mirasçının hali hazırdaki aktif malvarlığının borcu karşılayamayacak durumda olmasıdır.
  • Mirası reddeden mirasçının kötü niyetli olduğu ispatlanmalıdır.
  • Mirasçı borçlarından dolayı alacaklılara yeterli güvenceyi verememiş olmalıdır.

   Bu koşulların varlığı halinde reddi mirasın iptali davası açılabilecektir. Bu davada taraflara değinmek gerekirse; davacı reddi miras yapan mirasçının alacaklıları, davalı taraf ise reddi miras yapan mirasçıdır.

  Son olarak reddi mirasın iptali davasında görevli ve yetkili mahkemeyi göstermekte fayda görüyoruz. Reddi mirasın iptali davasında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise murisin son yerleşim yeri mahkemesidir.

MİRASI REDDETMENİN SONUÇLARI NELERDİR?

  Mirasın reddedilmesi ile birlikte mirasçılar açısından mirasçılık sıfatı geçmişe etkili olarak sona erer. Başka bir anlatımla reddi miras durumunda mirasçılık sıfatı murisin vefat tarihinden itibaren sona erer. Ancak reddi mirasın doğurduğu sonuçlar açısından yasal mirasçılar ve atanmış mirasçılar açısından farlılıklar bulunmaktadır. Özetlemek gerekirse;

  • TMK’nın 612. maddesi gereği en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir. Burada tasfiye sonrasında terekeden kalan miktar mirası reddedenler arasında paylaştırılır. Sadece atanmış mirasçılar reddi miras yaparsa bunların payı yasal mirasçılar arasında paylaştırılır. Bu noktada TMK m.612 uygulanmayacaktır.
  • Yasal mirasçıların ve atanmış mirasçıların tamamı mirası reddederse tasfiye TMK m.612’ye göre yapılır.
  • TMK m.611’ye göre; yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer. Yani onların payı payı, yerlerine geçen yasal mirasçılara geçecektir.
  • TMK m.613’ye göre; altsoyun tamamının mirası reddetmesi hâlinde, bunların payı sağ kalan eşe geçer. Yani altsoyun tamamı mirası reddedince miras ikinci zümreye değil tek başına eşe geçer.
  • TMK m.614’e göre; mirasçılar, mirası reddederken, kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce isteyebilirler. Bu takdirde ret, sulh hâkimi tarafından daha sonra gelen mirasçılara bildirilir; bunlar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse reddetmiş sayılırlar. Bunun üzerine miras, iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir ve tasfiye sonunda arta kalan değerler, önce gelen mirasçılara verilir.
  • TMK m.611/2’ye göre; mirası reddeden atanmış mirasçının payı, mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufundan arzusunun başka türlü olduğu anlaşılmadıkça, mirasbırakanın en yakın yasal mirasçılarına kalır.

REDDİ MİRASIN İPTALİ

   Reddi mirasın iptali davası; murisin ya da mirasçının alacaklıları veya reddi miras yapmış olan mirasçılar tarafından açılabilir. Buna göre; TMK m. 617 uyarınca malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflâs idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. Mirası reddeden mirasçılar ise irade sakatlığı hallerine dayanılarak yapılmış olan reddi mirasın iptali davası açılabilir.

REDDİ MİRAS GERİ ALINABİLİR Mİ?

   Mirasın reddi talebi (TMK. m.605/1) bozucu yenilik doğuran bir hak ve hukuki işlemdir. Bu özelliği gereği bu hak bir kez kullanılıp ret iradesi Sulh Mahkemesine ulaştıktan sonra geri alınması mümkün değildir. Mirasın gerçek reddinde ret açıklamasının Sulh Mahkemesine ulaşmasından itibaren sonuçlarını doğurmaya başlar.

REDDİ MİRAS NEDİR MİRAS NASIL REDDEDİLİR

MİRAS BIRAKANIN ALACAKLILARININ KORUNMASI

      TMK’ da miras hususundaki temel prensip, mirasın açılması ile birlikte yasal ve atanmış mirasçıların kendiliğinden ve bir bütün halinde mirası kazanmalarıdır. Bu kuralın neticesi olarak, murisin ölümü ile malvarlığını oluşturan haklar ve borçların tümü herhangi bir işleme gerek duyulmaksızın yasal ve atanmış mirasçılara geçer. Ve devamında onların malvarlığına dâhil olur. Fakat bu kural mutlak ölçüde değildir. Örneğin; mirasçı, daha muris hayatta iken muhtemel ve müstakbel miras hakkının tamamından hiçbir karşılık almadan feragat edebilir ya da mürisin vefatından sonra mirası reddedebilir. Bu her iki durumda da murisin malvarlığı mirasçıların malvarlığına geçmez.

           Başka bir husus ise saklı pay sahibi mirasçı saklı payını tehlikeye düşüren tasarruflar hususunda tenkis davası açmaz ise bahse konu tasarrufların oluşturduğu değerlerin kendi malvarlığına geçmesine engel olabilir. Bu noktada da mirassçı malvarlığındaki artışı engel olmuş olabilir.

           Yukarıda açıklanan hususlarla ilgili olarak mirasçı kasten alacaklılara zarar vermek istemişse bu tutum hakkaniyetli olmayacaktır. Bu durumun önüne geçmek için kanun koyucu alacaklılara ve iflas dairesine dava hakkı vermiştir. Alacaklılara ve iflas idaresine tanınan haklar şu şekildedir:

  • Tenkis davası açmamış olan saklı paylı mirasçının alacaklıları veya iflas idaresinin tenkis davası açma hakkıdır.( TMK m. 562)
  • Mirası reddeden mirasçının alacaklıları ya da iflas idaresinin reddin iptali davası açma olanağıdır.( TMK m. 617)

Son olarak karşılıksız olarak miras hakkının bütününden feragat eden mirasçının alacaklılarını koruyacak herhangi bir düzenleme yoktur.

Ayrıntılı bilgi için tıklayabilirsiniz: https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1122113

REDDİ MİRAS SEBEBİYLE HANGİ DAVALAR AÇILABİLİR?

   Mirasın reddi sebebiyle iki durumunda dava açılabilir. Bu davalar esas olarak reddi mirasın iptali davalarıdır. Bu durumlardan ilki alacaklılar tarafından TMK’nın 610. ve 617. maddeleri uyarınca açılan iptal davasıdır. Diğeri ise bizzat reddi yapan mirasçı tarafından hile, hata ve korkutma gibi irade sakatlığı hallerine dayanılarak açılan mirasın reddinin iptali davasıdır.

  Yukarıda açıkladığımız davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise murisin son yerleşim mahkemesidir.

   Mirasın reddinin iptali davasında eğer reddi miras iptal edilirse TMK’nın m.617 gereğince miras resmi olarak tasfiye edilir buna göre;

  • Öncelikle mirası reddeden mirasçının payına düşen pay varsa itirazı yapan alacaklıların alacakları ödenir.
  • Eğer birden fazla alacaklı varsa ve mirası reddeden mirasçının payı tamamının alacağını karşılamıyorsa alacak oranına göre ödeme yapılır.
  • Davayı açan alacaklıların alacakları ödendikten sonra, paydan bir değer kalırsa diğer alacaklıların alacakları ödenir.
  • Yukarıda sayılan kişilerin alacakları ödendikten sonra hala paydan bir miktar kalmışsa bu miktar mirasın reddi geçerli olmuş olsaydı diğer mirasçılara nasıl geçecek idiyse o oranda pay edilecektir.

REDDİ MİRASI KİMLER YAPABİLİR?

   Türk Medeni Kanunu m.605’e göre; yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ancak mirasbırakan kişinin vefat tarihi itibarıyla ödemede aczi açıkça belli ise ya da bu durum resmi olarak belirlenmişse mirasçının reddetmesine gerek duyulmaksızın miras reddedilmiş sayılır.

REDDİ MİRAS HALİNDE MİRAS KİME KALIR?

   Mirası reddeden mirasçının payı, altsoyu varsa altsoyuna geçer. Eğer altsoyu yoksa aynı zümredeki diğer mirasçılara geçer. Mirasçıların tamamı mirası reddederse, miras sulh hukuk mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir.

REDDİ MİRAS SEBEBİYLE İCRA TAKİBİNE İTARAZ NASIL YAPILIR?

   Miras reddi yapılmış olmasına rağmen mirasçıya karşı icra takibi yapılmışsa, yedi günlük itiraz süresi içerisinde icra dairesine mirasın reddedildiğine dair belgeyle borca itiraz edilebilir. Ancak uygulamada bu itiraz sonrasında da icra takibinin durmadığı örneklerle çokça karşılaşılmaktadır. Bu durumda ise icra hukuk mahkemesinde icra memurunu şikayetle birlikte icra takibinin iptali davası açarak mirasın reddildiğine yönelik ispatı yapıldığı takdirde  icra takibi iptal edilecektir.

REDDİ MİRASTA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

    Reddi mirasta görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise mirasbırakanın ölüm tarihindeki yerleşim yeri mahkemesidir.

REDDİ MİRAS NEDİR MİRAS NASIL REDDEDİLİR HARBİYE HUKUK

REDDİ MİRAS İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR

  1. Reddi miras başka şehirden yapılabilir mi?

Mirasın reddinin yapılacağı yer sulh hukuk mahkemesidir. Buna göre reddin yapılabileceği yer murisin en som yerleşim yeri mahkemesidir.

  1. Mirasın reddi üç ay içerisinde yapılmazsa ne olur?

Mirasın reddi üç ay içerisinde yapılmazsa mirasçılar mirası kabul etmiş sayılırlar.

  1. Noterde reddi miras yapılır mı?

Noterde mirasın reddi işlemi yapılmamaktadır. Mirasın reddinde görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir.

  1. Reddi miras yaparken gerekli belgeler nelerdir?

Gerekli belgeler veraset ilamı ve mirasın reddildiğine ilişkin dilekçeden ibarettir.

  1. Reddi mirastan sonra borç kime kalır?

Mirası yasal mirasçıların hepsi reddetmişse murisin borçları muristen sonra gelen mirasçılarına kalır.

REDDİ MİRAS İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

  • Reddin İptali Davasına İlişkin Yargıtay Kararı

“…Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflas idaresi kendilerine yeterli güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler (TMK md. 617). Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir (TMK md. 617/2). Açıklanan yasal hüküm gereğince, mirasçının alacaklılarının reddin iptalini isteme hakkı mevcuttur. O halde, taraflara delillerini sunmaları için mehil verilmesi, göstermeleri halinde delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken “mirasın reddinin şahsi bir hak olduğundan” söz edilerek isteğin reddi doğru görülmemiştir.”( Yargıtay Kararı – 2. HD., E. 2010/4303 K. 2010/16104 T. 5.10.2010)

  • Mirasın Hükmen Reddine İlişkin Yargıtay Kararı

“…Dava dilekçesinin içeriği ve dosya kapsamına göre dava, TMK’nun 605/2. maddesine dayanan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Anılan Yasa maddesine göre, ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır. Mirasın hükmen reddi talebi mal varlığına ilişkin davalardan olup 6100 sayılı HMK’nun 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gereken işlerdendir. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiğinden, mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilerek dosyanın yetkili ve görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.”( Yargıtay Kararı – 8. HD., E. 2013/5871 K. 2013/16669 T. 14.11.2013)

  • Mirasçıların tamamının mirası reddetmesi durumunda terekenin resmi olarak tasfiyesine ilişkin Yargıtay kararı

“…Ölenin en yakın mirasçıları tarafından reddedilen miras, Sulh Hakimi tarafından iflas hükümlerine göre resmi tasfiye yoluna gidilir. (20.09.1959 t. 4/10 sayılı YİBK)

4721 sayılı TMK’nın 612. maddesi uyarınca mirasın gerçek reddini tespit ve tescil edip başka mirasçı bulunmadığını gören mahkemenin terekeyi resen iflas hükümlerine göre tasfiye etmesi gerekir.

Alacaklı, her ne kadar terekenin iflas yoluyla tasfiyesini talep etmişse de Karşıyaka Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/985 Esas 2014/960 Karar sayılı dosyası üzerinden borçlu (murisin) en yakın mirasçılarının tamamı tarafından miras reddedilmiş olduğundan alacaklının TMK’nin 612. maddesi uyarınca mirasın reddini tespit eden mahkemeyi harekete geçirmeye yönelik bir talep olup, bu dava dosyası üzerinden mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesine karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.”( Yargıtay Kararı – 14. HD., E. 2016/13361 K. 2020/3657 T. 15.6.2020)

REDDİ MİRAS DİLEKÇE ÖRNEĞİ

………….SULH HUKUK MAHKEMESİNE

DAVACILAR   : 1- …..

                            : 2- ……

                            : 3- …….

VEKİLLERİ     : Av.

DAVALI            : Hasımsız (Müteveffa …….)

DAVA                : Mirasın Reddi

AÇIKLAMALAR

1– Müvekkilim ……, müteveffa ………. ile evli olup, eşi …….. tarihinde vefat etmiştir. Diğer müvekkiller ……….ve ………….. ise müteveffanın anne ve babasıdır.

2– Eşi ………… sahibi olarak ticaret yapmakta iken, ….. yılı ortalarında girmiş olduğu ekonomik çöküntü nedeniyle çok büyük miktarlarda, borca girmiş, işyeri kapanma noktasına gelmiş ancak, evlilik birliğinin sürdürülmesi adına müvekkilimin …………….’ın babası ………….. tüm bu borçları ödemiş ve bu şekilde kızının ve damadının yeniden bir ekonomik sıkıntıya düşüp evlilik birliklerinin sarsılmaması ve yıkılmaması adına fedakarlıkta bulunmuştur.

Ancak, müteveffa ……….. iş hayatındaki özensizliği sonucu basiretli bir esnaf olarak işini sürdürememiş tekrar içine düştüğü borçlanmalar ve girdiği ekonomik kriz nedeniyle ……….. tarihinde intihar etmek suretiyle yaşamına son vermiştir.

a– Müvekkil ……………’ın müteveffanın girmiş olduğu Mayıs- Haziran aylarındaki ekonomik kriz nedeniyle babası …………. kızının ve damadının evliliklerini kurtarmak adına büyük bir özveride bulunarak …………… TL borcu tüm ekonomik olanaklarını seferber ederek ödemiştir. Buna ilişkin tüm belgeleri dosyaya sunuyoruz.

b– Bunun yanında, müvekkilin babası ayrıca …. Bankasında kredi yolu ile alınmış, aracın taksitlerini dahi ekli belgelerden anlaşılacağı üzere ödemiştir.

Ayrıca, müteveffanın almış olduğu Honda marka aracın taksitlerini dahi müvekkilim ………… (……….)’ın babası ödemiştir.

c– Müteveffa yapmış olduğu işi gereği ……… Piyasasına da büyük ölçüde borçlanmış, söz konusu borçlarda müvekkilimin babasının yakın arkadaşı aracılığıyla, alacaklılarla protokol yapılmış ve ekli belgelerden anlaşılacağı üzere, ……TL tutan borçlarını dahi ödemiştir.

d– Yine müteveffa eşi adına kayıtlı olan işyerindeki müvekkilime ait çek karnesini, eşinin imzasını taklit etmek suretiyle piyasaya karşılıksız çekler vermiş, çeklerin ödeme günü geldiğinde müvekkilim ………….. (………)’ın babası ………………. kızının onurunu kurtarmak adına tüm çek bedellerini dahi ödemiştir.

e– ….. yılının yarı yılında müteveffanın bu şekildeki ekonomik sıkıntıları ve borçları müvekkilimin babası tarafından giderilip kendisi de bu konuda aile büyükleri tarafından uyarılmış, ne var ki müteveffa yeniden ekonomik hayatını çıkmaza sokmuş, piyasaya borçlanmış, hatta eşinin adına kayıtlı olan aracı dahi borçlularından kurtulmak adına bir arkadaşına emaneten bırakmıştır.

f– Müteveffanın intihar etmek suretiyle ölümü üzerine, aile büyüklerinin yapmış olduğu incelemelerde borca batak olduğu bu durumunda başta müvekkilim ……….. (……….) olmak üzere tüm aile bireylerini mağdur etmiştir.

g– Müteveffanın diğer müvekkillerim olan anne ve babası ise dar gelirli bir aile olup, yaşamlarını çok küçük ölçekteki emekli maaşları ile sürdürmektedirler.

3- Söz konusu işyeri müvekkilim ………….. adına kayıtlı iken, müteveffa …………. eşi adına düzenlenmiş çek defterindeki, çek yapraklarına dahi eşinin imzasını taklit etmek suretiyle ticari piyasada kullanmış, çeklerin geri ödemesi söz konusu olduğunda ise müvekkilim ………….. (……….) maddi ve hukuki olarak çok büyük sıkıntılara girmiş ancak, kendi babasının fedakarlığı sonucu, bu sıkıntıları aşabilmiştir.

4– Müteveffa …………. aynı alışkanlıkları sürdürerek bu kez çok miktarda piyasaya borçlanması sebebiyle çek ve senetler vermiş, hatta bu arada, dilekçemize ekli olarak sunduğumuz belgeden de anlaşılacağı üzere, müvekkilime ait …………. plaka, …………. Kamyonet (Kapalı Kasa) ……………. marka aracı dahi alacaklılardan kaçıp hakkında icra takibi yapılmaması için bir arkadaşına emanet olarak teslim etmiştir. Söz konusu araç halen müvekkilim …………. (…………..) adına ………. Bankası A.Ş. ………… Şubesinde alınan kredi ile alınmış olduğundan rehinlidir.

Sonuç olarak müteveffa mal varlığı itibariyle tamamen borca batak bir kişidir.

Açıklanan nedenlerle;

Müteveffanın mirasını kayıtsız şartsız red etmek istediğimizden yargı organınıza başvurmak zorunluluğu doğmuştur.

HUKUKİ NEDENLER       :

DELİLLER                 : Nüfus aile tablosu, tanıklar, mirasçılık belgesi vs.

SONUÇ                        : Yukarıda arz edilen deliller ile duruşma sırasında sunulacak deliler de göz önüne alınarak mirası red ettiğimize dair kararın verilmesini dilerim.

Arz olunur. Saygılarımla,

                                                                             Davacılar Vekili

Av. GÖKHAN YILMAZ

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak Gerekli alanlar işaretlendi *

Yorum Yap