Gayrimenkul HukukuUYGULAMA İMAR PLANI NEDİR

Uygulama imar planı nedir? Uygulama imar planı, bir bölgenin veya bir arazinin kullanımına ilişkin detaylı ve resmi bir planlama belgesidir. Bu plan, bir yerleşim alanının nasıl kullanılacağına dair birtakım yönergeler içerir ve genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır.

İmar planı, bölgenin hangi alanlarının konut, ticaret, sanayi, tarım, yeşil alanlar gibi farklı amaçlar için ayrılacağını belirlemeye yarar. Uygulama imar planı ayrıca yapılaşma yoğunluğunu, binaların yüksekliğini, arazi kullanımını, altyapı projelerini ve yeşil alanların düzenlenmesini içeren detaylı bilgileri de içerir. Bu plan, bölgedeki gelişimi yönlendirmek, çevresel etkileri kontrol altında tutmak, kent güzelliğini korumak ve kamu yararını sağlamak amacıyla hazırlanır.

Uygulama İmar Planı iptal davası ise, bir kentsel alan veya bölgenin uygulama imar planının yasal olarak geçersiz kılınması için mahkemeye yapılan başvuruyu ifade eder. Bu tür bir dava, planlama sürecinin yasal prosedürlere uygun olmadığına veya planın hukuki veya teknik açıdan eksik veya hatalı olduğuna inanan kişiler veya kurumlar tarafından başlatılabilir.

İMAR PLANI NEDİR?

İmar planı, bir bölgenin veya arazinin kullanımını, yapılaşma koşullarını, altyapı düzenlemelerini ve çevre düzenlemelerini belirleyen resmi bir belgedir. Bu planlar, genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır.  Bu planlar, genellikle uzun vadeli vizyonları yansıtır ve belirli bir bölgenin nasıl kullanılacağına dair detaylı politikaları ve yönergeleri içerir.

Uygulama imar planı nedir? Uygulama imar planı, bir bölgenin veya bir arazinin kullanımına ilişkin detaylı ve resmi bir planlama belgesidir. Bu plan, bir yerleşim alanının nasıl kullanılacağına dair birtakım yönergeler içerir ve genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır.

İMAR PLANI ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

İmar planları belli bir coğrafi bölgenin kullanımını ve gelişimini düzenlemek için hazırlanır.  Uygulama imar planı nedir? Uygulama imar planı, bir bölgenin veya bir arazinin kullanımına ilişkin detaylı ve resmi bir planlama belgesidir. Bu plan, bir yerleşim alanının nasıl kullanılacağına dair birtakım yönergeler içerir ve genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır. Bu planlar, farklı amaçlar doğrultusunda çeşitlendirilebilirler. Uygulamada yaygın olarak kullanılan bazı imar planı türleri ise şunlardır:

  1. Nazım İmar Planı: Bir bölgenin genel kullanımını ve yapılaşma koşullarını belirleyen bir plan türüdür. Yerleşim birimlerinin hangi bölgelerde yoğunlaşacağı, yeşil alanların nerede olacağı gibi genel ilkeleri içermektedir.
  2. Uygulama İmar Planı: Nazım İmar Planı’nda belirlenen ilkelerin uygulanması için hazırlanan ve detaylı bilgiler içeren bir plandır. Arazi parselasyonu, yapı yoğunluğu, altyapı projeleri gibi detayları içeren bir plandır.
  3. Koruma Amaçlı İmar Planı: Özellikle doğal, tarihi veya kültürel öneme sahip bölgelerin korunmasını sağlayan bir plan türüdür. Bu planlar, koruma bölgelerini belirleyerek yapılaşmayı sınırlar ve koruma önlemlerini içeren planlardır.
  4. Gelişme Kontrol İmar Planı: Bir bölgenin dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde gelişmesini sağlamak için hazırlanan planlardır. Bölgenin nüfus yoğunluğu, ulaşım ağları, yeşil alanlar gibi faktörler dikkate alınarak hazırlanan plan türüdür.
  5. Revizyon İmar Planı: Mevcut imar planlarının güncellenmesi veya revize edilmesi gerektiğinde hazırlanan planlardır. Genellikle değişen koşullara veya ihtiyaçlara uygun olarak yapılır.
  6. Bölge İmar Planı: Geniş bir bölge veya ilin tümünü kapsayan imar planlarıdır. Büyük ölçekli altyapı projeleri, bölgesel gelişim stratejileri gibi konuları içeren plan türüdür.

UYGULAMA İMAR OLANI NEDİR?

Uygulama imar planı nedir? Uygulama imar planı, bir bölgenin veya bir arazinin kullanımına ilişkin detaylı ve resmi bir planlama belgesidir. Bu plan, bir yerleşim alanının nasıl kullanılacağına dair birtakım yönergeler içerir ve genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır.  Uygulama imar planı ayrıca yapılaşma yoğunluğunu, binaların yüksekliğini, arazi kullanımını, altyapı projelerini ve yeşil alanların düzenlenmesini içeren detaylı bilgileri de içerir. Bu plan, bölgedeki gelişimi yönlendirmek, çevresel etkileri kontrol altında tutmak, kent güzelliğini korumak ve kamu yararını sağlamak amacıyla hazırlanır.

UYGULAMA İMAR PLANI İLE NAZIM İMAR PLANININ BÜTÜNLÜĞÜ NEDİR?

Uygulama imar planı nedir? Uygulama imar planı, bir bölgenin veya bir arazinin kullanımına ilişkin detaylı ve resmi bir planlama belgesidir. Bu plan, bir yerleşim alanının nasıl kullanılacağına dair birtakım yönergeler içerir ve genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır. Uygulama İmar Planı ve Nazım İmar Planı, genellikle bir bölgenin planlanması ve gelişiminin yönlendirilmesi için birlikte kullanılan iki temel imar planı türüdür.

  1. Nazım İmar Planı: Genel bir planlama belgesidir ve bir bölgenin genel kullanımını ve yapılaşma koşullarını belirler. Bu plan, bölgenin genel gelişim stratejisini belirler, nüfus yoğunluğu, yeşil alanlar, ulaşım ağları gibi temel unsurları içerir. Nazım İmar Planı, bir bölgenin hangi amaçlarla kullanılacağını ve nasıl gelişeceğini büyük ölçekte ortaya koyan bir plan türüdür.
  2. Uygulama İmar Planı: Nazım İmar Planı’nda belirlenen ilkelerin ve stratejilerin detaylı olarak uygulanmasını sağlayan bir plandır. Bu plan, bölgenin parselasyonunu, yapı yoğunluğunu, altyapı projelerini ve çevre düzenlemelerini belirler.

Bu bağlamda, Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planı birbirini tamamlayan ve bir bütün olarak ele alınması gereken belgelerdir. Nazım İmar Planı, genel gelişim stratejisinin belirlenmesini sağlar, Uygulama İmar Planı bu stratejinin detaylı bir şekilde uygulanmasını sağlar. Bu nedenle, her iki planın da bir arada ele alınması ve uyumlu bir şekilde hazırlanması, bir bölgenin sağlıklı bir şekilde planlanması ve gelişiminin yönlendirilmesi açısından önem taşır.

NAZIM İMAR PLANI İLE UYGULAMA İMAR PLANI ARASINDAKİ FARK NEDİR?

Uygulama imar planı nedir? Uygulama imar planı, bir bölgenin veya bir arazinin kullanımına ilişkin detaylı ve resmi bir planlama belgesidir. Bu plan, bir yerleşim alanının nasıl kullanılacağına dair birtakım yönergeler içerir ve genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır.  Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar arasındaki temel farklar şunlardır:

1)Amaç:

Nazım İmar Planı: Genel bir kentsel düzenleme planıdır. Genellikle uzun vadeli stratejileri, bölgenin genel kullanımını ve gelişim yönlerini belirler.

Uygulama İmar Planı: Nazım İmar Planı’nın detaylı bir uygulamasıdır. Belirli bir alanın detaylı kullanımını, yapılaşma koşullarını, yeşil alanlarını, yol ve altyapı planlarını içerir.

2)Detay Seviyesi:

Nazım İmar Planı: Genel ve kapsamlı bir plan olduğu için detaylı mimari özellikler veya bireysel parsel kullanımları içermez.

Uygulama İmar Planı: Detaylıdır ve belirli parsel ve bölgelerin kullanımını, yapı yüksekliklerini, arazi kullanımını, yol düzenlemelerini ve altyapı detaylarını belirtir.

3)Yasal Statü:

Nazım İmar Planı: İl ve ilçe belediyeleri tarafından hazırlanır. Genellikle daha yüksek bir düzeyde planlama politikasını ifade eder ve onay sürecinden geçer.

Uygulama İmar Planı: Nazım İmar Planı’nın bir parçası olarak hazırlanır ve onaylanır. Genellikle daha düşük bir düzeyde yerel yönetimler tarafından hazırlanır.

4)Zaman Çerçevesi:

Nazım İmar Planı: Uzun vadeli bir perspektif sunar ve genellikle 10-20 yıllık bir zaman çerçevesine yayılan gelişim stratejileri içerir.

Uygulama İmar Planı: Daha kısa vadeli bir bakış açısına sahiptir ve genellikle 5-10 yıl içinde gerçekleştirilmesi planlanan somut projeleri içerir.

UYGULAMA İMAR PLANI İPTAL EDİLEBİLİR Mİ?

Uygulama imar planı nedir? Uygulama imar planı, bir bölgenin veya bir arazinin kullanımına ilişkin detaylı ve resmi bir planlama belgesidir. Bu plan, bir yerleşim alanının nasıl kullanılacağına dair birtakım yönergeler içerir ve genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır.

Uygulama imar planı iptal edilebilir. Uygulama imar planının iptal edilmesi durumunda, genellikle yeni bir planın hazırlanması veya var olan planın yenilenmesi gerekecektir. Bu süreç, yerel yönetimlerin, planlama uzmanlarının ve halkın katılımını içeren bir süreç olabilmektedir.

UYGULAMA İMAR PLANININ İPTALİ DAVASI NEDİR?

Uygulama imar planı nedir? Uygulama imar planı, bir bölgenin veya bir arazinin kullanımına ilişkin detaylı ve resmi bir planlama belgesidir. Bu plan, bir yerleşim alanının nasıl kullanılacağına dair birtakım yönergeler içerir ve genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır.

Uygulama İmar Planının iptali davası, bir kentsel alan veya bölgenin uygulama imar planının yasal olarak geçersiz kılınması için mahkemeye yapılan başvuruyu ifade eder. Bu tür bir dava, planlama sürecinin yasal prosedürlere uygun olmadığına veya planın hukuki veya teknik açıdan eksik veya hatalı olduğuna inanan kişiler veya kurumlar tarafından başlatılabilir.

Bu dava, genellikle idari mahkemelerde görülür ve ilgili tarafların delillerini sunması, hukuki argümanlarını ileri sürmesi ve mahkemenin kararını beklemesi gerekir. İptal davası sonucunda mahkeme, planın tamamen veya kısmen iptal edilip edilmeyeceğine karar verir. Eğer plan iptal edilirse, genellikle yerel yönetimlerin yeni bir plan hazırlaması veya var olan planı yenilemesi gerekebilir.

UYGULAMA İMAR PLANININ İPTALİ DAVASI NEDEN AÇILIR?

Uygulama imar planı nedir? Uygulama imar planı, bir bölgenin veya bir arazinin kullanımına ilişkin detaylı ve resmi bir planlama belgesidir. Bu plan, bir yerleşim alanının nasıl kullanılacağına dair birtakım yönergeler içerir ve genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır. Uygulama İmar Planı iptal davası ise, bir kentsel alan veya bölgenin uygulama imar planının yasal olarak geçersiz kılınması için mahkemeye yapılan başvuruyu ifade eder. Bu tür bir dava, planlama sürecinin yasal prosedürlere uygun olmadığına veya planın hukuki veya teknik açıdan eksik veya hatalı olduğuna inanan kişiler veya kurumlar tarafından başlatılabilir.  Uygulama İmar Planının iptali davası ise genellikle aşağıdaki nedenlerle açılır:

1)Hukuki İhlaller: Planlama sürecinde yasal prosedürlerin ihlal edilmiş olması durumunda dava açılabilir. Örneğin, katılım ve bilgilendirme süreçlerinin eksik veya hatalı olması, gerekli duyuruların yapılmaması veya yasaya uygun olmayan bir şekilde planın hazırlanması veya onaylanması gibi durumlarda bu dava açılabilir.

2)Teknik Hatalar ve Eksiklikler: Uygulama İmar Planı’nın teknik açıdan eksik veya hatalı olduğu düşünüldüğünde, dava açılabilir. Bu, planın altyapı gereksinimlerini karşılayamaması, yapılaşma koşullarının belirsiz veya uygulanabilir olmaması gibi durumları içerebilir.

3)Mülkiyet Haklarına İhlal: Planın belirli bir kişinin mülkiyet haklarını ihlal etmesi durumunda, o kişi tarafından dava açılabilir. Örneğin, planın belirli bir arazi üzerindeki kullanımı veya yapılaşma koşulları nedeniyle mülkiyet haklarının zarar gördüğü düşünüldüğünde böyle bir dava açılabilir.

4)Çevresel Etkiler: Uygulama İmar Planı’nın çevresel etkileri yeterince değerlendirilmemiş veya çevresel standartlara uygun olmadığı düşünüldüğünde, çevreci gruplar veya bireyler tarafından dava açılabilir. Örneğin, planın doğal yaşam alanlarını veya su kaynaklarını tehlikeye atması gibi durumlarda bu dava açılabilir.

UYGULAMA İMAR PLANININ İPTALİ DAVASI NASIL AÇILIR?

Uygulama imar planı nedir? Uygulama imar planı, bir bölgenin veya bir arazinin kullanımına ilişkin detaylı ve resmi bir planlama belgesidir. Bu plan, bir yerleşim alanının nasıl kullanılacağına dair birtakım yönergeler içerir ve genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır. Uygulama İmar Planının iptali davası açmak için ise genellikle aşağıdaki adımlar izlenir:

1)Hukuki Destek Almak: İptal davası açmadan önce bir avukattan veya hukuk danışmanından destek almak önemlidir. Bu, davanın temelini oluşturan yasal argümanların belirlenmesi ve dava sürecinin yönetilmesi için gereklidir.

2)Belgeleri Toplamak: Planın neden iptal edilmesi gerektiğine dair delilleri toplanması gerekir. Bu, planlama süreci ile ilgili belgeler, ilgili yasal metinler, teknik raporlar, mülkiyet belgeleri veya diğer kanıtlar olabilir.

3)İdari Başvuru Yapmak: Öncelikle, sorunu yerel yönetimle çözmek için bir idari başvuru yapmak genellikle gereklidir. Yerel yönetim, durumu gözden geçirebilir veya sorunu çözmek için çeşitli adımlar atabilir.

4)Mahkemeye Başvurmak: Eğer idari başvuru sonuç vermez veya memnun etmezse, mahkemeye başvurabilirsiniz. Genellikle idari mahkemelerde görülen bu dava için mahkemeye dilekçe sunmanız gerekir. Dilekçenizde, davanın nedeni, dayandığı kanıtlar, talep ettiğiniz sonuçlar ve diğer bilgiler yer almalıdır.

UYGULAMA İMAR PLANININ İPTALİ DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME NERESİDİR?

Uygulama imar planı nedir? Uygulama imar planı, bir bölgenin veya bir arazinin kullanımına ilişkin detaylı ve resmi bir planlama belgesidir. Bu plan, bir yerleşim alanının nasıl kullanılacağına dair birtakım yönergeler içerir ve genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır.  Uygulama İmar Planı iptal davası ise, bir kentsel alan veya bölgenin uygulama imar planının yasal olarak geçersiz kılınması için mahkemeye yapılan başvuruyu ifade eder. Bu tür bir dava, planlama sürecinin yasal prosedürlere uygun olmadığına veya planın hukuki veya teknik açıdan eksik veya hatalı olduğuna inanan kişiler veya kurumlar tarafından başlatılabilir.

İmar planları idari işlem olduğundan imar planının iptali davalarında görevli mahkeme İdare Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise plana konu taşınmazların bulunduğu yer mahkemesidir.

UYGULAMA İMAR PLANININ İPTALİ DAVASINDA DAVA AÇMA SÜRELERİ VE ZAMANAŞIMI NEDİR?

Uygulama imar planı nedir? Uygulama imar planı, bir bölgenin veya bir arazinin kullanımına ilişkin detaylı ve resmi bir planlama belgesidir. Bu plan, bir yerleşim alanının nasıl kullanılacağına dair birtakım yönergeler içerir ve genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır.  Uygulama İmar Planı iptal davası ise, bir kentsel alan veya bölgenin uygulama imar planının yasal olarak geçersiz kılınması için mahkemeye yapılan başvuruyu ifade eder. Bu tür bir dava, planlama sürecinin yasal prosedürlere uygun olmadığına veya planın hukuki veya teknik açıdan eksik veya hatalı olduğuna inanan kişiler veya kurumlar tarafından başlatılabilir.

İdari davalarda dava açma süreleri ve zamanaşımı ise, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda belirtilmiştir. Uygulama İmar Planının iptali davasında da bu süreler ve zamanaşımı kuralları geçerlidir.

İdari davalarda dava açma süresi genellikle işlem tarihinden itibaren 60 gün olarak belirlenmiştir. Yani, Uygulama İmar Planının onaylanması veya ilan edilmesi gibi bir işlem yapıldıktan sonra dava açmak için kişilere 60 gün süre verilir. Bu süre, ilgili işlemin öğrenildiği tarihten başlar. Uygulama İmar Planının iptali davasında, genellikle işlem tarihinden itibaren 5 yıl içinde dava açılması gerekir. Yani, ilgili işlem yapıldıktan sonra 5 yıl içinde dava açılmazsa, dava açma hakkı zamanaşımına uğrar ve dava açılamaz hale gelir.

UYGULAMA İMAR PLANI NEDİR

UYGULAMA İMAR PLANI NEDİR

UYGULAMA İMAR PLANININ İPTALİ DAVASINA İLİŞKİN DANIŞTAY KARAR ÖRNEKLERİ

1)Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2021/6568 E.  ,  2022/6952 K.

“İçtihat Metni”

Uygulama imar planı nedir? Uygulama imar planı, bir bölgenin veya bir arazinin kullanımına ilişkin detaylı ve resmi bir planlama belgesidir. Bu plan, bir yerleşim alanının nasıl kullanılacağına dair birtakım yönergeler içerir ve genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır.  Uygulama İmar Planı iptal davası ise, bir kentsel alan veya bölgenin uygulama imar planının yasal olarak geçersiz kılınması için mahkemeye yapılan başvuruyu ifade eder. Bu tür bir dava, planlama sürecinin yasal prosedürlere uygun olmadığına veya planın hukuki veya teknik açıdan eksik veya hatalı olduğuna inanan kişiler veya kurumlar tarafından başlatılabilir.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/6568
Karar No : 2022/6952

TEMYİZ EDENLER I-(DAVACILAR)
1- … 2- …
58- …
VEKİLİ : Av. … II-(DAVALI YANINDA MÜDAHİL) … Rüzgar Enerjisi Elektrik Üretim Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
DİĞER DAVACI : …
KARŞI TARAF : I-(DAVALI) … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
II-(DAVALI YANINDA MÜDAHİL) … Rüzgar Enerjisi Elektrik Üretim Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. … III-(DAVACILAR) … ve dava arkadaşları
IV-(DİĞER DAVACI) …
İSTEMİN KONUSU : … . İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
Davalı ve davalı yanında müdahil tarafından; temyiz edilen kararın yargılama giderlerine ilişkin kısmında bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Davacılar tarafından; savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, üye …’in, müdahilin, davanın taraflarından bağımsız istekte bulunamayacağı, yalnızca yanında katıldığı tarafın davadaki istemine yardımcı olacak kimi açıklamalar yapabileceği ve bu konularda hukuki yardımda bulunabileceği, davaya taraf olandan bağımsız olarak tek başına kanun yollarına başvuramayacağı sonucuna varılarak, yanında katıldığı davalı tarafından temyiz isteminde bulunulmamış olması karşısında, müdahilin, katıldığı tarafla birlikte hareket etme koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle, temyiz isteminin incelenmesine hukuken olanak bulunmadığı, bu nedenle davalı yanında müdahilin temyiz isteminin incelenmeksizin reddi gerektiğine ilişkin ayrışık oyuna karşılık işin esasına geçilerek gereği görüşüldü:
Dava, İzmir İli, Karaburun İlçesi, Haseki ve Sarpıncık köylerinde yapılması planlanan Sarpıncık Rüzgar Enerji Santraline ilişkin olarak hazırlanarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 10/02/2015 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; Danıştay Altıncı Dairesinin 15/11/2018 tarihli, E:2016/6401, K:2018/9335 sayılı bozma kararına uyularak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 10/02/2015 tarihinde onaylanan dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planının yerine yargı kararı sonrası 23/05/2016 tarihinde onaylanan (… tarih ve E.… ) 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planının yürürlüğe konulduğu, netice itibariyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 10/02/2015 tarihinde onaylanan dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planının yürürlükte bulunmadığı anlaşıldığından konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu karar davacı tarafından yargılama giderleri yönünden, davalı yanında müdahil tarafından ise esas yönünden temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 5.maddesinde, nazım imar planı, varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan; uygulama imar planı ise, tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmış, söz konusu Kanun ve ilgili Yönetmeliklerde, alt ve üst ölçekli imar planlarının birbiri ile uyumlu olması ve planlama sürecinde plan kademelenmesine uygunluğun sağlanması gerektiği belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, İzmir İli, Karaburun İlçesi, Haseki-Sarpıncık-Kızılcadağ mevkiinde … Rüzgar Enerjisi Elektrik Üretim Ltd. Şti. tarafından yapılması planlanan “… Rüzgar Enerji Santrali Projesi” ile ilgili olarak ÇED Yönetmeliğinin 14. maddesi kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığının … tarih ve … sayılı işlemi ile “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararı verildiği, sonrasında … Rüzgar Enerji Santraline ilişkin olarak hazırlanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planının Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 10/02/2015 tarihinde onaylandığı, akabinde anılan imar planlarının iptali istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İdare Mahkemesince, uyuşmazlığa konu bölgeyi kapsayan alana ilişkin 1/1000 ve 1/5000 ölçekli imar planlarında değişiklik yapan yeni planların yürürlüğe girdiği, dava konu planların yürürlükten kalktığı, 23/05/2016 tarihinde onaylanan (… tarih ve E.… ) 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planının yürürlüğe konulduğu, netice itibariyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 10/02/2015 tarihinde onaylanan dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planının yürürlükte bulunmadığı gerekçesiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; bir imar planının iptali istemiyle açılan davanın devamı sırasında imar planında, idarece yapılan bir plan değişikliğinin görülmekte olan imar planı davasındaki ihtilafları ortadan kaldırıcı nitelikte; bir başka anlatımla yeni plan kararının iptal davasındaki iddiaları karşılar nitelik ve kapsamda olması durumunda mevcut davanın konusuz kaldığı söylenebilir, aksi taktirde yeni plan değişikliği ile getirilen plan kararlarında davacılar tarafından ileri sürülen iptal nedenlerinin devam etmesi durumunda uyuşmazlığın esası incelenek karar verilmesi gerekmektedir.
Yerleşik İdare Hukuku ilkelerine göre; iptal davası açılabilmesi ve davanın görülebilmesi için davacının iptali istenilen işlem nedeniyle davanın açıldığı sırada menfaatinin ihlal edilmesi yeterli olup; alınacak yeni bir idari kararla, davacının iptali istenilen işlemle ilişkisini kesmek ya da yeni bir işlemle geriye dönük olarak işlemin hukuka uygunluğunu sağlamaya çalışmakla, hukuka aykırılığı ileri sürülen işlemin yargısal denetim dışında bırakılması sonucu doğacaktır. Kaldı ki, İdari işlemlerin tesis edildikleri tarih itibariyle yargısal denetiminin yapılması gerekmektedir.
Bu durumda, İdare Mahkemesince; dava konusu imar planlarının imar mevzuatı, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olup olmadığının gerekirse keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle irdelenerek dava hakkında karar verilmesi gerektiği sonucuna varıldığından eksik incelemeye dayalı mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararın BOZULMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 13/06/2022 tarihinde usulde oyçokluğu, esasta oybirliğiyle karar verildi.

 

2) Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2018/1981 E.  ,  2022/2575 K.

“İçtihat Metni”

Uygulama imar planı nedir? Uygulama imar planı, bir bölgenin veya bir arazinin kullanımına ilişkin detaylı ve resmi bir planlama belgesidir. Bu plan, bir yerleşim alanının nasıl kullanılacağına dair birtakım yönergeler içerir ve genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır.  Uygulama İmar Planı iptal davası ise, bir kentsel alan veya bölgenin uygulama imar planının yasal olarak geçersiz kılınması için mahkemeye yapılan başvuruyu ifade eder. Bu tür bir dava, planlama sürecinin yasal prosedürlere uygun olmadığına veya planın hukuki veya teknik açıdan eksik veya hatalı olduğuna inanan kişiler veya kurumlar tarafından başlatılabilir.

 

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/1981
Karar No : 2022/2575

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …
DİĞER DAVALI : … Bakanlığı/…
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN ÖZETİ : İzmir ili, Seferihisar ilçesi, … pafta, … parsel sayılı taşınmaz maliki tarafından, İzmir ili, Seferihisar ilçesi, … ada, … sayılı parsel sayılı taşınmaza yönelik verilen yapı ruhsatının ve bu ruhsatın dayanağı … tarih ve … sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı kararı ile kabul edilen İzmir Seferihisar Doğanbey Termal Turizm Merkezi Tevsii Seferihisar Kesimine ait 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı ile 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planının iptali istemiyle açılan davada, dava konusu işlemlerin iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, anılan kararın ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine 03/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Dava, İzmir ili, Seferihisar ilçesi, … pafta, … parsel sayılı taşınmaz maliki tarafından, İzmir ili, Seferihisar ilçesi, … ada, … sayılı parsel sayılı taşınmaza yönelik verilen yapı ruhsatının ve bu ruhsatın dayanağı olan … tarih ve … sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı kararı ile kabul edilen İzmir Seferihisar Doğanbey Termal Turizm Merkezi Tevsii Seferihisar Kesimine ait 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planının iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlenmesinden, Seferihisar Belediyesi tarafından … ada, … parsel sayılı taşınmaza yönelik düzenlenen … tarih ve … sayılı yapı ruhsatının, dayanağı 1/1000 ölçekli uygulama imar planına uygun olduğu, dava konusu ‘1/5000 nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planının şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı açısından uygun ve uygulanabilir olduğu, dava konusu imar planlarının birbirleri ile ve üst ölçekli plan kararları ile çelişmediği, ancak; uyuşmazlık konusu taşınmaza ilişkin önceki imar planı olan 13/09/1989 tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planında öngörülmüş olan park ve yol plan kararlarının konut alanı olarak değiştirilmesini zorunlu kılacak teknik ve nesnel gerekçeler bulunmadığı, dava konusu parselin de içinde bulunduğu imar adasına ilişkin geçmiş yargı kararları dikkate alınmadan, kamuya terk edilmiş alanlarda özel mülkiyete konu plan kararları oluşturulmasının şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, imar mevzuatına ve kamu yararına aykırı olduğu, diğer taraftan uyuşmazlık konusu taşınmaza ilişkin olarak düzenlenen yapı ruhsatının dayanağını oluşturan imar planları şehircilik ilkelerine aykırı bulunduğundan yapı ruhsatının da hukuki dayanağının kalmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiş, bu karara karşı davalı Seferihisar Belediye Başkanlığı tarafından yapılan istinaf başvurusu reddedilmiş, bu karar davalı Seferihisar Belediye Başkanlığı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu taşınmazın, uyuşmazlık konusu imar planları ile konut alanı olarak belirlendiği, davacı tarafından, dava konusu imar planlarından önceki imar planlarında uyuşmazlık konusu taşınmazın yeşil alan ve yol olarak belirlendiği ve dere yatağının bulunduğu alanda yer aldığı, dava konusu imar planları ile bu kullanım yerine konut alanı fonksiyonu getirildiği, uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu alandaki dere yatağının korunmadığı, yeşil alan, yol ve dere yatağı gibi kamu alanında kalan yerlerin özel kullanıma tahsis edilerek yapı ruhsatı düzenlendiği, uyuşmazlık konusu taşınmazda inşaat yapılması durumunda derenin önünün kapanacağı ve kendi taşınmazının selden etkileneceği belirtilerek dava konusu … ada, … sayılı parsel sayılı taşınmaza yönelik verilen yapı ruhsatının ve bu ruhsatın dayanağı olan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna ihtiyaç vardır. Her olay ve davada, yargı merciine başvurarak dava açan kişinin menfaatinin, iptali istenen işlemle ne ölçüde ihlal edildiğinin takdiri de yargı mercilerine bırakılmıştır. İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, yani davacının kişisel menfaatini ihlal etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir. Aksi halde, kişilerin kendisine etkisi bulunmayan, menfaatlerini ihlal etmeyen idari işlemler hakkında da iptal davası açma hakkı doğar ve bu durum idarenin işleyişini olumsuz etkiler. İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesi için ön koşullardan olan “dava açma ehliyeti” iptal davasına konu kararın niteliğine göre idari yargı yerince değerlendirilmektedir.
Bölge İdare Mahkemesince, dava konusu uyuşmazlıkta davacı tarafından, dava konusu taşınmaza yönelik verilen yapı ruhsatının ve bu ruhsatın dayanağı olan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle açılan davada, öncelikle, davacının dava açma konusunda menfaatinin doğrudan etkilenip etkilenmediği, anılan taşınmaz yönünden dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması gerektiği, şayet davacının dava açma ehliyetinin bulunduğu sonucuna ulaşılması halinde mevcut dava konusu imar planlarının şehircilik ilkeleri, planlama esasları, kamu yararı bakımından uygun olup olmadığı, ayrıca söz konusu taşınmazın yapı yasaklı alanda kalıp kalmadığı hususu yönünden incelenerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, uygulama işlemi üzerine açılan işbu davada dava konusu imar planlarının hukuka aykırı olduğunu ortaya koyan bir inceleme ve tespit yapılmadan salt daha önceki imar planlarında yol ve park alanının değiştirilmesini gerektiren hukuki bir neden bulunmadığı belirtilerek eksik inceleme üzerine iptal kararı verilmesinde hukuki isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu nedenle, Bölge İdare Mahkemesi kararının açıklanan gerekçeyle bozulması gerektiği oyuyla, Daire kararına katılmıyorum.

 

3) Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/2843 E.  ,  2022/8686 K.

“İçtihat Metni”

Uygulama imar planı nedir? Uygulama imar planı, bir bölgenin veya bir arazinin kullanımına ilişkin detaylı ve resmi bir planlama belgesidir. Bu plan, bir yerleşim alanının nasıl kullanılacağına dair birtakım yönergeler içerir ve genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır.  Uygulama İmar Planı iptal davası ise, bir kentsel alan veya bölgenin uygulama imar planının yasal olarak geçersiz kılınması için mahkemeye yapılan başvuruyu ifade eder. Bu tür bir dava, planlama sürecinin yasal prosedürlere uygun olmadığına veya planın hukuki veya teknik açıdan eksik veya hatalı olduğuna inanan kişiler veya kurumlar tarafından başlatılabilir.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/2843
Karar No : 2022/8686

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALILAR) :1- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Çorlu Belediye Meclisinin … tarihli, …sayılı kararıyla kabul edilen 1/5000 ölçekli nazım imar planının ve …tarihli, …sayılı kararıyla kabul edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; Danıştay Altıncı Dairesinin, 29/12/2015 tarihli, E:2015/6672, K:2015/8002 sayılı bozma kararına uyularak yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, uyuşmazlık konusu 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının davacıya ait olan parseller ( …ada …sayılı parsel ve …ada …sayılı parsel ) yönünden incelemesinde: 1/5000′ ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında küçük sanayi alanında yer alan …ada …sayılı ve …ada …parsel sayılı parsellere verilen fonksiyonun 08//04/2008 tarihli plandan, dava konusu olan planlara kadar aşamalı yapılan tüm plan değişikliklerinde de korunduğu, tespit edilen alanda yapılan plan ve plan değişikliklerin üst ölçekli planlara uygun, planlama hiyerarşisine ve şehircilik ilkelerine uygun olduğu, dava konusu işlemlerde …ve …parseller yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın anılan taşınmazlar yönünden reddi gerektiği, davacıya ait olmayan parseller ( …, …, …, ……, …, …, …, …, …, …) yönünden incelemesinde; nazım ve uygulama imar planlarında belirlenmiş bulunan fonksiyonların küçük sanayi, konut, ticaret, resmi kurum, park ve kısmen araç yolu olarak tanımlanmasının bölgenin karakteristik gelişimi ve fiili durumu göz önünde bulundurulduğunda arazi kullanım kararları bakımında şehircilik ilkeleri yönünden makul kararlar olduğu, davacının dava konusu edilen parsellere verilen fonksiyonların iptal edilmesindeki menfaat ilişkisinin de ortaya konulmadığı bu itibarla davacıya ait olmayan parseller ( …, …, …, ……, …, …, …, …, …, …) yönünden dava konusu işlemle hukuken korunabilir meşru bir menfaatinin bulunmadığı gerekçesiyle anılan parseller yönünden davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Belirtilen gerekçelerle davacıya ait parseller yönünden davanın reddine, davacıya ait olmayan parseller yönünden davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İdare Mahkemesi kararının ususl ve yasaya aykırı olduğu bu nedenle bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : İdare Mahkemesi kararının ususl ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyize konu kararın davacıya ait taşınmazlar yönünden davanın reddine ilişkin kısmının onanması, davacıya ait olmayan taşınmazlar yönünden davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Duruşma yapılmasına gerek görülmedi.

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : Davacı tarafından, Çorlu Belediye Meclisinin … tarihli …sayılı kararıyla kabul edilen 1/5000 ölçekli nazım imar planının ve … tarihli … sayılı kararıyla kabul edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planının; 22.08.2011 tarihinde Tekirdağ Valiliği tarafından onaylanarak yürürlüğe giren Tekirdağ İli 1/25000 ölçekli çevre düzeni planına ve plan notlarına aykırı olduğu, plan açıklama raporunun ilan edilmediği ve üst ölçekli çevre düzeni planında sanayi alanına ayrılan …, …, …, ……, …, …, …, …, …, …, …, …parsel sayılı taşınmazlarla ilgili üst ölçekli çevre düzeni plan kararlarına aykırı kullanım kararları belirlendiği iddialarıyla dava konusu imar planlarının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
Uyuşmazlık konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planının ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planının davacıya ait olan parseller ( 1388 ve 1346) yönünden davanın reddine ilişkin kısmı incelendiğinde:
İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Temyize konu kararın davacıya ait parseller yönünden davanın reddine ilişkin kısmında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır
Uyuşmazlık konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planının ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planının davacıya ait olmayan parseller ( …, …, …, ……, …, …, …, …, …, …) yönünden davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin kısmı incelendiğinde:

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin (a) fıkrasında, idari davaların idari işlemler hakkında yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacağı belirtildikten sonra ilk inceleme konularının belirlendiği 14. maddenin 3/c bendinde dilekçenin ehliyet yönünden inceleneceği, 15. maddenin 1/b bendinde ise bu hususta kanuna aykırılık görülmesi halinde davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna ihtiyaç vardır. Her olay ve davada, yargı merciine başvurarak dava açan kişinin menfaatinin, iptali istenen işlemle ne ölçüde ihlal edildiğinin takdiri de yargı mercilerine bırakılmıştır. İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, yani davacının kişisel menfaatini ihlal etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir.
İdari bir karar münhasıran davacıyı etkileyebileceği gibi, uyuşmazlığın niteliğine göre vatandaş veya belde sakini sıfatıyla da iptal davası açılabilmesinin hukuken olanaklı olduğu açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının da aralarında bulunduğu kişiler tarafından, … Yapı Kooperatifi kurulduğu, anılan yapı kooperatifine ait taşınmazları( …, …, …, ……, …, …, …, …, …, …) kapsayan alanda yapılan 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının iptali istemiyle davacı tarafından kooperatif üyesi olması sıfatıyla bakılan davanın açıldığı, aynı davacı tarafından koopertif üyesi olması nedeniyle bakılan davaya konu imar planlarından önce yürürlükte olan … tarihli, … sayılı belediye meclisi kararı ile kabul edilen 1.6. Etap 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile dayanağı …tarihli, …sayılı belediye meclisi kararı ile onaylanan 1.6 Etap 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istemiyle açılan davada, davacının dava açma ehliyetinin varlığı kabul edilerek …İdare Mahkemesinin … tarihli, E:…, K:… sayılı kararıyla; …ada, …ve …parsel sayılı taşınmazların bulunduğu alanda 02.09.2009 tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile değişiklik yapıldığı gerekçesiyle bu parseller yönünden konusu kalmayan davanın bu kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığı, diğer taşınmazlar açısından planların iptali yolunda karar verildiği, anılan kararın Danıştay Altıncı Dairesinin 19/09/2012 tarihli, E:2012/1250, K:2012/4343 sayılı kararıyla bozulması üzerine, …İdare Mahkemesinin … tarihli, E:…, K:…sayılı kararıyla ilk kararda ısrar edilmesi yönündeki kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 11/03/2015 tarihli, E:2013/1800, K:2015/741 sayılı kararı ile,” dava konusu işlemin iptale ilişkin kısmının ısrar hükmü yönünden onanmasına, kararın dava konusu taşınmazların …ada, …ve …sayılı parsellere ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planına yönelik kısmının bozulmasına ve bozulan kısım yönünden bir karar verilmek üzere idare mahkemesine gönderilmesi” yolundaki kararı sonucu, İdare Mahkemesince, Danıştay Altıncı Dairesinin 19/09/2012 tarihli, E:2012/1250, K:2012/4343 sayılı dava konusu taşınmazlardan …ada …ve …sayılı parsellere ilişkin bozma kararına uyularak anılan taşınmazlara ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planına ilişkin kısmı yönünden davanın reddi yolunda …İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:…sayılı karar Danıştay Altıncı Dairesinin 17.10.2022 tarihli, E: 2020/6767 K:2022/8685 sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiştir.
Bu durumda davacı tarafından … Yapı Kooperatifi üyesi olma sıfatıyla anılan kooperatife ait taşınmazların bulunduğu alanda yapılan 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulma imar planlarına karşı dava açması, aynı davacının bir önceki (2008) imar planlarına karşı açtığı davada dava açma ehliyetinin varlığının kabul edilmesi karşısında, davacının maliki olmadığı taşınmazlar yönünden de dava konusu işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilişkisinin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, davanın davacıya ait olmayan taşınmazlar bakımından ehliyet yönünden reddine ilişkin idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
2 … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davacıya ait taşınmazlar bakımından davanın reddine ilişkin kısmının ONANMASINA, davacıya ait olmayan taşınmazlar bakımından davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 17/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

4) DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/258 E.  ,  2021/1204 K.

“İçtihat Metni”

Uygulama imar planı nedir? Uygulama imar planı, bir bölgenin veya bir arazinin kullanımına ilişkin detaylı ve resmi bir planlama belgesidir. Bu plan, bir yerleşim alanının nasıl kullanılacağına dair birtakım yönergeler içerir ve genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır.

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/258
Karar No : 2021/1204

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ısrara konu kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Sakarya İli, Adapazarı İlçesi, 2. Bölge … Mevkii, … ada, … sayılı parselin “Belediye Hizmet Alanı” olarak belirlenmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı revizyonunun iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;
İşlem tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 3. maddesinde sayılan sosyal donatı alanları içerisinde “Belediye Hizmet Alanı” kullanımının bulunmadığı,
Ayrıca planlama teknikleri açısından geçerli ve yeterli bir ifade biçimi olmayan “Belediye Hizmet Alanı”nın, kesin kullanım türünün belirlenememesi nedeniyle planlama ilkeleri yönünden önerildikleri konumlara uygun olup olmadıklarının denetimini engellediği gibi eksik, yetersiz ve belirsiz bir anlatım getirdiğinden planlama esaslarına aykırı bir düzenleme olduğu,
Bu nedenle, dava konusu taşınmazın “Belediye Hizmet Alanı” olarak özgülenmesine ilişkin işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı revizyonunun iptaline karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 08/06/2020 tarih ve E:2016/293, K:2020/487… sayılı kararıyla;
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 8. maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7 ve 11. maddelerindeki düzenlemelere yer verilerek;
Plan revizyonunun 27/11/2013 – 27/12/2013 tarihleri arasında askıya çıkarıldığı, plana yapılan itirazların Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla değerlendirilerek planın kesinleştiği, davacının 10/11/2014 tarihinde imar durum belgesi talep etmesi üzerine, … tarihinde imar durum belgesinin verildiği, 04/12/2014 tarihli işlemle ise uygulama imar planının, nazım imar planına aykırı olduğu belirtilerek imar durum belgesinin iptal edildiği, bunun üzerine, davacının, 24/12/2014 tarihli dilekçe ile davalı idareden, taşınmazın plandaki durumunu sorduğu, 29/12/2014 tarihli işlemle taşınmazın nazım imar planında “Belediye Hizmet Alanı”nda bulunduğunun bildirilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı,
Yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren, uygulama imar planı ile plan notları ve Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği uyarınca düzenlenen, projelerin hazırlanmasına esas oluşturan, taşınmaz için öngörülen arazi kullanım kararı ile yapılaşma koşullarını detaylı bir şekilde gösteren imar durum belgesinin, mevcut uygulama imar planının uygulaması niteliğinde bir işlem olması nedeniyle, bu belgeye dayanılarak, askı-ilan sürelerine bağlı kalınmaksızın, düzenleyici işlem mahiyetindeki mevcut uygulama imar planının iptalinin istenebileceği, ancak imar durum belgesine dayanılarak nazım imar planının iptalinin istenebileceğinin ise kabul edilemeyeceği,
Uyuşmazlıkta, davacıya verilen imar durum belgesinin iptali üzerine dava açıldığından, uygulama işlemi üzerine dayanağı düzenleyici işlemin iptali istemiyle dava açıldığından söz edilemeyeceği,
Bu durumda, dava konusu nazım imar planı revizyonunun 27/11/2013 – 27/12/2013 tarihleri arasında askıya çıkarıldığı, davacı tarafından plana itiraz edilmediği dikkate alındığında, imar planının son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 gün içinde, en son 25/02/2014 tarihinde dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 03/02/2015 tarihli dilekçe ile açılan davada süre aşımı bulunduğundan, işin esasına girilerek verilen Mahkeme kararında isabet bulunmadığı sonucuna varılarak, …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;
İmar durum belgesinin; yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren, uygulama imar planı ile plan notları ve Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği uyarınca düzenlenen, projelerin hazırlanmasına esas oluşturan, taşınmaz için öngörülen arazi kullanım kararı ile yapılaşma koşullarını detaylı bir şekilde gösteren belge olduğu, idarelerce, uygulama imar planına göre imar durum belgesi düzenlenmesi halinde, bahsi geçen ilan sürelerine bağlı kalınmaksızın, düzenleyici işlem mahiyetindeki uygulama imar planı ile üst ölçekli planların iptalinin istenebileceği,
3194 sayılı İmar Kanunu’nda yer alan düzenlemelere göre, 1/1000 ölçekli uygulama imar planının, 1/5000 ölçekli nazım imar planına aykırı olamayacağı ve imar durum belgesinin 1/1000 ölçekli uygulama imar planının uygulama işlemi olduğu hususunda tereddüt bulunmadığı,
Anayasa’nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu, 141. maddesinin dördüncü fıkrasında ise davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğu hususlarının hükme bağlandığı,
Uyuşmazlıkta, büyüklüğü itibarıyla plan çizim teknikleri açısından 1/5000 ölçekli planda gösterilmesi gereken “Belediye Hizmet Alanı” fonksiyonun 1/1000 ölçekli uygulama imar planında da gösterilmesinin zorunlu olduğu, bu minvalde, imar durum belgesinde de “Belediye Hizmet Alanı”nın gösterildiği,
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda, planların kademeli birlikteliği ilkesi gereği, “Belediye Hizmet Alanı” açısından imar durum belgesinin 1/1000 ölçekli imar planına aykırı olamayacağı, 1/1000 ölçekli imar planının ise 1/5000 ölçekli imar planına aykırı olamayacağı, davacının dava açma iradesini net bir şekilde ortaya koyduğu, usul kurallarının sıkı yorumlanmasının Anayasa’nın 36. maddesinde yer alan hak arama hürriyeti ile bağdaşmayacağı, aksi kabulün mülkiyet hakkının özüne dokunacak mahiyette olduğu, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğu hususları da nazara alındığında, imar durum belgesi üzerine dayanak 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istemiyle açılan işbu davanın süresinde açıldığının görüldüğü gerekçesi eklenmek suretiyle, dava konusu işlemin iptali yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davanın süresinde olmadığı, haksız ve yersiz olduğu, dava konusu planda hakkaniyet ve eşitlik ölçüsünde hareket edildiği, “Belediye Hizmet Alanı” kullanımının “Resmi Kurum Alanı” olarak kabul edilmesi ve bu nedenle ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : İmar durum belgesi verilmesi gibi, verilen imar durum belgesinin idari bir işlemle geri alınması, iptal edilmesi ya da kaldırılması da imar uygulama işlemi mahiyetinde olup, imar durum belgesinin iptal edilmesini müteakip 60 gün içinde açıldığı anlaşılan davada süre aşımı bulunmamaktadır. Bu nedenle İdare Mahkemesi kararının ısrara konu kısmının onanmasına ve işin esası hakkında karar verilmek üzere dosyanın Danıştay Altıncı Dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Sakarya İli, Adapazarı İlçesi, 2. Bölge … Mevkii, … ada, … sayılı parselin “Belediye Hizmet Alanı” olarak belirlenmesine ilişkin 1/5000 ölçekli nazım imar planı revizyonu … tarih ve … sayılı Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla onaylanmıştır.
Anılan plan revizyonu 27/11/2013 – 27/12/2013 tarihleri arasında askıya çıkarılmış, plana yapılan itirazlar Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla neticelendirilerek plan kesinleşmiştir.
Davacının 10/11/2014 tarihinde imar durum belgesi talep etmesi üzerine, … tarihinde davacıya imar durum belgesi verilmiş, 04/12/2014 tarihli işlemle ise uygulama imar planının nazım imar planına aykırı olduğu belirtilerek verilen imar durum belgesi idari tasarrufla iptal edilmiştir.
Davacının, … sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu uyarınca 24/12/2014 tarihli dilekçe ile yaptığı başvuruya, 29/12/2014 tarihinde davalı idarece verilen cevapla, taşınmazın nazım imar planında “Belediye Hizmet Alanında” bulunduğunun bildirilmesi üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde 60 gün olduğu belirtilmiş, aynı maddenin dördüncü fıkrasında; “İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz.” hükmüne, aynı Kanun’un, “Üst makamlara başvurma” başlıklı 11. maddesinde ise; “1. İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. 2. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. 3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.” hükmüne yer verilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasının işlem tarihindeki halinde; “Nazım İmar Planı”, varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları, göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan; “Uygulama İmar Planı” ise, tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan, olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanun’un, “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ise; “İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.” hükmünü içermektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yargısal içtihatlarda imar planları, ilanı gereken genel düzenleyici işlem olarak kabul edilmiş olduğundan, uygulama işlemi olduğu öne sürülerek işlemin dayanağı imar planının iptalinin istenilmesi halinde planların uygulama işlemlerinin kapsamının ve buna göre de dava açma sürelerinin belirlenmesi gerekmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde; ilanı gereken düzenleyici işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri hüküm altına alınmakla, ilanı gereken düzenleyici işlemler yönünden ilgililere uygulama üzerine dava açma olanağı tanındığı tartışmasızdır.
İmar mevzuatı ve 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile üst makamlara başvurmayı düzenleyen 11. maddesi hükümleri karşısında, imar planlarına karşı, bir aylık askı süresi içinde 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında başvuruda bulunulması ve bu başvuruya idari dava açma süresinin başlangıç tarihi olan son ilan tarihinden itibaren altmış gün içinde cevap verilmeyerek isteğin reddedilmiş sayılması halinde, bu tarihi takip eden altmış günlük dava açma süresi içinde veya son ilan tarihini izleyen altmış gün içinde cevap verilmek suretiyle isteğin reddedilmesi halinde bu cevap tarihinden itibaren altmış günlük dava açma süresi içinde idari dava açılabileceği; imar planlarına askı süresi içinde bir itirazda bulunulmamış ise davanın, 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesi uyarınca imar planının son ilan tarihini izleyen günden itibaren altmış gün içinde açılması gerektiği, ancak bu süreler içerisinde dava açılmamış olması halinde imar planının uygulanmaya konulması ile birlikte uygulama işlemi üzerine işlem ile birlikte imar planına veya doğrudan işlemin dayanağı olan imar planına karşı yeniden dava açma hakkının bulunduğu ve bu aşamada dava açma süresinin uygulama işleminin süresine tabi olduğu hususlarında tartışma bulunmamaktadır.
Planlama sürecinde, nazım imar planının öncelikle yapılarak çevre düzeni planı ile uyumlu hazırlanmak suretiyle arazinin genel kullanış biçimi, nüfus yoğunluğu, yapı yoğunluğu, ulaşım gibi konular belirlenecektir. Akabinde ise nazım imar planı esaslarına göre uygulama imar planlarının hazırlanması gerekmektedir.
İmar planları arasındaki bu hiyerarşik ilişki, diğer düzenleyici işlemlerden farklı olup; alt ölçekli planların, üst ölçekli planların uygulanması amacıyla tesis edildiği açıktır. Dolayısıyla, alt ölçekli planlar, düzenleyici işlem olmakla birlikte, üst ölçekli planların uygulama işlemi niteliğinde işlemler olup; alt ölçekli imar planına dava açma süresi içerisinde üst ölçekli imar planına karşı da bu plan ile birlikte veya ayrıca iptal davası açılabilmesi mümkündür.
Bu hususlar dikkate alındığında; uygulamaya esas imar planı olan 1/1000 ölçekli uygulama imar planına dayalı olarak tesis edilen; imar durum belgesi, yapı ruhsatı, yapı kullanma izin belgesi gibi imar uygulama işlemlerinin tesisiyle birlikte dayanak uygulama imar planı ve uygulama imar planının dayanağı olan üst ölçekli imar planlarına karşı da 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca dava açılabileceği tabiidir.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu taşınmazla ilgili davalı idare tarafından … tarih ve … sayılı işlemle düzenlenen imar durum belgesinin, sehven verildiği belirtilerek, söz konusu parselin bulunduğu alanla ilgili 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile 1/5000 ölçekli nazım imar planı arasında kullanım değişikliği bulunduğu, 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının revizyon işlemleri tamamlanıncaya kadar imar durumu verilemeyeceği gerekçesiyle davalı idarenin 04/12/2014 tarihli işlemiyle iptal edildiği, davanın ise davacının, … sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu uyarınca yaptığı 24/12/2014 tarihli başvuruya verilen 29/12/2014 tarihli cevap üzerine 03/02/2015 tarihinde açıldığı, dava açıldıktan sonra, Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve …. sayılı kararıyla dava konusu taşınmazın bulunduğu alana ilişkin 1/1000 ölçekli revizyon uygulama imar planının onaylandığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, dava konusu taşınmaza ilişkin imar durum belgesinin idari bir işlemle iptal edilmesi nedeniyle, davanın açıldığı tarih itibarıyla, 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, dayanak uygulama imar planı ve/veya üst ölçekli imar planlarına dava açma imkanı tanıyacak herhangi bir imar uygulama işleminin mevcut olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 27/11/2013 – 27/12/2013 tarihleri arasında askı suretiyle ilan edilen dava konusu nazım imar planı revizyonuna, davacı tarafından itiraz edilmemesi nedeniyle, son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 gün içinde ve en son 25/02/2014 tarihinde dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 03/02/2015 tarihli dilekçe ile açılan davada süre aşımı bulunduğundan, İdare Mahkemesince işin esasına girilerek verilen ısrar kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, yukarıda yer verilen mevzuat düzenlemeleri ve açıklamalar çerçevesinde; Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla onaylandığı anlaşılan, dava konusu taşınmazın bulunduğu alana ilişkin 1/1000 ölçekli revizyon uygulama imar planın uygulanmasına ilişkin imar uygulama işlemlerinin tesisi üzerine, süresi içerisinde, dayanak imar planlarının iptali istemiyle yeniden dava açılabileceği açıktır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin KABULÜNE;
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin …. İdare Mahkemesinin temyize konu … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …. İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/06/2021 tarihinde, oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- …. İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, davanın süresinde olduğuna ilişkin ısrara konu kısmı usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın ısrara konu bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Bu nedenle, temyize konu İdare Mahkemesi kararının ısrara konu kısmının onanmasına ve işin esası hakkında karar verilmek üzere dosyanın Danıştay Altıncı Dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

5) Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/584 E.  ,  2022/5428 K.

“İçtihat Metni”

Uygulama imar planı nedir? Uygulama imar planı, bir bölgenin veya bir arazinin kullanımına ilişkin detaylı ve resmi bir planlama belgesidir. Bu plan, bir yerleşim alanının nasıl kullanılacağına dair birtakım yönergeler içerir ve genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır.  Uygulama İmar Planı iptal davası ise, bir kentsel alan veya bölgenin uygulama imar planının yasal olarak geçersiz kılınması için mahkemeye yapılan başvuruyu ifade eder. Bu tür bir dava, planlama sürecinin yasal prosedürlere uygun olmadığına veya planın hukuki veya teknik açıdan eksik veya hatalı olduğuna inanan kişiler veya kurumlar tarafından başlatılabilir.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/584
Karar No : 2022/5428

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:….sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul ili, Çekmeköy ilçesi, … Mahallesi, … pafta, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda … tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli Çekmeköy Uygulama İmar Planı ile bu planın dayanağı 23.10.2009 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan bilirkişi raporundaki tespitler ile dava dosyasında yer alan diğer tüm bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, 1/5000 ölçekli nazım imar planında ”orman alanı” olarak planlanan parselin orman kadastro haritasında orman alanı içerisinde yer almadığı görüldüğünden ve plan yapım aşamasında parsellerin kadastral durumunun da dikkate alınması gerektiğinden, uygulanabilirliği kalmayan dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinde hukuka uyarlık bulunmadığı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ”park alanı” olarak planlanan parselin bu fonksiyonunun plan kademelemesi açısından devamlılık ve bütünlük arz etmediği, ulaşım bağlantıları ile birlikte değerlendirildiğinde park alanı olarak fonksiyonunun kullanımının şehircilik ilkeleri çerçevesinde sağlıklı olmayacağı, uygulanması ve fiili kullanımının zor olduğu anlaşıldığından, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında da hukuka uyarlık bulunmadığı sonuçlarına ulaşıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İdari Dava Dairesince verilen kararda; planlarda kurgulanan park alanlarının yalnızca nüfusa hizmet etmek için değil aynı zamanda yerleşim alanları ile orman alanları arasında tampon olması amacıyla da kurgulanabileceği, parselin kuzeyinin tamamen orman alanı ile kaplı olduğu, güneyinde ise 10 metre enkesitli yol bulunduğu, yolun kuzeyini yapılaşmaya kapatacak, orman alanında oluşması muhtemel yapılaşma baskısını ortadan kaldıracak ve yerleşim alanı ile orman alanı arasında eşik oluşturacak şekilde parselin park alanı olarak planlandığı, yapılan bu planlama ile ormana karşı oluşacak yapılaşma baskısının önlenmesi yanında plan genelinde yetersiz olan aktif yeşil alan niteliğindeki park kullanımında arttırıldığı görüldüğünden, bölgede bulunan yerleşim alanlarına hizmet edecek şekilde parselin park alanı olarak planlanmasının kamu yararına, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uygun olduğu sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davalı idarelerin istinaf başvurularının kabulüne, anılan mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Parselinin etrafında çok sayıda site tarzında yapılaşma bulunduğu, sadece kendisine ait parselin park alanı olarak planlanmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğu, özel mülkiyete konu parselinin sehven hazine adına kaydedilmesi üzerine açmış olduğu tapu iptal ve tescil davası devam ederken dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı onaylandığından bu plana itiraz edemediği, bu sebeple söz konusu imar planının aleyhine hüküm ve sonuç doğurmaması gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVALI … BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI’NIN SAVUNMASI : Uyuşmazlık konusu parselin bölgede bulunan yerleşim alanlarına hizmet edecek şekilde park alanı olarak planlandığı, parselin fonksiyonunun üst ölçekli planlar ile uyumlu olduğu, ilgili kurum görüşleri doğrultusunda hazırlanan dava konusu imar planlarının şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DAVALI … BELEDİYE BAŞKANLIĞI’NIN SAVUNMASI : Dava konusu imar planlarının usul ve yasaya uygun olduğu, bu planların hazırlanmasında uygulanan usulün şehircilik ilkelerine ve planlama tekniklerine uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Uyuşmazlık konusu taşınmazın; dava konusu 23.10.2009 tarihinde onaylanan Çekmeköy İlçesi 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında ”orman alanı”, 12.05.2017 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli Çekmeköy Uygulama İmar Planında ise ”park alanı” olarak planlandığı, 14.07.2017-14.08.2017 tarihleri arasında askıya çıkartılan 1/1000 ölçekli uygulama imar planına davacı tarafından 11.08.2017 tarihinde yapılan itirazın zımnen reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde, “nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan; uygulama imar planı da; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 6. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde ise, planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmış, her planın bir üst kademedeki plana uygun olarak hazırlanması zorunluluğu getirilmiştir.
14.06.2014 tarih ve 29030 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin “Genel Plânlama Esasları” başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde, “Planlar, kademesine ve ölçeğine göre ve yapılış amacının gerektirdiği ayrıntı düzeyinde kalmak koşuluyla alt kademedeki planları yönlendirir.” hükmüne, “Nazım imar planı” başlıklı 23. maddesinin 1. fıkrasında; ” (1) Nazım imar planında karar düzeyi ve içerikleri bakımından, uygulama imar planındaki detay kararlar alınmaması esas olup, uygulamaya dönük kararlar uygulama imar planlarında belirlenir.” hükmüne, 6. fıkrasında; ”Nazım imar planlarının hazırlanması sürecinde, planlama alanı sınırları kapsamında aşağıda genel başlıklar halinde belirtilen konularda ilgili kurum ve kuruluşlardan veriler elde edilir; bu veriler kapsamında analiz, etüt ve araştırmalar yapılır” hükmüne yer verilmiş, 6. fıkranın (h) bendinde ise ”Orman alanları, mera, yaylak, kışlak alanları” ilgili kurum ve kuruluşlardan görüş alınması gereken konular arasında sayılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bakılan uyuşmazlıkta, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…. sayılı ara kararı ile; … Orman Bölge Müdürlüğü Kanlıca Orman İşletme Müdürlüğü’nden; uyuşmazlık konusu taşınmazın orman sınırları içerisinde kalıp kalmadığının sorulması ve buna ilişkin tüm bilgi ve belgelerin istenilmesi üzerine, … Orman Bölge Müdürlüğü Kanlıca Orman İşletme Müdürlüğü … Orman İşletme Şefliği’nin …. tarih ve … sayılı cevabı yazısında; uyuşmazlık konusu taşınmazın ”orman dışı açıklık alanda” kaldığının belirtilerek yazı ekinde taşınmazın bu durumunu gösterir orman kadastro haritasının sunulduğu görülmüştür.
Orman alanlarında, Orman Kanununda sınırlı sayıda belirtilen istisnalar hariç olmak üzere orman kullanımı dışında farklı bir kullanım kararı öngörülmesi mümkün değildir. Ormanlar kural olarak yapılaşmaya kapalı alanlar olduğundan, her tür ve ölçekte hazırlanan imar planlarında, orman kadastrosu ile tespit edilmiş alanların “orman alanı” olarak planlanması gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu olayda, orman kadastro haritasına göre ”orman dışı açıklık alanda” kaldığı anlaşılan uyuşmazlık konusu taşınmazın bu tespite aykırı olacak şekilde dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planında ”orman alanı” olarak planlanmasında şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, dava konusu 1/5000 nazım imar planında ”orman alanında” kalan uyuşmazlık konusu taşınmaza “planların kademeli birlikteliği” ilkesine ve üst ölçekli nazım imar planına aykırı olarak dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ”park alanı” kullanımı getirildiği görülmüş ise de dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planında hukuka uyarlık bulunmadığından, bu plana dayanılarak tesis edilen dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında da hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan, iptal kararı üzerine 1/5000 ölçekli nazım imar planında taşınmaza getirilecek yeni kullanım kararına göre 1/1000 ölçekli uygulama imar planında da yeni kullanım kararı belirleneceği tabidir.
Bu itibarla, dava konusu işlemlerin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak davalı idareler tarafından yapılan istinaf başvurularının kabulü, anılan mahkeme kararının kaldırılması, davanın reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile anılan kararının kaldırılarak yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın reddi yolundaki temyize konu …. Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 09/05/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.

6) Danıştay 6. Dairesi E: 2009/10541 K: 2009/11645

Uygulama imar planı nedir? Uygulama imar planı, bir bölgenin veya bir arazinin kullanımına ilişkin detaylı ve resmi bir planlama belgesidir. Bu plan, bir yerleşim alanının nasıl kullanılacağına dair birtakım yönergeler içerir ve genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır.  Uygulama İmar Planı iptal davası ise, bir kentsel alan veya bölgenin uygulama imar planının yasal olarak geçersiz kılınması için mahkemeye yapılan başvuruyu ifade eder. Bu tür bir dava, planlama sürecinin yasal prosedürlere uygun olmadığına veya planın hukuki veya teknik açıdan eksik veya hatalı olduğuna inanan kişiler veya kurumlar tarafından başlatılabilir.

Uyuşmazlık konusu bölgede halen yürürlükte olan 1/100000 ve 1/50.000 ölçekli planların ilgili idarelerce değiştirilmemesi veya geri alınmaması ya da yargı yerlerince iptal edilmemesi halinde hukuki geçerliliğinin devam ettiği açık olduğundan, dava konusu nazım imar planının yürürlükteki 1/100000 ve 1/50000 ölçekli planlara uygun olup olmadığı hususu gözönünde bulundurularak İdare Mahkemesince yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir

İstemin Özeti: İstanbul 9. İdare Mahkemesince verilen 26.12.2008 günlü, E: 2008/9, K: 2008/2363 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın Savunmasının Özeti: Savunma verilmemiştir.

Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ve Müdahilin Savunmasının Özeti: Temyiz Edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi … Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı … Düşüncesi:İstanbul, Şişli, Seyrantepe, 4 pafta, 3 ada, 29 parsel sayılı taşınmazın spor tesisleri alanı, sağlık tesisleri alanı, turizm, ticaret alanı ve park alanı olarak ayrılmasına ilişkin 16.06.2007 onay tarihli 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki kararını davacı temyiz etmektedir.

3194 sayılı İmar Kanununun 5.maddesinde; “Nazım İmar Planı, varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plandır.” şeklinde tanımlanmıştır. Bu hüküm uyarınca nazım imar planının yürürlükteki bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak onaylanması gerekmektedir

Uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu bölgede 29.7.1980 onanlı 1/50.000 ölçekli Metropoliten Alan Nazım İmar Planının yürürlükte olduğu ve 1/100.000 ölçekli İstanbul İl Çevre Düzeni Planının iptali yolundaki İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 21.03.2008 günlü, E: 2007/1846, K: 2008/516 sayılı kararı, Danıştay 6. Dairesisince verilen 24.11.2008 günlü, E: 2008/6510, K: 2008/8176 sayılı kararı ile bozulduğu anlaşılmakta olup, yürürlükte olan 1/100.000 ve 1/50.000 ölçekli planlara uygun olmadığı görülen dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin iptali gerekirken davanın reddi yolunda verilen kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay 6. Dairesisince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, İstanbul, Şişli, Seyrantepe, 4 pafta, 3 ada, 29 parsel sayılı taşınmazın “spor tesisleri, sağlık tesisleri , turizm, ticaret ve park alanı” olarak ayrılmasına ilişkin 16.06.2007 onay tarihli 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, dosyanın ve yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporun birlikte değerlendirilmesinden, taşınmazın TEM otoyoluna cepheli olduğu, ayrıca şehiriçi ana arterlerden olan Büyükdere Caddesine yakın bağlantılı olduğu, alanın raylı sistem bağlantısı çalışmalarının devam ettiği, İstanbul merkezde kalan stadyumların mevcut arterlere aşırı yük getirdiği, Marmara Denizine paralen olarak lineer gelişmesi öngörülen, İstanbul Metropoliten alanın coğrafi merkezine yakın bir yerde önerilen merkez ve çeper alanlarıyla kolay ulaşım bağlantıları sağlanan dava konusu stadyum alanının ulaşım ve konum açısından olumlu bulunduğu, dava konusu taşınmazın çevresinin konut kullanımına uygun olmadığı bu durumun bir avantaj olarak değerlendirildiği, taşınmazın 1/100000 ölçekli İstanbul İl Çevre Düzeni Planında “ağaçlandırma alanında” kaldığı, ancak bu planın yetki yönünden yargı kararıyla iptal edildiği, ayrıca 1980 tarihli 1/50000 ölçekli İstanbul Metropoliten Alan Nazım İmar Planında “kısmen şehir ve çevre parkı, kısmen bölge parkı” lejantında kaldığı ancak söz konusu planın onay tarihinden itibaren geçen süre gözönüne alındığında planın güncelliğini yitirdiği, plan bütünlüğünün de kalmadığı, bu nedenle dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İmar planı insan, toplum, çevre ilişkilerinde kişi ve aile mutluluğu ile toplum hayatını yakından etkileyen fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın koruma kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek amacıyla hazırlanır.

3194 sayılı İmar Kanununun 5.maddesinde; “Nazım İmar Planı, varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plandır.” şeklinde tanımlanmıştır.

Anılan yasa hükmü uyarınca nazım imar planının yürürlükte olan üst ölçekli bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak onaylanması gerekmektedir.

Uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu bölgede 29.7.1980 onanlı 1/50.000 ölçekli Metropoliten Alan Nazım İmar Planının yürürlükte olduğu anlaşılmaktadır.

Öte yandan 1/100000 ölçekli İstanbul İl Çevre Düzeni Planının iptali yolundaki İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 21.03.2008 günlü, E: 2007/1846, K: 2008/516 sayılı kararı, Danıştay 6. Dairesisi’nin 24.11.2008 günlü, E: 2008/6510, K: 2008/8176 sayılı kararı ile bozulmuştur.

Bu durumda, uyuşmazlık konusu bölgede halen yürürlükte olan 1/100000 ve 1/50.000 ölçekli planların ilgili idarelerce değiştirilmemesi veya geri alınmaması ya da yargı yerlerince iptal edilmemesi halinde hukuki geçerliliğinin devam ettiği açık olduğundan, dava konusu nazım imar planının yürürlükteki 1/100000 ve 1/50000 ölçekli planlara uygun olup olmadığı hususu gözönünde bulundurularak İdare Mahkemesince yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle İstanbul 9. İdare Mahkemesince verilen 26.12.2008 günlü, E: 2008/9, K: 2008/2363 sayılı kararın BOZULMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 08.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

7) Danıştay 6. Dairesi E: 2009/14900 K: 2010/3380

Uygulama imar planı nedir? Uygulama imar planı, bir bölgenin veya bir arazinin kullanımına ilişkin detaylı ve resmi bir planlama belgesidir. Bu plan, bir yerleşim alanının nasıl kullanılacağına dair birtakım yönergeler içerir ve genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır.  Uygulama İmar Planı iptal davası ise, bir kentsel alan veya bölgenin uygulama imar planının yasal olarak geçersiz kılınması için mahkemeye yapılan başvuruyu ifade eder. Bu tür bir dava, planlama sürecinin yasal prosedürlere uygun olmadığına veya planın hukuki veya teknik açıdan eksik veya hatalı olduğuna inanan kişiler veya kurumlar tarafından başlatılabilir.

İstemin Özeti: İzmir 2. İdare Mahkemesinin 28.7.2009 günlü, E: 2008/626, K: 2009/1186 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmaların Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Hayati Ölmez’in Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı M.İclal Kutucu’nun Düşüncesi: İzmir İli, Bayraklı İlçesi Salhane Mahallesi Değirmen Mevkiinde bulunan ve tapunun 499 pafta, 8722 ada 4 parselinde kayıtlı taşınmazında kapsayan alanda Karşıyaka Belediye Meclisinin 4.10.2007 günlü 10/195 sayılı kararıyla kabul edilen ve İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin 28.11.2007 günlü 01.2383 sayılı kararıyla değiştirilerek onaylanan 1/1000 ölçekli Karşıyaka, Salhane ve Turan Bölgesi uygulama İmar planı Revizyonunun iptali istemiyle açılan davayı reddeden idare mahkemesi kararının bozulması davacı tarafından istenilmektedir.

3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde, uygulama imar planı, tasdikli hali hazır haritalar üzerine varsa kadastral durum işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarının, bunların yoğunluk ve düzenini yolları ve uygulama için gerekli etapları ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.

osyanın incelenmesinden uyuşmazlık konusu taşınmazın 1/5000 ölçekli nazım imar planında “Merkezi İş Alanı” ve “Yeşil Alan” olarak ayrıldığı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ise Merkezi İş Alanı Yeşil Alan ve 12 metrelik taşıt alanına ayrıldığı anlaşılmaktadır.

Bu husus, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planının, dayanağı olan nazım imar planına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olup olmadığının somut bir biçimde saptanmadan ve yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmadan verilen kararda isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenle temyiz konusu idare mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay 6. Dairesisince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, İzmir İli, Bayraklı İlçesi Salhane Mahallesi Değirmen Mevkii, … pafta, … ada … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda Karşıyaka Belediye Meclisinin 4.10.2007 günlü, 10/195 sayılı kararıyla kabul edilen ve İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin 28.11.2007 günlü, 01.2383 sayılı kararıyla değiştirilerek onaylanan 1/1000 ölçekli Karşıyaka, Salhane ve Turan Bölgesi uygulama İmar planı Revizyonunun iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisince 15.6.2007 tarihinde onanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliklerinde dava konusu taşınmazın “Merkezi İş alanı” ve “Yeşil alan” olarak ayrıldığı, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı revizyonunda ise, taşınmazların 1/5000 ölçekli nazım imar planı revizyonuna uygun olarak “Merkezi iş alanı, yeşil alan ve yol’da” kaldığı, 12 metrelik taşıt yolunun nazım imar planı ana kararlarını esastan değiştirmediği, bu nedenle dava konusu imar planı ile üst ölçekli 1/5000 ölçekli nazım imar planının birbiriyle uyumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde, “Uygulama imar planı”, tasdikli hali hazır haritalar üzerine varsa kadastral durum işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarının, bunların yoğunluk ve düzenini yolları ve uygulama için gerekli etapları ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.

İmar mevzuatı uyarınca 1/1000 ölçekli imar planlarının yapılabilmesi için nazım imar planının bulunması ve alt ölçekli uygulama imar planlarının üst ölçekli imar planlarına uygun olması gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden uyuşmazlık konusu taşınmazın 1/5000 ölçekli nazım imar planında “Merkezi İş Alanı” ve “Yeşil Alan” olarak ayrıldığı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ise “Merkezi İş Alanı, Yeşil Alan ve 12 metrelik taşıt yolu” kullanımına ayrıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda nazım imar planında yer alması gereken 12 metrelik taşıt yolunun 1/5000 ölçekli planda bulunmaması karşısında nazım imar planına aykırı olarak yapılan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile ilgili olarak verilen idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, İzmir 2. İdare Mahkemesinin 28.7.2009 günlü, E: 2008/626, K: 2009/1186 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 06.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

HARBİYE HUKUK BÜROSU İDARE HUKUKU İPTAL DAVASI HİZMETLERİMİZ

İdare Hukuku iptal davası hakkındaki her türlü sorularınız ve sorunlarınız için bize ulaşın!

Harbiye Hukuk Bürosu avukatları müvekkillerinin haklarını tam anlamıyla koruyan onlara her konuda destek veren bir hukuk bürosudur. Harbiye Hukuk bürosuna güvenerek haklarınızın güvenle korunduğundan emin olabilirsiniz. Zira Harbiye Hukuk Bürosu her alanda olduğu gibi bu alanında da uzman avukatlarla beraber müvekkillerine en iyi ve kaliteli hizmeti sunmaktadır. Siz de Harbiye Hukuk sayfasında bulunan iletişim sütununa tıklayarak bu hizmetlerden faydalanabilirsiniz. Harbiye Hukuk bürosu alanında uzman kadrosuyla, çözüm odaklı, hızlı ve etkili çözümleriyle sizlere hizmet vermeye her zaman hazırdır.

SIKÇA SORULAN SORULAR

1/1000 Uygulama İmar Planı Nedir?

Uygulama imar planı nedir? Uygulama imar planı, bir bölgenin veya bir arazinin kullanımına ilişkin detaylı ve resmi bir planlama belgesidir. Bu plan, bir yerleşim alanının nasıl kullanılacağına dair birtakım yönergeler içerir ve genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır.  1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı ise, bir kentin veya bir bölgenin detaylı imar planlamasını ifade eder. Bu plan, genellikle Nazım İmar Planı’nın detaylandırılması ve uygulanabilir hale getirilmesi amacıyla hazırlanır.

Uygulama İmar Planı İçeriği Nelerdir?

Uygulama imar planı nedir? Uygulama imar planı, bir bölgenin veya bir arazinin kullanımına ilişkin detaylı ve resmi bir planlama belgesidir. Bu plan, bir yerleşim alanının nasıl kullanılacağına dair birtakım yönergeler içerir ve genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır. Arazi parselasyonu, yapı yoğunluğu, altyapı projeleri gibi detayları içeren bir plandır.

Nazım İmar Planı Olmaksızın Uygulama İmar Planı Yapılır Mı?

Uygulama imar planı nedir? Uygulama imar planı, bir bölgenin veya bir arazinin kullanımına ilişkin detaylı ve resmi bir planlama belgesidir. Bu plan, bir yerleşim alanının nasıl kullanılacağına dair birtakım yönergeler içerir ve genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır.

Genellikle, bir bölgede Uygulama İmar Planı yapılabilmesi için öncelikle bir Nazım İmar Planı oluşturulması gerekmektedir. Ancak, acil durumlar veya özel koşullar altında, belirli bir bölgede Nazım İmar Planı’nın henüz hazırlanmamış olması durumunda, o bölgede geçici veya sınırlı bir süre için Uygulama İmar Planı yapılabilir. Yani nazım imar planı olmaksızın uygulama imar planı yapılabilir.

Uygulama İmar Planına İtiraz Nereye Yapılır?

Uygulama imar planı nedir? Uygulama imar planı, bir bölgenin veya bir arazinin kullanımına ilişkin detaylı ve resmi bir planlama belgesidir. Bu plan, bir yerleşim alanının nasıl kullanılacağına dair birtakım yönergeler içerir ve genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır. Uygulama İmar Planı’na yapılan itirazlar genellikle yerel yönetimlere veya ilgili idari mercilere yapılır. Uygulama İmar Planı’na yapılan itirazların genellikle aşağıdaki mercilere yapılır:

1)İl veya İlçe Belediyeleri: Uygulama İmar Planı’na itirazlar genellikle bölgenin bağlı olduğu il veya ilçe belediyelerine yapılır. Belediyeler, planlama sürecini yürüten kurumlardır ve bu nedenle planla ilgili itirazları değerlendirirler.

2)İdare Mahkemeleri: Eğer belediyenin verdiği karar veya uygulama ile ilgili bir itiraz varsa, bu durumda idari mahkemelere başvurulabilir. İdare Mahkemeleri, idari işlemlerin yasaya uygunluğunu denetler ve planlama kararlarına ilişkin davalara bakar.

3)Çevre ve Şehircilik Bakanlığı: Bazı durumlarda, Uygulama İmar Planı’na yapılan itirazlar doğrudan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na da iletilir. Özellikle büyük ölçekli projeler veya bölgesel öneme sahip planlarla ilgili itirazlar bu şekilde değerlendirilebilir.

Uygulama İmar Planının İptali İsteminde İdare Hukuku Avukatının Önemi Nedir?

Uygulama imar planı nedir? Uygulama imar planı, bir bölgenin veya bir arazinin kullanımına ilişkin detaylı ve resmi bir planlama belgesidir. Bu plan, bir yerleşim alanının nasıl kullanılacağına dair birtakım yönergeler içerir ve genellikle yerel yönetimler tarafından hazırlanır ve onaylanır. Uygulama İmar Planının iptali istemi, idare hukuku alanında uzmanlaşmış bir avukatın önemli bir rol oynayabileceği bir hukuki süreçtir. Bir avukatın bu süreçteki önemli katkılar şunlardır:

1)Hukuki Bilgi ve Deneyim: İdare hukuku avukatları, idari işlemler ve idari yargı süreçleri konusunda derin bilgi ve deneyime sahiptirler. Uygulama İmar Planının iptali davaları idari hukuk kapsamında değerlendirilir, bu nedenle bu alanda uzmanlaşmış bir avukat, davayı etkin bir şekilde yönetebilir.

2)Yasal Analiz ve Strateji Geliştirme: Bir avukat, davanın yasal ve teknik yönlerini değerlendirerek müvekkilinin lehine en güçlü argümanları belirleyebilir. Ayrıca, davanın nasıl ilerleyeceğine dair bir strateji geliştirebilir ve bu stratejiyi uygulayabilir.

3)Dava Sürecini Yönetme: İdare hukuku avukatları, davanın tüm aşamalarını etkin bir şekilde yönetirler. Dilekçe hazırlığından mahkeme duruşmalarına, delil toplamadan uzlaşma müzakerelerine kadar her aşamada müvekkilini temsil ederler.

4)Hukuki Belgeleme ve Delil Toplama: Avukatlar, dava için gerekli olan hukuki belgeleri ve delilleri toplar, inceler ve sunarlar. Bu, davanın güçlendirilmesi ve müvekkilin lehine sonuçlar alınması için önemlidir.

5)Taraflar Arası İletişim ve Müzakere: Avukatlar, yerel yönetimler veya diğer taraflarla iletişim kurarak müzakere edebilir ve uzlaşma sağlamaya çalışabilirler. Bu, dava sürecini uzatmadan ve maliyetleri artırmadan çözüm bulma açısından önemlidir.

HARBİYE HUKUK BÜROSU İDARE HUKUKU İPTAL DAVASI HİZMETLERİMİZ

İdare Hukuku iptal davası hakkındaki her türlü sorularınız ve sorunlarınız için bize ulaşın!

Harbiye Hukuk Bürosu avukatları müvekkillerinin haklarını tam anlamıyla koruyan onlara her konuda destek veren bir hukuk bürosudur. Harbiye Hukuk bürosuna güvenerek haklarınızın güvenle korunduğundan emin olabilirsiniz. Zira Harbiye Hukuk Bürosu her alanda olduğu gibi bu alanında da uzman avukatlarla beraber müvekkillerine en iyi ve kaliteli hizmeti sunmaktadır. Siz de Harbiye Hukuk sayfasında bulunan iletişim sütununa tıklayarak bu hizmetlerden faydalanabilirsiniz. Harbiye Hukuk bürosu alanında uzman kadrosuyla, çözüm odaklı, hızlı ve etkili çözümleriyle sizlere hizmet vermeye her zaman hazırdır.

İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ VE REVİZYONU – 1 (harbiyehukuk.com)

İMAR PLANININ İPTALİ DAVASI – 2024 (harbiyehukuk.com)

İMAR UYGULAMASININ İPTALİ DAVASI (18 UYGULAMASI) – 2024 (harbiyehukuk.com)

                                                                                                           NİSANUR CEBECİ

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak Gerekli alanlar işaretlendi *

Yorum Yap