Fazla mesai ücreti ödenmemesi, İş Kanunu m.24/II-e kapsamında haklı nedenle fesih sebebidir. İşçi, ücret ve fazla çalışma ücreti alacağı ödenmiyorsa iş sözleşmesini feshedip kıdem tazminatı talep edebilir; ayrıca geriye dönük fazla mesai alacaklarını yasal faiziyle isteyebilir. Bu durumda iş sözleşmesinin feshi işçinin tazminat hakkını ortadan kaldırmaz.
Birçok özel sektör çalışanı, fazla mesai yapmasına rağmen ücretini alamamaktan şikayetçidir. İşçinin hak ettiği fazla mesai ücretinin ödenmemesi, iş kanununa göre ciddi bir ihlal olup işçiye önemli haklar tanımaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu kapsamındaki işçiler (özel sektör çalışanları) için fazla mesai alacaklarının ödenmemesi durumunda neler yapılabileceğini ve işçilerin yasal haklarını bu yazımızda ele alacağız. Bu konu, Türkiye genelindeki vatandaşların bilmesi gereken temel işçi hakları arasındadır.
İÇİNDEKİLER
FAZLA MESAİ NEDİR?

Türk İş Hukuku’nda fazla mesai, haftalık 45 saati aşan çalışmalar olarak tanımlanmıştır. Kanunî çalışma süresi haftada 45 saattir ve bu süre, tarafların anlaşmasıyla haftanın günlerine dağıtılabilir. İşçi, bir haftada 45 saatin üzerinde çalışmışsa fazla mesai yapmış sayılır ve 45 saati aşan her saat için zamlı ücret talep hakkı doğar. Örneğin, bir işçi haftada 50 saat çalışıyorsa, 5 saat fazla çalışma yapmıştır.
Bunun yanı sıra bazı özel durumlarda haftalık 45 saat aşılmasa bile fazla mesai oluşabilir. Gece çalışması söz konusuysa, gece 7,5 saati aşan kısmı fazla mesai sayılır. Örneğin, gece vardiyasında bir işçi günde 9 saat çalışırsa, haftalık toplam 45 saati aşmasa bile günlük 1,5 saatlik kısmı fazla mesai olarak değerlendirilir. Benzer şekilde, yer altı maden işlerinde yasal çalışma süresi günde 7,5 saat ve haftada 37,5 saattir; bu sınırları aşan çalışmalar da kanunen fazla mesai kabul edilir.
İş Kanunu’nun 41. maddesi uyarınca, fazla mesai yaptırmak için işçinin onayı gereklidir. Hiç kimse, onayı olmadan ve kanunda belirtilen sınırların üstünde çalışmaya zorlanamaz (angarya yasağı). Yıllık toplam fazla çalışma süresi de en fazla 270 saatle sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla, fazla mesai yapmak kural olarak bir zorunluluk değildir ve işçi onayı olmadan yaptırılamaz. Fazla mesai yapan işçiye de bu çalışmalarının karşılığı olan zamlı ücret mutlaka ödenmelidir.
FAZLA MESAİ ÜCRETİ NASIL HESAPLANIR?
Fazla mesai ücreti, normal çalışma ücretinin saatlik tutarının %50 artırılması ile hesaplanır. Başka bir deyişle, işçi her bir saat fazla çalışması için normal saatlik ücretinin bir buçuk katını almaya hak kazanır. Örneğin saatlik ücreti 40 TL olan bir işçi, her 1 saatlik fazla mesai için 60 TL (40 TL + %50 zam) ücret almalıdır. Bu kural, kanunun öngördüğü asgari zam oranıdır; iş sözleşmesinde daha yüksek bir fazla mesai ücreti oranı belirlenmişse, sözleşmedeki oran uygulanır.
Haftalık çalışma süresi sözleşme ile 45 saatin altında belirlenmişse, bu durumda fazla sürelerle çalışma söz konusu olabilir. Örneğin sözleşmede haftalık 40 saat olarak belirlenen bir işte, 40 saati aşan ve 45 saate kadar olan çalışmalar fazla sürelerle çalışma sayılır. Fazla sürelerle çalışma ücreti, saatlik normal ücretin %25 artırılmasıyla ödenir. Yani, sözleşmeye göre düşük çalışma saatlerinde bile 45 saate kadar yapılan ek çalışmalar için %25 zamlı ücret ödenmelidir.
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yapılması halinde ise her bir tatil günü için ayrı bir ücret ödenir. Kanuna göre işçi, resmi tatil gününde çalışırsa bir günlük ekstra ücrete hak kazanır (toplamda o gün için iki yevmiye). Bu da fazla mesai benzeri bir durum olup, bu günlerde yapılan çalışmaların ücreti ayrıca ödenmelidir. Aynı şekilde, hafta tatili (pazar) gününde çalışıldığında da işçi o gün için normal ücretine ek olarak bir günlük ücret daha hak eder. Özetle, işçinin tüm çalışma saatleri karşılığında alacağı ücret kanunla güvence altındadır; fazla mesai veya tatil günleri ücreti ödenmediğinde işçi hak kaybına uğramış olur.
FAZLA MESAİ ÜCRETİ ÖDENMEZSE İŞÇİNİN HAKLARI
İşverenin, işçinin yaptığı fazla mesai karşılığındaki ücreti ödememesi hukuka aykırıdır ve böyle bir durumda işçiye çeşitli haklar doğar. İş Kanunu ve Yargıtay kararlarına göre, fazla mesai ücretinin ödenmemesi durumu, işçiye haklı nedenle fesih hakkı, çalışma borcundan kaçınma hakkı ve alacaklarını talep etme imkânı verir. Aşağıda, işçinin fazla mesai ücreti ödenmediğinde kullanabileceği haklar başlıklar halinde sıralanmıştır:
- 20 Gün Çalışmama Hakkı (İş Görme Borcundan Kaçınma): İş Kanunu’nun 34. maddesine göre, ücretleri ödeme gününden itibaren 20 gün içinde ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Yani işçi, maaşı veya fazla mesai ücreti geciktiğinde, 20 günlük gecikme süresinin sonunda iş bırakma hakkını kullanabilir. Bu 20 günlük süre boyunca işçi çalışmaya devam etmeli; süre dolup ücret hâlâ ödenmezse, herhangi bir istifa beyanı olmaksızın işe gelmeme hakkı doğar. İşçinin bu şekilde çalışmama hakkını kullanması, kanunen grev sayılmaz ve işveren bu nedenle işçiyi çıkaramaz. Ayrıca bu süreç, iş sözleşmesinin askıda kaldığı bir dönemdir; işçi çalışmadığı halde sözleşme devam eder ve bu süre kıdemine etki etmez. Önemli: 20 gün kuralı, sadece ücretin ödenmemesi durumlarında geçerlidir. Ücret ödeme günü üzerinden henüz 20 gün geçmeden işi bırakan işçi haksız duruma düşebilir; örneğin ödeme 5 gün gecikti diye işi bırakan işçiyi işveren haklı nedenle feshedebilir. Bu nedenle 20 günlük süre dolmadan iş bırakılmamalıdır.
 - Haklı Nedenle Fesih (İstifa) ve Kıdem Tazminatı: İş Kanunu madde 24/2-e uyarınca, ücretinin ödenmemesi işçiye derhal ve haklı nedenle fesih hakkı verir. Yani işçi, ücretleri ödenmediğinde ihbar süresini beklemeden ve 20 günü dahi beklemeksizin doğrudan iş akdini feshedebilir. Ücretin ödenmemesi, kanunda işçi açısından haklı fesih sebebi olarak sayıldığından, işçi ayrılırken istifa etmiş görünse bile yasal olarak haklı nedenle fesih yaptığı için kıdem tazminatına hak kazanır. Burada dikkat edilmesi gereken husus, kıdem tazminatı alabilmek için işçinin en az 1 yıllık kıdeminin olması gerektiğidir. Eğer işçi aynı işyerinde bir yılını doldurmuşsa ve fazla mesai ücreti ödenmediği için haklı nedenle istifa ediyorsa, işverenden kıdem tazminatını talep edebilir. İhbar tazminatı konusunda ise, işçi kendi haklı feshi ile ayrıldığı için ihbar tazminatı talep edemez; ancak işveren de işçiden ihbar süresi çalışmasını isteyemez. Yani işçi, ücret alamama gerekçesiyle hemen işi bırakabilir ve bu durumda ne işçi ihbar tazminatı alır, ne de işveren ihbar süresine uyulmadı diye tazminat isteyebilir.
 - Ücret Alacağı için Dava Açma (Yasal Yollara Başvurma): İşçi, fazla mesai ücretini alamıyorsa hukuki yollara başvurarak ücret alacağı davası açabilir. Günümüzde işe iade ve işçi alacağı gibi konularda zorunlu arabuluculuk şartı bulunmaktadır. Bu nedenle dava açmadan önce işçi, arabuluculuk başvurusunda bulunmalıdır. Arabuluculuk görüşmesinde anlaşma sağlanamazsa, işçi İş Mahkemesi’nde dava açabilir. Dava sürecinde işçi, fazla mesai yaptığını ve karşılığında ücretini alamadığını ispat etmek durumundadır. Fazla mesai yaptığını ispat etmek için ücret bordroları, işyerindeki giriş-çıkış kayıtları, fazla mesai onay formları veya işyeri kamera kayıtları gibi belgeler kullanılabilir. Ayrıca tanık beyanları da önemli deliller arasındadır; özellikle aynı işyerinde çalışmış olan çalışma arkadaşlarının tanıklığı, fazla mesai iddiasını destekleyebilir. İşveren ise bordrolarla ödeme yaptığını veya işçinin iddiasının doğru olmadığını savunabilir. Ancak ispat yükü büyük ölçüde işçidedir; işçi fazla çalıştığını kanıtlayabilirse, ücretini alabilir. Dava sonucunda mahkeme, ödenmeyen fazla mesai ücretinin faiziyle birlikte işçiye ödenmesine hükmeder. Burada uygulanacak faiz, mevduata uygulanan en yüksek faiz oranıdır ve ücretin ödenmesi gereken günden itibaren işletilir. İç Borçlar Kanunu gereği işveren, geciken her ücret kalemi için bu yüksek faiz oranını ödemek zorunda kalır.
 - Zamanaşımı Süresi: İşçinin fazla mesai ücreti alacağı, belirli bir süre içinde talep edilmezse zamanaşımına uğrar. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 4857 sayılı İş Kanunu’na göre ücret alacaklarının zamanaşımı süresi 5 yıldır. Bu süre, alacağın muaccel (ödenebilir) olduğu günden itibaren başlar. Dolayısıyla, işverenin ödemediği her fazla mesai ücreti için işçinin 5 yıl içinde hukuki yollara başvurması gerekir. Beş yılın sonunda talep edilmemiş alacaklar zamanaşımı nedeniyle mahkemede kazanılamaz hale gelir. Örneğin 2020 yılına ait ödenmemiş fazla mesai ücreti için en geç 2025 yılı içinde dava açılmalıdır. 5 yıllık zamanaşımı kuralı, fazla mesai ücretinin yanı sıra genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti, ikramiye gibi tüm işçilik alacakları ve hatta kıdem tazminatı ile ihbar tazminatı için de geçerlidir. Bu nedenle, hak kaybı yaşamamak için işçiler alacaklarını zamanında talep etmelidir.
 - Diğer Yasal Haklar ve İhbarnameler: Ücreti ödenmeyen işçi, işe devam etse dahi haklarını güvenceye almak için bazı adımlar atabilir. Örneğin, işverenine noterden ihtarname göndererek ödenmeyen fazla mesai ücretini talep edebilir ve belirli bir süre içinde ödeme yapılmazsa sözleşmeyi feshedeceğini bildirebilir. Bu ihtarname, ileride oluşabilecek hukuki süreçte işçinin iyi niyetini ve talebini belgelemek açısından önemlidir. Ayrıca, toplu iş sözleşmesinin veya bireysel iş sözleşmesinin hükümleri de gözden geçirilmelidir; bazı sözleşmelerde fazla mesai ücreti ve ödenmemesi durumunda izlenecek prosedürler detaylı düzenlenmiş olabilir. İşçi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın bölge müdürlüklerine veya ALO 170 hattına da şikayette bulunabilir; bu yollar idari olup, genellikle İş Müfettişlerinin işyerini denetlemesi şeklinde sonuçlanır. Ancak, doğrudan ücreti tahsil etmek için nihai çözüm yargı yoludur.
 
Yukarıda sayılan haklar, kanunun işçiye tanıdığı imkânlardır. Özellikle ücretin ödenmemesi durumunda, işçi haklı fesih yaparak kıdem tazminatını alabilmekte ve aynı zamanda dava yoluyla ödenmeyen fazla mesai alacağını talep edebilmektedir. Bu süreçte usul kurallarına dikkat etmek gerekir. Örneğin, arabuluculuk başvurusunu yapmadan direkt dava açmak, davanın usulden reddine yol açabilir. Benzer şekilde, fazla mesai talebiyle ilgili tüm delillerin düzgün sunulması da davanın seyrini etkiler.
Son olarak, Yargıtay içtihatları da işçinin fazla mesai ücretinin ödenmemesi konusuna net bir bakış açısı sunmaktadır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi bir kararında, ikramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesinin işçiye haklı fesih imkânı verdiğini açıkça vurgulamıştır. Bu da yüksek mahkemenin, ücretini alamayan işçiyi koruyan yaklaşımını göstermektedir.
Not: Fazla mesai ücreti alacakları konusunda yasal haklarınızı kullanırken, şekil şartlarına ve sürelerine dikkat etmeniz çok önemlidir. Arabuluculuk sürecinden, dava dilekçesinin hazırlanmasına kadar her aşamada özen göstermeniz gerekir. Bu noktada, hak kaybına uğramamak ve süreci doğru yönetmek için bir iş hukuku avukatından profesyonel destek almanız faydalı olacaktır. Harbiye Hukuk Bürosu olarak iş hukuku alanındaki uzman ekibimizle işçilere danışmanlık ve dava hizmetleri sunmaktayız.

İŞÇİNİN FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNİN ÖDENMEMESİ
SIKÇA SORULAN SORULAR
İşçi, fazla mesai ücreti ödenmezse hemen işten ayrılabilir mi?
Evet. İş Kanunu 24/2-e maddesi gereğince işveren, işçinin ücretini (fazla mesai ücreti dahil) ödemezse işçi haklı nedenle derhal fesih hakkını kullanabilir. Yani ihbar süresini beklemeden işi bırakabilir. Bu şekilde ayrılan işçi, en az 1 yıl çalışması varsa kıdem tazminatını alma hakkına da sahiptir. İşçi ayrılırken bir dilekçe ile “ücretlerim ödenmediği için iş akdimi haklı nedenle feshediyorum” şeklinde beyan sunması yararlı olacaktır. Haklı fesih olduğu için işçi “istifa etti” diye hak kaybetmez; kanunen tazminat hakkı korunur.
Fazla mesai ücreti alamayan işçi ihbar tazminatı alabilir mi?
Haklı nedenle fesih yapan işçi, kıdem tazminatı alırken ihbar tazminatı alamaz. İhbar tazminatı, iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır (ihbar süresine uymamanın yaptırımı). İşçi kendi ayrıldığı (istifa ettiği) için, haklı bile olsa, ihbar tazminatı talep edemez. Ancak işçinin haklı fesihle ayrıldığı durumda işveren de ihbar süresi talep edemez; yani işçi ihbar sürelerine uymadan işi bırakabilir ve bunun için işverene bir ceza ödemez.
Fazla mesai yaptığımı mahkemede nasıl ispatlayabilirim?
Fazla mesai yaptığınızı ispatlamak için yazılı belgeler ve tanık beyanları kullanılabilir. Öncelikle, işyerinde tutuluyorsa puantaj kayıtları, giriş-çıkış saatlerini gösteren dijital kayıtlar veya parmak okutma kayıtları en önemli delillerdendir. Maaş bordroları da incelenir; eğer bordroda fazla mesai ücreti ödenmediği halde işçi imzası yoksa bu, işçinin itirazı olmadığı anlamına gelmez ve hak talebine engel olmaz. Ayrıca işyerinden ayrılmış veya halen çalışan tanıklar mahkemede dinlenebilir.
Özellikle aynı dönem birlikte çalıştığınız arkadaşlarınızın, fazla mesai yapıldığı halde ücret ödenmediğine dair tanıklığı davanızda yardımcı olacaktır. İşveren, fazla mesai yapılmadığını veya ödendiğini iddia ederse bunu ispat yükü de ona ait olacaktır. Tüm deliller değerlendirilerek mahkeme bir karar verecektir.
Fazla mesai ücretinin zamanaşımı süresi ne kadardır?
Fazla mesai ücreti alacaklarında zamanaşımı süresi 5 yıldır. Bu süre, her bir fazla mesai ücreti alacağı için, alacağın doğduğu (ücretin ödenmesi gereken) tarihten itibaren hesaplanır. Örneğin 2023 yılı Mart ayına ait ödenmeyen fazla mesai ücretiniz için 5 yıllık süre, Nisan 2023’ten itibaren başlar ve Nisan 2028’de sona erer. 5 yıl içinde yasal yollara başvurmazsanız bu alacağınız zamanaşımına uğrar ve sonrasında talep edemezsiniz. Bu nedenle, fazla mesai alacaklarınızı zamanaşımı süresi dolmadan talep etmeyi unutmayın.
Fazla mesai ücreti için arabulucuya gitmek zorunlu mu?
Evet, 2018’den bu yana işçi alacaklarıyla ilgili davalar için arabuluculuk başvurusu zorunlu hale getirilmiştir. Fazla mesai ücreti alamayan işçi, doğrudan mahkemeye dava açmadan önce, görevli arabuluculuk bürosuna başvurarak arabulucu sürecini başlatmalıdır. Arabulucu, işçi ve işvereni görüşmeye davet eder; anlaşma sağlanırsa bir tutanakla çözüm kayıt altına alınır ve mahkemeye gitmeye gerek kalmaz. Eğer arabuluculuk görüşmesinde anlaşma sağlanamazsa, arabulucu son tutanağı düzenler ve işçi bu tutanakla birlikte İş Mahkemesi’nde davasını açabilir.
Arabuluculuk bir dava şartı olduğundan, bu aşamayı atlayanların davaları usulden reddedilebilir. Bu yüzden, fazla mesai ücreti veya diğer işçilik alacakları için önce arabulucuya gitmek gerekmektedir.

