Encümen kararına itiraz süreci, genellikle yerel yönetimlerle ilgili düzenlemelere ve ilgili mevzuata göre belirlenir. Belediye encümeni, bir belediyenin en yetkili karar organlarından biridir ve genellikle belediye başkanının başkanlık ettiği bir kuruldur. Belediye encümeni, belediye hizmetleri ile ilgili çeşitli konuları görüşür ve sonucunda çeşitli kararlar alır. Bu kararlara belediye encümeni kararları denir. Encümen kararına itiraz ise bireyler tarafından bu kararların yanlış veya hukuka aykırı bulunduğu durumlarda ortaya çıkar.

Encümen kararına itiraz süreci, genellikle aşağıdaki adımları içerir:

1)Kararın Alındığı Toplantıya Katılım veya Haberdar Olma

2)Yazılı İtiraz Başvurusu

3)İtirazın Değerlendirilmesi

4)Komisyon veya Kurul Kararı

5)Kararın Tebliği

6)Mahkemeye Başvuru

Encümen kararına itiraz süreci bu aşamaların uygulanmasıyla beraber sonuçlanmış olur.

BELEDİYE ENCÜMENİ NEDİR?

Belediye Encümeni, belediye başkanının başkanlık ettiği ve belediye meclisinin aldığı kararları uygulamakla görevli olan bir organdır. Belediye Encümeni, belediye meclisinin yetkilerini kullanarak günlük yönetim işlerini yürütür ve belediyenin idari işlerini düzenler. Belediye encümeni, Belediye Başkanı ve belediye meclisi ile belediyenin en üst düzey karar organlarından birini oluşturmaktadır. Belediye Encümeni üyeleri, genellikle belediye meclisi tarafından seçilir veya atanır ve görev süreleri belirlidir.

BELEDİYE ENCÜMENİNİN GÖREVLERİ NELERDİR?

Belediye Encümeni, belediye başkanının başkanlık ettiği ve belediye meclisinin aldığı kararları uygulamakla görevli olan bir organdır. Encümen kararına itiraz ise belli koşullar altında mümkün olabilmektedir. Belediye Encümeni, belediye meclisinin yetkilerini kullanarak günlük yönetim işlerini yürütür ve belediyenin idari işlerini düzenlemektedir.

Belediye Encümeni’nin temel görevleri ise şunlardır:

1)Belediye Meclisi Kararlarını Uygulamak: Belediye Encümeni, belediye meclisinin aldığı kararları uygular ve hayata geçirir. Encümen kararına itiraz ise belli koşullar altında mümkün olabilmektedir.

2)Belediye Başkanına Yardımcı Olmak: Belediye Encümeni, belediye başkanına yardımcı olur ve başkanın aldığı kararları uygulamakla görevlidir.

3)Belediye İdari İşlerini Yürütmek: Belediye Encümeni, belediyenin günlük idari işlerini yürütür. Personel yönetimi, bütçe yönetimi, ihale işlemleri gibi konularda kararlar alır ve bu kararları uygular.

4)Acil Durumlarda Karar Almak: Belediye Encümeni, acil durumlarda belediyenin idari işlerini sürdürebilmek için gerekli kararları da alabilir.  Encümen kararına itiraz ise belirli koşullar altında mümkün olabilmektedir.

BELEDİYE ENCÜMENİ KARARINA İTİRAZ NASIL YAPILIR?

Encümen kararına itiraz etmek için aşağıdaki adımlar izlenmelidir:

1)Kararın Alındığı Toplantıya Katılım veya Haberdar Olma: Encümen kararına itiraz etmek isteyen kişi veya kurum, kararın alındığı toplantıya katılan veya karardan haberdar olan kişi veya kurum olmalıdır. Kararın alındığı toplantıya katılmış veya karardan haberdar olmuş olmak, itiraz sürecinin başlangıcını oluşturmaktadır.

2)Yazılı İtiraz Başvurusu: Encümen kararına itiraz süreci genellikle yazılı olarak yapılmaktadır. Encümen kararına itiraz eden kişi veya kurum, belediye başkanlığına veya ilgili birimlere yazılı bir itiraz dilekçesi sunar. Encümen kararına itiraz dilekçesinde, kararın hangi noktalarda hatalı olduğu, kanuna veya mevzuata aykırı olduğu gibi gerekçeler belirtilir. Encümen kararına itiraz böylece başlamış olur.

3)İtirazın Değerlendirilmesi: Encümen kararına itirazı Belediye değerlendirir ve gerekirse ilgili bir komisyon veya kurul tarafından incelenmesini sağlar.

4)Komisyon veya Kurul Kararı: Encümen kararına itirazı inceleyen komisyon veya kurul, kararın uygunluğunu değerlendirir ve bir karar alır.

5)Kararın Tebliği: Komisyon veya kurul tarafından alınan karar, itiraz sahibine tebliğ edilir.

6)Mahkemeye Başvuru: Eğer itiraz sonucu memnuniyetsizlik devam ederse, karara karşı idare mahkemesine dava açılabilir. Mahkeme, belediye encümeni kararının hukuka uygunluğunu değerlendirir.

Encümen kararına itiraz bu süreçlerden sonra tamamlanmış olacaktır.

BELEDİYE ENCÜMENİ KARARINA İTİRAZ SÜRESİ NE KADARDIR?

İdari Yargılama Usulü Kanunu‘na göre, idari işlemlere karşı yapılacak itirazlar için genel itibarıyla 60 gün itiraz süresi tanınmaktadır. İtiraz süresi, idari işlemin tebliğ tarihinden itibaren başlar ve 60 gün sonunda sona erer. Encümen kararına itiraz da bir idari işlem olduğundan ve idari davaya da konu olabildiğinden bu karar karşı itiraz süresi de 60 gündür. Encümen kararına itiraz bu süre geçtikten sonra yapılamamaktadır.

BELEDİYE ENCÜMEN KARARINA KARŞI İPTAL DAVASI NASIL AÇILIR?

Encümen kararı iptal davasını açmak isteyen bir kişi aşağıdaki adımları izlemelidir.

1)Dava Yetkili Mahkemeye Açılır: Encümen kararı iptal davasının açılması İdare Mahkemelerinde olmaktadır.

2)Dava Dilekçesinin Hazırlanması: Encümen kararı iptal davasının açılması için bir dava dilekçesi hazırlanır. Dilekçede, davacının kimlik bilgileri, davaya konu olan Belediye Encümeni kararı, kararın neden iptal edilmesi gerektiği, hukuki gerekçeler ve deliller yer alır. Encümen kararı iptal davası açılması süreci böylece başlatılmış olunur.

3)Dava Dilekçesinin Sunulması: Encümen kararı iptal davası için hazırlanan dava dilekçesi, ilgili idare mahkemesine sunulur. Encümen kararı iptal davası için hazırlanan dilekçe, mahkeme tarafından incelenir.

4)Duruşma ve Delil Sunumu: Encümen kararı iptal davası için mahkeme, davanın duruşma gününü belirler. Duruşma gününde taraflar ve avukatları, mahkemede hazır bulunarak savunmalarını yapar ve delillerini sunarlar. Encümen kararı iptal davasında mahkeme, tarafların argümanlarını değerlendirir ve kararını verir.

5)Mahkeme Kararı: Encümen kararı iptal davasında mahkeme, davanın sonucuna göre bir karar verir. Belediye Encümeni kararının iptaline veya iptal edilmemesine karar verilebilir.

6)İstinaf ve Temyiz: Encümen kararı iptal davasının sonucunda mahkeme kararından memnun olmayan taraflar, kararın istinaf veya temyiz edilmesi için yasal süreçleri izleyebilirler.

Encümen kararına itiraz bu aşamalardan sonra tamamlanmış olacaktır.

İPTAL DAVASINDA YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEBİ

İptal davasında yürütmenin durdurulması talebi, davacının dava konusu işlemin uygulanmasını veya sonuçlarının doğurmasını geçici olarak durdurmak istediği durumlarda kullanılır. İptal davasında yürütmenin durdurulması talebinde bulunmak için genellikle aşağıdaki adımlar izlenir:

1)Dava Dilekçesine Ekleme: İptal davası açılan dava dilekçesine, yürütmenin durdurulması talebi de eklenir. Bu talep, genellikle davanın başından itibaren belirtilir ve dilekçenin ilgili bölümünde ayrıntılı olarak açıklanır.

2)Acil Durumlar İçin İlgili Maddelerin Kullanımı: İptal davasında yürütmenin durdurulması talebi, acil durumlarda geçerlidir. Bu nedenle, talebin dayandığı hukuki gerekçeler ve aciliyet durumu dilekçede belirtilir.

3)Mahkeme Başvurusu: İptal davasında yürütmenin durdurulması talebi, mahkemeye yapılır. Dilekçede, davanın konusu, talebin dayandığı hukuki gerekçeler, yürütmenin durdurulmasının gerekliliği ve aciliyeti belirtilir.

4)Mahkeme Kararı: Mahkeme, yapılan başvuruyu değerlendirir ve talebin gerekliliği ve aciliyetine göre bir karar verir. Mahkeme, talebi uygun görürse, dava sonuçlanana kadar yürütmenin durdurulmasına karar verebilir.

BELEDİYE ENCÜMEN KARARI İPTAL DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Belediye encümeni kararının iptali için görevli mahkeme idare mahkemeleridir. İdare mahkemeleri, idari işlemlerin yargısal denetimini yapar ve bu kapsamda belediye encümeni kararlarının hukuka uygunluğunu değerlendirir. Yetkili mahkemesi ise, kararı veren belediye encümeninin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir.

BELEDİYE ENCÜMEN KARARLARINA KARŞI DAVA SÜRESİ VE ZAMANAŞIMI

Belediye encümeni kararlarına karşı dava açma süresi ve zamanaşımı, genel olarak idari yargıdaki dava açma sürelerine tabidir. Bu süreler, idari işlemlere karşı dava açma sürelerini düzenleyen 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda belirtilmiştir. İdari Yargılama Usulü Kanunu’na göre, idari işlemlere karşı dava açma süresi genellikle işlemi öğrendiğiniz veya öğrenmeniz gerektiği tarihten itibaren 60 gün olarak belirlenmiştir. Belediye encümen kararlarına karşı dava süresi ve zamanaşımı da 60 gündür.

BELEDİYE ENCÜMEN KARARI İPTALİ DAVASINDA AVUKATIN ÖNEMİ

Belediye encümeni kararı iptal davasında bir avukatın rolü oldukça önemlidir. İşte avukatın bu süreçteki bazı önemli rolleri şunlardır:

1)Hukuki Danışmanlık ve Hazırlık: Bir avukat, müvekkilini belediye encümeni kararı iptal davası sürecinde bilgilendirir ve hukuki danışmanlık sağlar. Davanın olası sonuçları hakkında müvekkiline bilgi verir ve davayı ilerletmek için çeşitli stratejiler geliştirir.

2)Dava Sürecinin Yürütülmesi: Avukat, dava sürecinin her aşamasında müvekkilini temsil eder. Dava dilekçesini hazırlar, gerekli evrakları toplar ve mahkeme sürecini yönetir. Duruşmalarda müvekkilini temsil eder ve onun savunmasını yapar.

3)Delil Toplama ve Sunma: Avukat, davanın başarılı olabilmesi için gerekli olan delilleri toplar, inceler ve mahkemeye sunar.

4)Hukuki İtirazların Hazırlanması: Avukat, dava sürecinde karşı tarafın ileri sürdüğü hukuki argümanlara karşı etkili bir savunma hazırlar.

5)Müzakere ve Uzlaşma: Avukat, davada uzlaşma veya anlaşma yolunu araştırabilir ve müvekkilinin menfaatlerini koruyacak şekilde müzakereler yapabilir.

Bu nedenlerden dolayı, belediye encümeni kararı iptal davasında bir avukatın desteği oldukça önemlidir. Avukatın uzmanlığı ve deneyimi, davayı daha etkili bir şekilde yönetmeye ve müvekkilinin haklarını korumaya yardımcı olmaktadır. Harbiye Hukuk Bürosu da alanında uzman kadrosuyla belediye encümeni kararı iptali davaları hakkında müvekkillerine en iyi hizmeti vermektedir.

BELEDİYE ENCÜMEN KARARI İPTALİ ÖRNEK MAHKEME KARARLARI

1) Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2020/3932 E.  ,  2022/3556 K.

“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y ONÜÇÜNCÜ DAİRE

EsasNo:2020/3932
KararNo:2022/3556
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Büyükşehir Belediyesi
VEKİLİ : Av. ….
İSTEMİN_KONUSU : …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, İstanbul ili, Eyüp ilçesi, … Mahallesi, … Sokak, … ada, … sayılı parselde bulunan 798,90 m² yüzölçümlü taşınmazın Belediye’ye ait 371/600 hissesinin, Fonlar İhale Yönetmeliği’nin 38. maddesi uyarınca açık teklif usulüyle 17/05/2017 tarihinde satışına ilişkin …. tarih ve … sayılı … Büyükşehir Belediye Encümeni kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davacı tarafından ihaleye konu taşınmazın satışına ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediye Encümeni’nin … tarih ve …. sayılı kararından, diğer hissedarlar adına tapu düzenlendiğinden haberdar olunarak satışa konu işlemleri tesis eden memurların görevi kötüye kullandıkları yönünde 02/07/2018 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu, … Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu’nun … soruşturma no’lu dosyasında, … sayılı karar ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, davacının şikâyet dilekçesi içeriğinden davacının davaya konu işlemlerden en geç şikâyet tarihi olan …. tarihinde haberdar olduğu, … tarihinden itibaren işlemeye başlayan 60 günlük dava açma süresi içerisinde davanın açılması gerekirken, bu süre geçirildikten çok sonra 01/12/2019 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğundan, işin esasının incelenmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, … Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu’nca … soruşturma no’lu, … sayılı karar dosyası ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği tarih olan .. tarihinde dava konusu ihalenin varlığından haberdar olunduğu, 07/11/2019 tarihinde T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER)’e yapılan başvuruya idare tarafından 14/11/2019 tarihinde verilen cevap üzerine davanın açıldığı ve davanın süresinde olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin kararın hukuka uygun olduğu, davacının ehliyetli olmadığı ve davanın esas yönünden de reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

  1. İstanbul ili, Eyüp ilçesi, … Mahallesi, … Sokak, …. ada, … sayılı parselde bulunan 798,90 m² yüzölçümlü taşınmazın Belediye’ye ait 371/600 hissesi Fonlar İhale Yönetmeliği’nin 38. maddesi uyarınca açık teklif usulüyle 17/05/2017 tarihinde satışına ilişkin … Encümen kayıt no’lu ihale ilanı yayımlanmıştır.
  2. … tarih ve … sayılı Belediye Encümeni kararıyla anılan taşınmazın 640.000,00-TL bedelle …’ye ihalesi yapılmıştır.
  3. Davacı tarafından, anılan taşınmazın takdir edilecek bir bedelle satın alınması yönündeki talebiyle yapmış olduğu başvurulara davalı idare tarafından ret cevabı verilmiş ve en son 18/09/2015 tarihinde yapılan başvurunun idare tarafından zımnen reddedilmesi üzerine …. İdare Mahkemesi’nde dava açılmış ve Mahkeme’nin .. tarih ve E:…. K:… sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.
  4. Anılan taşınmazın …’ye tapuda devri 06/07/2017 tarihinde gerçekleştirilmiştir.
    5. Dava konusu taşınmazın satışına ilişkin olarak verilen Encümen kararında birtakım usulsüzlükler yapıldığı gerekçesiyle … Büyükşehir Belediyesi çalışanları ve ihale alıcısı … hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı’na … tarihinde davacı tarafından suç duyurusunda bulunulmuş ve isnat edilen suçlamalar … sayılı soruşturma dosyasına girmiştir. … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı karar dosyası ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.
    6. Davacı tarafından 11/11/2019 tarihinde CİMER üzerinden yapılan başvuruya … Büyükşehir Belediyesi’nin … tarihinde verdiği cevapta, taşınmazın encümen kararıyla ihalesi yapılarak …’ye satıldığı belirtilmiştir.

Bunun üzerine 01/12/2019 tarihinde kayda alınan dava dilekçesiyle, satış işlemine ilişkin … tarih ve …. sayılı … Büyükşehir Belediye Encümeni kararının iptali istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hâllerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu; 11. maddesinde, ilgililer tarafından idarî dava açılmadan önce idarî işlemin kaldırılmasının, geri alınmasının, değiştirilmesinin veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idarî dava açma süresinde istenebileceği, bu başvurunun işlemeye başlamış olan idarî dava açma süresini durduracağı kurala bağlanmıştır.

2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda ivedi yargılama usulünün uygulanacağı; 2. fıkrasının (a) bendinde, ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin otuz gün olduğu; (b) bendinde ise, ivedi yargılama usulünde Kanun’un 11. maddesinin uygulanmayacağı belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

2577 sayılı Kanun’un aktarılan hükümlerinin değerlendirilmesinden, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların ivedi yargılama usulüne tâbi olduğu, bu usûle tâbi olan uyuşmazlıklarda dava açma süresinin otuz gün olduğu ve dava açılmadan önce idarî işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması istemiyle 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında yapılacak bir başvurunun işlemeye başlamış olan dava açma süresini durdurmayacağı anlaşılmaktadır.
Anayasa’nın 125. ve 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinde, idarî işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı kurala bağlanmak suretiyle dava açma süresinin başlamasında “yazılı bildirim”in esas alınması öngörülmüş olup, hak arama özgürlüğünün kullanılması bakımından, idarî işlemlerin idare tarafından ilgililere açık ve anlaşılabilir biçimde bildirilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen, dava açma süresinin hesabında bildirim yerine ilanın esas alınarak sürenin ilan tarihini izleyen günden itibaren başlamasına ilişkin kural, ilanı gereken düzenleyici işlemlere karşı açılan idarî davalara yöneliktir.
Düzenleyici işlemler dışında kalan bireysel nitelikteki idarî işlemlerin iptali istemiyle açılan davalarda ise, dava açma sürelerinin hesabında, işlemin ilgilisine tebliğ edildiği tarihin esas alınması gerekmekle birlikte, özellikle idarenin tesis ettiği işlemin doğrudan tarafı olmayan ve bu nedenle de idarece yazılı bildirim zorunluluğu bulunmayan kişilerin açacakları davalarda, bu kişilerin idarî işlemi öğrenme tarihinin belirlenebildiği durumlarda, öğrenme tarihinin esas alınması gerektiği yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. Bu itibarla, ihale kararı, ilanı gereken düzenleyici işlem olmadığından dava açma süresinin ilanla başlamayacağı ve yazılı bildirim yapılmayan hâllerde işlemin bütün unsurlarıyla ilgililer tarafından öğrenildiği tarihten itibaren dava açma süresinin başlayacağı dikkate alındığında, davanın, ilan veya ihale tarihinden itibaren değil ihaleden haberdar olunduğu ve öğrenme tarihi olarak belirtilen tarihi izleyen günden itibaren süresi içinde açılıp açılmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından dava konusu taşınmazın satışına ilişkin Encümen kararında ihale alıcısı olarak görülen … hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı’na … tarihinde suç duyurusunda bulunulduğu, bu hususa temyiz dilekçesinde de yer verildiği, bu bağlamda davacının davaya konu işlemden en geç bu tarihte haberdar olduğu; dava konusu taşınmazın ihale yoluyla satışının yapıldığı, taşınmazın satışına ilişkin olarak yayımlanan ihale ilanında, ihalenin Fonlar İhale Yönetmeliği’nin 38. maddesine istinaden açık teklif usulü ile gerçekleştirileceği belirtilmiş olup, istenilen belgeler arasında 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nda belirtilen geçici teminata da yer verildiği, uyuşmazlığın ihale işleminden kaynaklandığı ve ivedi yargılamaya tâbi olduğu, bu usûle tâbi olan uyuşmazlıklarda dava açma süresinin 30 gün olduğu ivedi yargılama usulüne tâbi uyuşmazlıklarda 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesinin uygulanma imkânının bulunmadığı dikkate alındığında, işbu davanın en geç 02/07/20218 tarihini izleyen 30 gün içerisinde açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 01/12/2019 tarihinde açılan davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

  1. Davacının temyiz isteminin reddine,
  2. Davanın süre aşımı yönünden reddi yolundaki …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
  3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
  4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
  5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
  6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 06/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

2) Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2018/3649 E.  ,  2022/5206 K.

“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y SEKİZİNCİ DAİRE

Esas No: 2018/3649

Karar No: 2022/5206

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Elektrik Dağıtım A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Kozlu Belediye Başkanlığı tarafından davacı şirket adına düzenlenen 21.02.2017 tarihli 264.320,00-TL tutarındaki ödeme emrinin ve ödeme emrinin dayanağı olan … tarih ve … sayılı Kozlu Belediye Encümen kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; ödeme emrinin dayanağı olan encümen kararının hukuken kesinleşmesi beklenilmeden doğrudan tahsil aşamasına geçilip ödeme emri tanzim edilip tebliğ edildiği, kaldı ki dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan … tarih ve … sayılı Kozlu Belediyesi Encümen kararının, … tarih ve … sayılı Kozlu Belediyesi Encümen Kararı ile kaldırıldığı, dolayısıyla dava konusu ödeme emrinde bu yönüyle hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline; Mahkemede daha evvel … gün ve … sayılı encümen kararının iptali istemiyle açılan E:… sayılı dosyasında görülen dava ile bakılmakta olan bu davanın tarafları, konusu ve sebebinin aynı olduğu anlaşıldığından, iş bu davanın Encümen kararına yönelik kısmı hakkında ise derdestlik nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 09.01.2017 tarih ve 05 sayılı Belediye Encümen kararının, 27.03.2017 tarih ve 52 sayılı Encümen kararıyla kaldırıldığı, davanın konusuz kaldığı, ödeme emrinin de iptal edildiğinin açık olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyize konu kararın dava konusu ödeme emrine ilişkin kısmının onanması, encümen kararına ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

Davacı şirketin yüklenicisi tarafından Kozlu Belediyesi sınırları içerisinde bulunan … Mahallesi, … Caddesi üzerinde mutabık kalınmayan güzergahta kazı yapıldığı, kazı esnasında asfalt kesme makinesi kullanılmadığı, bu sebeple yolun aşırı derecede tahrip olduğu, bu durumun Kozlu Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü’nce tespit edilerek yaklaşık maliyet oranına göre 264.320,00-TL cezai işlem uygulanması gerektiği yönünde Belediye Başkanlığı’na … tarih ve … sayılı yazının yazıldığı, bu yazı üzerine Kozlu Belediye Encümeni’nin davacı şirket adına 264.320,00-TL para cezası kesilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemi tesis ettiği ve akabinde 21.02.2017 tarihli ödeme emrinin düzenlenmesi üzerine hem para cezası verilmesine yönelik … tarih ve … sayılı Belediye Encümen kararının hem de 21.02.2017 tarihli ödeme emrinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Temyize konu kararın ödeme emrinin iptali istemine ilişkin kısmı yönünden incelenmesi:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyize konu kararın 09.01.2017 tarih ve 05 sayılı Kozlu Belediye Encümen kararının iptali istemine ilişkin kısmı yönünden incelenmesi:
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun “Kesin Hüküm” başlıklı 303/1. maddesinde: “Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” hükmü yer almaktadır.
İdari işlemler yönünden de, dava konusu edilmek suretiyle işlemin yargısal denetimi sağlanmakta ve ilgililer yönünden hukuki sonuçlar doğurmakta olup, aynı işlemin, aynı kişi tarafından, aynı hukuki sebeplere bağlı olarak aynı yargı mercilerince yargısal denetiminin yaptırılması kesin hüküm nedeniyle mümkün değildir.
Olayda, Kozlu Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararıyla, davacı hakkında 264.320,00-TL tutarında para cezası uygulanmasına karar verildiği, davacı tarafından 23.01.2017 tarihinde … İdare Mahkemesi’nin E:… esasına kayden anılan işlemin iptali istemiyle dava açıldığı, akabinde 21.02.2017 tarihli ve 264.320,00-TL tutarlı ödeme emrinin düzenlenip davacıya tebliğ edilmesi üzerine ödeme emrinin iptali istemi yanında ödeme emrine dayanak olan … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle 01.03.2017 tarihinde E:… esasına kayden işbu davanın açıldığı, … tarih ve … sayılı Encümen kararının … tarih ve … sayılı Kozlu Belediyesi Encümen Kararı ile iptal edilmesi nedeniyle … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği ve bu kararın temyiz edilmemesi üzerine 18.07.2017 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.

Bakılmakta olan uyuşmazlıkta ise, İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla, Mahkemede daha evvel … gün ve … sayılı encümen kararının iptali istemiyle açılan E:… sayılı dosyasında görülen dava ile bakılmakta olan bu davanın tarafları, konusu ve sebebinin aynı olduğu anlaşıldığından, iş bu davanın Encümen kararına yönelik kısmının esası hakkında derdestlik nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir.
Bu durumda, işbu davada İdare Mahkemesi’nce karar verildiği tarih itibarıyla (05.10.2017) aynı işlemin iptali istemiyle (… tarih ve … sayılı Belediye Encümen kararı) aynı Mahkemede daha önce açılan davada (E:…) verilen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair kararın kesinleştiği (18.07.2017) anlaşıldığından,

Mahkemece encümen kararının iptali istemine yönelik olarak kesin hüküm nedeniyle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerekmektedir.

Bu nedenle, anılan işlem yönünden davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Öte yandan, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de bu duruma göre yeniden değerlendirilmesi gerektiği açıktır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

  1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
  2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının ödeme emrinin iptali istemine ilişkin kısmı yönünden ONANMASINA, … tarih ve … sayılı Kozlu Belediye Encümen kararının iptali istemine ilişkin kısmı yönünden BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 28/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.

3) Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/6045 E.  ,  2022/7301 K.

“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y ALTINCI DAİRE

Esas No: 2020/6045

Karar No: 2022/7301

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı – …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Tekirdağ İli, Kapaklı İlçesi, …Mahallesi, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde ruhsatsız yapı yapıldığından bahisle, 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca ruhsata bağlanma olanağı bulunmayan kısımlarının yıkımına ve aynı Kanunun 42. maddesinin 2. ve 3. fıkraları uyarınca davacıya para cezası verilmesine ilişkin …tarih ve … sayılı Çerkezköy Belediye Encümeni kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 13/06/2019 tarih ve E:2019/6995, K:2019/5595 sayılı kararıyla bozulması üzerine bozma kararına uyularak, dava konusu Çerkezköy Belediye Encümeninin …günlü…sayılı kararının 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hesaplanan temel para cezasına aynı fıkranın (c) bendinin 13. alt bendi uyarınca artırım uygulanmasına ilişkin kısmı ile aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca para cezası verilmesine ilişkin kısmının iptaline, davanın Encümen kararının ruhsata bağlanma imkanı bulunmayan kısımların yıkımına ilişkin kısmının ve 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hesaplanan temel para cezasına ve bu cezaya aynı fıkranın (c) bendinin 1.,6., 8., ve 12. alt bentleri uyarınca artırım uygulanmasına yönelik kısmının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İşlemin Çerkezköy Belediyesi tarafından gerçekleştirildiği, dava konusu yapıların bulunduğu taşınmazın Tekirdağ İli 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni planında “Tarımsal Niteliği 1.öncelikli (mutlak) Korunacak Alan” sınırları içerisinde yer aldığı, taşınmaz üzerindeki yapılaşmanın söz konusu plan hükümlerine aykırı olduğu, …ğıl Mahallesinin Kapaklı ilçesine bağlanmadan önce Çerkezköy Belediyesi mücavir alan sınırları içinde imar planları yapılmış köy konumunda olduğu ancak ruhsatsız yapıların bulunduğu taşınmazın imar planı sınırı dışında olması nedeniyle yapılaşmanın çevre düzeni planı ve notlarına uygun olarak yapılması gerektiği, 6360 sayılı Yasanın Geçici 1. maddesinin 14. fıkrası hükmünün bu yerler hakkında uygulanamayacağı ileri sürülerek Mahkeme kararının iptale ilişkin kısmının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ…’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının temyiz edilen kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

Tekirdağ İli, Kapaklı İlçesi, … Mahallesi, …parsel sayılı taşınmaz üzerinde ruhsatsız yapı yapıldığından bahisle, 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca ruhsata bağlanma olanağı bulunmayan kısımlarının yıkımına ve aynı Kanunun 42. maddesinin 2. ve 3. fıkraları uyarınca davacıya para cezası verilmesine ilişkin …tarih ve … sayılı Çerkezköy Belediye Encümeni kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesinde; “Bu kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığının ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya Valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilerek inşaat derhal durdurulur, durdurma yapı tatil zaptının yapı üzerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshası da muhtara bırakılır. Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mührün kaldırılmasını ister. Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının ruhsata uygunluğu inceleme sonucunda anlaşılırsa mühür belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir. Aksi takdirde ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir.”, hükmüne yer verilmiş, 42. maddesinin 2. fıkrasında; ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığı altı iş günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleşmeye ve çevreye etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın büyüklüğüne göre, beşyüz Türk Lirasından az olmamak üzere, maddede öngörülen şekilde hesaplanan idari para cezaları uygulanacağı belirtilmiş, a) bendinde; Bakanlıkça belirlenen yapı sınıflarına ve gruplarına göre yapının inşaat alanı üzerinden hesaplanmak üzere, mevzuata aykırılığın her bir metrekaresi için para cezası uygulanacağı, (c) bendinin 13. alt bendinde ise; çevre ve görüntü kirliliğine sebebiyet veriyor ise cezanın %20 oranında arttırılarak hesaplanacağı hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanunun 42. maddesinin 3. fıkrasında; “18, 28, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 40 ve 41 inci maddelerde belirtilen mükellefiyetleri yerine getirmeyen veya bu maddelere aykırı davranan yapı veya parsel sahibine, harita, plan, etüt ve proje müelliflerine, fenni mesullere, yapı müteahhidine ve şantiye şefine, ilgisine göre ayrı ayrı olmak üzere ikibin Türk Lirası, bu fiillerin çevre ve sağlık şartlarına aykırı olması halinde dörtbin Türk Lirası, can ve mal emniyetini tehdit etmesi halinde altıbin Türk Lirası idari para cezası verilir.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyize konu Mahkeme kararının; 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi uyarınca verilen temel para cezasının aynı maddenin (c) bendinin 13 numaralı alt bendi uyarınca artırılmasına yönelik kısmında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.
Mahkeme kararının; 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 3. fıkrası uyarınca para cezası verilmesine ilişkin kısmına gelince;

Yukarıda yer verilen mevzuat hükmünün değerlendirilmesinden; ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılan yapının mühürlenerek inşaatın durdurulmasından itibaren, yapı sahibine ruhsat almak veya yapısını ruhsata uygun hale getirmek için bir ayı geçmemek koşulu ile süre verilmesi durumunda bu sürenin; herhangi bir süre verilmemesi halinde ise tespit tarihinden itibaren bir aylık sürenin sonunda, ruhsat alınmayan veya ruhsatına uygun hale getirilmeyen yapılara ilişkin 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca yıkım kararı alınabileceği ve anılan Kanunun 42. maddesinin üçüncü fıkrasına göre para cezası verilebileceği sonucuna ulaşılmaktadır.

İdare Mahkemesince; dava konusu ruhsata aykırılıkların 03/07/2013 gününde idare tarafından yapılan denetim ile tespit edildiği, 24/03/2014 günlü encümen kararı ile 42. maddenin 3. fıkrasında belirtilen para cezasını da içerir dava konusu işlemin tesis edildiği ancak 3194 sayılı Kanunun 32. maddesinde belirtilen ruhsata uygun hale getirmeme veya ruhsat almama fiiline ilişkin yeni bir tespitin bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş ise de 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 3.fıkrasında, para cezasının verilebilmesi için yasal sürenin bitimini takiben davalı idare tarafından yapıdaki imara aykırılıkların giderilip giderilmediği yolunda yeni, ikinci bir tespit yapılması gerektiğine ilişkin bir koşula yer verilmemiş olup, bu süre içerisinde imara aykırılıkların giderilerek, imkan varsa ruhsata bağlanması hususundaki mükellefiyetin tamamının ilgililere geçtiği sonucuna ulaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Bu durumda, yapı tatil tutanağı ile yapı sahibine herhangi bir süre verilmemiş olduğu dikkate alınarak tespit tarihinden itibaren bir aylık sürenin sonunda aykırılığın giderilmediği anlaşıldığından, dava konusu işlemin 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesinin 3. fıkrası uyarınca davacıya 2.616,58 TL maktu para cezası verilmesine ilişkin kısmında hukuka aykırılık, İdare Mahkemesi kararının buna ilişkin kısmında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1.Davalının temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
2.Yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın kısmen reddine, işlemin kısmen iptaline ilişkin temyize konu …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyiz edilen 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 3. fıkrası uyarınca para cezası verilmesine ilişkin kısmının BOZULMASINA, 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi uyarınca verilen temel para cezasının aynı maddenin (c) bendinin 13 numaralı alt bendi uyarınca artırılmasına ilişkin kısmının ONANMASINA,

  1. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
  2. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 21/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

HARBİYE HUKUK BÜROSU İDARE HUKUKU AVUKATI HİZMETLERİMİZ

İdare Hukuku hakkındaki her türlü sorularınız ve sorunlarınız için bize ulaşın!

Harbiye Hukuk Bürosu avukatları müvekkillerinin haklarını tam anlamıyla koruyan onlara her konuda destek veren bir hukuk bürosudur. Harbiye Hukuk bürosuna güvenerek haklarınızın güvenle korunduğundan emin olabilirsiniz. Zira Harbiye Hukuk Bürosu her alanda olduğu gibi bu alanında da uzman avukatlarla beraber müvekkillerine en iyi ve kaliteli hizmeti sunmaktadır. Siz de Harbiye Hukuk sayfasında bulunan iletişim sütununa tıklayarak bu hizmetlerden faydalanabilirsiniz. Harbiye Hukuk bürosu alanında uzman kadrosuyla, çözüm odaklı, hızlı ve etkili çözümleriyle sizlere hizmet vermeye her zaman hazırdır.

SIKÇA SORULAN SORULAR

Encümen Kararı İdari İşlem Midir?

Belediye encümeni kararları, idari işlem olarak nitelendirilir. Zira, belediye encümeni kararları, belediyenin faaliyetlerine ilişkin çeşitli konuları düzenleyebilir, kararlar alabilir ve bu kararlarla ilgili uygulamaları yürütebilir. Bu nedenle, Belediye Encümeni kararları, idari işlem olarak değerlendirilir ve idare hukuku kapsamında incelenir. Encümen kararına itiraz da şartları gerçekleştiği takdirde mümkün olabilmektedir.

Encümen Kararları Kaç Yıl Geçerlidir?

Belediye Encümeni kararlarının geçerlilik süresi genellikle 1 yıl olarak kabul edilir. Ancak, belirli durumlarda Belediye Encümeni kararlarının geçerlilik süresi farklılık gösterebilir ve belirli bir süreyle sınırlı olabilir.

Encümen Kararı Ne Zaman Kesinleşir?

Encümen kararı aşağıdaki durumlarda kesinleşebilir:

1)İtiraz Süreci: Encümen kararına itiraz belirli koşullar altında mümkün olabilmektedir. İtiraz süresi sona erdikten sonra yapılan itirazlar veya mahkeme süreci tamamlandıktan sonra karar kesinleşir.

2)İtirazın Sonuçlanması: Encümen kararına itiraz varsa, bu itirazın sonuçlanması beklenir. Encümen kararına itiraz reddedilirse veya itiraz sonucu değişiklik olmazsa, karar kesinleşebilir.

3)Mahkeme Süreci: Belediye Encümeni kararına karşı dava açılması durumunda, mahkeme süreci tamamlandıktan sonra karar kesinleşir. Mahkeme kararıyla Belediye Encümeni kararı iptal edilirse, bu durumda da karar kesinleşmiş olur.

4)Yasal Sürelerin Geçmesi: Bazı durumlarda, Belediye Encümeni kararının kesinleşmesi için yasal sürelerin geçmesi beklenir. İtiraz veya dava hakkı olan kişilerin bu süre içinde harekete geçmemesi durumunda, karar kesinleşebilir. Encümen kararına itiraz süresi 60 gündür ve bu süre geçildikten sonra yapılan itirazlar değerlendirilmeye alınmaz.

Encümen Kararı Tebliğ Edilir Mi?

Evet, Belediye Encümeni kararları genellikle ilgili taraflara tebliğ edilir. Bu kararlar tebliğ edilir ki bu kişiler kararın kendilerini ilgilendiren hükümlerini öğrenip gerektiğinde itiraz edebilsinler. Encümen kararına itiraz ise belli koşullarda mümkün olabilmektedir.

Encümen Kararına İtiraz Nereye Yapılır?

Encümen kararına itiraz kararı veren idareye yapılır. Encümen kararına itiraz 60 gün içinde yapılmalıdır.

İptal Davası Öncesi İdareye Başvuru Zorunlu Mu?

Belediye Encümeni kararlarının iptali için genel olarak idareye başvuru yapma zorunluluğu bulunmamaktadır.

 

İDARİ PARA CEZASININ İPTALİ – 2024 (harbiyehukuk.com)

İDARİ İŞLEMLERE İTİRAZ NASIL YAPILIR? – 2024 (harbiyehukuk.com)

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI VE ŞARTLARI – 2024 (harbiyehukuk.com)

 

                                                                                                                  NİSANUR CEBECİ

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak Gerekli alanlar işaretlendi *

Yorum Yap