EVLİLİK SÖZLEŞMESİ NEDİR?

Evlilik sözleşmesi, çiftlerin evliliklerinin sona ermesi durumunda ortaya çıkabilecek maddi taleplerini önceden düzenleyerek belirledikleri bir anlaşmadır. Türk Hukuku’nda evlilik sözleşmesi ve mal rejimi sözleşmesi, aynı anlamı taşıyan terimlerdir.

Türk Medeni Kanunu, evlilik sözleşmesi konusunda dört farklı düzenlemeyi içermektedir: Mal ortaklığı rejimi, mal ayrılığı rejimi, paylaşımlı mal ayrılığı rejimi ve edinilmiş mallara katılma rejimi. TMK madde 202’ye göre “Eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması asıldır. Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kanunda belirlenen diğer rejimlerden birini kabul edebilirler.”  Bu nedenle, eğer eşler bir mal rejimi seçmezlerse, yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma otomatik olarak uygulanır. Evlilik sözleşmesi ise, eşlerin yasal mal rejimine tabi olmak istemediklerinde bu konuda bir anlaşma yapmalarına olanak tanır.

Bu protokol aracılığıyla, eşler belirledikleri mal rejimine tabi olmayı seçer ve olası boşanma durumunda malların düzenli bir şekilde tasfiyesini önceden planlarlar.

EVLİLİK SÖZLEŞMESİ ŞARTLARI

Kanun koyucu, evlilik sözleşmesinin hukuken geçerliliğini sıkı şartlara bağlamıştır. Bu şartlar şu şekildedir:

  1. Sözleşmenin Düzenlenmesi: Evlilik sözleşmeleri, Türk Medeni Kanunu madde 205’e göre noter tarafından düzenlenmelidir, ancak istisnai olarak konsolosluklarda ve evlendirme memuru önünde yapılabilir.
  2. Rejim Seçimi Zorunluluğu: Evlilik sözleşmeleri, kanunun öngördüğü mal rejimleri arasından birinin seçilmesi şeklinde yapılmalıdır. Özel mal rejimi veya karma mal rejimi geçersizdir. Eşler, mal ayrılığı rejimi, paylaşımlı mal ayrılığı rejimi veya mal ortaklığı rejimi arasından birini seçmek zorundadır.
  3. Ortak İrade: Evlilik sözleşmesinin kurulabilmesi için taraflar arasında seçilen mal rejimi ve sözleşme maddeleri konusunda ortak bir irade olmalıdır.
  4. İmza Zorunluluğu: Taraflar, sözleşmeyi bizzat imzalamalıdır çünkü mal rejimi sözleşmesi kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğu için avukat veya yasal temsilci imzalayamaz.
  5. Ayırt Etme Gücü: Mal rejimi sözleşmesi, ayırt etme gücüne sahip kimseler tarafından yapılabilir. Ayırt etme gücü, tarafların sözleşmenin sebep ve sonuçlarını anlayacak şekilde davranabilme yeteneğine sahip olmalarını ifade eder. Sınırlı ehliyetsizler, yasal temsilcilerinin rızasını almak zorundadır.
  6. Nişanlılık Dönemi: Nişanlılık döneminde yapılan evlilik sözleşmesi, evlenmenin tamamlanmasına bağlı olarak geçerliliğini sürdüren “geciktirici şarta bağlı sözleşme” niteliğindedir.

EVLİLİK SÖZLEŞMESİ NEREDE VE NASIL YAPILIR?

TMK madde 205′e göre düzenlenen evlilik sözleşmeleri, noter huzurunda gerçekleştirilir. Eşler, ortak iradeyle, evlilik sözleşmesi için kanunda belirlenen mal rejimi türlerinden birini seçmek üzere noterde bir araya gelir.

Bu sözleşme, noter tarafından iki şekilde gerçekleştirilir: düzenleme şeklinde veya onaylama şeklinde. Düzenleme şeklinde yapılacak evlilik sözleşmesi, tarafların noter evlilik sözleşmesi örneği üzerinden herhangi bir notere giderek hazırlanmasıdır. Onaylama şeklinde gerçekleştirilecek sözleşme ise evlilik sözleşmesi avukatı aracılığıyla hazırlanır ve herhangi bir noterde onaylanır.

Evlilik sözleşmesinde, taraflar arasında seçilen mal rejiminin belirtilmesi, genel hükümler bakımından o rejimin uygulanması için yeterli olup, ayrıca eşlerin sahip olduğu malların detaylı bir şekilde belirtilmesi ve paylaşımının nasıl gerçekleştirileceğine dair kararların da alınabilmesine imkan tanır.

Bunun yanı sıra, evlilik akti Türk Konsolosluklarında da düzenlenebilir. Evlenecek kişiler, hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak evlendirme memuruna bildirirse, Evlendirme Yönetmeliği’ne göre evlilik sözleşmesi yapılabilir. Bu durumda, evlendirme memuru sözleşmeyi kütüğe kaydederek Nüfus Müdürlüğüne gönderir. Evlilik memurları arasında belediye başkanı veya görevlendirdiği memur, köy muhtarı, nüfus idareleri ve konsolosluklar yer almaktadır.

EVLİLİK SÖZLEŞMESİNİ KİMLER YAPABİLİR?

Evlilik sözleşmeleri, yalnızca evlenecek olan çiftler veya mevcut eşler arasında imzalanabilir. Bu sözleşmeyi imzalayacak olan kişilerin, sözleşmenin sebep ve sonuçlarını anlama yeteneğine sahip olmaları gerekmektedir. Eğer bir kişi 18 yaşından küçükse veya kısıtlı ise, evlilik sözleşmesini imzalamadan önce yasal temsilcisinin rızasını almak zorundadır. Bu, evlilik sözleşmesinin geçerliliği için önemli bir ayrıntıdır ve kişinin ayırt etme gücüne bağlı olarak belirlenir.

MAL REJİMİ SÖZLEŞMESİ NE ZAMAN YAPILMALIDIR?

Mal rejimi sözleşmesi, evlenme öncesinde, evlenme sırasında veya evlilik birliğinin kurulmasından sonra gerçekleştirilebilir. Evlenme öncesinde veya nikah anında, mal rejimi tercihini bildirmek için nikah memuruna veya evlendirme dairesine yazılı bir bildirimde bulunmak mümkündür. Ancak evlilik birliği kurulduktan sonra, mal rejimi sözleşmesi düzenleme ya da onaylama şeklinde mutlaka noter huzurunda yapılmalıdır. Bu, evlilik sonrası mal rejimini netleştirmek ve resmileştirmek adına gereklidir.

EVLİLİK SÖZLEŞMESİNDEKİ MAL REJİMİ ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş olan çeşitli mal rejimleri şunlardır:

  1. Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi: Eşlerin evlilik süresince edindikleri malların, boşanma durumunda ortak olarak paylaşılmasını öngören bir rejimdir.
  2. Mal Ayrılığı Rejimi: Eşlerin evlilik birliği içinde sahip oldukları malları, boşanma durumunda korumayı amaçlayan bir mal rejimidir.
  3. Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi: Eşlerin, evlilik süresince edindikleri malları paylaşmayı kabul ettikleri bir rejimi ifade eder.
  4. Mal Ortaklığı Rejimi: Eşlerin evlilik süresince edindikleri malları ortak bir mülkiyet olarak paylaştıkları bir mal rejimidir.
  5. Olağanüstü Mal Rejimi: Belirli durumlarda, özellikle evlilik birliğinin sürdürülmesinin zor olduğu durumlarda uygulanan özel bir mal rejimidir.

Bu başlık altında, çeşitli mal rejimlerini öz olarak özetlemiş olduk.

EVLİLİK SÖZLEŞMESİ (MAL REJİMİ SÖZLEŞMESİ) NE İŞE YARAR?

Boşanma davasında mal tasfiyesi gündeme geldiğinde, evlilik sözleşmesi, mahkeme tarafından dikkate alınan önemli bir hukuki belge olarak ortaya çıkar. Bu anlaşma, taahhüt niteliğindedir ve bağlayıcılığı, geçerlilik şartlarına uyulmasına bağlıdır. Evlilik sözleşmesinin işe yarayıp yaramadığı sorusu, geçerliliğiyle doğrudan ilişkilidir. Mal rejimi anlaşması geçerli olduğunda, mahkeme bu anlaşmayı uygular ve bu şekilde çekişmeli mal paylaşımının önüne geçer.

Mal rejimi sözleşmesi, yapıldığı tarihten itibaren ileriye etkili sonuçlar doğurur. Bu nedenle, sözleşmenin tarihi öncesindeki durumlar için geçerli değildir. Evlilik sözleşmesi, çiftlerin boşanma durumunda mal tasfiyesi konusunda net bir çerçeve oluşturmasına yardımcı olarak, hukuki belirsizlikleri azaltır ve mahkemede daha düzenli bir süreç sağlar.

“Edinilmiş mallara katılma rejimi dışındaki diğer mal rejimlerinin benimsenmesine ilişkin sonradan yapılan sözleşmeler ancak ileriye etkili olarak yapıldığı tarihten sonraki dönem için sonuç doğurur. Dolayısıyla davalılar arasında yapılan mal ayrılığı sözleşmesi yapıldığı tarihten sonrası için geçerlidir.” (Y8HD, 7.06.2017, E. 2016/10565 , K.2017/8506)

EVLİLİK SÖZLEŞMESİ (MAL REJİMİ SÖZLEŞMESİ) GEÇERLİLİĞİ VE SÜRESİ

Evlilik sözleşmesi, mahkeme tarafından iptal edilene kadar veya evliliğin sona ermesi durumunda (boşanma ya da eşin ölümü) geçerli olmaya devam eder.

EVLİLİK SÖZLEŞMESİ YAPILMASI ZORUNLU MUDUR?

Mal rejimi sözleşmesi, yaygın olarak evlilik sözleşmesi olarak da bilinir. Evlilik sözleşmesi yapılmadığında, 01.01.2002 tarihinden önce kurulan evlilikler için geçerli olan mal ayrılığı rejimi uygulanır. 01.01.2002 tarihinden sonraki evlilikler ve bu tarihten önce kurulan ancak hala devam eden evlilikler için ise Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.

Bu durumda, olası bir çekişmeli boşanma davası ve bu davada boşanma kararı alınması durumunda, mal paylaşımı davasında yasal mal rejimi hükümleri uygulanır.

Ancak taraflar, yasal mal rejiminin uygun olmadığını düşünerek usulüne uygun bir şekilde evlilik sözleşmesi yapmışlarsa, mal paylaşımı tarafların seçtikleri mal rejimi kuralları doğrultusunda gerçekleştirilir.

EVLİLİK SÖZLEŞMESİ SONRADAN DEĞİŞTİRİLEBİLİR Mİ?

Eşler, mevcut mal rejimini değiştirmek amacıyla tekrar aynı prosedürü izleyerek yeni bir evlilik sözleşmesi yapma imkanına sahiptirler. Bu süreç, mal rejimindeki değişiklikleri belirlemek ve yazılı olarak tescil etmek için hukuki bir çerçeve sağlar. Yeniden yapılan evlilik sözleşmesi, eşlerin varlıkları, hakları ve sorumlulukları konusunda önceki düzenlemeleri geçersiz kılar ve güncel tercihlerine uygun yeni bir mal rejimi belirler. Bu profesyonel yaklaşım, eşlerin kararlarını hukuki açıdan net ve geçerli bir şekilde ifade etmelerini sağlar.

EVLİLİK SÖZLEŞMESİNİN İPTALİ

Türk Hukuku’nda sözleşme serbestisi ilkesi genel olarak geçerlidir; ancak Türk Borçlar Kanunu’nun 26. Maddesine göre sözleşme serbestisi, kanunda belirtilen sınırlar ve zorunlu hükümlere uygun olarak kullanılır.

Aile hukuku alanında mutlak bir sözleşme serbestisi olmamakla birlikte, boşanmanın sonuçlarının önceden tahmin edilebilir olması hukuki güvenlik açısından önemlidir. Bu nedenle, Türk Hukuku’nda evlilik sözleşmesinin hukuki geçerliliği, sözleşmenin kanunda belirlenen sınırlar içinde yapılmasına bağlıdır.

Kanunun öngördüğü sınırları aşan evlilik sözleşmeleri “iptal edilebilirlik” yaptırımına tabidir. İptal sebepleri içeren evlilik sözleşmeleri, aile mahkemesinde evlilik sözleşmesinin iptali için başvuru yapılarak hükümsüz kılınır.

İradeyi sakatlayan sebeplerin varlığı, evlilik sözleşmesinin iptal sebebidir. Evlilik sözleşmesinin iptal sebepleri, yanılma, aldatma ve korkutma olarak Türk Borçlar Kanunu’nun ilgili maddeleriyle düzenlenmiştir. Muvazaa, Türk Borçlar Kanunu’nun 18. Maddesi uyarınca iptal sebebidir ve bu nedenle muvazaalı bir evlilik sözleşmesi hükümsüzdür. Küçük ve kısıtlılar için evlilik sözleşmesi yapılabilmesi için yasal temsilcilerin yazılı rızası gereklidir.

Evlilik sözleşmesi, sadece kanunda belirtilen mal rejimi türlerinden birinin seçilmesiyle yapılır. Türk Hukuku’nda evlilik sözleşmelerinde “tipe bağlılık ilkesi” uygulanır. Dolayısıyla, kanunda belirlenen sınırları aşan bir evlilik sözleşmesi, tipe aykırılık nedeniyle iptal edilir.

Türk Medeni Kanunu’nun 184. Maddesine göre boşanmanın fer’i sonuçlarına ilişkin sözleşme yapılamaz. Bu sonuçlar arasında kişisel ilişkiler, velayet, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat, yoksulluk nafakası bulunmaktadır. Bu konularda yapılan evlilik sözleşmeleri, hakim tarafından onaylanmadıkça geçerli değildir ve hukuken geçersizdir.

EVLİLİK SÖZLEŞMESİ AVUKATLIK ÜCRETİ

Boşanma avukatlarımız, evlilik öncesinde veya evlilik devam ederken evlilik sözleşmesi ve mal ayrılığı sözleşmesi hazırlanması konusunda, imza öncesinde eşleri bilgilendirmek ve sözleşmelerin oluşturulmasına yönelik müvekkillerine destek sağlamaktadır. Bu çerçevede, anlaşmalı boşanma avukat ücreti her dosya için özel olarak değerlendirilir.

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince aile mahkemelerinde görülen davalarda alınabilecek en az ücret 2024 yılı için 17.900 TL olarak belirlenebilir. Bu miktar üzerine %10 KDV uygulanır ve ödenmesi gereken toplam avukatlık ücreti 19.690 TL’ye ulaşır.

EVLİLİK SÖZLEŞMESİ ÖRNEĞİ

………………….. ile ………………………arasında, yapılacak/yapılmış …/…/… tarihli evlilik akdi sebebiyle, taraflar Türk Medeni Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un verdiği açık yetkiye dayanarak ve evlenme tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aralarında mal ayrılığı rejimini kabul ettiklerini aşağıda belirtilen yasal sınırlar çerçevesinde beyan etmişlerdir.

  1. Her birimiz, yasal sınırlar içerisinde, kendisine ait olan kişisel mallarını yönetmek, bunlardan yararlanmak ve tasarruf etmek hakkına sahip olacaktır. Bir diğeri, diğer eşin menkul ve gayrımenkulleri ile kişisel her türlü mal varlığı üzerinde yönetme ve tasarruf hakkına sahip olmayacaktır.
  2. Her birimizin kişisel kullanımında bulunan eşyalar ile üçüncü kişilerden gelen manevî ve maddî tazminat alacakları yasal olarak kişisel malları oluşturacak ve diğerinin bu alacaklar üzerinde söz hakkı ve herhangi bir tasarrufu bulunmayacaktır. Eşlerin evlilikleri süresince kendi adına edindiği mallar her bir eşin kendi adına kişisel malını oluşturur.
  3. Bağışlamalar, üçüncü kişilerden, füruu ve füruundan gelen miras hak ve payları ile üçüncü kişilerin karşılıksız kazandırmaları kişisel mallar bölümünde yer alacak ve mal ayrılığı prensibi gereği bir diğerinin bunlardan yararlanma, yönetme ve tasarruf etme hakkı bulunmayacaktır.
  4. Belirli bir malın kendisine ait olduğunu iddia eden, iddiasını ispatla yükümlü olacaktır. Aksi takdirde aidiyeti ispat edilemeyen mallar, paylı mülkiyetimizdeki mallardan sayılacaktır.
  5. Her eş kendi borçlarından dolayı, kendisine ait mallardan tümüyle sorumlu olacak ve bir diğerini borçlandırıcı tasarruflarda bulunamayacaktır. Her birimiz, evlilik birliğini temsil ve yönetme yetkisine dayanarak yaptığımız borçlardan, bir meslek veya sanatın icra edilmesi nedeniyle yaptığımız borçlardan ve birimiz için kişisel sorumluluk doğuran borçlardan ve üçüncü kişilerle anlaşarak yaptığı borçlardan tamamen kendisi sorumlu olacaktır.
  6. Her birimizin bir meslek veya sanat icra etmesi durumunda bu meslek ve sanata ilişkin bütün hukukî işlemleri yapma, gelirini kullanma, tasarruf etme hakkı o eşe ait olup, bir diğerinin bu meslek ve sanat icrasıyla ve geliriyle bir ilişkisi ve söz hakkı ile tasarrufu bulunmayacaktır.
  7. Yönetim giderleri ve evlilik birliğini temsilen yapılan masraflar her bir eşin ortak katılımıyla sağlanacaktır.
  8. Sosyal Güvenlik veya Sosyal yardım kurumlarınca veya özel sigorta şirketlerince yapılmış olan toptan ödemeler, tazminat ve alacaklar ile iş gücü kaybı dolayısıyla ödenen tazminat, toptan ödeme veya tazminat yerine ilgili sosyal güvenlik kurumunca veya özel sigorta şirketi tarafından ömür boyu irat bağlanması halinde bu gelirler kişisel mal olarak kabul edilecek ve diğer eşin tasarruf ve yönetme hakkı olmayacaktır.
  9. Keza, tahvil, bono, resmî senet, repo, borsa, faiz, icra alacakları ve tahsilatları ile banka faizi ve kira geliri gibi irat getiren ve burada sınırlayıcı olarak sayılmayan en geniş anlamdaki tüm kazançlar da mal ayrılığı prensibi gereği kişisel mal varlığı kavramında kabul edilecek ve diğer eşin bu haklar ve alacaklar üzerinde hiçbir şekilde yönetme ve kullanma yetkisi ile tasarrufu bulunmayacaktır.
  10. Mal rejiminin sona ermesi hâlinde, her birimiz, diğerinin zilyetliğinde bulunan kendine ait mallarını geri alacaktır. Ayrıca üstün yararı olduğunu ispat eden, öteki önlemler yanında, diğerine ait payın ödeme günündeki karşılığını vermek suretiyle paylı mülkiyetimizdeki malın kendisine verilmesini isteyebilecektir.
  11. Evliliğin iptal veya boşanma kararıyla sona erdirilmesi hâlinde, ailenin ortak kullanımına özgülenmiş ve eşler arasında eşit olarak paylaşma konusu olan konutta kalmaya ve ev eşyalarını kullanmaya, ……..  devam edecektir.

İmza

İmza

SIKÇA SORULAN SORULAR

Evlilik sözleşmesi işe yarıyor mu?

Mal rejimi sözleşmesi işe yarıyor mu sorusunun cevabı geçerliliğinde yatmaktadır. Evlilik sözleşmesi geçerli olması halinde işe yarar. Mahkeme doğrudan bu evlilik sözleşmesini uygular ve bu sayede çekişmeli mal paylaşımı olmaz. Evlilik sözleşmeleri, yapıldığı tarihten itibaren ileriye etkili olacak şekilde sonuç doğurmaktadır.

Mal rejimi sözleşmesi eşlerden birinin ölmesi halinde ne olur?

Kural olarak eşlerden biri vefat ettiğinde sağ kalan eş, diğer eşin yasal mirasçısı olacaktır. Aynı şekilde, evlilik birliği içerisinde açılmış olan bir boşanma davası henüz kesinleşmeden bir eşin vefat etmesi durumunda da diğer eş mirasçı olarak kabul edilir.

Mal rejimi sözleşmesi ne kadar geçerli?

Kural olarak mal rejimi eşlerden birinin ölümü veya boşanma ile sona ermektedir. Bu kural evlilik sözleşmesi için de geçerli olacaktır. Bunun yanında eşler evlilik birliği içerisinde de daha önce imzalamış oldukları evlilik sözleşmesinde değişiklik yapma imkanına sahiptirler.

Sultan Dilara Bardi

Boşanma hukukuna ilişkin makale ve yayınlarımız için tıklayınız:

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak Gerekli alanlar işaretlendi *

Yorum Yap